On5yirmi5.com "Gizli saklı hilafet olmaz" IŞİD’in hilafeti ilan etmesinin yankılarını Ortadoğu Uzmanı Mustafa Özcan’la konuştuk. Yayın Tarihi : 2 Temmuz 2014 Çarşamba (oluşturma : 10/20/2017) Irak’ın orta kesiminde yer alan Sünni bölgeleri ele geçiren bu kez deetmesinin ‘halifelik’ ilan IŞİD, hilafeti ilan ettikten sonra daçağrısı tüm dünyadaki Müslümanların kendisine yardım etmesi açıkladı. Kısa sürede devlet olduğunu ilan edip, ardından hilafeti ilangerektiğini eden IŞİD’in buverilir? İslam dünyasından bir yankı buluretti. mu, bulursa bu çağrıya nasıl cevap IŞİD’in hilafeti ilan yankılarını Ortadoğu Uzmanı Mustafa Özcan’la konuştuk. IŞİD halifelik ilan ettiğini açıkladı ve tüm Müslümanların kendisine yardım etmesini istedi. Bu İŞİD’in kendisini devlet ilan etmesi bir gariplik, halifelik ilan etmesi başka bir gariplik oldu. IŞİD’in halifelik ilan etmesinin bir zemini var mı? Dünya Müslümanları arasında nasıl bir yankı bulur? Ebu Bekir Bağdadi’nin kurmuş olduğu IŞİD sürekli olarak isim değiştiren bir hareket. Daha önce de IŞİD olarak anılmıyordu, Irak İslam Devleti’ydi. Irak İslam Devleti’nden IŞİD’e dönüştü. IŞİD’den sonra şimdi de biliyorsunuz Hilafet Devleti olarak isimlendiriyorlar. Halifeliğin iki tane önemli şartından biri halifenin olması, ikincisi de halkın bir şekilde biat etmesi. Fakat onların öyle özgür biatı falan tasvip etmiyorlar. Yani kıl kadar kendilerinden ayrılan adamın kellesini bile hiç bakmadan vuruyorlar. Dolayısıyla orada halk diye bir şey yok. Kendi kendilerine biat ediyorlarsa o başka bir şey. Yöntem olarak IŞİD’in İslam’ı kesimler tarafından tasvip edildiğini zannetmiyorum. Öyle bir onay alma imkanları da yok zaten. Yani hilafetin şartlarından bir tanesi, gerçek bir hilafetin tabi, halkın biat üzerinden onayının alınması. Burada öyle bir şey yok. IŞİD, İslam’a açıdan sağlık sorunları olan bir örgüt bir yapı. Tek taraflı olarak emrivaki ile hilafeti ilan etmesinin bir anlamı yok. Bir de şunu söyleyeyim; hilafet ismi önemli değil. Daha önce de hilafet ismi taşıyanlar vardı, hiçbir varlık gösteremediler. Cemalattin Kaplan bunlardan bir tanesi. Bazılarının da, ismi halife olmadı ama İslam dünyasına büyük hizmet etti. Selahattin Eyyubi gibi ve Nureddin Zengi gibi… Bunlar halife lakabı taşımıyordı ama gerçek manada halifeler gibi İslam’a, Müslümanlara hizmet ettiler. Dolayısıyla IŞİD’in yapısı kesinlikle sağlıklı bir yapı değil. Oldu bittilerle hareket ediyorlar. Hilafetin, halife olma şartlarınla haiz değiller. Bırakın biatı, adam maskeli olarak dolaşıyor. Ebu Bekir Bağdadi’yi tanıyan neredeyse yok. Tanıyanlar da dediğim gibi bir zamanlar görmüştük diyorlar. Irak hükümeti tarafından fotoğrafları falan yayınlandı. Bir fotoğrafı biliniyor. Dolayısıyla bu adam gizli saklı. Hilafet meselesi gizli saklı olmaz. Biliyorsunuz düğünde bile ilan esastır, gizli nikah olmaz. O yüzden gizli saklı hilafet olmaz. Ne, ne yapıyorlar? Hangi akla hizmet ediyorlar? Anlamak mümkün değil. O açıdan tasvip edilecek bir durumu yok. Irak ordusu Rusya’dan aldığı uçaklarla saldırıya geçti. Tikrit’te, Felluci’de çatışmalar şiddetlendi. IŞİD’in ilerlemesi durmuş gibi gözüküyor. Tabi İran’ın, ABD’nin Nuri El Maliki’ye lojistik destekleri var. Çatışmaların Irak’ta daha da şiddetleneceğini söyleyebilir miyiz? Şunu söyleyebiliriz Nuri El Maliki aslında meşruiyetini kaybetmesine rağmen tüm dünya tarafından destekleniyor. Batılı ülkeler, demokrasiyle gelmiş birine sırt çeviremeyiz diyorlar. Dolayısıyla burada Şiileri, İran’ı bir kayırma var. Irak petrol denizinde, Amerikalıların çıkarları var. İkincisi Müslümanların bölünmesini istiyorlar. Dolayısıyla Maliki bu bölünmeye hizmet ediyor. İran konumuyla buna hizmet ediyor. İstemese bile, oturmuş olduğu zemin tezat üreten bir zemin. Hoca bildiğini okur misali, İran bildiğini yapmak zorunda. Onun dışına çıkması tabiatı gereği mümkün değil. İslam dünyasını bölmek ve parçalamaktan başka bir misyonu olamaz ve yok da. Bazıları İran’ı anlamamalarından, derin analiz yapabilme imkanından mahrum olmalarından sempati duydular. Bugün İsrail, “İslami hareketlere karşı ne yardım istiyorsanız yaparız” dedi. Ürdün’e söyledi ama zımnen Irak için de geçerli. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da aynısını söyledi, Irak’ı da kapsıyor bu. İran’la gizli kapaklı ilişki kurabilir ve İslam dünyasını uyutmak, gözlerini bağlamak için bunu ilan etmezler. 1987 yılında İrangate olayında olduğu gibi… Dolayısıyla öncelikli olarak şu tespiti yapmak gerekiyor dünyada Rusya, Amerika, İran vs. Maliki yönetimini desteklemekte ortak hareket ediyorlar. Nerede İslam düşmanları varsa hepsi Maliki’nin arkasında. Bunu çok açık ve net ortaya koymak lazım. IŞİD meselesi ayrı. Irak’taki Sünnilerin IŞİD’e destek vermelerinin arkasında “dinsizin hakkından imansız gelir” denklemi var. Öyle bir yaklaşım söz konusu. Yoksa IŞİD’i kimse tasvip etmez, etmesi de mümkün değil. IŞİD gibi örgütler nerede bulunurlarsa bulunsunlar ancak nefret ve şiddeti üretiyorlar. Dolayısıyla genel kabul görmesi mümkün değil ama onların ortaya çıkmasını, Irak’ta böyle bir varlık göstermelerinin temel nedenlerinden biri Maliki yönetiminin Sünnilere yönelik ayrımcı politikaları. Maliki bir diktatör gibi davranıyor. Sünnilere yönelik ayrım yapılıyor ve bu dünya tarafından kabul ediliyor. Batı basını bunu eskiden söylemiyordu, şimdi sürekli olarak söylüyor. Sünniler bunu yıllardan beri söylüyorlardı fakat kimseyi dinletemediler. IŞİD ortaya çıkmadan evvel Sünnilerin şikayetlerini hiç kaale alan yoktu. Dolayısıyla IŞİD’in ortaya çıkmasına herkes Maliki’ye gizli onay vererek destek olmuş oldu. Suriye’de öyle. Denildi ki Suriye meselesi uzarsa radikal örgütler mantar gibi biter. Ve gerçekten bitti. Şimdi o radikal örgütlere karşı tutum takınmaya tavır almaya çalışıyorlar. Suriye’de IŞİD’in veya radikalizmin ortaya çıkması temel nedeni Beşar Esad’ın ivedi bir şekilde iktidardan düşürülmemesidir. Yani dünyanın seyirci kalmasıdır. Irak’ta da böyle oldu. Maliki 2010’da seçimleri kazanmış falan değildi. ABD ve İran’ın ataması sonucu başbakanlık makamına getirilen bir adam. Hatta bizim eski Irak Büyükelçimiz Murat Özçelik, “2010’da çok çalıştık fakat muaffak olamadık. Orada kazanan İyad Allavi’ydi.” dedi. Maliki’yi iktidara ABD ve İran getirdi. Irak’a yönelik çifte işgal uygulandı. Bu ABD ve İran işgaliydi. Nuri Maliki de çifte ajandı, Amerika ve İran ajanı. Dolayısıyla şimdi devam eden desteği de buna bağlayabiliriz. Bu dökümanı orjinal adreste göster "Gizli saklı hilafet olmaz"