Tıp Araştırmaları Dergisi: 2011 : 9 (3) :188 -191 T AD OLGU SUNUMU Bilateral alt ekstremite ödemi ve derin venöz tromboz nedeni olarak retroperitoneal leiomyosarkom Necip Pirinççi1 , İlhan Geçit1 , Kerem Taken2 , Tacettin Yekta Kaya1 , Özcan Canbey1 , Kadir Ceylan1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Van, Türkiye 2 Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği, Van, Türkiye Özet Leiomyosarkom retroperitoneal bölgede nadir görülen tümörlerden olup kendisini genellikle karın ağrısı gibi nonspesifik bulgularla belli eder. Bizim olgumuzda; retroperitoneal leiomyosarkom, 44 yaşındaki erkek hastada bilateral alt ekstremite ödemi ve derin ven trombozu gibi retroperitonal tümörlere nadiren eşlik eden bulgularla birlikteydi. Olgumuzda da olduğu gibi; bilateral alt ekstremitede ödemi olan ve derin ven trombozu nedeniyle takip edilen hastalarda retroperitoneal tümörler ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Anahtar kelimeler: Derin ven trombozu, hidronefroz, leiomyosarkom, ödem, retroperiton Retroperitoneal leiomyosarcoma as the cause of the eudema of bilateral lower extremity anad deep venous trombosis Abstract Leiomyosarcoma is a tumour which is rarely seen in the retroperitoneal area and generally shows itself Yazışma Adresi: Yard. Doç.Dr. Necip Pirinççi Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı Maraş Caddesi 65100 Van Tlf: 0432 2150474 dahili:6258 Email: [email protected] with non-specific findings such as abdominal pain. In our case; retroperitoneal leiomyosarcoma was together with findings which were rarely accompanied by retroperitoneal tumours such as the eudema of the bilateral lower extremity and deep venous trombosis in a male patient aged 44. As in our case; retroperitoneal tumours should be considered in a specific diagnose in patients who have the eudema in the bilateral lower extremity and are followed due to deep venous trombosis. Key words: Deep venous trombosis, hydronephrosis, leiomyosarcoma, eudema, retroperiton Primer retroperitoneal tümörler çok nadir görülmekte olup %70 malign karakterdedir (1). Sinir sistemi, lenfatik sistem ve yumuşak dokuların yanı sıra germ hücrelerinden de köken alabilirler. Retroperitoneal tümörler içerisinde yumuşak doku tümörlerinin görülme sıklığı % 0.7’ dir. Retroperitoneal yumuşak doku tümörlerinin çoğunluğunu leiyomyosarkom, liposarkom, nörojenik sarkomlar gibi sarkomlar oluşturur (2). Yumuşak doku tümörleri içerisinde leiomyosarkomların oranı %5-10’ dur (3). Leiomyosarkomlar agresif tümörler olup prognoz olarak diğer yumuşak doku sarkomlarından daha kötüdür (4). Retroperitoneal kitleler geniş bir çapa ulaşmadıkça genelde semptom vermezler; bu nedenle tanı zordur (5) Retroperitoneal tümörlerin semptomları nonspesifiktir ve en çok saptanan semptom karın ağrısıdır. Olgu Sunumu İki aydır olan bilateral alt ekstremitede ödem şikayetiyle dahiliye polikliniğine başvuran ve 189 Pirinççi ve ark. derin ven trombozu öntanısıyla kalp-damar cerrahisi kliniğince takip edilen 44 yaşında erkek hastanın; tüm batın bilgisayarlı tomografisinde (Resim I) sağ böbrekte hidronefroz ve sağ retroperitoneal alanda vena cava inferiora bası yapan 7x6x5,5 cm boyutlarında kitle lezyonu izlenmesi üzerine kliniğimize yönlendirilen hastada sistemik hastalık anamnezi ve pozitif aile hikayesi alınmadı. Resim I. Retroperitoneal leiomyosarkomun BT görüntüsü Fizik muayenesinde sağ kostovertebral açı hassasiyeti ve bilateral alt ekstremitede ödem dışında herhangi bir patolojik bulgu saptanmadı. Testis ve gastrointestinal sistem tümör belirteçleri normaldi. Hastanın abdomen MR görüntülemesinde; sağ böbrek pelvikalisiyel sistemde dilatasyona yol açan 8x6 cm boyutlarında retroperitoneal kitle lezyonu izlendi. Kitleden USG eşliğinde biyopsi yapıldı. Biyopsi spesmeninde atipik hücrelere rastlandı. Ardından hastaya kitlenin çevrelediği üreter eksizyonu ile birlikte retroperitoneal kitle eksizyonu ve üreteropelvik anastomoz (DJ kateter üzerinden) yapıldı. Kitlenin histopatolojik değerlendirmesinde; tümör leiomyosarkom olarak tanımlandı (Resim II ). Resim II. Histopatolojik Görünüm Tartışma Retroperitoneal tümörler kitle etkisine bağlı olarak semptom verirler. Dolayısıyla kitlenin küçük olduğu erken dönemde genelde semptomatik değildirler. Semptomlar nonspesifik olup en çok saptanan semptom karın ağrısıdır (6,12). Bizim olgumuzda saptadığımız ilk semptom bilateral alt ekstremitede ödem ve derin ven trombozuydu. Derin ven trombozu oluşumunda; yaş, cinsiyet, immobilizasyon, cerrahi, oral kontraseptif kullanımı, hamilelik ve kanser önemli risk faktörlerindendir (7,8). Normal populasyonda derin ven trombozu gelişme riski 1/1000 olarak kabul edilirken kanserli hastalarda % 15 civarındadır (8,9). Derin ven trombozu klinik tablosu; malignitenin ilk belirtisi olarak karşımıza çıkabilmektedir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda; idiyopatik venöz trombozlu olgularda tümörün cinsine bağlı olarak kanser insidansının gittikçe arttığı ve 2 yıl içinde % 10 civarında görülebileceği belirtilmektedir (10,11). Retroperitoneal lenfoma ve retroperitoneal metastatik tümörlerin tedavisi primer retroperitoneal tümörlerin tedavisinden farklıdır. Retroperitoneal lenfoma ve retroperitoneal metastatik tümörlerin tanısında ve tedavinin planlanmasında radyolojik görüntüleme ve biyopsi önemli yere sahiptir (13,14). Biz olgumuzda; retroperitoneal lenfoma, extragonadal testis tümörü metastazı ve gastrointestinal sistem malignitelerini değerlendirmek için tümör belirteçlerine baktık ve görüntüleme eşliğinde biyopsi yaptık. Primer retroperitoneal sarkomun kesin tedavisi cerrahi rezeksiyondur (16). Adjuvan ve neoadjuvan radyoterapi bazı hastalarda faydalı olsa bile prognoz üzerine anlamlı etkisi saptanmamıştır (16-18). Retroperitoneal tümörlerde sağkalımı en çok etkileyen parametreler tümörün grade ve tamamen rezeke edilebilirliğidir (14,15). Tamamen rezeke edilebilen ve küçük gradeli tümörlere sahip olan hastalar en iyi sağkalım süresine sahiptirler (14,15). Retroperitenoal liposarkomlu 28 hastayı içeren bir çalışmada hastaların %60’ ında nefrektomi, %50’ sinde kolon rezeksiyonu, %35’ inde surrenal rezeksiyonu yapıldığı belirtilmiştir (18). Biz olgumuzu cerrahi öncesi böbrek ve vena kava invazyonu açısından tomografi ve MR ile değerlendirdik. ve invazyon saptamadık. Cerrahi esnasında tümör ve etrafının çevrelediği üreter rezeke edildi. Üreter uçlarından frozen gönderildi ve cerrahi sınır temiz geldiğinden dolayı DJ katater üzerinden üreter uc uca anastomoz edildi. 190 Pirinççi ve ark. Dokunun histopatolojik incelemesinde kitlenin leiomyosarkom olduğu saptandı. Üreter cerrahi sınırlar temizdi. Retroperitoneal sarkomlu hastaların cerrahi rezeksiyon sonrası 5 ve 10 yıllık sağkalımlarının kötü olduğunu gösteren çalışmalar vardır (5,20). Prognozun kötü olmasının en önemli nedeni genellikle cerrahiyi takiben ilk 2 yıl içerisinde izlenen lokal nükslerdir (12,19). Nükslerin erken tesbiti ve tekrar rezeke edilmesi prognoz oranlarını etkileyen en önemli faktördür (5,20). Lokal nüksler yetersiz rezeksiyon sonucu olup bu oran yaklaşık % 50’dir (5,20). Primer tümörde olduğu gibi lokal nükslerde genellikle asemptomatiktir. Cerrahi sonrası erken dönemde cerrahi skar ve fibrozis radyolojik görüntülemede lokal nüks ile karışabildiğinden dolayı yanlış sonuçlar verebilmektedir (19). Retroperitoneal sarkomların ilk metastaz yaptığı organ karaciğerdir ve metastaz takibinde tomografi ve/veya MR önerilmektedir (21). Retroperitoneal sarkomlarda cerrahi sonrası ilk iki yıl 3 ayda bir, 3. ve 5. yıllar arası 6 ayda bir, 5.yıldan sonra yılda bir radyolojik takip önerilmektedir (21). Biz; olgumuzda postoperatif 1.ayda DJ katateri aldık ve ilk bir yıllık takiplerinde lokal nükse rastlamadık. Sonuç olarak; retroperitoneal leiomyosarkomlarıda kapsayan retroperitoneal tümörler genellikle kendilerini ağrı gibi nonspesifik semptom ve bulgularla belli eder. Nadiren de olsa bilateral alt ekstremite ödemi ve derin ven trombozuna yol açabilirler. Bilateral alt ekstremite ödemi ve derin ven trombozu nedeniyle takip edilen hastalarda etiyolojik faktörler arasında retroperitoneal tümörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünmekteyiz. Kaynaklar 1. 2. 3. 4. Pai MR, Raghuveer CV. Primary retroperitoneal tumours a 25 year study. Indian J Med Sci 1995; 49:139-41. Weiss SW. Lipomatous tumours. Monogr Pathol 1996; 38: 207-39. Gustafson P, Willen H, Baldetrop B, et al. Soft tissue leiomyosarcoma: a populationbased epidemiologic and prognostic study of 48 patients, including cellular DNA content. Cancer 1992, 70:114. Mankin HJ, Casas-Ganem J, Kim JI et al. Leiomyosarcoma of somatic soft tissues. Clin Orthop Relat Res. 2004 ; 421 :225-31. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. Ferrario T, Karalosus C. Retroperitoneal sarcomas, Grade and Survival Arch Surg . 2003 ; 138:248-251. Singer S, Corson JM, Demetri GD et al. Prognostic factors predictive of survival for truncal and retroperitoneal soft tissue sarcoma. Ann Surg. 1995;221:185–95. Atamer T. Protrombotik hastalıklar ;Tanımlama ,çeşitleri tanıya yaklaşım .Fleboloji Dergisi 2002;4:7-15. Johnson MJ, Spoule MW, Paul J. The prevelence and associated variables of deep venous trombosis in patients with advanced cancer .Clin Oncol 1999;11 :105-110 Ravin AJ, Edwards RP, Krohn MA, Kelley JR, Christopherson WA, Roberts JM. The factor V leiden mutation and risk of venous tromboembolism in gynecologik oncology patients .Obstet Gynecol 2002 ;100: 12851289. Sorensen HT, Mellemkjaer L, Olsen JH, Baron JA. Prognosis of cancers associated with tromboembolism. N Eng J Med 2000;343 :1846-1850. Aderka D, Brown A, Zelikovski A, Pinkhas J. İdiopathic deep vein trombosis in an apparently healty patient as a premonitory sign of occult cancer . Cancer 1986; 57: 1846-1849. Van Dalus T, Van Geel AN, van Coevorden F et al. Dutch soft tissue sarcoma group. Soft tissue carcinoma in the retroperitoneum: an often-neglected diagnosis. Eur J Surg Oncol. 2001;27:74–9. Arca MJ, Sondak VK, Chang AE. Diagnostic procedures and pretreatment evaluation of soft tissue sarcomas. Semin Surg Oncol. 1994;10:323–31. Heslin MJ, Lewis JJ, Nadler E et al. Prognostic factors associated with long-term survival for retroperitoneal sarcoma: Implications for management. J Clin Oncol. 1997;15:2832–9. Storm FK, Mahvi DM. Diagnosis and management of retroperitoneal soft-tissue sarcoma. Ann Surg. 1991;214:2–10. Papanicolaou N, Yoder IC, Lee MJ. Primary retroperitoneal neoplasms: How close can we come in making the correct diagnosis. Urol Radiol. 1992;14:221–8. Stoeckle E, Coinbdre JM, Bonvalot S et al. French Federation of Cancer Centers Sarcoma Group. Prognostic factors in retroperitoneal sarcoma: a multivariate analysis of a series of 165 patients of the French Cancer Center Federation Sarcoma Group. Cancer. 2001;92:359–68. Alektiar KM, Hu K, Anderson L, Brennan MF, Harrison LB. High-dose rate intraoperative radiation therapy (HD-IORT) 191 Pirinççi ve ark. 19. 20. for retroperitoneal sarcomas. Int J Radiat Oncol Biol Phys. 2000;9:61–5. Gupta AK, Cohan RH, Francis IR et al. Patterns of recurrent retroperitoneal sarcomas. AJR. 2000;174:1025–30. Hassan I, Park SZ, Donohue JH et al. Operative management of primary 21. retroperitoneal sarcomas: a reappraisal of an institutional experience. Ann Surg. 2004;239:244–50. Cormier JN, Pollock RE. Soft tissue sarcoma. CA: A Cancer Journal for Clinicians. 2004;54:94–109.