kurban bayramı için beslenme önerilerimiz,diyabet cerrahisi nedir?

advertisement
KURBAN BAYRAMI İÇİN BESLENME
ÖNERİLERİMİZ
Obezite cerrahisi geçiren hastalarımıza BariatrikLab ekibi
olarak kurban bayramı öncesi birkaç önerimiz olacak.
Ameliyat sonrası katı gıda almaya başlayan hastalarımız Kurban
Bayramında olası hazımsızlık şikayetleri yaşamamaları için
kesilmiş hayvanın etini hemen tüketmemelidirler! Geleneksel
olarak kurban eti kesildikten sonra hemen kavutturulup sabah
kahvaltısında yada en geç öğle yemeğinde sofralarda yerini
bulur. Bu durum aslında yanlıştır. Hayvan kesildikten sonra et
bir
süre
dinlendirilmeli,
katılığı
geçtikten
sonra
tüketilmelidir. Hemen tüketilen etin sindirilmesi güç olur. O
nedenle
bayram
tatilinizi
hazımsızlık
uykusuzluk
şikayetlerinizle geçirmemeniz için kurban etinizi en erken 24
saat sonra tüketmelisiniz ve etinizi tüketirken hayvanın iç
yağları ile kavurma işlemi yerine sebzelerle yada domatesin
bol olduğu bu ayda domates ile sotelenerek tercih
edebilirsiniz. Bu şekilde daha az kalori de almış olacaksınız.
Peki kurban bayramında her öğünde et tüketebilir miyiz?
Sabah kahvaltısında etin tercih edilmesi sindirimin uzun
sürmesi açısından biraz keyifsiz olabilmektedir. O nedenle
kahvaltınızı klasik Türk Kahvaltısı yumurta ve peynir gibi
tercih etmeniz sizin için iyi bir alternatif olacaktır. Öğle
ve akşam yemeklerinizde ana yemek olarak etinizi soteleyerek
tüketebilirsiniz.
Et ürünleri önemli mineraller içermektedir. Özelikle kırmızı
etin demir içeriği bizler için oldukça kıymetlidir.
Minerallerin emilimini azaltmamak için öğle ve akşam
yemeğinizden sonra hemen çay içmemeli mümkünse 40 dakika sonra
tercih içmelisiniz.
Sağlık problemi olanlar dikkat!
Kalp hastaları, yüksek tansiyonu ve yüksek kolestrolü olan
hastaların et porsiyonlarına dikkat etmeleri son derece
önemlidir. Günde sadece bir öğünde (özellikle öğle öğününde)
etli bir menü tercih etmeleri ve tercihen de sağlıklı pişirme
teknikleri ile yapılmış eti tüketiyor olmaları olası sağlık
problemleri riskini azaltacaktır.
Önerilerimiz ile sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileğiyle…
BariatrikLab Ekibi
DİYABET CERRAHİSİ NEDİR? NE
DEĞİLDİR?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite cerrahisi hızlı
bir artış gösteriyor. Elde edilen son verilere göre dünyada
her yıl yaklaşık 500 bin ameliyat yapılır duruma geldi, bu
ameliyatların yaklaşık 300 bin nini ABD, geri kalanını ise
diğer dünya ülkeleri yapıyor, ülkemizde de net veriler
olmamakla birlikte yıllık 12-15 bin ameliyat sayısını erişmiş
bulunuyoruz. Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü verilerine
göre 1980’li yıllarda dünyada 108 milyon insan diyabetli iken,
2014 yılında bu sayı 500 milyon dolayına ulaştı. Bu sayının
yaklaşık %90’nını Tip2 Diyabetli hastalar oluşturuyor. Obezite
oranı arttıkça Tip2 Diyabetli hasta sayısıda artıyor, çünkü
Tip2 Diyabetli hastaların %90’ı obezite grubunda bulunuyor.
Beni tanıyan meslektaşlarımın büyük kısmı uzun yıllardır
obezite cerrahisi ile ilgilendiğimi bilirler (Genel Cerrahi
Uzmanlık Tezi; İstanbul Tıp Fak. Genel Cerrahi ABD, 1999, Tez
Yayınlama;
Coşkun, H., A.Bozbora, Y.Erbil, S.Özarmağan ve
Y.Orhan, “Morbid Obezite Cerrahisinde Ayarlanabilir Silikon
Mide Bandı Uygulamalarımızın Sonuçları”, Ulusal Cerrahi
Dergisi, 18, 31-37, 2002). Obezite cerrahisi diyorum çünkü bu
yıllarda Metabolik Cerrahi veya Diyabet Cerrahisi kavramı
yoktu. Oysa bu işle uğraşan cerrahlar biliyordu ki obezite
ameliyatlarından sonra bir çok hastamızın Tip2 Diyabetlerin de
ciddi düzelmeler görüyorduk. Yani obezite ameliyatları sadece
zayıflama sağlamıyor, kilo vermeden bağımsız başta Tip2
Diyabet olmak üzere bir çok metabolik hastalığın da
gerilemesine hatta tamamen düzelmesine neden oluyordu.
Tüm bu verilerin bir araya gelmesi sonucunda 2007 yılında
American Society for Bariatric Surgery (ASBS) ve International
Fedaration for the Surgery of Obesity (IFSO) elde edilen
sonuçların neticesinde isim değişikliğine giderek, ASMBS
(American Society for Metabolic and Bariatric Surgery), IFSO
ise isminin sonuna “Metabolic Disorders” ekini alarak yapılan
ameliyatların artık sadece tek başına kilo kaybı ameliyatı
olmadığını, hala araştırmaları devam etmekle birlikte başta
Tip2 Diyabet olmak üzere “Metabolik Hastalıkları” düzelten bir
cerrahi olduğunu onaylamış oldu.
İşte bu tarihten itibaren işler biraz karmaşık bir durum
almaya başladı. Çünkü bir grup araştırmacı özellikle tüm Tip2
Diyabeti bulunan hastaları bu ameliyat ile tedavi etmenin
uygun olup olamayacağını sorgulamaya başladı. Aslında konuyla
ilgili olarak tıbbi litaretür de ilk kez Pories WJ ve ark. Ann
Surg 1992 yılında Is type II diabetes mellitus (NIDDM) a
surgical
disease?
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1242519/pdf/annsur
g00088-0109.pdf yapmış oldukları çalışmada morbid obez+Tip2
Diyabetli hastalarda Gastrik Bypass ameliyatının olumlu
etkilerini yayınlamışlardı ancak kişisel düşüncem o dönemde
çok fazla bir etki uyandırmamıştı.
Diyabet Cerrahisini bu kadar gündeme getiren asıl kişi ise
Prof. Dr. Francesco Rubino oldu, kendisi gerçekten bu alanda
ciddi akademik çalışmalar yaparak obezite ameliyatlarının Tip2
diyabet üzerinde nasıl düzelme meydana getirdiğini açıklığa
kavuşturmaya çalıştı. Bu gün hala dünyada bu alanın
önderliğini yapmaya devam etmektedir. Kendisi ve bu alanda
çalışmalar yapan bir çok araştırmacı ile birlikte ilk kez 2007
yılının sonunda İtalya, Roma da 1. Diyabet Cerrahi Zirvesini,
2011 yılında ise ABD, New York da 2. Diyabet Cerrahi Zirvesini
yaparak akademik dünyayı bir araya getirdi. En son olarak da
2015 yılında İngiltere, Londra da 3. Diyabet Cerrahi Zirvesini
(http://www.wcitt2d.org) gerçekleştirerek tüm veriler bir
araya toparlanarak 2016 yılı içerisinde Diabetes Care
dergisinde bu alanla ilgili bir konsensus raporu yayınlandı.
Raporun
tüm
detaylarına
http://care.diabetesjournals.org/content/diacare/39/6/861.full
.pdf linkinden ulaşabilirsiniz. Yapılan son 2 toplantıya bende
katılarak çalışmaları yakından takip etme imkanı buldum.
2012 yılında Diyabet Cerrahisinin detaylarını ve güncel
çalışmaları takip edebilmek amacıyla F. Rubino nun o dönemde
çalıştığı merkez olan ABD, Cornell Medical Center Diabetes
Surgery Dept. da kendisiyle belli bir süre çalışma imkanı
yakaladım. Temelde şunu söyleyebilirim ki Tip2 Diyabet için
yapılan özel bir ameliyat şekli yoktu, halada yok maalesef,
yapılan ameliyatlar obezite ameliyatlarının kendisi, tüm
obezite ameliyatları belli oranda Tip2 Diyabetin düzelmesini
sağlıyor. Ama buna rağmen günümüzde Obezite ve Diyabet
Cerrahisi diye bir kavram gündeme geldi ve bende bunu 2012
yılından itibaren hem web sitelerimde hem de sosyal medya
alanlarında kullanmaya başladım. Ancak şunu da itiraf
etmeliyim ki, pekte doğru bir kullanım yapmamışım, nitekim son
dönemde bu kavramdan vazgeçerek “Obezite ve Metabolik Cerrahi”
kavramına tekrar geri dönüş yaptım. Bunun nedenlerini aşağıda
maddeler halinde açıklayacağım;
1Yukarıda linkini verdiğim Diabetes Care de yayınlanan
makale bugün için 45 tıbbi organizasyonun onayladığı ve Tip2
Diyabet in cerrahi tedavisi ile ilgili güncel bilimsel
verileri içermektedir ve bizler bu çıkarımlara
değerlerimiz gereği uymak zorundayız.
etik
2Diabetes Care de yayınlanan makalede Diyabetin tedavisi
için geçen ameliyat tipleri Gastrik Bypass, Sleeve Gastrektomi
(Tüp Mide), Duedonal Switch ve Mide Bandı (Kelepçe) dan
oluşmaktadır, başka bir özel ameliyat tarifi yapılmamaktadır.
3Diyabet Cerrahisi kavramı bugün için obez (VKİ>30 kg/m2)
bireyler için geçerlidir, hiç bir şekilde normal kilolu
hastalara uygulanması söz konusu değildir.
4VKİ 30-35 kg/m2 olan Class 1 obez grup için eğer diyabet
medikal tedavi ile kontrol altındaysa cerrahi tedavi gene
önerilmemektedir (detaylar
incelemenizi öneririm).
için
makalenin
kendisini
5Obezite ameliyatında uygulanan cerrahi yöntemler Tip2
Diyabeti %60-90 oranında tedavi etmektedir ancak her yöntem
herkes de aynı etkiyi göstermemektedir, burada diyabetin
süresi, diyabete bağlı komplikasyonların oluşup oluşmadığı,
diyabetin kontrol altında olup olmadığı gibi bir çok değişken
faktör rol oynamaktadır.
6Yukarıda da belirttiğim gibi tek başına Diyabet Cerrahisi
kavramını doğru bulmuyorum çünkü yapılan ameliyatlar sadece
diyabeti değil diğer metabolik hastalıkları da ciddi oranda
düzeltmektedir. Dolayısıyla yarın bir gün bir meslektaşım
çıkıpta ben “Hipertansiyon Cerrahisi” yapıyorum derse,
söyleyecek bir lafımız olamaz! Söylediğine yanlıştır diyecek
hiç bir verimiz bulunmamaktadır çünkü obezite ameliyatları
hipertansiyonu %50-85 oranında tedavi etmektedir.
Şimdi bana sorabilirsiniz bu yazıyı neden yazma ihtiyacı
hissettin diye! Son dönemde maalesef bir çok meslektaşımız ve
hatta hastanelerimiz Diyabetin farklı bir şekilde tedavi
etmekte olduklarını vurgulayan haberler ile gündeme
gelmektedirler. Hele ki Diyabeti bitiriyoruz!, İnsülin
iğnelerini kaldırıp atın! vs benzetmeli çıkarımlar son derece
tehlikeli ve gereksiz sorunlarla karşılaşmamıza neden
olabilir. Bugün için ülkemizde Sağlık Bakanlığı, SGK ve TTB
bünyesinde diyabetin cerrahi tedavisine yönelik tariflenmiş
hiç bir özel ameliyat tipi bulunmamaktadır.
Uzun yıllardır bu alanda çalışmalar yapan, bir çok merkezde
bir çok otör ile çalışmış birisi olarak “Diyabet Cerrahisi”
kavramının
yerine
“Metabolik
Cerrahi”
kavramının
kullanılmasını öneriyorum. Tabiki bu bir öneri, kimseyi buna
zorlayamam ancak kendilerini özellikle Obezite ve Diyabet
Cerrahı olarak tanımlayan meslektaşlarımın olası etik ve
hukuki sorunlarda karşılaşacakları problemlere karşı
dikkatlerini çekmeyi bir hekim olarak görev biliyorum.
Prof. Dr. Halil COŞKUN
OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI
REAKTİF HİPOGLİSEMİ NEDİR?
NASIL ÖNLEM ALINMALIDIR?
Hipoglisemi düşük kan şekeri düzeylerini tanımlamak için
kullanılan bir terimdir.
Bazı araştırmalar ; obezite cerrahisi ameliyatı geçirmiş olan
hastaların 1 veya 2 yıldan sonra %18’inden fazlasında
hipoglisemi gelişebileceğini göstermiştir. Genel olarak
hipogliseminin prevelansının yüksek olmasına katkı sağlayan
faktörler; fazla kilo kaybı sonrasındaki beslenme ilkelerinin
farklılaşmasıdır. Kişilerin protein ağırlıklı yiyeceklerin
yerine basit karbonhidratları tercih etmeye başlaması
hipoglisemiye ardında da geri kilo alımına yol açabilmektedir.
Reaktif hipoglisemi belirtileri nelerdir?
Açlık hissi
Terleme
Titreme
Endişe
Baş dönmesi
Halsizlik
Uyku hali
Sersemlik
Yemekten sonra reaktif hipoglisemi yaşıyorsam ne yapmalıyım?
Düşük kan şekeri sağlınız için iyi değildir ve bu durum
sürekli devam ediyorsa kilo alma ihtimalinizi yükseltir. Kan
şekeriniz düştükçe şekere eğiliminiz artar ve şekerli gıdalar
tüketirsiniz. Bu durum ardından ani olarak kan şekerinin
yükselmesine sonrasında düşmesine sebep olur. Her tüketilen
şekerli besin sayesinde bu kısır döngü sürer ve kişi sonunda
şekerli gıdalardan gelen enerji ile kilo almaya başlar.
Reaktif hipoglisemi olduğunuzu düşünüyorsanız, kan
şekerinizi kontrol ediniz.
Beslenme programınızı Bariatrik Beslenme Uzmanı
eşliğinde gözden geçiriniz.
Hipoglisemiyi önlemek için dikkat edilmesi gerekenler:
Obezite cerrahisi için diyet önerilerine
hipoglisemiyi önlemeye yardımcı olur.
uymak
reaktif
Günde birkaç kez kan şekeri kontrolü yapın
Günde 3 sağlıklı ana öğün ve 2-3 sağlıklı ara öğün yapın
Kendiniz çok aç bırakmayın
2-3 saat aralıklarla beslenin
Her ana öğünde ve ara öğünde proteinli besinler tüketin
Kesinlikle öğün atlamayın
Alkolden uzak durun, alkol hipoglisemiyi arttırır
Kurabiye, kek, şeker, hazır meyve suları, tatlı
içeceklerden kaçının
Patates yerine; kuru baklagilleri tercih edin
Aldığınız tüm paketli ürünlerin etiket bilgilerini
dikkatlice okuyun
*Bu makale, St.Joseph’s Healthcare,Reactive Hypoglsemia After
Bariatric Surgery ve Ellen Michal,RD, Hypoglycemia After
Weight Loss Surgery
hazırlanmıştır.
makaleleri
kaynak
kullanılarak
Uzm. Bariatrik Dyt Nazlı ACAR
MİDE
BALONU
UYGULAMASI
SONRASI BESLENME VE EGZERSİZ
Mide balonu obezite ile mücadelede etkili bir araçtır. Bu
işlem kısıtlayıcı prosedür olarak kabul edilir. Mideye
yerleştirilen balon midede hacim kapladığı için tüketilen
besin miktarında azalma olacaktır. Balon sıvı içerdiği için
midenizde serbestçe hareket edecektir. Mide balonuyla eskiye
oranla besin tüketimi azaldığından daha erken tokluk hissi
alınmaya başlanacaktır.
MİDE BALONU SONRASI BESLENME İLKELERİ
1. Tüketeceğiniz yiyecek ve içecekleri seçerken
protein içeriğinin yüksek olmasına, karbonhidrat
ve yağ içeriğinin düşük olmasına, şeker ilavesiz
ve şekersiz olmasına özen gösteriniz.
2. Yemek sırasında sıvı tüketmeyiniz. Katı ve sıvı
3.
4.
5.
6.
7.
gıdaları tüketirken 30 dakika bekleyiniz. Katı ve
sıvıyı birlikte tükettiğinizde mide bulantısı,
şişkinlik ve yetersiz protein alımına neden
olmaktadır.
Üç ana öğün ve 3 ara öğün tüketiniz. Öğün
atlamayınız.
Her öğününüzde ilk protein tüketiniz. Meyve
tüketiminiz son tercihiniz olmalı.
Yemeklerinizi tüketirken çok çiğneyiniz. 20-30
defa çiğnemek önemlidir.
Yemeklerinizi hızlı tüketmek rahatsız hissetmenize
neden olabilir. Yemeklerinizi 20-30 dakikadan önce
bitirmeyiniz.
Günlük kafein alımınızı sınırlandırınız. Kafein
diüretiktir ve dehidretasyona sebep olabilir.
Kahve tüketiminizi günlük 2 fincan ile
sınırlandırınız. Daha fazla kahve tüketimi ülsere
neden
olabilir.
edebilirsiniz.
Kafeinsiz
kahve
tercih
8. Karbonatlı içeceklerden uzak durunuz. (soda, kola,
gazoz gibi gazlı içecekler)
9. Pipet kullanmayınız. Pipet tek seferde çok hızlı
ve fazla sıvı almanıza neden olabilir. Midenizi
rahatsız edebilir.
10. Alkolden kaçınınız. Alkol tüketimi kalori alımının
artması ve fazla tüketilmesi durumunda ülsere
neden olabilir.
11. Vitamin ve minerallerinizi doktor kontrolünde
düzenli kulanınız.
MİDE BALONU ÖNCESİ VE SONRASI EGZERSİZ Amerikan Kalp Derneği
kalp hastalıkları ve inme riskini azaltmak için her gün
düzenli olarak 30-45 dakika yürüyüşü önermektedir.
Neden Egzersiz Yapmalısınız?
Egzersiz iyi hissetmenin ve güzel görünmenin en kolay yoludur.
Vücudun içinde kalp sağlına iyi gelirken dışında ise vücudun
şekillenmesinde önemli rol oynar.
Düzenli Egzersizin Yararları:
Kalp daha az eforla kan ve oksijen pompalar.
Yüksek tansiyonun düşmesine yardımcı olur.
Vücut yağ oranı azalır.
Vücut kan yağları daha iyi seviyelere gelir. İyi
kolesterol (HDL) artar, kötü kolesterol (LDL) ve
trigliserit düşer.
Kan şekeri, pıhtılaşma, adrenalin düzeyi daha normal
seviyelere gelir.
Stres, depresyon ve anksiyete azalma görülür.
Daha iyi uyku sağlar.
Güçlü kas ve kemikler oluşmasını sağlar.
Aynı işi yaparken daha fazla enerjik olmayı sağlar.
İştahın azalmasına yardımcı olur.
Kişinin özgüvenini geliştirir.
Günlük Aktivitelerde Egzersiz
Egzersiz yaparken terlemeye ve hızlı nefes almaya
başlıyorsanız vücudunuz için olumlu değişiklikler yapmaya
başlamışsınız demektir. Egzersiz vücudunuzun tüm organlarından
hücrelerine kan dolaşımını ve oksijen almasını sağlar.
Vücudunuz daha verimli ve daha sağlıklı hale gelir.
Egzersiz Hedefleriniz Neler Olmalı?
Gözlerinizi kapatın ve 1 yıl boyunca ne yapmak istediğinizi
düşünün. Hangi egzersizi yapmalısınız ve size uygun egzersiz
hangisi? Kilo kaybı sonrası hareket ederken daha rahat daha
özgürce hareket edebileceğinizi düşünün bu kendinizi daha iyi
hissetmenizi sağlayacaktır.
Mide Balonu Öncesi ve Sonrası Egzersiz Aşamaları
Mide Balonu Öncesi Egzersiz:
Mide balonu uygulanmadan önce bu yazıyı okuyorsanız şimdi
egzersize başlama zamanıdır. Egzersize erken başlamanız işleme
daha hazır hissetmenizi sağlar, komplikasyon riskini azaltır.
Haftanın 3-4 günü kısa süreli de olsa yürüyüş, yüzme, bisiklet
yapabilecek egzersizler olabilir.
Mide Balonu Sonrası Erken Dönem Egzersiz:
İlk gün tamamen yatarak geçirmek zorunda değilsiniz. Evinizin
içinde koridorda yürüyüşlere başlayabilirsiniz. Kan dolaşımını
sağlamak pıhtıoluşumunu önlemek için bacaklarınıza 15-30
dakika esneme hareketleri yapabilirsiniz.
Mide Balonu Sonrası Uzun Dönem Egzersiz
İlk haftalarda yürüyüşle başladıktan sonra sabit bisiklet veya
koşu bandında tempolu yürüyüşlere geçebilirsiniz. Egzersiz
yaparken acı hissediyorsanız bıraknız. Doktorunuzun balon
uygulaması sonrası önermediği egzersizleri yapmayınız.
Ne Kadar Egzersiz Yeterli?
Bu sizin hedeflerinize bağlıdır. Amerikan Kalp Derneği
haftanın 5-6 günü orta şiddette 30-45 dakika egzersizi
önermektedir. Kilo verdikçe daha rahat hareket edeceğiniz için
egzersiz süreniz başlangıçta az olsa da zamanla
arttırabileceksiniz.
Egzersiz Hedefleri
Sağlıklı Yaşam
Haftanın 3-4 günü 30-45
dakika aerobik egzersiz
Fitness
Haftanın 6 günü 45-60
dakika aerobik egzersiz
Kilo Koruma
Haftanın 6 günü 60-90
dakika aerobik egzersiz
Dengeli Egzersiz Programı Nasıl Olmalıdır?
Dengeli egzersiz programı; esneklik, güçlendirme, aerobik
kondisyondan oluşmalıdır.
Mide Balonu uygulaması sonrasında etkili kilo kaybedebilmek
için beslenme alışkanlıklarında davranış değişikliği ve yeni
besleneme düzeni için mutlaka bir BARİATRİK BESLENME Uzmanı
kontrolünde olmalısınız!
Bariatrik Dyt. Nida Yıldız
BARİATRİK CERRAHİ
DOKUZ ÖNEMLİ İPUCU
SONRASI
Bariatrik Cerrahi sonrası DOKUZ önemli ipucu!
1- Masada oturarak bir şeyler yemelisiniz!
Hep atıştırma modundan çıkmalısınız. Masada bireyler yemenin
keyfine varmalı ve bunu ilke edinmelisiniz.
2- Çiğnemeyi keşfedin!
Hızlı yemek yemek bize şimdiye kadar bir şey katmadı fazla
kilolarınız dışında o nedenle yeni bir hayata adım atmışken
çiğnemeyi keşfedip uzun süre masada kalmaya çalışmalısınız.
3- En az masada 1 saat kalın!
Yediğiniz iki lokma bir şey olsa da yine de oturmaya devam
edin çevrenizdekilerle sohbetin tadını çıkarın.
4- Evde yemek yemeği tercih edin!
Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. En güvenli yemek evinizde
pişen yemektir. Dışarıda kendinizi yeni midenizi anlatmaya
çalışarak daha fazla vakit kaybetmektense ev ortamına yönelmek
motivasyonunuzu arttıracaktır.
5- Yemek pişirmenin keyfine varın yeni lezzetler deyin!
Yeni tarifler geliştirerek mutfağınızı yeniden keşfedin.
6- Porsiyon kontrolü yapabileceğiniz restaurantları tercih
edin!
7- Menünüze sadık kalın!
Israrlara kulak asmayarak tabağınıza sahip çıkın ve porsiyon
kontrolünü sağlayın.
8- Tatlı olarak diyabetik sütlü olanları tercih edin!
Basit
karbonhidratları
önermediğimizi
Yediklerinizin karbonhidrat miktarı 10gram
olmalıdır.
unutmayın.
ve ALTINDA
9- İhtiyaç listenizi hazırlayarak alışverişinizi yapın!
Gereksiz kalori verecek yiyeceklerden uzak durun yeni midenizi
ve yeni hayatınızı hayal edin ve kendinizi kontrol edin.
Uzm. Bariatrik Diyetisyen Nazlı Acar
DUYMAK
İSTEMEDİKLERİNİZ:
BARİATRİK ‘HAYIR’LAR!
Bariatrik Cerrahi sonrası duymak istemediklerimiz ancak uyum
sağlamak zorunda olduklarımız!
- Ekmek yeme!
- Bu sütlü kahve 35g şeker içeriyor!
- Pilav, makarna olmaz!
- Tatlı mı? Unutmalısın! Sütlü deyip geçme!
Bu Değişiklik Olmazsa Olmaz!
Bariatrik cerrahi hastaları kocaman bir ailedir. Sizin gibi
bir kaç kişi ile sohbet ettiğinizde ameliyat öncesi beslenme
alışkanlıklarınızın ne kadar benzer olduğunu fark edeceksiniz.
Demek ki ortak olan sadece ameliyatlı olmanız değil! Yeni
hayatınız gibi eski hayatınızda da ortak şeyler var. Bu bizi
ameliyat sonrası bazı şeyleri değiştirmeye sevk ediyor. Pek
çok diyet yapmış olabilirsiniz pek çok kez kötü
karbonhidratlarını hayatınızdan çıkarmış olabilirsiniz bu kez
bariatrik ilkelere uyup en azından ilk 6 ay kötü karbonhidrat
tüketmemelisiniz. Bu 6. aydan sonra serbest anlamına gelmiyor
bariatrik diyetisyeniniz kontrolünde tüketebileceğiniz
anlamında olduğunu bilmelisiniz.
Bu Ameliyat Maddi ve Manevi Destek Gerektirir!
Ameliyat oldum artık sırada kilo vermek var diye
düşünmemelisiniz. Bu operasyon için bir BÜTÇE ayırdınız ama
sadece bununla bitmiyor. Ameliyattan sonra sizlere destek
olacak yakınlarınız ve bariatrik ilkeleriniz ile kilo vermeye
devam edeceksiniz. Bu işin bir ekip işi olduğunu unutmamalı ve
ameliyat sonrasına tüm gücünüzle tüm motivasyonunuzla
hazırlanmalısınız.
Kimse Brokolinin Karbonhidratı İle Uğraşmıyor!
Karbonhidrat kaynaklarını çok iyi biliyorsunuz dikkat
ederseniz bizler brokolinin yada diğer sebzelerin yada süt
grubunun yada et grubunun yada yada … Karbonhidrat içeriği ile
ilgilenmiyoruz. Sizler için endişe ettiğimiz ve sınırladığımız
kötü karbonhidratlar olarak belirttiğimiz şekerlemeler, pilav,
makarna, tatlı, şekerli içecekler… Bunlarını sınırlarken de
nedenlerini sizlere açıklıyor ve herşeyin mantık çerçevesi
içerisinde olmasına gayret gösteriyoruz.
Mutfağınızı Yeniden Keşfedin!
Keşif güzeldir bariatrik hayırlara sadık kalacak şekilde
mutfağınızı organize edin. Ekmeksiz, tatlısız tatbiki de
yaşayabilirsiniz! Kimse kötü karbonhidratsızlıktan ölmedi
değil mi?
Proteinli-Şekersiz Bariatrik Tatlıları İçecekleri Tercih Edin!
Hayatınızı revize etmek ilgi çekicidir. Yeni tatlar ile ilgiyi
üzerinize çekebilir. Bulunduğunuz ortamlarda ön planda
olabilirsiniz ama menünüze sadık kalmak koşulu ile!
Geri Kilo Alımının Olabileceği Aklında Olsun!
Her şey sizin elinizde. Bizler ancak ve ancak yol
gösterebiliriz. Asıl olan siz ve sizin yaklaşımınız. Eğer
bariatrik hayırlara uymazsanız sonuç malesef istenildiği gibi
olmayabilir!
Bariatrik hayırlara sadık kal, iyi bir bariatrik ekibe dahil
ol ve kendini emin ellere teslim et!
Uzm. Bariatrik Diyetisyen Nazlı Acar
Download