IRAK İŞGALİ:DİRENİŞ, AKTÖRLER, HEDEFLER VE İRAN-Şİİ SİYASETİ İRAN ANALİZ / Irak işgalinin hedefleri, aktörleri, yapılan hazırlıklar ve işgale giden yol neydi? İran’ın ve Hizbullah örgütünün Irak’taki Amerikan işgal güçlerinin geri çekilmesi ile ilgili yaptığı açıklamalar, Irak direnişine vurgu yapması ve medyada bunu siyaset malzemesi olarak kullanması neye tekabül ediyor? Irak Direnişi kimdir, öne çıkanlar kim ve hangi kimliklerden oluşuyor, kimleri hedef alıyor, medya kanalları ve kullandığı araçlar nelerdir? Maliki hükümeti, siyasi ve dini oluşumlar Irak’ta direnişin neresinde yer alıyor? Türkiye’deki İran&Şii lobisinin Irak direnişine, oluşumlara, öne çıkan şahsiyetlere yönelik yaklaşımı nedir, direnişi nasıl görüyor ve nasıl değerlendiriyor? Bu ve benzeri can alıcı sorulara SON DERECE KAPSAMLI cevapların yer aldığı, çok sayıda fotoğraf, isim, referans ve sitenin yer aldığı dosyamızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Amerikan işgal ordusu Irak’tan direnişin verdiği ağır kayıplar nedeniyle güçlerinin büyük kesimini geri çekti. Bu geri çekilme 2003 işgalinde Amerikan ve Batı ittifakına tam destek veren İran’da yıllarca sürgünde kalan Şii partiler ve oluşumlar tarafından kendi kazanımları gibi lanse edildi. Siyasi istismar meselesi olarak kullanılan bu konu elbette Lübnan merkezli Şii Hizbullah örgütü tarafından da geniş şekilde kullanıldı. Sanki Irak’ta yürütülen 2007 yılında zirvesine ulaşan direniş bunlar tarafından yürütülüyormuş gibi propaganda yapıldı. Oysa gerçek tam aksi bir durum taşımaktaydı. İşgal güçlerinin geri çekilmesini takiben Lübnan Hizbullah’ı açıklama yaparak Irak halkını zelil bir şekilde Irak topraklarından çıkartmaya zorladığı Amerikan işgaline karşı kazandıkları direniş zaferinden dolayı kutladı! Irak halkının işgalden kurtulması için Hizbullah’ın tebrik mesajı yayımlaması güzel güzel olmasına da tüm siyasi güçlerin de böyle yapması gerekmez miydi? Zira Iraklılar en az işgal kadar işgalcilerle birlikte ülkeye giren siyasilerden, hükümetlerden zulüm çekti. Ebu Gureyb cezaevinin yanında hükümete bağlı açık gizli cezaevlerinde çok daha korkunç işkencelere maruz kaldı Iraklılar. Ne yazık ki Hizbullah’ın istismar aracı olarak kullandığı bu “Irak direnişi” dosyasını daha derinden, tarihler, bilgiler, ilişkiler ve somut veriler üzerinden ele alıp öyle bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Elindeki medya gücüyle gece gündüz propaganda yapan Hizbullah’ın iddialarının gerçek olup olmadığı ancak bu durumda kamuoyuna objektif bir şekilde sunulabilir. IRAK İŞGALİNE İRAN’IN VERDİĞİ STRATEJİK DESTEK VE İLİŞKİLER Amerikan işgal güçlerinin Irak’a girmesi Hizbullah’ın merci olarak kabul ettiği İran’ın desteğiyle olmuştur. Bunun binlerce delili bulunmakta olup en görüneni işgalle birlikte iktidar elitlerinin, işgalcilerle ihale paylaşıp ülkeye hakim olan kesimlerin İran destekli Şii partilerle şahsiyetlerden oluşmasıdır. 2004 yılında İran cumhurbaşkanı yardımcısı Ali Abtahi yaptığı açıklamada: “Eğer İran’ın desteği olmasaydı Amerika Irak ve Afganistan işgallerini başaramazdı.” demekteydi. Muhammed Hatemi, Mahmut Ahmedinecat ve Haşimi Rafsancani gibi İranlı yetkililerin İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 1 yaptığı açıklamalar dikkatle incelendiğinde işgal sürecinde İran’ın ne tür bir destekleyici rol oynadığı açıkça görülecektir. Yine işgal mimarlarından Savunma Eski Bakanı Donald Rumsfeld’in geçtiğimiz yıl yayımladığı anılarından oluşan “Bilinen ve Bilinmeyen” isimli kitabı da konuya dair geniş ve önemli bilgiler sunuyor. Burada Şii merciiyyet makamındaki dini otoriterlerden, Şii partilere, oluşumlara ve şahsiyetlere kadar yapılan görüşmeler, işin finansal boyutu ve verilen sözlere kadar üzeri örtülü birçok dosyayı açığa çıkartacak bilgi yer alıyor. 29 Mayıs 2007 tarihinde Bağdat’ta Amerikan ve İran büyükelçileri bir araya gelerek Irakta güvenliği tesis etme konusunda aynı hedefle toplanıyorlar. İran’ın işgale en büyük desteği işgal öncesinde olmuştu. İran destekli Şii siyasiler kitle imha silahları vs gibi tamamı yalan çıkan iddiaları, uyduruk belge ve bilgileri aşırı muhafazakar Bush ve ekibine iletmiş böylece işgale giden yol açılmıştı. Irak işgaline de zaten Irak İslam Devrim Yüksek Konseyi Bedir Tugayları gibi Şii silahlı milis örgütler tüm gücüyle destek vermişti. İşgal edilen Irak’ı ilk kabul eden devlet de İran İslam Cumhuriyeti oldu. Eski Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi işgal altındaki Irak’ta işgalcilerin koruması altında 2005 Mayıs ayında Bağdat’ı ilk ziyaret eden dışişleri bakanı olacaktı! Yine yüz binlerce işgalcinin hava, kara ve denizde hakim olduğu işgal altındaki Irak’ta Amerikan koruması altında kırmızı halılarla “Yeşil Bölgeye” Mart 2008 tarihinde giden bizzat İran cumhurbaşkanı Ahmedinecat olacaktı! Ziyaretin gerçekleştirildiği tarihte ülkenin işgal edildiğini, yüzbinlerce Amerikan askerinin hava, kara ve denizde hakim olduğunu, Necat’ın indiği havalimanının tamamen Amerikan kontrolü altında olduğunu, Yeşil Bölgeye kadar Necat’ı işgalcilerin koruduğunu kamuoyu dikkatle not etmelidir! Yukarıda ifade edildiği gibi işgale gerekçe teşkil etmek ve içerideden destek bulmak için Amerikan idaresi çok yoğun gayret sarf etmedi; çünkü Saddam’ın yeterince düşmanı vardı. Bu düşmanları bir araya getirme görevi büyükelçi Zalmay Halilzad’a düştü. Amerikan idaresini temsil eden Halilzad 2002 yılının sonlarında meşhur Londra Konferansını tertip etti. Buraya İran’da mukim veya İran finans desteğiyle farklı ülkelerde mukim olan İran dostları olan Şii parti veya oluşum liderleri katıldı. Dün ve bugün Hizbullah’ın halen desteklediği Irak İslam (Devrim) Yüksek Konseyi (Abdulaziz el Hekim) konferansa iştiyakla katılacaktı. Hedef güçle Saddam rejimini devirmek için tüm imkanları seferber etmekti. Siyonist Hıristiyan ekiple İran’ın ön kolu olan ekipler tam bir ittifak planı içerisindeydi. Bu mevzu gizlenecek saklanacak bir durum olmayıp bilakis tüm dünya medya organlarında alenen duyuruldu. Ancak elbette İran ve Şii dünyası bu gerçeği özellikle dil noktasında zayıf olan ve dünyayı İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 2 takip edemeyen Türkiye ve diğer İslam ülkelerinde mümkün mertebe çarpıtarak aktarmaya çalıştı. Zira Irak işgaline İran’ın açıkça destek verdiğinin bilinmesi demek İslam dünyasında medyatik bağlamda önemli roller devşiren İran’ın yıkıcı, yayılmacı ve işgalci konumunu açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktı. Bu da gerek İran İslam Cumhuriyetine gerekse desteklediği Hizbullah ve diğer Şii oluşumlara duyulan güveni yerle bir edecekti. Foto: Bush, Halilzad ve Şiilerin önde gelen isimleri Nuri Maliki ve Abdulaziz el Hekim! Hekim gibi Hizbullah da İran’a oldukça sadık olduğundan karşılıklı sıkı bir işbirliği temin edilmişti. 2003 yılında öldürülen Muhammed Bakır el Hekim için resmi taziye yayımlayan Hizbullah, Irak’ta yüz binlerce Sünni kökenli vatandaşın etnik temizlik saldırılarıyla katledilmesinden sorumu Abdulaziz el Hekim 2009 tarihinde Tahran’da kanserden ölünce yine ilk mesaj yayımlayıp onu göklere çıkartmaktaydı. 9 Nisan 2003 tarihinde Bağdat’ın düşmesiyle birlikte Amerikan işgal güçleri geçici meclis oluşturdu. Başına Şii Dava Partisi resmi sözcüsü olan İbrahim el Caferi getirtildi. Getirilen kişilerin çoğu işgale en büyük desteği veren ve işgalcilerin projelerini Irak’ta yürüten kesimlerden oluşmaktaydı. Hedef Irak’ı tamamen ele geçirmek, bu yönde işgalcilerle ortak çalışmak ve çıkacak herhangi bir direnişi birlikte ezmekti. Ki zaten ülkeyi mezhep, ırk ve din temelli bölen Paul Bremer’in hazırladığı sözde anayasaya da en büyük desteği yine Şii partiler vermekteydi. Yaşanan traji-komik hadiselerden bir tanesi ise Bağdat’ın işgal güçleri tarafından düşürüldüğü günün geçici meclis tarafından milli bayram ilan edilmesiydi! Şimdiki başbakan Nuri Maliki’nin liderliğini yaptığı Dava Partisinin Lübnan Hizbullah’ı ile de çok sıkı ilişkiler içinde olduğu gerek fikri gerek teşkilatlanma olarak aynı çizgide oldukları biliniyor. İŞGALE ZEMİN: AMERİKA-İRAN VE Şİİ OLUŞUMLAR İTTİFAKI Amerikan işgal güçlerinin ülkeye girmesiyle birlikte çok sayıda İran destekli milis gruplar da Irak’ta yayılmaya başladı. Elbette bunlar iktidarı kendilerine teslim eden ve azılı düşmanı olan Saddam’dan onları kurtaran Amerikan ve müttefiki işgal güçlerine karşı silahlarını yöneltmediler. Kaldı ki Başbakan Başdanışmanı Dr. İbrahim Kalın’ın bir Arap gazetesinde yayımlanan makalesinde iddia ettiği gibi mezhep fitnesi çıkmaması noktasında Irak’ta Şii merciler, hele Sistani olumlu bir rol oynamadı. Aksine işgale direnilmesi yönünde kesinlikle olur vermeyen, hatta cihadın gaib imam gelinceye kadar farz olmadığı yönünde fetva vererek Irak’ta belki işgale direnecek muhtemel küçük bir Şii azınlığı da böylece engellemiş oldu. Aynı şekilde İmam Hadi el Askeri Türbesi Bedir Tugayları ve Şii hükümet güçlerinin büyük komplosuyla patlatıldığında başta Ayetullah el Uzma Sistani olmak üzere çoğu Iraklı Şii merci ve önde gelen alim hedef olarak direk Sünni kesimleri gösterdi. Böylece yukarıda işaret edilen Irak’a giren İran destekli Şii milis gruplar ciddi bir şekilde etnik İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 3 temizlik saldırıları yürüttüler, yüzlerce Sünni camisini yaktılar, yıktılar ve işgal ettiler. Bununla ilgili tarih, yer, isim, detay ve fotoğraf gibi tüm bilgi ve belgeler İran Analiz grubunca Sünni camiler ve Irak imamları başlıklı kategoride yayımlanmıştı. Irak’a giren silahlı Şii milis gruplar işgale karşı kesinlikle savaşmadı; zira işgalle birlikte iktidara oturtulan bu milisler Irak ordusu, istihbaratı, polis, çevik kuvvet vs gibi emniyet güçleri içerisine resmi olarak atandı. Tam kadrolaşmanın yapıldığı işgal sonrası Iraktaki silahlı kuvvetlerin neredeyse tamamı Şiilerden oluştu. Bu silahlı milis grupların bağlı bulunduğu siyasi Şii oluşumlar: 1- Irak İslam Yüksek Devrim Konseyi 2- İslami Fazilet Partisi 3- İslami Dava Partisi 4- Dava Partisi Irak 5- Sadr Grubu Bunların işgale karşı tutum ve konumları, açıklamaları incelediğinde enteresan şekilde bir benzerlik görülmektedir. İran’ın esip gürlemesi ve büyük şeytan diye isimlendirmesi kendisine bağlı Şii siyasi, dini ve kültürel oluşumların Irak’ta Amerika ile tam bir işbirliği içinde olmasını engellemedi! Bu da aslında medyatik ve propaganda amaçlı bir sloganik siyasal söylevin İran tarafından kullanıldığını açıkça gösterdi. Zira Irak’taki durum tamamen bunun aksini söylemekteydi. Birinci sıradaki İran’a aşırı şekilde bağımlı ve bağlı olan Irak İslam Yüksek Devrim Konseyi silahlı kanadı olan Bedir Tugaylarına Saddam’ın devrilmesiyle devrimin başarıya ulaştığını söyledi. Silahlarını teslim etme çağrısında bulundu ve aslında teslim etmeyerek resmi devlet kurum, kuruluşlarında kadrolaştı. Dışarıda yine militanları yeni devlet aygıtını elinde tutan Şii iktidarını korumak için işgal güçlerine karşı direnen “Sünni” direniş hareketi ve muhalefeti hedef aldı. İkinci sıradaki İslami Fazilet Partisi de daha çok etkin olduğu güney kısmında ve özellikle Basra’da silahlı grubunu çıkar amaçlı, iktidarını korumak için kullandı. Bölgede bulunan İngiliz işgal güçlerine karşı direnmek bir yana onlara karşı direnen az da olsa Sünni direnişe büyük darbe vurdu. Burada Şiileri eğitmek ve örgütlemek için bulunan Hizbullah terör örgütü komutanlarından İmad Muğniye’nin de direnişe ciddi darbe vurduğu yönünde yerel sağlam kaynaklar bilgiler vermektedir. Üçüncü sırada yer alan İslami Dava Partisi Irak işgali meselesinin barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulundu! Dördüncü sıradaki grup küçük de olsa milislerini siyasi pazarlık unsuru olarak bulundurdu ancak işgalcilere karşı direnmedi. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 4 Beşinci sırada yer alan ve sözde işgal karşıtı diye çokca reklamı yapılan Sadr grubuna ait Mehdi Ordusu da kısa bir süre sonra silahını bırakarak siyasi sürece dahil oldu. İran ile sıkı ilişkileri olan Dava Partisinin doğal olarak Hizbullah ile de ilişkileri son derece iyi. 2006-2006 yılları arasındaki aynı partiden İbrahim Caferi ve sonrasında Nuri Maliki iktidara oturdu. İkisinin döneminde İran’a bağlı ölüm tugayları ve özel kuvvetler denilen terör unsurları Irak genelinde korkunç ve geniş kapsamlı adam kaçırma, işkence, tasfiye ve katliamlar gerçekleştirdi. Wikileaks belgelerinde bu örgütlere ve ilişkilerine dair çok sayıda bilgi yayımlandı. Mezkur oluşumların hedefinde Irak’ın yetişmiş kesimleri, akademisyenler, alimler, vaizler, İran-Irak savaşına katılan üst veya alt rütbede kim varsa intikam duygusuyla katledildi. Burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta hedef tahtasında yer alanların tamamının nerdeyse Sünni ve Arap kökenli olmasıydı. IRAK DİRENİŞİ’NİN KONUMU OPERASYONLARI VE ŞİİLERİN TUTUMU Tamamı Sünnilerden oluşan ve en şiddetli direnişin yaşandığı Felluce şehri iki büyük saldırıya maruz kaldı. Amerikan işgal güçleri, Peşmergeler ve iktidardaki Şii partilere mensup milislerle ordu güçleri hep birlikte fosfor silahlarıyla 2004 ve 2005 yılında Felluce’yi hedef aldı. Felluce savaşında Irak Direnişi tüm şiddetine rağmen, ağır bedeller ödemesine rağmen işgalci ve işbirlikçi güçlerine çok ciddi kayıplar verdirdi. Bu esnada İran bir yandan Kaide örgütünü desteklerken öte yandan Hizbullah ile işbirliği içinde olacak kendisine bağlı Asaib Ehlil Hak ve Irak Hizbullah Tugayları adlı silahlı birlikler oluşturdu. 2007 yılında kurulan bu örgütlerin öncesinde ciddi bir araştırma, istatiksel veriler ve videolar incelendiğinde Irak genelinde Amerikan ve batılı işgal güçlerini hedef alan Şii direniş hareketlerine rastlamak nerdeyse mümkün değildir. Mehdi Ordusu adlı örgütün yaptığı saldırılar ya savunma amaçlı, ya Sünni direnişini hedef alan veyahut siyasi anlaşmazlık içinde bulunduğu diğer Şii örgütlerle yapılanlardan ibarettir. İşgal güçlerine yönelik Şii bölgelerindeki direniş operasyonlarına dair istatistiklerin yüzde olarak Kerbela, Necef, Basra, Zi Kar, Müsenna gibi eyaletlerde yüzde 3 ila 0 arasında değiştiği görülmektedir. Şii forumları incelendiğinde veya Şii direniş hareketlerinin operasyonlarının yayımlandığı sitelere bakıldığında eylemlerin istatiksel verileri hakkında genel bir tablo ortaya çıkmaktadır. Farklı uzun metrajlı eylemlerinden oluşan belgesel de yayımlayan Hizbullah, Asaib Ehlil Hak ve Liva el Yevm el Mevud gibi örgütlerin toplam saldırılarının hepsi toplam Irak direnişi içerisinde yüzde 2 gibi son derece kısıtlı kalmaktadır. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 5 Bilindiği gibi İran tarafından kurdurtulan Asaib Ehlil Hak adlı Şii örgüt ile ilgili Mukteda Sadr resmen açıklama yaparak bunların “makam ve koltuk sevdalısı olan, dinsiz ve sapkın katiller güruhu” olduğunu söylemişti Birçok Irak direniş hareketi mezkur örgütle ilgili farklı zaman dilimlerinde açıklama yaparak bunların Amerika işgal güçlerini hedef almadığını, böylesi bir örgütün aslında sahada dahi görünmediğini söyledi. Dahası Irak İslami Direniş Cephesi adlı hareket sözcüsü Abdullah Hafız 10 Aralık 2011 tarihli açıklamasında Asaib Ehlil Hak ile ilgili şunları belirtmekteydi: “Irak gündemiyle çalışmamaktadırlar. Eylemleri İran ve Amerika çıkarları doğrultusunda tasfiyelerden ibarettir. Hedef aldığı kitle Ehli Sünnettir. Irak halkını Amerikan işgalcilerden çok daha fazla öldürmüşlerdir. Bunlar Amerika ile İran arasında bir anlaşmazlık veya kriz olduğunda İran tarafından oynatılan satrançtan ibarettirler. Bizler Irak Direnişinin sonucunun çalınmasını reddediyoruz.” İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 6 Asaib Ehlil Hak örgütü ülke içindeki güçleri ve direnişçileri hedef aldı. Amerikalılardan daha çok direnişçileri ve sıradan insanları öldürdü. Irak direnişinin çoğunlukla siyasi bir dayanaktan ve derinlikten yoksun olması onların daha fazla bedel ödemesine ve hasadın da İran tarafından istismar edilmesine sebep oldu. Öyle ki işlenen aleni cinayetlerde suçüstü yakalanan örgüt mensuplarından bazıları üst düzey Şii yetkililerin emriyle serbest bırakıldı ve İran’a kaçırıldı. Yine üst düzey kadro baskılar nedeniyle İran’a sığındı ve burada korundu. 2011 yılı sonunda suçları kesinleşmiş çok sayıda Asaib terör örgütü mensubu militan İran’ın baskıyı nedeniyle kukla hükümet tarafından cezaevinden serbest bırakıldı! İran’ın yıkıcı ve mezhepçi siyaseti, kullandığı fanatik Şii bölücü örgütler bazı Sünni gruplar arasında da benzeri aşırı yapıların ortaya çıkmasına, bunların farklı oluşumlar ve aktörler elinde kullanılmasına neden oldu. Özellikle el Kaide gibi merkezi yapısı olmayan, rahatlıkla birçok kimliği belirsiz şahsiyetten mürekkep ismini kullanarak terör saldırıları yapan istihbarat oluşumları Irak’ı kana buladı. Sünni veya Şii her yeri ve herkesi hedef alan Kaide adlı belirsiz örgüte, İran’ın aynı şekilde kanlı etnik temizlik yapan Şii bölücü milislerine karşı bu sefer Sahve (Uyanış) Konseyleri adlı Amerikan projesi oluşturuldu. İran ve wikileaks belgelerinde açıkça ortaya çıktığı gibi Suriye rejiminin destek verdiği, elemanların hareketini kolaylaştırdığı el Kaide ile mücadele adı altında kuruldu konseyler. Bunlar zaten kontrolü işgalciler ve dış oluşumlar elindeki Kaide’nin dereceli olarak Sünni bölgelerden çekilmesini kendi başarıları sandı. Böylece bunlar da yavaş yavaş güçlendirildi ve Sünni aşiretlerden oluşan Sahveler bu sefer Sünni Irak Direniş hareketlerini hedef almaya başladı. Ahmet Davutoğlu’nun 10 Haziran 2011 tarihinde Beşşar Esed ile görüşmesine dair Şarkul Avsat Gazetesi yukarıdaki hadiselere ışık tutacak Esed’in söylediği şu cümleleri yazdı: “Amerika bizim nasıl Saddam Hüseyin rejimini devirmede kendisine yardımcı olduğumuzu biliyor. Çünkü bizler bunu istiyorduk. Amerikan idaresi Irak çıkmazında sebebin Suriye olduğunu biliyor. Çünkü bizler sadece Irak’ta onunla dalga geçiyoruz!” IRAK DİRENİŞİNE DÜŞMAN EKSEN: AMERİKA-İSRAİL-İRAN-HİZBULLAH VE Şİİ LOBİSİ Hizbullah ile patronu İran rejiminin müttefiki olan Dava Partisi iktidarı tıpkı Baas iktidarındaki gibi tasfiye politikası üzerine kuruldu. Terör suçlamasıyla tamamı nerdeyse Sünnilerden oluşan Irak Direniş gruplarını hedef aldı. Amerikan işgal güçlerine çok ciddi zayiatlar verdirten direnişçiler Şii hükümet güçlerinin baskıları, komplo ve saldırılarına maruz kaldı. Çok sayıda komutan, saha lideri ve mücahit tutuklandı, işkencelere maruz bırakıldı, şehit edildi ve bazıları işgalcilere teslim edildi. Tüm bunlara dair herhangi bir etkin Şii örgüte ait site (burathanews, nahrain, sumariya vs) incelendiğinde neredeyse Amerikan işgal güçlerine yönelik tek bir direniş hareketinin ismi, operasyonu veya direniş mefhumu görülmemektedir! Bilakis zaten açıkça Sünni olduğu bilinen direniş hareketleri isim dahi verilerek terörist diye ilan edilip hedef gösterilmekteydi. Örneğin “sözde Mücahitler Ordusu adlı terör örgütü mensubu bir kişi şu kadar silahla, füzeyle yakalandı.” veya “sözde 1920 Devrim Tugayları adlı terör örgütünün şu birim sorumlusu ele geçirildi” veya “sözde Tabiin Ordusu adlı terör örgütüne ait çok sayıda füze, patlayıcı vs ele geçirildi” gibi… İşte Irak’ta Amerikan işgal güçlerine karşı direnen irili ufaklı onlarca Sünni Irak Direniş hareketi İran destekli Şii yoğunluklu hükümet tarafından hedef alınmakta, İran rejimi Şii medyası şiddetli şekilde bunları karalamaktaydı. Türkiye’de İran&Şii lobisinin önemli ismi Nurettin Şirin’in müstear Şii ismi olan Ali Ammar ile Irak direnişini karalayan müstekreh İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 7 yazıları bu zihniyetin ve propagandanın bir parçasıydı. Zira Irak’ın işgaline en büyük desteği veren, Amerika ile çıkarları örtüşen İran devleti ve Şii oluşumlardı. Gerek Amerika gerekse İran ülkedeki projelerine karşı en şiddetli direnişi gösteren tamamına yakını Sünni olan Irak Direniş Güçlerine şiddetli şekilde saldırdı. Askeri, istihbarat, tutuklama, sindirme, suikastlar, cinayetler ve karalama kampanyaları gibi çok yönlü saldırılara rağmen Irak Direnişi ayakta kaldı. Dahası stratejik dehası ve operasyonel gücü olarak Amerikan işgal güçlerine ve kendi ifadeleriyle Safavi-Fars projelerine karşı büyük başarı elde ettiler. İran rejimi ve Hizbullah’ın resmi söylevlerini Türkçe ifade eden Nurettin Şirin’in aslında izlediği yayın politikası, kaleme aldığı yazılar ile modern Şii kolektif aklının mezhepçi karakterini gözler önüne sermektedir. Bu mezhepçi karakterin temeli ne yazıkki yalanlar, uydurmalar, karalamalar ve manipülasyon üzerine kuruludur. Yukarıda direnişin bittiğini, Irak içinde siyasi çıkar için vs uğraştıklarını iddia eden Ali Ammar kod adlı Şii Nurettin Şirin İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 8 aslında nerdeyse bütün Sünni direniş hareketlerinin siyasi süreç karşıtı olduğunu biliyor. Ancak karapropaganda mekanizması böyle çalışıyor: manipülasyon, çevirilere dayanan okur kitlesinin zihnini bulandırma ve manipülasyon! Ancak aşağıda verilecek örnekler halen şiddetli şekilde mücadelenin devam ettiği Irak’ta tüm direniş hareketlerinin son derece aktif olduğunu, farklı şekillerde direnişin devam ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu Sünni direniş hareketleri siyasi süreç karşıtı olduklarını; zira bunun Amerikan işgal projesi olup İran’ın da alenen destek vermesiyle BOP projesi çerçevesinde Irak’ın mezhep ve din temelli bölünmesini hedeflediğini söylemektedirler. Amerikan işgal güçleri askeri birliklerini ülkeden çekeceklerini açıkladığında tüm Irak Direniş güçlerinin ayrı ayrı basın açıklamaları yapıldı. Nerdeyse istisnasız bunların hepsi işgalcilerin varlığının farklı şekillerde ülkede devam ettiğini, ama Allah’ın izniyle Irak direnişinin Amerika’ya en büyük darbeyi vurduğunu belirtti. Ancak dikkati çeken husus açıklamalarda işgale destek veren ve Irak’a nerdeyse ondan daha fazla zarar veren, ülkeyi mezhep çatışmasına götürerek Safavi-Fars-Şii projelerini yürüten İran’a yer verilmesiydi. Buna göre Amerikan işgaliyle birlikte Safavi-İran işgali de, işbirlikçisi hükümet de er ya da geç Irak halkının belkemiğini oluşturan Irak direniş güçlerince hezimete uğratılacaktı. İşte bu ve benzeri açıklamalar, tehditler aslında gerek İran gerekse lobisince gayet iyi bilindiğinden manipülatif haberler, yorumlar ve yayınlara hız verildi. Aşağıda 16 Şubat 2012 tarihi itibariyle tarihsel olarak geriye doğru gidecek şekilde Irak’ta aktif olarak varlığını ve etkinliğini devam ettiren Sünni Direniş Hareketlerinin resmi internet sitelerinden, direnişe dair günlük bilgileri paylaşan en önemli forumlardan örnekler İran&Şii lobisi ve Türkiye’deki Nurettin Şirin vs kesimlerin asılsız iddialarını çürütmektedir. Burada teker teker hangi direniş hareketi, hangi tarihte ne tür operasyon gerçekleştirmiş ise yazılmaktadır. Sıralamaya göre örneğin Nakşibendi Ordusu, Ensarüs Sünne, 1920 Devrim Tugayları, Fatihin Ordusu ve Mücahitler Ordusu görülmektedir. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 9 Burada da örneğin 6 Ocak 2012 tarihinden itibaren direniş hareketlerin yayımladığı belgeseller, operasyonlar, açıklamalar, aylık dergilere yer veriliyor. Bu forumlardan tarih sırasıyla geriye doğru gidildiğinde neredeyse hemen her gün Irak’ın muhtelif yerinde Amerikan işgal hedeflerine yönelik operasyon düzenlendiği, buna dair açıklama yapıldığı ve çoğunlukla videosunun yayımlandığı görülmektedir. Normal olarak bir direniş örgütünün gerek kendi iç dinamikleri, gerek düşmanı ve gerekse hedef kitlesi açısından yaptığı eylemler, faaliyetler, açıklamalar ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşması beklenir. Irak özeline gelindiğinde bu durum daha hassasiyet taşımaktadır. Amerikan işgal güçleri ve çoğunlukla onlarla birlikte direnişçileri hedef alan hükümet güçlerine yönelik herhangi bir eylem çok gizli değilse hemen medyada paylaşılmaktadır. Kurulan yeni bir örgüt hemen ismi, sloganı, logosu ve açıklaması ile kendisini duyurmaktadır. Yaptığı eylemleri üstlenmekte bunları farklı paylaşım sitelerine yükleyerek internette yayımlamaktadır. Böylesi bir durumda eğer “direniş cephesi” içerisinde olduğu iddia ediliyorsa gerek yukarıdaki iki Şii örgüt ve gerekse -varsa- diğer örgütlerin de benzer şekilde on binlerce açıklaması, videosu, fotoğrafı ve haberinin yer alması gerekirdi. Ancak ciddi bir araştırma Irak Hizbullah Tugayı veyahut Asaib Ehlil Hak gibi sürekli propagandası yapılan İran destekli iki Şii örgütün “direniş operasyonu” denilebilecek eylemlerinin son derece cılız, az ve sistematik olmadığını göstermektedir. Ki zaten herhangi bir operasyon olduğunda mezkur örgütler bunları son derece büyük bir sesle ve sanki tüm direnişi kendileri yapıyormuşçasına yaymışlardır. İRAN’IN SÖZDE Şİİ DİRENİŞ HAREKETLERİ KARTI VE VERDİĞİ MESAJLAR Geçen uzun zaman zarfında ellerindeki yetişmiş kadrolar, istihbarat ve lojistik desteği, mühimmat, füze ve silah depoları gibi inanılmaz büyük imkanlara sahip olan Şii silahlı örgütlerin özellikle Şii yoğunluklu bölgelerde neredeyse işgal güçlerine yönelik elle sayılacak kadar az saldırı düzenledikleri görülmektedir. Irak genelinde ve istatistiksel kıyaslama noktasında ise yüzde olarak esamesi bile okunmaktadır. Bu da gerek Irak içindeki direniş hareketleri, uzmanları ve gerekse ilgili kuruluşların raporlarını doğrulamaktadır. Buna göre düzenlenen az sayıdaki saldırı da kamuoyuna mesaj vermekten ibarettir. Mesaj şudur: İran Amerika ile çıkarları çatıştığında, siyasi veya ekonomik alanda Irak içinde veya dışında İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 10 baskılara maruz kaldığında veya bir projeyi yürütmek istediğinde, Irak içindeki siyasi oluşumlar arasında denge kurmak ve tasfiye operasyonlarında güç kazanmak gibi çeşitli sebeplerle bu örgütleri kullanmaktadır. Böylece hem Şii direniş hareketleri olduğu bunların Amerikan işgal güçlerini hedef aldığı gösterilmekte; Şii ve Müslüman kamuoyu tatmin edilmektedir. Hem de Amerika’ya hemen her alanda müttefik olmasına rağmen İran’ın istediğinde saldırı yaparak köşeye sıkıştırabilecek araçları olduğunu, masaya oturup onunla anlaşmak zorunda olduğunu söyleyerek kozunu oynayıp Batıya ve özelde Amerika’ya mesaj vermektir. Şİİ DİRENİŞ SÖYLEVİ: SANAL ALEM, GÖZ BOYAMA VE SİYASİ MALZEME Milliyetçi duygularla işgale karşı sınırlı alanda kısa bir müddet direnen Mehdi Ordusu gibi Şii oluşumlar İran’ın ciddi müdahalesi, manipülasyonu ve yöneltmesiyle tamamen farklı bir alana kaydı. Silah bırakan grup siyasi sürece dahil oldu; sosyal ve kültürel bir oluşum halini aldı. Ancak silahı elinde tutan bir kesim olarak hedefinde Vahhabi, Kaide, Selefi, Tekfirci, Saddamcı, Baasçı şeklinde her ortamda dillendirilen iddialarla Sünni bölgeler, direniş hareketleri ve tüm muhalif unsurlar yer aldı ve geniş çaplı etnik temizlik opersyonları uygulandı. Asaib Ehlil Hak ve Irak Hizbullah Tugayları adlı iki oluşum “ırak ve direniş” kelimelerinin geçtiği her yerde kullanıldı. 2003 ila 2011 yılının sonuna kadar en azından resmen fiili olarak varlığı devam eden Amerikan işgal güçlerine yönelik video arşivine bakıldığında bu iki örgütün nerdeyse yer, hedef, tarih, video gibi delillendirilebilecek materyalle yaptığı silahlı saldırıların 500 adet bile olmadığı görülmektedir! Çeşitli belgesel vari direniş eylemi olduğu iddia edilen eylemlerin nerdeyse birçoğu farklı yerlerde ama hep aynı kullanılan videolar, yüksek kalitede izleyici ikna edecek ama sayıca 8 yıl içerisinde son derece komik bir sayıdaki eylemden ibarettir. Zira yukarıda ifade edildiği gibi işgal güçlerine yönelik saldırılar İranAmerika arasındaki gerilimler, çıkar çatışması ve elbette gerek iç gerek dış kamuoyunda direniş eylemleri yapıldığı yönünde bir algı oluşturma hedefine matuf küçük çaplı eylemlerdir. Yukarıda bununla ilgili detaylı bilgiler paylaşıldı. YEREL,GÜÇLÜ HAREKETLERİ VE GERÇEK AKTÖRLER:IRAKLI SÜNNİ DİRENİŞ Yukarıda işaret edilen siyasi malzeme veya pazarlık unsuru olarak kullanılan ancak temelde hedef kitle olarak işgale, işgal projelerine karşı direnen kesimleri hedef alan sözde “Şii direniş hareketleri” Irak’ta farklı değerlendirilmiştir. Müttefik güçlerin hedef aldığı Irak halkının içinden çıkan direniş hareketleri tüm saldırılara karşı halen güçlü bir şekilde varlığını devam ettirmekte, açıklamalarında bu ittifaka işaret ederek “Amerikan ve İran işgali” terkibini birlikte kullanmaktadır. Yapılan araştırmalar ve paylaşılan fotoğraflar, bilgiler Sünni direniş İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 11 hareketlerinin güncel resmi sitelerinden alınmış olup aşağıdadır. Foto: Irak İslami Direniş Hareketi (CAMİİ) Foto: 1920 Devrim Tugayları. Irak’ın etkin Sünni direniş hareketlerinden bir tanesidir. Tıpkı diğerleri gibi aylık düzenli bir dergisi yayımlanmakta bu online olarak paylaşılmaktadır. Yine örneğin operasyonlardan oluşan ve uzun metrajlı çok sayıda özel belgesel yayımlamıştır. Diğer Sünni direniş hareketi gibi 2003 işgalinden bu yana “on binlerce” başarılı operasyon düzenlemiş, bunların binlercesini video ile kayıt altına alıp internet ortamında paylaşmıştır. Aşağıda indirilebilir şekilde hazırlanan özel belgesellerle ilgili kısım görülmektedir. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 12 Foto: Bünyesinde onlarca farklı direniş hareketini barındıran çatı oluşum: Cihad ve Değişim Cephesi. Bu cephe İran&Şii lobisinin şiddetli şekilde saldırdığı, karalamaya çalıştığı Heyetul Ulema veya Ulema Heyeti diye yer verdiği Irak Müslüman Alimler Heyeti Başkanı Şeyh Haris ed Dari’yi uluslararası arenada kendilerini temsile, imza atmaya yetkili bir merci olarak kabul edip görevlendirmişlerdir. Foto: Nakşibendi Tarikatı Mensupları Ordusu. Bu hareketin yayımladığı operasyon videoları İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 13 onlarca gigabyte tutmakta olup, hedeflerin füzelerle vurulduğu, helikopterlerin düşürüldüğü, çok ciddi kayıpların verdirtildiği başarılı ve net şekilde görülebilen videoları içermektedir. Foto: Oldukça etkin olan Amerikan ve İran büyükelçilerinin yaptığı özel toplantıdan haberi olup burayı füzelerle vuracak kadar istihbaratı ve teknik donanımı bulunan Raşidin Ordusu. Bu hareketin de İngilizce ve Arapça çok sayıda saatlerce süren belgeselleri yer almaktadır. Foto: Geniş çaplı ve ses getiren eylemleri olan Irak İslam Ordusu. Aşağıda 15 Şubat 2012 tarihli açıklaması görülüyor. Direk olarak İran ve uzantısı olan Şii partilerle Maliki hükümetine yer verilen açıklama “Irak’taki Amerikan İşbirlikçileri” başlığı taşıyor. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 14 Yine Irak İslam Ordusunun her biri bir saati aşkın içinde yüzlerce farklı direniş operasyonun yer aldığı, İngilizce’ye de çevrilen belgeselleri yayımlanmıştır. Bunlar Irak’taki Sünni direniş hareketlerinin organizasyonel kapasitesini, teşkilatlanmasını, füze, havan topu, roketatar, gelişmiş patlayıcılar, keskin nişancılar, istihbarat, medya ve şer’i departmanlar gibi son derece komplike ve gelişmiş bir yapıya sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Aşağıda yayımlanan ve indirilebilecek şekilde linkler verilen bir belgesel yer almaktadır. 1 saat 7 dakika 58 saniye olan videonun altında detaylar da yer almaktadır. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 15 Foto: Bir diğer Sünni direniş hareketi Ensarüs Sünne. Bu hareket Kürt kökenli direnişçilerin oluşturduğu Ensarul İslam’dan ayrılmıştır. Safavi-Rafizi diye isimlendirdiği işbirlikçi diye tanımladığı Amerikan işgal güçleriyle çalışan, Sünni bölgeleri, sivilleri ve direnişçileri hedef alan terör örgütlerinden Mehdi Ordusu, Bedir Tugayları ve Şii hükümet güçlerine yönelik çok sayıda özel operasyon ve eylem düzenlemiştir. Bunlar belgeseller şeklinde kimi saatlerce süren videolardan oluşan kaliteli görüntülerle internette ve resmi sitesinde yayımlanmıştır. Elbette bunların yanı sıra yer verilemeyen ve aynı şekilde güçlü, binlerce başarılı operasyon gerçekleştirilen Sünni direniş hareketleri mevcut. Bunlar; İslami Direniş Hareketi Hamas Irak, Mücahitler Ordusu, Irak’ta Mücahitler Ordusu, Mustafa Ordusu, Muhammed Ordusu, Rahmanın Askerleri Seriyyeleri, Ahmed bin Hanbel Ordusu, Fatihin Ordusu, Asaibul Irak el Cihadiyye, Murabit Mücahitler Ordusu yer alıyor. Yine bu ve benzeri hareketleri bünyesinde barındıran belli başlı üst örgütler mevcut. Bunlar: 1- Cihad ve Değişim Cephesi 2- Cihad ve Islah Cephesi 3- Cihad ve Kurtuluş Cephesi 4- Irak İslam Cemaati gibi üst kuruluşlar. IRAK DİRENİŞİNE VE SAYGIN SÜNNİ OLUŞUMLARA SALDIRILAR Burada çok önemli ve gözlerden kaçmaması gereken bir nokta vardır. O da şu: işgal karşıtı en önemli oluşumlardan birisi olan Irak Müslüman Alimler Heyeti adlı Şeyh Haris ed Dari önderliğindeki Sünni teşkilat gerek Amerika, gerek İran’a bağlı güçler ve Şii terör örgütlerince, gerek el Kaide ve gerekse siyasi sürece katılan Haşimi tarafından hedef İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 16 alınmaktaydı. Teşkilata mensup yüzlerce çok değerli alim, vaiz, imam, hatip ve HEYET’i merci kabul eden direniş hareketleri komutanları, mensupları şehit edildi. Elbette kaynakların hep aynı ve tek merkezli olduğu gözlerden kaçmıyor. Örnek İran ingilizce kanalı Press Tv’nin yalan ve iftira dolu bir haberi. Hemen çevirisi lobi sitelerinde. Elbette haberlerin Suriye devriminin başlamasıyla servis edilmesi gözlerden kaçmıyor. Irak işgalinde Amerika’ya en büyük desteği veren el Hekim grubunun ve Türkiye’dkei uzantılarının karalama kampanyaları. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 17 ********** ********** ********** ********** ********** ********** İnandırıcılıktan uzak, abartılı ve akıl almaz bir şekilde politika güden Şii sitelerinin inanılmaz haberleri Türkçe çevrilip servis ediliyor. Halen etkisi olan HEYET’in İran&Şii lobisince şiddetli şekilde hedef tahtasına oturtuluyor olması gözlerden kaçmamalıdır. Çünkü mezkur oluşum İran’ın Safavi-Fars-Şii yayılmacı politikasını açık bir şekilde deşifre etmiş bunun ne derece yıkıcı, ne derece tahrip edici ve Irak İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 18 başta olmak üzere tüm bölgede mezhep fitnesini körükleyici bir yapı arz ettiğini belgeler, bilgiler, videolar ve açıklamalarıyla net bir şekilde ortaya koymuştur. Fitnenin daha fazla yayılmaması için gerek İranlı yetkililere gerekse Şii merciilere defalarca çağrıda bulunan HEYET aklı selimle, yayılmacı ve fitneyi körükleyici değil barıştan yana ve hukuka saygılı davranmasını istedi. Ancak ne İran rejimi ne de onun desteklediği Şii siyasi, askeri yapılanmalar mezhepçi ve yayılmacı politikadan vazgeçmedi. İşte bu nedenle de lobi tarafından halen HEYET’in karapropagandaya maruz kalması bir tarafa not edilmesi gereken bir mahiyet arz etmektedir. İsmi Irak Müslüman Alimler Heyeti olarak bilinen, Türkçe resmi siteleri bulunan oluşum lobi tarafından özellikle heyetul ulema veya ulema heyeti şeklinde kullanılmaktadır. Böylece Türkçe okuyucu kitlesi aradığında böylesi bir teşkilatı bulamayacaktır zira böylesi bir isim yoktur. Öte yandan örneğin Meclis el E’la diye hiçbir isme rastlamamaktadır Türkçe okurlar; çünkü isim Irak İslam Yüksek Konseyidir! Asıl önemli nokta hedef alınan Şeyh Haris Ed Dari veya HEYET’in Irak’ın önde gelen 15 ayrı güçlü direniş hareketince resmen kendilerini temsile yetkili olarak seçilmesi gerçeğidir. Irak sahasında çok ciddi ağırlığı olan silahlı direniş hareketleri bir merci olarak HEYET’i seçti. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 19 SONUÇ: Bölgenin yeniden şekillendirilmesi hedefli BOP projesinin sıçrama tahtası olarak başlatılan Irak işgali paralel olarak İsrail’in güvenliğini temin etme, petrol kaynaklarını kontrol altına alma, teo-politik ve jeo-stratejik hedeflerin bir araya getirilerek ezoterik şekilde yeniden yorumlandığı yeni muhazakar kanadın “Haçlı savaşı” diye tanımladığı bir işgal olma özelliği taşımaktadır. İçiçe geçmiş çok sayıda farklı ama aynı ideale hizmet eden hedeflerin gerçekleştirilmesi yönünde Bush liderliğindeki aşırı Hıristiyan (Evanjelist) ekip kendilerine müttefik aramışlardır. Bu müttefikler arasında İsrail bir devlet olarak başta gelirken, çeşitli batılı ve asyalı ülkeler de yer almıştır. Ancak göze çarpan ve tarihsel ittifak hatlarının yeniden kurulduğunu gösteren önemli bir gelişme olmuştur. Bu da İran İslam Cumhuriyeti’nin ve kendisine bağlı Irak kökenli Şii şahsiyetlerin, partilerin ve oluşumların bir araya geldiği ittifaktır. “Ortak düşman Saddam rejiminin devrilmesi ve Şii çoğunluğun iktidara getirilmesi” gibi medyatik söylevlerin arka planında ittifakın boyutlarını gösteren çok daha derin ve üzeri örtülen bir durum söz konusudur. İslam Medeniyeti’nin inşası, nizam olarak kurumsallaşması ve yayılması noktasında mihver noktasını teşkil eden Bağdat ve Şam merkezli coğrafya tarih boyunca işgallere ve saldırılara maruz kalmıştır. Bu dış destekli işgallerde bölgesel ittifak unsuru olan ve iktidarı alan yapının “Şii” mezhep temelli olması, tarihsel süreklilik anlamında Safavi-Fars-Şii terkibiyle devam etmesi ciddi şekilde ele alınması gereken bir husustur. Sünni ilim geleneğinin kökleştiği, sanat, kültür, müzik, devlet ve siyaset anlayışının şekillendiği Irak-Suriye ekseni dış ve iç ittifaklar neticesinde işgallere ve yıkıma maruz kalmıştır. Dış işgal ve iç destekle kurulan yeni dış-iç müttefik rejimin hedef aldığı yapı İslam’ın ana gövdesini teşkil eden “Sünni” dünya görüşü ve bunun hayatın her yönüne yansıyan şekli olmuştur. Tarihte yaşananların bir benzeri 2003 işgaliyle bir kez daha yaşanmıştır. Ana rengi ve kimliğinin hoşgörü, birlikte yaşama kültürü ve medenilik olduğu Irak; modern dönemde sosyalist, milliyetçi ve batıcı yapı tarafından tahakküm altına alınmıştır. Saddam ile anılan yapının şiddetli şekilde ezdiği kesimlerin başında “Sünnilerin” yer aldığı gerçeği dezenformasyon ile gizlenmeye çalışıldığı kadar Baas partisi ve iktidarındaki üst düzey kadroların en fazla yüzde 35′inin aşiret bağlamında bu kesimlerden oluştuğu gerçeği de o kadar örtülmeye çalışılmıştır. Hedef alınan ana unsur yine aynı olmuş sistematik olarak silinmeye çalışılan “Sünni” kimlik, bunun yansıdığı alanlar baskıyla sindirilmiştir. Kendisini bunun üzerinden tanımlayan ve ötekileştirerek yeni bir siyasal, felsefi ve dini mahiyete büründüren “Şii” etiketi; müntesipleri ve kurumlarıyla tarihsel dönemeç noktasında bir kez daha “müttefik” konumunda yer almıştır. “Mazlumiyet” sıfatının dominant element olduğu “Şii” merciiyyetleri, bunlara ittiba eden oluşumları, tarihi devamlılık anlamında Safavi-Fars kimliğin baskın olduğu İran İslam Cumhuriyeti batı ile Irak’ın işgali noktasında çok açık ve net bir şekilde “ittifak” içerisinde olmuştur. İşgal sonrasında kurulan yeni yapıda ise en temel ve güçlü aktör-faktör olmuşlardır. Tarihe yapılan referansın yakın dönemde aynıyla vukubulması; Irak’ın bir kez daha yıkıma, tasfiyelere ve anadamar olan “Sünni” eksenin görünür her yönüyle silinmesi yönündeki bir mezhepsel politikanın yürütülmesine tanıklık ettiği gerçeğini göstermektedir. Geniş çaplı etnik temizlik operasyonları, din adamlarının tasfiyesi, camilerin ve dini merkezlerin yakılması, yıkılması, Milli Eğitim Bakanlığının ve müfredatların Şiileştirilmesi, milyarlarca dolarlık yatırımların Şii dini merkezler ve yapılara harcanması, salt mezhep odaklı askeri, istihbari ve güvenlik birimlerinde kadrolaşma, resmi kurum ve kuruluşların siyasi görüşlere İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 20 göre dizayn edilmesi, mezhepsel kodlarla hayatın şekillendirilmeye çalışılması ve takip edilen siyasetin, yatırımların ve hedef kitlesinin tüm toplumsal kesimleri değil sadece belirli bir grubu kapsaması, Osmanlı-Türk-Abbasi-Emevi mirasına ve kalıntılarına yönelik sistematik tahrip politikasının takip edilmesi gibi 2003 sonrası gelişmeler yaşanmıştır. Yukarıdaki son derece bariz ittifak ve mezhepçi politikanın yanı sıra yabancı işgal güçlerinin varlığı Irak içinden güçlü, geniş tabanlı ve yapısal olarak meydan okuyan “Sünni” direniş hareketlerini doğurmuştur. Bunlar binlerce yıl komşusu olan, barış içinde yaşayan Şii, Hıristiyan, Asuri, Şebek, Yezidi, Kürt, Arap, Türkmen tüm unsurları kucaklayacaklarını, Irak’ın birlik ve beraberliğini korumak için yabancı işgal güçleri ve işbirlikçi oluşumlara karşı mücadele edeceklerini belirtmişlerdir. İran’ın iyi bir komşu olarak kalmaya devam etmesini, ülkede mezhepçi temellerde fitne politikasından vazgeçmesi, Fars-Safavi yayılmacı politikalarını sona erdirerek Irak’ın içişlerine karışmaya son vermesi Irak Direnişinin başlıca talepleri. Ancak görünen bu politikaların hız kesmeksizin devam ettiği ve karşısında Irak Direniş güçleriyle işgal karşıtı dini, milli ve sosyal oluşumların tüm gücüyle bunu sona erdirmeye niyetli oldukları görülmektedir. Modern dönemin en güçlü devleti olan Amerikan Birleşik Devletlerine karşı büyük bir başarı gösteren ve geri çekilmeye zorlayan “Sünni Irak Direniş Hareketleri” farklı odakların şiddetli saldırılarına, karapropaganda ve manipülasyonlarına maruz kalmıştır. Bu saldırıların başında Irak işgaline tam destek veren, Safavi-Fars-Şii yayılmacılığı gibi açık emperyal emelleri olan İran İslam Cumhuriyeti yer almaktadır. İran’ın, desteklediği uydu kuruluşlardan Hizbullah, Irak içindeki hükümeti oluşturan Şii partiler ve oluşumların direniş karşıtı söylev, medya dili ve açık savaşta Amerika ile aynı safta olduğu görülmektedir. Bu dosya işgali sona erdiren “Irak Direnişi” istismar ederek kullanmaya çalışan İran’ın, Hizbullah’ın ve İran&Şii lobisinin bu iddialarını kapsamlı olarak ele almıştır. Fotoğraflar, kaynaklar, tarihi bilgiler ve isimler, referanslar üzerinden bu iddiaların son derece asılsız, dayanaksız ve geçersiz olduğunu ortaya koymuştur. İran Analiz Dosya - Irak İşgali: Direniş, Aktörler, Hedefler ve İran-Şii Siyaseti 21