Başak Kantarcı İÇİNDEKİ DİRENİŞ`İN FARKINDA MISIN?

advertisement
Başak Kantarcı
İÇİNDEKİ DİRENİŞ’İN FARKINDA MISIN?
“Hayatımı anlatsam roman olur” sözü çoğumuzun dertleşirken duyduğu bir sözdür. Bu söz
nadiren de olsa hüzün ile kara mizahı harmanlayabilen, hayata karşı isyanını dile getirebilen,
yaşadıklarının diğerlerinden farklı olduğunu düşünen insanları anlatırken de kullanılabilir.
Eğer Emrah Serbes’ in Deliduman romanında yarattığı Çağlar ve Çiğdem karakterlerini kısaca
anlatmam gerekirse bu söz onların hayatını anlatabilecek en güzel sözlerden biridir.
Çağlar ve Çiğdem küçük yaşlarına rağmen hayatın bir sürü kötülüğüne maruz kalan, hayal
kırıklıkları yaşayan ve tüm bu olumsuzluklara rağmen direniş gösterebilen iki kardeştir.
Yazar, bu iki kardeş üzerinden bize büyükşehirlerde olduğu düşülen tüm problemlerin kasaba
hayatında da yaşanabileceğini gösteriyor. Yazar, iki kardeş ve etrafındaki her karakterle farklı
bir sorunu, toplumsal olguyu anlatıyor. Dayıları üzerinden siyasetde söylenen yalanları,
yapılan yanlışları anlatırken, babaları üzerinden ise kültürlü, bilgili ve çevresine saygılı olan
insanların toplum tarafından hak ettiği değerleri görememelerini eleştiriyor. Diğer taraftan ise
anneleri üzerinden boşanma sonrası psikolojik zorluk çeken ve hayata karşı tek başına
mücadele eden kadınları anlatırken, Çiğdem üzerinden ise hayatın problemlerini, sorunlarını
unutmak için insanların farklı yollara başvurabileceklerini gösteriyor. Her karakter farklı bir
sorun yaşayıp, farklı bir olgu ile mücadele etmek zorunda kalsa da hepsinin tek bir ortak
özelliği var, o da; tüm olumsuzluklara rağmen içlerindeki direniş duygusunu yaşamlarına
yansıtmaları ve yaşamaktan vazgeçmemeleri. Aslında bu direniş duygusu hepimizin içinde
var ve hepimiz bu duygu sayesinde problemlerimizi göz ardı edebiliyoruz. Kimimiz Çiğdem
gibi sorunlarımızdan kaçmak için farklı hayat amaçları bulurken, kimimiz de Çağlar ve
Çiğdem’in dayısı gibi işimize yarayan yalanlar sayesinde hayatımızı istediğimiz gibi idame
ettiriyoruz. Hepimiz idaellerimize ve amaçlarımıza engebeli yolları kat ederek, zorlu
süreçlerden geçerek ulaşıyoruz. Bu süreçlerden geçerken de ne kadar zorlansak bile
içimizdeki direniş duygusu bizi bir biçimde ayakta tutuyor ve pes etmemizi engelliyor.
Emrah Serbes’in de kaleme aldığı gibi bazen içimizdeki bu direniş duygusu bizi bir araya
getirebiliyor ve toplumsal bir soruna karşı beraber mücadele etmemizi sağlıyor. Roman’da da
bahsedilen Gezi Parkı örneği bunu en güzel şekilde gösteren toplumsal mücadelelerin başında
yer alıyor. Dini, dili, ırkı, kişiliği, partisi, maddi durumu fark etmeden her kesimden insan
ağaçların kesilmesini engellemek için bir araya gelip, omuz omuza yürüdüler. İnsanlar
birbirlerinin kılığıyla, kıyafetiyle ilgilenmek yerine protestolarının nasıl başarılı olabileceğini
tartıştılar. Bu durum ise herkesi mutlu etti çünkü günlük hayatın aksine kimse diğerinden
çekinmeden istediğini istediği şekilde yapabildi. Hatta Gezi Parkı Direnişçileri durumlarını ve
kendilerini anlatmak için Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman
gibi kardeşçesine” dizelerini sıklıkla kullandılar. Ben de Gezi Parkı olaylarına tanık olan biri
olarak farklı farklı statülere sahip olan bir sürü insanın bir araya gelip, sorunsuzca içlerindeki
direniş duygusunu yansıtmalarını takdir ederek izlemiştim.
Hepimiz yaşam içinde farklı türden sorunlarla karşılaşabiliyoruz ve bu sorunlarla uğraşırken
sağlıklı bir bakış açısına sahip olamayıp gün geçtikçe ruh sağlığımıza zarar veriyoruz.
Kişilerin eğitimleri, yaşam tarzları, statüleri, cinsiyetleri, yaşları, sosyal çevreleri ne olursa
olsun hayatın önlerine çıkardığı sorunlar karşısında herkes eşittir. Burada önemli olan nokta
ağaçlara tek tek bakmak yerine ormanı görebilmek, hayatı bir bütün olarak algılayabilmek ve
sorunlarımızdan kaçmak yerine onlara mantıklı çözüm yolları bulabilmektir. Hayatın tek düze
olmadığını anlayıp, sorunların da hayatın bir parçası olduğunu kabullenip içimizdeki direniş
duygusuna kulak verirsek daha mutlu ve huzurlu bireyler olabileceğimize inanıyorum.
Download