Hem nev-i beşer, hususen medeniyet fenlerinin

advertisement
Sorularlarisale.com
"Hem nev-i beşer, hususen medeniyet fenlerinin
ikazatıyla uyanmış..." ve "Beşer bu asırda harblerin ve
fenlerin ve dehşetli hadiselerin ikazatıyla uyanmış..."
cümlelerini açıklar mısınız?
"Hem nev-i beşer, hususan medeniyet fenlerinin ikazatıyla uyanmış,
intibaha gelmiş, insaniyetin mahiyetini anlamış. Elbette ve elbette
dinsiz, başıboş yaşamazlar. Ve olamazlar. En dinsizi de dine iltica
etmeye mecburdur. Çünkü, acz-i beşerî ile beraber hadsiz
musibetler ve onu inciten hâricî ve dahilî düşmanlara karşı istinat
noktası; ve fakrıyla beraber hadsiz ihtiyâcâta müptelâ ve ebede
kadar uzanmış arzularına medet ve yardım edecek istimdad noktası,
yalnız ve yalnız Sâni-i Âlemi tanımak ve iman etmek ve âhirete
inanmak ve tasdik etmekten başka, uyanmış beşerin çaresi
yok..."(1)
Fen ilimlerinin inkişafı ile insanlar hem eğitim ve aydınlanma noktasında ilerlediler
hem de müspet fenlerin kainat kitabını en ince detaylarına kadar incelemesi
sonucunda İslam nuru daha ziyade parladı. Evet, fen ilimlerinin inkişafı ile Allah’ın
varlığına ve isimlerine işaret eden deliller daha ziyade görünür ve parlak bir hal
almıştır.
Kur’an’ın en büyük delili olan inayet delili, fenlerin sayesinde daha da zahir bir hale
geldi. Güneşin o haşmetli intizamına ve ahenkli insicamına işaret eden ayetler,
fenler sayesinde daha da bedihi ve açık bir şekle dönüştü. Medeniyet ve fenlerin
başka bir ciheti ise, insan hak ve hürriyetlerinin çıtasının yükselmesi, cebir ve şiddet
yerine ilim ve ikna usulünün gelmesidir. İslam barış ortamında inkişaf ediyor.
Bu harikalar asrının başlarında insanlık iki dünya savaşı ve bir çok musibetler
gördü... Bu harp ve musibetler dünyanın çirkin ve fani yüzünü insanlığa feci bir
şekilde gösterdi ve hakiki saadetin ancak iman ve ibadette olacağını kuvvetli bir
tarzda ihtar ve ikaz etti. Dünyanın geçici nimetleri ancak iman ve ibadete vesile
olursa bir işe yarar manasını insanlığa ders verdi. Yoksa maddeci felsefeden
etkilenen bir dinsiz, ne kadar dünya nimetine sahip de olsa akıbeti acıklı bir azap,
yakıcı bir ümitsizliktir. İşte dünyanın musibet ve harpleri bu manayı daha zahir bir
hale getiriyor.
(1) bk. Hutbe-i Şâmiye
page 1 / 1
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download