On5yirmi5.com Kurban Bayramı'nda ölçüyü kaçırmayın! Uzmanlar, vatandaşları bayramda özellikle et ve tatlı tüketiminde aşırıya kaçılmaması konusunda uyararak, aksi halde birçok ciddi sağlık sorununu ortaya çıkabileceğini bildirdi. Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2017 Salı (oluşturma : 10/19/2017) "Bayramda et ve tatlı tüketiminin azı karar çoğu zarar" Uzmanlar, vatandaşları Kurban Bayramı'nda özellikle et ve tatlı tüketiminde aşırıya kaçılmaması konusunda uyararak, aksi halde birçok ciddi sağlık sorununu ortaya çıkabileceğini bildirdi. Etin nasıl tüketileceği konusunda da tavsiyelerde bulunan uzmanlar, yaşanabilecek sağlık sorunlarının engellenmesinin bilinçli davranmaktan geçtiğine dikkati çekiyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan, sağlıklı beslenmeyi, "Bireyin yaşı, cinsiyeti ve fizyolojik durumu göz önünde bulundurularak, sağlıklı ve üretken bir kişi olarak yaşaması için ihtiyacı olan tüm besin öğelerini yeterli miktarda karşılamasıdır" şeklinde tanımlayarak, gereğinden çok tüketilen besin maddelerinin sağlık için zararlı olduğunu söyledi. Sağlıksız beslenmenin beraberinde obezite, tip 2 diyabet, tansiyon, kanser, inme, eklem ve kalpdamar hastalıkları başta olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getirdiğini aktaran Aydoğan, pek çok bilimsel araştırmanın, dünyada ölüm nedenlerinin ilk sıralarında yer alan hastalıkların sebepleri ile beslenme arasında sıkı bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu bildirdi. Aydoğan, Türkiye'de 15 yaş ve üstü 5 kişiden 1'inin şişman olduğunu gösteren araştırmalarda bu durumun kadınlarda daha fazla görüldüğünü dile getirerek, şunları kaydetti: "Kurban Bayramı'nda, şeker, çikolata, tatlı ve unlu mamuller gibi besinlerin tüketiminin yanı sıra, kurbanlıkların kesilmesiyle et tüketimi de artmaktadır. Özellikle, hayvansal kaynaklı proteinlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriklerinin fazla olması nedeniyle kontrollü tüketilmesi gerekmektedir. Bu besin maddeleri yeterli miktarlarda tüketildiğinde normal sağlıklı kişiler için çok ciddi sorunlara neden olmasa da özellikle şişman, tansiyon yüksekliği, kalp-damar, şeker, mide ve bağırsak hastalığı olan kişilerde hayati öneme haiz sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Bu nedenle, tansiyon yüksekliği, kalp-damar ve şeker hastalığı olan kişilerle sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıkları olanların, yağsız veya az yağlı etleri az miktarlarda ve genellikle haşlama, ızgara yöntemiyle kontrollü bir şekilde pişirerek tüketmeleri önerilmektedir." "Kararında yemek bedenimiz için son derece önemli" Kurbanlıkların kesim öncesi veteriner kontrolünden geçmemesinin, kesilen kurbanlıklara ait etlerin uygun tüketiminin sağlanmamasının, çeşitli hastalıkların insana bulaşmasına neden olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Aydoğan, şu tavsiyelerde bulundu: "Etlerin ilaveten yağ konmadan kendi yağıyla fırında, haşlama veya ızgara olarak tüketilmesi, mangal olarak yapılacak etlerin kararında pişirilmesi de önemlidir. Ayrıca etlerin sebze veya baklagillerle birlikte tüketilmesi, etlerin kavurma veya kızartılmasından kaçınılması, kan kolesterol seviyesi yüksekliği ve buna bağlı kalp-damar hastalığı olan kişilerin sakatat tüketimine de dikkat etmesi gerekmektedir. Bayram ziyaretlerimizde de tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir. Az ve kararında yemek, hem midemiz hem bedenimiz için son derece önemlidir. Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların tercih edilmesi, besinlerin yanında özellikle sindirimi kolaylaştıracak şekersiz içeceklerin tercih edilmesi, sağlıklı yetişkin bireylerde günlük yeterli su tüketiminin sağlanması, bayram sabahları her zamanki kahvaltı düzeninin ve çeşitliliğinin korunması da unutulmamalıdır. Bu konuda kararlı davranmak, bizlerin beslenmeye istinaden sağlık problemi yaşamamızı en aza indirecektir. 'Et giren yere, dert girmez' atasözünden yola çıkarak 'Et yiyen, dert görmez' anlayışıyla hareket etmemeliyiz. Kurban Bayramı'nda yediklerimizin kurbanı olmamak için, uygun zamanda, uygun miktarlarda ve besin çeşitliliğine özen göstererek et tüketmeliyiz." "Kahvaltıda kavurma yenmemelidir" Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan da etin kesimden hemen sonra yenilmemesi ve 1-2 saat serin bir ortamda havalandırıldıktan sonra öğünlere uyacak şekilde küçük parçalar halinde ayrılması gerektiğini söyledi. Taşan, etin 24 saat kadar buzdolabında dinlendirilerek yumuşaması gerektiğine işaret ederek, "Kahvaltıda kurban etinden yapılmış kavurma yenmemelidir. Sindirim sistemini zorlar. Yemek için öğle saati daha uygundur. Kahvaltıda aşırı protein ve hayvansal yağdan kaçınılmalıdır. Görünen yağı olmayan ette bile yüzde 20 hayvansal yağ olduğu unutulmamalıdır." dedi. "Etle birlikte sebze tüketilmesi sindirim sorunlarını azaltır" Aşırı protein ve yağ tüketiminin bazı hastalıkların şiddetini artırabileceğini vurgulayan Taşan, yüksek risk grubunda olanların diyetlerine mutlaka uyması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Taşan, şu önerilerde bulundu: "Günde bir öğünde et yenilebilir. Akşam geç saatlerde ve kahvaltıda et yemekten kaçınılmalıdır. Aşırı et tüketimi karaciğer, pankreas, mide ve bağırsakların yanında böbrekleri de zorlar. Safra yolları olumsuz etkilenir. Hazımsızlık, aşırı gaz oluşumu, karın ağrısı, karında aşırı şişme, ishal, uykusuzluk ve aşırı yorgunluk şikayetleri ortaya çıkabilir. Ayrıca bu dönemde suyun yeterli tüketimi önemlidir. Günde 2,5 litre su tüketimi sindirim faaliyeti ve atıkların vücuttan uzaklaştırılabilmesi için çok önemlidir. Etin aşırı yağlı yenilmesinden kaçınılmalı, kuyruk yağı gibi hayvansal yağlardan uzak durulmalıdır. Etin yanında ve etle birlikte sebze tüketilmesi sindirim sorunlarını azaltır. Oluşan sindirim sorunları için gerekirse doktora başvurulmalıdır. Etin tek başına tüketilmesi doğru değildir. Özellikle C ve E vitaminlerinin de alınabilmesi için birlikte sebze ve salata tüketimi gereklidir. Etin sebzeyle birlikte pişirilerek yemek haline getirilmesi tercih edilmelidir. Öncelikle etin pişirilmeden görünen yağlarından temizlenmesi gerekir. Etin yüksek ateşte pişirilmesi doğru değildir. Yüksek ısı etteki B grubu vitaminlerin kaybına yol açar. Pişirilirken yağ ilave edilmemeli, kuyruk yağı gibi katı yağların ilavesinden kaçınılmalıdır. Kısık ateşte ve kendi yağı ve suyuyla pişmesi sağlanmalıdır." Taşan, etin buzlukta olması halinde dışarıda çözülmesine müsaade edilmemesinin önemine değinerek, "Etin yağıyla kızartılmasından ya da doğrudan ateş üzerinde pişirilmesinden ve pişirilirken bazı kısımlarının yanmasından uzak durulmalıdır. En iyisi eti fırınlama, buğulama ya da haşlama şeklinde pişirmektir." dedi. "Ani yükselen kan şekeri seviyesi kalbi de strese sokabilir" Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Alper Uçak ise bayramda tüketilen et sonucu ödem artışı, kalp rahatsızlıkları, tansiyon yüksekliği, mide problemleri yaşanabileceğini, bu süreçte dikkat edilecek ufak noktalarla daha keyifli bir bayram geçirebileceğini söyledi. Kalp damar hastalarının sıklıkla şeker, yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliğiyle birlikte görüldüğünü, diyabetli kişilerle, koroner stentli hastaların bu dönemdeki yoğun et ve tatlı tüketimlerinin ani kardiyak hadiselerin gelişimine yol açabileceğini vurgulayan Uçak, "Ani yükselen kan şekeri seviyesi kalbi de strese sokabilmektedir. Etle birlikte tuz tüketimi artabileceğinden tansiyon hastalarının da bu konuda dikkat etmeleri gerekmektedir. Çünkü zemininde koroner kalp hastalığı olan bireyler ani tansiyon yükselmelerine maruz kaldığında, kalp krizi ve beyin felci geçirebilmektedir." diye konuştu. "Az pişmiş etin içindeki mikrobiyal aktivite devam edebilir" Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Ergün Kasapoğlu, etin sindirimi en zor olan besinlerin başında geldiğini, yeni kesilmiş hayvan etindeki sertliğin de hem pişirme hem sindirimde normalden fazla zorluk oluşturduğunu aktardı. Bu nedenle özellikle mide-bağırsak problemleri yaşayanların kurban etini aynı gün tüketmemesi tavsiyesinde bulunan Kasapoğlu, kırmızı ette fazlaca bulunan demirin yararlarını artırabilmek için eti, C vitamini yönünden zengin besin kaynaklarıyla birlikte tüketmenin önemli olduğunu söyledi. Kasapoğlu, az pişmiş ya da yanma derecesinde çok pişmiş etlerin tercih edilmemesi gerektiğini dile getirerek, az pişmiş etin içindeki mikrobiyal aktivitenin devam edebileceğini, çok pişmiş, neredeyse yanmış etteki kanserojen madde oranının da çok fazla olduğunu sözlerine ekledi. "Eti parçalamadan önce dinlendirin" İstanbul Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan da kırmızı etin faydalarından yararlanmak için doğru pişirilmesinin ve saklanmasının önemli olduğunu belirtti. Kurban etini derin dondurucuda saklanmadan önce; kesilen hayvanın kanı boşalıncaya kadar bekletilmesi gerektiğini, sonra eti serin ve güneş görmeyen bir yerde 1-2 saat dinlendirdikten sonra parçalanma işlemine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Balkan, şu değerlendirmede bulundu: "Büyük parça etlerin dondurucuda soğutulması mümkün değildir. Etin iç kısımları soğumayacağı için etler bozulabilir. Porsiyonlanıp, doğranan et buzdolabı poşetiyle paketlenmeli, paketli hal streçle hava kaçırmayacak şekilde sıkıca sarılarak derin dondurucuya girmek için hazırlanır. Etin hemen dondurucuya yerleştirilmesi sertleşmesine neden olmaktadır. Derin dondurucudan çıkmış etlerin çözülme sürecinin buzdolabında yapılması en uygun işlemdir. Et ve et ürünleri, derin dondurucudan çıkarıldıktan sonra tekrar derin dondurucuya konulmaz; yoksa hem bakteri ürer hem de üreyen bakteriler yüzünden et bozulmaktadır." Bu dökümanı orjinal adreste göster Kurban Bayramı'nda ölçüyü kaçırmayın!