CİSED GENEL BAŞKANI PSİKOTERAPİST CEM KEÇE: “NE

advertisement
CEM EVİ’DE AŞURE ETKİNLİĞİ
YAPILDI
Muharrem ayı dolayısıyla Bodrum Cem Evi’nde aşure etkinliği
düzenlendi. Etkinliğe aralarında Bodrum Kaymakamı Bekir
Yılmaz’ın da olduğu çok sayıda vatandaş katıldı.
Muharrem ayı münasebetiyle geçtiğimiz ay hizmete giren Konacık
Mahallesi Beylikkırları mevkisindeki Bodrum Cem Evi’nde aşure
etkinliği düzenlendi. Programa Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz,
Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu, CHP Bodrum İlçe
Başkanı Recai Seymen, belediye meclis üyeleri, Bodrum Cem
Evi’nin yapılmasında önemli katkıları olan eski Konacık
Belediye Başkanı Mehmet Tosun ve 200’ün üzerinde vatandaş
katıldı.
Cem Vakfı Bodrum Cem Evi’nin kurum dedesi Ali Ekber
Taşdelen’in okuduğu duanın ardından katılımcılara ikram edilen
aşureler hep birlikte yenildi.
Burada bir açıklama yapan Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, “Bu
güzel ve anlamlı günde ilçe kaymakamı olarak hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum” diyerek başladığı konuşmasında şu
ifadeleri kullandı:
“Mübarek Muharrem ayının hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Birlik ve beraberliğimizin daim olmasını diliyorum.
Biliyorsunuz bu mübarek günler özel günlerdir. Bugünleri iyi
değerlendirmek lazım. Küskünlüklerimiz varsa onları gidermek
lazım. Bu toprakları vatan olarak benimseyen ister alevi
olsun, ister Sünni olsun, ister Türk olsun, ister Kürt olsun,
dili, dini, ırkı ne olursa olsun bu milletin, bu vatanın öz
evlatlarıdır. Aynı Allah’ın kuluyuz, aynı peygamberin
ümmetiyiz, küskünlükleri, dargınlıkları bir kenara bırakıp
birlik ve beraberliğimize sarılmamız lazım. İnşallah en kötü
günümüz hep böyle olsun. Nice güzel günlerde birlikte olmak
dileği ile bu güzel organizasyonu gerçekleştiren vakfımıza,
emeği geçen arkadaşlarımıza, güzel aşureyi hazırlayan
aşçılarımıza teşekkür ediyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı
sunuyorum.”
Kent Haber Hamdi Yörür
CİSED
GENEL
BAŞKANI
PSİKOTERAPİST CEM KEÇE: “NE
ERKEKLİK
NE
DE
KADINLIK
BİTMEZ!”
Halk arasında “Yaş 70 iş bitmiş” olarak ifade edilen ve
yaşlılıkta cinselliğin bittiğini anlatan inanış, Cinsel Sağlık
Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından yapılan anketle yerle bir
edildi. Anket sonuçları, yaşlılıkta cinselliğin olamayacağına
yönelik inancın cinsel bir mitten başka bir şey olmadığını
ortaya koydu. Cinselliğin doğumdan ölüme, bir ömür boyu süren
bir ihtiyaç olduğunu ve asla yitirilmeyeceğini belirten CİSED
terapistleri ise kadında ve erkekte düşen performansa rağmen
cinselliğin yaşlılıkta da yaşanabileceğinin altını çizdi. Peki
uzmanlara göre bu nasıl olabilir? İşte yaşlılıkta cinsel
hayata yönelik gerçekler…
YAŞLILIK TABUSU
CİSED tarafından gerçekleştirilen ‘Yaşlılık ve Cinsellik
Anketi’ne 3 bin 800 kişi katıldı. Yaşlı olarak kabul edilen 65
yaş ve üstü kişilerle yapılan ankete göre, erkeklerin yüzde
55’inin, kadınların ise yüzde 35’inin cinsel isteklerinin
yaşlanmaya rağmen devam ettiği görüldü. Bu da yaşlılıkla
beraber cinsel aktivite sayısı azalsa bile haz verebilen bir
cinsellik yaşamak mümkün olduğunu ortaya koydu. Ankette
sorulan “Seksi partnerinizle rahatça konuşabiliyor
musunuz?” sorusuna ise erkeklerin yüzde 55’inin ve kadınların
yüzde 65’inin “Evet” yanıtını verdiği gözlemlenirken,
kadınların yüzde 55’inin ve erkeklerin yüzde 85’inin penisin
eskisi gibi sert olmaması durumunda seksin bir anlamının
kalmadığını düşündükleri ortaya çıktı. Bu sonuç da Türk
insanında ‘Yaşlılıkta cinsellik yaşanmaz’ tabusunun ne kadar
güçlü olduğunu gösterdi.
CİNSELLİK YİTİRİLMEZ
Ankete yönelik çarpıcı tespitlerde bulunan CİSED Genel Başkanı
Psikoterapist Cem Keçe, dünya çapındaki araştırma sonuçlarına
göre cinsel açıdan en aktif yaş aralığı 25-29 olduğunu
kaydetti. Bu yaşlarda cinsel birleşme oranı kadınlarda yüzde
84, erkeklerde ise yüzde 89, mastürbasyon oranı erkeklerde
yüzde 84, kadınlarda ise yüzde 72 olarak saptandığını
bildirdi. Yaş ilerledikçe bu oranlar da azalmanın
kaydedildiğini belirten Keçe, 60-69 yaş aralığında cinsel
birleşme oranının kadınlarda yüzde 42’ye, erkeklerde yüzde
54’e, mastürbasyon oranının ise kadınlarda yüzde 47’ye,
erkeklerde yüzde 61’e gerilediğinin görüldüğünü söyledi. Keçe,
daha ileri yaşlarda cinsel birleşme oranının erkeklerde yüzde
43 iken, kadınlarda yüzde 22 olarak saptandığını belirterek,
“Hem fiziksel hem de ruhsal olgunluk olan yaşlanmanın yol
açtığı değişiklikleri bir zenginlik olarak kabul eden kişi
yaşlılığın getirdiği zorluklarla başa çıkma yollarını da
bulacaktır. Görünen şu ki yaş 70 olsa da iş bitmemiştir” dedi.
İlerleyen yaşlarda da hayatın kendine has güzellikleri
olduğuna dikkat çeken Keçe, cinsellik açısından yaşa bağlı
olarak ortaya çıkan fiziksel gerilemenin “cinselliğin
yitirilmesi” değil, “tabulaştırılan cinsel performansın
azalması” olarak görülmesi gerektiğinin de altını çizdi.
İLERLEYEN YAŞ ÖZGÜRLÜK GETİRİR
Psikoterapist Cem Keçe, kişilerin birbirlerine karşı sevgi ve
bağlılıklarını ifade etmelerinin önemli araçlarından birisinin
cinsellik olduğunu söyledi. İlerleyen yaşlarda erkeklerde
sertleşmenin olmasının eskisine oranla daha fazla zaman
alabileceğini belirten Keçe, bu durumun, performans
anksiyetesi yani başaramama korkusuna yol açabileceğini
kaydetti. Cinselliği sadece cinsel birleşme olarak gören
erkeklerin sürekli penise odaklı bir cinsellik yaşamasıyla,
elde ettikleri sertliği de kaybedebileceklerini belirten Keçe,
“Kadınlarda ise ilerleyen yaşlarda hormonların etkisiyle
ortaya çıkan vajinal kuruluk, kabarmama, cinsel coşkunun
azalması ve cinsel isteksizlik cinsel yaşamı sekteye
uğratabilir” hatırlatmasını yaptı. Keçe, kadınların menopozdan
itibaren hamile kalma risklerinin ortadan kalmasıyla cinsel
özgüvenlerinde ve cinsel bileşmeden aldıkları hazda artış
olduğunu kaydederek, boşalma veya orgazm yeteneklerinin
arttığını, bu sayede erkeklerin ve kadınların ilerleyen
yaşlarında ulaştıkları duygusal olgunluk birbirleriyle daha
nitelikli yakın ilişkiler kurmalarını sağladığını söyledi.
AŞKIN SEKS YAŞANABİLİR
Keçe,
kadın-erkek
ilişkisinin
niteliğinin
artmasının,
yaşayacakları cinselliğin de daha nitelikli olması anlamına
geldiğini söyledi. Keçe, “Diğer bir ifadeyle ilerleyen yaşlar
kadın ve erkeğin ‘aşkın seks’i deneyimleyebilecekleri
yaşlardır. Aşkın seks, cinselliği cinsel mitlere inanmadan,
cinselliği ayıp, günah ve suç olarak düşünmeden yaşamaktır”
dedi. Aşkın seksin 4 özelliği olduğunu belirten Keçe bunları,
“Beden ile yapılır, bir manası vardır, güzellikler sunar ve
daha çok güzellikler doğurur, yani bir şeyler üretir” şeklinde
sıraladı. “İnsanlar hayatta, aşkın algısı içinde büyür ve
yaşlanır. İlk önce genç vücutların güzelliğinden etkilenirler,
daha sonra güzelliği bütün vücutlarda görürler” diyen Keçe,
böylece ruhun güzelliğini görmenin de mümkün olduğunu
vurgulayarak, “Daha sonra da düşüncelerdeki güzelliğe ulaşılır
ve tüm güzellikler fark edilir” dedi.
MENOPOZDA CİNSELLİK BİTMEZ
CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, kadınlarda
menopoz, erkeklerde de andropoz dönemlerinde cinselliğin
bittiğine yönelik yaygın inanışa karşı çıktı. “Yaşam gelişim
ve değişimin sürekli olduğu bir süreç, yaşlılık da bu sürecin
doğal bir parçasıdır” diyen Keçe, yaşlılıkta ortaya çıkan
fizyolojik değişimlerin kadınlardamenopoz ve erkeklerde de
andropoz
olarak
adlandırılan
iki
farklı
süreçte
gerçekleştiğine değindi. Menopozu, kadının yumurtalıklarında
yumurta üretiminin durmasıyla âdetin kesilmesi ve doğurganlık
özelliğinin sona ermesi olarak açıklayan Keçe, “Menopoz
döneminde değişen hormon seviyeleri belli bir miktarda cinsel
istek kaybına neden olsa da aslında cinsel isteğin azalmasına
etki eden en önemli faktör kadınların menopoza ilişkin ve
menopoz döneminde yaşanacak cinselliğe dair olumsuz
algılarının yol açtığı psikolojik nedenlerdir” dedi. Keçe, bu
dönemde olduğu düşünülen cinsel istek azalmasının, vücutta
gerçekleşen biyolojik değişikliklerden çok, kadınların
menopozu bir hastalık olarak görmelerinden ve her şeyin
bittiği şeklindeki yanlış inanışları yüzünden “eksik kadınlık,
değersizlik, hastalıklı olma” gibi duyguların hâkim olduğu
depresyon ya da anksiyete belirtileri nedeniyle ortaya
çıktığını aktardı. “Bu ruh hali içindeki kadının kendini kadın
gibi değil, hasta gibi hissederek cinsel çekiciliğinin
kalmadığını düşünmesi, partneri tarafından beğenilmeme
kaygısı, cinselliği haz alacağı bir deneyim yerine, görev
olarak görmesi hem kendisini hem de partnerini cinsellikten
uzaklaştırabilir” şeklinde konuşan Keçe, menopoz döneminde
doğurganlığın sona ermesiyle, kadının hamile kalma endişesi
olmadan ve doğum kontrol yöntemleriyle uğraşmadan özgürce seks
yapabilme avantajını elde ettiğinin altını çizdi. Keçe,
kadının hamile kalma riski olmadan cinselliği yaşayabilmesinin
cinsel isteğini arttırıcı, boşalma veya orgazm olmasını
kolaylaştırıcı bir etki yarattığını vurgulayarak, “Ayrıca,
kadının iş, kariyer, aile, çocuklar gibi konularda belirli bir
yaşam olgunluğuna erişmiş olması, sorumluluklarının ve
kaygılarının azalması, kendine ve cinselliğe odaklanabilmesine
olanak verir ve cinsellikten daha çok haz almasını sağlar”
dedi. Keçe, menopoz dönemindeki hormon değişiklikleri
sonucunda yaşanan vajinal kuruluk ve ağrılı cinsel ilişki gibi
sorunların, lokal hormon veya kayganlaştırıcı jel
uygulamalarıyla kolaylıkla giderilerek, cinsellikten alınacak
haz kaybının da engellenebileceğini bildirdi.
ANDROPOZLA ERKEKLİK BİTMEZ
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin andropoz ile ilgili çok
fazla yanlış bilgilere sahip olduğunu ve bu durumu ‘erkekliğin
bitmesi’ olarak algıladığını söyledi. Andropozun bir anlamda
menopozun erkeklerdeki karşılığı gibi olduğunu belirten Keçe
şunları söyledi: “Bu dönemde erkeklerde testosteron üretiminin
azalması ve diğer hormon değişiklikleri nedeniyle sertleşme,
cinsel istek ve meni miktarında azalma gibi belirtilerin yanı
sıra, depresif ruh hali gibi psikolojik belirtiler de ortaya
çıkar. Orta yaştan sonra tüm erkeklerin testosteron düzeyinde
azalma olur ama önceki yaşlarda da her erkekte testosteron
üretim düzeyi farklı olabildiği için her erkekte aynı oranda
azalma ve aynı etkiler görülmez. Andropozla birlikte görülen
cinsel, fiziksel ve ruhsal değişiklikleri erkekler
genellikle ‘erkekliğin bitmesi’ olarak düşünürler. Bu da
doğrudan zaten bir gerileme yaşanmakta olan cinsel isteklerini
ve sertleşme sorunlarını daha kötü hale getirir, yaşamlarını
sorgulamaya, kayıplarını fark etmeye başlarlar”
AZGIN TEKE SENDROMU
“Bazı erkekler bu durumu tamamen cinsellikten elini ayağını
çekerek yaşarken, bazıları da vakit kaybetmeden bir telafi
yolu bulmak için kendilerine genç bir partner aramaya
başlarlar, hatta evlerini barklarını terk ederek genç
sevgililerinin peşinden giderler. Aslında toplumda hiç de
azımsanmayacak oranda görülen bu durum ‘azgınlık’ya da ‘kadın
düşkünlüğü’ olarak nitelendirilir. Ben ise bu durumu ‘azgın
teke sendromu’ olarak adlandırıyorum. Cinsel etkinliklerinin
azalmaya başladığı gerçeğinden rahatsız olan erkek, çevresine
cinsel hayatında bir değişiklik veya herhangi bir azalma
olmadığını, eskisi gibi devam ettiğini gösterme çabası içinde
girerek cinsel duygu ve isteklerinin esiri olabilir, iradesini
ve değer yargılarını ayaklar altına alarak sadece cinsel haz
peşinde koşabilir. Amaçları onlara gençlik iksiri sunacak genç
kadınlarla aralarındaki yaş farkını örtbas etmeye çalışmak
olan azgın tekeler gençleşmek için estetik ameliyat, botoks
yaptırma, ciltteki lekeleri temizletme, yaşlılık belirtileri
olan dudak ve alın çevresindeki kırışıklıların düzeltilmesi
gibi yollara başvurarak ilişkilerinde kendilerine güvenlerini
arttırmaya çalışabilirler.”
YAŞLIKTA CİNSELLİĞİN PÜF NOKTALARI
CİSED Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, orta yaş ve
üstündeki kadın ve erkekler için bazı önemli tavsiyelerde de
bulundu. Keçe, ilerleyen yaşlarda cinsel yaşamın fiziksel,
psikolojik ve kültürel faktörlerden doğrudan etkilendiği için
bu faktörlerin iyileştirilmesinin, cinsel sağlığın korunması
ve tatmin edici bir cinsel yaşamın sürdürülebilmesi için
gerekli olduğuna değindi. Öncelikle yaşlılıkta cinselliğin
olmayacağı ya da olmaması gerektiği şeklindeki yanlış
yargılardan vazgeçilmesi gerektiğini belirten Keçe, “Erkeklik
de kadınlık da asla bitmez. Cinsellik doğumla başlayan ve
ölüme kadar süren temel bir insani ihtiyaçtır. Cinselliği bir
takıntı haline getirmeyen, anın tadını çıkaran, rahat ve
huzurlu olan bir kişi, her yaşta cinsel haz alabilecek
aktivitelerde bulunabilir” dedi. Cinselliğin yemek yeme, su
içme, uyuma gibi temel insani ihtiyaçlardan biri olduğunu
hatırlatan Keçe, “Böyle bir olguyu yaşlılar için yok saymak
gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü yaşlı olsa da her
insanın rahatlamaya, gevşemeye, arzulamaya, arzulanmaya,
cinsel haz alıp vermeye, ruhunu ve bedenini özgürce paylaşmaya
ihtiyacı vardır” dedi.
CİNSELLİK BEDENDE DEĞİL BEYİNDE YAŞANIR
Keçe, kadın, erkek herkesin doğası gereği cinsel arzularını
tatmin etmek ve cinselliği yaşamak istediğini belirterek,
cinselliğin yalnızca cinsel ilişki demek olmadığını,
öpüşmenin, sevişmenin, mastürbasyon ile kendi kendine zevk
vermenin ve oral seks gibi cinsel olarak kişiyi uyaran tüm
eylemlerini hepsini birden içerdiğinin altını çizdi. Haz alıp
haz vermeye odaklı gerçek cinselliğin, partnerlerin cinsel
birleşmeye ruhen ve bedenen hazırlanma süreci olan önsevişme
ile başladığını belirten Keçe, bunun“Kadınların daha çok
ihtiyaç duyduğu” ve erkeklerin çoğu zaman çok yanlış bir
şekilde “görev” gibi algıladığını söyledi. Oysa önsevişmenin,
sağlıklı ve mutlu bir cinsellik için kesinlikle yaşanması
gereken
bir
deneyim,
hatta
gereklilik
olduğunu
kaydeden Keçe şunları ifade etti: “Haz veren bir cinselliğin
yolu kişinin kendi vücuduyla barışık olmasından geçer.
Cinsellik bedende değil beyinde yaşanır. Çünkü her organ
yaşlandığı gibi cinsel organlar da yaşlanır. Yani sağlıklı ve
mutlu bir cinselliğin cinsel organlar ve vücut görüntüsü ile
genellikle ilişkisi yoktur. Cinsellikte çekincelere yer
yoktur,
çift
yaşlanmaya
bağlı
olarak
karşılıklı
çekiciliklerini yitirmiş olabilirler. Ancak ilerleyen yaşlarda
cinselliği bir performans gösterisi olarak görmeden, öpüşerek,
birlikte banyoda oynaşarak, erotik masaj yaparak, sarılarak,
cinsel fanteziler kurarak, samimi ve açık olarak konuşarak,
fantezi ve cinsel isteklerle ilgili suçluluk ve korku
duymayarak, tensel uyum ve karşılıklı anlayış ile cinsel
çekicilik tekrar elde edilebilir. Ayrıca dengeli beslenmek,
düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol tüketmemek gibi
sağlıklı yaşam alışkanlıklarının, ilerleyen yaşlarda cinsel
yaşam açısından önemi daha da artmaktadır. Diyabet ve yüksek
tansiyon gibi kronik hastalıklar için kullanılan bazı ilaçlar
cinsel işlevleri etkileyebildiği için doktor kontrolünde ilaç
değişikliği yapılabilir. Ayrıca azalan cinsel aktiviteler
nedeniyle sıkıntı, utangaçlık ve suçluluk duyan çift;
cinsellik ile toplumun kendilerinden beklediği davranışlar
arasında çatışma yaşayabilir. Bu nedenle yaşlıların
cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmede
desteğe, bireysel psikoterapiye, evlilik terapisine veya
cinsel terapiye ihtiyaçları olabilir.”
Kaynak. http://www.cised.org.tr/index.php
Survivor Hilmi Cem’den salsa
şov,:
“dizide
kendimi
oynuyorum”
Survivor yarışmasında 1’inci olduktan sonra hayatı değişen
Hilmi Cem’in yaptığı salsa dans şovu büyük beğeni topladı.
Salsa danslarında başarılı olan Survivor yarışmasının 2013
1’incisi Hilmi Cem yaptığı salsa şov ile büyük beğeni topladı.
Muhteşem Yüzyıl dizisi ve Çalı Kuşu dizisinin ardından
şimdilerde Bodrum Masalı dizisinde oynayan Hilmi Cem dizi
arkadaşlarıyla beraber bir gecede buluştu. Bir gece kulübünde
sahneye çıkan Hilmi Cem yaptığı danslarla büyük alkış aldı.
KELEBEK KARAKTERİ BENİ YANSITIYOR
Sahneye çıkmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Hilmi Cem kendi memleketinde dizi çekmenin çok güzel bir şey
olduğunu söyledi. Yeni dizede her şeyin yolunda olduğunu
açıklayan Hilmi Cem “dizide herşey çok güzel gidiyor. Dizi
setleri devem ediyor, yoğun bir şekildi. Bütün dizinin
Bodrum’da çekilmesi çok güzel bir olay. Ben Bodrumluyum burada
büyüdüm, Bodrum Lisesinde okudum. Büyüdüğüm şehirde dizi
çekiyoruz. Dizide oynadığım karakterde normal kişiliğime yakın
bir karakter. Bulunmaz hint kumaşı benim için.
OKULA GİDER GİBİYİM
Oyunculuğa iyice alıştığını söyleyen Hilmi Cem “Bu benim
3’üncü işim. Daha önce çalıkuşu ve muhteşem yüzyılda oynadım.
Bodrum Masalı dizsi ise 3’üncü işim oluyor. Benim için bu dizi
okul gibi Timuçin Esen, Şevval Sam gibi çok tecrübeli
oyuncular var. Okulda gibi hissediyorum kendimi sette.
Oyunculuk için daha iyi bir ortam olacağı bir yer yok
herhalde.
SİNEMAYA YEŞİL IŞIK
Gazetecilerin bir sinema filminde oynarmısın sorusuna neden
olmasın diyen Hilmi Cem “Şu anda bir dizide oynuyorum bu işe
konsantre oluyorum. İlle de bir Sinema filmi neden
olmasın”dedi.
Dizi oyuncularına rehberlik yapıyor
Oyuncu arkadaşlarına rehberlik yaptığını da açıklayan Hilmi
Cem “Bodrum konusunda arkadaşlarıma rehberlik yapıyorum.
Yönlendirdiğim yerler oluyor, kimsenin bilmediği benim
bildiğim güzel yerler oluyor. Çok güzel bir yerler var
Bodrum’da,
oralara götürüyorum arkadaşlarımı. Benim için
buralarda çalışmak bir zevk”ifadelerini kullandı.
DEFNE SANAT GALERİSİNDE CAHİT
CEM SERGİSİ AÇILIYOR
Defne sanat Galerisinde 26 Mayıs 2016 Perşembe günü saat
18:00 de Cahit Cem’in Suluboya Resim Sergisi açılıyor.
Cahit Cem İstanbul’da 1948 yılında doğdu.İstanbul Güzel
Sanatlar Akademisi’nden(uesyo) 1974 yılında İç Mimar-Endüstri
tasarımcısı olarak mezun oldu.
Sulu boya resim ile mesleğini birlikte, beş yıldan beride tam
zamanlı resim çalışmalarını
Bodrum’daki atölyesinde
sürdürmektedir. Ulusal alanda kişisel ve karma sergilere
katılmaktadır.
Sanatçının
Hedefi:
Suluboya
resim
sanatını
daha
sadeleştirilmiş ekspresyonist bir anlayışa taşıyabilmek
hedefinde çalışmalarını sürdürüyor.
Cahit Cem’in suluboya sergisini Pazartesi günleri hariç 04
Haziran tarihine kadar görebilirsiniz.
Bodrum da Cem
Meclis’ten
oy
geçti
Bodrum
Belediyesi
Şubat
Evi Kararı
birliğiyle
Ayı
Olağan
Meclis
Toplantısında verilen bir önergeyle gündeme alınan Cem Evinin
ibadethane sayılması ve yapımının belediye tarafından
gerçekleştirilmesi oy birliğiyle kabul edildi.
Bodrum
Belediyesi
Nurol
Kültür
Merkezi’nde
gerçekleştirilen Bodrum Belediyesi Şubat Ayı Olağan Meclis
Toplantısında sekiz gündem maddesine yer verildi. Toplantıda
Cumhuriyet Halk Partili Meclis Üyeleri tarafından verilen iki
önerge de kabul edilerek görüşüldü. Önergelerden biri Cem
Evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi ve yapımının Bodrum
Belediyesi tarafından üstlenilmesiyle ilgiliydi. Bodrum
Belediye Başkanı Mehmet Kocadon dahil olmak üzere çok sayıda
meclis üyesinin imzaladığı “İlçemizde yaşayan Alevi
vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünün önündeki engellerin
kaldırılması, ibadet yeri olarak kabul ettikleri Cem Evlerine
de diğer ibadet yerlerine sağlanan imkanların sağlanarak
evrensel olan inanç özgürlüğü konusunda yapılan ayrımcılığın
ortadan kaldırılmasının gerektiğine olan inancımız
nedeniyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2 Aralık 2014
tarihli kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanununun
14/b
maddesi, 15/a maddesi ve 15. Maddenin 5. Fıkrasının son
cümlesi uyarınca Cem Evlerinin ibadet yeri sayılması, Belediye
tarafından yaptırılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan
haklardan yararlanmaları” şeklindeki önerge, oy birliğiyle
kabul edildi.
Alınan karar öncesinde ve meclis toplantısı sonrasında konuşan
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon; “Daha önce başlayan bu
çalışmayı hızlı bir şekilde tamamlamak istiyoruz. Çünkü örnek
olmamız lazım. Madem Bodrum Türkiye’nin en medeni, en aydınlık
insanlarının yaşadığı bir bölge, hızlıca bunu yapmalıyız. Bu
kararın aslında daha önce alınması gerekirdi. Dünya barış
topluluğu şeklinde yaşanılan Bodrum’da bu geç kalınmış bir
karardır. Bu kararın geç alınması, bizim de bir ayıbımız ve
bunu kabullenmek lazım. Bu kararımızın asıl amacı Cem Evimizi
açmak. Dikkat ettiyseniz önergede ‘Bodrum Belediyesi
tarafından yaptırılması’ ibaresini ekledik ve bunu oylamaya
sunduk. Şimdi hızlı bir şekilde o yeri faaliyete geçireceğiz.
Karar, herkese hayırlı olsun.” dedi.
Toplantıya katılan vatandaşlar da alınan kararı uzun süre
alkışlayarak destekledi. Toplantıya katılan Alevi Dedesi
Mustafa Eyidoğan ve
Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği
Başkanı Cem Yalçın ise Bodrum Belediye Başkanı Mehmet
Kocadon’a teşekkür etti.
CAHİT CEM’İN SULUBOYA RESİM
SERGİSİ AÇILDI
Sanatçı Cahit Cem’in Suluboya resim sergisi Dilek Cebeci
yönetimindeki “Defne Sanat Galerisinde açıldı.
Gümbet Büyük İskender Caddesi No:27’deki adresinde hizmet
veren “Defne Sanat Galerisinde düzenlenen açılış kokteyline
sanatçının ressam ve heykeltıraş arkadaşlarının yanı sıra çok
sayıda Bodrumlu veya Bodrum’da yaşayan sanatsever katıldı.
1948’de İstanbul’da doğan sanatçı Cahit Cem, 1974’de
Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu ( İstanbul Güzel
Sanatlar Akademisi)’nden iç Mimar-Endüstri tasarımcısı olarak
mezun oldu. Sulu boya resim ile mesleğini birlikte, beş yıldan
beri de tam zamanlı resim çalışmalarını
Bodrum’daki
atölyesinde sürdürmektedir. Sanatçının Hedefi; Suluboya resim
sanatını daha sadeleştirilmiş ekspresyonist bir anlayışa
taşıyabilmek hedefinde çalışmalarını sürdürüyor.
Cahit Cem
2009’de Hobi Sanat Galerisi (İstanbul), 2010’da
Life Sanat Galerisi (İstanbul), Moda Deniz Kulübü (Kadıköy),
2011’de Yalkavak Sanat Evi (Bodrum), Dusseldorf Kunsthalle
Sanat Galerisi (Almanya), 2012’de İngo Nitsche Sanat Galerisi
Stutgart (Almanya), Caddebostan Belediye Kültür Merkezi
(Kadıköy)’de sergi açtı.
Sanatçı Cahit Cem’in Sulu Boya Resim çalışmalarından oluşan
resim sergisi 29 Temmuz Salı gününe kadar her gün 10.00 –
20.00 saatleri arasında Defne Sanat Galerisinde gezilebilir.
Haber : Uğur Yurtsev
tweet
Download