"Gözü veren Zat, hem gözü görür, hem ince bir mânâ olan gözün

advertisement
Sorularlarisale.com
"Gözü veren Zat, hem gözü görür, hem ince bir mânâ
olan gözün gördüğünü görür, sonra verir." Bu ifadeyi
açıklar mısınız?
Gözü veren Allah, elbette gözü görür öyle verir. Burada Allah’ın basar sıfatına
gönderme var. Yani Allah, var olan her şeyi en ince ayrıntısına kadar görür; yani
onun görme sıfatından hiçbir şey hariç kalamaz, her şeyi ihata ile görür demektir.
Gözün gördüğünü görmesi ise; göze sunulan görme alemini görür ve ona göre
verir, demektir. Yani insana gözü takıyor ise; bu göze lazım gelen görüntü alemini
de görür ve ona göre yaratır, anlamındadır.
Allah gözü de gözün sofrası hükmünde olan görüntü alemini de, en ince detayına
kadar görür, hiçbir şey onun görmesinin dışında kalamaz. Göz ile gözün gördüğü
alem arasında sıkı bir ilişki olduğu gibi, elbette yaratma noktasından Allah’ın basar
sıfatı ile de sıkı ve vacip bir ilişki vardır. Tıpkı Allah’ın kudreti ile şu mahlukat
arasında olan sıkı ve vacip ilişki gibi. Şayet Allah, gözü görüp de gözün gördüğü
görüntü alemini görmese idi, göz ile gözün sofrası hükmünde olan görüntü aleminin
arasındaki münasebeti ve ince gereklilikleri bilemezdi ki, bu Allah’ın İlahlık vasfı ile
bağdaşmaz.
Allah her türlü görmeye hakim ve muktedirdir. Hem ezeli ve ebedi olan basar sıfatı
ile görür, hem de insanın cüzi ve basit görmesi ile görür. Ezeli görmek içinde, zaten
basit ve cüzi görmek vardır. İnsandaki bu görmek, ezeli görmenin zayıf ve basit bir
tecellisidir. Zayıf ve basit tecelliyi, Allah’ın görmemesi düşünülemez.
page 1 / 1
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download