Önsöz İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur’an-ı Kerim’in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.)’in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır. Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) böylece kendi mübarek hayatı boyunca her ne öğrettiyse, kendi yaşamında bunları uygulayarak bütün insanlar için en güzel ve mükemmel bir örnek olmuştur. Hazret-i Resûlüllah’ın ileri sürdüğü talimat ile kendi hayatında bu talimatları tam olarak tatbikata koyması ashabı üzerinde çok derin etkiler bırakmıştır. Resûlüllah’ın vefatından sonra zevcesi Ümm-ül Müminin Hz. Ayşe (R.A.) onun ahlakı hakkında sorulan bir soruya : “Resûlüllah’ın ahlâkı Kur’an’ın ta kendisiydi” cevabını vermiştir. Resûlüllah’ın sözü ve Allah’ın sözü yani Kur’an-ı Kerim arasında hiçbir çelişki yoktur. Resûlüllah’a indirilen vahiy apaçıktır ve onda kendi arzu ve isteklerinin zerresi bile mevcut değildir. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyurulmaktadır. “O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah’ın vahyine dayanmaktadır.” O bakımdan Resûlüllah’ın Kur’an-ı Kerim’de bütün insanlar için kıyamete kadar tam ve mükemmel bir örnek olarak tanıtılmasına şaşmamak gerekir. Yüce Allah (C.C.) bu konuda şöyle buyurmuştur; “Resûlüllah’ın güzel karakterinde sizin için eşsiz bir örnek bulunmaktadır.” İnsanların dikkatini çekebilecek belli başlı konularda Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin bir derlemesi ayrıca hazırlanmaktadır. Resûlüllah’ın yaşayışıyla ilgili, davranışları ve hareket tarzını kapsayan, hadislerinin kısa bir derlemesi de burada sizlere sunulmuştur. Bu derlemedeki hadisleri incelemekle Resûlüllah’ın günlük hayatı, duaları, yüce ahlakı ve tebliğ metodu hakkında bilgi sahibi olmamız mümkündür. 1/7 Önsöz Hadislerin bir kısmının Resûlüllah’ın mübarek hayatında kayda geçtiği bilinmektedir. Mamafih hadislerin çoğu onun vefatından aşağı yukarı iki yüz sene sonra kayda geçmiştir. Bu kadar uzun bir müddet sonra derlenerek kitap haline getirilmelerine rağmen, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı hadisler Resûlüllah’ın hayatı hakkında hala güvenilir birer kaynak olarak kabul edilebilir. A- Resûlüllah’ın her sözünün ashabı için çok mühim bir değeri vardı. Resûlüllah’ın ifade ettiği her kelime ashabı tarafından hemen ezberlenir ve bunun sonucu olarak kendi aralarında defalarca tekrar edilirdi. B- İkinci önemli bir sebep de Resûlüllah’ın bütün sözlerinin ashabı tarafından büyük bir bağlılık, dinî bir sevgi ve arzu ile karşılanmasıdır. Resûlüllah’ın sözlerine ufacık bir ilave yahut küçük bir değişiklik yapmak bile büyük bir günah ve Allah’ın katında cezayı gerektirecek bir suç sayılırdı. Resûlüllah (S.A.V.) kendisi de: “Her kim benim ifade etmediğim bir sözü bana isnat ederse, şüphesiz o, cehenneme girecektir” diyerek bu konuda uyarıda bulunmuştur. C- İnsanlar, Resûlüllah’ın sözlerini başkalarına aktardıkları yahut işleri hakkında bilgi verdikleri zaman, yalnız Resûlüllah’ın sözlerini aynen tekrarlamakla kalmayıp kimden duyduklarını da rivayet ederlerdi. Ayrıca rivayet edenin özelliklerine de büyük bir itina gösterirlerdi. Bu, bir gelenek olarak İslam topluluğuna yerleşmiş idi. D- Araplar, Resûlüllah’tan önce bile hafızalarının kuvvetli olmasıyla bilinirlerdi. Hatta aralarında Arap şairlerinin yüz binden de fazla şiirini ezberlemiş olanlarına da rastlamak mümkündü. Bunda maada Araplarda şecerelerini ezberlemek de âdet haline gelmişti.Resûlüllah’a peygamberliğin gelmesinden sonra ashabının ahlakı çok üstün ve yüksek bir seviyeye varmıştı. Mübalağa etmek ve sözleri abartmak âdeti hiç hoş karşılanmıyordu. Bundan başka Kur’an-ı Kerim’de bir Müslüman’ın yalnızca gerçek üzerinde durması ve ifadelerinin açık ve anlaşılır olması konusu da açıkça vurgulanmaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı Resûlüllah’ın hadisleri büyük bir titizlikle korunmuş ve rivayet edilmiştir. Başka hiçbir tarihî veya ahlakî kaynakta, prensip olarak böyle bir titizliğe rastlamak mümkün değildir. Resûlüllah’ın sözlerini derlerken Müslüman din bilginleri büyük bir çaba sarfettiler. 2/7 Önsöz Kelimelerinin aynen rivayet edilip kaydedilmesine büyük önem verildi. Hadis kitaplarında belli bir hadisi rivayet edenlerin isimlerini bulmamız mümkündür. Rivayet edenlerin karakterlerini tahlil etmek ve güvenilirliklerini analize etmek kendi başına bir bilim dalı olarak gelişti. Bir hadisin asıl kelimeleri nelerdir ? O hadisi rivayet edenler kimlerdir ? Rivayet edenlerin karakterleri nasıldır ? Bir hadisi rivayet edenlerin sıra adlarında bir eksiklik var mı ? İşte bu gibi soruları kapsayan bir ilim dalını İslam dışında bulabilmemiz mümkün değildir. İslamiyet hakkında fazla bilgiye sahip olmayan okuyuculara hadis kitapları hakkında da kısa bir bilgi sunmamız gerekir. Hadis ile ilgili bir çok kitap mevcuttur. Bu kitaplardan altı tanesi Müslüman din bilginlerine göre en önemlilerinden kabul edilmiştir. Bu kitaplara Sihah-i Sitte denir. Bu kısa derlemedeki hadislerin bir çoğu bu altı kitaptan alınmıştır. Bu kitapların ve onları meydana getiren imamların kısa tanıtımı aşağıda verilmiştir. Sahih-i Buharî: Bu kitap, İslam âleminde, Kur’an-ı Kerim’den sonra en güvenilir kitap olarak kabul edilmiştir. Bu kitap kısa adıyla İmam Buharî olarak bilinen Buhara’lı Muhammed İsmail (H.194-256) tarafından derlenmiştir. Sahih-i Müslim: İkinci derecede önemli hadis kitabı Sahih-i Müslim’dir. Bu kitap, Horasan’da Nişapur’un yerlilerinden olan Müslim b. El-Haccac (h.202-279) tarafından derlenmiştir. Cami’üt Tirmizî: Üçüncü sıradaki bu kitap İmam Muhammed b.İsa et-Tirmizî (H209-279) tarafından derlenmiştir. Sünen-i Ebi Davud: Dördüncü sırada bulunan bu kitap, kısa adıyla Ebu Davıd olarak tanınan Süleyman b.el-Eş’as (H.202-275) tarafından meydana getirilmiştir. Sünen-i İbn-i Maceh: Beşinci sırada kabul edilen bu kitap, Irak’ın Kazvîn şehrine mensup Muhammed b. Maceh (H.209-275) tarafından derlenmiştir. Sünen-i Nesaî: Altıncı kitap Sünen-ü Nesaî’dir. Kısa adı ile Nesaî olarak tanınan Horasanlı Ahmed b.Şu’ayb (H.215-306) tarafından derlenmiştir. 3/7 Önsöz Muvatta İmam Malik: Sihah-i Sitte’nin yanında hadis kitapları arasında önemli bir yeri olan İmam Malik b.Enes’in Muvatta adlı kitabı da vardır. Bu kitap genellikle fıkhî meseleler ile ilgili hadisleri kapsamaktadır. Ayrıca bu kitaptaki hadislerin hepsi Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim’de mevcuttur. O yüzden bu kitap Sihah-i Sitte arasında yer almamaktadır. Mamafih hadis kitapları arasında bu kitap çok yüce ve üstün bir mertebeye sahiptir ve yazarı da İmam-ül Muhaddisin olarak kabul edilir. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur’an-ı Kerim’in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.)’in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır. Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) böylece kendi mübarek hayatı boyunca her ne öğrettiyse, kendi yaşamında bunları uygulayarak bütün insanlar için en güzel ve mükemmel bir örnek olmuştur. Hazret-i Resûlüllah’ın ileri sürdüğü talimat ile kendi hayatında bu talimatları tam olarak tatbikata koyması ashabı üzerinde çok derin etkiler bırakmıştır. Resûlüllah’ın vefatından sonra zevcesi Ümm-ül Müminin Hz. Ayşe (R.A.) onun ahlakı hakkında sorulan bir soruya : “Resûlüllah’ın ahlâkı Kur’an’ın ta kendisiydi” cevabını vermiştir. Resûlüllah’ın sözü ve Allah’ın sözü yani Kur’an-ı Kerim arasında hiçbir çelişki yoktur. Resûlüllah’a indirilen vahiy apaçıktır ve onda kendi arzu ve isteklerinin zerresi bile mevcut değildir. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyurulmaktadır. “O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah’ın vahyine dayanmaktadır.” O bakımdan Resûlüllah’ın Kur’an-ı Kerim’de bütün insanlar için kıyamete kadar tam ve mükemmel bir örnek olarak tanıtılmasına şaşmamak gerekir. Yüce Allah (C.C.) bu konuda şöyle buyurmuştur; “Resûlüllah’ın güzel karakterinde sizin için eşsiz bir örnek bulunmaktadır.” 4/7 Önsöz İnsanların dikkatini çekebilecek belli başlı konularda Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinin bir derlemesi ayrıca hazırlanmaktadır. Resûlüllah’ın yaşayışıyla ilgili, davranışları ve hareket tarzını kapsayan, hadislerinin kısa bir derlemesi de burada sizlere sunulmuştur. Bu derlemedeki hadisleri incelemekle Resûlüllah’ın günlük hayatı, duaları, yüce ahlakı ve tebliğ metodu hakkında bilgi sahibi olmamız mümkündür. Hadislerin bir kısmının Resûlüllah’ın mübarek hayatında kayda geçtiği bilinmektedir. Mamafih hadislerin çoğu onun vefatından aşağı yukarı iki yüz sene sonra kayda geçmiştir. Bu kadar uzun bir müddet sonra derlenerek kitap haline getirilmelerine rağmen, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı hadisler Resûlüllah’ın hayatı hakkında hala güvenilir birer kaynak olarak kabul edilebilir. A- Resûlüllah’ın her sözünün ashabı için çok mühim bir değeri vardı. Resûlüllah’ın ifade ettiği her kelime ashabı tarafından hemen ezberlenir ve bunun sonucu olarak kendi aralarında defalarca tekrar edilirdi. B- İkinci önemli bir sebep de Resûlüllah’ın bütün sözlerinin ashabı tarafından büyük bir bağlılık, dinî bir sevgi ve arzu ile karşılanmasıdır. Resûlüllah’ın sözlerine ufacık bir ilave yahut küçük bir değişiklik yapmak bile büyük bir günah ve Allah’ın katında cezayı gerektirecek bir suç sayılırdı. Resûlüllah (S.A.V.) kendisi de: “Her kim benim ifade etmediğim bir sözü bana isnat ederse, şüphesiz o, cehenneme girecektir” diyerek bu konuda uyarıda bulunmuştur. C- İnsanlar, Resûlüllah’ın sözlerini başkalarına aktardıkları yahut işleri hakkında bilgi verdikleri zaman, yalnız Resûlüllah’ın sözlerini aynen tekrarlamakla kalmayıp kimden duyduklarını da rivayet ederlerdi. Ayrıca rivayet edenin özelliklerine de büyük bir itina gösterirlerdi. Bu, bir gelenek olarak İslam topluluğuna yerleşmiş idi. D- Araplar, Resûlüllah’tan önce bile hafızalarının kuvvetli olmasıyla bilinirlerdi. Hatta aralarında Arap şairlerinin yüz binden de fazla şiirini ezberlemiş olanlarına da rastlamak mümkündü. Bunda maada Araplarda şecerelerini ezberlemek de âdet haline gelmişti.Resûlüllah’a peygamberliğin gelmesinden sonra ashabının ahlakı çok üstün ve yüksek bir seviyeye varmıştı. Mübalağa etmek ve sözleri abartmak âdeti hiç hoş karşılanmıyordu. Bundan başka Kur’an-ı Kerim’de bir Müslüman’ın yalnızca gerçek üzerinde durması ve ifadelerinin açık ve anlaşılır olması konusu da açıkça vurgulanmaktadır. 5/7 Önsöz Bütün bu sebeplerden dolayı Resûlüllah’ın hadisleri büyük bir titizlikle korunmuş ve rivayet edilmiştir. Başka hiçbir tarihî veya ahlakî kaynakta, prensip olarak böyle bir titizliğe rastlamak mümkün değildir. Resûlüllah’ın sözlerini derlerken Müslüman din bilginleri büyük bir çaba sarfettiler. Kelimelerinin aynen rivayet edilip kaydedilmesine büyük önem verildi. Hadis kitaplarında belli bir hadisi rivayet edenlerin isimlerini bulmamız mümkündür. Rivayet edenlerin karakterlerini tahlil etmek ve güvenilirliklerini analize etmek kendi başına bir bilim dalı olarak gelişti. Bir hadisin asıl kelimeleri nelerdir ? O hadisi rivayet edenler kimlerdir ? Rivayet edenlerin karakterleri nasıldır ? Bir hadisi rivayet edenlerin sıra adlarında bir eksiklik var mı ? İşte bu gibi soruları kapsayan bir ilim dalını İslam dışında bulabilmemiz mümkün değildir. İslamiyet hakkında fazla bilgiye sahip olmayan okuyuculara hadis kitapları hakkında da kısa bir bilgi sunmamız gerekir. Hadis ile ilgili bir çok kitap mevcuttur. Bu kitaplardan altı tanesi Müslüman din bilginlerine göre en önemlilerinden kabul edilmiştir. Bu kitaplara Sihah-i Sitte denir. Bu kısa derlemedeki hadislerin bir çoğu bu altı kitaptan alınmıştır. Bu kitapların ve onları meydana getiren imamların kısa tanıtımı aşağıda verilmiştir. Sahih-i Buharî: Bu kitap, İslam âleminde, Kur’an-ı Kerim’den sonra en güvenilir kitap olarak kabul edilmiştir. Bu kitap kısa adıyla İmam Buharî olarak bilinen Buhara’lı Muhammed İsmail (H.194-256) tarafından derlenmiştir. Sahih-i Müslim: İkinci derecede önemli hadis kitabı Sahih-i Müslim’dir. Bu kitap, Horasan’da Nişapur’un yerlilerinden olan Müslim b. El-Haccac (h.202-279) tarafından derlenmiştir. Cami’üt Tirmizî: Üçüncü sıradaki bu kitap İmam Muhammed b.İsa et-Tirmizî (H209-279) tarafından derlenmiştir. Sünen-i Ebi Davud: Dördüncü sırada bulunan bu kitap, kısa adıyla Ebu Davıd olarak tanınan Süleyman b.el-Eş’as (H.202-275) tarafından meydana getirilmiştir. Sünen-i İbn-i Maceh: Beşinci sırada kabul edilen bu kitap, Irak’ın Kazvîn şehrine mensup 6/7 Önsöz Muhammed b. Maceh (H.209-275) tarafından derlenmiştir. Sünen-i Nesaî: Altıncı kitap Sünen-ü Nesaî’dir. Kısa adı ile Nesaî olarak tanınan Horasanlı Ahmed b.Şu’ayb (H.215-306) tarafından derlenmiştir. Muvatta İmam Malik:Sihah-i Sitte’nin yanında hadis kitapları arasında önemli bir yeri olan İmam Malik b.Enes’in Muvatta adlı kitabı da vardır. Bu kitap genellikle fıkhî meseleler ile ilgili hadisleri kapsamaktadır. Ayrıca bu kitaptaki hadislerin hepsi Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim’de mevcuttur. O yüzden bu kitap Sihah-i Sitte arasında yer almamaktadır. Mamafih hadis kitapları arasında bu kitap çok yüce ve üstün bir mertebeye sahiptir ve yazarı da İmam-ül Muhaddisin olarak kabul edilir. 7/7