وَمََٓا اَرْسَلْنَاكَ اَِّلا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ ينَ

advertisement
Ocak-1981
MEVLİD
َ‫َاك ا اَِّل َر ْح َمةً ِل ْل َعالَ ۪مين‬
َ ‫س ْلن‬
َ ‫َو ََٓما اَ ْر‬
Muhterem Müslümanlar,
Hutbemiz, mübarek gün ve gecelerimiz
içinde müstesna bir yeri bulunan Mevlid Kandili
hakkındadır.
Bilindiği gibi Mevlid Kandili, Kameri
Takvime göre Rebi'ül Evvel ayının on ikinci
gecesine tesadüf eder. Bu kandil, alemlere
rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz.
Muhammedin (S.A.V.) doğum yıldönümünü
gösterir. Mevlid, lügat manası itibariyle doğum
zamanı, doğum yeri demektir. Peygamberimizin
doğumunu ifade etmek için kullanılmaktadır.
Aziz Müslümanlar,
Şüphesiz ki dünyanın an şerefli doğumu,
Hz. Muhammed'in dünyaya teşrifidir. Çünkü O,
bütün bir insanlığın hidayet ışığı, yolunu
şaşırmış beşeriyetin mümtaz kılavuzu, zulüm ve
haksızlığın karşısında en keskin kılıç, mazlum
ve mağdurların şefkat kanatları altına sığındığı
en büyük insandır. O, aynı zamanda
Peygamberlik zincirinin son halkası, dünya
tarihine altın sayfalar ilave etmiş bir komutan,
eşsiz ve büyük bir devlet yöneticisidir. Hakikat
şudur ki Resulullah'ı vasfetmeye hiç bir lisan
kafi gelemez. Hakkında şimdiye kadar
söylenenler ve yazılanlar umman içindeki bir
katreden ibarettir.
Muhterem müslümanlar,
Peygamberimizin dünyaya geldiği günler,
dünya en buhranlı günlerini yaşıyor, insanlık
korkunç ve karanlık bir hayatın girdabında can
çekişiyordu. İyi, güzel ve faydalı olan her şey
rafa kaldırılmış, zulüm ve cehalet beşeriyetin
yüreğine saplanan kanlı kıymıklar haline
gelmişti. Safahat şairi Mehmet Akif'in, o günler
için çizdiği tabloyu seyredelim:
"On dört asır evvel, yine bir böyle
geceydi.
Kumdan, ayın on dördü bir öksüz
çıkıverdi!
Lakin o ne hüsrandı ki; hissetmedi gözler;
Kaç
bin
senedir,
halbuki,
bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii
Bir kerre zuhur ettiği çöl, en sapa yerdi;
Bir kerre de ma'murei dünya o zamanlar
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi!
Sırtlanları geçmişti beşer, yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!".
Değerli müslümanlar, manzara Akif'in
anlattıklarından daha da korkunçtu. Kız
çocukları diri diri gömülüyor, insan fıtratına asla
uymayan sistemler içinde insanoğlu son
nefeslerini veriyordu. Herkes bir ışık, bir
kurtarıcı nefesi gözlüyordu. Bütün dünya son ve
eşsiz Peygamberin doğumunu bekliyordu.
Nihayet yüce Allah'ın kullarına en büyük lütfu
tecelli etti ve miladi 571 yılında, Mekke'nin
Kureyş Kabilesi içinden, Abdullah'ın oğlu Hz.
Muhammed (S.A.V.) doğdu. Tam bir öksüz
olarak büyüdü. Fakat, küçük yaşında anne, baba
ve dedesini yitirdiği halde, ahlaki meziyetleri ile
düşmanlarının bile "Muhammedü'l emin"
(Güvenilir Muhammed) diye çağırdığı bir genç
oldu. Kırk yaşında iken Hira Dağı'nın ilahi
havası içinde kendisine nübüvvet ihsan edildi.
Vefatına kadar insanlığı Hakka, adalete,
kardeşliğe ve İslam'a davet etti. Çektiği çilenin,
uğradığı zulüm ve işkencelerin sınırsızlığına
rağmen, görevini en mükemmel biçimde yerine
getirdi. Değerli müslümanlar, bütün bu
gerçekler açıkça göstermektedir ki, dünyada
meydana
gelen
en
büyük
doğum
Peygamberimizin doğumudur. Zira bu doğum
olmasaydı, kainat yaratılmayacaktı.
Mübarek Mevlid Kandilini bu şuur ve
düşüncelerle ihya ediniz. Peygamberimizi
anmak, O'nun hayatını ve hedeflerini bilmekle
mana kazanır. Bu geceyi sıradan bir gece olarak
kabul etmeyiniz. Yüce Rabbimizin af ve rahmet
kapılarının ardına kadar açıldığı Mevlid
Kandili'ni, O'na ve Resulüne yakışır biçimde
kutlayalım.
Kandilin, milletimiz ve İslam alemine
hayırlar ve huzurlar getirmesini dileriz.
Download