Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Bornova - İZMİR EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK KİTAPLARI SAĞLIK SERİSİ 14 Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Editör Prof. Dr. İnan SOYDAN Prof. Dr. Cemil GÜRGÜN Kalp Pili İle Yaşamak Editör Prof. Dr. İnan SOYDAN Doç. Dr. Oğuz YAVUZGİL İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? Editör Prof. Dr. İnan SOYDAN Doç. Dr. Can HASDEMİR Mart 2012, Birinci baskı ISBN: 978-975-483-940-1 © Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi’ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. Proje Üst Yöneticileri Ege Üniversitesi Rektörü: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz EÜ Tıp Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Yayın Yönetmenleri: Prof. Dr. Ayşenur Oktay, Prof. Dr. Tahir Yağdı Yayın Alt Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Ufuk Çağırıcı Sağlık Kitapları Serisi Çalışma Grubu: Prof. Dr. Elvan Erhan, Prof. Dr. Mehtap Çınar, Prof. Dr. Alpaslan Çakan Dil Editörü: Prof. Dr. Metin Ekici Koordinasyon: EÜ Tıp Fakültesi Yayın Bürosu Kapak İllüstrasyonu: Merve Evren Sayfa Tasarım: Hülya Sezgin Fotoğraf: BİTAM Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, İZMİR Tel: 0 232 388 10 22 e-posta: [email protected] Değerli Okuyucumuz; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; 2011 yılının sonu itibariyle 472 öğretim üyesi, 582 araştırma görevlisi, 1970 tıp öğrencisi ile yaklaşık 2000 yataklı hastanede eğitim, öğretim ve araştırma yapmakta ve sağlık hizmeti vermektedir. Bu dönemde yaklaşık 950.000 ayaktan ve 54.000 yatan hasta, 2300 doğum 80.000 acil servis hizmeti vermesi onu ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından birisi yapmaktadır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin en önemli vizyon ve misyonunu toplumsal sorumluluk bilinci oluşturmaktadır. Bu bilinçle çalışan Ege Tıp topluma nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti vermekte; “Toplum Sağlığı Hizmeti”ni diğer tüm görevlerinin üzerinde tutmaktadır. Ege Tıp Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Türkiye’de bir ilk olarak ve 9 yıldır “Sağlık Halk Kongresi” düzenleyerek toplum sağlığı için hizmet anlayışını gerçek bir bilgilendirme, uygulama ve deneyim paylaşımı şeklinde sürdürmektedir. Bilimsel araştırmalarla elde edilen bilgilerin kalıcılığı ve yaşama geçirilmesi; bunların başvuru kaynağı belgelere dönüştürülmesi ile sağlanır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” bu anlayışımızın bir ürünüdür. Bu seride yayınlanan kitaplarımızın önemi ve farkındalık yaratacak temel özelliği; ülkemizin önceliğinde olan güncel sağlık konuları yanında; güncelliğini yitirmiş olsalar bile, ciddi bir sağlık sorunu olduğunu düşündüğümüz konuları da ele almış olmalarındadır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” yazarlarının tümü Ege Tıp Fakültesi’nde görev yapan ve konusunda III uzman öğretim üyeleridir. Serideki kitapların konu seçimleri ve içeriklerinin hazırlanmasında birden çok bilim insanının görüşlerinin yansıtılması sağlanmıştır. Seride yayınlanan kitaplardaki grafik ve fotoğraflar çoğunlukla kurumumuzun ürünüdür. Serimizin dil editörü her kitabı sadelik ve anlaşılabilirlik yönünden incelemektedir. Neden böyle bir seriye gereksinim duyulmuştur? Sağlık konularında dolaşımda olan, kolay ulaşılan ve günlük yaşamda kullanılan bilgilerin çoğunun gerçek bilimsel bilgi olup olmadığı kaygısı, bilim insanları olarak bizleri daha da sorumlu davranmaya ve güven sarsılmasına neden olan özensizliklerden uzak durmaya sevk etmektedir. Birçok konuda doğru ve güvenilir bilginin üretimi ve yayılması üniversitelerin öncelikli görevleri arasındadır. Bu anlayıştan hareketle, “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” yazarı olan her öğretim üyemiz, sadece uzmanı olduğu konuda kitap yazmıştır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi bu kitaplara adını, deneyimini ve saygınlığını koymuştur. Her bir yayın özenle gözden geçirilmiştir. Ülkemiz için özgün sayılabilecek böylesine kapsamlı bir seride, yine de gözden kaçırdığımız hata ve eksiklikler olabilir. Bunlar için, her zaman olduğu gibi, okuyucumuzun engin hoşgörüsüne sığınıyoruz. Katkıda bulunanlara minnet duygularımızı sunuyoruz. Saygılarımızla... Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı IV Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnan SOYDAN Tıp eğitimini, 1962-1968 yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görmüş, 1977 yılında doçent, 1988 yılında ise profesör olmuştur. Kliniksel Vektörkardiyografi, Klinikte Aritmiler ve Tedavileri, Klinikte Elektrokardiyografi gibi kitapları, birçok bilimsel kitapta yazdığı bölümler ve 150’nin üzerinde bilimsel makalesi vardır. Özellikle "Hipertansiyon" ve "Kan Yağları" alanında çalışan Prof. Dr. İnan Soydan; Türk Kardiyoloji Derneği’nin Lipid Çalışma Grubu 1990’lı yıllarda ilk kurulduğunda, önce başkan yardımcısı daha sonra başkan olarak görev yapmıştır. 2000 ile 2008 yılları arasında Dahili Bilimler Bölüm Başkanı olarak çalışan Prof. Dr. Soydan, halen EÜ Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olup, 2005-2011 yılları arasında Tıp Fakültemizi Ege Üniversitesi senatosunda, temsil etmiştir. Prof. Dr. Cemil GÜRGÜN 1966 yılında Denizli'de doğmuştur. İlköğrenimini Denizli'de tamamladıktan sonra, 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne başlamıştır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1990 yılında mezun olduktan sonra, bir süre aile hekimi olarak çalışmıştır. Kardiyoloji uzmanlık eğitimini 1992-1997 yıları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'nda yapmıştır. E.Ü.T.F. Kardiyoloji kliniğinde 1997-2000 yılları arasında uzman, 2000-2003 yılları arası Yrd. Doç., 2003 yılında Doçent ve 2009 yılında da Profesör unvanlarını almıştır. Kardiyoloji Bilim Dalı'nda; "Klinik Kardiyoloji", "Ekokardiyografi" ve "Kalp Yetersizliği" alanlarında çalışmalarına devam etmektedir. V Doç. Dr. Oğuz YAVUZGİL 1968 yılında İzmir'de doğmuştur. 1991 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Aynı yıl Tıpta Uzmanlık Sınavıyla (TUS) girdiği Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji ihtisasını 1996 yılında tamamlamış; 1996-1997 yılları arasında Erzincan'da askerliğini yaptıktan sonra, Ege Üniversitesi Kardiyoloji Kliniği'nde tekrar çalışmaya başlayan Doç. Dr. YAVUZGİL, 20.03.2006 yılında Doçent ünvanı almıştır. Halen ağırlıklı olarak; "Koroner Anjiyografi" ve "Anjiyoplasti" alanlarında tanı ve tedavi amacıyla uygulanan "Girişimsel Kardiyoloji" alanında çalışmaktadır. Doç. Dr. Can HASDEMİR 1967 yılında Ankara'da doğmuştur. Tıp eğitimini 1984-1991 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. Aynı üniversitede de 1992-1996 yılları arasında Kardiyoloji asistanlığı ve 1995-1998 yılları arasında da ABD'nin Chicago kentindeki Mercy Hastanesi, İç hastalıkları asistanlığı ve 1998-2002 yıllarında Oklahoma Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Kardiyoloji ve Klinik Elektrofizyoloji uzmanlığı almıştır. 2003 yılından beri E. Ü. Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'nda çalışmalarını sürdürmektedir. VI İÇİNDEKİLER Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Giriş 1 1. KALBİN GÖREVİ NEDİR?....................................................3 2. HANGİ RİSK FAKTÖRLERİ KALP YETERSİZLİĞİNE YOL AÇAR?.........................................................................4 3. KALP YETERSİZLİĞİNDE NELER OLUR?............................5 4. KALP YETERSİZLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?.........................................................................7 5. KALP YETERSİZLİĞİ OLAN HASTALAR EGZERSİZ YAPABİLİR Mİ?...................................................................8 6. KALP YETERSİZLİĞİ UYKUYU ETKİLER Mİ?.......................9 7. KALP YETERSİZLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?...................11 8. KALP YETERSİZLİĞİ OLAN HASTALAR İÇİN YARARLI BAZI ÖNERİLER................................................23 9. HANGİ DURUMLARDA DOKTORUNUZU ARAMALISINIZ?........................................................... 26 10. KALP YETERSİZLİĞİ İLE İLİŞKİLİ TERİMLERİN SÖZLÜĞÜ..........................................................................30 YÜREK.......................................................................... 38 Kalp Pili İle Yaşamak Giriş 41 1. KALP PİLİ İLE YAŞAMAK .................................................43 2. KALP PİLİ TAKILMASININ HEMEN ARDINDAN ...............51 3. İLAÇLARINIZI DOKTORUNUZUN ÖNERDİĞİ BİÇİMDE ALIN ............................................... 52 4. DOKTORUNUZUN DİYET VE FİZİKSEL ETKİNLİKLE İLGİLİ TÜM DİREKTİFLERİNE UYUN............................... 52 5. DİĞER UYARI VE BİLGİLER ............................................52 6. KALP PİLİ KİMLİK KARTINIZI HEP YANINIZDA TAŞIYIN .......................................................................... 55 7. TÜM TIBBİ UYARILARA UYMALISINIZ ............................ 56 YAŞIM İLERLEDİKÇE ..................................................... 57 İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? Giriş 61 1. BAŞARI BİR EKİP (TAKIM) ÇALIŞMASI İLE SAĞLANIR .......................................................................63 2. DOKTORUNUZA SORABİLECEĞİNİZ SORULAR..........................................................................65 3. HASTALIĞINIZLA MÜCADELEDE BAŞARILI OLMAK İÇİN......................................................................66 4. İLAÇ ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR .....................................................71 5. YAPMANIZ VE YAPMAMANIZ GEREKENLER ...................73 6. KALP KRİZİNİN UYARICI BELİRTİLERİ ............................80 7. İNME (FELÇ)’NİN UYARICI BELİRTİLERİ .........................81 (Bu kitabın hazırlanmasında Amerikan Kalp Derneğinin ilgili kılavuzu temel alınmıştır.) Kalp Yetersizliği İle Yaşamak GİRİŞ Doğrusunu söylemek gerekirse, eğer tıbbi anlamını bilmiyorsanız, “kalp yetersizliği” sözcüğü, insanda oldukça korkutucu bir etki yaratmaktadır. Oysa, gerçekte öyle değildir. Doktorunuz, size kalp yetersizliğinizin olduğunu ya da kalbinizin yetersiz durumda olduğunu söylerse, bu, kalbinizin artık çalışmadığı veya ölmek üzere olduğunuz anlamına gelmez. Ancak, kalbinizin içersindeki kanı gerektiği kadar iyi pompalayamadığı ve bedeninizin dinlenme veya egzersiz sırasında gereksindiği, oksijenden yana zengin kanı yeterince alamadığı anlamına gelir. Kalp yetersizliği, kalbin hasara uğrayıp zayıf düştüğü durumlarda ortaya çıkar. Süreğen (kronik) ve ilerleyici nitelikte olup, genellikle tam şifa ile sonuçlanması olanaklı değildir, fakat giderek kötüleşmesini önleyecek birçok tedavi olanakları bulunmaktadır. Kalp yetersizliği, hasta ve yakınlarını uyaran herhangi bir bulgu ya da belirti vermeden ortaya çıkabilir veya kötüleşebilir. Bu nedenle, sizin ve ailenizin, bu durumu kontrol altında tutabilmek için neler yapabileceğinizi öğrenmeniz yaşamsal önem taşır. Hemen her kalp hastalığı, sonuçta kalp yetersizliğine yol açabilir. Gelişmiş ülkelerde kalp yetersizliğinin en sık rastlanan nedenleri, kalp krizi ile sonuçlanan koroner kalp hastalığı ve kan basıncının yüksekliği (hipertansiyon)'dir. 1 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 2 Kalp Yetersizliği İle Yaşamak 1. KALBİN GÖREVİ NEDİR? Kalbin başlıca görevi; bedenin her tarafına yeterli miktarda kanı pompalamak, başka bir deyişle, bedenimiz için yeterli kan dolaşımını sağlamaktır. Dolaşımdaki kan, bir yandan bedenimizin tüm dokularına besleyici maddeler ve oksijen götürürken, diğer taraftan da oralardaki atık maddeleri geri taşır. Kalbin ne kadar miktardaki kanı pompalayacağı, bedenimizin her bir bölümünün gereksinimlerine bağlı olarak değişir. Dinlenme anında bedenimizin çok fazla kana gereksinimi yoktur. Ağır bir egzersiz sırasında ise, doku ve organlarımızın oksijen ve besleyici maddelere gereksinimi arttığı için kalbimiz daha bol miktarda kanı pompalama çabasına girişir. İşte, bedenimizin gereksinimleri doğrultusunda, dinlenme veya egzersiz durumuna göre değişmek üzere, bir yandan kalbimiz yavaşlar veya hızlanırken, öte yandan damarlarımız da kanı, ihtiyaç duyulan bölgeye yönlendirecek şekilde daralır veya genişler. Kalbin güçlü bir biçimde çalıştığı an yalnızca egzersiz durumları değildir. Ateş ve bazı hastalıklar da kalbin daha güçlü bir biçimde çalışmasına yol açar ve böylece, bedenimizin, fazladan oksijen ve besleyici maddelere gerek duyan yerlerine istedikleri kan sağlanmış olur. Normal koşullarda, sağlıklı bir kalp yeterli dolaşımı sağlamak için, gerekli olandan daha fazla kana, yani belli bir işlevsel yedek güce sahiptir. 3 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 2. HANGİ RİSK FAKTÖRLERİ KALP YETERSİZLİĞİNE YOL AÇAR? En sık olarak kalp yetersizliğine yol açan risk faktörleri şunlardır: • Kalp kasına kan sağlayan atardamarların daralması (koroner arter hastalığı, koroner damar hastalığı, koroner kalp hastalığı, iskemik kalp hastalığı gibi isimlerle anılır). • Yüksek kan basıncı (hipertansiyon). • Hastanın daha önce kalp krizi (miyokart infarktüsü) geçirmiş olması • Kalbin kapak hastalıkları. • Kalp kasının kendisini tutan (kardiyomiyopatiler olarak bilinir). hastalıklar • Kalpte doğum sırasında var olan bir bozukluk (doğumsal kalp hastalıkları). • Kalp kapaklarının ve/veya kalp kasının kendisinin bir enfeksiyonu (endokardit ve/veya miyokardit). • Aşırı kilolu olmak. • Şeker hastalığı (diyabet). • Kalbin belli ritim bozuklukları (aritmiler). • Tiroid (boynumuzun ön tarafında bulunan ve büyüdüğünde guatr denilen hastalıktan söz edilen bir bez) sorunları. • Kanser tedavisinde kullanılan ve “kemoterapötikler” olarak bilinen belli ajanlar ya da alkol gibi toksik, yani zehirleyici, maddeler. 4 Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Sayılan bu durumların her biri: • Kalbin pompalama gücünü azaltarak, • Kalp boşluklarının kanla iyice dolmasını engelleyerek, • Kalbin, esas pompalayan boşlukları olan karıncıklarına aşırı miktarda kan dolmasına neden olarak kalp yetersizliğine yol açabilir. Bu hastalıkların çoğu, yıllardır var olabilir. Kalp yetersizliği genellikle hiçbir şey yokken ortaya çıkmaz; önce hafif belirtiler görülür, uygun biçimde tedavi edilmezse zamanla kötüleşir. 3. KALP YETERSİZLİĞİNDE NELER OLUR? Kalp yeterli bir güçle kan pompalayamadığında hem tek bir kalp atışında hem de bir dakikada fışkırttığı kan miktarı azalır, hatta bu durumla başa çıkabilmek için genellikle hızlanır. Sonuçta sağ kalp, kendisine gelen kanı akciğerlere yeterince gönderemeyince, kan, kalpten önceki toplardamarlarda birikir. Bu birikim, tıpkı bir barajın taşması gibi, kanın sıvı kısmını damardan dışarıya çıkmaya zorlar ve sonuçta damarı terk eden bu sıvı, damarın çevresindeki gevşek dokuda birikerek onun şişmesine, ki buna “ödem” adı verilir, neden olur (Resim-1). Ödemin başlıca görüldüğü yerler; ayaklar, ayak bilekleri, bacaklar, parmaklar, karın ve diğer doku ve organlardır. Bedenimizde görülen tüm ödemlerin nedeni kalp yetersizliği olmayıp, başka nedenlere bağlı olarak da, örneğin böbrek hastalığı, varis gibi nedenlerle de ödem gelişebilir. Bir ödemin hangi nedenden kaynaklandığını, ancak o konuda uzmanlaşmış bir doktor anlayabilir. 5 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Resim-1. Kalp yetersizliğinde bacaklarda gelişen şişlikler (ödem) Normal koşullarda kalbin sol yanı, akciğerlerden oksijenlenmiş kanı alır ve daha sonra, onu bedenin diğer doku ve organlarına pompalar. Sol kalp kendisine gelen bu kanı gereken bir güçle pompalayamazsa, bu kez, kan akciğerlerdeki damarlarda birikir. Bu durum ilerlediğinde, akciğer damarlarında artan basınç, kanın sıvı kısmını damar dışına çıkmaya zorlar ve sonuçta bu sıvı solunum boşluklarına geçer. Böyle bir durumda “akciğer ödemi”nden söz edilir ki, nefes darlığı ve halsizlikle kendisini belli eder. Böbreklerimizin, bedenimizdeki sodyum (tuz) ve suyu bedenimizden dışarıya atabilme yeteneği, kalbimizin ne kadar iyi çalıştığına bağlıdır. Normal olarak idrarla dışarıya atılması gereken sodyum, kalp yetersizliğinin varlığı durumunda bedende kalır ve su tutar. Kalp yetersizliği olan hastalarda, bedendeki su miktarı zaten artmış olduğu için, hastanın durumu daha da kötüye gider. Kalp yetersizliği olan hastaların son bir sorunu da bitkinlik ve kendilerini hep yorgun hissetmeleridir. 6 Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Bunun nedeni, dolaşıma yeterince kan gönderilememesi, doku ve organların ihtiyaçları kadar oksijen ve besleyici maddeleri alamamalarıdır. Bu hastaların yemeklerden sonra uyuklama eğiliminde olmaları, yürürken bacaklarını güçsüz (mecalsiz) hissetmeleri ve herhangi bir etkinliğe (aktiviteye) kalkıştıklarında nefeslerinin daralmasının nedeni budur. 4. KALP YETERSİZLİĞİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR? En sık rastlanan belirti, akciğerlerde toplanan sıvıya, başka bir anlatımla, kalbin yetersiz çalışmasına, bağlı olarak ortaya çıkabilen nefes darlığıdır. Bu, çoğu kez egzersiz (fiziksel etkinlik) sırasında ortaya çıkan bir sorun olmakla birlikte, özellikle ilerlemiş olgularda, dinlenme anında da görülebilir. Bazen geceleyin aniden ortaya çıkabilir ve hastayı yatağından kalkmaya zorlar. Böyle bir hasta, alçak yastıkta yatınca nefesi daraldığı için, sıklıkla birkaç yastığı üst üste koyarak, ki bu yastıkların sayısı durumun ciddiyetine göre değişir, adeta oturur durumda uyumaya çalışır. İleri durumlarda hasta bacaklarını karyoladan aşağıya sarkıtmakla daha rahat ettiğini fark eder, çünkü bu durumda bacaklardaki kanın kalbe dönüşü azalmış, kalbi ve akciğerleri rahatlatmış olur. Her ne kadar nefes darlığı, kalp yetersizliğinin en sık rastlanan belirtisi ise de, yegâne belirtisi değildir. Birçok hastada beden dokularında aşırı sıvı birikmesine bağlı olarak, bacaklarda ve bazen karında şişme görülür. Bu durum sıklıkla kilo artışına da neden olur. 7 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Kalbinizin, gerektiği gibi güçlü bir biçimde çalışmadığını düşündürebilecek diğer belirtiler arasında, normal bir kişinin yaptığı işleri yorulmadan ve bitkinlik hissetmeden becerememeniz sayılabilir. Bazen, kalp yetersizliği olan kişi öksürükle pembemsi, hafif kanlı bir mukus salgısı, bir çeşit tükürük, çıkarır. Bazılarında düşünme bozukluğu, kafa karışıklığı (konfüzyon), baş dönmesi veya dengesizlik hissi ve iştah bozuklukları vardır. Bir doktor, sıklıkla, hastayı muayene etmekle, onda kalp yetersizliği olup olmadığını anlayabilir. Örneğin; hastayı yalnızca dıştan gözlemlemekle, bedeninde aşırı sıvı birikimine bağlı olan ve ödem adı verilen şişkinlikleri görebilir. Dinleme aygıtı (stetoskop) aracılığıyla hastanın akciğerlerini dinleyerek orada aşırı bir sıvı birikimi olup olmadığını belirleyebilir. Keza kalbi inceleyerek, onun, gerektiği gibi çalışıp çalışmadığını anlayabilir. 5. KALP YETERSİZLİĞİ OLAN HASTALAR EGZERSİZ YAPABİLİR Mİ? Genel bir kural olarak bu hastaların aktif olmaları daha iyidir. Düzenli biçimde egzersiz yapıp uygun bir kilo ve formu korumaları hem kendilerini daha iyi hissetmelerini hem de daha iyisini yapabilmelerini sağlar. Eğer kalp yetersizliğiniz varsa, egzersiz yapıp yapamayacağınızı, yapabilecekseniz nasıl bir egzersiz programının sizin için uygun olacağını doktorunuzla konuşmanız çok önemlidir. Evdeki bir egzersiz programına başlamadan önce, gözlem altında gerçekleştirilecek bir 8 Kalp Yetersizliği İle Yaşamak egzersiz testine gerek duyulabilir. Yürüme, yüzme veya bisiklete binme gibi, aerobik egzersizler yeğlenmelidir; buna karşılık barfiks, ağırlık ve yay çalışmaları gibi anaerobik egzersizler sakıncalıdır. Nefesinizi tutmanızı, aşırı bir yük altında kalmanızı gerektiren veya aniden aşırı enerji gerektiren etkinliklerden kaçının. Keza, nefesinizi zorlayacak kadar ağır şeyleri kaldırmamaya, ağır mobilyaları taşımamaya dikkat edin. Eğer egzersiz, göğsünüzün ağrımasına, nefesinizin daralmasına, başınızın dönmesine veya bir dengesizlik hissine neden olursa, hemen egzersizi sonlandırıp dinlenmeye geçin. Kalp yetersizliği olan kişilerin, yemeklerden hemen sonra, çok sıcak veya nemli havalarda, aşırı soğuklarda ve kendilerini iyi hissetmedikleri zamanlarda egzersiz yapmamaları gerekir. 6. KALP YETERSİZLİĞİ UYKUYU ETKİLER Mİ? Etkiler. Kalp yetersizliği olan kişiler, arka üstü yatmak solunumlarını güçleştirdiği veya öksürüğe neden olduğu 9 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 için, sıklıkla sabahları yorgun biçimde uyanmaktan yakınırlar. Başka bir sorun da, idrar yapmak için gece boyunca sık sık tuvalete gitmek zorunda kalmalarıdır. Kalp yetersizliği olan kişilerin dikkat edilmesi gereken, örneğin uyku apnesi (uyku sırasında solunumun aniden durması) gibi, başka uyku sorunları da olabilir. Gece uykularınızı iyileştirmek için, akşam yatmadan hemen önce aşırı yemekten ve sandalye veya koltukta otururken uyuklamaktan, kısaca gündüz uyumaktan, kaçının. Eğer yatağınızda düz bir şekilde arka üstü yatmak nefes darlığına neden oluyorsa, fazladan bir yastık kullanarak başucunuzu yükseltin. Karşılaştığınız bu solunum güçlüğü, kalp yetersizliğinizin kötüye gittiğinin bir belirtisi olabilir. Nefes darlığınız, geceleri 2 veya daha çok yastık kullanmanızı gerektirecek kadar arttığında doktorunuza danışmalısınız. Çünkü, kalp yetersizliğinizi tedavi etmek için, aldığınız ilaçların doz veya tipinin değişme zamanı gelmiş olabilir. Keza, başta idrar söktürücüler olmak üzere, ilaç alma saatlerinizin de, doktorunuz tarafından, uygun biçimde değiştirilmesi, geceleri sık sık tuvalete taşınmanızı engelleyebilir. Kalp Yetersizliği İle Yaşamak Eğer, huzursuzluk, horlama veya sık sık uyanma gibi nedenlerle, uyumanız giderek zorlaşırsa, yine doktorunuza başvurmalısınız. Bazı uyku sorunlarının tedavisi, kalp yetersizliğinin belirtilerini sıklıkla iyileştirirse de, bu sorunlar, durumunuzun kötüye gittiğinin bir işareti de olabilir. 7. KALP YETERSİZLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR? Kalp yetersizliği daima tedavi edilebilir. Doğru tedavi ve günlük yaşamdaki bazı ayarlamalarla, hasta kendisini çok daha iyi hisseder. Tedavi; halsizliği, nefes darlığını ve şişkinlikleri azaltmalı, enerjinizi artırmalı, egzersiz yapmanızı kolaylaştırmalı, bulgu ve belirtiler olmasa bile hastalığınızın gidişini yavaşlatmalı veya durdurmalı, yaşam kalitenizi artırmalı ve daha uzun bir yaşam sağlamalı, yani ömrünüzü uzatmalıdır. Tedavinin ilk basamağı, kullandığınız tuz (sodyum) miktarının kısıtlanmasıdır. Kalp yetersizliği olan hastalarda tuz daima kısıtlanmalıdır. Bu kısıtlamanın derecesi, hastanın durumuna göre değişir. Aşırı tuz, bedende su birikmesine neden olur. Kan damarlarının aşırı sıvı ile dolması, yani kan hacminin artması, kalbin daha çok çalışıp daha çok yorulması anlamına gelir. Sonuçta, bu sıvı birikimi, zaman içinde nefes darlığı ve/veya şişkinliklere (ödem) neden olur. İlginçtir ki, insanların çoğu, ihtiyaçlarından fazla tuz tüketirler. Genel olarak günde 2000 miligramdan (=2 gram) çok sodyum (tuzun ana maddesi) alınmaması önerilir. Bir çay kaşığı tuz 2300 miligram sodyum içerir. 11 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Dolayısıyla, çok sodyum içeren besinleri kısıtlamak için, özel bir çaba göstermeniz gerekir. Aşağıda, tükettiğiniz tuzu azaltmanıza yardımcı olacak bazı önerilere yer verilmiştir. • Masanızda tuzluk bulundurmayın. Bazı insanların, daha yemeklerinin tadına bakmadan, masadaki tuzluğu alıp yemeklerine tuz ekmeyi alışkanlık haline getirdiklerini siz de görmüşsünüzdür. Tuzluğun masadan kaldırılmasıyla, bu kötü alışkanlığın engellenmesi, günlük tuz tüketiminizi %30’a varan ciddi ölçülerde azaltmış olur. • Yemeklerinizin lezzetini artırmak için baharat ve düşük tuz içeren soslar kullanabilirsiniz. Koroner kalp hastalığı ve/veya kolesterol yüksekliği olan hastaların, bu sosların kolesterol ve doymuş yağ kapsamına da dikkat etmeleri gerekir. Yemeklerin tuzsuz olarak pişirilmesi, günlük tuz tüketiminizde ek bir %30’luk indirim sağlar. • Konserve edilmiş veya uzun süre dayanması için özel olarak işlem görmüş besinler yerine, taze sebzeleri ve düşük sodyum içeren diğer besinleri tüketin. • Artık, ülkemizde de hazır besinlerin üzerine, içeriklerini açıklayan özel etiketler konmaya başlanmıştır. Aldığınız hazır besinlerin üzerindeki bu etiketleri okumayı ve böylece ne kadar tuz içerdiğini öğrenmeyi ihmal etmeyin. Unutmayın ki, bu tür besinlerde kullanılan sodyumun %70’i koruyucu olarak ve tat vermek için kullanılmaktadır. Bu etiketleri okumadan, yalnızca besinin tadılmasıyla, içerdiği sodyum hakkında fikir sahibi olmak olanaksızdır. O besinin her bir porsiyonda ne kadar 12 Kalp Pili İle Yaşamak EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 40 Kalp Pili İle Yaşamak GİRİŞ Artık bir kalp piliniz var veya yakında size bir kalp pili takılacak ve bu nedenle, size niçin bir kalp pilinin takılmasına gerek duyulduğunu ve bu pilin nasıl çalışarak sağlığınızı koruduğunu merak ediyor olmalısınız. Bu kitabı kalp pilinizle ilgili sorularınızı yanıtlamak ve eksiksiz, tam üretken bir yaşam sürdürmenize yardımcı olmak için hazırladık. Bu kitabı okuduktan sonra, aklınıza takılan başka sorular kalırsa, onları da doktorunuza danışabilirsiniz. Kitabın sonuna eklenmiş olan “Kalp Pili Kimlik Kartı”nı doldurup sürekli olarak yanınızda taşırsanız, karşılaşabileceğiniz acil durumlarda, çevrenizdekilerin, sizin sorununuzu anlamaları ve yardımcı olmaları kolaylaşacaktır. Böyle bir kartı yanınızda bulundurmanızın sizin için yaşamsal değer taşıdığını unutmamalısınız. 41 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Kalp Pili İle Yaşamak 1. KALP PİLİ İLE YAŞAMAK Yapay kalp piliniz çağımızın bir harikasıdır. Kalp pili; kalbin çok yavaş çalışmasıyla karakterli, elektriksel sorunlarına tıp biliminin sağladığı bir çözümdür. Ancak, kalp pilinizin nasıl çalıştığını öğrenmeden önce, kalbinizle ilgili bazı küçük bilgileri edinmenizde yarar vardır. Kalbiniz, esas olarak, özel bir kastan yapılmış bir pompadır. İçindeki kanı bedeninizin tüm hücrelerine pompalar. Bu, yaşamsal bir önem taşır, çünkü kalbinizin pompaladığı kan, hücrelerinizi canlı ve sağlıklı biçimde tutan oksijen ve besleyici maddeleri onlara taşır. Kalbinizin düzenli bir biçimde atışlarını, yani kanı pompalamasını sağlayan, yine kalbinizde bulunan ve elektriksel uyarılar üreten özel hücrelerdir. Kalbin doğal pilini oluşturan ve kalbin sağ üst köşesinde yer alan sağ kulakçığın üst bölümünde bulunan bu hücreler topluluğuna “sinüs düğümü” adı verilir. Bu hücrelerin ürettiği elektriksel uyarılar sayesindedir ki, kalbiniz kasılır ve içindeki kanı pompalar. Bu kalp pili (sinüs düğümü) hücrelerinden çıkan uyarılar, kalbin, kastan yapılmış olan duvarlarından aşağıya doğru, belli elektriksel yolları izleyerek, kalbin karıncıklarına doğru inerler. Sözü edilen bu elektriksel uyarılar, düzenli aralıklarla kalbinizin duvarlarından aşağıya doğru inebildiği sürece, kalbiniz düzenli bir biçimde çalışır (pompalar). Ne var ki, bazen kalbinizin kendi doğal pilinde (sinüs düğümünde) elektriksel uyarıların oluşmasında veya bu uyarıların yukarıdan aşağıya, kalbinizin, kanı asıl pompalayan boşlukları olan karıncıklarına, taşınmasında sorunlar olabilir. Yani, sinüs düğümünüz uyarı oluşturamaz veya sinüs düğümünüzün oluşturduğu uyarılar yukarıdan aşağıya iletilemez. Dolayısıyla, doğal piliniz kendisinden 43 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 beklenen işi yapamaz hale gelir. Şekil-1’de kalp içindeki normal kan akımı, Şekil-2’de ise, kalbin doğal pili olan sinüs düğümü ve ondan çıkarak, uyarıların karıncıklara taşınmasını sağlayan iletim yolları görülmektedir. Şekil 1. Kalp içindeki normal kan akımı Şekil 2. Kalbin doğal pili olan sinüs düğümü ve ondan çıkarak, uyarıların karıncıklara taşınmasını sağlayan iletim yolları 44 Kalp Pili İle Yaşamak Kalp ritminde değişikliğe neden olan sorunlar şunlardır: • Kalbin elektrik taşıyan yolunun tam olarak bloğa uğraması, yani belli bir noktasından aşağıya elektriği iletememesi. • Kalp atışlarının yavaşlaması. • Düzensiz bir kalp ritmi. Eğer, kalp atışlarınız yavaş ve sıklıkla düzensiz ise, kalp atışlarınız bazen normal bazen de çok hızlı ya da çok yavaş ise, kanınız bedeninize etkin bir biçimde pompalanamıyor demektir. Böyle durumlarda, doktorunuz size yapay bir pil takılmasını önerebilir. Takılacak bir pil, kalp atışlarınızın daha düzenli olmasını sağlayacak, böylece hücre ve dokularınıza yeterince oksijen ve besleyici maddenin gitmesi olanaklı hale gelecektir. Yapay bir kalp pili sistemi 2 parçadan oluşur; “jeneratör” adı verilen elektrik üreten bir parça ile “elektrot” adı verilen ve jeneratörün ürettiği elektriği kalbe taşıyan teller. Kalp pilinin jeneratörü pille çalışan küçük bir ünitedir. Oluşturduğu elektrik uyarılarıyla kalbinizin kasılmasını sağlar. Yapay kalp pili, derinizde küçük bir kesi yapılarak, derinizin altında açılan küçük bir cebe yerleştirilir. Jeneratör, kalp pilinizle aynı anda kalbinize yerleştirilen ince teller (elektrotlar) aracılığıyla kalbinize bağlanır (Şekil-3). Jeneratörden çıkan elektrik uyarıları bu elektrotlar aracılığıyla kalbinize ulaşır. Bunların zamanlaması, kalbinizin kendi doğal pili çalışsaydı nasıl olacaktı ise, 45 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 aynı onun düzenine uygun biçimde ayarlanır. Sonuçta, kalbinizin kendi pilinin (sinüs düğümü) yapamadığı görevi, yeni takılan bu yapay kalp pili yerine getirir. Şekil 3. İnce teller (elektrotlar) aracılığıyla kalbinize bağlanır Günümüzde daha da gelişen teknolojinin bir sonucu olarak, bazı durumlarda kalp yetersizliği olan hastalarda yakınmaların azalmasını sağlamak ve hayatı tehdit edebilecek ritim bozukluğu olan ya da olma riski yüksek hastalarda kullanılabilecek, değişik kalp pilleri geliştirilmiştir. Genel olarak kalp yetersizliği için kullanılan piller kalbin kasılma zamanlamasını göreceli olarak düzeltirler ve kalbin yeniden eşzamanlı kasılmasını sağladıkları için “kardiyak resenkronizasyon tedavisiKRT” olarak adlandırılırlar. Bu pillerin daha fazla sayıda kablosu olup takılması daha uzun sürmektedir. Kalpte gelişebilen ciddi ritim bozukluklarını elektrik şoku vererek düzeltme yeteneğine sahip olan kalp pilleri ise, genel olarak, bedene yerleştirilebilen kalp defibrilatörü anlamında, “implantabl kardiyak defibrilatör-ICD” adını alırlar. Bu aygıtlar bir yandan pil olarak çalışabilme 46 Kalp Pili İle Yaşamak özelliğine sahip iken, temel görevleri ciddi bir ritim bozukluğu sırasında elektrik akımı şoku vererek tedavi sağlamaktır. Şok verme özelliği olan bu kalp pilleri çoğunlukla normal kalp pillerinden daha hacimli olup genellikle takıldıkları bölgede dışarıdan daha belirgin olarak görülebilirler. Modern kalp pilleri eski modellere göre daha uzun ömürlüdür. Herhangi bir elektronik aygıt gibi, yapay kalp piliniz de belli bir bakımı (izlenmeyi) gerektirir. Örneğin; zamanla jeneratörün pilleri zayıflayabilir ve kalp pilinizin değiştirilmesi gerekebilir. Bu sadece küçük bir cerrahi işlemdir. O kadar ki, cerrahlar tarafından değil, kardiyologlar tarafından gerçekleştirilir. Piller zayıfladıkça kalp piliniz yavaşlar, fakat tamamen durmaz. Özel bir aygıt (analizör) ile kalp pilinizin jeneratörüne enerji sağlayan pillerin boşalmakta olduğu doktorunuz tarafından belirlenebilir. Bu işlem, siz kendinizde buna bağlı değişiklikleri hissetmeden önce yapılabilir. Kalbinizin hızında, sizin de fark edebileceğiniz türden, ani ve önemli bir yavaşlama, olasılıkla daha ciddi bir sorunun habercisidir. Böyle bir durumla karşılaşırsanız, doktorunuza haber vermeniz gerekir. Eğer kalp pili taşıyorsanız, belli şeyleri yapmayı öğreneceksiniz veya size yardımcı olacak başka birisini bulacaksınız. Bir sonraki bölümde bu konuya yer verilecektir. DOKTORUNUZU BİLGİLENDİRMEK İÇİN NABZINIZI SAYIN VE KAYDEDİN 47 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Nabzınızı saymak, kalbinizin doğru bir biçimde pompalayıp pompalamadığını anlamanın iyi bir yoludur. Kalbinizin her vurusu veya atışı ile kanınız damarlarınıza pompalanır. İşaret ve orta parmaklarınızın ucunu, el bileğinizin, avucunuzla aynı yüzünde, başparmağınıza yakın bölgesine veya altçenenizin kulak memenize yaklaştığı alanda, boynunuza yerleştirerek, nabız verilen bu kalp vurularını veya kalp atışlarını hissedebilirsiniz (Şekil-4). El Bileği Atardamarı Şahdamarı Şekil 4. Boynunuzda bulunan ve halk arasında “şahdamarı” adı verilen tıbbi adı “karotis arteri” ve el bileği atardamarından tıbbi adı “radiyal arteri” nabızların incelenmesi görülmektedir. 48 EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI BORNOVA-İZMİR KALP PİLİ KİMLİK KARTI HASTANIN Adı ve Soyadı Adresi Şehiri Ev Telefonu Cep Telefonu İş Telefonu Kan Grubu : : : : : : : Kalp pili taşıyorum. Acil bir durumda lütfen doktoruma haber verin. DOKTORUN Adı ve Soyadı Cep Telefonu Adresi Şehiri : : : : PİL BİLGİLERİ Kalp Pilinin Tipi Elektrotların Tipi Üretici Firma Takıldığı Tarih Hastane Telefon Adres Şehir Pilin (pace) HIzı Modeli Seri Numarası İş Telefonu: : : : : : : : : : : : Lütfen bu kartı hep yanınızda taşıyınız.! Bu kart, herhangi bir acil durumda, başkalarının size yardımcı olabilmelerine yarayacaktır. PİLİ TAKANA İLİŞKİN BİLGİLER Doktorun Adı ve Soyadı : Cep Telefonu : İş Telefonu: DİĞER NOTLAR Nabız sayınız : Nabzınız yaklaşık olarak dakikada olmalı. Nabız sayınız, dakikada 'nın üstüne çıkarsa doktorunuzu arayın. İlaç Adı Dozu Günde kaç kez Kullanıldığı Önerilen Besinler: Sakıncalı (kısıtlanan) Besinler: Fiziksel Aktivite : Doktorunuza hangi sıklıkta gelmeniz gerekiyor?: Bir sonraki randevunuz: İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? GİRİŞ Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir çalışmada, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de dahil olmak üzere, gelişmiş ülkelerdeki hastaların %50’sinin, kendilerine yazılan ilaçları, tam olarak, reçetede yazılan biçimde almadıkları belirlenmiştir. İlaç tedavisi amacıyla doktor muayenehanelerine giden hastaların %36.5’ine 2 veya daha çok, %13’ü aşan bir bölümüne ise 4 veya daha çok ilaç yazıldığı saptanmıştır. Hastaların, ilaçlarını, doktorlarının önerisine göre almadıkları ve hastaların önemli bir bölümünün 2’den çok ilaç kullandığı gerçeğinin ülkemiz için de geçerli olduğundan eminiz. Bu arada, hastalığının (örneğin; yüksek tansiyon, şeker veya yüksek kolesterol gibi) farkında bile olmayan hastaların sayısı da, özellikle bizimki gibi, eğitim düzeyinin düşük olduğu ülkelerde, ciddi boyutlardadır. Tüm bunların yanında, bir de ilaçlarını bilinçsiz olarak alan ve aldığı ilaçların, kendisini hedeflenen sağlıklı noktaya getirip getirmediğini araştırıp izlemeyen bir hasta grubu vardır. Tansiyon ilacı (veya ilaçları) kan basıncınızı; şeker ilacı (veya ilaçları) kan şekerinizi; kolesterol ilacı (veya ilaçları) kolesterolünüzü kontrol altına almak için kullanılır. Bu ilaçları alırken, kan basıncınızın, kan şekerinizin veya kolesterolünüzün istenen düzeye gelip gelmediğini kontrol etmez ve istenen hedefe ulaştığınızdan emin olmazsanız, yani aldığınız ilaçlar istenen sonucu sağlamamışsa, ilaç alıyor olmanızın yararını görmezsiniz. İlacınızın etkin bir biçimde alıyor olduğunuzdan emin olmanız için, gerekli kontrollerinizi yaptırmanız ve bu kontrollerde elde edilen sonuçlara göre, doktorunuza tedavinizi ayarlatmanız gerekir. 61 Yangını söndürmeyecek ölçüde sıkılan suyun yangına bir yararı dokunmaz! Suyun ne miktarda, hangi hortumlarla, hangi yönlerden, ne süreyle sıkılacağını belirlemek ise, doktorun görevidir. 62 İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? 1. BAŞARI BİR EKİP (TAKIM) ÇALIŞMASI İLE SAĞLANIR Sağlık durumunuz ve tedaviniz hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemlidir. Sağlığınızla ilgilenen tüm sağlık profesyonelleriyle (doktor, hemşire, diyet uzmanı vb.) iyi bir iletişim kurun ve sürdürün. Bu, onlara rahatça sorular sormanıza, sağlığınızla ve tedavinizle ilgili gerçekleri öğrenmenize ve sağlığınızı ilgilendiren konularda etkin kararlar almanıza yardımcı olacaktır. Bilgilenmiş olmanız, sağlığınızla ilgili kararlarınızın daha yerinde ve gerçekçi olmasını sağlayacaktır. Eğitimsizliği ve bilgisizliği nedeniyle, kendisi için çok yararlı olabilecek tedavileri reddeden ve çok daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmekten kendisini mahrum eden, daha da kötüsü, kendisini kötü sağlık koşullarında yaşanmış –çoğu kez de kısalmış- bir yaşama mahkum eden hastaları, ne yazık ki, nadir olmayarak görüyoruz. İlaç tedavinizin planlanmasında, bir hasta olarak istek ve eğilimleriniz elbette çok önemlidir. İlaç tedavinize ilişkin kararlar alınırken aktif bir rol almanız, sorular sorarak konuyu kavramanız, doktorunuz ve hemşire, diyet uzmanı gibi, diğerleriyle işbirliği yapmanızla olanaklı hale gelir. Örneğin, işiniz gereği belli saatlerde ilaç kullanmanız zor ya da olanaksız ise, belli tür ilaçları; iğne, şurup, fitil, ya da iri hap kullanamıyorsanız, bunları doktorunuzla konuşmalı ve reçetenizin buna göre ayarlanmasını sağlamalısınız. Doktorunuzla, sizin için en uygun ve doğru olan tedavi planını 63 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 oluşturduktan sonra, buna tam olarak uymalısınız. Tedavi planınızı aynen uygulayın, herhangi bir sorunla karşılaştığınızda hemen doktorunuzu haberdar edin. Doktorunuz size bir ilaç yazdığında, o ilacın ne için yazılmış olduğunu, nasıl ve ne zaman almanız gerektiğini, olası yan etkilerini sorup tam olarak öğrenin. Böylece, ilaca ilişkin olarak aklınıza gelebilecek sorularınızı, ilaçla ilgili endişelerinizi hemen o sırada sorma şansını elde etmiş olursunuz. Bu şekilde, kafanıza takılan soru ve kuşkularınız giderilip tedavinizi tam olarak kavrayınca, artık, tedavi planınıza tam olarak uymanız gerekir. Dolayısıyla, kendinizi iyi hissettiğiniz için ya da kan basıncınız, açlık kan şekeriniz veya kolesterolünüz normale döndü diye, ilacınızı ya da ilaçlarınızı bırakmamalısınız. Bu arada, herhangi bir yan etki gelişirse, bunu da doktorunuza danışmalısınız. Bir hastalığın tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar arasında çeşitli seçenekler vardır ve doktorunuz, uygun göreceği başka bir ilacı size yazabilecektir. 64 İlaçlarınızı Nasıl Kullanmalı ve Nasıl Kullanmamalısınız? 2. DOKTORUNUZA SORABİLECEĞİNİZ SORULAR Aşağıdaki soruların yanıtlarını bilmeniz, ilaç tedavinizi daha başarılı biçimde gerçekleştirmenizi sağlayacaktır: •Bu ilacı niçin alıyorum? Bana ne gibi bir yararı olacağı düşünülüyor? Bu ilaç benim hastalık belirtilerimden hangisine veya hangilerine iyi gelecek? •Bu ilacı her defasında kaç tane veya ne kadar almam gerekiyor? •Pahalı mı? Hastalığıma iyi gelebilecek daha ucuz ilaç veya ilaçlar ya da tedavi veya tedaviler var mı? •Günde kaç kez ve günün hangi saatlerinde kullanacağım, nasıl alacağım? (Aç veya tok, diğer ilaçlarla birlikte veya tek başına), su ile mi içmem gerekiyor, yoksa süt ve ayran gibi süt ürünleriyle veya diğer içeceklerle alabilir miyim? ne kadar süre ile kullanmaya devam edeceğim? •Bu ilacı kullanırken kaçınmam gereken besinler, reçete ile veya reçetesiz satılan ilaçlar (aspirin ve kabızlık için kullanılan ilaçlar, laksatifler, gibi) var mı? Alkol, çay, kahve veya diğer içecekler sakıncalı mı? •Egzersiz yapabilir miyim? •Almam gereken bir dozu herhangi bir nedenle alamazsam ne yapmalıyım? •Reçetemi hangi sıklıkta yeniletmeliyim? •Bu ilaçların iyi geldiğini ve sağlığımla ilgili işlerin iyi gittiğini nasıl anlayacağım? •Bu tedavi altında iken yaptırmam gereken testler var mı? 65 İLAÇ İZLEME FORMU Bu kart ilaçlarınızı izlemenize yardımcı olacaktır. Onu yanınızda taşıyın. Başvurduğunuz sağlık profesyonellerine (doktor, diş doktoru, eczacı, hemşire gibi) gösterin. Bilgilerin eskimemesine özen gösterip düzenli olarak yenileyin. Adınız ve Soyadınız: ............................................................ Telefonunuz: ....................................................................... Doktorunuzun Adı ve Soyadı: ............................................. Doktorunuzun Telefonu: ..................................................... A. REÇETE ILE ALINAN ILAÇLARINIZ 1. İlacınız için • İlacın adı ............................................................................. • Alınış nedeni ....................................................................... • Doz ...................................................................................... • Günün hangi saatinde/ Saatlerinde alındığı....................... • İlk reçetelendiği tarih (ne zamandan beri kullanıyorsunuz ?) ................................ • Reçeteyi yazan doktor ......................................................... 2. İlacınız için • İlacın adı ............................................................................. • Alınış nedeni ....................................................................... • Doz ...................................................................................... • Günün hangi saatlerinde alındığı ........................................ • İlk reçetelendiği tarih (ne zamandan beri kullanıyorsunuz?) ................................................................ • Reçeteyi yazan doktor ......................................................... 3. İlacınız için • İlacın adı ............................................................................. • Alınış nedeni ....................................................................... • Doz ...................................................................................... • Günün hangi saatlerinde alındığı ........................................ • İlk reçetelendiği tarih (ne zamandan beri kullanıyorsunuz?) ................................. • Reçeteyi yazan doktor ......................................................... 4. İlacınız için • İlacın adı ............................................................................. • Alınış nedeni ....................................................................... • Doz ...................................................................................... • Günün hangi saatlerinde alındığı ........................................ • İlk reçetelendiği tarih (ne zamandan beri kullanıyorsunuz?) ................................. • Reçeteyi yazan doktor ......................................................... 5. İlacınız için • İlacın adı ............................................................................. • Alınış nedeni ....................................................................... • Doz ...................................................................................... • Günün hangi saatlerinde alındığı ........................................ • İlk reçetelendiği tarih (ne zamandan beri kullanıyorsunuz ?) ................................ • Reçeteyi yazan doktor ......................................................... B. REÇETESIZ SATILAN ILAÇLARINIZ Aşağıdakilerden herhangi birisini alıp almadığınızı kontrol edin. Laksatifler (Kabızlığı önleyici) ilaçlar .................................. Öksürük ilaçları .................................................................. Diyeti destekleyici ilaçlar/ otlardan elde edilen (herbal)ler ........................................... Allerjiyi önleyici ilaçlar ........................................................ Vitaminler ............................................................................ Soğuk algınlığı için alınan ilaçlar ........................................ Uyku ilaçları ........................................................................ Aspirin/diğer ağrı kesici veya ateş düşürücü ilaçlar .......................................................... Diğerleri (isimlerini yazınız) ................................................. Not: 83 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Not: 84 Not: 85 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 14 Not: 86 Yayımlanmış Kitaplarımız Hipertansiyon Osteoporoz (Kemik Erimesi) Düşmeler ve Önlenmesi Obezite Meme Kanseri Cerrahisine Bağlı Lenfödem Yayımlanmış Kitaplarımız Kan Yağları ve Kalbimiz Her Yaş İçin Spor ve Sağlık Diyabetik Ayak Sağlıklı Beslenme Göğüs Ağrısı, Kalp Krizi, Aspirin Kullanımı Yayımlanmış Kitaplarımız Herediter Anjioödem Kanın Pıhtılaşmasını Önleyen İlaçlar ve Kalbiniz, Atriyal Fibrilasyonlu Yaşam Kalp Yetersizliği ile Yaşamak, Kalp Pili İle Yaşamak, Kalp İlaçlarını Nasıl Kullanalım Yayıma Hazırlanan Kitaplarımız Varis Kalp Hastalığında Cinsel Hayat/Şeker Hastalığı/İnme Teşhis ve Ameliyatsız Tedavi Koroner Arter Baypas Ameliyatınız, Kalp Kapağı Ameliyatınız