Grip

advertisement
Grip
Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı
gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer
enfeksiyonları Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en sık ölüm nedenleri arasında altıncı sırada yer
alıyor.
İnfluenza virüsünün neden olduğu grip enfeksiyonu hem sağlık, hem de ekonomik açıdan ciddi
sorunlara neden olabiliyor. Özellikle yaşlılarda menenjit, kalp zarı iltihabı, zatürree, orta kulak
iltihabı gibi komplikasyonlara yol açabilen gripten korunmak için yaşlıların ve kronik sağlık
sorunu olan kişilerin özellikle aşılanması öneriliyor. Grip enfeksiyonunun, en hafif seyrinde bile
ortalama üç günlük iş gücü kaybına neden olduğu vurgulanıyor.
Grip virüsü, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ölüm nedenleri arasında altıncı sırada yer alıyor.
Her yıl 20 bin kişi grip ve sonrasında ortaya çıkan akciğer enfeksiyonları nedeni ile yaşamını
kaybediyor. Bunların yüzde 90’ı 65 yaş üzerindeki kişilerden oluşuyor.
İnfluenza virüsünün antijenik yapısını sık sık değiştirebildiği belirtilerek, birçok virüse karşı
yaşam boyu sadece 1 kez aşılanmak yeterli iken bu virüsün her yıl değişen yeni antijenlerine
karşı aşılanmak gerektiğine dikkat çekilmektedir.
İnfluenza virüsünün A, B ve C olmak üzere, 3 tipi bulunuyor. İnfluenza A, hem insan hem
hayvanlarda hastalık yapabilirken influenza B ve C sadece insanlarda hastalığa neden oluyor.
İnfluenza C enfeksiyonu daha hafif seyrediyor ve büyük salgınlara yol açmıyor.
Hangi yollarla bulaşır?
Virüs insandan insana öksürük ya da hapşırık sonrası havaya saçılan damlacıklar yoluyla
bulaşıyor. Damlacıklar havada 3 gün süreyle kalabiliyor. Örneğin bir odada gripli birisinin
öksürmesi, aynı odaya 3 gün sonra giren birisini enfekte edebiliyor. Bu yüzden hastalık son
derece bulaşıcı özellik taşıyor ve büyük salgınlara yol açabiliyor. Kuzey yarım kürede ekim
ayının başından, nisan ayının ortalarına kadar influenza virüsü görülüyor. En sık salgın yaptığı
dönem aralık ayı ortası ile mart ayı başlarıdır. Grip aşılarının ağustos sonunda piyasaya
çıktığını hatırlatılırken, ne kadar erken aşılama yapılırsa, aşının o kadar uzun süre koruyuculuk
sağladığını ve aşının etkisinin yapıldıktan 15 gün sonra ortaya çıktığı belirtiliyor.
Kimler özellikle aşılanmalı?
İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.
Grip aşısı gripten korunmak isteyen herkese önerilir. Çünkü en hafif seyrinde bile grip ortalama
2.8 günlük bir iş gücü kaybına yol açabiliyor. Ancak influenza aşısının kuvvetle önerildiği grup,
influenza enfeksiyonu sonrası akciğer enfeksiyonları hatta ölüm gibi ciddi komplikasyonlar
ortaya çıkma riskinin yüksek olduğu gruptur.
Bu gruba dahil olanlar:
· 65 yaş ve üzerindeki herkes: 2000 yılında 50-65 yaş gurubu arasındaki insanlar da kuvvetle
1/6
Grip
grip aşısı önerilen gruba dahil edildi. Çünkü bu kişilerin büyük çoğunluğunda onları grip
komplikasyonları açısından yüksek risk grubuna sokan en az 1 kronik hastalık bulunuyor.
· Kronik akciğer, kalp ve böbrek hastaları (astım dahil),
· Diyabetik hastalar, bağışıklık sistemi yetmezliği olanlar, ciddi anemisi olanlar,
· Grip sezonunda gebeliğinin ilk 3 ayını bitirmiş olan kadınlar,
· Kronik aspirin kullanımı zorunlu olan çocuklar (Bunlarda grip, Reye sendromu adı verilen ciddi
bir hastalığa yola açabiliyor),
· Huzur evlerinde, bakım evlerinde kalanlar,
· Yüksek risk grubu hastalarla yakın temas içinde olan sağlık personeli (hastaları korumak
adına)
Grip aşısı yeterince koruyucu mu?
Grip aşısının etkinliği kişiden kişiye göre değişiyor. Genç erişkinlerde aşının hastalığı önleme
oranının yüzde 70-90 arasında olduğu belirtiliyor.
Kronik tıbbi sorunları olan yaşlılarda aşı, influenza enfeksiyonunu önlemekte daha az etkili olsa
da hastalığın şiddetini, komplikasyonları ve ölüm oranını azaltmakta oldukça etkin bulunmuştur.
Yaşlılarda aşının hastaneye yatışları % 70, ölüm oranını ise % 85 oranında azalttığı
görülmüştür. Ancak birçok kişi, yeterince etkili olmadığını düşünerek aşı yaptırmayı reddebiliyor.
Böyle düşünmeleri için insanların çeşitli nedenleri olabiliyor. En sık neden, grip aşısı yapıldıktan
sonra gribe benzer bir üst solunum yolu enfeksiyonunun ortaya çıkmasıdır. Unutulmamalıdır ki,
influenza virüsünun neden olduğu grip, toplam üst solunum yolu enfeksiyonlarının sadece
yüzde 40’ını oluşturur. Oysa başka virüslere ve bakterilere bağlı olarak ortaya çıkan grip benzeri
üst solunum yolu enfeksiyonları da vardır. Aşı bunlara karşı koruyucu değildir. Ancak çoğu
zaman bu enfeksiyonların seyri gribe göre çok daha hafiftir. Grip aşısı yapılmış birisinde
influenza virüsüne bağlı gerçek grip de ortaya çıkabilir. Grip virüsü antijenik yapısını
değiştirebilen bir virüstür. Grip aşısındaki influenza virus suşları grip sezonundan 9-10 ay önce
belirlenir. Eğer bu süre içinde virüsün antijenik yapısında değişiklik olursa aşının oluşturduğu
antikorun virüse karşı koruyuculuğu azalır.
Grip aşısının yan etkileri neler? Grip aşısı yaptırmaması gereken grup var mı?
Diğer tüm aşılar ya da ilaçlar gibi virüs aşısı da alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Ancak bu
aşıya bağlı olarak bildirilen ciddi alerjik reaksiyonların oranı son derece düşük. Grip aşısı
yapılan insanların çoğunda ciddi yan etkiler olmadığı belirtiliyor.
En sık görülen yan etki enjeksiyon bölgesinde ağrıdır. Bu ağrı bazen 2 güne kadar uzayabilir.
Ancak genellikle hafiftir ve kişinin günlük aktivitelerine engel olmaz. Nadiren çocuklarda aşı
sonrası 6-12 saat kadar sürebilen ateş ve vücut ağrıları görülebilir. Bazı insanlar grip aşısının
2/6
Grip
gribe neden olacağını düşünerek aşı olmayı reddeder. Bu yanlıştır. Türkiye’de kullanılmakta
olan aşılar canlı aşı değildir ve enfeksiyon meydana getirmeleri söz konusu olamaz. Grip aşısı 6
aydan büyük olan herkese güvenle yapılabilir. Grip sezonunda, 14 haftadan daha uzun süre
gebe olacak olan kadınlar grip aşısı yaptırmalıdır. Başka tıbbi problemleri olan gebe kadınlar,
gebeliğin dönemi ne olursa olsun grip sezonundan önce aşılanmalıdır. Aşı canlı virüsden elde
edilmediği için son derece güvenlidir. Emziren kadınlar da aşılanabilir. Aşı ne anneye, ne de
bebeğine zarar verir.
Korunmak için neler yapılmalı?
Gribe neden olan influenza virüsü son derece bulaşıcı bir virüs olduğu için gripli kişilerden uzak
durma, sağlıklı beslenme gibi basit önlemlerle önüne geçilmesinin mümkün olmadığı
hatırlatılıyor.
Hastalığı önlemek için aşılanma, antiviral ilaçlarla korunma ve hastalığın erken başlangıç
döneminde antiviral ilaç kullanma yöntemleri arasında karşılaştırmalı çalışma yapılmış ve
aşılanma en etkili yol olarak bulunmuştur. Bir başka konu da vitaminlerin koruyuculuğu. Sadece
ülkemizde değil dünyanın her yerinde vitaminlere altından kalkabileceklerinden çok daha ağır
misyonlar yükleniyor. Vitamin sözcüğünün kökeni vital amindir yani protein yapısındaki
yaşamsal maddeler. Ancak zaman göstermiştir ki, bu bileşikler ne amin yapısındadır ne de o
kadar yaşamsal işlevleri vardır. Vitaminimiz eksik olmasın mutlaka, ancak vitaminlere
güvenerek hem aşılanmayı hem de gerektiğinde ilaç kullanmayı aksatmayalım.
Nezle ile grip arasında ne farklar vardır?
Halk arasında nezle ve grip sık sık birbirine karıştırılıyor. Nezle ve grip farklı virüslerin neden
olduğu farklı enfeksiyonlardır. Hastalığın seyri, komplikasyonları ve tedavisi farklıdır.
Belirtiler
Nezle
Grip
Ateş
3/6
Grip
Nadiren
Yüksek (38-39 derece)
Baş ağrısı
Nadiren
Belirgin
Vücut ağrıları
Hafif
Sık, şiddetli
Halsizlik
Hafif
2-3 haftaya kadar sürebilir
4/6
Grip
Aşırı yorgunluk
Hiçbir zaman
Belirgin
Burun akıntısı
Sık
Bazen
Hapşırık
Sık
Bazen
Boğaz ağrısı
Sık
5/6
Grip
Bazen
Öksürük
Hafif
Şiddetli olabilir
Komplikasyon Sinüslerde dolgunluk, kulak ağrısı Bronşit, Pnömoni Tedavi Şikayetlerin
azalmasına yönelik Antiviral ilaçlar
6/6
Download