hakiki varlık allah`ındır

advertisement
HAKİKİ VARLIK ALLAH’INDIR
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 4 Mart 2010 Sohbeti,
Allah Allah Allah Allah Allah Allah Aziz Allah.
Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Sübhan Allah.
Allah Allah Allah Allah, Allah Allah Sultan Allah.
Allahümme salli ve sellim ve barik ala Seyyidina Muhammed, Ya entehu Seyyidel Evvelin vel Ahirin,
Sultanul Enbiya vel Murselin. Zidhu ya Rab izzen ve şerefe, nuran ve surura, rıdvanen ve sultana.
Esselamu aleykum, ey dinleyenlerimiz. Ve ayrıca Selamullahi ala Kutbul Zaman, Kutbul Mutasarrıf, ki o bu
dünyadaki herşeyi kontrol eder. Allah kendisine çok daha fazla izzet ve selahiyet versin, insanları
şeytanın tuzak ve hilelerinden kurtarmak için. Ve "Euzubillahimineşşeytanirracim" diyoruz. Bu bizleri,
şeytanın tuzaklarına veya şeytanın hilelerine düşmekten kurtarır. Şeytanın tuzaklarından sakının. Adım
adım şeytanı izleyen, şeytanın adımlarına tabi olan şeytanın mümessillerinden sakının. Allah onu
bizlerden uzak etsin. Her zaman Euzubillahimineşşeytanirracim, BismillahirRahmanirRahim demeniz
lazım. Bu Müslümanın kılıcıdır. Ve bu kılıç..Sübhan Allah!
Hz Musa Tûr'u Sînâ dağında iken Rabbi ile konuşuyordu ve Rabbi de onunla konuşuyordu ve söylüyordu.
Selefi alimleri, merhaba! Bu Ayet-i Kerime'yi de duyun, çok hikmetler var içinde. Sayısız hikmetler, sayısız
ilimler, sayısız Kudret okyanusları- Kuran-ı Kerim. Ona bakın, birşeyler alın ve anladığınızla insanlara
öğretin.
Cenab-ı Allah, Allah Celle Celaluhu Azametiyle buyurdu: "Ve mâ tilke bi yemînike yâ Mûsâ - O sağ
elindeki nedir, ey Musa?" (20:17) Evet? Ayet-i Kerime'mi değil mi? Ayet-i Kerime'dir. Kuran-ı Kerim'den
Ayet-i Kerimedir. Size konuşmam için bana verdiklerini duyuyorum. Ben bilmiyorum, onlar biliyor.
Cenab-ı Allah soruyor. Allah bilmiyor muydu?
Cenab-ı Allah bilmiyor da mı soruyor ona "O sağ elindeki nedir, ey Musa?" (20:17) Musa (as), durumun
heybetinden dolayı, o hitabın heybetinden ve azametinden dolayı "Kâle hiye asây-O benim asamdır"
(20:18) dedi. "Sen bilirsin. Ya Rabbi elimde ne olduğunu Sen bilirsin" diyemedi. Onu söyleyemedi, "Kâle
hiye asây" diye söyledi. La havle ve la kuvvete illa Billahil Aliyyil Azim. Sübhan Allah, Sultan Allah. Bugüne
kadar sanırım kimse sormadı onun anlamlarını, nasıl "Kâle hiye asây" dedi? Allah elinde ne olduğunu
görmüyor muydu? Sonra daha da fazla tafsilat vermeye başladı: "Ona dayanırım ve onunla koyunlarıma
yaprak silkelerim. Ayrıca onda başka ihtiyaçlarım da var". (20:18) Allahu Ekber! Nebi Musa. "Ve her ilim
sahibinin üzerinde daha iyi bilen vardır" (12:76)
Cenab-ı Allah, Kuran-ı Kerim ile Ümmet-i Muhammed'e (sav) öğretmek istiyor, "Sen bilirsin" demeyi
öğretmek istiyor. Sen bilirsin, Sen bilirsin.. Ve şimdi insanlar, hatta Müslümanlar ve inananlar bile
Rab'lerine birşeyler öğretmek istiyorlar. Evet, 21. yüzyılda herkes Cenab-ı Allah'a öğretmek istiyor.
Herkes İslam hakkında konuşuyor. Ki o Allah'ın dinidir. Herkes bazı fikirler getiriyor ki "min tilka
enfusihim kendi nefislerindendir." Kuran-ı Kerim hakkında çok şeyler getiriyorlar, Evvelin ve Ahirin
Efendisi Hz Muhammed (sav) hakkında şeyler getiriyorlar, ona öğretmek istiyorlar. Ve çok insanlar,
www.saltanat.org
Page 1
kendilerinde bir selahiyet olmadığı halde çok fikirler getiriyorlar. Onun için evliyaların dereceleri hep
daha yüksektedir. Ama alimlerin dereceleri onların durumlarına, mertebelerine erişemez. Evliyaların
alanı, dolaştıkları bakıp öğrendikleri yer farklıdır. Ama alimlerin alanı, içinde dolaştıkları alan kendi
anlayışlarına göredir, kendi derecelerine göredir. Onun için evliyaların dereceleri Sema'ya kadar gider,
ama alimlerin alanı aşağıdadır, daha aşağıdadır. Evliyanın o derecelerine ulaşana kadar, onların
anlayışları Cenab-ı Allah'ın "O sağ elindeki nedir, ey Musa?" diye sorması gibi olur. Ve Musa (as) da kendi
akıl ürününü, kendi anlayış alanını kullandı ve "O benim asamdır" dedi. Cenab-ı Allah onun asası
olduğunu bilmiyor muydu? Hz Musa'nın derecesi farklıdır, Efendimizin (sav) derecesi farklıdır.
Efendimiz Hz Muhammed (sav) gece yolculuğunda, Mirac gecesinde, hem insanlar hem de melekler için
en son nokta olan o dereceye ulaştı. Onlar için orada biter. Ve sonra, o durum ve Efendimizin (sav) hakiki
varlığı onu kapladı. Orada Efendimiz (sav), onun o noktadaki varlığı asla, o dereceye kadar olan varlığıyla
aynı olmaz. Ve kimse bunu anlayamaz. Cenab-ı Allah da buyuruyor: "Burada yalnız Ben'im, başka
hiçbirşey olmaz". Cibril (as) düşüyordu, ayağa kalkamıyordu. Ve Efendimiz (sav) buyurdu: "O noktadan
bakıyorum, 'Gel ya Habibim' diye çağırıldığım yere bakıyorum. "Orayı geçtim ve baktım ki Büyük Melek
Cebrail (as) aşağıda bir halı gibi görünüyordu. Böyle, hasır gibi. Ayağa kalkamıyor, hasır gibi duruyor
orada. Efendimiz yukarı geçti.
Kim karşıladı onu o gece? Selefi alimleri, o gece Efendimizi kim karşıladı? Sizi çok rahatsız eden o
Peygamberimizi (sav) kim karşıladı? Birisi Efendimize (sav) şerefli, güzel sözler söylese rahatsız olursunuz,
"şirk, şirk, şirk" dersiniz. Size bir soru soruyorum, soru sormak hakkım, size soruyorum. Mirac Gecesini
herkes bilir. Kim çağırdı Efendimizi? Cebrail, Mikail, İsrafil, Azrail ve bilinmeyen büyük Melekler geldi
onunla. Onların hepsi için bitiş noktası, veya son nokta, mertebe Sübhan Allah..Lahut'un görünmesi oldu.
Lahut, Cenab-ı Hakka ait olan. Oraya ulaşınca, Rabbin hitabı, ilahi hitabı, şanlı hitabı geldi:
"Ya Muhammed! Ehlen ve Sehlen, seni Ben karşılıyorum!" İnanıyor musunuz inanmıyor musunuz?
Rabbi'nin karşıladığı o kimsenin karşılanmasından veya şeref verilmesinden hiç hoşlanmıyorsunuz! Ve
çok kıskanç insanlarsınız, birisi "Seyyidina" dese "Hayır, Muhammed de" diyorsunuz. Muhammed
diyemem, Seyyidina Muhammed, Seyyidil Evvelin vel Ahirin. Ezelden Ebede o Seyyidina olandır. Allah
sizden büyüktür.
Kim karşıladı onu? Bütün İslam aleminin önünde soruyorum. "Biz Vahabiyiz, veya Selefiyiz" diye o
insanlara soruyorum.
Efendimizi (sav) kim karşıladı "Sidretü'l Münteha'nın yanında. Ki Cennetü'l Me'va da onun yanındadır"
(53:14-15) Kim karşıladı, söyleyin? Ridvan mı? Malik mi? Cibril mi? İsrafil mi? Yahut Mikail mi yahut Azrail
mi? Lütfen bana söyleyin, kim karşıladı Efendimizi (sav)? Efendimiz ki, ona daha fazla şeref verilmesine
tahammül edemiyorsunuz. Hangi şeref bundan, Mirac gecesinde karşılanmasından daha büyük olabilir?
Rabbi Cenab-ı Hak buyurdu: "Ey Habibim, hoşgeldin".
Kafir mi oldum bu sözlerimle? Fetva mı vereceksiniz? Kafir mi oldum? Estağfirullah. Sizin, Mirac
gecesinde Rabbi Cenab-ı Allah tarafından karşılanan o zat hakkındaki inançlarınızı, anlayışlarınızı
düzeltmeniz lazım. Böyle birşeyi duyan veya kitaplarda yazan kimse var mı? Söyleyin bana. Belki bir
şeyler anlamış olan kimseler böyle birşey söylediler mi veya kitaplarında yazdılar mı? Belki de bazıları
kaydediyordu. Müslüman kütüphanelerine bakan var mı? Kitaplara baktınız mı? Bunu reddeden birşey
www.saltanat.org
Page 2
var mı? Hangi Enbiya veya hangi Evliya şimdi söylediğimi reddeder? Sanmam, olamaz. Onlar hep
diyorlardı ki, "Ey Rabbimizin zayıf kulları, siz bu sahne, bu görüntü hakkında en düşük seviyeden
konuşuyorsunuz, onun ötesinde sayısız, hadsiz hesapsız karşılamalar geldi ona Rabbül Aleminden" Musa
nerede?
Sonra Cenab-ı Allah sordu: "Ya Muhammed, sen kimsin?"
Cevabı neydi? "Sen, Rabbim" Gerçek tevhid budur. "La yesbut sivâhü" La yesbut, kimse O'nunla olamaz.
Gerçek Varlık, Vacibül Vücud Cenab-ı Allah içindir. Diğerleri yalnız hayal veya gölgelerdir. Gölgeler. O'nun
önünde, onlar yalnız görüntüdür, hakiki varlık yoktur onlar için. Allah! O Tek'tir. Ve geri kalan diğer
herşey Cenab-ı Allah'ın gölgesidir. Güneşte durduğunuzda gölgeler olur. Dünyaya gelen, bir gölgedir.
Aynı şekilde aynaya baktığınızda da birşey görürsünüz, o da gölgedir. Ve gölgeler, eğer iki ayna
koyarsanız karşılıklı birbirine bakan ve oradan bakarsanız, sayısız gölgeler ve yansımalar görürsünüz. Sağ
taraftan ve sol taraftan, sayısız yansımalar akar. "Bu benim" dersiniz ama ona dokunamazsınız. Nasıl
benim gibi oluyordu o? Ama bakıyorum ve görüyoum ki o (yansıma) benim varlığımın temsilcisi ama
hakikatte onlardan birine bile ulaşamıyorum. Onun için, Birlik yalnız Cenab-ı Allah içindir.
La mevcûde ill'Allah - Allah'tan başka varlık yoktur. Kainatımızdaki hiçkimsenin varlığı hakiki varlık
değildir, gerçek varlık yoktur onlar için. Gerçek varlık Cenab-ı Allah içindir.
Onun için Efendimiz (sav) buyurdu: "Eddebeni Rabbi, beni Rabbim edeplendirdi". Ve verdiği cevap 100 %
doğru idi. "Ey Habibim, Bana gel". "Ey Rabbim, burada kimse yok, yalnız Sen". "Sen Ben misin?" "Sen
bilirsin Rabbim benim kim olduğumu, burada Yalnız Sen varsın, başka kimse yok". Bu Tevhid'in
Hakikatidir. Anladın mı? "Sen kimsin?" diye soruyor onu karşılamak için. "Sen hoşgeldin" diyor. "Bana
hoşgeldin" diyor. "Sana hoşgeldin, bana hoşgeldin" demiyor. Allahu Ekber ve lillahil Hamd. Sübhan Allah.
Sübhan Allah.
Bu bir ummandır. Umman da değil ama ummanlar. Onun için alimlere soruyorum, Sünni alimlere, Şii
alimlerine, Vahabi alimlerine. Yanlışsam "yanlışsın" desinler. Ama söyleyemezler. Gelin ve gerçek
Hakikati kabul edin. Musa dedi ki, "Ey Rabbim, bu benim asamdır. Ona dayanırım ve ayrıca bakıp... "Kâle
hiye asây, etevekkeu aleyhâ ve ehuşşu bihâ alâ ganemî" (20:18) Onunla koyunlarıma yaprak silkelerim.
Bunu söyledi ve daha fazla devam edemedi, üzerine nur geldi. İlahi Nurlardan bir nur geldi ve devam
edemeyip dedi ki: "Ey Rabbim, ve liye fîhâ meâribu uhrâ- onda daha başka menfaatler da vardır." Nerede
Hz Musa, nerede Seyyidina Resulullah (sav)...
Ey insanlar, herkese hakkını verin. "Ati kulli di hakkın hakka". Bu İslam'ın en önemli kaidesidir. Her hak
sahibine hakkını verin. Sizden her bir mahlukat için birşeyler vermenizi istemiyoruz, hayır. Lakin yalnız
onun olanı vermenizi istiyoruz ki doğru yolda olabilesiniz. Ona lütfedilmiş olanı vermeyip saklarsanız o
zaman yanlış yolda ve şeytana tabi olanlardan olursunuz. Şeytan o tecellide, o derecede kendisinin
olmasını istiyordu. İstiyordu ama onun kendisiçi için olmadığını görünce sarhoş gibi oldu ve şöyle böyle
söyledi. Ve kovuldu. Ve onun kovulması herkesin edebi öğrenmesi için en güzel derstir. Allah bizi
affeylesin.
Ey insanlar, bu bir ummandır. Uçsuz bucaksız ummanlar.. Bundan daha fazla konuşamayız bu husus
üzerinde, taşıyamayız. Ama buraya kadar birşeyler anlayabilirsiniz, eğer ki nefsinizi dışarı koyup gerçek
varlığınızla bakabilirseniz. O zaman bakabilir, görebilirsiniz. Ama eğer nefsinizi yanınızda tutarsanız,
www.saltanat.org
Page 3
nefsiniz size hep yanlış şeyi gösterir. Yanlış fikirler, yanlış duygular, yanlış yerler, yanlış anlayışlar. Allah
bizi affeylesin.
Allah Allah Allah Allah Allah Allah Aziz Allah.
Aziz Allah, Kerim Allah, Kerim Allah.
Sübhan Allah, Sübhan Allah, Sübhan Allah Sultan Allah. Sultan Allah.
Ya Muhammed canım arzular seni. Dost Muhammed canım pek sever seni.
Ya Muhammed canım arzular seni. Dost Muhammed canım pek sever seni.
Padişah konmaz seraya hâne ma'mur olmadan. Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pür nûr olmadan.
Padişah konmaz seraya hâne ma'mur olmadan. Kenz açılmaz şol gönülden tâ ki pür nûr olmadan.
(Şemseddîn-i Sivâsî Hazretleri) Fatiha.
Bu mübarek gecenin hürmetine Kİ, Efendimizin (sav) doğduğu gece, doğduğu mübarek ay.
Zidhu Ya Rabbi izzen ve şerefe nuran ve surura, ridvane ve sultana. Fatiha.
Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=4683&name=2010-0304_en_RealExistenceIsForAllah.mp4
www.saltanat.org
Page 4
Download