Pdf`sini İndir - Risale Online

advertisement
Risale Online
Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [http://www.risaleonline.com/soru-cevap/bediuzzamanhazretlerine-ilhamen-yazdirilmasi]
Risale-i Nur Üstad Bediüzzaman
Soru
Bediüzzaman Hazretlerine İlhamen Yazdırılması
Üstadımız Bediüzzaman hazreteleri için "bana yazdırıldı diyerek peygamberlik iddia ediyor"
diyenlere nasıl cevap verilebilir?
Cevap
Günümüzde pek çok kimselerin üstad Bediüzzamana yerli yersiz hücum ettiklerini uzun
zamandan beri görüp duyuyoruz.
Hücumda bulunanların bir kısmının garazkar olduğu, insaf ve edep sınırlarını tanımadığı,
üstelik risaleleri doğru dürüst okumadıkları, bazen de okusalar bile üstadın kastettiği
manayı değil de, anlamak istedikleri manayı anladıkları bir gerçek. Şairin “insanlar hangi
dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır” dediği gibi bu tip sağırlara sözümüzü
duyuramıyacağımızı peşinen kabul ediyoruz ve lüzumsuz da görüyoruz. Bazan “sükut”ta bir
cevaptır.
Fakat insaflı olmakla beraber, bizim gibi düşünmeyen hakperestlere bazı delillerimizi
sunmak mecburiyetinde olduğumuzu da kabul ediyoruz.
Bu hücum ve tenkidlerden biri üstadın “bana ihtar edildi ki” “bana yazdırıldı” sözüyle ilgili.
Bu ifadelerden yola çıkan bazıları üstad için “peygamberlik iddia ediyor” “kendisine vahiy
geldiğini söylüyor” şeklinde cahil, kaba ve çirkin saldırılarda bulunuyorlar.
Risalelerde “kalbime ihtar edildi ki” “bana yazdırıldı” tarzında ifadelerin varlığı bir gerçek.
Fakat üstad bununla ne kendine vahiy geldiğini, nede peygamber olduğunu ima ediyor.
Bizzat kendisi bu hususta şöyle der “:Risalet-in-Nur vahiy değil ve olamaz. Ancak ilham ve
sayfa 1 / 5
istihractır” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi) “Birden hatıra geldi ki: Bu üç farkın sırrı ise Risalet-ünNur'un mertebesi üçüncüde olmasıdır. Yani vahiy değil ve olamaz. Hem umumiyetle dahi
ilham değil, belki ekseriyetle Kur'ân'ın feyziyle ve medediyle kalbe gelen sünühat ve
istihracat-ı Kur'âniyedir.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi)
Risaleleri ve üstadı tenkid etmek isteyenlere tavsiyemiz, önce oturup risaleleri önyargıyla
değil insafla okumalarıdır. Okurken de kendi kafalarındaki ithamlar için mesnet aramaktan
ziyade müellifin kastettiği manayı anlamaya çalışsalar daha iyi ederler.
Şimdiye kadar pek çok İslam büyüğünün ilhamın hakikatından ve kendilerine ilham
gelmesinden bahsettiği gibi, Üstadda kendine ilhamın geldiğinden bahsetmiştir. Bunda
şaşılacak bir şey yok. Şimdiye kadar kendilerine ilham geldiğini söyleyen velilere kimse “bu
adam peygamberlik iddia ediyor” demediğine göre üstada da “peygamberlik iddia ediyor”
denemez.
İlhamın hakikatına dair Kuran'da pek çok ayet var. Bunları sırayla ele alalım:
1. İlham yalnızca evliyalara gelmez her insana Allahın ilhamı vardır.
Nefse ve onu (insan şeklinde) düzenleyene, Sonra da ona günahını ve takvasını (itaat etmesi
gerekeni) ilham edene yemin ederim ki, Nefsini (günahlardan) temizleyen felaha ermiştir.
Onu (günahlarla) gömen ise, hüsrana uğramıştır. (Şems suresi: 7-10)
Hatta ilham yalnızca insanlara değil hayvanlarada gelir:“Rabbin bal arısına şöyle ilham etti:
Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) kurdukları çardaklardan evler edin.“Sonra her çeşit
meyvelerden ye de (bal yapmak için) Rabbinin (sana) kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir.”
Onların karınlarından, renkleri muhtelif bir içecek çıkar ki, onda insanlar için bir şifa vardır.
Şüphe yok ki bunda, düşünen bir kavim için bir delil vardır.” (Nahl: 68-69)
2. Allah makbul kulları olan seçkin evliyasına hususi ilhamlarda bulunur:
Peygamber olmayanlara Allahın ilhamda bulunduğu Kuranda şöyle zikredilir:
“Havârîlere de "Bana ve peygamberime iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar "İman ettik,
şâhit ol ki, biz müslümanlarız" demişlerdi.” (Maide: 111)
Ayette (evhaytü) ibaresi, (Vahyettim) manasına gelir. İmam Nesefi tefsirinde bunu (elhemtü)
manasında olduğunu söyler. İsa as’ın havarilerine ilhamda bulunan Allahın ümmetler
içerisinde en hayırlı ümmet olan ümmeti Muhammed’in seçkinlerinede ilham etmesine
şaşmamalı.
Ehli sünnetin cumhuruna göre kadınlardan peygamber gelmemiştir. Kur’an’da iki
peygamber annesine Allahın ilham ettiği zikredilir.
a.
“Musa’nın annesine “Çocuğu emzir; başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu
denize (Nil’e) bırak; korkma ve üzülme. Çünkü muhakkak biz onu sana geri vereceğiz ve onu
sayfa 2 / 5
peygamberlerden yapacağız” diye ilham ettik. (Kasas:7) (AYRICA BKZ. TAHA.38)
b.
(Meryem) “Rabbim! Bana bir insan dokunmadığı halde nasıl bir çocuğum olur?” dedi.
(Rabbi de) “Böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işi yapmak istediğinde, ona sadece “Ol”
der, o da oluverir” dedi. (Ali İmran.47)
Bu ayette Meryem validemizle konuşanın cibril veya Allah olabileceğine Beyzavi işaret eder.
3. Peygamberimiz (asv)’da Allahın bazı kullarına ilhamda bulunduğunu haber vermiştir:
‫ﻗﺪ ﻛﺎﻥ ﻳﻜﻮﻥ ﻓﻲ ﺍﻷﻣﻢ ﻗﺒﻠﻜﻢ ﻣﺤﺪﺛﻮﻥ ﻓﺈﻥ ﻳﻜﻦ ﻓﻲ ﺃﻣﺘﻲ ﻣﻨﻬﻢ ﺃﺣﺪ ﻓﺈﻥ ﻋﻤﺮ ﺑﻦ ﺍﻟﺨﻄﺎﺏ ﻣﻨﻬﻢ‬
‫ﻗﺎﻝ ﺑﻦ ﻭﻫﺐ ﺗﻔﺴﻴﺮ ﻣﺤﺪﺛﻮﻥ ﻣﻠﻬﻤﻮﻥ‬
“Sizden önceki ümmetlerde kendilerine (Allah tarafından ) söz söylenen (ilham edilen)
kimseler vardı. Eğer ümmetimden de biri varsa o mutlaka Ömerdir”
Müslim : C.2.S.1864. Hn.2398.(Çağrı yayınları)
Buhari : C.4.S.149. .(Çağrı yayınları)
Tirmizi: C.5.S.622.Hn.3693. .(Çağrı yayınları)
Buharinin başka bir rivayetinde hadis şöyledir:
‫ﻟﻘﺪ ﻛﺎﻥ ﻓﻴﻤﻦ ﻛﺎﻥ ﻗﺒﻠﻜﻢ ﻣﻦ ﺑﻨﻲ ﺇﺳﺮﺍﺋﻴﻞ ﺭﺟﺎﻝ ﻳﻜﻠﻤﻮﻥ ﻣﻦ ﻏﻴﺮ ﺃﻥ ﻳﻜﻮﻧﻮﺍ ﺃﻧﺒﻴﺎﺀ ﻓﺈﻥ ﻳﻜﻦ ﻣﻦ‬
‫ﺃﻣﺘﻲ ﻣﻨﻬﻢ ﺃﺣﺪ ﻓﻌﻤﺮ‬
“Sizden önce İsrail oğulları içinde bazı kimseler vardı ki, peygamber olmadıkları halde
kendilerine (Allah tarafından) söz söylenir, konuşulurdu. Onlardan ümmetimden biri varsa o
muhakkak Ömer’dir.”
Tecridi Sarihi terceme ve şerheden Kamil Miras hadisin şerhinde şu açıklamalarda
bulunur: Hadisin son fıkrasındaki (bulunursa) şartı, şek için değildir. Bilakis bu fıkranın
mazmununu te’kid içindir. Çünkü İslam ümmeti, öbür ümmetlerin efdali olduğundan,
öbürlerinde bulunan ilham ile müeyyed kimselerin İslam ümmetinde de bulunması
muhakkaktır. Bu cihetle şartın tekide delalet ettiğine kavis içindeki kayıt ile işaret ettik.
Bu hadiste peygamber olmadıkları halde kendilerine Allah tarafından haber ilham olunduğu
bildirilen zevata Muhaddesun deniliyor. (..) İbni Abbas Hac suresinin 52. ayetine bu
muhaddes lafzını ziyade ederek ‫ ﻣﺤﺪﺙ ﻭﻻ ﻧﺒﻲ ﻭﻻ ﺭﺳﻮﻝ ﻣﻦ ﻗﺒﻠﻚ ﻣﻦ ﺍﺭﺳﻠﻨﺎ ﻣﺎ ﻭ‬suretinde
okumuştur. İbni Abbas bu hususta mevzuumuz olan hadise istinad etmiş olsa gerek. Şu
halde muhaddes nubüvvetin dununda bir vahiy ve ilham mertebesi demek oluyor. Ve bu
yüksek paye hazreti Ömere tevcih buyurularak taltif ediliyor. ( Tecrid-i Sarih Terceme ve
Şerhi. C.9. s.352.)
sayfa 3 / 5
4. ilhamla vahiy arasında ne fark var?
Vahiy peygamberlere gelir ve hususidir. İlham ise hayvanlardan meleklere varıncaya kadar
herkese şumülü vardır.
Üstad Bediüzzaman ilhamla vahiy arasındaki farkı şöyle izah eder:
Sadık ilhamlar, gerçi bir cihette vahye benzerler ve bir nevi mükâleme-i Rabbaniyedir, fakat
(iki fark) var:
(Birincisi): İlhamdan çok yüksek olan vahyin ekserisi melaike vasıtasıyla ve ilhamın
ekserisi vasıtasız olmasıdır. Meselâ: Nasılki bir padişahın iki suretle konuşması ve
emirleri var. Birisi: Haşmet-i saltanat ve hâkimiyet-i umumiye haysiyetiyle bir yaverini bir
valiye gönderir. O hâkimiyetin ihtişamını ve emrin ehemmiyetinigöstermek için bazen vasıta
ile beraber bir içtima yapar. Sonra ferman tebliğ edilir. İkincisi: Sultanlık ünvanı ile ve
padişahlık umumî ismiyle değil, belki kendi şahsıyla hususî bir münasebeti ve cüz'î bir
muamelesi bulunan has bir hizmetçisi ile veya bir âmi raiyetiyle ve hususî telefonuyla hususî
konuşmasıdır. Öyle de Padişah-ı Ezelî'nin umum âlemlerin Rabbi ismiyle ve kâinat
hâlıkı ünvanıyla vahiy ile ve vahyin hizmetini gören şümullü ilhamlar ile
mükâlemesi olduğu gibi, her bir ferdin ve her bir zîhayatın Rabbi ve Hâlıkı olmak
haysiyetiyle hususî bir surette fakat perde arkasında onların kabiliyetine göre bir tarzı mükâlemesi var.
(İkinci fark): Vahiy gölgesizdir, safidir, havassa hastır. İlham ise gölgelidir, renkler karışır,
umumîdir. Melaike ilhamları ve insan ilhamları ve hayvanat ilhamları gibi çeşit çeşit
hem pekçok enva'larıyla denizlerin katreleri kadar kelimat-ı Rabbaniyenin teksirine medar
bir zemin teşkil ediyor. Ve ( ‫ﻛﻠﻤﺎﺕ ﺗﻨﻔﺪ ﺃﻥ ﻗﺒﻞ ﺍﻟﺒﺤﺮ ﻟﻨﻔﺪ ﺭﺑﻲ ﻟﻜﻠﻤﺎﺕ ﻣﺪﺍﺩﺍ ﺍﻟﺒﺤﺮ ﻛﺎﻥ ﻟﻮ‬
(kübradan Ayetel) .anladı ediyor tefsir vechini bir âyetinin ( ‫ﺭﺑﻲ‬
5. İlham dinde hüccetmidir?
Mücerret ilham dinde hüccet değildir. ( Taftazani. Şerhül Akaid Tercümesi: s.121. Dergah
yayınları). Çünkü mücerret ilham şarlatanlar tarafından suistimal edilebileceği gibi
şeytanında insanı kandırması mümkündür.
Dinde, delil ve hüccet esastır. Delilde ya nakli (kuran ve sünnet) yada akli olur.
Kurana, sünnete ve akla uygun dinin esaslarına ters düşmeyip, bilakis dini mevzuları takviye
eden ilhamlar hüccet olurlar. Hüccet oluşları mücerret ilham oluşlarından değil hakikat
oluşlarındandır.
Risale-i Nurlara verilen kıymet hem akli delillerle teyid edilmiş olması, hemde ilham
olmasından kaynaklanmaktadır. Yalnız mücerret ilham oluşundan değil.
sayfa 4 / 5
sayfa 5 / 5
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download