Sendikamzn Eski BaÛkanlarndan Yüksek Mühendis Úükrü Er, 19 AØustos 2012 tarihinde vefat etti. Onuncu Kalknma Plan hazrlk çalÛmalar baÛlad Çocuk Meclisi bir arada sayfa 8 sayfa 12, 16 Yl 49 ~ Say 874 ~ Eylül 2012 sayfa 5 www.mess.org.tr ISSN 1300~9699 DüÚük iÚsizlik oranÛ sürdürülebilir olmalÛ TÙSK ve MESS Yönetim Kurulu BaÝkan TuØrul Kudatgobilik, 17 Eylül 2012 Pazartesi günü BloombergHT Televizyon kanalnda canl olarak yaynlanan “Finans Merkezi” program kapsamnda BloombergHT Ekonomi Müdürü Özlem Dalga’nn konuØu oldu. Marmara Üniversitesi ÙÙBF ÙÝletme Bölümü ÖØretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova’nn da konuk olarak yer aldØ programda bütçe ve iÝsizlik rakamlar konusu tartÝld. Kudatgobilik, iÝsizlik ve mesleksizlik sorunlar hakkndaki görüÝlerini paylaÝt. Türkiye’nin sanayi teknolojisini kendisinin üretmesi lazm Bugün yüzde 10 işsizlik ortalaması ile AB ve işsizlikte yüzde 10’u hedefleyen ABD’nin durduğu yerden duruma bakarsak yüzde 8 pozitif bir rakam. Ama şuna da bakmak lazım; 2 milyon 226 bin açık işsiz, 1 milyon 777 bin de iş aramayan kişi sayısı. Daha gerçekçi bir işsizlik rakamına ulaşmak için bu ikisini birlikte hesaba katmak gerekiyor. Kayıt dışı ekonomi yüzde 40’a düşmesine rağmen işsizlik ana mücadele konumuz olmaya devam ediyor. İşverenler gerek Türk Ticaret Kanunu, gerekse Borçlar Kanunu’nun yayımlanmasına büyük katkılarda bulundu. Şimdi TBMM’nin açılmasını bekleyen Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarı Taslağı gündemimizde. Esnek çalışma gibi modern çalışma sorunlarımız da var, çözeceğiz. İşsizlik oranlarının düşük seyretmesi için istihdam stratejisine ihtiyacımız var. Genç ve kadınlara istihdamda pozitif ayrımcılık yapılmalı. İşgücü maliyetlerinin aşağıya çekilmesi hatta OECD düzeyine indirilmesi gerekiyor. Daha çok istihdamın olması, daha çok gelir ve katma değer vergisi ve sanayinin rekabet gücünün artması anlamına geliyor. Türkiye’de iÛsizlik=mesleksizlik’tir Sanayinin ihtiyaçlarına uygun nitelikte işgücü yetiştirilmelidir. Bunun için öncelikle meslek liselerinin eğitimine ihtiyacımız var. Ayrıca işverenler olarak kolları sıvadık. Metal, inşaat, kimya, çimento sektörü başta olmak üzere meslek standartları üzerine bilimsel düzeyde çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Onlarca meslek standardının Resmi Gazete’de yayımlanmasına öncülük ediyoruz. 2 iÛveren gazetesi eylül 2012 YENÙ YAYINIMIZ Biz Bize gazetesi, Eylül 2012 sayısı ile i MESS üye işyerlerine ve çalışanlarına ulaşıyor. Gazetemizde üyelerimiz Temu sa s Global, Bosch, Mercedes-Benz Türk, ERDEMİR, Türk DemirDöküm, Nüve, E Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, İÇDAŞ, CMS, E Otokar ve Trakya Döküm’ün haberlerine O yer y veriliyor. Ayın Sorusu köşesinde dakik olmanın önemi üzerinde durulurken, Ben o Böyle Düşünüyorum köşesinde ilkokula B başlama yaşının değişmesi üzerine MESS b üye ü işyerleri çalışanlarının görüşleri paylaşılıyor. Röportaj sayfasında bu ay, Türl kiye k Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Pınar Y Aran’ı konuk ediyoruz. Biz Bize Eylül A 2012 sayısında; ekonomik ve toplumsal gelişmelerin yakından takibini sağlayan güncel konular da ele alınıyor. HBR Dergisi’nden Seçmeler dizisinin 58. kitabı “Teknolojiyi Straz tejiyle Bağdaştırmak” yayımlandı. t Dizide yer alan 8 makalede yazarD lar; l BT’ye gereğinden fazla harcama yapılması tuzağından nasıl kaçınay bilirsiniz? BT’yi anlamak ve yürütb mek için sistematik bir yaklaşım m nasıl geliştirilebilir? Her geçen gün n ucuzlayan ve bilgi işlem gücü artan u BT B artık makul bir fiyata hemen herkesçe satın alınabilir ve erişileh bilir olduğuna göre, size nasıl stratejik üstünlük sağlayabilir? BT’nin inovatif kullanımı nasıl düzenlenebilir? BT kullanımı konusunda sürünün peşinden gitmemenin geçerli bir alternatifi olabilir mi? Şirket yönetimi ile BT yönetimi arasındaki ilişkiler nasıl düzenlenmelidir? sorularının yanıtlarını araştırıyorlar. Sicil dergimizin 27. sayısı ile siz değerli okuyucularımızın karşısına yine dopdolu bir içerikle çıkıyoruz. Dergimiz, gündemi takip eden makaleler ile karar incelemeleriyle çalışma yaşamının nabzını tutuyor. Bu sayımızda değerlendirilen konu başlıklarından bazıları şöyle: Kıdem tazminatının işçinin bireysel hesabına yatırılması hakkında yasa taslağı üzerine gözlemler, 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girmeden önceki dönemde işverence tek taraflı olarak ikramiye uygulamasına son verilmesine ilişkin yargıtay kararının incelenmesi, ara dinlenmesinde yapılan çalışmanın ücretlendirilmesi, iş güvencesi tazminatı ile ayrımcılık tazminatının birlikte istenip istenemeyeceğine dair karar incelemesi, 19.03.2012 tarihli Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı’nın getirdikleri, toplu iş sözleşmesinin art etkisi ve ücrete uygulanan faiz, toplu iş sözleşmesi ile getirilen düzenlemelerin kapsam dışı personele uygulanabilirliği, 5510 sayılı Kanun’a göre işverenlerin ödemesi gereken prime 4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesi ile getirilen teşvikten yararlanabilme şartları, sendikalara ait iktisadi işletmelerin vergilendirilmesinde iktisadi işletme kavramı. MESS ADINA SAHİBİ Tuğrul KUDATGOBİLİK MESS Yönetim Kurulu Başkanı YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Av. İsmet SİPAHİ MESS Genel Sekreteri YAYIN KOORDİNATÖRÜ Aytül ANLAR MESS Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü YAYIN KURULU Av. Erten CILGA, Av. Hakan YILDIRIMOĞLU, Dr. Aykut ENGİN, Aytül ANLAR, Serra DEMİR, Çisem KILIÇ GRAFİK TASARIM Nermin YILMAZ, Nilüfer DEMİRCİ BASUMLI, Seda Sevinç ŞAKAR KORKMAZ YAZIŞMA ADRESİ MESS-Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası Merkez Mahallesi Geçit Sokak No: 2 34381 Şişli/İSTANBUL Tel: 212. 232 01 04 (pbx) Faks: 212. 241 76 19 e-posta [email protected] MESS İşveren Gazetesi internette www.mess.org.tr YAYIN TÜRÜ Yerel süreli yayın. MESS’in aylık yayın organıdır. BASKI HANLAR Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 16 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 212. 324 08 82 BASKI TARİHİ 24 Eylül 2012 Yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir. MESS İşveren gazetesinin basımında geri dönüşümlü kağıt kullanılmaktadır. ISSN 1300-9699 TofaÛ’n üretim bandndaki 4 milyonuncu baÛars Fiat S.p.A ve Koç Holding işbirliğiyle 41 yıldır Türkiye’de 5 global markaya binek ve ticari araç üretimi gerçekleştiren Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç ve Tofaş CEO’su Kamil Başaran’ın da katıldığı bir törenle 4 milyonuncu aracını üretim bandından indirdi. 5. büyük sanayi kuruluşudur. Yıllık 400 bin adetlik üretim kapasitesi ve 8 bine yakın çalışanıyla Türkiye’nin en büyük otomotiv üreticisidir.” açıklamasını yaptı. TofaÛ son 3 ylda 1 milyon araç üretti Tofaş ailesinin her ferdinin alın TofaÛ her baÛarsyla Türk otomotiv sektörünü ileri taÛd Tofaş’ın 4 milyonuncu araç üretim töreninde bir konuşma yapan Mustafa V. Koç, “Murat 124 ile başlayan ve 4 milyonuncu araca uzanan yolculuğumuz her başarısıyla birlikte Türk otomotiv sektörünü de bir adım ileri taşımıştır. Tofaş, bugün Bursa’nın en büyük, Türkiye’nin ise teri ve emeğiyle Bursa’da pek çok yeni modelin doğup dünya yollarına çıktığını vurgulayan Tofaş CEO’su Kamil Başaran ise, “Bugün bir araya gelmemizi sağlayan 4 milyonuncu aracımıza sadece son 3 yılda ulaştık. Bu giderek hızlanan süreç, tabii ki 41 yıllık engin bir tecrübenin ürünüdür.” açıklamasını yaptı. 3 iÛveren gazetesi eylül 2012 EØitimde kritik yllar Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi Türkiye, yeni eğitim öğretim yılına bir reformla girdi. Reformun artı ve eksilerini şu anda ölçmek mümkün değil, ancak genel resme baktığımızda iç açıcı bir konumda olmadığımızı gösteren veriler var. Bu verilerin en önemlisi ve en güveniliri, OECD’nin düzenli aralıklarla yaptığı “Education at a Glance” (Eğitime Bakış) çalışması. Eğitime Bakış çalışmasının geçtiğimiz haftalarda OECD tarafından kamuoyuna sunulan 2012 baskısı Türkiye’de eğitim sorununun devasa boyutlarını ve ekonomik büyüme ve refahın önünde nasıl engel oluşturduğunu açık şekilde ortaya koyuyor. Nüfusun genel eØitim düzeyi OECD verilerine göre nüfusun eğitim düzeyi gibi en temel nitelikteki verilerden başlarsak, OECD ve AB-21 ortalamalarıyla kıyaslandığında Türkiye nüfusunun toplam eğitim düzeyinin çok düşük kaldığını, Türkiye’de 25-64 yaş arası nüfusun % 69’unun ilköğretim ve ortaöğretim 1. kademe (ortaokul) mezunu olduğunu görüyoruz. OECD’de ve OECD üyesi 21 AB ülkesinde bu rakamlar ortalama % 26 ve % 25 düzeyinde bulunurken bu ülkelerde söz konusu yaş grubunda yükseköğretim mezunlarının oranları sırasıyla % 30 ve % 28 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de ise bu oran % 13’te kalıyor. Ancak asıl ilginç olan durum ortaöğretimde karşımıza çıkıyor. Türkiye’de 2564 yaş grubu içerisinde lise eğitimi olarak tabir ettiğimiz ortaöğretim 2. kademe eğitimi almış bireylerin oranı yalnızca % 18’de kalırken bu oran OECD ve AB-21 ortalamalarında sırasıyla % 44 ve % 48 olarak ortaya çıkıyor. Bir başka deyişle Türkiye vatandaşlarının büyük bölümünü eğitmeyi başaramamış ve nüfusun eğitim düzeyleri açısından doğru bir piramit oluşturamamış bir ülke niteliğini taşıyor. Bu tabloyu biraz daha derinlemesine irdelersek 25-64 yaş arasında en az ortaöğretim 2. kademe mezunu bireylerin yaş gruplarına göre oranlarında da durum değişmiyor. Örneğin 25-34 yaş grubunda lise mezunlarının oranı Türkiye’de % 42 iken OECD ortalaması % 82, OECD üyesi AB ülkelerinin ortalaması % 83’te bulunuyor. Bu oran Türkiye’ye göre neredeyse 2 kat fark ifade ediyor. Dolayısıyla halihazırda işgücümüzün en dinamik kısmını oluşturan 25-34 yaş arası nüfusumuzun % 58’i liseyi dahi bitirememiş gençlerden oluşuyor. Ülkemizde kalkınma planları, sanayi stratejileri ve ihracat stratejileri iddialı hedefler ortaya koymakla birlikte 25-34 yaş grubu bireylerin % 58’inin liseyi bitiremediği bir ortamda yüksek katma değer üreten bir ekonomiye geçişin en temel altyapısını yeterince ele almadığımız görülüyor. Kadnlar, eØitim ve istihdam Eğitim düzeyinin kadın-erkek eşitliğine yansımaları da çok keskin. OECD verilerine göre Türkiye’de kadınların istihdama güçlü şekilde katılabilmeleri ancak yükseköğretimle mümkün olabiliyor. Yüksek öğretim mezunu Türk kadınlarının istihdam oranı % 64,4’e kadar çıkarken bu oran ilköğretim mezunlarında % 24,4, ortaöğretim 1. kademe mezunlarında % 21,2, genel ortaöğretim mezunlarında % 27 olarak ortaya çıkıyor. Bu resim içerisinde mesleki ortaöğretim mezunu kadınların istihdam oranının % 30,9 ile anlamlı bir fark sergilediği de göze çarpıyor. Erkek nüfusta da mesleki ortaöğretim mezunları genel ortaöğretim mezunlarına göre daha yüksek istihdam şansına sahipler. OECD’de ve AB-21 ülkelerinde de eğitim düzeylerinin kadınların istihdam oranları üzerinde çok etkili olduğunu görüyoruz ancak başta Türkiye olmak üzere Akdeniz ülkelerinin bu ortalamaları ciddi şekilde aşağı çektiğini de dikkate almak gerekiyor. OECD ve AB-21’de ilköğretim mezunu kadınların istihdam oranı sırasıyla % 35,7 ve % 34,1, ortaöğretim 1. kademeyi bitiren kadınların istih- dam oranı % 48,7 ve % 46,9, mesleki ortaöğretimi bitiren kadınların istihdam oranları % 63,8 ve % 63,3, genel ortaöğretimi bitiren kadınların istihdam oranı ise % 65,4 ve % 67,5 olarak gerçekleşiyor. Ülkeler itibarıyla bakıldığında Türkiye’de ilköğretimi bitiren kadınların istihdam oranı İtalya, İsrail ve Slovenya’dan hafif de olsa daha yüksek görünmekle birlikte bu aslında ülkemizde kadınların tarım kesiminde ücretsiz aile işçisi olarak yoğun şekilde çalışmalarından kaynaklanıyor. Öte taraftan diğer tüm eğitim düzeylerindeki kadınların istihdam oranı açısından Türkiye OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada bulunuyor. Acil hamleler gerekiyor Bütün bu rakamlara bakıldığında, Türkiye’nin acil olarak ele alması gereken bazı tedbirler ortaya çıkıyor. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, eğitim hayatından ayrılan nüfusun genel eğitim düzeyinin kapsamlı bir yaşam boyu öğrenme stratejisi dahilinde yükseltilmesi ve bu bireylerin eksik kalan eğitimlerinin güçlendirilmesi. İkinci olarak, halihazırda eğitim çağında olan veya eğitime başlayacak nüfusun bir sonraki eğitim kademesine erişim imkanlarının ve eğitimde kalma süresinin uzatılması büyük önem taşıyor. Üçüncü olarak, ekonominin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılayabilecek kapasitedeki mesleki ortaöğretim kurumlarının oluşturulması ve yaygınlaştırılması, gençlerin istihdama katılmalarını kolaylaştıracağı gibi, istihdamda kadın erkek dengesizliğinin azalmasına ve kadınların da ekonomiye katkı sunmalarına yardım edecektir. 4 iÛveren gazetesi eylül 2012 “E-Ödenek Program” hakknda SGK Genelgesi yaymland Sosyal Güvenlik Kurumu BaÝkanlØ Emeklilik Hizmetleri Genel MüdürlüØü tarafndan “E-Ödenek Program” konulu 3 AØustos 2012 tarih ve 2012/28 sayl Genelge yaymland. Genelge’de; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18. maddesine göre kısa vadeli sigorta kollarından verilmekte olan geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödenmesi için gerekli olan ve anlaşmalı sağlık hizmet sunucularınca düzenlenip Kurum’a gönderilmesi gereken istirahat raporlarının elektronik ortamda düzenlenmesine dair programın yazı- lım çalışmalarının tamamlandığı ve programın taşra ünitelerinde test edilmiş olduğu belirtilerek; buna iliş- kin hastane, işveren ve Kurum’un yapacağı iş ve işlemlere ait süreçler yeniden belirlendi. Bilindiği üzere, sigortalıların rahatsızlanmaları halinde alacakları istirahat raporlarına ilişkin esaslar Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 39. maddesinde düzenleniyor. Söz konusu maddenin yedinci fıkrasında, Kurum’ca yetkilendirilen tek hekim veya sağlık kurulu tarafından verilecek istirahatlerin, örneği Kurum’ca belirlenecek belgenin doldurulması veya elektronik ortamda düzenlenmesi suretiyle Kurum’a gönderilmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, E-Ödenek Programı; 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar için, Kurum’la anlaşmalı özel ve resmi sağ- lık tesislerince düzenlenen geçici iş göremezlik belgeleri veya sağlık kurulu raporlarının işverenlere ve Kurum’a elektronik ortamda gönderilmesi, iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve sigortalıya ödenmesi için MOSİP sistemi aracılığıyla T.C. Ziraat Bankası A.Ş. şubelerine gönderilmesine dair işlem süreçlerini kapsıyor. Program kural olarak tüm sağlık hizmet sunucularının kullanımına açık olmakla beraber; işyeri hekimleri, kurum tabiplikleri, aile hekimleri, belediye ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait hastaneler ile Kurum’la anlaşması olmayan özel sağlık hizmet sunucularına bu aşamada MEDULA üzerinden erişim sağlanamadığından, programın ikinci aşamasının uygulamaya açılmasına kadar anılan birimlerce düzenlenen raporlar e-ödenek projesinin dışında tutuluyor. Bu nedenle, • Sigortalılara aile hekimleri, belediye hastaneleri ve askeri hastaneler tarafından verilen istirahat raporları ile kurum tabiplerinin işçi personellere verdikleri raporların kâğıt ortamında düzenlenmesi ve bunların posta veya kurye ile Kurum ünitelerine gönderilmesi, • Anlaşması olmayan sağlık hizmeti sunucusu hekimlerinin düzenledikleri raporlar ile anlaşmalı özel hastanelerin anlaşma dışında kalan branşlar için düzenledikleri raporların eski uygulamaya göre resmi sağlık hizmet sunucularınca onaylanması ve Kurum’a gönderilmesi, • İşyeri hekimlerinin düzenlemiş olduğu 2 günlük istirahat raporları için geçici iş göremezlik ödeneği (iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan vakalar için) ödenmemekle beraber, sigortalılara tek hekimce düzenlenen raporların bir takvim yılında 40 günü aşmaması kuralının hesabında dikkate alınması için anılan raporların Kurum’a kâğıt ortamında gönderilmesi, uygulamasına devam edilecektir. E-posta adreslerini bildirmede son tarih 1 Ekim 2012 Genelge’nin “İşveren Modülü” başlıklı bölümünde; • Sağlık hizmet sunucusu hekimlerince düzenlenen ve başhekim tarafından onaylanan ve elektronik ortamda işverene gönderilen raporların, işverene ait çalışılmadığına dair bildirim ekranında görülebileceği, söz konusu raporların, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 39. maddesinin yedinci fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca aynı zamanda tebligat niteliği de taşıdığı, bu nedenle kendisine sigortalının istirahat raporu ulaşan işverenin, istirahatin bittiği tarihten itibaren 5 iş günü içerisinde çalışılmadığına dair bildirim girişini yapması gerektiği, bildirimin http://uyg.sgk. gov.tr/vizite/welcome.do adresinden yapılacağı, • Çalışılmadığına dair bildirimin süresinde yapılması için Kurum tarafından işverenlere e-posta gönderileceği, e-posta gönderilebilmesi için işverenlerin e-posta adreslerini Kurum’a bildirmeleri gerektiği, işverenlerin elektronik posta adreslerini Kurum’a ulaştırmaları hakkında bildirilecek son tarihin 01/10/2012 olduğu, bu tarihe kadar 2011/50 sayılı Genelge’nin çalışılmadığına dair bildirimle ilgili hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği belirtiliyor. iÛveren gazetesi eylül 2012 BT baÚarÛsÛ müÚterek anlayÛÚÛ gerektirir Harvard Business Review Dergisi’nden Seçmeler dizisinin 58. kitab “Teknolojiyi Stratejiyle Ba×daÚtrmak” yaymland. Sadece “siz” deØilsiniz. DiØerlerini geride brakmak giderek daha zor hale geliyor. Bu hiper rekabetin arkasndaki motor ise BiliÝim Teknolojileri (BT). BT yönetimi için yeni kurallar: • Daha az harcayın. • İzleyin, başı çekmeyin. • Fırsatlara değil, zayıf yanlara odaklanın. Rekabet üstünlüØünü kazanmak ve muhafaza etmek için üç strateji: • Eski sistemlerin düzensiz bir karmasını birbirine eklemlemek yerine tutarlı bir teknoloji platformu konuşlandırın. • Daha iyi çalışma yolları için inovasyon yapın. • Bu süreç inovasyonlarını şirketinizin geneline büyük ölçüde yayın. BaÛarl BT iÛ süreci iyileÛtirmelerinin nitelikleri: • Uzun vadelidir. • Derhal sonuç verir. • Kesindir. • Tutarlıdır. • İzlemeyi kolaylaştırır. • Uygulanabilirliği yerleştirir. 5 6 iÛveren gazetesi eylül 2012 Ùnsana sevgi, emeØe sayg. ÙÛ SaØlØ ve GüvenliØi Kanunu kapsamnda öngörülen zorunlu eØitimler ile tüm sektörlerin hizmetindeyiz. Türk çalÝma hayatnn verimliliØini ve etkinliØini artrmay hedefleyen Mesleki EØitim Merkezi Ticaret A.Ü. (MEMAS), alannda deneyimli ve uzman kadrosu ile iÝ saØlØ ve güvenliØi eØitimlerine devam ediyor. Esnek ve uygulama odakl Neden zorunlu? Esnek ve uygulama odaklı eğitimler kapsamında MEMAS, istendiğinde işyeri ziyaretleri düzenleyerek işletmeye özgü eğitim programını oluşturuyor. Zorunlu iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, işletmelerin ihtiyacına uygun olarak işyerinde ve/veya genel katılıma açık olarak MEMAS’ın eğitim merkezlerinde veriliyor. Ölçme ve deØerlendirme Verilen eğitimlerin etkinliğini ve verimliliğini ölçmek için ölçme ve değerlendirme yapılıyor ve yasal zorunluluğun yerine getirilmesi için eğitimler belgelendiriliyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu; 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Mevzuatımızda önemli değişiklikler ve yenilikler getiren Kanun; bazı istisnalar haricinde, kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına; faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacaktır. 17. maddesine göre işverenler, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlamakla yükümlüdürler. İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin, faaliyet konularına bakılmaksızın tüm işyerlerinde, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlara verilmesi zorunludur. Kanunla işverenlere; “çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak için mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması” yükümlülüğü getirildi. Kanun’un Bu eğitimlerin özellikle; • işe başlamadan önce, • çalışma yeri veya iş değişikliğinde, • iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya • yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilmesi zorunludur. E×ÙTÙM MODÜLLERÙ Modül 1 Modül 4 Modül 7 Genel ÙÝ SaØlØ ve GüvenliØi EØitimleri Yangn GüvenliØi EØitimi 5S Sistemi EØitimi Modül 5 Modül 2 Risk DeØerlendirmesi EØitimi ÙÝ SaØlØ ve GüvenliØi Kurulu Üyelerinin EØitimi Modül 3 Modül 6 Acil Durum EØitimi Ergonomi EØitimi En önemli serm ayemiz insan kaynaØmzdr. 7 iÛveren gazetesi eylül 2012 M.A.S ECVET Projesi Teknik Uzman Claudia Ball MAS ECVET MESS’i ziyaret etti Mo Türk Ulusal Ajansı tarafından koordine edilen LdV Yenilik Transferi Programı kapsamında, MESS Eğitim Vakfı liderliğinde ve MESS’in yönetici koordinatörlüğünde yürütülen M.A.S. ECVET Projesi (Otomotiv Sektöründe ECVET ile Hareketlilik) Türkiye, Almanya ve İtalya’dan 6 proje ortağının katılımı ile devam ediyor. Almanya’dan proje ortağı DEKRA Akademie ile birçok benzer projede görev almış olan teknik uzman Claudia Ball, proje faaliyetleri kapsamında MESS’i ziyaret etti. 28 Ağustos 2012 tarihinde gerçekleşen toplantıya MEV Genel Müdürü Dr. Necdet Kenar, MESS Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Aykut Engin, Endüstri Yönetimi ve Araştırma Uzmanı Barış Can Avınca ve Eğitim Uzman Yardımcısı Gamze Çaparlar katıldı. Toplantı, proje kapsamında sürdürülen faaliyetlerin gözden geçirilmesi ile başladı. Katılımcılar, görev bölümü, örnek projeler ve iş paketleri üzerine fikir paylaşımın- da bulundular. Takip eden bölümde ise proje kapsamında yerine getirilmesi planlanan çalışmalar ele alındı. Yapılacak faaliyetler ile ilgili geliştirme önerilerini sunan Ball, gerçekleştirdiği ön hazırlık çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. Proje için seçilen “Otomotiv Elektromekanikçisi” mesleğinin Alman eğitim sistemindeki yeri ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Ball ayrıca, proje dahilinde şimdiye kadar yapılan faaliyetlerin or through E b i li CV ty in Automotive Sect ET başarıyla tamamlandığını, uygulama aşamasının sonuçlanmasıyla ECVET konusunda projenin önemli bir referans olacağını belirtti. M.A.S. ECVET Projesi’nin bir sonraki faaliyeti, proje ortaklarının katılımıyla 2012 Kasım ayında Almanya’nın Stuttgart kentinde gerçekleştirilecek. Proje ile ilgili daha detaylı bilgi www.masecvet.eu web sitesinden temin edilebilir. Çelik-ÙÛ’te yeni dönem Çelik-İş Sendikası’nın Olağanüstü Genel Kurulu 01-02 Eylül 2012 tarihlerinde Ankara’da Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı. Olağanüstü Genel Kurul’a Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş Onursal Genel Başkanı, TBMM İdare Amiri ve Çorum Milletvekili Salim Uslu, Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin, Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, Öz İplikİş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Karadereli, Hizmet-İş Sendikası Genel Sek- reteri Devlet Sert, Hizmet-İş Sendikası Genel Mali Sekreteri Metin Eser, delegeler ve çok sayıda misafir katıldı. Olağanüstü Genel Kurul’un ikinci günü yapılan seçim sonuçlarına göre; Ali Cengiz Gül Genel Başkan, Yunus Değirmenci Genel Sekreter, Bayram Altun Genel Mali Sekreter, Muharrem Şahin Genel Teşkilatlandırma Sekreteri, Recep Akyel Genel Eğitim Sekreteri olarak seçildi. Denetleme Kurulu’na Adem Nacar, Mustafa Karayel ve Hasan Şam seçilirken; Disiplin Kurulu Murat Kayış, Caner Arıcıoğlu ve Halit Demir’den oluştu. Soldan saØa; Recep AKYEL, Yunus DE×ÙRMENCÙ, Ali Cengil GÜL, Bayram ALTUN, Muharrem ÚAHÙN Uzun yıllar sendikaya hizmet veren Hikmet Ferudun Tankut ise Çelik-İş Sendikası Onursal Başkanı olarak seçildi. 8 BaÚarÛlÛ iÚadamÛ kimli×i ve üzerine aldÛ×Û her görevde gösterdi×i titizli×i ile seçkin çalÛÚmalara imza atan Ùükrü Er 19 A×ustos 2012 tarihinde vefat etti. iÛveren gazetesi eylül 2012 1970’li yllarda her yl toplanan MESS OlaØan Genel Kurulu’nun ana gündem maddesi iÝyerlerinde düzenlenen grevler, grev fonundan faydalanmak isteyen MESS üyeleri ve kamuoyunda iÝveren aleyhine yaratlmak istenen olumsuz havaya karÝ alnacak önlemlerdi. Bunun için yönetim kurulu bir çkar yol bulmaya, olas grevler için çareler üretmeye bakyordu. Ùükrü Er, bu karmaÚk, çetrefilli ve engebeli endüstri iliÚkiler sisteminin içerisinde ve yaÚandkça giderek daha da kaosa sürüklendi×ine tank olunan bu zor yllarda MESS BaÚkan unvan ile görev ald, cenk meydanndaki bir er gibi mücadele verdi. Sendikamzdaki çalÝmalarna 1969 ylnda Sendika Meclisi BaÝkan VekilliØi görevi ile baÝlayan Üükrü Er, 1968-1972 yllarnda Ankara Bölge Temsilciler Kurulu BaÝkanlØ, 1968-1973 yllarnda MESS Yönetim Kurulu ÜyeliØi ve 1973-1982 yllarnda MESS Yönetim Kurulu BaÝkanlØ, 1972-1982 yllarnda TÙSK Yönetim Kurulu ÜyeliØi, 1995-2012 yllarnda MESS EØitim Vakf Mütevellisi ve 1993 ylndan vefatna kadar MESS Yönetim Kurulu DanÝmanlØ görevinde bulundu. 9 iÛveren gazetesi eylül 2012 1923 yılında Samsun’da doğan Şükrü Er, ilk ve orta öğrenimini çeşitli illerde tamamlar. 1948 yılında İTÜ Makina Fakültesi Havacılık Bölümü’nden, Uçak İnşaatı Yüksek Mühendisi unvanı ile mezun olur. Üniversitedeki öğrencilik yıllarında Etimesgut Uçak Fabrikası’nda 1,5 yıla yakın işçi ve usta olarak çalışan Er, çalışma hayatında sırasıyla: THK Uçak Motoru Fabrikası’nda Proje Bürosu, Prototip, Montaj ve Motorlu Araçlar Tamir Atölyesi Şeflikleri (1948-1950), TZDK Genel Müdürlüğü’nde Diyarbakır Bölge Müdür Vekilliği ve Tesis ve Makina Dairesi Başkanlığı (195153), İller Bankası Termo Elektrik Servisi’nde Başuzman ve yetmişbeş kasabanın Termik Santraller Gru- için 5 ve 10 beygir gücünde 10 adet (Türkiye’nin ilk yerli üretimi) benzin motoru ve bununla birlikte çalışacak santrifrüj pompası imal eden ekipte yer alır. Er, çeşitli nedenler ile havacılık endüstrisinden kopar. Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nda bölge atölyeleri kurar. Burada araştırmalar yaparak patentli ürünlerin üretilmesine katkı sağlar. İller Bankası’nda dizel-jeneratör grubu ile çalışan elliüç elektrik santrali ile kasabalarının şebekelerini içeren yatırımı yönettir. Serbest çalışmaya başladığında, bir kısmının projesi kendine ait olmak üzere; makinaların imali, kalorifer tesisleri, muhtelif yerlerde çelik silonun montajı gibi işler yapar. Yaynlarndan birkaç bu Şefi (1953-57), TMMO Birliği Umumi Katibi (1957-58) olarak görev yapar. Askerlik hizmetini tamamlayan Er 1958 yılından itibaren serbest çalışma kararı alır. 1964 yılında Işık Makina İmalat ve Pazarlama A.Ş.’nin kurucu ortağı olur, 1992 yılına kadar murahhas üye olarak orada çalışır. Gazi Orman Çiftliği Uçak Motoru Fabrikası’nda “De Havilland” lisansı ile kısmen yerli imalat olarak yapılan 30 adet uçak motoru, 1949 yılında genel hizmetler Kütahya Azot Fabrikası’nın kuruluşunda müteahhit olarak çalışır. Er, çeşitli kurumların fabrika tesis ve makina ihalelerinde danışman, bazı mimari proje müsabaka- larında jüri danışman üyesi olarak görev alır. 1964 yılından itibaren, ortaklığını ve murahhas üyeliğini yaptığı Işık A.Ş. bünyesinde çeşitli projelerde adı geçer. Yüksek Teknik Öğretmen Okulu’nda bir sömestr çelik yapılar bilgisi, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde dört yıl Öğretim Görevlisi olarak yapı makinaları dersi verir. Öğrenciliğinden bu yana dernek ve meslek kuruluşlarına da ilgi gösteren Er; çok çeşitli kuruluşlarda aktif görev alır ve birçoğunun da kuruluş çalışmalarına katkıda bulunur. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin kuruluş çalışmalarına Úükrü ER eÛi Melahat ER ile MESS etkinliØinde. katılır. 1961 yılında Ar-Ge Enstitüsü (TÜBİTAK)’nün kurulması için teşebbüste bulunur. 1957 yılında Sanayi Bakanlığı Kuruluş Kanunu Tasarısı’nı hazırlayan Komisyonda yer alır. 1957 yılında TEK’in kuruluş kanununu hazırlamakla görevli komisyonun başkanlığını ve 1968 yılında UNİDO’nun da katkıları ile Bakanlık bünyesinde kurulan Sanayi Eğitim ve Geliştirme Merkezi (SEGEM)’nin Yönetim Kurulu Üyeliğini yapar. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin Genel Sekreterliğini yaptığı sürece, TBMM’deki bayındırlık, mühendislik ve mimarlıkla ilgili kanun tasarılarının görüşüldüğü komisyonlara katılır ve danışmanlık yapar. Şükrü Er’e Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. Mekanı cennet olsun. Úükrü ER, MESS’te endüstri iliÛkilerinin geliÛmesi için yürütülen çalÛmalara büyük katkda bulundu. 10 iÛveren gazetesi eylül 2012 iÛveren dosya Serra DEMÙR MESS Basn, Yayn ve Halkla ÙliÛkiler Uzman [email protected] Tedarik Zinciri Yönetimi sa×lam halkalar bütünü Önümüzdeki yllarn küresel galipleri, en iyi daØtm organizasyonuna sahip ve müÝterilerine mükemmel destek veren Ýirketler olacak. 1950’lerde teknoloji ve uzmanlığın paylaşılması riskliydi. Aradan geçen onlarca yıllık deneyim işletmelerin kararlarının genel merkezine müşteriyi yerleştirmesine neden oldu. 1985 yılında literatürde yerini alan Tedarik Zinciri kavramının baş aktörleri olan üretici-tedarikçi ve perakendeciler işbirliği yollarını geliştirmeye çalıştı. Bu işbirliğinde ürün, para ve bilginin yönetimi Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) olarak adlandırıldı. Geçmişi 1960’lara dayanan TZY, günümüze kadar Malzeme İhtiyaç Planlaması, Etkin Müşteri Mehmet TEKÙN M CMS Jant ve Makina Sanayii A.Ú. C Planlama Direktörü P Neden ihtiyaç duyulur? iÛveren dosya Pazarlar; sınırlar ötesine genişleyerek büyük P vve kapsayıcı tek bir ticari platforma dönüşm müştür. Şirketler bu büyük pazar platformu içerisinde ekonomik baskı altında faaliyetlerini yürütmek zorunda kalmaktadırlar. Şirketler, üretim maliyetlerini aşağıya çekmek ve müşterilerine daha ucuz ve çeşitli ürün üretebilmek için, tam zamanında üretimi dikkate alarak girdilerin düşük olduğu ülkelere yatırım yapmaktalar. Oluşan bu yeni ve çoklu ticari yapı berabeProf. Dr. Murat ERDAL Ùstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri YYönetimi Bilim Dal BaÛkan iÛveren dosya DoØru insan m doØru bilgi tteknolojisi mi? İşletmenin ihtiyaçlarını gören, pazardaki vve rekabetteki değişimi sezen ve onu yönetebilen, insana; kendisine ve çalışanlarına yatırım yapan yöneticilerdir. Teknolojik yatırımların kapsamı işletmeden işletmeye ve şirket ölçeğine göre değişmektedir. Tedarik zinciri içerisinde teknoloji yatırımları çok geniş bir sahayı kapsamaktadır. Ö Ömür KOYI D De-ka Elektroteknik San. ve Tic. A.Ú. S Satnalma&Lojistik Yöneticisi Lojistik hizmetlerinin önemi iÛveren dosya Tedarik zinciri yönetimi, ana müşteriden ilk T ü üreticiye kadar tüm tedarik adımları boyunca sstokların ve malzeme hareketlerinin optimum şekilde yönetilerek nihai ürün maliyetini minimize etmeyi amaçlayan yönetim modelidir. Bir başka deyişle JIT ( Just in time) yaklaşımının ana müşteriden en alt tedarikçiye kadar tüm ara üreticiler tarafından uy- Cevabı (Efficient Consumer Response), Sürekli İkmal Planlaması (Continous Replenishment Planning) gibi pek çok yeni sistem ile geliştirildi. Bu gelişmeler yöneticiler TZY’de süreç içi çalışmaların, etkin maliyet-yüksek kalite-tasarım esnekliği-güvenilir ürünler döngüsüne ve nihayet 1990’ların ortasından sonra tedarikçilerin müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamasında önemli bir etkisinin olduğunu fark ettiler ve böylece TZY tam anlamıyla sektörler içinde yerini buldu. rinde güçlü ve güvenilir bir tedarik zinciri ağı yapısının kurulmasını da önemli kılmıştır. Farklı kıtalarda ve bölgelerde yer alan hammadde kaynakları, tedarikçiler, üreticiler, dağıtım ağı zincirleri, hizmet üretenler, yerel pazarlar, toptancılar, perakendeciler, müşteriler, yük taşıma operatörleri, sigorta şirketleri, gümrük müşavirleri, satıcılar, ithalatçılar, ihracatçılar vb. oluşan büyük ve tek bir vücutlu küresel tedarik zincir meydana gelmiştir. Bu vücuda hayat veren kan damarlarını ise küresel tedarik zinciri ağı oluşturmaktadır. Bu ağın etkin ve verimli bir şekilde idaresini ve idamesini sağlamaya yönelik başta karar verme süreçleri olmak üzere planlama, koor- dinasyon, eşgüdümleme, uygulama, denetim ve etkilemeden oluşan diğer süreçleri tedarik (değer) zinciri yönetimi sağlamaktadır. Günümüzde müşteri aradığı bir ürünü kalitesinden ödün vermeden, ekonomik fiyatla en ücra noktada bile bulabilmesi işletmeler tarafından iyi ve doğru kurgulanmış bir ‘Tedarik Zinciri Yönetimi’ ile mümkündür. Bilgi ve planların tedarikçiler ve müşterilerle paylaşılması, zincir etkinliğini ve rekabetçiliğini artırır. Değişen dünyada artık firmaların tek başına kendi aralarında rekabet etmesi söz konusu değildir. Rekabet artık firmaların içinde yer aldığı tedarik zincirleri arasında yaşanacaktır. Günümüzde donanım, yazılım ve sistem harcamaları katlanarak artmaktadır. Kurumsal kaynak planlaması (ERP) çözümlerinden internet ve mobil uygulamalara, şirket içi, tedarikçilerle, dağıtım kanalı ve müşterilerle entegrasyona kadar büyük bir alan söz konusudur. Dolayısı ile başlıkta sorgulanan “insan mı yoksa teknoloji mi?” sorusuna çoğunluğun cevabı “her ikisi de”dir. Belki böyle bir cevap kolaycılık ya da politik kabul edilebilir. Aynı zamanda kendi içinde tutarlıdır da. İkisi birbirini besler ve entegrasyon sağlanırsa başarı garantidir. Ve birçok kimse bu tercihe net bir biçimde itiraz da edemez. Fakat ben bir tercih gösterip soruyu cevaplandırırsam “insan” demek isterim. Nedenine gelince; birçok teknolojik yatırım tecrübesi göstermiştir ki, ülkeye/sektöre ya da firmaya uyum sağlayamamış, büyük zaman ve para kaybedilmiştir. Dolayısıyla işletme faaliyet alanı ile teknoloji harcamalarını yönlendiren, doğru dönemde doğru yatırım kararları alan yine insandır. Yönetici ve ekibinin aldığı doğru zamanda doğru teknoloji yatırım kararları ve sistem kurulumları başarıyı getirirken yanlış tercihlerinde büyük kayıplar yaşattığı unutulmamalıdır. gulanmasıdır. Günümüzdeki uygulamalara bakıldığında JIT modeli, tedarik edilen malzemelere ilişkin özellikle stok bulundurma ve finansman maliyetinde iyileşme sağlamakla birlikte daha makro düzeyde bakıldığında bu maliyetin bir alt tedarikçiye yüklenmesi şeklinde tezahür ettiğinden nihai ürün maliyetinde öngörülen düzeyde bir iyileşme sağlanamamaktadır. Bu modelin tedarik zinciri yönetimi uygulaması ile üretim zincirindeki en alt tedarikçiye kadar uygulanabilmesi halinde maliyet iyileşmesinin nihai ürüne yansıması net bir şekilde hissedilebilir. Bu mo- deller aracılığı ile minimum stoklu çalışılarak kaynakların daha verimli kullanılması hedeflenmektedir. Minimum stokların sağlanabilmesi, tedarik zincirindeki tüm üreticilerin kısa lojistik süreleri ve düşük sevkiyat maliyetleri ile malzeme hareket kabiliyeti sahibi olmalarını gerektirmektedir. Bu da kusursuz bir lojistik hizmeti ve maksimum servis hızına dayanmaktadır. Bu sebeple rekabet şartları ve müşteri memnuniyeti açısından lojistik hizmetlerini kalite, hız ve maliyet odaklı olarak tedarik zinciri yönetimi içersinde en temel unsurlardan biri olarak görebiliriz. 11 iÛveren gazetesi eylül 2012 BASINDAN TavÛanl OSB’den yatrmclara davet ÇED süreci devam eden MESS Entegre Geri Kazanm ve Enerji Tesislerine komÝu TavÝanl OSB’si sanayicilerimize çok cazip imkânlar sunuyor. Bilindiği üzere MSG-MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji A.Ş. 120 milyon euroluk bir yatırımla endüstriyel atıklarımızı AB standartlarında bertaraf ederek elektrik enerjisine çevirecek olan 60.00 ton/yıl kapasiteli Termal Geri Kazanım ve Enerji Tesisi için Tavşanlı OSB’sine yakın 672 dönüm eski bir maden sahasını satın almış bulunuyor. Ülkemizin büyük sanayi merkezlerine eşit mesafede ve çok uygun konumda bulunan Tavşanlı DÜNYADAN àirketler ve üniversiteler arasßnda bilgi transferi düzeyi (1-10 skalasß) Düáük Yüksek 8.11 1 Ýsviçre 2 Ýsrail 7.63 3 ABD 7.50 7.40 4 Singapur Yatırımcılara bu konularda her türlü güvenceyi veren Tavşanlı Kaymakam’ı Numan Hatipoğlu, Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler ve Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Efe destek için yardımcı olmaya hazır olduklarını ifade ediyorlar. İLETİŞİM Davut Efe TavÌanlÜ Ticaret ve Sanayi OdasÜ BaÌkanÜ Yeni Mahalle Arifağa Sokak No: 2 43300 Tavşanlı / Kütahya Tel: (274) 614 13 81 w w w. t t s o. o r g EØitim ile iÝ dünyas arasndaki baØlar güçlendirmeliyiz 7.19 5 Almanya 6 Kanada 7.09 7 Hong Kong 6.98 6.69 8 Ýrlanda 9 Tayvan 6.63 10 Hollanda 6.62 11 Finlandiya 6.58 12 Danimarka 6.53 13 Ýngiltere 6.42 14 Malezya 6.40 5.76 19 Avusturya 25 G. Kore 5.19 26 Portekiz 5.14 27 Japonya 5.13 4.68 30 Meksika 35 TÜRKÝYE 59 Bulgaristan OSB’si tamamlanmış altyapısı ve uygun maliyetleri ile sanayicilerimize çok cazip imkânlar sunuyor. Kütahya teşvikler sıralamasında dördüncü bölge içinde yer alırken, Tavşanlı OSB’si vergi ve sigortada beşinci bölge olarak değerlendiriliyor. Tavşanlı OSB’de arsa tahsisi, arsaların yatırım maliyet bedelinin sadece yüzde 10’u ödenerek yapılıyor. Yatırımcılar iki yıl içinde tamamlanan inşaatlarının tapularını derhal alabiliyor. Ayrıca OSB içerisinde yapılacak yatırımlara gümrük ve KDV muafiyetleri tanınıyor. Tavşanlı OSB’de istihdam edilen personelin sigortasının tamamını devlet karşılıyor. Enerjinin yüzde 90’ını devlet bedelsiz veriyor ve her şirkete yüzde 4 faizle 600 bin TL’ye kadar devlet desteği sağlanabiliyor. 4.48 2.26 Kaynak: Uluslararas Yönetim GeliÝtirme Enstitüsü (IMD) Dünya Rekabet YllØ 2012 Not: Ülke isimlerinin solundaki rakamlar 59 ülke içindeki sralamay göstermektedir. Hızla değişen küresel piyasa koşulları, işgücü piyasasının yapısını ve piyasanın çalışanlardan beklentilerini aynı hızla değiştirmekte, mesleki eğitim sisteminin de bu beklentileri karşılayacak tarzda dinamik bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Mesleki eğitim sisteminden yetişen gençler istihdam hedefiyle işgücü piyasasına giriyor. Eğitim ile edindikleri nitelikler piyasa ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde iş bulma şansı yakalıyorlar. Mesleki eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki uyumun sağlanması hem insan gücü kaynağının hem de ekonomik kaynakların optimum kullanımı açısından önemlidir. Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından yayımlanan Dünya Rekabet Yıllığı 2012 araştırmasında yer alan verilere göre, Türkiye işletmeler ile üniversiteler arasındaki bilgi transferi sıralamasında araştırmaya katılan 59 ülke içinde ancak 35. sırada yer alıyor. İşsizlikle mücadele ve sanayinin güçlendirilmesi gibi kalkınmanın iki temel taşını doğrudan etkileyen mesleki eğitim ve piyasa ilişkisinin güçlendirilmesi, Türkiye’de faaliyet gösteren her kurum için bir görevdir. MESS, sosyal partnerleri ile el ele kurduğu Mesleki Eğitim Merkezi Tic. A.Ş. ve Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi A.Ş. ile bu alandaki sorumluluğunu yerine getiriyor. 12 iÛveren gazetesi eylül 2012 Onuncu Kalknma Plan hazrlk çalÛmalar baÛlad 2014-2018 dönemini kapsayacak olan Onuncu Kalknma Plan hazrlk çalÝmalar, 5 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yaynlanan 2012/14 sayl BaÝbakanlk Genelgesi ile baÝlad. Genelge, Kalkınma Planını “ülkemizin odaklanacağı dönüşüm alanlarını, hedef ve stratejilerini ortaya koyacak temel politika dokümanı” olarak tanımlamakta. Ülke sorunları ve çözüm önerilerinin, kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde tartışılacağı hazırlık çalışmalarında geniş bir katılımın sağlanması ve uz- man görüşlerinin alınabilmesi için Özel İhtisas Komisyonları ve Çalışma Grupları kuruldu. Kalkınma Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen; kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum temsilcileri ile akademik çevrelerin bir araya geldiği özel ihtisas komisyonları ve çalışma grupları çalışmalarından elde edilen sonuç, değerlendirme ve öneriler Plan hazırlıklarına katkı sağlayacak. Onuncu Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarında 46 adet Özel İhtisas Komisyonu (ÖİK) ve 20 adet Çalışma Grubu oluşturuldu. Komisyonlarda ekonomik ve sosyal alanlarda makro ve sektörel birçok konu ele alınıyor. Büyüme, cari açık, istihdam ve işgücü piyasası, sosyal güvenlik sistemi, imalat sanayinde dönüşüm, enerji verimliliği, eğitim sisteminde kalite ÖİK’lardan bazıları. Otomotiv, demir çelik, elektronik, kimya, gelir dağılımı ve yoksulluk, mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması çalışma gruplarından bazılarını oluşturuyor. Ùstihdam ve ÙÝgücü Piyasas ÖÙK’s temel olarak “istihdamn artrlmas” ve “çalÝma hayatnn iyileÝtirilmesi” olmak üzere iki temel konu üzerinden çalÝmalarn yürütüyor. Ùstihdam ve Ùàgücü Piyasas Komisyonuna TÙSK’i temsilen MESS Yönetim Kurulu Baàkan Vekili Bedirhan ÇELÙK ile Kalknma BakanlØnn davetlisi olarak MEV Genel Müdürü Dr. Necdet KENAR katld. İstihdam ve İşgücü Piyasası ile Göç Özel İhtisas Komisyonları ve Gelir Dağılımı ve Yoksulluk Çalışma Grubu çalışmaları 3-4 Eylül’de Ankara’da Shareton Otelinde yapıldı. Akademisyenlerin, uzmanların, sosyal tarafların, kamu ve meslek kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı çalışmalar Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda yürütüldü. Komisyonda İstihdam ve İşgücü Piyasası ÖİK’sı temel olarak “İstihdamın Artırılması” ve “Çalışma Hayatının İyileştirilmesi” olmak üzere iki temel konu üzerinden çalışmalarını yürüttü. Bu çerçevede üç alt komisyon oluşturuldu: “İstihdamın Artırılması”, “Çalışma Hayatı” ve “İş Sağlığı ve Güvenliği” alt komisyonları. İstihdamın Artırılması Alt Komisyonu; “İşgücü Talebi/Makro, Sektörel ve Bölgesel Politikalar, İşgücü Maliyetleri ve Teşvikler, İşgücü Arzı/Eşleştirme, Aktif İşgücü Politikaları ve İşgücünün Niteliği” konularında yoğunlaştı. Çalışma Hayatı Alt Komisyonu; “İşçi İşveren İlişkilerinin Geleceği, Sosyal Diyalog, Çalışma Koşulları ve Kayıt Dışılık” konuları üzerinde çalıştı. İş Sağlığı ve Güvenliği Alt Komisyonu ise “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları, 6331 sayılı İSG Kanunu ve Güvenlik Kültürü” konularında çalıştı. MESS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bedirhan Çelik, işgücü istatistikleri, istihdamın artırılması, yeni işlerin yaratılması, işletmelerin önemi, işgünün niteliğinin artırılması, teşvikler, endüstriyel ilişkiler, esneklik konularında TİSK görüşlerini Komisyonda paylaştı. Çalışma sonuçları raportörler tarafından derlenecek ve 31 Ekim 2012 tarihinde yapılacak ikinci toplantıya kadar taslak rapor oluşturulacak. İkinci toplantıda ise rapora son şekli verilecek. 13 iÛveren gazetesi eylül 2012 Türkiye büyümeye devam ediyor(mu?) TÜÙK tarafndan açklanan verilere göre yln 2. çeyreØinde gerçekleÝen büyüme oran son 11 çeyrekteki en düÝük düzeyle, beklentilerin de altnda kald. A. AFÚÙN CIBIRO×LU MESS Endüstri Yönetimi ve AraÛtrma Uzman [email protected] Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Eylül ayı başında 2012 yılı Nisan–Haziran dönemine ilişkin Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) verilerini açıkladı. Üretim yöntemine göre, sabit fiyatlar ile hesaplanan ikinci çeyrek GSYH toplamımız 28,8 milyar TL’ye ulaşırken, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla değişim oranı yüzde 2,9 oldu. Ayrıca yılın birinci çeyreğine ilişkin olarak yüzde 3,2 düzeyinde açıklanmış olan büyüme oranı yüzde 3,3’e revize edildi. Hükümetin 2012 yıl sonu büyüme hedefinin yüzde 4 olduğunu hatırlarsak, ilk yarıda gerçekleşen 3,1’lik büyüme oranı ile bu tahminin zora girdiğini söylemek yanlış olmaz. Türkiye 2010 yılının ilk çeyreğinden bu yana her geçen dönem büyümede hız kesiyor. 2008–2009 yıllarındaki büyük krizden sonra gelen dönemde yaşanan baz etkisi ile büyüme verilerinin şiştiği göz önüne alınırsa, 2011–2012 döneminde “yumuşak inişin” yaşanması beklenen bir gelişme. Ancak, büyümeyi canlı tutan ihracattaki tartışmalı kalemler, Avrupa pazarındaki sıkıntılı süreç devam ediyorken, Ortadoğu pazarının siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle bozulması ve yaklaşan seçim dönemi ile başlayacak seçim ekonomisi süreci, 2012 yılının ikinci yarısı hatta 2013 yılı için çok da parlak bir tablo çizmiyor. Son 5 çeyrektir sürekli büyüme hızı düşen ve son 11 çeyrekteki en düşük seviyeye gerileyen ekonomimizin yılın 2. yarısında farklı bir performans sergileyeceğini ümit etmek, fazla iyimser bir yaklaşım olur. Hanehalk da, kamu da harcamay azaltt Yılın 2. çeyreğine ilişkin hane halkı tüketim harcamalarına ilişkin veriler, tüketim seyrinin negatif yönde geliştiğini gösteriyor. Harcamalar yöntemine göre, sabit fiyatlar ile hesaplanan GSYH alt kalemlerinde yer alan hane halkı tüketimi geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 0,5 geriledi. 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 12,1 artan ve o dönemki GSYH artışını domine eden hanehalkı tüketimi son 4 çeyrektir azalış gösteriyordu. Yılın ilk çeyreğinde 0,2’ye kadar gerilemiş olan iç talep gelişim hızı, 2009 yılındaki büyük ekonomik krizden bu yana ilk kez eksi değere geriledi. Hanehalkının tüketim detaylarını inceleyecek olursak, en yüksek artış yüzde 7,7 ile eğitim alanında gerçekleşirken, en büyük gerileme yüzde 10,9 ile giyim ve ayakkabı harcamalarında görüldü. Temel gıda harcamalarındaki artış ise yüzde 2,4 olarak gerçekleşti. 2. çeyrekte kamu harcamaları da hız kesti. 2011 yılında inişli çıkışlı, düzensiz bir seyir izleyen devletin nihai tüketim harcamaları, yılın ilk 3 aylık döneminde yüzde 5,5 artış göstermişken, 2. çeyrekte azalarak yüzde 4,4 artış gösterdi. Hane halkı ve kamu harcamalarındaki daralma ile paralel olarak, hem kamu hem de özel yatırımlar geriledi. 2012 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,1 artış göstermiş olan kamu yatırımları 2. çeyrekte yüzde 4 geriledi. Özel sektör yatırımlarındaki düşüş ise daha yüksek oranlarda gerçekleşti. Ocak–Mart döneminde yüzde 1,4 artan özel sektör yatırımları Nisan–Haziran döneminde yüzde 7,9 geriledi. Böylece yılın ilk yarısında kamu yatırımları yüzde 1,5, özel sektör yatırımları ise yüzde 3,5 gerilemiş oldu. Bu noktada, hükümetin açıkladığı yatırım teşvik paketi ile ilgili yorum yapmak için henüz erken, ancak paket çok olumlu neticeler vermedikçe özel sektör yatırımlarının kısa ve orta vade de hızlı bir ivme kazanmasını beklemek de olası değil. 2. çeyrekte, temel sektörler hz kesti Ekonominin temel yapı taşlarını oluşturan sektörler 2012 yılının ikinci çeyreğinde ya daralma yaşadılar ya da büyümede hız kestiler. İkinci üç aylık dönemde, temel sek- 2008–2012 yßllarß çeyrekler itibariyle büyüme oranlarß (sabit fiyatlar, %) Kaynak: Türkiye Ùstatistik Kurumu (TÜÙK) törlerden inşaat, tarım, enerji sektörleri geriledi, ulaştırmada daralma eğilimi sürdü. İnşaat sektörünün ilk çeyrekte yüzde 2,7 olan büyüme oranı, ikinci çeyrekte yüzde 0,4’e geriledi. Tarımın ilk çeyrekte yüzde 5,4 olan büyüme oranı, ikincide yüzde 3,5’e, enerji sektörünün büyümesi de yüzde 8,4’ten yüzde 6,1’e geriledi. İlk çeyrekte yüzde 5,1 büyüyen ulaştırma–haberleşme sektörü ikinci çeyrekte yüzde 3,9’luk bir büyüme kaydetti. Temel sektörler içinde ikinci çeyrek itibariyle gelişme gösteren tek sektör ise imalat sanayii oldu. Birinci çeyrekte büyüme hızı 2,8 olan sektör, ikinci çeyrekte küçükte olsa bir artışla büyüme hızını yüzde 3,4’e çıkardı. Önemli istihdam alanlarından toptan ve perakende ticaret sektöründe ise 2011 yılının ilk yarısında yüzde 15,8 olan büyümenin bu yılın aynı döneminde yüzde 0,9’a gerilemesi, aynı dönemlerde inşaat sektörünün yüzde 14,2’den yüzde 1,5’e ve en büyük istihdam alanlarından olan imalat sanayinin 2011 yılının ilk 6 ayında yüzde 12 büyürken bu yılın aynı döneminde yüzde 3,1’e gerilemesi ekonomik büyümedeki daralmaya işaret ettiği gibi yaşanacak istihdam sıkıntılarının da habercisi konumunda. 2. çeyrekte, temel sektörler hız keserken, ekonomik büyümeyi pozitif yönde iten temel faktör ise dış ticaret verileri oldu. 2012 yılının ilk 7 ayında ihracat yüzde 12,6 artarken, ithalat yüzde 2 geriledi. İhracat artışı ilk bakışta son derece olumlu bir veri olarak görülmekle birlikte, ihracat artışının ilk 7 ayda yüzde 372 gibi rekor bir artışa imza atan kıymetli maden ihracatına dayanması kafaları karıştırıyor. Hakkında çeşitli spekülasyonlar yapılan bu kalemle gelen büyümede sürdürülebilirlik ve istihdam açısından da çok kıymet arz etmediği açık. Sürdürülebilir olmayan, istihdam yaratmayan dolayısı ile kalkınmaya hizmet etmeyen, rakamlarda kalan büyüme istatistikleri ülkemizin ekonomik hayatı için doğru bir yön çizmiyor. 14 iÛveren gazetesi eylül 2012 ABD ekonomisindeki problem Fatih TOKATLI MESS Uluslararas ÙliÛkiler Müdürü [email protected] A BD’de gelecek Kasım ayında Başkanlık seçimi yapılacak. Geçtiğimiz haftalarda Amerikan siyasetinin iki büyük siyasi partisi de Başkan adaylarını resmen ilan ettiler. 2011’in sonlarından itibaren başlayan seçim kampanyası da son dönemece hızlanarak giriş yapmış oldu. Anketler, seçmenin Cumhuriyetçi aday Mitt Romney ile Demokrat Partili mevcut Başkan Barack Obama arasında henüz net bir seçim yapamadığını ve iki taraftan biri radikal bir hata yapmadığı takdirde seçimin başa baş seyredeceğini gösteriyor. 2008 yılında Amerikan seçmenine temelden değişim vadederek büyük beklentiler yaratan mevcut Başkan Barack Obama icraatlarını kamuoyuna anlatmakta sıkıntı çekiyor ve bir türlü 2008 kampanyasında arkasına aldığı büyülü havayı tekrar yaratamıyor. Bunun bir dizi siyasi nedeni de olmakla birlikte temel sorun 2007 krizi sonrasında Amerikan ekonomisinin içine girdiği durum ve işgücü piyasasından kaynaklanıyor. AB ve diğer gelişmiş ülkelere bakıldığında ABD ekonomisi aslında fena sayılamayacak bir toparlanma sürecinde. İşsizlik oranı ise Ağustos 2012 itibariyle % 8,1’e gerilemiş bulunuyor1. Büyüme açısından bakıldığında Başkan Obama, krizin kaynağı olan ülkesini aslında krizden çıkarmış ve hatırı sayılır bir büyüme patikasına sokarak kendinden önceki yönetime kıyasla göreli bir başarı sağlamış durumda. Ancak ülkede karamsar bir hava hakim ve bu yüzden Başkan Obama basit rakamlarla ortaya konabilecek bir başarıyı anlatmakta ve dolayısıyla siyasi getiriye dönüştürmekte güçlük çekiyor. Bu karamsar hava da büyük ölçüde krizin istihdam üzerindeki asıl etkisinin gecikmeli şekilde Obama dönemine yansımasından ve ekonomideki canlanmanın, krizde işini kaybedenlerin önemli bir kısmının yeniden iş bulmalarını sağlamakla birlikte gençlerin aynı nedenle istihdama girişte sıkıntı yaşamalarından kaynaklanıyor. ABD Çalışma Bakanlığı’nın iki yılda bir yaptığı bir araştırma bu noktayı daha iyi anlamımıza yardım edecek veriler içeriyor5. Araştırma kapsamında 20 yaş ve üzeri olup işyerinin kapanması veya taşınması, çalıştıkları pozisyonun veya vardiyanın kaldırılması veya işyerinde işin azalması gibi nedenlerle işini kaybeden veya işten ayrılan kişilerin durumu ele alınıyor. 2009 Ocak-2011 Aralık döneminde bu tanıma uyan 12.8 milyon insan işini kaybetmiş bulunuyor. Bunların 6.1 milyonu en az üç yıldır aynı işyerinde çalışmakta önceki araştırmanın yapıldığı Ocak 2010’da % 49 olmuş. • 2009-2011 döneminde tanım kapsamında işini kaybeden uzun dönemli çalışanların % 39,5’i iş kaybı nedeni olarak işyerinde işin azalmasını, % 29,7’si çalıştıkları işin ya da vardiyanın kaldırılmasını, % 30,8’i ise işyerinin kapanması veya taşınmasını bildirdiler. • Araştırma döneminde uzun dönemli bir işte çalışıp işini kaybeden kişilerin % 20’si imalat sanayiinde istihdam edilmekteydi. • Uzun dönemli bir işte çalışıp işini kaybedenler içerisinde, tam zamanlı ücretli işlerde çalışmaktayken işini kaybedip yeniden bir işe girenlerin ancak % 46’sı Ocak 2012 itibariyle eski işlerindeki ücretlerine eşit veya daha fazla bir ücret aldıklarını belirttiler. Sektör gruplarına bakıldığında tanım kapsamında işini kaybeden işçilerin istihdama dönme oranının en yüksek % 67 ile ulaştırma, elektrik, gaz ve su sektöründe, % 50 ile àekil 1. ABD’de mevsimsellikten arßndßrßlmßá iásizlik oranß, 2007-2012 (%) olup yukarıdaki nedenlerden dolayı işten ayrılan veya işini kaybeden bireylerden oluşuyor ve araştırma, uzun süreli çalışanlar (long-tenured) olarak tanımlanan bu grup üzerinde odaklanıyor. Araştırmanın temel bulguları Tablo 1. G-7 ülkelerinde GSYH Artßáß, bir önceki yßlßn aynß çeyreÜine göre yßllßk artßá2,3,4. şöyle: • Ocak 2012 itibariyle araştırmadaki tanım kapsamında işini kaybeden 6.1 milyon uzun dönemli çalışanın % 56’sı yeniden istihdama katılmış bulunuyor. Bu rakam bir en düşük oranın ise toptan ve perakende ticaret sektörlerinde olduğu görülüyor. Meslek bazında yönetim ve profesyonel meslekler ile doğal kaynaklar, inşaat ve bakımla ilgili mesleklerde çalışanların istihdama dönüş oranının % 60 ile en yüksek, buna karşın hizmet, satış ve ofis personelinin istihdama dönüş oranının % 50 ile görece en düşük olduğu göze çarpıyor. Burada 2000’li yılların emlak fırtınasıyla gereğinden fazla şişen gayrimenkul satışı sektöründe çalışanların istihdama dönüşte daha fazla sıkıntı yaşadığını görebiliyoruz. Ayrıca yönetim ve profesyonel mesleklerde çalışanların daha yüksek oranda istihdama dönmeleri, işletmelerin bu kişileri tecrübe ve bilgi düzeylerinin yüksekliğinden ötürü tercih ettiklerini göstermekle birlikte üniversite mezunlarının istihdama katılmakta ve eğitimlerine uygun iş bulmadaki sıkıntılarını da açıklıyor. Toplam rakamlara bakıldığında Ocak 2009-Aralık 2011 arasında tanım kapsamında (çalışılan süre sınır olmaksızın) işini kaybeden kişi sayısı bir önceki araştırma dönemine göre (2007-2009) 2,6 milyon kişi azalarak 12,9 milyona inmiş bulunuyor. Araştırmaya göre bu kişilerin % 57’si istihdama geri dönerken Ocak 2012 itibariyle yaklaşık % 28’i işsiz durumda bulunuyor. Bu rakam, yaklaşık 3,6 milyon kişiye tekabül ediyor. Bu sayıya son dört yılda üniversitelerden mezun olarak işgücüne katılan ancak önemli bir kısmı eğitimine uygun iş bulamayan gençleri de eklediğimizde ABD’nin gelişmiş Batılı ekonomilere göre daha yüksek seyreden büyüme rakamlarına rağmen işsizlik noktasında yaşadığı sıkıntıların nedenini daha iyi görebiliyoruz. Sonuç olarak, ABD’de Batılı ekonomilere göre daha yüksek seyreden büyüme rakamları, krizin vurduğu ağır darbede yaşanan istihdam kayıplarını telafi edip bunun üzerine işgücüne yeni katılan gençlere eğitimlerine uygun işler sağlayacak düzeyde değil. Bu aslında genel olarak Obama Yönetimi’nin son dört yılda ekonomi yönetimindeki performansını da açıklıyor. Ülke ekonomik kriz uçurumunun kenarından döndü ve mütevazi bir büyüme sürecine geçti ancak bu büyüme, kayıpları tam telafi etmediği gibi üniversiteden mezun olup, okul borçlarını ödemek, evlenmek ve ev almak üzere planlar yapan gençlere iyi istihdam olanakları henüz sağlamıyor. Ülkede işsizlik düzeyinin yapısal işsizlik düzeyi olarak kabul edilen % 4 civarlarına geri gelmesi için epey süre ve yılda ortalama % 4’lük büyümenin yakalanması gerekiyor. Bu şartlar gerçekleşene kadar da Amerikan siyasetinin dalgalı ve kavgalı bir seyir izlemesi kaçınılmaz olacaktır. 1 Kaynak: BLS News Release, 07.09.2012, “The Employment Situation-2012”. 2 *: OECD Projeksiyonu 3 **: Almanya, Fransa ve İtalya’nın ağırlıklı ortalaması 4 Kaynak: OECD Ekonomik Görünüm Ara Dönem Değerlendirme Sunumu, 6 Eylül 2012. 5 Kaynak: BLS News Release, 24.08.2012, “Worker Displacement: 2009-2011” 15 iÛveren gazetesi eylül 2012 MEV H a b e r l e r i SatÛ Teknikleri ve MüÛteri ÙliÛkileri eØitimi ÙÇDAÜ Çelik Enerji Tersane ve UlaÝm Sanayi A.Ü.’de MESS EØitim Vakf tarafndan, çalÝanlara yönelik SatÝ Teknikleri ve MüÝteri ÙliÝkileri eØitimi düzenlendi. 14-15/27-28 Temmuz 2012 tarihlerinde Adnan Aslanbay yönetiminde gerçekleştirilen eğitimin amacı katılımcılara; müşteri odaklı işletme anlayışı çerçevesinde geliştirilen satış sunuş tekniklerini ve müşteri ilişkilerinde önemle uyulması gereken satış tekniklerini uygulamalı olarak gösterildi. Bugünün şirketleri için en önemli unsur satış. Satış stratejisini doğru belirleyen, yönetimde kaliteyi sağlayan ve satış işini iyi seçilmiş ve eğitilmiş elemanlar ile uygulamayı bilen şirketler başarılı oluyor. Yeni müşterileri kazanmak, mevcut müşterilerinizi elinizde tutmak, müşteri memnuniyetini daha yüksek seviyelere çıkarmak hedeflerinize daha çabuk ulaşma- nızı sağlıyor. Ürün ve hizmetlerimizin satışı için, kendine güvenen, müşterilerle etkin iletişim kurup onları ikna edebilen satış elemanlarına ihtiyaç var. Müşteriler gibi sizin de istek ve ihtiyaçlarınız var. Müşterilerle karşı karşıya gelen elemanların eğitimleri işletmelerimiz için oldukça önemli. Yoğun rekabet dönemlerinde firmaların satış elemanlarından beklentileri daha da artar. Böyle ortamlarda başarılı olabilmek profesyonellik ve problem çözücü olmayı gerektiriyor. Yönetim Teknikleri ve Becerileri eØitimi Borusan Mannesmann Boru San. ve Tic. A.Ü.’de MESS EØitim Vakf tarafndan takm liderlerine yönelik planlanan Liderlik, Yönetim Teknikleri ve Becerileri eØitimi 6-7 Temmuz 2012 tarihlerinde Borusan Gemlik fabrikasnn eØitim merkezinde MEV Uzman Ramazan Yldrm tarafndan gerçekleÝtirildi. Eğitimde işletmede ilk kademe yöneticisi olarak görev yapan takım liderleriyle, beraber görev aldıkları çalışanların üstlerine karşı nasıl bir tutum içerisinde bulunacakları irdelendi. Yönetim tarzları ve teknikleri başlığında klasik yönetici için liderlik tanımı, liderlik özelikleri ve insanlarla her durum ve ortamda nasıl bir yöntem geliştirilmesi gerektiği takım liderlerinin katılımıy- la uygulamalı olarak tartışıldı. Eğitimde temel olarak yönetimin, işleri insanlarla yapma sanatı olduğu ve bu tanıma göre işlerin yapılabilmesinin uygun yönetim tarzlarının doğru zamanda doğru insanlarla uygulanabilmesi teknikleri üzerinde duruldu. Eğitime katılan takım liderleri eğitimde uygulanan yönetim biçimi ve taraflarını karşılaştırma fırsatını buldu. 16 iÛveren gazetesi eylül 2012 Çocuk Meclisi bir arada Türk Metal Sendikas bünyesinde faaliyet gösteren Metal Çocuk ArkadaÝ Kulübü’nün 13. Çocuk Meclisi Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde 8 AØustos 2012 tarihinde topland. Metal Çocuk ArkadaÛ Kulübü Delegeleri meclis faaliyetlerini tamamladktan sonra 13. Çocuk Meclisi Hatra Orman için fidan dikimi yaptlar. Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi Oğuz Durmaz ve Dilara Çiftçi’nin sunuculuğunu yaptığı programın, Meclis Başkanlığını Şuara Solmaz gerçekleştirdi. Metal Çocuk üyesi 350 delegenin katıldığı toplantıda, Rusya, Moldova ve Başkurdistan’dan 50 delege de yer aldı. Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Eskişehir milletvekili MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar Demirel, MESS Genel Sekreteri Av. İsmet Sipahi, Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Aslıyüce, Süleyman Yıldırım ve Mesut Gezer, Genel Sekreter Yücel Yücel, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu Genel Sekreteri Mehmet Soyupek ve MESS Ankara Bölge Temsilcisi Mesut Ulusoy katıldı. Konuşmaların ardından yabancı delegasyonların söz aldığı etkinlikte Rusya Federasyonu’ndan Anna Kosinets, Moldava’dan Katalina Polişçuk, Başkurdistan’dan Leonit Grebenkin birer konuşma yaptılar. Her üç delegasyon da yer alan Türk Metal Sendikası’nın davetlisi olarak Çocuk Meclisi Toplantısı’nda bulunmaktan büyük bir mutluluk duydukları, burada tanıştıkları Çocuk Meclisi üyeleri ile sürecek bir dostluğun temelini attıkları, kendi ülkelerinde de Metal Çocukları ağırlamaktan memnuniyet duyacakları oldu. sizin yanınızda sizin onların yanında olmanız, yaşamınız boyunca karşılaşacağınız zorluklara karşı koymanızda en önemli gücünüz olacaktır. Sevginin, kardeşliğin, paylaşmanın tohumlarının atıldığı bu güzel toplantının sizlere ve tüm katılımcılara yararlı olmasını dilerim”. Mutlaka iki yabanc dil öØrenin Dr. Ruhsar DEMÙREL, Pevrul KAVLAK ve Av. Ùsmet SÙPAHÙ’ye organizasyonun ansna plaket takdim edildi. Metal Çocuk ArkadaÛ Kulübü, Türk Metal’in yldzdr Pevrul KAVLAK / Türk Metal Sendikas Genel BaÝkan Türk Metal’in, 2001 yılında Metal Çocuk Arkadaş Kulübü’nü kurarak, kendi tarihine yeni sayfalar eklemeye devam ettiğini belirten Kavlak konuşmasında, “Öğrenmekten ve bilmekten asla vazgeçmeyin. Bilime ve teknolojiye uzak kalmayın. Kendi öz kültürünüzün insanı olun. Dilinize, dininize saldıranlara geçit vermeyin. Kendinizi bilgi ve birikimlerle donatın. Yabancı akımlara kapılmayın, yozlaşmayın. Yaşadığınız toplumu yüceltin. Bilgiyi ve sevgiyi paylaşın. Yalanlardan, yanlışlardan uzak durun. İlişkilerde her zaman sevgi ve saygıyı ön planda tutun. Ailenize sımsıkı sarılın. Anne ve babalarınızla gurur duyun. Vata- nınıza, bayrağınıza, bağımsızlığınıza sahip çıkın. Unutmayın: İstiklal Marşımızın Şairi Mehmet Akif Ersoy ne demiş “Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan eğer, bu vatan batmayacaktır.” Aileniz yaÛam boyunca sahip olacaØnz en deØerli varlØnzdr Av. Ùsmet Sipahi / MESS Genel Sekreteri MESS Genel Sekreteri Av. İsmet Sipahi de çocuklara nasihatlerde bulundu. Konuşmasında bu çatı altında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti ve “iki elim kanda olsa yine de samimiyetle gelmek istediğim bir toplantıydı bu” dedi. İsmet Sipahi sözlerine şöyle devam etti: “Aileniz yaşam boyunca sahip olacağınız en değerli varlığınızdır. Ailenizin fertlerini çok sevin. Onların Dr. Ruhsar DEMÙREL / EskiÝehir Milletvekili MHP Genel BaÝkan Yardmcs MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar Demirel, “Genel Kurul’da aranızdaydım, şimdi Çocuk Meclisi Toplantısı’nda da aranızda bulunuyorum. Bende Türkİş’e emek harcamış bir babanın kızıyım…” diye başladığı konuşmasında şunları söyledi. “Mutlaka iki tane yabancı dil öğrenin, birisi batıdan diğeri doğudan. Batıdan dil bilin çünkü bir gelenek olarak yabancı bir literatüre sahip olmanız için. Doğudan bir dil bilin; çünkü gelecek, ticaret, kalkınma doğuda… Kurşunların menzili var ama klavyenin sınırı yok. Klavyenin bir tuşuna dokunduğunuzda dünyanın en uzak köşesine kadar kendinizi ifade etme şansınız bulunuyor. Başka sendikalarda Çocuk Meclisi toplantıları var mı bilmiyorum. Ama Türk Metal’in böyle bir toplantıyı düzenlemesinden büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum”.