TÙSK ve MESS Yönetim Kurulu Baİkanι TuØrul Kudatgobilik, 17

advertisement
Sendikamˆzˆn Eski
BaÛkanlarˆndan Yüksek
Mühendis Úükrü Er,
19 AØustos 2012 tarihinde
vefat etti.
Onuncu Kalkˆnma Planˆ hazˆrlˆk
çalˆÛmalarˆ baÛladˆ
Çocuk Meclisi bir arada
sayfa 8
sayfa 12, 16
Yˆl 49 ~ Sayˆ 874 ~ Eylül 2012
sayfa 5
www.mess.org.tr
ISSN 1300~9699
DüÚük iÚsizlik oranÛ
sürdürülebilir olmalÛ
TÙSK ve MESS Yönetim Kurulu BaÝkanˆ
TuØrul Kudatgobilik, 17 Eylül 2012
Pazartesi günü BloombergHT
Televizyon kanalˆnda canlˆ olarak
yayˆnlanan “Finans Merkezi” programˆ
kapsamˆnda BloombergHT Ekonomi
Müdürü Özlem Dalga’nˆn konuØu oldu.
Marmara Üniversitesi ÙÙBF ÙÝletme
Bölümü ÖØretim Üyesi Prof. Dr. Burak
Arzova’nˆn da konuk olarak yer aldˆØˆ
programda bütçe ve iÝsizlik rakamlarˆ
konusu tartˆÝˆldˆ. Kudatgobilik, iÝsizlik
ve mesleksizlik sorunlarˆ hakkˆndaki
görüÝlerini paylaÝtˆ.
Türkiye’nin sanayi
teknolojisini
kendisinin üretmesi
lazˆm
Bugün yüzde 10 işsizlik ortalaması ile AB ve işsizlikte yüzde
10’u hedefleyen ABD’nin durduğu yerden duruma bakarsak yüzde
8 pozitif bir rakam. Ama şuna da
bakmak lazım; 2 milyon 226 bin
açık işsiz, 1 milyon 777 bin de iş
aramayan kişi sayısı. Daha gerçekçi bir işsizlik rakamına ulaşmak
için bu ikisini birlikte hesaba katmak gerekiyor. Kayıt dışı ekonomi
yüzde 40’a düşmesine rağmen işsizlik ana mücadele konumuz olmaya devam ediyor.
İşverenler gerek Türk Ticaret Kanunu, gerekse Borçlar
Kanunu’nun yayımlanmasına büyük katkılarda bulundu. Şimdi
TBMM’nin açılmasını bekleyen
Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarı
Taslağı gündemimizde. Esnek çalışma gibi modern çalışma sorunlarımız da var, çözeceğiz.
İşsizlik oranlarının düşük seyretmesi için istihdam stratejisine
ihtiyacımız var. Genç ve kadınlara istihdamda pozitif ayrımcılık
yapılmalı. İşgücü maliyetlerinin aşağıya
çekilmesi hatta
OECD düzeyine indirilmesi
gerekiyor. Daha çok istihdamın
olması, daha çok gelir ve katma
değer vergisi ve sanayinin rekabet
gücünün artması anlamına geliyor.
Türkiye’de
iÛsizlik=mesleksizlik’tir
Sanayinin ihtiyaçlarına uygun
nitelikte işgücü yetiştirilmelidir.
Bunun için öncelikle meslek liselerinin eğitimine ihtiyacımız
var. Ayrıca işverenler olarak kolları sıvadık. Metal, inşaat, kimya, çimento sektörü başta olmak
üzere meslek standartları üzerine
bilimsel düzeyde çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Onlarca meslek
standardının Resmi Gazete’de
yayımlanmasına öncülük ediyoruz.
2
iÛveren gazetesi eylül 2012
YENÙ YAYINIMIZ
Biz Bize gazetesi, Eylül 2012 sayısı
ile
i MESS üye işyerlerine ve çalışanlarına
ulaşıyor.
Gazetemizde üyelerimiz Temu
sa
s Global, Bosch, Mercedes-Benz Türk,
ERDEMİR,
Türk DemirDöküm, Nüve,
E
Eczacıbaşı
Yapı Gereçleri, İÇDAŞ, CMS,
E
Otokar
ve Trakya Döküm’ün haberlerine
O
yer
y veriliyor. Ayın Sorusu köşesinde dakik
olmanın
önemi üzerinde durulurken, Ben
o
Böyle
Düşünüyorum köşesinde ilkokula
B
başlama
yaşının değişmesi üzerine MESS
b
üye
ü işyerleri çalışanlarının görüşleri paylaşılıyor.
Röportaj sayfasında bu ay, Türl
kiye
k Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı
Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Pınar
Y
Aran’ı
konuk ediyoruz. Biz Bize Eylül
A
2012 sayısında; ekonomik ve toplumsal
gelişmelerin yakından takibini sağlayan güncel konular da ele alınıyor.
HBR Dergisi’nden Seçmeler dizisinin
58. kitabı “Teknolojiyi Straz
tejiyle
Bağdaştırmak” yayımlandı.
t
Dizide
yer alan 8 makalede yazarD
lar;
l BT’ye gereğinden fazla harcama
yapılması
tuzağından nasıl kaçınay
bilirsiniz?
BT’yi anlamak ve yürütb
mek
için sistematik bir yaklaşım
m
nasıl
geliştirilebilir? Her geçen gün
n
ucuzlayan
ve bilgi işlem gücü artan
u
BT
B artık makul bir fiyata hemen
herkesçe
satın alınabilir ve erişileh
bilir olduğuna göre, size nasıl stratejik üstünlük sağlayabilir?
BT’nin inovatif kullanımı nasıl düzenlenebilir? BT kullanımı
konusunda sürünün peşinden gitmemenin geçerli bir alternatifi olabilir mi? Şirket yönetimi ile BT yönetimi arasındaki
ilişkiler nasıl düzenlenmelidir? sorularının yanıtlarını araştırıyorlar.
Sicil dergimizin 27. sayısı ile siz değerli okuyucularımızın karşısına yine dopdolu bir içerikle çıkıyoruz. Dergimiz, gündemi takip eden makaleler ile karar incelemeleriyle çalışma yaşamının nabzını tutuyor. Bu sayımızda değerlendirilen konu
başlıklarından bazıları şöyle:
Kıdem tazminatının işçinin bireysel hesabına yatırılması hakkında yasa taslağı üzerine gözlemler, 4857 sayılı İş Kanunu
yürürlüğe girmeden önceki dönemde işverence tek taraflı olarak ikramiye uygulamasına son verilmesine ilişkin yargıtay
kararının incelenmesi, ara dinlenmesinde yapılan çalışmanın ücretlendirilmesi, iş güvencesi tazminatı ile ayrımcılık tazminatının birlikte istenip istenemeyeceğine dair karar incelemesi, 19.03.2012 tarihli Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarısı’nın getirdikleri, toplu iş sözleşmesinin art etkisi ve ücrete uygulanan faiz, toplu iş sözleşmesi ile getirilen düzenlemelerin kapsam
dışı personele uygulanabilirliği, 5510 sayılı Kanun’a göre işverenlerin ödemesi gereken prime 4447 sayılı Kanun’un geçici
10. maddesi ile getirilen teşvikten yararlanabilme şartları, sendikalara ait iktisadi işletmelerin vergilendirilmesinde iktisadi
işletme kavramı.
MESS ADINA SAHİBİ
Tuğrul KUDATGOBİLİK MESS Yönetim Kurulu Başkanı
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Av. İsmet SİPAHİ MESS Genel Sekreteri
YAYIN KOORDİNATÖRÜ
Aytül ANLAR MESS Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü
YAYIN KURULU
Av. Erten CILGA, Av. Hakan YILDIRIMOĞLU,
Dr. Aykut ENGİN, Aytül ANLAR,
Serra DEMİR, Çisem KILIÇ
GRAFİK TASARIM
Nermin YILMAZ, Nilüfer DEMİRCİ BASUMLI,
Seda Sevinç ŞAKAR KORKMAZ
YAZIŞMA ADRESİ
MESS-Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası
Merkez Mahallesi Geçit Sokak No: 2
34381 Şişli/İSTANBUL
Tel: 212. 232 01 04 (pbx) Faks: 212. 241 76 19
e-posta
[email protected]
MESS İşveren Gazetesi internette
www.mess.org.tr
YAYIN TÜRÜ
Yerel süreli yayın. MESS’in aylık yayın organıdır.
BASKI
HANLAR Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 16
Kağıthane/İSTANBUL
Tel: 212. 324 08 82
BASKI TARİHİ
24 Eylül 2012
Yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir.
MESS İşveren gazetesinin basımında geri dönüşümlü
kağıt kullanılmaktadır.
ISSN 1300-9699
TofaÛ’ˆn üretim bandˆndaki
4 milyonuncu baÛarˆsˆ
Fiat S.p.A ve Koç Holding işbirliğiyle 41 yıldır Türkiye’de 5 global
markaya binek ve ticari araç üretimi
gerçekleştiren Tofaş Türk Otomobil
Fabrikası A.Ş, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç
ve Tofaş CEO’su Kamil Başaran’ın
da katıldığı bir törenle 4 milyonuncu aracını üretim bandından indirdi.
5. büyük sanayi kuruluşudur. Yıllık
400 bin adetlik üretim kapasitesi ve
8 bine yakın çalışanıyla Türkiye’nin
en büyük otomotiv üreticisidir.” açıklamasını yaptı.
TofaÛ son 3 yˆlda 1
milyon araç üretti
Tofaş ailesinin her ferdinin alın
TofaÛ her baÛarˆsˆyla
Türk otomotiv
sektörünü ileri taۈdˆ
Tofaş’ın 4 milyonuncu araç üretim töreninde bir konuşma yapan
Mustafa V. Koç, “Murat 124 ile başlayan ve 4 milyonuncu araca uzanan
yolculuğumuz her başarısıyla birlikte Türk otomotiv sektörünü de bir
adım ileri taşımıştır. Tofaş, bugün
Bursa’nın en büyük, Türkiye’nin ise
teri ve emeğiyle Bursa’da pek çok
yeni modelin doğup dünya yollarına çıktığını vurgulayan Tofaş
CEO’su Kamil Başaran ise, “Bugün bir araya gelmemizi sağlayan
4 milyonuncu aracımıza sadece son
3 yılda ulaştık. Bu giderek hızlanan
süreç, tabii ki 41 yıllık engin bir
tecrübenin ürünüdür.” açıklamasını
yaptı.
3
iÛveren gazetesi eylül 2012
EØitimde kritik yˆllar
Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi Türkiye, yeni eğitim öğretim
yılına bir reformla girdi. Reformun
artı ve eksilerini şu anda ölçmek
mümkün değil, ancak genel resme
baktığımızda iç açıcı bir konumda
olmadığımızı gösteren veriler var.
Bu verilerin en önemlisi ve en
güveniliri, OECD’nin düzenli aralıklarla yaptığı “Education at a
Glance” (Eğitime Bakış) çalışması.
Eğitime Bakış çalışmasının geçtiğimiz haftalarda OECD tarafından
kamuoyuna sunulan 2012 baskısı
Türkiye’de eğitim sorununun devasa
boyutlarını ve ekonomik büyüme ve
refahın önünde nasıl engel oluşturduğunu açık şekilde ortaya koyuyor.
Nüfusun genel eØitim
düzeyi
OECD verilerine göre nüfusun eğitim düzeyi gibi en temel
nitelikteki verilerden başlarsak,
OECD ve AB-21 ortalamalarıyla
kıyaslandığında Türkiye nüfusunun
toplam eğitim düzeyinin çok düşük
kaldığını, Türkiye’de 25-64 yaş arası nüfusun % 69’unun ilköğretim
ve ortaöğretim 1. kademe (ortaokul) mezunu olduğunu görüyoruz.
OECD’de ve OECD üyesi 21 AB
ülkesinde bu rakamlar ortalama
% 26 ve % 25 düzeyinde bulunurken bu ülkelerde söz konusu yaş
grubunda yükseköğretim mezunlarının oranları sırasıyla % 30 ve %
28 olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de
ise bu oran % 13’te kalıyor. Ancak
asıl ilginç olan durum ortaöğretimde karşımıza çıkıyor. Türkiye’de 2564 yaş grubu içerisinde lise eğitimi
olarak tabir ettiğimiz ortaöğretim
2. kademe eğitimi almış bireylerin
oranı yalnızca % 18’de kalırken bu
oran OECD ve AB-21 ortalamalarında sırasıyla % 44 ve % 48 olarak ortaya çıkıyor. Bir başka deyişle
Türkiye vatandaşlarının büyük bölümünü eğitmeyi başaramamış ve
nüfusun eğitim düzeyleri açısından
doğru bir piramit oluşturamamış
bir ülke niteliğini taşıyor.
Bu tabloyu biraz daha derinlemesine irdelersek 25-64 yaş arasında en az ortaöğretim 2. kademe
mezunu bireylerin yaş gruplarına
göre oranlarında da durum değişmiyor. Örneğin 25-34 yaş grubunda
lise mezunlarının oranı Türkiye’de
% 42 iken OECD ortalaması % 82,
OECD üyesi AB ülkelerinin ortalaması % 83’te bulunuyor. Bu oran
Türkiye’ye göre neredeyse 2 kat fark
ifade ediyor. Dolayısıyla halihazırda
işgücümüzün en dinamik kısmını
oluşturan 25-34 yaş arası nüfusumuzun % 58’i liseyi dahi bitirememiş gençlerden oluşuyor. Ülkemizde
kalkınma planları, sanayi stratejileri
ve ihracat stratejileri iddialı hedefler ortaya koymakla birlikte 25-34
yaş grubu bireylerin % 58’inin liseyi bitiremediği bir ortamda yüksek
katma değer üreten bir ekonomiye
geçişin en temel altyapısını yeterince ele almadığımız görülüyor.
Kadˆnlar, eØitim ve
istihdam
Eğitim düzeyinin kadın-erkek eşitliğine yansımaları da çok
keskin. OECD verilerine göre
Türkiye’de kadınların istihdama
güçlü şekilde katılabilmeleri ancak
yükseköğretimle mümkün olabiliyor. Yüksek öğretim mezunu
Türk kadınlarının istihdam oranı
% 64,4’e kadar çıkarken bu oran
ilköğretim mezunlarında % 24,4,
ortaöğretim 1. kademe mezunlarında % 21,2, genel ortaöğretim
mezunlarında % 27 olarak ortaya
çıkıyor. Bu resim içerisinde mesleki ortaöğretim mezunu kadınların
istihdam oranının % 30,9 ile anlamlı bir fark sergilediği de göze
çarpıyor. Erkek nüfusta da mesleki
ortaöğretim mezunları genel ortaöğretim mezunlarına göre daha
yüksek istihdam şansına sahipler.
OECD’de ve AB-21 ülkelerinde de eğitim düzeylerinin kadınların istihdam oranları üzerinde
çok etkili olduğunu görüyoruz
ancak başta Türkiye olmak üzere
Akdeniz ülkelerinin bu ortalamaları ciddi şekilde aşağı çektiğini de
dikkate almak gerekiyor. OECD
ve AB-21’de ilköğretim mezunu
kadınların istihdam oranı sırasıyla
% 35,7 ve % 34,1, ortaöğretim 1.
kademeyi bitiren kadınların istih-
dam oranı % 48,7 ve % 46,9, mesleki ortaöğretimi bitiren kadınların istihdam oranları % 63,8 ve
% 63,3, genel ortaöğretimi bitiren
kadınların istihdam oranı ise %
65,4 ve % 67,5 olarak gerçekleşiyor. Ülkeler itibarıyla bakıldığında Türkiye’de ilköğretimi bitiren
kadınların istihdam oranı İtalya,
İsrail ve Slovenya’dan hafif de olsa
daha yüksek görünmekle birlikte
bu aslında ülkemizde kadınların
tarım kesiminde ücretsiz aile işçisi
olarak yoğun şekilde çalışmalarından kaynaklanıyor. Öte taraftan
diğer tüm eğitim düzeylerindeki
kadınların istihdam oranı açısından Türkiye OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada bulunuyor.
Acil hamleler
gerekiyor
Bütün bu rakamlara bakıldığında, Türkiye’nin acil olarak ele alması gereken bazı tedbirler ortaya
çıkıyor. Bunlardan birincisi ve en
önemlisi, eğitim hayatından ayrılan nüfusun genel eğitim düzeyinin
kapsamlı bir yaşam boyu öğrenme
stratejisi dahilinde yükseltilmesi
ve bu bireylerin eksik kalan eğitimlerinin güçlendirilmesi. İkinci
olarak, halihazırda eğitim çağında
olan veya eğitime başlayacak nüfusun bir sonraki eğitim kademesine
erişim imkanlarının ve eğitimde
kalma süresinin uzatılması büyük
önem taşıyor. Üçüncü olarak, ekonominin nitelikli işgücü ihtiyacını karşılayabilecek kapasitedeki
mesleki ortaöğretim kurumlarının
oluşturulması ve yaygınlaştırılması,
gençlerin istihdama katılmalarını
kolaylaştıracağı gibi, istihdamda
kadın erkek dengesizliğinin azalmasına ve kadınların da ekonomiye
katkı sunmalarına yardım edecektir.
4
iÛveren gazetesi eylül 2012
“E-Ödenek Programˆ” hakkˆnda
SGK Genelgesi yayˆmlandˆ
Sosyal Güvenlik Kurumu BaÝkanlˆØˆ Emeklilik Hizmetleri Genel MüdürlüØü tarafˆndan “E-Ödenek Programˆ”
konulu 3 AØustos 2012 tarih ve 2012/28 sayˆlˆ Genelge yayˆmlandˆ.
Genelge’de; 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 18. maddesine göre
kısa vadeli sigorta kollarından verilmekte olan geçici iş göremezlik
ödeneklerinin ödenmesi için gerekli olan ve anlaşmalı sağlık hizmet
sunucularınca düzenlenip Kurum’a
gönderilmesi gereken istirahat raporlarının elektronik ortamda düzenlenmesine dair programın yazı-
lım çalışmalarının tamamlandığı ve
programın taşra ünitelerinde test
edilmiş olduğu
belirtilerek;
buna iliş-
kin hastane, işveren
ve Kurum’un yapacağı iş ve işlemlere
ait süreçler yeniden
belirlendi.
Bilindiği üzere, sigortalıların
rahatsızlanmaları halinde alacakları istirahat
raporlarına
ilişkin esaslar Sosyal
Sigorta
İşlemleri
Yönetmeliği’nin 39.
maddesinde düzenleniyor. Söz konusu
maddenin
yedinci
fıkrasında, Kurum’ca
yetkilendirilen tek
hekim veya sağlık
kurulu tarafından
verilecek
istirahatlerin,
örneği
Kurum’ca belirlenecek belgenin
doldurulması veya
elektronik ortamda düzenlenmesi
suretiyle Kurum’a
gönderilmesi öngörülüyor. Bu bağlamda, E-Ödenek
Programı; 5510 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamındaki
sigortalılar için, Kurum’la
anlaşmalı özel ve resmi sağ-
lık tesislerince düzenlenen geçici
iş göremezlik belgeleri veya sağlık kurulu raporlarının işverenlere ve Kurum’a elektronik ortamda
gönderilmesi, iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve sigortalıya ödenmesi için MOSİP
sistemi aracılığıyla T.C.
Ziraat Bankası A.Ş. şubelerine gönderilmesine
dair işlem süreçlerini
kapsıyor. Program kural olarak tüm sağlık
hizmet
sunucularının
kullanımına açık olmakla
beraber; işyeri hekimleri, kurum
tabiplikleri, aile hekimleri, belediye ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne
ait hastaneler ile Kurum’la anlaşması olmayan özel sağlık hizmet
sunucularına bu aşamada MEDULA üzerinden erişim sağlanamadığından, programın ikinci
aşamasının uygulamaya açılmasına kadar anılan birimlerce düzenlenen raporlar e-ödenek projesinin dışında tutuluyor.
Bu nedenle,
• Sigortalılara aile hekimleri, belediye hastaneleri ve askeri hastaneler tarafından verilen istirahat
raporları ile kurum tabiplerinin
işçi personellere verdikleri raporların kâğıt ortamında düzenlenmesi ve bunların posta veya kurye
ile Kurum ünitelerine gönderilmesi,
• Anlaşması olmayan sağlık hizmeti sunucusu hekimlerinin düzenledikleri raporlar ile anlaşmalı
özel hastanelerin anlaşma dışında
kalan branşlar için düzenledikleri
raporların eski uygulamaya göre
resmi sağlık hizmet sunucularınca
onaylanması ve Kurum’a gönderilmesi,
• İşyeri hekimlerinin düzenlemiş
olduğu 2 günlük istirahat raporları için geçici iş göremezlik ödeneği (iş kazası ve meslek hastalığı
dışında kalan vakalar için) ödenmemekle beraber, sigortalılara tek
hekimce düzenlenen raporların
bir takvim yılında 40 günü aşmaması kuralının hesabında dikkate alınması için anılan raporların
Kurum’a kâğıt ortamında gönderilmesi,
uygulamasına devam edilecektir.
E-posta adreslerini
bildirmede son tarih
1 Ekim 2012
Genelge’nin “İşveren Modülü”
başlıklı bölümünde;
• Sağlık hizmet sunucusu hekimlerince düzenlenen ve başhekim
tarafından onaylanan ve elektronik ortamda işverene gönderilen
raporların, işverene ait çalışılmadığına dair bildirim ekranında
görülebileceği, söz konusu raporların, Sosyal Sigorta İşlemleri
Yönetmeliği’nin 39. maddesinin
yedinci fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca aynı zamanda
tebligat niteliği de taşıdığı, bu nedenle kendisine sigortalının istirahat raporu ulaşan işverenin, istirahatin bittiği tarihten itibaren 5
iş günü içerisinde çalışılmadığına
dair bildirim girişini yapması gerektiği, bildirimin http://uyg.sgk.
gov.tr/vizite/welcome.do adresinden yapılacağı,
• Çalışılmadığına dair bildirimin
süresinde yapılması için Kurum
tarafından işverenlere e-posta
gönderileceği, e-posta gönderilebilmesi için işverenlerin e-posta
adreslerini Kurum’a bildirmeleri
gerektiği, işverenlerin elektronik
posta adreslerini Kurum’a ulaştırmaları hakkında bildirilecek
son tarihin 01/10/2012 olduğu,
bu tarihe kadar 2011/50 sayılı
Genelge’nin çalışılmadığına dair
bildirimle ilgili hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği
belirtiliyor.
iÛveren gazetesi eylül 2012
BT baÚarÛsÛ
müÚterek anlayÛÚÛ gerektirir
Harvard Business Review Dergisi’nden Seçmeler dizisinin
58. kitabˆ “Teknolojiyi Stratejiyle Ba×daÚtˆrmak” yayˆmlandˆ.
Sadece “siz” deØilsiniz. DiØerlerini geride bˆrakmak giderek
daha zor hale geliyor. Bu hiper rekabetin arkasˆndaki
motor ise BiliÝim Teknolojileri (BT).
BT yönetimi için yeni kurallar:
•
Daha az harcayın.
•
İzleyin, başı çekmeyin.
•
Fırsatlara değil, zayıf yanlara odaklanın.
Rekabet üstünlüØünü kazanmak ve
muhafaza etmek için üç strateji:
•
Eski sistemlerin düzensiz bir karmasını
birbirine eklemlemek yerine tutarlı bir
teknoloji platformu konuşlandırın.
•
Daha iyi çalışma yolları için inovasyon
yapın.
•
Bu süreç inovasyonlarını şirketinizin geneline büyük ölçüde yayın.
BaÛarˆlˆ BT iÛ süreci
iyileÛtirmelerinin nitelikleri:
•
Uzun vadelidir.
•
Derhal sonuç verir.
•
Kesindir.
•
Tutarlıdır.
•
İzlemeyi kolaylaştırır.
•
Uygulanabilirliği yerleştirir.
5
6
iÛveren gazetesi eylül 2012
Ùnsana sevgi, emeØe saygˆ.
ÙÛ SaØlˆØˆ ve GüvenliØi Kanunu
kapsamˆnda öngörülen
zorunlu eØitimler ile tüm
sektörlerin hizmetindeyiz.
Türk çalˆÝma hayatˆnˆn verimliliØini ve etkinliØini artˆrmayˆ
hedefleyen Mesleki EØitim Merkezi Ticaret A.Ü. (MEMAS),
alanˆnda deneyimli ve uzman kadrosu ile iÝ saØlˆØˆ ve
güvenliØi eØitimlerine devam ediyor.
Esnek ve uygulama odaklˆ
Neden zorunlu?
Esnek ve uygulama odaklı eğitimler kapsamında MEMAS, istendiğinde işyeri ziyaretleri
düzenleyerek işletmeye özgü eğitim programını
oluşturuyor. Zorunlu iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, işletmelerin ihtiyacına uygun olarak işyerinde
ve/veya genel katılıma açık olarak MEMAS’ın
eğitim merkezlerinde veriliyor.
Ölçme ve deØerlendirme
Verilen eğitimlerin etkinliğini ve verimliliğini
ölçmek için ölçme ve değerlendirme yapılıyor ve
yasal zorunluluğun yerine getirilmesi için eğitimler belgelendiriliyor.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu; 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Mevzuatımızda önemli
değişiklikler ve yenilikler getiren Kanun; bazı istisnalar haricinde, kamu ve özel sektöre ait bütün
işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile
işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına; faaliyet konularına
bakılmaksızın uygulanacaktır.
17. maddesine göre işverenler, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlamakla
yükümlüdürler.
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin, faaliyet
konularına bakılmaksızın tüm işyerlerinde, çırak
ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlara
verilmesi zorunludur.
Kanunla işverenlere; “çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak için mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması” yükümlülüğü getirildi. Kanun’un
Bu eğitimlerin özellikle;
• işe başlamadan önce,
• çalışma yeri veya iş değişikliğinde,
• iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya
• yeni teknoloji uygulanması hâlinde
verilmesi zorunludur.
E×ÙTÙM MODÜLLERÙ
Modül 1
Modül 4
Modül 7
Genel ÙÝ SaØlˆØˆ ve GüvenliØi EØitimleri
Yangˆn GüvenliØi EØitimi
5S Sistemi EØitimi
Modül 5
Modül 2
Risk DeØerlendirmesi EØitimi
ÙÝ SaØlˆØˆ ve GüvenliØi Kurulu
Üyelerinin EØitimi
Modül 3
Modül 6
Acil Durum EØitimi
Ergonomi EØitimi
En önemli serm
ayemiz insan kayna؈mˆzdˆr.
7
iÛveren gazetesi eylül 2012
M.A.S ECVET Projesi Teknik Uzmanˆ
Claudia Ball
MAS ECVET
MESS’i ziyaret etti
Mo
Türk Ulusal Ajansı tarafından koordine edilen LdV Yenilik
Transferi Programı kapsamında,
MESS Eğitim Vakfı liderliğinde ve
MESS’in yönetici koordinatörlüğünde yürütülen M.A.S. ECVET
Projesi (Otomotiv Sektöründe ECVET ile Hareketlilik) Türkiye, Almanya ve İtalya’dan 6 proje ortağının katılımı ile devam ediyor.
Almanya’dan proje ortağı DEKRA Akademie ile birçok benzer
projede görev almış olan teknik uzman Claudia Ball, proje faaliyetleri
kapsamında MESS’i ziyaret etti. 28
Ağustos 2012 tarihinde gerçekleşen toplantıya MEV Genel Müdürü Dr. Necdet Kenar, MESS Genel
Sekreter Yardımcısı Dr. Aykut Engin, Endüstri Yönetimi ve Araştırma Uzmanı Barış Can Avınca ve
Eğitim Uzman Yardımcısı Gamze
Çaparlar katıldı.
Toplantı, proje kapsamında sürdürülen faaliyetlerin gözden geçirilmesi ile başladı. Katılımcılar,
görev bölümü, örnek projeler ve iş
paketleri üzerine fikir paylaşımın-
da bulundular. Takip eden bölümde
ise proje kapsamında yerine getirilmesi planlanan çalışmalar ele alındı.
Yapılacak faaliyetler ile ilgili
geliştirme önerilerini sunan Ball,
gerçekleştirdiği ön hazırlık çalışmalarını katılımcılarla paylaştı. Proje için seçilen “Otomotiv Elektromekanikçisi” mesleğinin Alman
eğitim sistemindeki yeri ile ilgili
bilgilendirmelerde bulundu.
Ball ayrıca, proje dahilinde
şimdiye kadar yapılan faaliyetlerin
or through E
b i li
CV
ty in Automotive Sect
ET
başarıyla tamamlandığını, uygulama aşamasının sonuçlanmasıyla ECVET konusunda projenin
önemli bir referans olacağını belirtti.
M.A.S. ECVET Projesi’nin bir
sonraki faaliyeti, proje ortaklarının katılımıyla 2012 Kasım ayında
Almanya’nın
Stuttgart
kentinde
gerçekleştirilecek. Proje ile ilgili
daha detaylı bilgi www.masecvet.eu
web sitesinden temin edilebilir.
Çelik-ÙÛ’te yeni dönem
Çelik-İş Sendikası’nın Olağanüstü Genel Kurulu 01-02 Eylül 2012
tarihlerinde Ankara’da Başkent
Öğretmenevi’nde yapıldı. Olağanüstü Genel Kurul’a Hak-İş
Konfederasyonu Genel Başkanı
Mahmut Arslan, Hak-İş Onursal Genel Başkanı, TBMM İdare
Amiri ve Çorum Milletvekili Salim Uslu, Öz Gıda-İş Sendikası
Genel Başkanı Mehmet Şahin,
Öz Orman-İş Sendikası Genel
Başkanı Settar Aslan, Öz İplikİş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, Öz Ağaç-İş Sendikası
Genel Başkanı Eyüp Karadereli,
Hizmet-İş Sendikası Genel Sek-
reteri Devlet Sert, Hizmet-İş
Sendikası Genel Mali Sekreteri
Metin Eser, delegeler ve çok sayıda misafir katıldı. Olağanüstü
Genel Kurul’un ikinci günü yapılan seçim sonuçlarına göre; Ali
Cengiz Gül Genel Başkan, Yunus
Değirmenci Genel Sekreter, Bayram Altun Genel Mali Sekreter,
Muharrem Şahin Genel Teşkilatlandırma Sekreteri, Recep Akyel
Genel Eğitim Sekreteri olarak
seçildi. Denetleme Kurulu’na
Adem Nacar, Mustafa Karayel ve
Hasan Şam seçilirken; Disiplin
Kurulu Murat Kayış, Caner Arıcıoğlu ve Halit Demir’den oluştu.
Soldan saØa; Recep AKYEL, Yunus DE×ÙRMENCÙ,
Ali Cengil GÜL, Bayram ALTUN, Muharrem ÚAHÙN
Uzun yıllar sendikaya hizmet veren Hikmet Ferudun Tankut ise
Çelik-İş Sendikası Onursal Başkanı olarak seçildi.
8
BaÚarÛlÛ
iÚadamÛ
kimli×i ve
üzerine aldÛ×Û
her görevde
gösterdi×i
titizli×i ile
seçkin
çalÛÚmalara
imza atan
Ùükrü Er
19 A×ustos
2012 tarihinde
vefat etti.
iÛveren gazetesi eylül 2012
1970’li yˆllarda her yˆl toplanan MESS OlaØan Genel
Kurulu’nun ana gündem maddesi iÝyerlerinde düzenlenen grevler, grev fonundan faydalanmak isteyen MESS
üyeleri ve kamuoyunda iÝveren aleyhine yaratˆlmak istenen olumsuz havaya kar݈ alˆnacak önlemlerdi. Bunun
için yönetim kurulu bir çˆkar yol bulmaya, olasˆ grevler için
çareler üretmeye bakˆyordu. Ùükrü Er, bu karmaڈk, çetrefilli ve engebeli endüstri iliÚkiler sisteminin içerisinde
ve yaÚandˆkça giderek daha da kaosa sürüklendi×ine
tanˆk olunan bu zor yˆllarda MESS BaÚkanˆ unvanˆ ile görev aldˆ, cenk meydanˆndaki bir er gibi mücadele verdi.
Sendikamˆzdaki çalˆÝmalarˆna 1969 yˆlˆnda Sendika
Meclisi BaÝkan VekilliØi görevi ile baÝlayan Üükrü Er,
1968-1972 yˆllarˆnda Ankara Bölge Temsilciler Kurulu
BaÝkanlˆØˆ, 1968-1973 yˆllarˆnda MESS Yönetim Kurulu
ÜyeliØi ve 1973-1982 yˆllarˆnda MESS Yönetim Kurulu
BaÝkanlˆØˆ, 1972-1982 yˆllarˆnda TÙSK Yönetim Kurulu
ÜyeliØi, 1995-2012 yˆllarˆnda MESS EØitim Vakfˆ Mütevellisi ve 1993 yˆlˆndan vefatˆna kadar MESS Yönetim Kurulu DanˆÝmanlˆØˆ görevinde bulundu.
9
iÛveren gazetesi eylül 2012
1923 yılında Samsun’da doğan
Şükrü Er, ilk ve orta öğrenimini çeşitli illerde tamamlar. 1948 yılında
İTÜ Makina Fakültesi Havacılık
Bölümü’nden, Uçak İnşaatı Yüksek
Mühendisi unvanı ile mezun olur.
Üniversitedeki öğrencilik yıllarında
Etimesgut Uçak Fabrikası’nda 1,5
yıla yakın işçi ve usta olarak çalışan Er, çalışma hayatında sırasıyla:
THK Uçak Motoru Fabrikası’nda
Proje Bürosu, Prototip, Montaj ve
Motorlu Araçlar Tamir Atölyesi Şeflikleri (1948-1950), TZDK
Genel Müdürlüğü’nde Diyarbakır
Bölge Müdür Vekilliği ve Tesis ve
Makina Dairesi Başkanlığı (195153), İller Bankası Termo Elektrik
Servisi’nde Başuzman ve yetmişbeş
kasabanın Termik Santraller Gru-
için 5 ve 10 beygir gücünde 10 adet
(Türkiye’nin ilk yerli üretimi) benzin motoru ve bununla birlikte çalışacak santrifrüj pompası imal eden
ekipte yer alır. Er, çeşitli nedenler ile
havacılık endüstrisinden kopar.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nda bölge atölyeleri kurar. Burada araştırmalar yaparak patentli
ürünlerin üretilmesine katkı sağlar.
İller Bankası’nda dizel-jeneratör
grubu ile çalışan elliüç elektrik santrali ile kasabalarının şebekelerini
içeren yatırımı yönettir.
Serbest çalışmaya başladığında,
bir kısmının projesi kendine ait olmak üzere; makinaların imali, kalorifer tesisleri, muhtelif yerlerde çelik silonun montajı gibi işler yapar.
Yayˆnlarˆndan birkaçˆ
bu Şefi (1953-57), TMMO Birliği
Umumi Katibi (1957-58) olarak
görev yapar. Askerlik hizmetini tamamlayan Er 1958 yılından itibaren serbest çalışma kararı alır. 1964
yılında Işık Makina İmalat ve Pazarlama A.Ş.’nin kurucu ortağı olur,
1992 yılına kadar murahhas üye
olarak orada çalışır.
Gazi Orman Çiftliği Uçak Motoru Fabrikası’nda “De Havilland”
lisansı ile kısmen yerli imalat olarak
yapılan 30 adet uçak motoru, 1949
yılında genel hizmetler
Kütahya Azot Fabrikası’nın kuruluşunda müteahhit olarak çalışır.
Er, çeşitli kurumların fabrika
tesis ve makina ihalelerinde danışman, bazı mimari proje müsabaka-
larında jüri danışman üyesi olarak
görev alır.
1964 yılından itibaren, ortaklığını ve murahhas üyeliğini yaptığı Işık
A.Ş. bünyesinde çeşitli projelerde
adı geçer. Yüksek Teknik Öğretmen
Okulu’nda bir sömestr çelik yapılar
bilgisi, Ankara Devlet Mühendislik
ve Mimarlık Akademisi’nde dört yıl
Öğretim Görevlisi olarak yapı makinaları dersi verir.
Öğrenciliğinden bu yana dernek ve meslek kuruluşlarına da ilgi
gösteren Er; çok çeşitli kuruluşlarda
aktif görev alır ve birçoğunun da kuruluş çalışmalarına katkıda bulunur.
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin kuruluş çalışmalarına
Úükrü ER
eÛi
Melahat ER
ile MESS
etkinliØinde.
katılır. 1961 yılında Ar-Ge Enstitüsü (TÜBİTAK)’nün kurulması için
teşebbüste bulunur. 1957 yılında
Sanayi Bakanlığı Kuruluş Kanunu
Tasarısı’nı hazırlayan Komisyonda
yer alır.
1957 yılında TEK’in kuruluş
kanununu hazırlamakla görevli komisyonun başkanlığını ve 1968 yılında UNİDO’nun da katkıları ile
Bakanlık bünyesinde kurulan Sanayi Eğitim ve Geliştirme Merkezi (SEGEM)’nin Yönetim Kurulu
Üyeliğini yapar.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin Genel Sekreterliğini
yaptığı sürece, TBMM’deki bayındırlık, mühendislik ve mimarlıkla
ilgili kanun tasarılarının görüşüldüğü komisyonlara katılır ve danışmanlık yapar.
Şükrü Er’e Allah’tan rahmet,
ailesine ve yakınlarına başsağlığı
dileriz. Mekanı cennet olsun.
Úükrü ER,
MESS’te endüstri
iliÛkilerinin geliÛmesi için
yürütülen çalˆÛmalara
büyük katkˆda bulundu.
10
iÛveren gazetesi eylül 2012
iÛveren
dosya
Serra DEMÙR
MESS Basˆn, Yayˆn ve
Halkla ÙliÛkiler Uzmanˆ
[email protected]
Tedarik Zinciri Yönetimi
sa×lam halkalar bütünü
Önümüzdeki yˆllarˆn küresel galipleri, en iyi da؈tˆm organizasyonuna sahip ve
müÝterilerine mükemmel destek veren Ýirketler olacak.
1950’lerde teknoloji ve uzmanlığın paylaşılması riskliydi. Aradan geçen
onlarca yıllık deneyim işletmelerin kararlarının genel merkezine müşteriyi
yerleştirmesine neden oldu. 1985 yılında literatürde yerini alan Tedarik Zinciri kavramının baş aktörleri olan üretici-tedarikçi ve perakendeciler işbirliği
yollarını geliştirmeye çalıştı. Bu işbirliğinde ürün, para ve bilginin yönetimi
Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) olarak adlandırıldı. Geçmişi 1960’lara dayanan TZY, günümüze kadar Malzeme İhtiyaç Planlaması, Etkin Müşteri
Mehmet
TEKÙN
M
CMS
Jant ve Makina Sanayii A.Ú.
C
Planlama Direktörü
P
Neden ihtiyaç duyulur?
iÛveren
dosya
Pazarlar; sınırlar ötesine genişleyerek büyük
P
vve kapsayıcı tek bir ticari platforma dönüşm
müştür. Şirketler bu büyük pazar platformu
içerisinde ekonomik baskı altında faaliyetlerini yürütmek zorunda kalmaktadırlar. Şirketler, üretim maliyetlerini aşağıya çekmek ve
müşterilerine daha ucuz ve çeşitli ürün üretebilmek için, tam zamanında üretimi dikkate
alarak girdilerin düşük olduğu ülkelere yatırım yapmaktalar.
Oluşan bu yeni ve çoklu ticari yapı berabeProf. Dr. Murat ERDAL
Ùstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri
YYönetimi Bilim Dalˆ BaÛkanˆ
iÛveren
dosya
DoØru insan mˆ doØru bilgi
tteknolojisi mi?
İşletmenin ihtiyaçlarını gören, pazardaki
vve rekabetteki değişimi sezen ve onu yönetebilen, insana; kendisine ve çalışanlarına
yatırım yapan yöneticilerdir. Teknolojik
yatırımların kapsamı işletmeden işletmeye ve şirket ölçeğine göre değişmektedir.
Tedarik zinciri içerisinde teknoloji yatırımları çok geniş bir sahayı kapsamaktadır.
Ö
Ömür
KOYI
D
De-ka
Elektroteknik San. ve Tic. A.Ú.
S
Satˆnalma&Lojistik
Yöneticisi
Lojistik hizmetlerinin önemi
iÛveren
dosya
Tedarik zinciri yönetimi, ana müşteriden ilk
T
ü
üreticiye kadar tüm tedarik adımları boyunca
sstokların ve malzeme hareketlerinin optimum şekilde yönetilerek nihai ürün maliyetini minimize etmeyi amaçlayan yönetim modelidir. Bir başka deyişle JIT ( Just in time)
yaklaşımının ana müşteriden en alt tedarikçiye kadar tüm ara üreticiler tarafından uy-
Cevabı (Efficient Consumer Response), Sürekli İkmal Planlaması (Continous Replenishment Planning) gibi pek çok yeni sistem ile geliştirildi. Bu
gelişmeler yöneticiler TZY’de süreç içi çalışmaların, etkin maliyet-yüksek
kalite-tasarım esnekliği-güvenilir ürünler döngüsüne ve nihayet 1990’ların
ortasından sonra tedarikçilerin müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamasında
önemli bir etkisinin olduğunu fark ettiler ve böylece TZY tam anlamıyla
sektörler içinde yerini buldu.
rinde güçlü ve güvenilir bir tedarik zinciri ağı
yapısının kurulmasını da önemli kılmıştır.
Farklı kıtalarda ve bölgelerde yer alan hammadde kaynakları, tedarikçiler, üreticiler,
dağıtım ağı zincirleri, hizmet üretenler, yerel
pazarlar, toptancılar, perakendeciler, müşteriler, yük taşıma operatörleri, sigorta şirketleri,
gümrük müşavirleri, satıcılar, ithalatçılar, ihracatçılar vb. oluşan büyük ve tek bir vücutlu
küresel tedarik zincir meydana gelmiştir.
Bu vücuda hayat veren kan damarlarını ise
küresel tedarik zinciri ağı oluşturmaktadır.
Bu ağın etkin ve verimli bir şekilde idaresini
ve idamesini sağlamaya yönelik başta karar
verme süreçleri olmak üzere planlama, koor-
dinasyon, eşgüdümleme, uygulama, denetim
ve etkilemeden oluşan diğer süreçleri tedarik
(değer) zinciri yönetimi sağlamaktadır.
Günümüzde müşteri aradığı bir ürünü kalitesinden ödün vermeden, ekonomik fiyatla
en ücra noktada bile bulabilmesi işletmeler
tarafından iyi ve doğru kurgulanmış bir ‘Tedarik Zinciri Yönetimi’ ile mümkündür. Bilgi
ve planların tedarikçiler ve müşterilerle paylaşılması, zincir etkinliğini ve rekabetçiliğini
artırır. Değişen dünyada artık firmaların tek
başına kendi aralarında rekabet etmesi söz
konusu değildir. Rekabet artık firmaların
içinde yer aldığı tedarik zincirleri arasında
yaşanacaktır.
Günümüzde donanım, yazılım ve sistem
harcamaları katlanarak artmaktadır. Kurumsal kaynak planlaması (ERP) çözümlerinden internet ve mobil uygulamalara,
şirket içi, tedarikçilerle, dağıtım kanalı ve
müşterilerle entegrasyona kadar büyük bir
alan söz konusudur.
Dolayısı ile başlıkta sorgulanan “insan mı
yoksa teknoloji mi?” sorusuna çoğunluğun
cevabı “her ikisi de”dir. Belki böyle bir cevap kolaycılık ya da politik kabul edilebilir.
Aynı zamanda kendi içinde tutarlıdır da.
İkisi birbirini besler ve entegrasyon sağlanırsa başarı garantidir. Ve birçok kimse bu
tercihe net bir biçimde itiraz da edemez.
Fakat ben bir tercih gösterip soruyu cevaplandırırsam “insan” demek isterim. Nedenine gelince; birçok teknolojik yatırım tecrübesi göstermiştir ki, ülkeye/sektöre ya da
firmaya uyum sağlayamamış, büyük zaman
ve para kaybedilmiştir. Dolayısıyla işletme
faaliyet alanı ile teknoloji harcamalarını
yönlendiren, doğru dönemde doğru yatırım kararları alan yine insandır. Yönetici ve
ekibinin aldığı doğru zamanda doğru teknoloji yatırım kararları ve sistem kurulumları başarıyı getirirken yanlış tercihlerinde
büyük kayıplar yaşattığı unutulmamalıdır.
gulanmasıdır. Günümüzdeki uygulamalara
bakıldığında JIT modeli, tedarik edilen malzemelere ilişkin özellikle stok bulundurma ve
finansman maliyetinde iyileşme sağlamakla
birlikte daha makro düzeyde bakıldığında
bu maliyetin bir alt tedarikçiye yüklenmesi
şeklinde tezahür ettiğinden nihai ürün maliyetinde öngörülen düzeyde bir iyileşme sağlanamamaktadır. Bu modelin tedarik zinciri
yönetimi uygulaması ile üretim zincirindeki
en alt tedarikçiye kadar uygulanabilmesi halinde maliyet iyileşmesinin nihai ürüne yansıması net bir şekilde hissedilebilir. Bu mo-
deller aracılığı ile minimum stoklu çalışılarak
kaynakların daha verimli kullanılması hedeflenmektedir. Minimum stokların sağlanabilmesi, tedarik zincirindeki tüm üreticilerin
kısa lojistik süreleri ve düşük sevkiyat maliyetleri ile malzeme hareket kabiliyeti sahibi
olmalarını gerektirmektedir. Bu da kusursuz
bir lojistik hizmeti ve maksimum servis hızına dayanmaktadır. Bu sebeple rekabet şartları ve müşteri memnuniyeti açısından lojistik hizmetlerini kalite, hız ve maliyet odaklı
olarak tedarik zinciri yönetimi içersinde en
temel unsurlardan biri olarak görebiliriz.
11
iÛveren gazetesi eylül 2012
BASINDAN
TavÛanlˆ OSB’den yatˆrˆmcˆlara davet
ÇED süreci devam eden MESS Entegre Geri Kazanˆm ve Enerji Tesislerine komÝu TavÝanlˆ OSB’si
sanayicilerimize çok cazip imkânlar sunuyor.
Bilindiği üzere MSG-MESS
Entegre Geri Kazanım ve Enerji
A.Ş. 120 milyon euroluk bir yatırımla endüstriyel atıklarımızı AB
standartlarında bertaraf ederek
elektrik enerjisine çevirecek olan
60.00 ton/yıl kapasiteli Termal Geri
Kazanım ve Enerji Tesisi için Tavşanlı OSB’sine yakın 672 dönüm
eski bir maden sahasını satın almış
bulunuyor.
Ülkemizin büyük sanayi merkezlerine eşit mesafede ve çok uygun konumda bulunan Tavşanlı
DÜNYADAN
àirketler ve üniversiteler arasßnda bilgi transferi düzeyi (1-10 skalasß)
Düáük
Yüksek
8.11
1 Ýsviçre
2 Ýsrail
7.63
3 ABD
7.50
7.40
4 Singapur
Yatırımcılara bu konularda her
türlü güvenceyi veren Tavşanlı
Kaymakam’ı Numan Hatipoğlu,
Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa
Güler ve Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Efe destek
için yardımcı olmaya hazır olduklarını ifade ediyorlar.
İLETİŞİM
Davut Efe
TavÌanlÜ Ticaret ve Sanayi OdasÜ BaÌkanÜ
Yeni Mahalle Arifağa Sokak No: 2
43300 Tavşanlı / Kütahya
Tel: (274) 614 13 81 w w w. t t s o. o r g
EØitim ile iÝ dünyasˆ
arasˆndaki baØlarˆ
güçlendirmeliyiz
7.19
5 Almanya
6 Kanada
7.09
7 Hong Kong
6.98
6.69
8 Ýrlanda
9 Tayvan
6.63
10 Hollanda
6.62
11 Finlandiya
6.58
12 Danimarka
6.53
13 Ýngiltere
6.42
14 Malezya
6.40
5.76
19 Avusturya
25 G. Kore
5.19
26 Portekiz
5.14
27 Japonya
5.13
4.68
30 Meksika
35 TÜRKÝYE
59 Bulgaristan
OSB’si tamamlanmış altyapısı ve
uygun maliyetleri ile sanayicilerimize çok cazip imkânlar sunuyor.
Kütahya teşvikler sıralamasında
dördüncü bölge içinde yer alırken,
Tavşanlı OSB’si vergi ve sigortada
beşinci bölge olarak değerlendiriliyor. Tavşanlı OSB’de arsa tahsisi,
arsaların yatırım maliyet bedelinin
sadece yüzde 10’u ödenerek yapılıyor. Yatırımcılar iki yıl içinde tamamlanan inşaatlarının tapularını
derhal alabiliyor. Ayrıca OSB içerisinde yapılacak yatırımlara gümrük
ve KDV muafiyetleri tanınıyor.
Tavşanlı OSB’de istihdam edilen
personelin sigortasının tamamını
devlet karşılıyor.
Enerjinin yüzde 90’ını devlet
bedelsiz veriyor ve her şirkete yüzde
4 faizle 600 bin TL’ye kadar devlet
desteği sağlanabiliyor.
4.48
2.26
Kaynak: Uluslararasˆ Yönetim GeliÝtirme Enstitüsü (IMD) Dünya Rekabet YˆllˆØˆ 2012
Not: Ülke isimlerinin solundaki rakamlar 59 ülke içindeki sˆralamayˆ göstermektedir.
Hızla değişen küresel piyasa koşulları, işgücü piyasasının yapısını
ve piyasanın çalışanlardan beklentilerini aynı hızla değiştirmekte,
mesleki eğitim sisteminin de bu
beklentileri karşılayacak tarzda dinamik bir yapıya kavuşturulması
gerekiyor. Mesleki eğitim sisteminden yetişen gençler istihdam
hedefiyle işgücü piyasasına giriyor.
Eğitim ile edindikleri nitelikler piyasa ihtiyaçlarını karşıladığı ölçüde
iş bulma şansı yakalıyorlar. Mesleki eğitim sistemi ile işgücü piyasası
arasındaki uyumun sağlanması hem
insan gücü kaynağının hem de ekonomik kaynakların optimum kullanımı açısından önemlidir.
Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından
yayımlanan Dünya Rekabet Yıllığı
2012 araştırmasında yer alan verilere göre, Türkiye işletmeler ile üniversiteler arasındaki bilgi transferi
sıralamasında araştırmaya katılan
59 ülke içinde ancak 35. sırada yer
alıyor.
İşsizlikle mücadele ve sanayinin
güçlendirilmesi gibi kalkınmanın
iki temel taşını doğrudan etkileyen
mesleki eğitim ve piyasa ilişkisinin
güçlendirilmesi, Türkiye’de faaliyet
gösteren her kurum için bir görevdir.
MESS, sosyal partnerleri ile el
ele kurduğu Mesleki Eğitim Merkezi Tic. A.Ş. ve Mesleki Yeterlilik
Sınav ve Belgelendirme Merkezi
A.Ş. ile bu alandaki sorumluluğunu
yerine getiriyor.
12
iÛveren gazetesi eylül 2012
Onuncu Kalkˆnma Planˆ hazˆrlˆk
çalˆÛmalarˆ baÛladˆ
2014-2018 dönemini kapsayacak olan Onuncu Kalkˆnma Planˆ hazˆrlˆk çalˆÝmalarˆ, 5 Haziran 2012 tarihli
Resmi Gazete’de yayˆnlanan 2012/14 sayˆlˆ BaÝbakanlˆk Genelgesi ile baÝladˆ.
Genelge, Kalkınma Planını
“ülkemizin odaklanacağı dönüşüm alanlarını, hedef ve stratejilerini ortaya koyacak temel politika
dokümanı” olarak tanımlamakta.
Ülke sorunları ve çözüm önerilerinin, kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde
tartışılacağı hazırlık çalışmalarında
geniş bir katılımın sağlanması ve uz-
man görüşlerinin alınabilmesi için
Özel İhtisas Komisyonları ve Çalışma Grupları kuruldu. Kalkınma
Bakanlığı’nın
koordinasyonunda
yürütülen; kamu kesimi, özel kesim
ve sivil toplum temsilcileri ile akademik çevrelerin bir araya geldiği
özel ihtisas komisyonları ve çalışma
grupları çalışmalarından elde edilen
sonuç, değerlendirme ve öneriler
Plan hazırlıklarına katkı sağlayacak.
Onuncu Kalkınma Planı hazırlık
çalışmalarında 46 adet Özel İhtisas
Komisyonu (ÖİK) ve 20 adet Çalışma Grubu oluşturuldu.
Komisyonlarda ekonomik ve
sosyal alanlarda makro ve sektörel
birçok konu ele alınıyor. Büyüme,
cari açık, istihdam ve işgücü piyasası, sosyal güvenlik sistemi, imalat sanayinde dönüşüm, enerji verimliliği,
eğitim sisteminde kalite ÖİK’lardan bazıları. Otomotiv, demir çelik,
elektronik, kimya, gelir dağılımı ve
yoksulluk, mesleki eğitimin yeniden
yapılandırılması çalışma gruplarından bazılarını oluşturuyor.
Ùstihdam ve ÙÝgücü
Piyasasˆ ÖÙK’sˆ temel
olarak “istihdamˆn
artˆrˆlmasˆ” ve
“çalˆÝma hayatˆnˆn
iyileÝtirilmesi” olmak
üzere iki temel konu
üzerinden çalˆÝmalarˆnˆ
yürütüyor.
Ùstihdam ve Ùàgücü Piyasasˆ Komisyonuna TÙSK’i temsilen MESS Yönetim Kurulu Baàkan Vekili Bedirhan ÇELÙK ile Kalkˆnma BakanlˆØˆnˆn davetlisi
olarak MEV Genel Müdürü Dr. Necdet KENAR katˆldˆ.
İstihdam ve İşgücü Piyasası ile
Göç Özel İhtisas Komisyonları ve
Gelir Dağılımı ve Yoksulluk Çalışma Grubu çalışmaları 3-4 Eylül’de
Ankara’da Shareton Otelinde yapıldı. Akademisyenlerin, uzmanların,
sosyal tarafların, kamu ve meslek
kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı çalışmalar Kalkınma Bakanlığı
koordinasyonunda yürütüldü.
Komisyonda İstihdam ve
İşgücü Piyasası ÖİK’sı
temel olarak “İstihdamın Artırılması”
ve “Çalışma Hayatının İyileştirilmesi” olmak üzere iki temel konu
üzerinden çalışmalarını yürüttü. Bu çerçevede üç alt komisyon
oluşturuldu:
“İstihdamın
Artırılması”, “Çalışma Hayatı” ve
“İş Sağlığı ve Güvenliği” alt komisyonları. İstihdamın Artırılması Alt
Komisyonu; “İşgücü Talebi/Makro, Sektörel ve Bölgesel Politikalar,
İşgücü Maliyetleri ve Teşvikler, İşgücü Arzı/Eşleştirme, Aktif İşgücü
Politikaları ve İşgücünün Niteliği”
konularında yoğunlaştı. Çalışma
Hayatı Alt Komisyonu; “İşçi İşveren İlişkilerinin Geleceği, Sosyal
Diyalog, Çalışma Koşulları ve Kayıt
Dışılık” konuları üzerinde çalıştı. İş
Sağlığı ve Güvenliği Alt Komisyonu ise “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları, 6331 sayılı İSG Kanunu
ve Güvenlik Kültürü” konularında
çalıştı.
MESS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bedirhan Çelik, işgücü
istatistikleri, istihdamın artırılması,
yeni işlerin yaratılması, işletmelerin
önemi, işgünün niteliğinin artırılması,
teşvikler, endüstriyel
ilişkiler, esneklik konularında TİSK görüşlerini Komisyonda paylaştı.
Çalışma sonuçları raportörler
tarafından derlenecek ve 31 Ekim
2012 tarihinde yapılacak ikinci toplantıya kadar taslak rapor oluşturulacak. İkinci toplantıda ise rapora
son şekli verilecek.
13
iÛveren gazetesi eylül 2012
Türkiye büyümeye devam
ediyor(mu?)
TÜÙK tarafˆndan açˆklanan verilere göre yˆlˆn 2. çeyreØinde
gerçekleÝen büyüme oranˆ son 11 çeyrekteki en düÝük
düzeyle, beklentilerin de altˆnda kaldˆ.
A. AFÚÙN CIBIRO×LU
MESS Endüstri Yönetimi ve
AraÛtˆrma Uzmanˆ
[email protected]
Türkiye
İstatistik
Kurumu
(TÜİK) Eylül ayı başında 2012 yılı
Nisan–Haziran dönemine ilişkin
Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla (GSYH)
verilerini açıkladı. Üretim yöntemine göre, sabit fiyatlar ile hesaplanan
ikinci çeyrek GSYH toplamımız
28,8 milyar TL’ye ulaşırken, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla değişim oranı yüzde 2,9 oldu. Ayrıca
yılın birinci çeyreğine ilişkin olarak
yüzde 3,2 düzeyinde açıklanmış
olan büyüme oranı yüzde 3,3’e revize edildi. Hükümetin 2012 yıl sonu
büyüme hedefinin yüzde 4 olduğunu hatırlarsak, ilk yarıda gerçekleşen
3,1’lik büyüme oranı ile bu tahminin zora girdiğini söylemek yanlış
olmaz.
Türkiye 2010 yılının ilk çeyreğinden bu yana her geçen dönem
büyümede hız kesiyor. 2008–2009
yıllarındaki büyük krizden sonra gelen dönemde yaşanan baz etkisi ile
büyüme verilerinin şiştiği göz önüne alınırsa, 2011–2012 döneminde
“yumuşak inişin” yaşanması beklenen bir gelişme. Ancak, büyümeyi
canlı tutan ihracattaki tartışmalı kalemler, Avrupa pazarındaki sıkıntılı
süreç devam ediyorken, Ortadoğu
pazarının siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle bozulması ve yaklaşan seçim
dönemi ile başlayacak seçim ekonomisi süreci, 2012 yılının ikinci yarısı
hatta 2013 yılı için çok da parlak bir
tablo çizmiyor. Son 5 çeyrektir sürekli büyüme hızı düşen ve son 11
çeyrekteki en düşük seviyeye gerileyen ekonomimizin yılın 2. yarısında
farklı bir performans sergileyeceğini
ümit etmek, fazla iyimser bir yaklaşım olur.
Hanehalkˆ da, kamu da
harcamayˆ azalttˆ
Yılın 2. çeyreğine ilişkin hane
halkı tüketim harcamalarına ilişkin
veriler, tüketim seyrinin negatif yönde geliştiğini gösteriyor. Harcamalar
yöntemine göre, sabit fiyatlar ile hesaplanan GSYH alt kalemlerinde
yer alan hane halkı tüketimi geçen
yılın aynı dönemine oranla yüzde
0,5 geriledi. 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 12,1 artan ve o dönemki GSYH artışını domine eden
hanehalkı tüketimi son 4 çeyrektir
azalış gösteriyordu. Yılın ilk çeyreğinde 0,2’ye kadar gerilemiş olan
iç talep gelişim hızı, 2009 yılındaki
büyük ekonomik krizden bu yana ilk
kez eksi değere geriledi. Hanehalkının tüketim detaylarını inceleyecek
olursak, en yüksek artış yüzde 7,7 ile
eğitim alanında gerçekleşirken, en
büyük gerileme yüzde 10,9 ile giyim
ve ayakkabı harcamalarında görüldü. Temel gıda harcamalarındaki
artış ise yüzde 2,4 olarak gerçekleşti. 2. çeyrekte kamu harcamaları da
hız kesti. 2011 yılında inişli çıkışlı,
düzensiz bir seyir izleyen devletin
nihai tüketim harcamaları, yılın ilk
3 aylık döneminde yüzde 5,5 artış
göstermişken, 2. çeyrekte azalarak
yüzde 4,4 artış gösterdi.
Hane halkı ve kamu harcamalarındaki daralma ile paralel olarak,
hem kamu hem de özel yatırımlar
geriledi. 2012 yılının ilk çeyreğinde
yüzde 2,1 artış göstermiş olan kamu
yatırımları 2. çeyrekte yüzde 4 geriledi. Özel sektör yatırımlarındaki düşüş ise daha yüksek oranlarda
gerçekleşti. Ocak–Mart döneminde
yüzde 1,4 artan özel sektör yatırımları Nisan–Haziran döneminde
yüzde 7,9 geriledi. Böylece yılın ilk
yarısında kamu yatırımları yüzde
1,5, özel sektör yatırımları ise yüzde 3,5 gerilemiş oldu. Bu noktada,
hükümetin açıkladığı yatırım teşvik
paketi ile ilgili yorum yapmak için
henüz erken, ancak paket çok olumlu neticeler vermedikçe özel sektör
yatırımlarının kısa ve orta vade de
hızlı bir ivme kazanmasını beklemek de olası değil.
2. çeyrekte,
temel sektörler
hˆz kesti
Ekonominin temel yapı taşlarını oluşturan sektörler 2012 yılının
ikinci çeyreğinde ya daralma yaşadılar ya da büyümede hız kestiler.
İkinci üç aylık dönemde, temel sek-
2008–2012 yßllarß çeyrekler itibariyle büyüme oranlarß (sabit fiyatlar, %)
Kaynak: Türkiye Ùstatistik Kurumu (TÜÙK)
törlerden inşaat, tarım, enerji sektörleri geriledi, ulaştırmada daralma
eğilimi sürdü. İnşaat sektörünün
ilk çeyrekte yüzde 2,7 olan büyüme
oranı, ikinci çeyrekte yüzde 0,4’e
geriledi. Tarımın ilk çeyrekte yüzde 5,4 olan büyüme oranı, ikincide
yüzde 3,5’e, enerji sektörünün büyümesi de yüzde 8,4’ten yüzde 6,1’e
geriledi. İlk çeyrekte yüzde 5,1 büyüyen ulaştırma–haberleşme sektörü ikinci çeyrekte yüzde 3,9’luk bir
büyüme kaydetti. Temel sektörler
içinde ikinci çeyrek itibariyle gelişme gösteren tek sektör ise imalat sanayii oldu. Birinci çeyrekte büyüme
hızı 2,8 olan sektör, ikinci çeyrekte
küçükte olsa bir artışla büyüme hızını yüzde 3,4’e çıkardı.
Önemli istihdam alanlarından
toptan ve perakende ticaret sektöründe ise 2011 yılının ilk yarısında
yüzde 15,8 olan büyümenin bu yılın
aynı döneminde yüzde 0,9’a gerilemesi, aynı dönemlerde inşaat sektörünün yüzde 14,2’den yüzde 1,5’e
ve en büyük istihdam alanlarından
olan imalat sanayinin 2011 yılının
ilk 6 ayında yüzde 12 büyürken bu
yılın aynı döneminde yüzde 3,1’e
gerilemesi ekonomik büyümedeki
daralmaya işaret ettiği gibi yaşanacak istihdam sıkıntılarının da habercisi konumunda.
2. çeyrekte, temel sektörler hız
keserken, ekonomik büyümeyi pozitif yönde iten temel faktör ise dış
ticaret verileri oldu. 2012 yılının ilk
7 ayında ihracat yüzde 12,6 artarken, ithalat yüzde 2 geriledi. İhracat
artışı ilk bakışta son derece olumlu
bir veri olarak görülmekle birlikte,
ihracat artışının ilk 7 ayda yüzde
372 gibi rekor bir artışa imza atan
kıymetli maden ihracatına dayanması kafaları karıştırıyor. Hakkında
çeşitli spekülasyonlar yapılan bu kalemle gelen büyümede sürdürülebilirlik ve istihdam açısından da çok
kıymet arz etmediği açık. Sürdürülebilir olmayan, istihdam yaratmayan dolayısı ile kalkınmaya hizmet
etmeyen, rakamlarda kalan büyüme
istatistikleri ülkemizin ekonomik
hayatı için doğru bir yön çizmiyor.
14
iÛveren gazetesi eylül 2012
ABD ekonomisindeki problem
Fatih TOKATLI
MESS Uluslararasˆ ÙliÛkiler Müdürü
[email protected]
A
BD’de gelecek Kasım ayında Başkanlık seçimi yapılacak. Geçtiğimiz haftalarda
Amerikan siyasetinin iki büyük siyasi
partisi de Başkan adaylarını resmen
ilan ettiler. 2011’in sonlarından itibaren başlayan seçim kampanyası da
son dönemece hızlanarak giriş yapmış oldu.
Anketler, seçmenin Cumhuriyetçi aday Mitt Romney ile Demokrat
Partili mevcut Başkan Barack Obama arasında henüz net bir seçim yapamadığını ve iki taraftan biri radikal
bir hata yapmadığı takdirde seçimin
başa baş seyredeceğini gösteriyor.
2008 yılında Amerikan seçmenine
temelden değişim vadederek büyük
beklentiler yaratan mevcut Başkan
Barack Obama icraatlarını kamuoyuna anlatmakta sıkıntı çekiyor ve
bir türlü 2008 kampanyasında arkasına aldığı büyülü havayı tekrar yaratamıyor. Bunun bir dizi siyasi nedeni
de olmakla birlikte temel sorun 2007
krizi sonrasında Amerikan ekonomisinin içine girdiği durum ve işgücü
piyasasından kaynaklanıyor.
AB ve diğer gelişmiş ülkelere bakıldığında ABD ekonomisi aslında
fena sayılamayacak bir toparlanma
sürecinde. İşsizlik oranı ise Ağustos
2012 itibariyle % 8,1’e gerilemiş bulunuyor1.
Büyüme açısından bakıldığında
Başkan Obama, krizin kaynağı olan
ülkesini aslında krizden çıkarmış ve
hatırı sayılır bir büyüme patikasına
sokarak kendinden önceki yönetime
kıyasla göreli bir başarı sağlamış durumda. Ancak ülkede karamsar bir
hava hakim ve bu yüzden Başkan
Obama basit rakamlarla ortaya konabilecek bir başarıyı anlatmakta ve
dolayısıyla siyasi getiriye dönüştürmekte güçlük çekiyor. Bu karamsar
hava da büyük ölçüde krizin istihdam
üzerindeki asıl etkisinin gecikmeli
şekilde Obama dönemine yansımasından ve ekonomideki canlanmanın,
krizde işini kaybedenlerin önemli
bir kısmının yeniden iş bulmalarını
sağlamakla birlikte gençlerin aynı
nedenle istihdama girişte sıkıntı yaşamalarından kaynaklanıyor.
ABD Çalışma Bakanlığı’nın iki
yılda bir yaptığı bir araştırma bu
noktayı daha iyi anlamımıza yardım
edecek veriler içeriyor5. Araştırma
kapsamında 20 yaş ve üzeri olup işyerinin kapanması veya taşınması,
çalıştıkları pozisyonun veya vardiyanın kaldırılması veya işyerinde işin
azalması gibi nedenlerle işini kaybeden veya işten ayrılan kişilerin durumu ele alınıyor. 2009 Ocak-2011
Aralık döneminde bu tanıma uyan
12.8 milyon insan işini kaybetmiş
bulunuyor. Bunların 6.1 milyonu en
az üç yıldır aynı işyerinde çalışmakta
önceki araştırmanın yapıldığı Ocak
2010’da % 49 olmuş.
• 2009-2011 döneminde tanım
kapsamında işini kaybeden uzun dönemli çalışanların % 39,5’i iş kaybı
nedeni olarak işyerinde işin azalmasını, % 29,7’si çalıştıkları işin ya da
vardiyanın kaldırılmasını, % 30,8’i
ise işyerinin kapanması veya taşınmasını bildirdiler.
• Araştırma döneminde uzun dönemli bir işte çalışıp işini kaybeden
kişilerin % 20’si imalat sanayiinde istihdam edilmekteydi.
• Uzun dönemli bir işte çalışıp işini kaybedenler içerisinde, tam zamanlı
ücretli işlerde çalışmaktayken işini kaybedip yeniden bir işe girenlerin ancak
% 46’sı Ocak 2012 itibariyle eski işlerindeki ücretlerine eşit veya daha fazla
bir ücret aldıklarını belirttiler.
Sektör gruplarına bakıldığında
tanım kapsamında işini kaybeden
işçilerin istihdama dönme oranının
en yüksek % 67 ile ulaştırma, elektrik, gaz ve su sektöründe, % 50 ile
àekil 1. ABD’de mevsimsellikten arßndßrßlmßá iásizlik oranß, 2007-2012 (%)
olup yukarıdaki nedenlerden dolayı işten ayrılan veya işini kaybeden
bireylerden oluşuyor ve araştırma,
uzun süreli çalışanlar (long-tenured)
olarak tanımlanan bu grup üzerinde
odaklanıyor.
Araştırmanın
temel bulguları
Tablo 1. G-7 ülkelerinde GSYH Artßáß, bir önceki
yßlßn aynß çeyreÜine göre yßllßk artßá2,3,4.
şöyle:
• Ocak 2012
itibariyle
araştırmadaki tanım
kapsamında işini
kaybeden 6.1 milyon uzun dönemli
çalışanın % 56’sı
yeniden istihdama
katılmış bulunuyor. Bu rakam bir
en düşük oranın ise toptan ve perakende ticaret sektörlerinde olduğu
görülüyor. Meslek bazında yönetim
ve profesyonel meslekler ile doğal
kaynaklar, inşaat ve bakımla ilgili
mesleklerde çalışanların istihdama
dönüş oranının % 60 ile en yüksek,
buna karşın hizmet, satış ve ofis personelinin istihdama dönüş oranının
% 50 ile görece en düşük olduğu
göze çarpıyor. Burada 2000’li yılların
emlak fırtınasıyla gereğinden fazla
şişen gayrimenkul satışı sektöründe
çalışanların istihdama dönüşte daha
fazla sıkıntı yaşadığını görebiliyoruz. Ayrıca yönetim ve profesyonel
mesleklerde çalışanların daha yüksek
oranda istihdama dönmeleri, işletmelerin bu kişileri tecrübe ve bilgi
düzeylerinin yüksekliğinden ötürü
tercih ettiklerini göstermekle birlikte üniversite mezunlarının istihdama
katılmakta ve eğitimlerine uygun iş
bulmadaki sıkıntılarını da açıklıyor.
Toplam rakamlara bakıldığında
Ocak 2009-Aralık 2011 arasında tanım kapsamında (çalışılan süre sınır
olmaksızın) işini kaybeden kişi sayısı
bir önceki araştırma dönemine göre
(2007-2009) 2,6 milyon kişi azalarak 12,9 milyona inmiş bulunuyor.
Araştırmaya göre bu kişilerin % 57’si
istihdama geri dönerken Ocak 2012
itibariyle yaklaşık % 28’i işsiz durumda bulunuyor. Bu rakam, yaklaşık 3,6
milyon kişiye tekabül ediyor. Bu sayıya son dört yılda üniversitelerden
mezun olarak işgücüne katılan ancak
önemli bir kısmı eğitimine uygun iş
bulamayan gençleri de eklediğimizde ABD’nin gelişmiş Batılı ekonomilere göre daha yüksek seyreden
büyüme rakamlarına rağmen işsizlik
noktasında yaşadığı sıkıntıların nedenini daha iyi görebiliyoruz.
Sonuç olarak, ABD’de Batılı ekonomilere göre daha yüksek seyreden
büyüme rakamları, krizin vurduğu
ağır darbede yaşanan istihdam kayıplarını telafi edip bunun üzerine
işgücüne yeni katılan gençlere eğitimlerine uygun işler sağlayacak düzeyde
değil. Bu aslında genel olarak Obama
Yönetimi’nin son dört yılda ekonomi
yönetimindeki performansını da açıklıyor. Ülke ekonomik kriz uçurumunun kenarından döndü ve mütevazi
bir büyüme sürecine geçti ancak bu
büyüme, kayıpları tam telafi etmediği
gibi üniversiteden mezun olup, okul
borçlarını ödemek, evlenmek ve ev
almak üzere planlar yapan gençlere iyi
istihdam olanakları henüz sağlamıyor.
Ülkede işsizlik düzeyinin yapısal işsizlik düzeyi olarak kabul edilen % 4
civarlarına geri gelmesi için epey süre
ve yılda ortalama % 4’lük büyümenin
yakalanması gerekiyor. Bu şartlar gerçekleşene kadar da Amerikan siyasetinin dalgalı ve kavgalı bir seyir izlemesi kaçınılmaz olacaktır.
1 Kaynak: BLS News Release, 07.09.2012, “The Employment Situation-2012”.
2 *: OECD Projeksiyonu
3 **: Almanya, Fransa ve İtalya’nın ağırlıklı ortalaması
4 Kaynak: OECD Ekonomik Görünüm Ara Dönem Değerlendirme Sunumu, 6 Eylül 2012.
5 Kaynak: BLS News Release, 24.08.2012, “Worker Displacement: 2009-2011”
15
iÛveren gazetesi eylül 2012
MEV
H
a
b
e
r
l
e
r
i
SatˆÛ Teknikleri ve MüÛteri ÙliÛkileri eØitimi
ÙÇDAÜ Çelik Enerji Tersane ve Ula݈m Sanayi A.Ü.’de MESS EØitim Vakfˆ tarafˆndan, çalˆÝanlara yönelik
SatˆÝ Teknikleri ve MüÝteri ÙliÝkileri eØitimi düzenlendi.
14-15/27-28 Temmuz 2012
tarihlerinde Adnan Aslanbay yönetiminde gerçekleştirilen eğitimin amacı katılımcılara; müşteri
odaklı işletme anlayışı çerçevesinde geliştirilen satış sunuş tekniklerini ve müşteri ilişkilerinde
önemle uyulması gereken satış
tekniklerini uygulamalı olarak
gösterildi.
Bugünün şirketleri için en
önemli unsur satış. Satış stratejisini doğru belirleyen, yönetimde
kaliteyi sağlayan ve satış işini iyi
seçilmiş ve eğitilmiş elemanlar ile
uygulamayı bilen şirketler başarılı
oluyor. Yeni müşterileri kazanmak,
mevcut müşterilerinizi elinizde
tutmak, müşteri memnuniyetini
daha yüksek seviyelere çıkarmak
hedeflerinize daha çabuk ulaşma-
nızı sağlıyor. Ürün ve hizmetlerimizin satışı için, kendine güvenen,
müşterilerle etkin iletişim kurup
onları ikna edebilen satış elemanlarına ihtiyaç var. Müşteriler gibi
sizin de istek ve ihtiyaçlarınız var.
Müşterilerle karşı karşıya gelen
elemanların eğitimleri işletmelerimiz için oldukça önemli. Yoğun
rekabet dönemlerinde firmaların
satış elemanlarından beklentileri
daha da artar. Böyle ortamlarda
başarılı olabilmek profesyonellik
ve problem çözücü olmayı gerektiriyor.
Yönetim Teknikleri ve Becerileri eØitimi
Borusan Mannesmann Boru San. ve Tic. A.Ü.’de MESS EØitim Vakfˆ tarafˆndan takˆm liderlerine yönelik
planlanan Liderlik, Yönetim Teknikleri ve Becerileri eØitimi 6-7 Temmuz 2012 tarihlerinde
Borusan Gemlik fabrikasˆnˆn eØitim merkezinde MEV Uzmanˆ Ramazan Yˆldˆrˆm tarafˆndan gerçekleÝtirildi.
Eğitimde işletmede ilk kademe yöneticisi olarak görev yapan
takım liderleriyle, beraber görev
aldıkları çalışanların üstlerine
karşı nasıl bir tutum içerisinde
bulunacakları irdelendi. Yönetim
tarzları ve teknikleri başlığında
klasik yönetici için liderlik tanımı, liderlik özelikleri ve insanlarla her durum ve ortamda nasıl
bir yöntem geliştirilmesi gerektiği takım liderlerinin katılımıy-
la uygulamalı olarak tartışıldı.
Eğitimde temel olarak yönetimin, işleri insanlarla yapma sanatı
olduğu ve bu tanıma göre işlerin
yapılabilmesinin uygun yönetim
tarzlarının doğru zamanda doğru
insanlarla uygulanabilmesi teknikleri üzerinde duruldu. Eğitime katılan takım liderleri eğitimde uygulanan yönetim biçimi ve
taraflarını karşılaştırma fırsatını
buldu.
16
iÛveren gazetesi eylül 2012
Çocuk Meclisi bir arada
Türk Metal Sendikasˆ bünyesinde faaliyet gösteren Metal Çocuk ArkadaÝ Kulübü’nün 13. Çocuk Meclisi
Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde 8 AØustos 2012 tarihinde toplandˆ.
Metal Çocuk ArkadaÛ Kulübü Delegeleri meclis faaliyetlerini tamamladˆktan sonra 13. Çocuk Meclisi Hatˆra Ormanˆ için fidan dikimi yaptˆlar.
Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi Oğuz Durmaz ve Dilara
Çiftçi’nin sunuculuğunu yaptığı
programın, Meclis Başkanlığını
Şuara Solmaz gerçekleştirdi. Metal
Çocuk üyesi 350 delegenin katıldığı toplantıda, Rusya, Moldova ve
Başkurdistan’dan 50 delege de yer
aldı.
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk
Metal Sendikası Genel Başkanı
Pevrul Kavlak’ın açılış konuşmasını
yaptığı toplantıya, Eskişehir milletvekili MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar Demirel, MESS
Genel Sekreteri Av. İsmet Sipahi,
Türk Metal Sendikası Genel Başkan Yardımcıları Muharrem Aslıyüce, Süleyman Yıldırım ve Mesut
Gezer, Genel Sekreter Yücel Yücel,
Uluslararası Avrasya Metal İşçileri
Federasyonu Genel Sekreteri Mehmet Soyupek ve MESS Ankara Bölge Temsilcisi Mesut Ulusoy katıldı.
Konuşmaların ardından yabancı
delegasyonların söz aldığı etkinlikte Rusya Federasyonu’ndan Anna
Kosinets, Moldava’dan Katalina
Polişçuk, Başkurdistan’dan Leonit
Grebenkin birer konuşma yaptılar.
Her üç delegasyon da yer alan Türk
Metal Sendikası’nın davetlisi olarak Çocuk Meclisi Toplantısı’nda
bulunmaktan büyük bir mutluluk
duydukları, burada tanıştıkları Çocuk Meclisi üyeleri ile sürecek bir
dostluğun temelini attıkları, kendi ülkelerinde de Metal Çocukları
ağırlamaktan memnuniyet duyacakları oldu.
sizin yanınızda sizin onların yanında
olmanız, yaşamınız boyunca karşılaşacağınız zorluklara karşı koymanızda en önemli gücünüz olacaktır.
Sevginin, kardeşliğin, paylaşmanın
tohumlarının atıldığı bu güzel toplantının sizlere ve tüm katılımcılara
yararlı olmasını dilerim”.
Mutlaka
iki yabancˆ dil
öØrenin
Dr. Ruhsar DEMÙREL, Pevrul KAVLAK ve Av. Ùsmet SÙPAHÙ’ye
organizasyonun anˆsˆna plaket takdim edildi.
Metal Çocuk ArkadaÛ
Kulübü, Türk Metal’in
yˆldˆzˆdˆr
Pevrul KAVLAK / Türk Metal Sendikasˆ
Genel BaÝkanˆ
Türk Metal’in, 2001 yılında Metal Çocuk Arkadaş Kulübü’nü kurarak, kendi tarihine yeni sayfalar
eklemeye devam ettiğini belirten
Kavlak konuşmasında, “Öğrenmekten ve bilmekten asla vazgeçmeyin.
Bilime ve teknolojiye uzak kalmayın. Kendi öz kültürünüzün insanı
olun. Dilinize, dininize saldıranlara
geçit vermeyin. Kendinizi bilgi ve
birikimlerle donatın. Yabancı akımlara kapılmayın, yozlaşmayın. Yaşadığınız toplumu yüceltin. Bilgiyi ve
sevgiyi paylaşın. Yalanlardan, yanlışlardan uzak durun. İlişkilerde her
zaman sevgi ve saygıyı ön planda
tutun. Ailenize sımsıkı sarılın. Anne
ve babalarınızla gurur duyun. Vata-
nınıza, bayrağınıza, bağımsızlığınıza sahip çıkın. Unutmayın: İstiklal
Marşımızın Şairi Mehmet Akif Ersoy ne demiş “Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan eğer,
bu vatan batmayacaktır.”
Aileniz yaÛam boyunca
sahip olaca؈nˆz en
deØerli varlˆØˆnˆzdˆr
Av. Ùsmet Sipahi / MESS Genel Sekreteri
MESS Genel Sekreteri Av. İsmet
Sipahi de çocuklara nasihatlerde bulundu. Konuşmasında bu çatı altında
bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti ve “iki elim kanda
olsa yine de samimiyetle gelmek istediğim bir toplantıydı bu” dedi. İsmet
Sipahi sözlerine şöyle devam etti:
“Aileniz yaşam boyunca sahip olacağınız en değerli varlığınızdır. Ailenizin fertlerini çok sevin. Onların
Dr. Ruhsar DEMÙREL /
EskiÝehir Milletvekili
MHP Genel BaÝkan Yardˆmcˆsˆ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar Demirel, “Genel
Kurul’da aranızdaydım, şimdi Çocuk Meclisi Toplantısı’nda da aranızda bulunuyorum. Bende Türkİş’e emek harcamış bir babanın
kızıyım…” diye başladığı konuşmasında şunları söyledi. “Mutlaka
iki tane yabancı dil öğrenin, birisi
batıdan diğeri doğudan. Batıdan
dil bilin çünkü bir gelenek olarak
yabancı bir literatüre sahip olmanız
için. Doğudan bir dil bilin; çünkü
gelecek, ticaret, kalkınma doğuda…
Kurşunların menzili var ama klavyenin sınırı yok. Klavyenin bir tuşuna
dokunduğunuzda dünyanın en uzak
köşesine kadar kendinizi ifade etme
şansınız bulunuyor. Başka sendikalarda Çocuk Meclisi toplantıları var
mı bilmiyorum. Ama Türk Metal’in
böyle bir toplantıyı düzenlemesinden büyük bir mutluluk duyduğumu
ifade etmek istiyorum”.
Download