EKEV AKADEMİ DERCİSİ Yıl: 15 Sayı: 46 (Kış 2011)·-----~421 Araplarm Türkçe Öğrenirken Yaptıkhirı Biçimbilimsel ve Sözdizinısel Yanlışlıklar ve Sebepleri Cihaner AKÇAYr~J Özet: Bu araştırmanın amacı, Şam Üniversitesi Yüksek Dil Enstitüsü Türkçe düzeyi, 1., 2. ve 3. kurlarda 25 ekim 2009-23 aralık 2010 tarihleri arasında ogrenim gören toplam 206 öğrencinin Türkçe yazılı anlatım dersi uygulamasında yapmış oldukları biçimbilimsel ve sözdizimsel sistematik hataları bulmak, sebeplerini yorumlamak ve bunları gidermek için neler yapmamız gerektiği üzerinde durmak olacaktır. Programı başlangıç Anahtar Kelime/er: Araplar, Türkçe öğrenimi, sözdizimsel, Şam Üniversitesi, Yüksek Dil Enstitüsü. hatalar, biçimbilimsel, Morphological and Syntactic Errors and its Reasons Which Ara bs Do While Learning Turkish Abstract: The aim of this research will be fixing the systemalical morphological and syntactic errors that totally 206 students do, who are studying in Damascus University High Language Institution Turkish Program starter stage F 1, 2nd and 3 1/ı course, in the application of Turkish written expression lesson between 25 November ·2009 and 23 December 2010. Key W.ords: Arabs, Turkish leaming, errors, morphological, syntactic, Damascus University, High Language Institf!tion. * Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Arap Dili Eğitimi Anabilim Dalı 422 /Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ DERCİSİ Giriş gelişen dünyanın gereklerine uyarak, yabancı dil öğrenme Bu günlerde Türkiye ile Arap devletleri arasındaki ilişkiler ekonomik, siyasi ve kültürel olarak ivme kazanmıştır. Buna paralel olarak Şam Üniversitesi, Yüksek Dil Enstitüsü Türkçe Programına kaydolan öğrenci sayısında da son bir yılda büyük bir artış olınuştur.(I:Hişim, 2010:8) Günümüzde insanlar çabalarını arttırmışlardır. Dil öğretiminde dört temel beceri vardır: Dinleme, okuma, konuşma ve yazma. Herhangi bir dil öğrenmek isteyen kişi bu dört temel beceriyi kazanmak ve geliştirmek zorundadır. Bu becerileri kazanabilmesi için ise öğrendiği dilin cümle sistemini çözmesi şarttır. "Anlamlı dil birlikleri olan kelimelerin, kelime gruplarının, çeşitli yardımcı öğelerin ve çekim eklerinin bir düzen içinde belli kurallara göre bir araya · gelerek meydana getirdikleri karmaşık dizi cümleyi oluşturur." (Zülfikar, 2005: 202) ''Kelimelerin yan yana dizilişi bir anlam ifade etmez. Başka bir 'ifade ile isimler veya fiiller çekinılenmenıişse, kendisinden önce ve soııra gelen kelimelerle belli kurallar çerçevesinde ilişkilendirilmemiş se bunlardan anlanılı bir dizi elde edilemez. Yol ismiyle geniş sıfatı birbiriyle ilgili kılındığında sıfat önce, isim soııra gelir. Geniş yol şeklindeki bir sıfat tanılamasında kelimelerin yerleri değiştirildiğinde geniş sıfatı yüklem yerine geçer. Yol geniş veya Yol geniştir şeklinde bir yargı elde edilir." (Zülfikar, 2005: 203204) Öğrencilerimiz ana dilleri olan, Hami-Sami dil ailesinin Sami dilleri kolunun (Korkmaz, ·2005: 29) Güney Q_rta öbeğine bağlı bükümlü, kendine özgü yapısı ve özellikleri olan bir dil olan Arapçadan soııra Ural-Altay dil grubunun Altay koluna bağlı (Korkmaz, 2005: 32) sondan eklemelifarklı özellikteki bir dil olan Türkçeyi öğrenirken elbette birtakım zorluklarla karşılaşacaklardır. Öğrenci, anadilini öğrenirken dilbilgisine ihtiyaç duyınaınıştır. Uzun bir zaman içinde ezber, tekrar ve benzetme yoluyla onu öğrenmiştir. · Ona Türkçenin öğretilmesinde ise dilbilgisine ihtiyaç vardır. Çünkü anadilinin dışında bir dil öğrenmektedir ve öğrendiği dili kendi anadiliyle devamlı karşılaştırmaktadır (Barın, 1994: 55). Biz, bu çalışmamızda Türkçe öğrenen Arap öğrencilerin karşılaştıkları dilbilgisel, yani biçimbilimsel ve sözdizimsel güçlükleri bulınaya, sebeplerini yorumlamaya ve bunları gidermek için neler yapmamız gerektiğini açıklamaya çalışacağız. Araştırınamızın evrenini, 25 ekim 2009 - 23 aralık 2010 tarihleri arasında Şam Üniversitesi Yüksek Dil Enstitüsü Türkçe' Programı başlangıç düzeyi, 1., 2. ve 3. kurlarda Türkçe öğrenen 206 öğrenci .oluştıırınuştur. Araştırınamız başlangıç düzeyiyle sınırlı olduğundan tahlilini yapacağımız hatalar da bu düzeye paralel olacaktır. 2. Bulgular İnceleçliğinıiz yazılı anlatım kağıtlarından elde ettiğimiz sonuçlara dayanarak, Türkçe dilbilgisi (biçimbilirni ve sözdizimi) kurallarını tanıma ve doğru yazma konusunda öğrencilerin karşılaştıkları sözdizimsel ve biçimbilimsel güçlüklerden en önenıli olanlarını konulara göre aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıklan Biçimbilimsel ve Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri--------------·423 2.1. Ad Durum Eklerinde Yapılan Yanlışlıklar %31(198) Bu tür mümkündür. hataların Türkçe öğretiminde önemli bir yer tuttuğunu söylemek 2.1.1.Belirtme Durumuna İlişkin Yanlışlar %31 in %39 u (77) göre, Arapların en çok belirtme Ben spor çok seviyorum !_»iS ~l:Jll Y,..i ül Arapçada çoğu zaman lasa sesliler (ünlüler) yani; lasa fetha, lasa damme ve lasa 23) yazılı olarak görünmez, okuyucu onu takdir eder ve öyle seslendirir. Çoğu zaman da bunu araplar ~l:Jll er- Riyadate yerine ~l:Jll erRiyada şeklinde sakin olarak okurlar. Bu sebeple bize göre bu hata, kuralı eksik r ,_ .... ~'" ve anadilden dile aktarırndan kesre(el-Hı111,2000: Bu tür yanlışları düzeltmede öğrencilere olabiliriz. aşağıdaki açıklamaları yaparak ve alıştırmaları çağaltarak yardımcı Cümlede nesne varsa ve nesne belirtilmesi, işaret edilmesi gereken bir özellik belirtme durunıu kullanılır. Belirtme durumunun kullanılmasını gerektiren özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz: (Özkan,l995: 50) taşıyorsa, 2.1.1.1. Nesnenin o, bu, belirtme durumu kullanılır: şu gibi işaret zamirierini alınış olduğu durumlarda Bu kızı dün gördüriı. Dün bir kız gördüıiı. Şu kalemi bana verir misin? Bana bir kalem verir misin? 2.1.1.2.Nesnenin özel isim olduğu durumlarda belirtme durumu kullanılır: Ben, Ayşe'yi her gün görüyorum. 424/Yrd. Doç: Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİDERGİSİ Annem, İstanbul'u çok özledi. 2.1.1.3.Nesnenin iyelik eki alınış olduğu durumlarda, belirtmedurumu kullanılır: Öğretmenin masasını sildim. Evin adresini bilmiyorum. 2.1.1.4. Fiile yakın kullanılan nesnede özellikle, gerekmiyorsa belirtı:tıe durumu kullanılmaz: ayrıca belirtınesi Ekmeği bakkaldan aldım. Bakkaldan ekmek aldım. Bakkaldan bu ekmeği aldım. İngilizce'yi İngiltere'de öğrendim. İngiltere' de İngilizce öğrendim. İngiltere'de İngilizce'yi öğrendim. 2.1.1.5. Nesneden önce bir kullanıldığı durumlarda, nesne genellikle belirtme durumu almaz: Sınıf çok sıcak, bir pencere aç. aç. Sınıf çok sıcak, şu pecereyi Şu kağıdı ver. B atta bir kağıt ver. Bu ekin, ünlü uyumlarıila göre değişimi şöyle verilebilir. a,ı ~ ı e,i ~i o,u_ ~u o,u ~ü bavul-u, okul- u, - yı -yi -yu -yü pencere- yi ünlüden sonra kapı- yı, Bu durum eki, ismin geçişli fıillerin dogrudan etkisi altında olduğunu ifade eder. İsmi, yapma ifade eden fiilin etkisi altında bırakır. iyelik eki olan isim, iyelik ekinden sonra geçişli bir fiile bağlanıyorsa, mutlaka belirtme eki alır. Bu ekten sonra, diğer durum eklerinde olduğu gıbi sadece soru eki ge~ebilir. ( Özkan,1995:51) 2.1.2. Bıılunma Durumuna İlişkin Ya;ııışlar %31 in %11 i (22) Burada hata anadilden amaç dile aktarınıdan kaynaklanmayıp, öğrencinin yabancı dil içindeki benzetmelerinden, kendi varsayımlarını denemesinden kaynaklanmaktadır. Öğrencilerin bu tür yanlışlarını gidermek için aşağıdaki tarzda bazı alıştirmalar yaptırmanıız yararlı olacaktır. (Özkan,1995:45) ~---_____;..._, ____ ._ Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıkları Biçimbilimsel ve Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri--------------·425 -Kitap nerede? - Masada ne 1neler var? - Sınıfta kim var? -Nerede oturuyorsun? - Kitap masada. -Masada kitap(kalem, çanta v.b.) var. - Sınıfta öğrenciler var. - Ankara'da oturuyorum. Bunlara benzer örnekler çoğaltılır. Da ekinin kelimeye kattığı, bir yerde, bir şeyde veya bir kişide bulunma anlamı ve hareketsizlik belirtınesi vurgulanır. Ayrıca var x yok kelimelerinin bulunma durumuyla kullanıldığı hatırlatılır. Öğrencilere ekteki değişimierin sebepleri basitçe açıklanır. Kelimenin sonunda ç,f,h,k,p,s, ş,t ünsüzleri geldiğinde, ekin ' -ta , te ' şekline örneklerle pekiştirilir. geldiği A,ı, o,u E, i, ö, ü ç,f,h,k,p,s, Jııo Jııo ş,t da de . Jııo - ta, - te 2.1.3. Yönelme Durumuna İlişkin Yanlışlar %31 in %38 i (75) Bize göre bu yanlışlar, kuralın kapsamını bilmeme yanlışlarıdır. Bu tür yanlışlarda uygun alınayan bağlamlarda kullanır; önceden öğrendiği bir kuralı bütün pozisyonlarda uygulamaya çalışır. Bu yanlışlar, öğrencinin kuralı hassas bir şekilde kavramayıp, bilinçsiz bir şekilde ezberlemesinden ve kıyaslama yapmasından kaynaklanır. (Akçay,2001:281). öğrenci bazı kuralları, Türkçede fiilierin türü ve aldıkları durum ekieri kelime· zincirinin kurulınasında önemli rol oynar. Sözlüklerde her fiilin hangi durum ekiyle kullanılacağı yazılıdır. (Zülfikar, 2005: 204- 205) Öğrenci elbette başlangıçta bütün fiilierin durum eklerini bilemez. Bu sebeple bizlere yaygın fıilleri seçip onlarla çeşitli cümleler kurmamız ve öğrencilere de kurdurmamız düşüyor. Burada üzerinde durulması gereken noktaları kısaca verelim: (Özkan,1995: 46). A,ı,o,u ·~~ıo a At- a biniyorum. Dışarı-y-a çıkıyorum. Televizyon -a Kızılay- a E, i, ö, ü e bakıyorum. gidiyorum. 426/ Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ DERGİSİ İzmir-e Köy-e gidiyorum. gidiyorum. Dağ-a çıkıyorum. Örnekler çoğaltılarak ünlü uyumuna göre ekin değişimleri vurgularıır. Burada üzerinde durmamız gereken iki kural vardır: a) Türkçede iki ünlü yan yana gelmez, ünlüyle biten bir kelimeden soma ünlüyle başlayan bir ek gelirse iki ünlü arasına 1 y 1koruyucu ünsüzü girer. b) Türkçede ünsüzler tonlu ve tonsuz olmak üzere ikiye ayrılırlar. Teşekküllerinde ses telleri titreyen ünsüzler tonlu, titremeyenler tonsuzdur.. Tonlu ünsüzlerde, ses tellerinin titreşmesiyle zaten seda sağlandığı için teşekkül sırasında boğuınlanrna noktası zorlanmaz. Tonsuz ünsüzlerde ise ses~ sadece teşekkül noktasındaki çarpma ile sağlandığı için boğurnlanrna noktası zorlanır. Bundan dolayı tonsuz ünsüzlere sert ünsüzler de denir.(Ercilasun, 2005: 80) Kelimenin sonunda bulunan sert ünsüzler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında yumuşarlar. ç +a,e c ağaç ağac-a K g(ğ) T +a ayak kitap yurt ayağ-ıın p + + ı b d ı 2.1.4. Çıkma Durum!!_ı_ıa İlişkin Yanlışlar Edebiyat fakültesi Tarih Bölümünde mezun oldum. Öğretmen .okula eve yürüyor. kitab-ın yurd- a %31 in %5 i (10) Edebiyat fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldum. Öğretmen okuldan eve yürüyor. Bize göre bu yanlışlar da, kuralın kapsamını bilmeme yanlışlarıdır. Burada ekierin anlam yönü üzerinde önemle durulmalıdır. Yönelme ve çıkma elderiyle kullanılan fiilierde genelde bir hareketlilik söz konusudur. Bulunma ekiyle kullanılan fiiller ise, sabitlik, durgunluk, bir şeyin üzerinde, içinde bulunmayı veya hareketli bir fiilin sınırlı bir yerde yapıldığını ifade eder. Burada üzerinde durulması gereken noktalari da özetleyelim. Bu ekin de adı fiile bağladığı, fiilin, o isimden uzaklaşma, çıkma bildirdiği örneklerle anlatılmalıdır. (Özkan,l995: 47) a, ı, o, u e, i, ö, ü Ç, f, h, k, p, s, --~~>• -dan ş, t --•~~> -den --11>11>- -tan, - ten Çıkma dururnuyla kullanılan yaygın birçok fıilin öğretilmesi gerekir. Örneğin: Kirnden geliyorsun? Nereden çıkıyorsun? Ayşe' den geliyorum. Sınıftan çıkıyorum. Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıkları Biçimbilimsel ve Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri-------------~427 2.1.5. iyelik Eklerine ve Adıl n' sine İlişkin Yanlışlar %31 in %7 si (14) Türkçedeki yardımcı seslerin öğrenilmesi kolay değildir. İyelik ekieriyle isim hal ekieri arasına getirilen 'zaınir n ' si (ara- sı-n-a örneğinde olduğu gibi) ve iki ünlü arasına giren 'y' yardımcı sesinin (ara - y-a) kullanılışında sık sık hatalar görülmektedir. (Doğan,1989:260) Burada daha çok iyelik ekinin ve iyelikten sonra adıl 'n' sinin kullanılınadığı görülmektedir. 2.2. Yüklemlerdeki Kişi Kavramı Veren Ekierin Un utulması %11 (70) 2.3. Ad tamlamaları ( belirtili, belirtisiz ) ve zincirleme isim tamlamalarm da hangi ekierin tamlayana, hangi ekierin tanılanana getirtleceği konusunda kararsızlığa düşülmesi %27 (172) Kızıının adı Sara. Seramik şirketinde çalışıyorum. kızının Bu tür yaniışiaTın çoğunun ogrenclllll1 anadilindeki bisikleti. özellikleri taşıdığı anlaşılmaktadır. Öğrencinin Türkçe cümleler kurarken, Arapçadaki bazı alışkanlıklarını Türkçeye aktardığı görülmektedir. Örneğin, ( Bisiklet kızının öğretmeni ) cümlesine bakacak olursak sözdiziıni bakımından tamamen Arapçaya benzediğini görürüz. Bu tür hatalar iletişime engel olan global (bütüncül) hatalardır. (Akçay,2001:282) Bunun için 428 /Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ DERCİSİ bu konunun öğrencilere iyice anlatılması ve alıştırnıaların çoğaltılması gerekmektedir. Örneğin; sözdizirnsel yapısı bozuk olan tümeelerin düzeltilmesi, sözdizirnseLyapısı zor, karınaşık olan tümeelerin çözümlenerek açıklanması, eksik tümeelerin uyguıi- türnce öğeleriyle tamamlanması, bağımsız sözcüklerden anlamlı ve değişik yapıda türnceler kurulması gibi alıştırnıalar yaptırılabilir.(Çotuksöken,l983:93-94) 2.4. Sıfat Taınlamalarmdaki Yanlışlıklar %15 (96) Ben üç dil biliyorum. Şam'da var yedi kapı var. Benim üç çocuğum var. güzel bir Bu tür yanlışlıklarda da öğrenci, şehir. anadilindeki özellikleri Türkçeye taşımıştır. Öğrencinin Türkçe cümleler kurarken, Arapçadaki bazı alışkanlıklarını Türkçeye aktardığı görülmektedir. Birincisi, Arapçacia sıfat mevsuftan sonra gelir. İkincisi, üçten ona kadar;adetlerin madutlaf!Juapçada çoğul olarak gelir. Öğrencilerin de aynı şeyi yaptığını görüyoruz. Bu yanlışları gidermek için önce Arapça ile Türkçe arasmda bu konulardaki örneklerle açıklamamız sonra bolca alıştırnıa yaptırmamız gerekiyor. farklılıkları 2.5.Tümceyi oluşturan öğeler ( özne- tüınleç- yüklem ) kimi zaman gerekli yerlere yerleştirilememektedir. %7 (45) Sinamaya gidiyorum saat dokuz onda Sinamaya saat dokuzu on geçe gidiyorum fo _, 6\.Jll :tc.Wl ı) ~1 ı)l ~~~ veya Saat dokuzu on geçe sinemaya Şam'da hayat hızlı. öğrenci. Kitap masada. Ben Cihaner Hocayı çok seviyorum. Ben müzik dinliyorum. Yanlış cüınlelerin sözdizimine bakacak olursak tamamen Arapçaya benzediğini görürüz. Öğrenci Arapçadaki bazı alışkanlıklarını Türkçeye aktarınıştır. Bu tür hatalar, Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıkları Biçimbilimsel ve Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri--------------·429 cümleyi oluşturan öğelerden sadece birine etki edip, iletişime tamamen engel olmazlar. Bu sebeple bu tür hatalara kısmi hatalar denir. ( Akçay,2001:283) • Johanson'un (Johanson,I982:149 ..:ı52) belirttiği gibi yabancı dildeki hataları ile bu dilin öğretim amacı arasında sıkı bir ilişki vardır. Dilin öğretim amacı, öğrenciye ya kolay iletişim kurmasını sağlamak ya da onu anadili olarak konuşanlar standardına yükseltınektir. Eğer yabancı dil öğretiminde amaç kolay iletişimi sağlamaksa o zaman, anlatırnın aniaşılmasını zorlaştıran ve hatta imkansızlaştıran hatalara diğerlerinden daha fazla öncelik vermek gerekir. düzeltıne Öğrencilerimizin % 90'ı Türkçeyi, Türklerle daha kolay iletişim kurabilmek amacıyla öğrenmektedirler. düzeltınede önceliği, anlamını kısmi O halde hata konulara vermemiz, yükseldikçe eğilmemiz gerekir. değiştiren hatalara ise cümlenin bütüııcül öğrencinin seviyesi Öğrencilerimize cümlenin ögeleri hakkında aşağıdaki gibi temel bilgileri verdikten sonra bildikleri kelimelerle cümleler kurdurmamız, hata yaptıklarında da hemen açıklayarak düzeltınemiz gerekir. Yüklem Çekime girmiş iş, hareket, durum veya oluş bildiren kelime yüklemdir. Yüklem en önemli kelimedir. Yüklem zaman bildirir, kişi kavramı taşır. Yüklem, fiillerden çeşitli zaman ve tarz ekieriyle kurulmuş olabilir. İslmlerden de bir şahsa bir zamana bağlı olarak yüklemler yapılabilir. Ayrıca var, yok, lazım gibi isim soyundan kelimeler yüklem görevinde kullanılabilir. (Zülfikar, 2005: 225) cüınlede Özne Cümlede anlatılan işi, hareketi yapan veya bildiren, bir olayı bir durumu üzerine alan kişiye, herhangi bir duruma özne denir. Özne, kılanı veya olanı temsil eder. Öznenin teklik ve çokluk bakımından bağlı olduğu yüklemle uyunılu olması aranır. Ancak Türkçe, yükleınin teklik olmasını tercilı eden bir dil olduğu için özne çokluk şeklinde de olsa yüklem çoğunlukla teklik olur. Ayrıca birkaçı, birçoğu, herkes gibi çokluk kavram taşıyan öznelerin de yüklemi teklik şeklinde olur. Öznenin en önemli özelliği çokluk ve iyelik ekieri dışında ek almamasıdır. Kurallı cümlelerde özne cümlenin başında yer alır. Özne ile yükleınin ilgisi o kadar sıkıdır ki fiilin çatısı değiştiğinde öznede de değişiklik olur. Doğal olarak değişiklik cümlenin tüınleçlerini de etkiler. (Zülfikar, 2005: 228- 229) Tümleçler Tümleçler bildirilen yargıyı Çeşitli yönlerde tamamlayan kelime gruplarıdır. Bazı tümleçler yüklemin anlamım zaman, yer veya miktar bakımından tamamlar. Bazıları ise, onların çeşitli durumlarını açıklayarak daha da belirtili hale getirirler. Bu tür tümleçlere zarf tümleci diyoruz. Tüınleçler nesne, dalaylı tüınleç ve zarf tüınleçleridir. Bunlar içinde üzerinde en çok durulması gereken tümleç nesnedir. (Zülfikar, 2005: 230) 430 /Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ VERGİSİ Cümle kurmaya bir özne, bir yüklem yettiği için tümleçsiz cümle olabilir. İsim cümlesinde zarf tümleci, dalaylı tümleç bulunur, nesne bulunmaz. Nesne Nesneler geçişli fiilierin anlamını tamamlayan ve onlarla sıkı ilişkiler içinde bulunan, yalın veya yükleme durumu eki alan, isim soyundan kelimelerdir. Nesneler belirtili veya belirtisiz diye iki grupta toplanır. Belirtisiz nesne - ı (i, u, ü) yükleme durunıu eki alınaz. Belirtili nesne ise, - ı (i, u, ü) yükleme durunıu ekini alır. (Zülfikar, 2005: 231) Yer tamlayıcısı veya dalaylı tümleç Yüklem ve özne dışında kalan ögeler tümleç genel başlığı altında toplanır. Bunlardan nesne, durunı eklerinden - i ekini, dalaylı tümleçler ise, - e, - de, - den durunı eklerini alır. Yüklemle doğrudan ilgili olan nesnedir. - e, -de, - den durunı eklerini alan tümleçler yüklemle dalaylı olarak ilgili olduklarİndan bunlara dalaylı tümleçler veya yer tamlayıcılan denir. (Zülfikar, 2005: 232) 2.6.Eylem Çekimi Yanlışları 2.6.1. Zamanlarm Karıştırılması ve Özne Yüklem Uyumsuzluğu %9 (59) Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıkları Biçimbilimsel ve Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri.-------------·-431 Bu tür hataların büyük bir bölümü anadili etkisinden değil, hassas bir şekilde kavrayamamasından kaynaklanmaktadır. öğrencinin kuralı Bilindiği gibi, eylem çekimi dil öğretiminde temeli oluşturur. Bütün zamanlann, olumlu ve olumsuz çekimlerini uygulamalı, sözlü ve yazılı olarak iyi bir şekilde öğretmeliyiz. Önce ben, sen, o, biz, siz, onlar sırasıyla daha soııra karışık ve zamirierin yerine gerçek isimler kullanarak öğretmeliyiz. Çünkü zaınir ~ıırasına göre sorulduğunda öğrenci eylem çekiminde hata yapmazken, karışık ve gerçek isiriılerle sorulduğunda çoğu zaman yanılmaktadır. Şimdi zaman çekimleri hakkında bazı bilgiler verelim. Şimdiki Zaman Şimdiki zaman eki olan 'yor' eylem kökü ünlü ile bittiğinde ( a, e ünlüleri dışında) gibi eklenir. Bunu da, tek biçimde kullanılan kişi takıları izler. Bütün eylemler için aynı biçim söz konusudur. Bu nedenle pek güçlük yaratmaz. Burada şu iki noktaya dikkat etmemiz gerekiyor. Birincisi, eylem kökü ünsüzle bittiğinde, araya ünsüzler arası ünlü olan ' i ' nin girmesi. Örnek: gel - i - yor. İkincisi, belki de en önemlisi, eylem kökü ' a ' ya da ' e ' ünlüsü ile bittiğinde, bu ünlülerin ' ı ' ve ' i ' ye dönüşmesidir. Örnek: 'başla-, başlı 1 yorum; bekle-, bekli 1 yorum. olduğu Gelecek Zaman Gelecek zamanın zaman eki ' (y) ecek' ve' (y) acak' biçimindedir. Kişi takıları da, dolayısıyla iki biçime girer. Burada güç sayılabilecek üç nokta vardır. Birincisi, ünlüyle biten köklerle ekler arasına ' y ' ünsüzünün gelınesi (örnek: oku- y- acak), ikincisi ünlüyle başlayan birinci tekil ve birinci çoğul kişilerin takılarıyla kullanıldığında ' k ' ünsüzünün değişikliğe uğramasıdır ( Örnek: oku- y- acağım, okuy- acağız). Üçüncüsü ise, şimdiki zamanda olduğu gibi ' a ' ve ' e ' ünlüleriyle biten eylem köklerinde bu ünlülerin sırayla ' ı ' ' i ' olarak kullamlabilıneleridir (Örnek: başla-, başlı 1 yorum; bekle-, bekli 1 yorum). Gereklik Kipi Gereklik kipinin zaman eki ' - meli 1 -malı ' biçimindedir ( Örnek: Ahmet gitmeli). Yalmzca birinci tekil ve çoğul kişilerde, kişi takılarıyla ek arasına' y' kaynaşma harfi ya da ünsüzü girer (Örnek: Ben git-meli-y-im, biz git-meli-y-iz ). · Dilek- Koşul Kipi Dilek - koşul kipinin zaman eki ' - se 1 -sa ' biçimindedir ( Örnek: gel 1 se 1 m, gel 1se 1 n, gel 1se, gel ( se 1 k, gel/ se 1 niz, gel 1 se 1 ler, yap /sa /m). Geniş Zaman Geniş zamanın olumlu biçimde kullanılan eki, ünlüyle biten eylem kökleri için yalmzca ' r '· olarak karşımıza çıkar. Böyle olunca uygulanması, kullamlınası çok kolaydır (Örnek: bekle-, bekle 1r 1 im; anla -, anla 1r 1 sın). 432/ Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ DERCİSİ Ancak, ünsüzle biten eylem kökleri için araya ünlü girdiğinde iş biraz güçleşir. Bu ünlü çoğunlukla, şimdiki zamanda görülen ve dört değişiklik gösteren ' i ' ünlüsüdür. (Örnek: bil-, bil 1 ir 1 im; al-, al 1 ır /sm, otur- , otur 1ur 1 lar, gör- gör 1 ür /üZ ; .-.... vb.) (Tanış, 1988: 46) Belki anlam kanşmasını önlemek için bazı fiilierde farklılık arzeder ( Örnek: sürmek, sür 1 er 1 im, sürümek, sürü 1r /üm, satmak, sat/ar lım). Ama iş bununla bitmez. Yine, ünsüzle biten kimi eylem kökleri ise ' r ' den önce, iki değişiklik gösteren, ' -e 1 -a ' ünlüsünün kullanılmasını gerektirir. Bu ünlünün şu ya da bu köklerde kullanılacağı konusunda kesin bir kural yoktur. Böyle olunca, en doğru ve kestirme yol, bu ünlüyü gerektiren eylem köklerini bir bir vermektir (Biİkaç örnek: sev-, sev 1 er 1 im, aç-, aç /ar f sm, gir-, gir 1 er 1siniz .... vb.). Belirsiz(- miş'li) Geçmiş Burada, zaman eki olan '-miş 'bilindiği gibi, -mış,- miş, -muş, -müş olarak dört değişikliğe uğrar (Örnek: oku 1 muş 1um, yap 1 mış /sm, iç 1 miş 1 iz, gül 1müş 1 ler vb.). Belirli (-di 'li) Geçmiş Zaman Zaman eki yönünden en çok değişiklik gösteren zaman 'belirli ' (ya da di 'li) gibi yalnızca ek ünlüsü 'i ' dört değişikliğe uğramakla kalmaz, ekin başındaki ' d ' ünsüzü de, ' p, t, ç, k ' ünsüzleri ( ve kesin olmayan öteki birkaç ünsüzden ) sonra ' t ' biçimine girer. Bu demektir ki zaman eki karşımıza ' sekiz ' değiŞik biçimde (yani:-.dı, di, du, dü, tı, ti, tu, tü ) çıkar ki pek de öyle kolay denilebilecek bir durum değildir (Tanış, 1988: 47). geçmiş zamandır. Bilindiği Buyruk (Emir) Kipi Buyruk (emir) kipinde kip eki ile şahıs eki iç içe girmiştir. Bu nedenle kip ekinden sonra a:Ynca şahıs eki almaz. Bu kipte her şahıs için ayrı bir emir eki vardır. Bu kipin çekim şeması şöyledir: 2.şah Teklik .......... Ayım ( tutayıın) . ......... eksiz (tut) 2.şah 3.şah .......... - sin 1- sUn (tutsun) ·3.şah .......... - sinLARI- sUnLAR l.şah. Çokluk l.şah........... Alım ( tutalım) . . . . . . . . . . --(I) n 1-(U)n (tutun) ' (tutsunlar) ÇekiiDli fıillerde olumsuzluk -mA ekiyle karşılanır: al- 1 al - ma-, bil-/ bil-me-, görül/ görül -me-, kaçır- 1kaç ır -ma-, yanaştır- f yanaştır -ma- gibi. (Korkmaz, 2005: 182) istekKipi Fiile istek, niyet, arzulama özelliği kazandıran bir tasariama kipidir. Eski bir istek eki olan- A'nın kişi elderiyle genişletilmesiiıden oluşmuş şekillerle çekinie girer: Al-a-y-ım, gör-e-y-im, al-a-sm, gör-e-sin, al-a, gör-e, al-a-lım, gör-e-lim, al-a-sınız, gör-e-siniz, al-a-lar, gör- e-ler örneklerinde görüldüğü gibi. (Korkmaz, 2005: 185) . Arapların Türkçe Öğrenirken Yaptıklan Biç~mbilimsel ve· Sözdizimsel Yanlışlıklar ve Sebepleri------------~433 Olumsuz Yapma ' Olumsuzluk eki ya da parçacığı, her şeyden önce 'değil' gibi tek başına kullanılan bir sözcük değil bir ' iç ek' durumundadır. Bu yüzden hemen öğretilmesinin zor olacağı görüşündeyiz. Ekin ünlüsünün gösterdiği değişiklik yönünden, bir açıdan, geniş zaman ekini andırır. Kimi yerde yalnızca ' m ' olarak karşımıza çıkar. Örnek: sev /m /i 1 yor 1 um .... Kiıni yerde önündeki ünlü 'e ' ya da ' i ' olabilir. Örnek: sev /me Iy /eceğ 1 im ya da sev /ıni /y /eceğ 1 im. Kimi yerde yalnızca 'me 1 ma' biçimlerinde görürüz. Örnek: gel 1 me 1 meli Iy /im, yap 1 ma 1 malı /y lım... gel/ me/di /m, yap/ma/dı/m, allma/nıış/sın... Ayrıca ayrıntılar üzerinde de durmamız gerekir. Örneğin olumlu biçimdeki ' yapitı/m' yap/ma/dı/m' olmuştur. Başka bir nokta ise, geniş zamanın olumsuz biçiıninde, zaman eki olan ' r ' birinci tekil ve çoğul kişilerde tümüyle yok olur; öteki kişilerde ise, ' z ' olarak karşımıza çıkar. Örnek: yap /ma /m, yap /ma Iz /sm, yap /ma Iz, yap /ma Iy /ız, yap /ma Iz /sınız, yap /ma Iz /lar. (Tanış, 1988: 48) Sonuç ve Öneriler Şam Üniversitesi Yüksek Dil Enstitüsü Türkçe Programı başlangıç düzeyi, 1., 2. ve 3. kurlarda 25 ekim 2009 - 23 aralık 2010 tarihleri arasında ogrenim gören toplanı 206 öğrencinin Türkçe yazılı anlatım dersi uygulanıasında yapmış oldukları biçimbilimsel ve sözdizimsel sistematik hataları araştırdık. Bu alanda toplanı 640 yanlış tespit ettik. Bunların dağılımı sırasıyla; ad durum eklerinde yapılan yanlışlıklar %31 (198 yanlış), (belirtnıe durumuna ilişkin yanlışlar %31' in %39' u (77 yanlış), bulunma durumuna ilişkin yanlışlar %31' in %11' i(22 yanlış), yönelme durumuna ilişkin yanlışlar %31 ' in %3 8' i (7 5 yanlış), çıkma durumuna ilişkin yanlışlar %31' in %5' i (lO yanlış), iyelik eklerine ve adıl n' sine ilişkin yanlışlar %31' in %7' si (14)), yüklenılerdeki kişi kavramı veren ekierin unutulması %11 (70 yanlış), ad tanılanıaları ( belirtili, belirtisiz ) ve zincirleme isim tanılanıalarmda hangi ekierin tanılayana, hangi ekierin tanılanana getirileceği konusunda kararsızlığa düşülınesi %27 (172 yanlış), sıfat tanılanıaları yanlışları %15 (96 yanlış), tümceyi oluşturan öğelerin (özne- tünıleç- yüklem) gerekli yerlere yerleştirilememesi %7 (45 yanlış), eylem çekin:).i yanlışları (zamanların karıştırılması ve özne yüklem uyumsuzluğu %9 (59 yanlış) şeklindedir. Araştırmanıızın tartışılmaz sonucu, Aİap öğrencilerin Türkçe öğrenirken en fazla ad durum eklerinde, ikinci olarak da ad tanılanıalarmda hata yapmalarıdır. Bu sebeple öğrencilere ad durum eklerinin fiiliere göre değişeceğini ve fiili öğrenirken ekieriyle 'beraber öğrenmelerini işin başında hatırlatmak gerekir. Ad durum ekleri, cümlenin öğeleri arasında ilgi kurarlar. Bu sebeple Türkçenin cümle yapısı (Ö+T+Y)mutlaka konuya paralel olarqk öğrenciye, verilmelidir. Belirtme, bulunma, yönelme ve çıkma eklerinin isim (nesne) ve fiil arasında ilgi kurduğu, isıni fiile bağladığı belirtilmelidir. Ad durum ekleri, cümlede özneden soma kullamlmaz. Burada da yine (Ö + T + Y) yapısımn verilmesinin gerekliliği ortaya çıkar. Ad durum ekieriyle paralel olarak örneklerle ünlü ve ünsüz uyunıları, ünlü düşmesi gibi fonetik özelliklerin de verilınesi gerekir. İkinci sıradaki hatalar da Arapların Türkçeyi öğrenirken anadillerinden bambaşka, daha doğrusu tanı tersi bir cünıle yapısına sahip yeni bir dille karşılaşmalarından kaynaklanmaktadır. Arap, ana dilinde bazen cümlenin başına bazen 434 /Yrd. Doç. Dr. Cihaner AKÇAY---EKEV AKADEMİ DERCİSİ de cümlenin başına yakın bir yere koyduğu fiili Türkçede cümlenin sonuna, anadilinde bir fiil veya adın arkasına koyduğu yancümleyi Türkçede onların önüne, anadilinde bir adın önüne koyduğu ilgeci Türkçede o adın arkasına, anadilinde bir adın ·ardına koyduğu tamlayanı Türkçede o adın önüne koymak zorunda kalır. Bu zorluklan aşabilmesi için öğrenciye değişik biçimlerde sayısız örnek vererek söz konusu yapılan bilinçsizce meleke haline getirmesini sağlamak gerekir. Ancak yanlışların önemli bir bölümü de öğrencinin kendinden ve diğer etkenlerden kaynaklanan diliçi yanlışlardır. Eylem çekimi yanlışlan, zamanların kanştırılması ve özne yüklem uyumsuzluğu bu türden hatalardır. Öğrencinin yeni öğrendiği yapılar bildikleri kelinıelerle verilmeli, örnekler sıkça kullanılan cümleler arasından seçilmelidir. Öğrencilerin hatalan sınıfta ve anında düzeltilmelidir. Kaynakça Akçay, Cilıaner (2001). "Arapça Yazılı Anlatım Öğretiminde Hata Çözümlemesi ve Değerlendirmesi". Ekev Akademi Dergisi, 3(1), Bahar, ss. 279-291. · Barın, Erol (1994). ''Yabancılara Türkçenin Öğretim Metodu". Dil Dergisi. Ankara: TÖMER Yayınlan, S.17, Mart, ss.53 -56. Çotuksöken, Yusuf (1983). ''Yabancıların Türkçe Öğrenirken Karşılaştıklan Güçlükler ve Yaptıklan Yanlışlar''. Türk Dili, Dil Öğretimi Özel Sayısı, C. 47, S.379380,Temmuz- Ağustos, ss.93-94. Doğan, Abide (1989). "Yabancıların Türkçeyi Öğrenirken Karşılaştıklan Güçlükler ve Yaptıklan Bazı Hatalar''. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C.6, S.l-2, Aralık, ss. 259- 261. Haşim, Hassan (2010). "Ziyade et-Taleb 'ala et-Türkiyye fi Cami'a Dinıeşk''. el-Vatan Gazetesi, 23 Mayıs 2010, No.907, Suriye, s.8) e1-Hı1li, Muhanımed 'Ali (2000). "Arapça Öğretim Metotlan". (Çev. Cilıaner Akçay). Ankara. Johanson (1982). "et-Te'arruf-'ala'l-Ahtii' fi'l-Lugati'l-Ecnebiyye ve Takvimilıa". (Mahmud İsma 'il SM, İshiik Muhanımeq el-Emin). et-Tekiibulu'l-Lugavi ve Tahlilu'l-Ahtii'. er-Riyad, s.149-152. Korkmaz, Z.; Ercilasun, A. B.; Gülensoy, T.; Parlatır, İ.; Zülfikar, H.; Birinci, N.(2005). Türk Dili ve Kompozisyon, Ankara: Ekin Kitabevi. Özkan, Aydanur (1994). ''Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Ad Durunı Eklerinin Öğretilmesiyle İlgili Kimi Görüşler''. Dil Dergisi, Ankara: TÖMER Yayınlan. S.17, Mart, ss.40 -52. Tanış, Asıilı- (1988). "Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Bir Yöntem Denemesi". Dünyada Türkçe Öğretimi. Ankara: TÖMER Yayınlan, S.1, Mart, ss.39 -54.