Herkes için Eşitlik - Bilkent University

advertisement
21502063
Begüm Alp
Management
Başak Berna Cordan
Herkes için Eşitlik
Ülkemizde her gün kaç kadın cinayete kurban gidiyor veya tecavüze uğruyor biliyor musunuz?
Tahmininizden fazla olduğunu söyleyebilirim. Her geçen gün küçücük kızlar zorla istemedikleri
insanlarla sırf aileleri biraz daha para kazansın diye evlendiriliyor. Cinnet geçiren kocalar olur olmadık
sebeplerden eşlerini bir anda öldürebiliyor ya da haberlerde sayısız tecavüz haberleri duyabiliyoruz.
Peki bu iğrenç olaylar neden hâlâ yirmi birinci yüzyılda bu kadar fazla yaşanıyor? Bence insanların
aldığı eğitim, ailelerinden gördükleri görgü ve içinde bulundukları kültür kadın ve erkek arasındaki
ilişkiyi oldukça etkileyen faktörlerdendir. Abel Ferrara’nın yapımcılığını yaptığı ve bir Amerikan
yapımı olan Ms.45 adlı film kadınlara erkekler tarafından yapılan baskıyı oldukça açık bir şekilde
gözler önüne seriyor. Bir gün içerisinde iki kere tecavüze uğrayan utangaç ve masum bir kadının
psikopat bir katile dönüşümünü ele alıyor.
Dünyanın neresinde olunursa olunsun kadınlara ve erkeklere farklı davranılmaktadır. Kadınlar
hep güçsüz ve ezilen kısım iken erkekler ise hep egemen ve kuvvetli tarafı oluşturmaktadır. Bu durum
insanlık tarihinin en başlarından beri böyledir. Sadece taş devrinde kadınların doğurganlık yeteneği
olduğu için anaerkil bir düzende yaşanmıştır. Onun dışında erkek egemen bir toplumda yaşadığımız
için erkeklerin baskısı oldukça fazla hissedilmiştir. İslamiyet’de de etkisini; Havva’nın Adem’in
kaburga kemiğinden oluştuğunun söylenmesiyle göstermektedir. Yani erkeğin bir parçasıdır ve
onunla eş değer değildir. Son derece korkunç ve psikopat bir ruh hali içerisinde yetiştirilen erkek
çocukları kendilerinde ne isterlerse yapabilecekleri hakkını görüyorlar. Bunun nedeninin aileleri
tarafından her zaman erkek çocuklarına kızlardan daha çok değer verilmesi, ne isterlerse yapılması ve
aşırı bir özgüven pompalanması olduğunu düşünüyorum. Özellikle kırsal kesimlerde oğlan çocuklarına
verilen değer çok daha fazla. Yeri geldiğinde babalar kız çocuklarına miras bile bırakmıyor. Böylesine
erkek egemen bir toplumda da erkeklerin kadınlara sadece yanlarında gezdirdikleri bir eşya
parçasıymış bir davranması kaçınılmaz bir sondur.
Öte yandan içinde yaşadığımız toplumun dini ve gelenekleri de erkekleri yüceltmeye
yöneliktir. Sözde Müslümanlık’ta kadınların başlarını kapatması gerekmektedir fakat bu başlı başına
kadınları ezen ve onları diğerlerinden daha aşağıda gösteren bir unsur. Bu durumda da erkekler
kendilerinde öyle bir güç görüyorlar ki istedikleri zaman sözlü istedikleri zaman fiziksel şiddet
uygulayabiliyorlar. Hatta ve hatta tecavüze uğrayan veya kocası tarafından dövülen bir kadın polise
gidip şikâyet edemiyor çoğu zaman. Çünkü aşağılanmaktan ve suçlanmaktan korkuyor. Öyle bir
zaman diliminde ve toplumunda yaşıyoruz ki tecavüz eden adamlar tahrik unsuru olduğunu
söyleyerek çok az veyahut hiç ceza almadan kurtulabiliyorlar. Bir genç kızın, bir insanın hayatını sırf
canları o an öyle istedi diye mahvedip hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edebiliyorlar. Bu
yüzden tecavüze uğrayan çoğu kadın sessiz kalmayı tercih ediyor, şikâyet ederlerse karşı tarafın ucuz
bir cezayla kurtulabileceğini biliyor ve toplum içinde aşağılanmamayı seçiyor. Düşünün hiçbir suçu
olmayan bir kadın ruh hastası bir adam tarafından tecavüze uğruyor, korkunç bir travma yaşıyor ama
bunun sonucunda yapabileceği hiçbir şey olmuyor. Erkek ve kadınlara ne derece farklı bir yaşam
şansı verildiğinin herkes tarafından gözden geçirilmesi gerekir.
Kadın istismarının azalması için herkesin eşit olduğunun, kimsenin kimseden güçlü
olmadığının vurgulanması gerekir. Gerekli yasaların gözden geçirilip tecavüz suçu işleyen insanların
hak ettiğini bulması gerekir. Hiç olmazsa tecavüze uğrayan insanlara sanki bu onların suçuymuş gibi
yaklaşılmadığı bir düzen yaratılmalıdır. Bunlar sadece yaşanan kötü olayların etkisini azaltmaya
yönelik girişimler. Sorunun tamamen çözülebilmesi için aile içinde, okulda ve günlük hayatta güçlü ve
egemen olan bir tarafın olmadığının, olmaması gerektiğinin altının çizilmesi gerekir. Belki bir nebze de
olsa bu kötü olaylar azalır. Kadınlar artık sokakta yalnız başlarına yürümekten korkmaz ve erkek
egemen toplumumuzu insan egemen hale getirmeyi başarabiliriz.
Download