ıstanbul`a bır ıyı bır de kötü haber!

advertisement
ISTANBUL'A BIR IYI BIR DE KÖTÜ HABER!
Portal
Adres
: www.valizsatis.com
İçeriği : Haber
: http://www.valizsatis.com/istanbula-bir-iyi-bir-de-kotu-haber.html
Tarih : 20.05.2017
1. TÜRK ÜNIVERSITELER BIRLIGI SPOR OYUNLARI SONA ERDI
Portal
Adres
: www.pusulahaber.com.tr
İçeriği : Haber
Tarih : 19.05.2017
: http://www.pusulahaber.com.tr/1-turk-universiteler-birligi-spor-oyunlari-sona-erdi-595231h.htm
1. Türk Üniversiteler Birliği Spor Oyunları Sona Erdi
- Türkiye´nin kurduğu Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi´nin (KTMÜ) ev sahipliğinde 15 Mayıs´ta başlayan 1. Türk Üniversiteler
Birliği Spor Oyunları tamamlandı
BİŞKEK (AA) - Türkiye´nin kurduğu Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi´nin (KTMÜ) ev sahipliğinde 15 Mayıs´ta başlayan 1.
Türk Üniversiteler Birliği (TÜRKÜNİB) Spor Oyunları sona erdi.
KTMÜ´nün Cengiz Aytmatov Kampüsü Spor Kompleksi´nde üç gün süren oyunlara Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Birliği Konseyi (Türk
Keneşi) üyesi Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye'deki 11 üniversiteden 221 sporcu katıldı.
Türk Keneşi üye ülkeleri arasında yükseköğretim alanında iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla kurulan Türk Üniversiteler Birliğinin
spor alanındaki bu ilk uluslararası etkinliğinde sporcular güreş, mini futbol, streetball, voleybol ve ağaç güreşi branşlarındaki
müsabakalarda mücadele etti.
Güreş dalında Erzurum Atatürk Üniversitesi, streetball dalında İstanbul Üniversitesi, grekoromen güreş, mini futbol ve voleybol
dallarında Kazakistan Al-Farabi Devlet Üniversitesi, ağaç güreşi dalında ise ev sahibi Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi birinciliği
elde etti.
Bu arada üniversitenin kampüsündeki kapalı spor salonunda, 1. Türk Üniversiteler Birliği Spor Oyunları kapanış ve ödül töreninin yanı
sıra 19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlandı.
Ayrıca Kırgızistan Milli Üniversitesi, Kırgızistan Bişkek Sosyal Bilimler Üniversitesi, Kırgızistan Uluslararası Üniversitesi, Azerbaycan
Bakü Devlet Üniversitesi, Kazakistan Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazakistan Gumilyev Avrasya Üniversitesi, Kazakistan Al-Farabi
Kazak Devlet Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, Azerbaycan Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi´nden
spor gruplarının geçit töreni yapıldı.
Türk Üniversiteler Birliği Spor Oyunları'nın marşının okunmasıyla devam eden törende, oyunlara katılan üniversite spor gruplarının
başkanlarına teşekkür belgelerinin yanı sıra ödüller takdim edildi.
Öğrencilerin de yoğun ilgi gösterdiği törene, Türk Keneşi üye ülkelerinin büyükelçileri, müşavirleri, Türk Keneşi temsilcileri,
akademisyenler, spor yöneticileri ve sporcular katıldı.
Türk Keneşi Üniversiteler Birliği Dönem Başkanı ve KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Sebahattin Balcı, törende yaptığı konuşmada, oyunların
düzenlenmesinde emeği geçen üniversitenin organizasyon komitesine ve Türk Keneşi Genel Sekreterliği'ne teşekkür etti.
Balcı, 1. Türk Üniversiteler Birliği Spor Oyunları kapanış töreninde aynı zamanda 19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı'nı kutladıklarına dikkati çekerek, 'Türk dünyası olarak bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, büyük devlet adamı Mustafa
Kemal Atatürk'ün belki hayallerini gerçekleştirdik. Türk dünyası birlik içinde ortak geleceğe inançla ve kararlılıkla yürüyor. Bu spor
oyunları herkesin kazandığı spor oyunları olmuştur. Birlik ve beraberlik kazandı. Dostluk ve geleceğe olan inanç kazandı.' diye konuştu.
Önceki ve Sonraki Haberler
EPILEPSI HASTALARI DOKTOR BILE OLABILIYOR
Portal
Adres
: www.sabah.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 20.05.2017
: http://www.sabah.com.tr/saglik/2017/05/20/epilepsi-hastalari-doktor-bile-olabiliyor
Epilepsi hastaları doktor bile olabiliyor
Türk Epilepsi Savaş Derneği Başkanı ve İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. S. Naz Yeni ile 'Epilepsi
ve Ben' resim yarışmasının ödül töreninde bir araya geldik ve epilepsi hakkında konuştuk...
Epilepsi nasıl bir hastalık, genetik mi?
Epilepsi dünyanın her yerinde görülebilen bir hastalık. Belirli bir dağılımsal yoğunluktan da bahsedemeyiz. Beynin bir hastalığı.
Bulaşıcı bir hastalık da değil. Epilepsi; beyindeki işleyişi sağlayan sinir sisteminin, hücrelerin ve nöronların çalışma bozukluğudur.
Geçici bir şekilde ortaya çıkan yani dakikalar içerisinde bir nöbet halinde ortaya çıkıp sonra sonlanan bir olay. Kronik, ömür boyu
sürebilen bir hastalık. Genetik faktörler kesinlikle etkili. Akraba evliliği de bu anlamda büyük oranda riski artırıyor. Kesin verileri
söylemem zor olsa da böyle bir etkinin varlığından söz edebiliriz. Bütün epilepsiler elbette genetik değil. Hepsi akraba evliliği ile elbette
izah edilemez. Başımıza gelebilecek her şey epilepsiye neden olabilir. Yani bir kafa travması, menenjit, ensafalit gibi bir beyin iltihabı
sonrasında kişi epilepsi hastası olabilir. Beynimizde herhangi bir sebebe bağlı veya bilinmeyen bir sebeple tümör gelişse; bu epilepsi
nöbetlerine neden olabilir ve sonrasında da kalıcı hale gelebilir. Kronik bir epilepsiye dönüşebilir. Bir bebek doğarken oksijensiz kalsa,
kan şekeri düşse; bu, bebeklerde ağır epilepsilere neden olabilir.
ANNE KARNINDA BİLE GELİŞEBİLİR
Hamilelikte annenin yaşadığı bir şeyden dolayı bebekte epilepsi olabilir mi?
Olabilir. Anne karnında birtakım olaylar bebeğin özürlü ve beyninin etkilenmiş olarak doğmasına neden olabilir. Sonuçta da bu, ağır
epilepsilere neden olabilir.
Yani epilepsi sonradan ortaya çıkmıyor mu? Çocukluktan, bebeklikten itibaren kendini gösteren bir hastalık mı?
Bazen sonradan da ortaya çıkar. İleri yaşta, 65 yaşından sonra epilepsinin sıklığı giderek artar. Neden? Çünkü beyin yaşlanır. Bu da
değişik sebeplerle yine epilepsi nöbetlerine sebep olabilir. Mesela beyin damar hastalıkları, beyin tıkanmaları, kanamaları yine epilepsi
nöbetine ve hastalığına neden olabilir.
ERGENLİKTE KARIŞTIRILIYOR
Epilepsinin belirtileri nedir? Bir aile çocuğunda ya da insan kendinde nelerden şüphelenmeli de hekime gitmeli?
Epilepsi ön planda bilincin etkilendiği, bayılmayla giden nöbetlerle kendini gösterir. Çoğu zaman böyle olduğunda da ailenin çocuğu
doktora götürmek için bir şüphesi değil, bildiğiniz bir belirtisi vardır. Mutlaka doktora götürürler zaten. Bazı nöbetler biraz daha sinsidir,
belirsizdir, hafiftir. Onlarda tanı atlanabilir ya da gecikebilir. Bunlar neler olabilir? Mesela; dalma. 5-10 saniye konuşurken, yürürken,
dalıp o anda hiçbir şey yapmayıp sonrasında normal hayatını sürdürmek. Bu özellikle çocukluk çağında karşımıza çıkabilir. Çocuğun
okul başarısı sırf bu yüzden düşebilir. Bu durumda okul başarısı düşmüş, dikkati bozulmuş çocukları götürmekte fayda var. Diğer
taraftan sıklıkla tanıda atlanan bir nokta var. Ergenlerde başlayan bir epilepsi türü. Ergen sabah kalktığında uykusuz kaldığında kolunda
küçük küçük irkilme, atmalar olur. Ama olup biter. Gün içinde bir daha olmaz. O kadar hafif bir şeydir. Bu bir epilepsidir aslında. Sonra
günün birinde bu çocuklar gerçek bir bayılma, büyük sara krizi dediğimiz o krizle karşılaşırlar. Tanı aslında o zaman konur. O zaman
aile fark eder. Böyle küçük şeyler de olabilir. Mesela bazı hastalarım var. Bu dejavu dediğimiz hissi yaşarlar. Bir anı daha önceden
yaşamış gibi. O an kafaları karışır gibi olur. Bir-iki saniye pek konuşmak istemezler. Gelip geçer. 'Bu anı daha önce yaşamıştım' gibi...
Üzerinde durmayabilirler. Bunların bir kısmı sonradan daha ağır nöbetlere dönüşebiliyor. O zaman tanı konabiliyor. Ama bunlar da
bazen nöbettir. Böyle küçük hisler de tekrarlıyorsa, ısrarla aynı şekilde devamı geliyorsa epilepsi olabilir.
TEHLİKELİ İŞLER HARİÇ ÇALIŞIRLAR
Epilepsi hastaları çalışabilir mi?
Çok tehlikeli meslekleri tabii ki yapamazlar. Mesela silah alamazlar, pilot olamazlar, vardiyalı işleri tavsiye etmeyiz. Araç kullanması
ile ilgili sıkıntılar var, buna dayalı meslekleri elbette yapamazlar. Dalgıçlık vs. gibi suyla ilgili mesleklerden uzak durmalılar. Tehlike
yaratacak meslekleri elbette yapamazlar. Ağır makinalar, tehlikeli makinaların kullanımı... Ama bir masa başı görevini rahatlıkla
yapabilirler. Hukukçu, doktor olabilirler. Belki cerrah olamayabilirler. Ama tıbbın birçok alanında da vardır epilepsi hastaları;
mesleklerini sürdürürler. Öyle hastalarım da var ayrıca. İşveren de, işi yapan kişiyi tehlikeye sokabilecek, nöbet geçirebileceği işlerden
uzak tutmalı. Bu ev hayatında da öyle. Ev kadını camın öbür tarafına çıkıp da cam silmemeli. Düştüğü taktirde ölümcüldür. Ama evin
içerisinde evini temizlerken düşerse yaralanır sadece. Hepimizin başına gelebileceği gibi... Ancak en büyük sıkıntı, işveren tarafından
'Ya iş yerinde nöbet geçirirse?' korkusuyla işten çıkarılmaları.
Peki derneğe kimler geliyor? Neler yapılıyor? Ne gibi faaliyetler oluyor?
İki tane dernek var. Birisi Türk Epilepsi İle Savaş Derneği. Bu, tümüyle profesyonel olarak epilepsi ile uğraşan hekimlere ve
profesyonellere ait bir dernektir. Psikolog, beyin cerrahı gibi alanlar da dahil olsa da ön planda nöroloji hekimlerinin üye olduğu bir
dernektir. Epilepsi ile ilgili araştırmaları desteklemek, epilepsi ile ilgili eğitimi desteklemek ve epilepsi hastalarının iyi sağlık hizmeti
alabilmesini, bu sağlık hizmetinin yaygınlaşmasını sağlamak için çalışıyoruz. Bir de Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği var. Bu dernek
de bizim derneğimizin aracılığı ile kuruldu. Bizim desteklerimizi alıyor. Her an yanlarındayız. Pek çok yönden destek veriyoruz. Ama
sonuçta bağımsız bir dernek. O derneğe de hastalar üye oluyor. Epilepsi ile ilgili farkındalıkla ilgili kurulmuş bir dernek. Hastalara da bu
derneğe üye olmalarını, sorunlarının çözümünün bu dernekler üzerinden gerçekleşeceğini özellikle vurgulamak istiyorum.
FARKLI BİR ORTAMDA ALKIŞLANMAK MOTİVE EDİYOR
'Epilepsi ve Ben' resim yarışmasının fikir önderleri İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Çiğdem
Özkara ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Barış Baklan, resim yarışması ile ilgili
düşüncelerini paylaştı:
Prof. Dr. Çiğdem Özkara: 'Bu işe ilk başladığımız andan itibaren hedefimiz aynı: Epilepsili bir çocuğun, hastalığı ile ilgili neler
hissettiğini görmek. Sadece hastalığı değil, bu hastalığın getirileri sonucunda dünyayı nasıl gördüğünü anlatsın, bunu ifade etsin
istiyoruz. Tabii sözel olarak ifade etmek çok farklı, çizgilerle ifade etmek çok daha farklı. Bir çocuk bunu çizgilerle çok daha etkileyici
anlatabiliyor.'
Prof. Dr. Barış Baklan: 'Bu çocuklara bir konu verilmiyor, kendi hayatlarından parçalar anlatmaları isteniyor. Yaşadıklarını ve
hissettiklerini kağıda dökmeleri isteniyor. Burada amaç, bu çocukları topluma kazandırmak, toplumdan kopmalarını önlemek. Yaşam
stilleri zor bu çocukların. İzole edilmiş çocuklar. Ama birden bire hekimleri dışında başka bir ortamda da alkışlanacaklar ve bu onları
çok motive ediyor.'
ÖDÜLLER DAĞITILDI
Epilepsi ve Ben Resim Yarışması, 11. yılın kazananları açıklandı. Dereceye girenler 4. Epilepsi Sempozyumu'nda düzenlenen ödül
töreninde ödüllerini aldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da birbirinden yaratıcı ve duygu yüklü resimlerin katıldığı yarışmada 6- 11 yaş
kategorisinin ikincisi Berat İpek'e ödülünü Sabah Gazetesi Sağlık Editörü Didem Seymen Balcı verdi.
ÇOCUKLARIN KEMIKLERI NEDEN AGRIR?
Portal
Adres
: www.gazetebursa.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 19.05.2017
: http://www.gazetebursa.com.tr/saglik/cocuklarin-kemikleri-neden-agrir-h14420.html
Çocukların kemikleri neden ağrır?
Çocukta büyüme ağrısı sandığınız romatizma ağrısı olabilir ve mutlaka önlem alınmalıdır.
En çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı artrit hastalıkları doğru tedaviyle kontrol altına
alınabilse de, ihmal edilirse yaşam boyu kalıcı izler bırakabiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur çocukluk çağı artrit hastalıklarını büyüme
Ağrılarıyla karıştırmamak gerektiğini vurguladı. Yeni doğan döneminden erişkinlik dönemine kadar, çocukluk çağının her döneminde
ortaya çıkabilen çocukluk çağı artrit hastalıkları, eklemlerdeki iltihaplanma olarak tanımlanıyor ve artrit tablosuna başka romatizmal
hastalıklar da eşlik edebiliyor.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çocuk Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Prof.
Dr. Özgür Kasapçopur, en çok 4 ila 10 yaş arasında ve özellikle de kız çocuklarında görülen çocukluk çağı romatizmal hastalıkları
hakkında şunları söyledi: 'Çocukların yaşam içindeki varlığını ve devinimini sağlayan en önemli sistem hareket sistemidir. Hareket
sistemini kemikler, eklemler ve kaslar oluşturur.
Hareket sisteminin en önemli yapıtaşı olan eklemlerde oluşan tüm iltihabi değişiklikler 'artrit' olarak adlandırılır.
Artrit oluşan eklemlerde ağrının yanı sıra şişlik, kızarıklık, ısı artışı ya da hareket kısıtlılığı olarak tanımlanabilir. Özellikle çocukluk
çağında altı haftadan daha kısa süren AKUT artritler sıkça gözlenirken daha uzun süreli olan kronik artritler de nadir değildir.
Özellikle çocukluk çağının en önemli üç kronik hastalığından birisi olan jüvenil idyopatik (romatoid) artrit, kronik artritlerin en
önemlilerinden birisidir ve tedavi edilmezse kalıcı sakatlığa yol açabilir. Jüvenil idyopatik artrit çocukluk çağında eklemlerde oluşan
kronik değişikliklerle ortaya çıkar. Hastalığın erken tanınması ve etkin tedaviye hızla başlanması oluşabilecek olan sakatlıkların önüne
geçer.
Ayrıca, çocuklarda sistemik lupus eritematosus, dermatomiyozit, skleroderma ve damar iltihapları gibi çeşitli romatizmal hastalıklar
artritle ortaya çıkabilir.
Büyüme ağrıları ile karıştırılmamalı
Büyüme ağrısı özellikle büyümenin hızlı olduğu 6-10 yaşları arasındaki çocuklarda ortaya çıkan ağrılardır. Bu ağrılara hiç bir zaman
eklemlerdeki şişlik ve kızarıklığın eşlik etmediğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur şunları söyledi: 'Ağrı en çok büyüme plağının
bulunduğu diz bölgesine yerleşir.
Ağrılar çoğunlukla geceleri yorulmanın ardından belirginleşir. Sabahları oluşan bacak ağrıları daha ciddi romatizmal nedenlerden
kaynaklansa da geceleri oluşan ağrılar çoğunlukla mekanik denilen nedenlerden kaynaklanır.
Her ağrılı durumda olduğu gibi büyüme ağrısı tanısı da hekim tarafından diğer olasılıkların dışlanması ile konulan bir tanıdır. Büyüme
ağrısı birçok farklı hastalıkla da karışabilir. Bu ayırıcı tanıyı hekimin yapması zorunludur. Büyümenin sonlanması ile birlikte bu ağrılar
rahatlayıp kaybolur'.
Hastalık ön belirtiler ile anlaşılabilir
Çocuklarda romatizmal hastalıkların çok farklı ve değişken bulgularla ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kasapçopur: 'Öncelikli
bulgular arasında kol ve bacak ağrıları, yürüyememe ve aksama yer alır. Kol ve bacak ağrıları ise çoğunlukla eklem ağrısı, eklem şişliği,
kas ağrısı ve kas güçsüzlüğünden kaynaklanabilir.
Eklem şişlikleri çocuklarda artrit adı ile anılmaktadır. Eklem şişliğine eşlik eden etkilenen eklemdeki hareket kısıtlılığı, kızarıklık ve
yerel ısı artışı da hastalığın önemli bulgularından birisi olabilir.
Çocuklardaki artrit varlığında bir çocuk hekimine başvurmak zorunludur. Hareket sistemiyle ilgili yakınmalar oluştuğunda hemen bir
çocuk hekimine mutlaka başvurulmalı ve hastalığın tanısı açısında ön araştırmalar hekim tarafından gerçekleştirilmelidir.
Romatizmal hastalıklar hareket sistemi dışında bazen gözde kızarıklıkla, karın ağrısı, ateş ve göğüs ağrısı gibi değişken bulgularla da
ortaya çıkabilir' dedi.
Sedef hastalığı yalnızca deri döküntüsü demek değildir
Özellikle jüvenil idyopatik artritin birçok farklı alt grupla birlikte görülebileceğini belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, bunların en
önemlilerinden birisinin de çocukluk çağının en sık görülen kronik deri hastalıklarından birisi olan psoriasis ya da halk arasında bilinen
adıyla sedef olduğunu vurguladı ve ekledi: 'Jüvenil idyopatik artriti olan bir çocukta psoriasis de var ise hastalık jüvenil psoriatik artrit
adını alır.
Psoriasis hastalarda daha çok büklüm yerlerinde oluşan parlak renkli döküntülerle ortaya çıkar. Hastalık artritle birlikte olduğunda ise en
önemli bulguları tırnaklarda oluşan değişiklikler ve daktilit adı verilen parmak şişlikleridir.
Ayrıca hastaların çoğunda diz ve ayak bileklerinde şişlikler görülür. Hastalığa en zor tanı konulan durum ise döküntü olmadan tırnak
değişiklikleri ve parmak şişliğinin ortaya çıktığı hastalardır. Hastaların bazılarında gözün damar tabakası olan uveanın tutulumu da
görülebilir. Göz tutulumu olursa bu durum görme kaybı ile de sonuçlanabilir.'
Çocukluk çağı artritleri yaşam boyu etkisini sürdürebilir
Jüvenil psoriatik artrit, jüvenil idyopatik artrit hastalarının ortalama yüzde 8 ila 9'luk bir bölümünü kapsayan kronik hastalıklar
olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritin yaşam boyu yinelemeler ve ataklarla etkisini gösterebileceğini
ekledi.
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur tedavi sürecini şöyle anlattı: 'Tedavinin ana amacı çocukların normal bir yasam sürmesini sağlamak ve
hastalığın kendiliğinden iyileşmesini beklerken, öngörülemeyen bir süre içinde oluşabilecek eklem ve organ hasarlarını önlemektir.
Bir diğer önemli amaç ise çocuklara bir yaşam boyu gerekecek olan eklemlerin fizyolojik özelliklerinin kaybolmamasını sağlamaktır.
Tedavi temel olarak, sistemik ve/veya eklem iltihabını engelleyen ilaçların kullanımına ve eklem işlevini koruyucu ve deformiteleri
önleyici iyileştirme yöntemlerine dayanır. Jüvenil idyopatik artrit ve jüvenil psoriatik artritin tedavisi, çocuk romatoloğu yönetiminde
sürdürülen bir ekip işidir.
Duruma göre fizyoterapistler, göz uzmanları, ortopedistler ve tedavi hemşireleri bu ekibe dahil olur. Hastalık uzun etkili ilaçlar
(metotreksat), kortikosteroidler ve özellikle anti-TNF ilaçların içinde yer aldığı biyolojik ilaçlarla herhangi bir sekel olmaksızın etkin bir
şekilde tedavi edilebilir.'
Artrit hastası çocuklar fizyoterapist denetiminde spor yapabilir
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, jüvenil psoriatik artritli çocukların etkin ve düzenli bir tedavi ile sağlıklı çocuktan ve erişkinden hiçbir
farkı olmadan sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini anlattı ve ekledi: 'Erişkinlikte yineleyen atakların sekel oluşmadan önlenmesi
önemlidir.
Hatta futbol, basketbol gibi yarışmalı ve judo, karate gibi kontakt sporlar dışındaki sporlara özellikle fizyoterapist denetiminde izin
verilebilir. Özellikle yüzme, jimnastik ve pilates gibi sporlar eklem sağlığının korunması açısından çok yararlıdır.
Aile ve çocuklara verilebilecek en önemli öneri çocuk romatologlarının önerdikleri tedavi seçeneklerine istisnasız bir şekilde
uymalarıdır. Özellikle kendilerine önerilen sporları yapmaları, kontrolleri ve tedavi süreçlerini aksatmamalarıdır.'
Download