Ekonomik Durum

advertisement
Ekonomik Durum
Uluslararası piyasalarda giderek artan kamu borcuna yönelik endişelere rağmen, 2010 yılının ilk
çeyreğinde Türkiye ekonomisi görece iyi bir performans sergiledi. Türkiye’nin Euro Bölgesi ülkelerine
nazaran daha sağlam bir kamu maliyesine sahip olması, bu dönemde Türkiye’ye Yunanistan’dan
herhangi bir bulaşma etkisinin de önünü kesmiş oldu. Ayrıca, Türkiye’nin büyümesine yönelik olumlu
beklentiler ve bankacılık sektörünün sağlamlığı da, gerek yurtiçi, gerekse yabancı yatırımcıların
gözündeki olumlu Türkiye algılamasına katkıda bulundu. Sonuç itibariyle, Türkiye’ye ait varlıklar gerek
dünya, gerekse gelişmekte olan ülkeler baz alındığında rakiplerinden daha iyi bir performans
sergiledi. 12 Mayıs itibariyle MSCI Dünya Endeksi 2009 sonuna göre %0.8 düşerken, MSCI Gelişmekte
Olan Ülkeler endeksindeki düşüş aynı dönemde %2.2 oldu. Öte yandan aynı dönemde MSCI Türkiye
endeksi %7.7 değer kazandı. TL cinsinden varlıklara yönelik ilginin artması TL’nin de değerlenmesine
neden oldu. 12 Mayıs itibariyle TL, döviz sepeti karşısında yılbaşından beri %5 değer kazanmış
durumda.
2010’un ilk üç aylık döneminde ekonomik aktivitede hem iç talep, hem de ihracat talebi kaynaklı bir
hareketlenme kaydedildi. 2010’un ilk çeyreğinde sanayi üretimi geçen yılın aynı dönemine göre
%17.2 oranında arttı. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı Kasım 2008’den beri ilk kez %70 sınırını
aşarak Nisan 2010’da %72.2 oldu. 2009’un ilk yarısında vergi indirimleri nedeniyle otomotiv ve beyaz
eşya satışlarında güçlü artışlar olmasına rağmen, 2010 yılının ilk dört ayında bu ürünlerin yurtiçi
satışlarında yine çok iyi bir performans sergilendi. Otomotive sektörü satışları ilk dört ayda %6.7
artarken, yurtiçi beyaz eşya satışları ilk çeyrekte %38 oranında arttı.
2010 yılının ilk çeyreğinde ihracat rakamları da beklentileri aştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi
rakamlarına göre yılın ilk dört ayında ihracat %23.1 arttı. Bu dönemde otomotiv ihracatı %60’dan
fazla artarken, beyaz eşya ihracatındaki artış %28.5 oldu.
Finansal piyasalardaki hızlı yükselişler ve ekonomideki toparlanmaya ilişkin ilk işaretlerin ortaya
çıkması hem tüketici, hem de reel sektör güven endekslerine olumlu yansıdı. Nisan ayında tüketici
güveni son iki yıldaki en yüksek düzeylerine yakın seyrederken, reel sektör güven endeksi de Nisan
2007’den beri en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
Talepteki ve üretimdeki toparlanma göz önüne alındığında, 2009’un son çeyreğindeki %6’lık
büyümenin ardından, 2010’un ilk çeyreğinde GSYH’nin çift haneli bir büyüme hızına ulaşması sürpriz
olmayacaktır. 2010’un ilk çeyreğinde beklenen bu olumlu performansa rağmen, uluslararası
piyasalardaki belirsizliklerin sürmesi nedeniyle 2010’un tümü için büyüme beklentimizi %4’te
tutuyoruz.
Mali disiplindeki bozulma ve bütçe açıklarındaki artış 2009’da Türkiye ekonomisine yönelik en kaygı
verici gelişmelerden bir tanesiydi. Bu nedenle, 2010 yılının başlarındaki kamu maliyesi performansı,
Hükümet’in maliye politikasını sıkılaştırmayı mı, yoksa gevşek maliye politikalarına devam etmeyi mi
seçeceğini görmek açısından merakla bekleniyordu. Bu çerçevede, 2010’un ilk çeyreğindeki
performans, Hükümet’in kamuda mali disiplini yeniden kurmaya niyetli olduğunu gösteriyor. Uzun
süre maliye politikalarını gevşek tutan ülkeleri göz önüne alınca, Türkiye’deki olumlu bütçe
performansı iyi bir haber olarak öne çıkıyor. Belki de iyi bütçe performansından daha önemli olarak,
uzun dönemli maliye politikasının çerçevesini çizen Mali Kural düzenlemesinin gündeme alınması çok
olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Sonuç itibariyle, Hükümet’ten son dönemde kamu
maliyesine ilişkin olarak gelen sinyaller, Orta Vadeli Ekonomik Program’da belirlenen bütçe
hedeflerinin tutturulması konusunda cesaret veriyor.
2010 yılında Türkiye için ortaya koyduğumuz bu nispeten olumlu ekonomik görünümü gölgeleyen en
önemli nokta son dönemde enflasyonda kaydedilen artışlar oldu. Tüketici fiyatları enflasyonu, Ekim
2009’da son 40 yılın en düşük düzeyi olan %5.1’e geriledikten sonra yükselmeye başladı. Normalden
yüksek gıda fiyatı artışları, vergi oranlarında ve kamu mallarının fiyatlarında yapılan artışlar ve 2009’a
göre daha yüksek seyreden emtia fiyatları, enflasyondaki yükselişe katkıda bulunurken, yıllık
enflasyon Nisan’da %10.2’ye yükselerek sadece 6 ay önceki değerin iki katına ulaştı.
Enflasyondaki artış enflasyon beklentilerinde de bozulmaya neden oldu. Gerek Merkez Bankası,
gerekse piyasa oyuncuları 2010 sonunda %6.5’luk enflasyon hedefinin tutturulamayacağı konusunda
fikir birliği içerisindeler. Koç Holding, enflasyonu 2010 sonunda %8 olarak tahmin ederken, Merkez
Bankası’nın 2010 sonu tahmini %8.4 düzeyinde bulunuyor. Enflasyon beklentilerindeki artış Merkez
Bankası’nın 2010’un ikinci yarısında faiz artışına gidebileceği beklentisini doğurdu. Koç Holding olarak
biz de politika faiz oranının bugünkü %6.5’lik düzeyinden 2010 sonunda %8’e yükseltilmesini
bekliyoruz. Bu gelişmelere paralel olarak yükselme eğilimindeki enflasyon ve politika faizi beklentileri
bono faizlerinde de artışa neden olurken, en çok işlem gören tahvilin faizi %9-%9.5 bandına oturdu.
Download