II.ünite YERYÜZÜNDE YAŞAM YAŞAM Cihat DEMİR DÜNYA'YI KEŞFEDİYORUZ Yaşadığımız şehir kasaba ya da köyde oturduğumuz evin, eğitim gördüğümüz okulun bir adresi vardır.Adres,birçok evin bulunduğu bir yerde evimizin yerini kolayca bulmamızı sağlar. Bunun gibi yeryüzünde herhangi bir ülkenin veya şehrin de adresi vardır. Bu adreslerden birisi de o yerin paralel ve meridyen değerleriyle belirtilmesidir. Öyleyse meridyen ve paralel nedir? Yerküreyi kuzey ve güney olmak üzere iki eşit parçaya bölen daire ekvatordur. Ekvatorun kuzeyine Kuzey Yarımküre, güneyine Güney Yarımküre denir. Ekvatora eşit aralıklarla yatay olarak çizilen dairelere paralel denir. Örneğin, Ankara 40 derece kuzey paralellinde yer alır. Paralelleri dik kesen ve kutup noktalarında birleşen yaylar ise meridyen denir. Ekvator, paralellerinin başlangıcı olduğu gibi meridyenlerin de bir başlangıcı vardır. Bu, Ingiltere’nin Greenwich gözlem evinden geçtiği varsayılan 0 derece başlangıç meridyenidir. Paraleller Yerküre etrafında doğudan batıya uzanan çizgiler paralel çizgilerdir. Paralel daireleri, 0 olan ekvatordan itibaren derecelendirilir. Ekvatorum kuzeyinde 90 güneyinde 90 olmak üzere toplam 180 paralel dairesi vardır. İki paralel arasındaki uzaklık 111 kmdir. Paralellerin Özellikleri *Birer derece aralıklarla geçirilen dairelerdir. *Kutuplara doğru çevre uzunlukları küçülür. *Aralarındaki uzaklık birbirine eşit ve 111 km dir. *Paraleller doğu batı yönlüdür. *Başlangıçları ekvatordur. Meridyenler Kuzeyden güneye kutuplar arasında uzanan Çizgiler meridyen yaylarıdır. Ingilterenin Greenwich gözlemevinden geçen meridyen, Başlangıç meridyeni kabul edilir. Başlangıç Meridyeninin 180 doğusunda 180 batısında Olmak üzere toplam 360 meridyen vardır. Meridyenlerin Özellikleri *Birer derece aralıklarla geçirilmişlerdir. *Ekvatoru ve paralelleri dik keserler. *360 meridyen yayı bulunmaktadır. *Meridyen yayları eşit uzunluktadır. *Birbirini izleyen iki meridyen arasındaki zaman farkı 4 dakikadır. Yerküreye baktığımız zaman irili ufaklı kara parçalarının gelişigüzel Dağılmış olduğunu görürüz.Karaların çok büyük olanlarına kıta dendiğini biliyoruz.dünya üzerinde yedi kıta, Güney Amerika,Afrika vardır;Kuzey Amerika,Avrupa,AsyaAntartika'dır.Kıta ların arasındaki çukur alanları dolduran büyük su kütleleri okyanus olarak adlandırılır. Aşağıdaki şekilde yukarıda Bahsedilen kıtaları görebilirsiniz. TÜRKIYE'NIN MATEMATIK KONUMU Ülkemiz, Atatürkün işaret ettiği çağdaş Uygarlık düzeyine çıkmayı hedefleyen genç ve dinamik nüfusuyla Asya ve Avrupayı birbirine bağlayan bölgede güçlü bir devlettir. Batısında sanayileşmiş Avrupa ülkeleri ile güney doğusunda petrol zengini Orta Doğu ülkeleri bulunur. Harita: Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün, kuşbakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek, bir düzlem üzerine aktarılmasıyla elde edilen çizime harita denir. Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için gerekli olan koşullar şunlardır: 1. Kuşbakışı olarak çizilmiş olması Haritası çizilen alanın tam tepeden görünüşü kuşbakışı olarak adlandırılır. Haritaların çiziminde tepeden görünüm sağlanamaz ise yeryüzü şekillerinin biçimlerinde, boyutlarında ve birbirlerine göre uzaklıklarında değişmeler olur 2. Ölçekli olması Haritalardaki küçültme oranına ölçek denir. Bir başka ifade ile harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara olan oranıdır. Yer şekillerinin biçimleri ve boyutları, oldukları gibi aktarılamadığı için, belli bir ölçek dahilinde küçültülmesi gereklidir. Ölçek iki şekilde gösterilir. a. Kesir ölçek: Küçültme oranı kesirli sayılarla ifade edilen ve haritalarda en çok kullanılan ölçeklerdir. 1/500, 1/5.000, 1/50.000, 1/500.000 gibi. Kesir ölçeklerde pay her zaman 1 dir. Paydada yer alan sayı ise, haritası çizilen alanın kaç defa küçültüldüğünü gösterir. b. Çizik (Grafik) Ölçek: Eşit dilimlere ayrılmış bir çizgi üzerinde harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara oranının gösterildiği ölçeklerdir. DÖRT MEVSİM TÜRKIYE Yeryüzü şekilleri ve konum iklim üzerinde etkilidir.Ülkemizde, Karadeniz iklimi ,Akdeniz iklimi ve Karasal iklim olmak üzere üç çeşit İklim görülür. Karasal İklim Ülkemizde görülen en yaygın iklim çeşididir. Bu iklimin en önemli özelliği havanın çabuk ısınıp soğumasıdır. Yazlar sıcak ve kurak,kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Eskişehir,karasal iklim görülen illerimizdendir.Yazın ortalama sıcaklık 25 derece iken, kışın -3 dereceye düşer.En çok yağış ilkbahar mevsiminde görülür. Karadeniz Iklimi Karadeniz kıyı şeridi boyunca görülen bu iklim çeşidinde her mevsim yağışlıdır.Mevsimler arasında karasal iklimdeki gibi büyük sıcaklık farklılıkları yoktur. Yazlar serin,kışlar ise ılıktır. Rize,Karadeniz iklimi iyi yansıtan illerimizdendir.Her mevsim yağış alır ama en fazla yağış sonbaharda görülür ve ortalama 800 mm'dir. Akdeniz Iklimi Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyıları ile Marmara Denizi çevresinde görülen Akdeniz ikliminde sıcak ve kurak yazlar yaşanır.Kışlar,ılık ve yağışlıdır. Özellikle Akdeniz kıyılarında kar yağışı ve don olayları nadir görülür.Bu durum,bölgede seracılığın gelişmesini sağlamıştır. Antalya,Akdeniz ikliminin görüldüğü illerimizdendir. En fazla yağış kış aylarında görülür ve ortalama 700 mm'dir. Yağış, Akdeniz üzerinde farklı sıcaklıktaki hava kütlelerinin karşılaşmasına bağlı olarak meydana gelir. DEĞİŞİK YERLER, FARKLI YAŞAMLAR Yerkürenin yaklaşık %30'u karalarla kaplıdır ve bu alanların sadece %12‘si yaşamaya elverişlidir.Geri kalanı çok soğuk,çok sıcak,çok engebeli,bataklık ya da sık ormanlarla kaplıdır.Yerleşim yeri insanların yaşamak ve yerleşik düzen kurmak için seçtikleri yerdir. Dünyanın değişik yerlerinde insanlar birbirinden farklı özellikleri olan yerleşim alanı seçmelerinde belirleyici rol oynayan birçok neden vardır ve en önemlisi de iklimdir. ÇÖL İKLİMİ (Tatombo Anlatıyor) Ben Avusturalya çöllerindeki Adelhayt kasabasında yaşıyorum. Kasabamız uçsuz bucaksız kum tepelerinin ortasına kurulmuş.Avcılıkla geçiniyoruz.Ava gitmek için havanın serinlediği akşam saatlerini bekleriz. Gündüz hava çok sıcak olur.Gecelerin dondurucu soğuğundan ve vahşi hayvanlardan korunmak için hava kararmadan eve dönmemiz gerekir. KUTUP İKLİMİ (Tulukak anlatıyor) Ben Kuzey Kutbunda dünyanın en büyük adasında buzdan bir evde yaşıyorum. Günlük yaşamımın nasıl olduğunu merak ediyor musunuz? Köpeklerin çektiği kızakları ulaşım aracı olarak kullanıyoruz. Aydınlatma aracı olarak ayı balığı yağı kullandığımız lambalarımız var.Hava her zaman çok soğuk olduğundan sürekli çok kalın giysiler giyiyoruz. MUSON İKLİMİ (Muhammed Seyit anlatıyor) Ben,Asya kıtasında küçük bir ülke olan Bangladeşte yaşıyorum.Pirinç çok sulu toprakta yetişirse verimi yüksek olduğundan yağmurun yağmasını dört gözle bekliyoruz. Ancak bazen çok fazla yağış, hayatımızı olumsuz etkiliyor. Tarih geçmişteki olaylara ait bilgilerin keşfi, toplanması, bir araya getirilmesi ve sunulması bilimidir. Çağ - Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir: Merhaba. Ben ,Anadolu Medeniyetleri Müzesinde görevliyim.Ziyaretçilere müzemizde sergilenen eserleri ve buluntuları tanıtıyorum. Mezopotamya ve Anadolu'da kurulmuş medeniyetleri tanıtacağım.MÖ 4000 tarihinden sonra Mezopotamya ve Anadolu tarih sahnesinde rol alan her uygarlığın en belirgin özelliklerini temsil eden kişilerle tanıştıracağım. Yıl MÖ 4000.Sümer uygarlığının şehir devleti Eridu'dayız. Mezopotamya'da ilk devleti SÜMERLER kuranlar: Uygarlık tarihindeki ilk icatların birçoğu benim ülkemin insanlarına ait.Tarladan kaldırdığımız ürünleri pazara götürmek çok yorucu oluyordu.Bunun kolay bir yolu olmalıydı ama nasıl?Bir gün düşünürken dağdan aşağı doğru yuvarlanan yuvarlak bir taş gördüm.Ben de tahtaları taş gibi yontarak yuvarlak hale getirirsem o da yuvarlanırdı. Böylece ilk tekerleği yaptım. Sonra yuvarlak tahtaları öküzlerin arkasına bağlayıp ilk tekerlekli arabayı yaptım.Binaları yapmak için kullandığımız kerpiç,tuğla ve tahtaları da kolayca taşıdık.Bizim ülkemizde taş olmadığı için binaları tuğladan,kerpiçten kubbeli,kemerli olarak yaptık.Birbirinden bağımsız şehri devletleri kurduk.Eridu,Ur,Uruk onlardan birkaçı.Bence mimari eserlerimiz sizin döneminize ulaşamamıştır Ülkemde oymacılık,kakmacılık sanatları da gelişmiştir ama asıl geçim kaynağımız tarımdır.Ziggurat adını verdiğimiz tapınaklar aynı zamanda birer gözlem eviydi.Ülkemin bilginleri Ay ve Güneş tutulmasını,Ay yılı takvimini hesapladı,Güneş sistemindeki beş gezegeni, ve burçları,matematikte dört işlemi buldu. Bizim kültürümüzü,dilimizi ve edebiyatımızla ilgili en ayrıntılı bilgileri de Gılgamış Destanı‘ ndan öğrenebilirsiniz.Bu bilgiler size icat ettiğimiz yazı sayesinde ulaştı farkındasınız değil mi? BABİLLER Ben Babil Kralı Hammurabi'yim. Sümerlilerin hukuk kurallarını yeterli bulmadım.Onları geliştirdim,cezaları artırdım ve yaptım.Göze göz dişe diş kuralını savunuyorum.Yoksa başkent Babil'den ülkemin her köşesini denetlemem mümkün olmuyordu. Neredeyse bulutlara dokunulacak kadar yüksek Babil Kulesini inşa ettirdim.Asma Bahçemizi dünyanın yedi harikası arasında sayıyormuşsunuz öyle mi? Sümerlilerin bilim mirasına da sahip çıktım.Ülkemin bilginleri güneş saatini.Ay ve Güneş tutulmasının devirli olduğunu buldular. ASURLULAR Başkent Ninova'da yaşıyorum ama evimden uzun süre ayrı kalıyorum.Ülkemin kuzeybatı taraflarında bulunan Anadolu ile ticaret yapıyorum.Kayseri yakınlarındaki Kültepe ticaret kolonilerine sık sık gidiyorum. Anadolu'ya çivi yazısını biz tüccarlar götürdük.Anadolu'daki tüccarlarla yaptığımız ticari anlaşmaları kayıt altına alabilmemiz için onların da çivi yazısı kullanmaları gerekiyordu. Kralımız,ülkemizin ticaretini geliştirmek ve bizim haklarımızı korumak için Babil hükümdarı Hammurabi kanunlarını daha da sertleştirdi.Kralımızın insanlık tarihine başka bir hizmeti daha var.Ülkedeki çivi yazısıyla yazılmış tüm eserleri toplayarak başkent Ninova'da bir kütüphane kurdurdu. Anadolu Uygarlıkları Doğu ile batının buluşma noktası Üstte görülen Hitit güneş kursu, dairesel biçimde güneşin etrafına yerleştirilen öğelerden oluşuyor.Genellikle tunçtan yapılan güneş kurslarının kullanım amaçları hakkında farklı görüşler var.Bir görüşe göre güneş kursları at koşum takımlarının arasında kullanılan bir parçadır.Diğer bir görüşe ise ahşap asaların ucuna takılarak dini törenlerde kullanılıyordu. Ben,Hititli bir tarih yazıcısıyım.Bir yıl içinde olan olayları Analdediğimiz yıllıklara tarafsız olarak çivi yazısıyla yazdım.Insanlık tarihinde ilk tarih yazıcılığı bizim uygarlığımızda başladı.Kral tarafından yönetildik ama Tavananna adını verdiğimiz kraliçemizin de yönetimde sözü geçerdi.Kral,Pankuş adı verilen ve soylulardan oluşan meclise karşı sorumluydu.Anadolunun her tarafına yayılan kendi yetiştirdiğimiz atlarla savaşlar kazandık.Topraklarımızı genişletmek istedik. Bu yüzden Mısırlılarla Suriye toprakları için savaştık.Savaş sonunda yine uygarlık tarihinde ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşmasını imzaladık Orta Anadolua yaşadık.Başkentimiz Hattuşaş’ dı.Küçük ve büyükbaş hayvanlar ve çok çeşitli tarım ürünleri yetiştirdik.Madenleri işledik,taşarlı oyduk.Seramik eşyalar yaptık.Evlerimizin ve kutsal mekanlarımızın duvarlarını sosyal hayatımızı yansıtan resimlerle ve resimli bir yazı tekniği olan hiyerogliflerle süsledik.Dünya durdukça unutulmamak için kalıcı eserler bıraktık. FRIGYA Gordion'da (Ankara-Polatlı)bulunmuş seramik çanak çömleklerin üzerindeki geometrik desenler ve resimler Frigli ustanın hayal gücünü ve hünerini yansıtır. Ben, Frigli bir çiftçiyim.Size dinlediğimde bana çok komik gene bir hikaye anlatacağım.Bir gün müzik aleti çalma yarışması yapılır.Kral Midas,jüri üyesidir. Kral,müzikten anlamadığı için haksız yere birini seçer. Haksızlık yaptığı için kulakları eşek gibi uzar. Kralın kulaklarının uzadığı,krallığın bir ucundan diğer ucuna,kadar duyulur.Kral Midas,Başkent Gordion sokaklarında gezerken kulaklarını şapkasıyla kapatır.Insanlar sokaklara bir de çivi yazısıyla yazılmış Kral Midas,eşek kulaklıdır.diye ilanlar asarlarsa hiç şaşmam. Aslında çalışmaktan halimiz kalmıyor.Verimli topraklarımızı ekip biçmek tüm vaktimizi alıyor.Topraklarımıza her çeşit tarım ürünü yetişiyor.Saban kırana,ekili tarlaya zarar verene çok ağır cezalar veriliyor.. Tarımda büyükbaş hayvanların gücünden de yararlanıyoruz ama küçükbaş hayvan yetiştirmek daha kazançlı.Sütünü içiyor etini ise yiyoruz,artanını da kış için topraktan ve çeşitli madenlerden yaptığımız kaplarla saklıyoruz.Kadınlarımız hayvanların yününden,tiftiğinden kendilerine has motifleri olan halı ve kilimler dokuyorlar LİDYALILAR Lidya uygarlığına ait gümüş buhurdanlık görüyorsunuz.Buhurdanlık,içinde güzel kokulu otlar yakılan,dinsel törenlerde de kullanılan küçük mangaldır. Egede,Menderes ve Gediz ırmakları çevresindeki verimli topraklarına yerleştirdiğimiz ülkemde,her çeşit sebze ve meyve yetişiyor. Başkent Sard'ın pazarlarında yok yok.Ben,hem ülkemde hem de başka ülkelerle ticaret yapıyorum.Krallığımızın yetkilileri Kral Yolu'nu kullanarak ticaret yaparken mallarımız için elimize çivi yazısıyla yazılmış güvence belgesi veriyor.Efesten aldığım zeytini güneydeki ülkelerde yetişen hurmayla değiştirinceye kadar zeytinler çürüyor. Kilden,topraktan ve madenden yaptığımız süs eşyalarını ve parfümleri başka mallarla takas ediyoruz.Ancak takas çok kolay ve her zaman da malın değerini veren bir alışveriş şekli değil.Bunun daha kolay ve kazançlı bir yolu olmalı diye düşünüyorduk.Madenden yapılmış ve adına paradenilen bir alışveriş aracının icat edildiği kulaktan kulağa yayıldı.Bu haber beni çok sevindirdi. İYONLAR Ben Efes’te yaşayan bir gemi kaptanıyım. Egenin mavi sularında deniz yolculuğu yapmak ruhumu dinlendirir.Tüccarları ve mallarını;çeşit çeşit meyveleri,sebzeleri özellikle zeytini ve üzümü,hayvansal ürünleri,seramik eşyaları,kumaşları,halıları ve kilimleri uzak ülkelere götürmek beni mutlu ediyor.Ülkeme geri dönerken gemide tüccarların yazdığı siparişleri okuyorum. insanlarımız ticaret yaparak bol kazançlar elde ediyorlar. Efes,Millet Izmir gibi site dediğimiz şehir devletlerinde yaşamak günlük yaşamımızda bizi özgür kıldı. Halkımızın ekonomik durumu da iyi olunca sanata,edebiyata,bilime ve felsefeye zaman ayıranlarımızın sayısı arttı.Yunan ve Avrupa uygarlığın temelini,benim ülkemde yetişen Homeros gibi bir çok sanatçı ve bilim adamı atmıştır. URARTULAR Taş oymaktan elleri nasırlaşmış birini gördünüz mü? Benim ellerim neredeyse taş kadar sert.Şikayetçi değilim.Çünkü nasırlı ellerimle ülkemi her türlü tehlikeden koruyan sağlam kaleler yaptım.Ayrıca oda şeklinde kaya mezarları da yaptım. Ölümden sonraki yaşama inandığımız için mezarların içine bir insanın günlük yaşamında ihtiyacı olabilecek eşyalar koyarız.Altın,gümüş ve tunçtan yapılmış eşyalar,toprak kap kacak mezara koyduklarımız arasındadır. Van Gölü yakınlarındaki başkentimiz Tuşpa’ da üzerinde resimler ve çivi yazıları bulunan anıt mezarlar yoktur. Ülkemin dağlık ve kayalık olması,benim ve meslektaşlarımın bentler,barajlar ve sulama kanalları yapmasını gerektirdi.Yoksa sulak toprağı çok seven bağcılık ülkeme nasıl bu kadar kazanç getirecekti? Çiftçiler, tarım ürünlerinin çeşitliliğine katkı sağladığımız için bize teşekkür ediyorlar. Kralımız da durumdan çok memnun. Cihat DEMİR