HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ’NDEN AVRUPA ÇIKARMASI! İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyeleri, Türkiye’deki üniversite eğitimini ve uluslararası öğrencilere tanınan olanakları Almanya ve Hollanda’da gurbetçi öğrencilere anlattı. Köln ve Rotterdam’da gerçekleştirilen panellere Türkiye’nin Köln Eğitim Ataşesi de katıldı. T ÜRKIYE’nin son yıllarda başarılı bir şekilde uyguladığı “yükseköğretimde uluslararasılaşma” politikası, İstanbul Aydın Üniversitesi ve Türk Üniversiteliler Derneği (TÜRK-ÜNİD) tarafından ortaklaşa düzenlenen iki ayrı panelde Almanya ve Hollanda akademik camiasına ve buralarda yaşayan Türk uyruklu öğrencilere anlatıldı. Çalışmalar kapsamında, ilk panel ise 24 Kasım tarihinde Köln Üniversitesi’nde yapıldı. Almanya’da yaşayan Türk uyruklu öğrenci ve akademisyenler ile Alman akademik camiasının büyük ilgi gösterdiği panele İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Genel Sekreter Yardımcısı Sebahattin Kutlu, Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı ve Aydın TÖMER Müdürü Selman Arslanbaş ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haydar Özpınar katılırken, Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer de panelde yer aldı. GENCER: “HER TÜRLÜ KOLAYLIĞI SAĞLIYORUZ” Panelde konuşan Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer, Türkiye’deki üniversitelerin uluslararası öğrenci konusunda son derece ciddi ve başarılı çalışmalar yürüttüğünü, bu konuda devletin ilgili kurumlarının da üniversitelere büyük destek sağladığını belirterek, “Almanya’da yaşayan Türklerden Türkiye’deki üniversitelere büyük ilgi var. Bu konuda biz de gerekli kolaylığı sağlıyor, Türk kökenli öğrencilerimize hızla denklik vererek kolayca başvuru yapabilmelerini sağlıyoruz. Bu sayede öğrencilerimiz, kayıt dönemi olan Haziran ve Eylül ayları arasında Türkiye’deki üniversitelere kolayca başvurup kolayca kabul ediliyorlar. Tabii bu noktada Türkiye’deki üniversitelerin sunduğu burs, konaklama, kariyer planlaması ve yüksek düzeydeki akademik çalışma olanakları da öğrencile106 | ARALIK 2016 | WWW.EKOVİTRİN.COM rimizi cezbediyor. Bugün Almanya’dan Türkiye’ye giden uluslararası öğrenci sayısı 3 bine ulaştı. Türkiye’ye gelen toplam uluslararası öğrenci sayısı ise 100 bine geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi ise, sunduğu olanaklarla, vakıf üniversiteleri arasında Almanya’dan gelen Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversitelerden biri olarak öne çıkıyor. Toplama baktığımızda İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’ye gelen uluslararası öğrencilerin yüzde 4’ünü bünyesine çekmeyi başarıyor. Bu noktada İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Avrupa ve özellikle de Almanya’da yaptığı çalışmaların da etkisi büyük” diye konuştu. ÖZPINAR: “ABİTUR’A BAKMAKSIZIN KABUL EDİLİYORLAR” İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haydar Özpınar ise Türkiye’nin Almanya’daki Türk kökenli öğrencilere sunduğu olanaklardan bahsederek, “Özellikle tıp ve hukuk gibi meslekler Almanya’da oldukça yüksek Abitur notları istediği için Türk kökenli Alman vatandaşı öğrencilerimiz Almanya’da bu gibi mesleklerin yükseköğrenimini alamıyorlar. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) iki yıl önce aldığı bir kararla Alman pasaportuna sahip Türk kökenli öğrencilerin Türkiye’de yükseköğrenim görebilmesi için bu sınava girmiş olmalarını yeterli gören bir karar çıkardı. Yani Almanya’daki Türk kökenli öğrencilerimiz, Abitur ve Fa-Abitur puanları ile diploma notları ne olursa olsun, Türkiye’de istedikleri üniversitede bu alanlarda yükseköğrenim alabilecekler. Ayrıca Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin yararlandıkları bütün olanaklardan yararlanabilmenin yanında, kendileri için özel olarak sunulan hizmetlerden de faydalanabilecekler” dedi. Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı ve Aydın TÖMER Müdürü Selman Arslanbaş ise şunları söyledi: “Son 3 yılda Almanya’dan Türkiye’ye gelen uluslararası öğrenci sayısındaki artış 3-4 kat büyüklüğe ulaştı. Bunda Türk üniversitelerinin son yıllarda yapmış olduğu nicel büyümenin etkisi büyük. Bunun yanı sıra Almanya’da yaşayan Türk ailelerin sosyokültürel ve yaşanan global ekonomik daralmalardan kaynaklı problemlerinin de bu dönüşü tetiklediğini düşünüyorum. Almanya, yakın zamanda Türkiye’ye en çok uluslararası öğrenci gönderen ülke konumuna yükselecek. Bunda Türk kökenli öğrencilerin sahip oldukları çift dil becerileri, uluslararası kültür deneyimleri ile birlikte Türkiye’den alacakları diploma ile dünyanın her yerinde kariyer yapma fırsatlarının olması da etkili.” Almanya’dan gelen Türk kökenli öğrencilerin önemli bir kısmının İstanbul Aydın Üniversitesi’ni tercih ettiğine dikkat çeken Arslanbaş, “Genelde tıp, hukuk ve mühendislik gibi kalburüstü bölümleri tercih eden Almanya’dan gelen Türk kökenli öğrencilerimiz, burada ayrıca İstanbul Aydın Üniversitesi’nin geleneklerinden kopmadan verdiği uluslararası standartlardaki eğitim sayesinde son derece donanımlı birer birey haline geliyorlar. Bundan başka üniversitemizde bulunan Uluslararası Öğrenci Dekanlığı birimi desteğiyle aldıkları rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sayesinde hem İstanbul’a hem de Türkiye’ye çok çabuk adapte olarak ciddi hiçbir sorun yaşamıyorlar. Yine üniversitemizin öğrencilerine sunduğu geniş teknolojik ve bilimsel imkânlar, mükemmel bir yükseköğrenim olanağı sunuyor. Ayrıca bu öğrenciler için İstanbul’da eğitim almak da kariyer açısından büyük bir şans oluyor. Öğrenci velilerimizden bu gibi hizmetlerimiz nedeniyle son derece olumlu geri dönüşler alıyoruz” ifadelerini kullandı. ARSLANBAŞ: “ALMANYA’DAKİ TÜRK ÖĞRENCİLER TÜRKİYE’Yİ KUTLU: “TEK AMACINIZ DİPLOTERCİH EDİYOR” Trucas firmasının düzenlediği Türki- MA OLMAMALI” ye’de yükseköğrenim olanaklarının anlatılacağı fuara katılmak üzere Almanya’ya gelen İstanbul Aydın Üniversitesi Almanya’da yaşayan Türk kökenli öğrencilerin üniversite tercihi konusunda dikkat edilmesi gerekenler konseptli bir sunum gerçekleştiren İstanbul Aydın Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Sabahattin Kutlu ise, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de üniversite eğitimi almak sizler için birçok ülkeye göre çok daha avantajlı. Anadilinizin yanında öğrenebileceğiniz birçok yabancı dilin eğitimini üniversitemizde alabileceğiniz gerçeği sizler için tercih sebebi olabilir. Bundan başka seçeceğiniz üniversite ve bölümün sizin kişisel yapınıza uygun olması, iyi üniversite-iyi bölüm eşleşmesi de sizler için son derece önemli. Bu eşleşmeyi sağlamak, geleceğiniz ve bundan sonraki yaşamınız için hayati önem taşıyor. Bunun için de üniversitenin yerinde görülmesi en isabetli davranış olur. Türkiye’ye gelip üniversiteyi, kampüsünü, eğitim ve sosyal olanaklarını yerinde görebilirseniz, daha sağlıklı bir karar verebilirsiniz. Biliyorsunuz birçok firma artık sadece derslerinde başarılı, diploma notu yüksek öğrencileri değil, ders başarısının yanında sosyal alanda başarılı olan adayları tercih ediyor. Bunun için de İstanbul Aydın Üniversitesi biçilmiş kaftan. Diplomanın tek hedef olmadığı, sosyal becerilerin de geliştirilmenin, sosyal ve başarılı bir öğrenci olmanın daha geçerli olduğu bu dönemde İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ‘eğitim diplomasisi’ vizyonuyla sunduğu geniş akademik, bilimsel ve teknolojik imkânlarının yanında, ‘yaşam boyu öğrenme’ felsefesiyle geliştirdiği kişisel ve mesleki gelişime yönelik eğitim ve seminerleri, Kariyer Merkezi aracılığıyla sunduğu okurken kariyer yapma imkânı ve ‘Türkiye’nin en çok etkinlik düzenleyen üniversitesi olma’ hedefiyle gerçekleştirdiği sosyal ve kültürel etkinlikler, üniversite yaşamınızı dolu dolu geçirme imkânı sunacak.” Panel daha sonra Köln Üniversitesi’nin ardından Hollanda’nın Rotterdam şehrinde de tekrarlandı. Konuşmacılar, Hollanda pasaportuna sahip Türk kökenli öğrenciler için Türkiye’de yükseköğrenim alanında sunulan olanaklardan bahsederek öğrencileri Türkiye’deki üniversiteleri tercih etmeye davet ettiler. Özellikle İstanbul Aydın Üniversitesi’nin, Hollanda’dan gelen Türk kökenli öğrenciler tarafından tercih edilmesi halinde Hollanda devletinin de sunduğu burs imkânlarının altı çizildi. WWW.EKOVİTRİN.COM | ARALIK 2016 | 107 HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ İAÜ, TÜRKİYE’DEKİ İLK Antik DNA Çalışmasını Yaptı İAÜ’DEN AMERİKA’NIN SAYGIN ÜNİVERSİTELERİYLE Dev İşbirliği Anlaşmaları Katıldığı her çalışmada ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda huzur, barış ve istikrarın ancak eğitim ile mümkün olduğunu vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın ile beraberindeki heyet, Amerika’da bir dizi uluslararası üniversite ile işbirliği görüşmeleri gerçekleştirdi. İstanbul Aydın Üniversitesi ve İstanbul Çapa Tıp Fakültesi işbirliği ile Türkiye’de ilk kez Antik DNA çalışması yapıldı. İ F ORDHAM ÜNIVERSITESI ULUSLARARASI İLIŞKILER SORUMLUSU PROVOST LISA LANCIA VE AMERIKAN DILI VE KÜLTÜRÜ BÖLÜM BAŞKANI JAMES STABLER ile bir araya gelen İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, iki üniversite arasında gerçekleşebilecek işbirliklerini ve projeleri değerlendirdi. Fordham Üniversitesi yetkilileri İAÜ ile uzun zamandır işbirliği yapmayı arzuladıklarını, özellikle İngilizce dil eğitimi alanında birlikte çalışmayı istediklerini belirtti. İmzalanan anlaşma kapsamında İAÜ öğrencileri, Fordham Üniversitesi’nde kısa ve uzun dönemli İngilizce dil eğitimi alabilecekler. Yaz ve kış okullarında da karşılıklı öğrenci değişimi yapacak olan iki üniversite, ileriki dönemlerde akademik değişim ve ortak eğitim programları da gerçekleştirmeyi planlıyor. COLOMBIA ÜNİVERSİTESİ, TÜRKİYE’DEKİ İLK 4+1 PROGRAMI’NI İAÜ İLE GERÇEKLEŞTİRECEK İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın ile Columbia Üniversitesi Master Programları Direktörü Nikisha D. Alcindor ve Master Programları Kurumsal İlişkiler Danışmanı Karl Rutter arasında yapılan görüşmeler sonrasında ortak 4+1 programı, kısa dönem değişim programları ve İngilizce dili eğitimlerinde işbirliği yapma ka108 | ARALIK 2016 | WWW.EKOVİTRİN.COM rarı alındı.Yapılan anlaşma ile üniversite sıralamalarında dünyanın 16. ve Amerika’nın 3. sırasında yer alan Columbia Üniversitesi’nin Türkiye’de uyguladığı ilk 4+1 programı olacak. DÜNYACA ÜNLÜ CUNY BARUCH COLLEGE İLE SAĞLIK İŞLETMELERİ YÖNETİCİLİĞİ PROGRAMINDA İŞBİRLİĞİ Şehir üniversiteleri arasında dünyanın en iyilerinden olan CUNY Baruch College ile İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın görüşmesinden, özellikle sağlık bölümlerindeki master programlarında işbirliği yapılması kararı çıktı. Sağlık hizmetleri ve hastane yönetimi konularında ortak program oluşturma kararı alan iki üniversitenin, programı 2017-2018 akademik yılında başlatması ön görülüyor. UNIVERSITY OF NEW HAVEN İLE GENİŞ KAPSAMLI İŞBİRLİĞİ Amerika’nın özellikle adli tıp ve ulusal güvenlik konularında en başarılı üniversitelerinden biri olan University of New Haven ile yapılan toplantı ve imzalanan işbirliği kapsamında, İAÜ Ulusal Güvenlik ve Strateji Merkezi ile New Haven Universitesi’nin ortak konferans düzenlenmesi, Uluslararası İlişkiler İstihbarat Araştırmaları Yüksek Lisans programında 4+1 ortak programı yapılması ve İngilizce dil eğitiminde işbirliği yapılması kararları alındı. STANBUL MARMARAY PROJESIYLE birlikte yürütülen arkeolojik kazılardan elde edilen Bizans dönemine ait 1500 yıllık insan iskeletleri, Türkiye’de ilk kez yapılan Antik DNA çalışması ile geçmişe ışık tutarken geleceğe de umut ışığı yakıyor. Antik DNA çalışmalarında genel amacın insanlığın tarihine ışık tutmak ve insanlığın geleceğiyle ilgili birtakım varsayımlarda bulunmak olduğunu vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Genel Cerrahi ve Adli Antropoloji ve Kriminalistik uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Görgülü “Marmaray kazılarında yaklaşık 1500 yıllık Bizans döneminden kalma insan iskeletleriyle yaptığımız çalışmalarla DNA elde etmeyi başardık. Bu yaptığımız çalışmaya dünya literatüründe Antik DNA çalışması deniyor. Bu çalışmanın genel amacı insanlığın geçmişine ışık tutmak ve geleceğiyle ilgili birtakım varsayımlarda bulunmak. Biz bu çalışmaları yaparken aynı zamanda hastalıklara yönelik ve hastalıkların geçmişine dönük çalışmalar yapmak istiyoruz” dedi. Görgülü, yapılan Antik DNA çalışmalarında insanların anne soylarının nereden geldiğinin öğrenilebildiğini vurgularak “Mitokandral DNA dediğimiz annemizden bize geçen DNA’yı analiz ettik. Böylelikle bu insanların anne soylarını nereden geldiğini ortaya çıkarmış olduk. Bu çalışma İstanbul Aydın Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı ortaklığıyla yürütülen bir çalışma. Buradan elde edilen birtakım materyaller Çapa’da da çalışıldı. 30 insan iskeleti örneğinin 29 tanesinden DNA elde etmeyi, bir aylık bir çalışma süresinde başardık” şeklinde konuştu. DEMANS, ALZHEİMER VE KANSER GİBİ HASTALIKLAR İÇİN UMUT OLABİLİR Son 50 yılda demans, alzheimer ve kanser gibi hastalıklardaki artış sebebinin insan ömrünün uzaması olduğuna dikkat çeken Görgülü, şunları söyledi: “Araştırma yaptığımız iskeletlerin yaş ortalamaları 30-35 yaşlarında, bugün biz 200’lü yaşlara doğru gidiyoruz. Yaklaşık olarak insan ömründe ciddi bir uzama oldu. Bizim bedenlerimiz atalarımızdan miras aldığımız bedenlerde ve yüz doksan dokuz bin yıl boyunca ortalama 35 yıl boyunca yaşamış bir beden yüz yaşına uygun bir beden değil. Bu uygunsuzluğun bedeli sonucunda kanser, alzheimer, parkinson gibi hastalıklar artmaya başladı. 35 yıl yaşayan bir toplumda alzheimer görülme riski yoktu. Çünkü 35 yaşlarında bu insanlar ölüyordu. Acaba bu insanlarda alzheimer genleri var mıydı? Yoksa sonradan mı ortaya çıktı? Eğer bunu anlayabilirsek tedavi konusunda ciddi şekilde önümüz açılacak. Aynı şey kanser için de geçerli. İncelediğimiz iskeletlerde kansere ait bir bulgu bulamadık. Bu insanların kanserden ölmediği anlamına gelmiyor. Bu insanlar karaciğer kanseridir, ölmüştür ama kemiğe atlama olmadığı için karaciğer de ortadan kalktığı için biz kemikte bunu saptayamıyoruzdur. P53 denilen bir gen var. Bu gen kanseri engeller ama kanser hastalığında ise kanseri destekleyen bir hale dönüşüyor. Biz P53 üzerinden bazı bölgeleri analiz ederek günümüzle geçmiş karşılaştırıp kanserle ilgili bir şey söyleyebilmenin amacındayız.” WWW.EKOVİTRİN.COM | ARALIK 2016 | 109 HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ DR. MUSTAFA AYDIN: “BATI, 15 TEMMUZ’DA HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI” Avrasya Üniversiteler Birliği’nin (EURAS) 14 Kasım’da İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlediği “Türkiye’deki Başarısız Darbe Girişiminin Dünyada Yansımaları” panelinde Batı’nın 15 Temmuz’a bakışı tartışıldı. Panelde Batı dünyasının darbe girişimine yeteri kadar tepki vermeyerek hayal kırıklığı yarattığı görüşü ağırlık kazandı. A VRASYA BÖLGESINDE eğitim diplomasisini geliştirmek üzere 2008 yılında kurulan Avrasya Üniversiteler Birliği’nin (EURAS) 14 Kasım’da İstanbul Aydın Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği “Türkiye’deki Başarısız Darbe Girişiminin Dünyada Yansımaları” panelinde Batı dünyasının, AB’nin ve Batı basınının 15 Temmuz’a bakışı masaya yatırıldı. “15 TEMMUZ’U HER FIRSATTA ANLATMALIYIZ” Çok sayıda akademisyen ve öğrencinin izleyici olarak katıldığı panelde ağırlık kazanan görüş ise, “Batı dünyası 15 Temmuz’a yeterli tepki vermeyerek çok kötü bir demokrasi sınavı verdi ve Türkiye kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı” şeklinde gerçekleşti. Panelin açılış konuşmasını yapan EURAS Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın Türk halkının 15 Temmuz’da gösterdiği dirayetin Batı dünyasından hala yeterli takdir görmediğini ifade ederek, “Bu noktada bize de görev düşüyor. 15 Temmuz’u Batı’ya her fırsatta anlatmak lazım. Yoksa Batı bizi anlamaz. Bu konferanstaki katılımcıları da bu yüzden yurt dışından seçtik. Bir bakıma dışarıdan bir gözle 15 Temmuz’a bakmak istedik” dedi. “BATI TARAFLI DAVRANDI” Konferansın moderatörlüğünü yürüten ve Batı basınının 15 Temmuz’a bakışını örneklerle yorumlayan İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Nazım İrem, “Batı basını Türkiye Cumhuriyet tarihinin dönüm noktası olan 15 Temmuz’da hayret verici bir tutum takındı. Teyide muhtaç, kısıtlı, hatta algı operasyonuna yönelik bilgileri bile kesin gibi takipçileriyle paylaşarak herkesi şaşırttı. Tankların önüne yatan 110 | ARALIK 2016 | halkı ise “bir grup sinirli insan” olarak yansıttı. Oysa aynı Batı basını Gezi Parkı’nı desteklemiş ve Kırmızılı Kadın, Siyahlı Kadın gibi cazip görsellerle duyurmuştu” diye konuştu. Ardından konuşan Londra Diplomasi Akademisi Direktörü Prof. Joseph Mifsud “AB tüm hükümetleri, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü kendine göre değerlendirir. Halbuki bu değerler alakart menü değildir. Kendinize göre seçip dizayn edemezsiniz. Bu olay herhangi bir AB üyesi ülkede olsa tepkiler böyle olmazdı” dedi. Uluslararası Hukuk Uygulamaları Takip Merkezi Başkanı Dr. Nagi Idris ise askeri darbe girişimleri ve uluslararası hukuk üzerine bir sunum yaptı. Halen yakın coğrafyada askeri rejimle yönetilen ülkeler hakkında bilgiler veren Dr. Idris, Türk halkının 15 Temmuz gecesi büyük bir demokrasi sınavından alnının akıyla çıktığını belirtirken, Batı’nın bu olayı kayıtsızlıkla karşılamasını eleştirdi. Idris’ten sonra kürsüye gelen La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Türkolog Prof. Fabio Grassi ise Türkçe yaptığı konuşmasında Batı’nın 15 Temmuz’a karşı takındığı tavrı eleştirerek, “Ben Batı’nı bu tavrıyla İtalya’da bir hafta uğraştım. Bence Türkiye halkının artık asgari müştereklerde uzlaşarak farklılıklarını bir araya getirebilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Son olarak söz alan enerji politikaları uzmanı Thierry Pastor ise 15 Temmuz’un Türkiye’nin enerji, petrol ve gaz piyasasındaki konumu açısından değerlendirdi. Pastor, “15 Temmuz’dan önce uçak krizinden dolayı iptal edilmek üzere olan Türkiye-Rusya boru hattının yapılacağı geçenlerde açıklandı. Böylece Rusya, enerji ihracatında hem Ukrayna’yı hem de AB yaptırımlarını bypass etmiş oldu. Dolayısıyla 15 Temmuz sonrası yaşanan Türkiye-Rusya yakınlaşması Türkiye’nin enerji konusunda önemini bir kat daha artırdı. Ancak Türkiye’nin bu konjonktürden yararlanması için petrol ve gaz konusundaki aktarım kapasitesini artırması lazım” dedi. WWW.EKOVİTRİN.COM