avrupa çıkarması!

advertisement
HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ’NDEN
AVRUPA ÇIKARMASI!
İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyeleri, Türkiye’deki üniversite eğitimini ve uluslararası öğrencilere tanınan
olanakları Almanya ve Hollanda’da gurbetçi öğrencilere anlattı. Köln ve Rotterdam’da gerçekleştirilen panellere Türkiye’nin Köln Eğitim Ataşesi de katıldı.
T
ÜRKIYE’nin son yıllarda
başarılı bir şekilde uyguladığı
“yükseköğretimde
uluslararasılaşma” politikası, İstanbul
Aydın Üniversitesi ve Türk Üniversiteliler Derneği (TÜRK-ÜNİD) tarafından
ortaklaşa düzenlenen iki ayrı panelde
Almanya ve Hollanda akademik camiasına ve buralarda yaşayan Türk
uyruklu öğrencilere anlatıldı.
Çalışmalar kapsamında, ilk panel
ise 24 Kasım tarihinde Köln Üniversitesi’nde yapıldı. Almanya’da yaşayan
Türk uyruklu öğrenci ve akademisyenler ile Alman akademik camiasının
büyük ilgi gösterdiği panele İstanbul
Aydın Üniversitesi’nden Genel Sekreter Yardımcısı Sebahattin Kutlu, Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı ve Aydın TÖMER Müdürü Selman Arslanbaş
ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof.
Dr. Haydar Özpınar katılırken, Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğu Eğitim
Ataşesi Prof. Dr. Mustafa Gencer de
panelde yer aldı.
GENCER: “HER TÜRLÜ KOLAYLIĞI SAĞLIYORUZ”
Panelde konuşan Türkiye’nin
Köln Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi
Prof. Dr. Mustafa Gencer, Türkiye’deki üniversitelerin uluslararası öğrenci
konusunda son derece ciddi ve başarılı çalışmalar yürüttüğünü, bu konuda
devletin ilgili kurumlarının da üniversitelere büyük destek sağladığını belirterek, “Almanya’da yaşayan Türklerden
Türkiye’deki üniversitelere büyük ilgi
var. Bu konuda biz de gerekli kolaylığı
sağlıyor, Türk kökenli öğrencilerimize
hızla denklik vererek kolayca başvuru
yapabilmelerini sağlıyoruz. Bu sayede öğrencilerimiz, kayıt dönemi olan
Haziran ve Eylül ayları arasında Türkiye’deki üniversitelere kolayca başvurup kolayca kabul ediliyorlar. Tabii
bu noktada Türkiye’deki üniversitelerin sunduğu burs, konaklama, kariyer
planlaması ve yüksek düzeydeki akademik çalışma olanakları da öğrencile106 | ARALIK 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
rimizi cezbediyor. Bugün Almanya’dan
Türkiye’ye giden uluslararası öğrenci
sayısı 3 bine ulaştı. Türkiye’ye gelen
toplam uluslararası öğrenci sayısı ise
100 bine geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi ise, sunduğu olanaklarla, vakıf
üniversiteleri arasında Almanya’dan
gelen Türk öğrencilerin en çok tercih
ettiği üniversitelerden biri olarak öne
çıkıyor. Toplama baktığımızda İstanbul
Aydın Üniversitesi, Türkiye’ye gelen
uluslararası öğrencilerin yüzde 4’ünü
bünyesine çekmeyi başarıyor. Bu noktada İstanbul Aydın Üniversitesi’nin
Avrupa ve özellikle de Almanya’da
yaptığı çalışmaların da etkisi büyük”
diye konuştu.
ÖZPINAR: “ABİTUR’A BAKMAKSIZIN KABUL EDİLİYORLAR”
İstanbul Aydın Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.
Haydar Özpınar ise Türkiye’nin Almanya’daki Türk kökenli öğrencilere sunduğu olanaklardan bahsederek, “Özellikle
tıp ve hukuk gibi meslekler Almanya’da
oldukça yüksek Abitur notları istediği
için Türk kökenli Alman vatandaşı öğrencilerimiz Almanya’da bu gibi mesleklerin yükseköğrenimini alamıyorlar.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) iki yıl önce
aldığı bir kararla Alman pasaportuna
sahip Türk kökenli öğrencilerin Türkiye’de yükseköğrenim görebilmesi için
bu sınava girmiş olmalarını yeterli gören
bir karar çıkardı. Yani Almanya’daki Türk
kökenli öğrencilerimiz, Abitur ve Fa-Abitur puanları ile diploma notları ne olursa
olsun, Türkiye’de istedikleri üniversitede
bu alanlarda yükseköğrenim alabilecekler. Ayrıca Türkiye’deki üniversite
öğrencilerinin yararlandıkları bütün olanaklardan yararlanabilmenin yanında,
kendileri için özel olarak sunulan hizmetlerden de faydalanabilecekler” dedi.
Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı
ve Aydın TÖMER Müdürü Selman
Arslanbaş ise şunları söyledi: “Son 3
yılda Almanya’dan Türkiye’ye gelen
uluslararası öğrenci sayısındaki artış
3-4 kat büyüklüğe ulaştı. Bunda Türk
üniversitelerinin son yıllarda yapmış
olduğu nicel büyümenin etkisi büyük.
Bunun yanı sıra Almanya’da yaşayan
Türk ailelerin sosyokültürel ve yaşanan global ekonomik daralmalardan
kaynaklı problemlerinin de bu dönüşü
tetiklediğini düşünüyorum. Almanya,
yakın zamanda Türkiye’ye en çok uluslararası öğrenci gönderen ülke konumuna yükselecek. Bunda Türk kökenli
öğrencilerin sahip oldukları çift dil becerileri, uluslararası kültür deneyimleri ile
birlikte Türkiye’den alacakları diploma
ile dünyanın her yerinde kariyer yapma
fırsatlarının olması da etkili.”
Almanya’dan gelen Türk kökenli
öğrencilerin önemli bir kısmının İstanbul Aydın Üniversitesi’ni tercih ettiğine
dikkat çeken Arslanbaş, “Genelde tıp,
hukuk ve mühendislik gibi kalburüstü
bölümleri tercih eden Almanya’dan gelen Türk kökenli öğrencilerimiz, burada
ayrıca İstanbul Aydın Üniversitesi’nin
geleneklerinden kopmadan verdiği
uluslararası standartlardaki eğitim sayesinde son derece donanımlı birer
birey haline geliyorlar. Bundan başka
üniversitemizde bulunan Uluslararası
Öğrenci Dekanlığı birimi desteğiyle aldıkları rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sayesinde hem İstanbul’a
hem de Türkiye’ye çok çabuk adapte
olarak ciddi hiçbir sorun yaşamıyorlar.
Yine üniversitemizin öğrencilerine sunduğu geniş teknolojik ve bilimsel imkânlar, mükemmel bir yükseköğrenim
olanağı sunuyor. Ayrıca bu öğrenciler
için İstanbul’da eğitim almak da kariyer
açısından büyük bir şans oluyor. Öğrenci velilerimizden bu gibi hizmetlerimiz
nedeniyle son derece olumlu geri dönüşler alıyoruz” ifadelerini kullandı.
ARSLANBAŞ: “ALMANYA’DAKİ
TÜRK ÖĞRENCİLER TÜRKİYE’Yİ
KUTLU: “TEK AMACINIZ DİPLOTERCİH EDİYOR”
Trucas firmasının düzenlediği Türki- MA OLMAMALI”
ye’de yükseköğrenim olanaklarının anlatılacağı fuara katılmak üzere Almanya’ya gelen İstanbul Aydın Üniversitesi
Almanya’da yaşayan Türk kökenli
öğrencilerin üniversite tercihi konusunda dikkat edilmesi gerekenler konseptli
bir sunum gerçekleştiren İstanbul Aydın
Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı
Sabahattin Kutlu ise, konuşmasında
şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de üniversite eğitimi almak sizler için birçok
ülkeye göre çok daha avantajlı. Anadilinizin yanında öğrenebileceğiniz birçok
yabancı dilin eğitimini üniversitemizde
alabileceğiniz gerçeği sizler için tercih
sebebi olabilir. Bundan başka seçeceğiniz üniversite ve bölümün sizin kişisel
yapınıza uygun olması, iyi üniversite-iyi
bölüm eşleşmesi de sizler için son derece önemli. Bu eşleşmeyi sağlamak, geleceğiniz ve bundan sonraki yaşamınız
için hayati önem taşıyor. Bunun için de
üniversitenin yerinde görülmesi en isabetli davranış olur. Türkiye’ye gelip üniversiteyi, kampüsünü, eğitim ve sosyal
olanaklarını yerinde görebilirseniz, daha
sağlıklı bir karar verebilirsiniz. Biliyorsunuz birçok firma artık sadece derslerinde
başarılı, diploma notu yüksek öğrencileri
değil, ders başarısının yanında sosyal
alanda başarılı olan adayları tercih ediyor. Bunun için de İstanbul Aydın Üniversitesi biçilmiş kaftan. Diplomanın tek
hedef olmadığı, sosyal becerilerin de geliştirilmenin, sosyal ve başarılı bir öğrenci
olmanın daha geçerli olduğu bu dönemde İstanbul Aydın Üniversitesi’nin ‘eğitim
diplomasisi’ vizyonuyla sunduğu geniş
akademik, bilimsel ve teknolojik imkânlarının yanında, ‘yaşam boyu öğrenme’
felsefesiyle geliştirdiği kişisel ve mesleki
gelişime yönelik eğitim ve seminerleri,
Kariyer Merkezi aracılığıyla sunduğu
okurken kariyer yapma imkânı ve ‘Türkiye’nin en çok etkinlik düzenleyen üniversitesi olma’ hedefiyle gerçekleştirdiği
sosyal ve kültürel etkinlikler, üniversite
yaşamınızı dolu dolu geçirme imkânı
sunacak.”
Panel daha sonra Köln Üniversitesi’nin ardından Hollanda’nın Rotterdam
şehrinde de tekrarlandı. Konuşmacılar,
Hollanda pasaportuna sahip Türk kökenli öğrenciler için Türkiye’de yükseköğrenim alanında sunulan olanaklardan bahsederek öğrencileri Türkiye’deki
üniversiteleri tercih etmeye davet ettiler.
Özellikle İstanbul Aydın Üniversitesi’nin,
Hollanda’dan gelen Türk kökenli öğrenciler tarafından tercih edilmesi halinde
Hollanda devletinin de sunduğu burs
imkânlarının altı çizildi.
WWW.EKOVİTRİN.COM
| ARALIK 2016 | 107
HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
İAÜ, TÜRKİYE’DEKİ İLK
Antik DNA Çalışmasını Yaptı
İAÜ’DEN AMERİKA’NIN SAYGIN ÜNİVERSİTELERİYLE
Dev İşbirliği Anlaşmaları
Katıldığı her çalışmada ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda huzur, barış ve istikrarın ancak eğitim ile mümkün
olduğunu vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın ile beraberindeki heyet, Amerika’da bir dizi uluslararası üniversite ile işbirliği görüşmeleri gerçekleştirdi.
İstanbul Aydın Üniversitesi
ve İstanbul Çapa Tıp Fakültesi işbirliği ile Türkiye’de ilk kez Antik DNA
çalışması yapıldı.
İ
F
ORDHAM
ÜNIVERSITESI
ULUSLARARASI İLIŞKILER
SORUMLUSU
PROVOST
LISA LANCIA VE AMERIKAN DILI VE
KÜLTÜRÜ BÖLÜM BAŞKANI JAMES
STABLER ile bir araya gelen İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın,
iki üniversite arasında gerçekleşebilecek işbirliklerini ve projeleri değerlendirdi. Fordham Üniversitesi yetkilileri
İAÜ ile uzun zamandır işbirliği yapmayı
arzuladıklarını, özellikle İngilizce dil
eğitimi alanında birlikte çalışmayı istediklerini belirtti. İmzalanan anlaşma
kapsamında İAÜ öğrencileri, Fordham
Üniversitesi’nde kısa ve uzun dönemli
İngilizce dil eğitimi alabilecekler. Yaz ve
kış okullarında da karşılıklı öğrenci değişimi yapacak olan iki üniversite, ileriki dönemlerde akademik değişim ve
ortak eğitim programları da gerçekleştirmeyi planlıyor. COLOMBIA ÜNİVERSİTESİ,
TÜRKİYE’DEKİ İLK 4+1
PROGRAMI’NI İAÜ
İLE GERÇEKLEŞTİRECEK
İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr.
Mustafa Aydın ile Columbia Üniversitesi Master Programları Direktörü Nikisha D. Alcindor ve Master Programları Kurumsal İlişkiler Danışmanı Karl
Rutter arasında yapılan görüşmeler
sonrasında ortak 4+1 programı, kısa
dönem değişim programları ve İngilizce dili eğitimlerinde işbirliği yapma ka108 | ARALIK 2016 |
WWW.EKOVİTRİN.COM
rarı alındı.Yapılan anlaşma ile üniversite
sıralamalarında dünyanın 16. ve Amerika’nın 3. sırasında yer alan Columbia
Üniversitesi’nin Türkiye’de uyguladığı
ilk 4+1 programı olacak.
DÜNYACA ÜNLÜ CUNY BARUCH
COLLEGE İLE SAĞLIK İŞLETMELERİ YÖNETİCİLİĞİ
PROGRAMINDA İŞBİRLİĞİ
Şehir üniversiteleri arasında dünyanın en iyilerinden olan CUNY Baruch
College ile İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın görüşmesinden,
özellikle sağlık bölümlerindeki master
programlarında işbirliği yapılması kararı çıktı. Sağlık hizmetleri ve hastane
yönetimi konularında ortak program
oluşturma kararı alan iki üniversitenin,
programı 2017-2018 akademik yılında
başlatması ön görülüyor.
UNIVERSITY OF NEW HAVEN
İLE GENİŞ KAPSAMLI İŞBİRLİĞİ
Amerika’nın özellikle adli tıp ve
ulusal güvenlik konularında en başarılı
üniversitelerinden biri olan University of
New Haven ile yapılan toplantı ve imzalanan işbirliği kapsamında, İAÜ Ulusal
Güvenlik ve Strateji Merkezi ile New
Haven Universitesi’nin ortak konferans
düzenlenmesi, Uluslararası İlişkiler İstihbarat Araştırmaları Yüksek Lisans
programında 4+1 ortak programı yapılması ve İngilizce dil eğitiminde işbirliği
yapılması kararları alındı.
STANBUL MARMARAY PROJESIYLE birlikte yürütülen arkeolojik
kazılardan elde edilen Bizans dönemine ait 1500 yıllık insan iskeletleri,
Türkiye’de ilk kez yapılan Antik DNA
çalışması ile geçmişe ışık tutarken geleceğe de umut ışığı yakıyor.
Antik DNA çalışmalarında genel
amacın insanlığın tarihine ışık tutmak
ve insanlığın geleceğiyle ilgili birtakım
varsayımlarda bulunmak olduğunu
vurgulayan İstanbul Aydın Üniversitesi
(İAÜ) Genel Cerrahi ve Adli Antropoloji
ve Kriminalistik uzmanı Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Görgülü “Marmaray kazılarında yaklaşık 1500 yıllık Bizans
döneminden kalma insan iskeletleriyle yaptığımız çalışmalarla DNA elde
etmeyi başardık. Bu yaptığımız çalışmaya dünya literatüründe Antik DNA
çalışması deniyor. Bu çalışmanın genel
amacı insanlığın geçmişine ışık tutmak
ve geleceğiyle ilgili birtakım varsayımlarda bulunmak. Biz bu çalışmaları
yaparken aynı zamanda hastalıklara
yönelik ve hastalıkların geçmişine dönük çalışmalar yapmak istiyoruz” dedi.
Görgülü, yapılan Antik DNA çalışmalarında insanların anne soylarının
nereden geldiğinin öğrenilebildiğini
vurgularak “Mitokandral DNA dediğimiz annemizden bize geçen DNA’yı
analiz ettik. Böylelikle bu insanların
anne soylarını nereden geldiğini ortaya çıkarmış olduk. Bu çalışma İstanbul
Aydın Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik
Anabilim Dalı ortaklığıyla yürütülen bir
çalışma. Buradan elde edilen birtakım
materyaller Çapa’da da çalışıldı. 30
insan iskeleti örneğinin 29 tanesinden
DNA elde etmeyi, bir aylık bir çalışma
süresinde başardık” şeklinde konuştu.
DEMANS, ALZHEİMER VE
KANSER GİBİ HASTALIKLAR
İÇİN UMUT OLABİLİR
Son 50 yılda demans, alzheimer
ve kanser gibi hastalıklardaki artış sebebinin insan ömrünün uzaması olduğuna dikkat çeken Görgülü, şunları
söyledi: “Araştırma yaptığımız iskeletlerin yaş ortalamaları 30-35 yaşlarında, bugün biz 200’lü yaşlara doğru gidiyoruz. Yaklaşık olarak insan ömründe
ciddi bir uzama oldu. Bizim bedenlerimiz atalarımızdan miras aldığımız
bedenlerde ve yüz doksan dokuz bin
yıl boyunca ortalama 35 yıl boyunca
yaşamış bir beden yüz yaşına uygun
bir beden değil. Bu uygunsuzluğun
bedeli sonucunda kanser, alzheimer,
parkinson gibi hastalıklar artmaya
başladı. 35 yıl yaşayan bir toplumda
alzheimer görülme riski yoktu. Çünkü
35 yaşlarında bu insanlar ölüyordu.
Acaba bu insanlarda alzheimer genleri
var mıydı? Yoksa sonradan mı ortaya
çıktı? Eğer bunu anlayabilirsek tedavi
konusunda ciddi şekilde önümüz açılacak. Aynı şey kanser için de geçerli.
İncelediğimiz iskeletlerde kansere ait
bir bulgu bulamadık. Bu insanların
kanserden ölmediği anlamına gelmiyor. Bu insanlar karaciğer kanseridir,
ölmüştür ama kemiğe atlama olmadığı
için karaciğer de ortadan kalktığı için
biz kemikte bunu saptayamıyoruzdur.
P53 denilen bir gen var. Bu gen kanseri engeller ama kanser hastalığında ise
kanseri destekleyen bir hale dönüşüyor. Biz P53 üzerinden bazı bölgeleri
analiz ederek günümüzle geçmiş karşılaştırıp kanserle ilgili bir şey söyleyebilmenin amacındayız.”
WWW.EKOVİTRİN.COM
| ARALIK 2016 | 109
HABER İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
DR. MUSTAFA AYDIN:
“BATI, 15 TEMMUZ’DA
HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI”
Avrasya Üniversiteler Birliği’nin (EURAS) 14 Kasım’da İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlediği “Türkiye’deki
Başarısız Darbe Girişiminin Dünyada Yansımaları” panelinde Batı’nın 15 Temmuz’a bakışı tartışıldı. Panelde
Batı dünyasının darbe girişimine yeteri kadar tepki vermeyerek hayal kırıklığı yarattığı görüşü ağırlık kazandı.
A
VRASYA
BÖLGESINDE
eğitim diplomasisini geliştirmek üzere 2008 yılında
kurulan Avrasya Üniversiteler Birliği’nin (EURAS) 14 Kasım’da İstanbul
Aydın Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği
“Türkiye’deki Başarısız Darbe Girişiminin Dünyada Yansımaları” panelinde Batı dünyasının, AB’nin ve Batı
basınının 15 Temmuz’a bakışı masaya
yatırıldı.
“15 TEMMUZ’U HER
FIRSATTA ANLATMALIYIZ”
Çok sayıda akademisyen ve öğrencinin izleyici olarak katıldığı panelde
ağırlık kazanan görüş ise, “Batı dünyası
15 Temmuz’a yeterli tepki vermeyerek
çok kötü bir demokrasi sınavı verdi ve
Türkiye kamuoyunda hayal kırıklığı yarattı” şeklinde gerçekleşti. Panelin açılış
konuşmasını yapan EURAS Yönetim
Kurulu Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr.
Mustafa Aydın Türk halkının 15 Temmuz’da gösterdiği dirayetin Batı dünyasından hala yeterli takdir görmediğini
ifade ederek, “Bu noktada bize de görev
düşüyor. 15 Temmuz’u Batı’ya her fırsatta anlatmak lazım. Yoksa Batı bizi
anlamaz. Bu konferanstaki katılımcıları
da bu yüzden yurt dışından seçtik. Bir
bakıma dışarıdan bir gözle 15 Temmuz’a
bakmak istedik” dedi.
“BATI TARAFLI DAVRANDI”
Konferansın
moderatörlüğünü
yürüten ve Batı basınının 15 Temmuz’a
bakışını örneklerle yorumlayan İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Celal Nazım İrem, “Batı basını
Türkiye Cumhuriyet tarihinin dönüm
noktası olan 15 Temmuz’da hayret verici
bir tutum takındı. Teyide muhtaç, kısıtlı,
hatta algı operasyonuna yönelik bilgileri
bile kesin gibi takipçileriyle paylaşarak
herkesi şaşırttı. Tankların önüne yatan
110 | ARALIK 2016 |
halkı ise “bir grup sinirli insan” olarak
yansıttı. Oysa aynı Batı basını Gezi
Parkı’nı desteklemiş ve Kırmızılı Kadın, Siyahlı Kadın gibi cazip görsellerle
duyurmuştu” diye konuştu. Ardından
konuşan Londra Diplomasi Akademisi
Direktörü Prof. Joseph Mifsud “AB tüm
hükümetleri, demokrasiyi ve hukukun
üstünlüğünü kendine göre değerlendirir.
Halbuki bu değerler alakart menü değildir. Kendinize göre seçip dizayn edemezsiniz. Bu olay herhangi bir AB üyesi
ülkede olsa tepkiler böyle olmazdı” dedi.
Uluslararası Hukuk Uygulamaları Takip
Merkezi Başkanı Dr. Nagi Idris ise askeri
darbe girişimleri ve uluslararası hukuk
üzerine bir sunum yaptı. Halen yakın
coğrafyada askeri rejimle yönetilen ülkeler hakkında bilgiler veren Dr. Idris,
Türk halkının 15 Temmuz gecesi büyük
bir demokrasi sınavından alnının akıyla
çıktığını belirtirken, Batı’nın bu olayı kayıtsızlıkla karşılamasını eleştirdi. Idris’ten
sonra kürsüye gelen La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Türkolog Prof.
Fabio Grassi ise Türkçe yaptığı konuşmasında Batı’nın 15 Temmuz’a karşı
takındığı tavrı eleştirerek, “Ben Batı’nı
bu tavrıyla İtalya’da bir hafta uğraştım.
Bence Türkiye halkının artık asgari
müştereklerde uzlaşarak farklılıklarını
bir araya getirebilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Son olarak söz alan enerji
politikaları uzmanı Thierry Pastor ise 15
Temmuz’un Türkiye’nin enerji, petrol ve
gaz piyasasındaki konumu açısından
değerlendirdi. Pastor, “15 Temmuz’dan
önce uçak krizinden dolayı iptal edilmek
üzere olan Türkiye-Rusya boru hattının
yapılacağı geçenlerde açıklandı. Böylece Rusya, enerji ihracatında hem Ukrayna’yı hem de AB yaptırımlarını bypass etmiş oldu. Dolayısıyla 15 Temmuz
sonrası yaşanan Türkiye-Rusya yakınlaşması Türkiye’nin enerji konusunda
önemini bir kat daha artırdı. Ancak Türkiye’nin bu konjonktürden yararlanması
için petrol ve gaz konusundaki aktarım
kapasitesini artırması lazım” dedi.
WWW.EKOVİTRİN.COM
Download