AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Günlük Gündem Çalışması Dr. Fatma Betül SAYAN KAYA Genel Başkan Yardımcısı Dış İlişkiler Başkanı AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İÇİNDEKİLER TÜRKİYE GÜNDEMİ ............................................................................................................ 3 Davutoğlu: Güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz ......... 3 'AB üyeliği bizim stratejik hedefimizdir' ............................................................................ 4 Türk jetleri Kandil'i vurdu ....................................................................................................... 4 Suriye ateşkesine temkinli tepkiler...................................................................................... 4 Kalkınma Bakanı Yılmaz'dan uluslararası topluma Suriye çağrısı ........................... 5 ASYA GÜNDEMİ .................................................................................................................... 5 IMF'den uyarı: Küresel ekonomi giderek zayıflıyor ....................................................... 5 ABD ile Çin nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore istemiyor ................................... 6 ABD ve Çin, Kuzey Kore konusunda anlaştı ....................................................................... 6 Fukuşima nükleer santralini işleten şirketten itiraf ...................................................... 6 ASYA - YORUMLAR/ANALİZLER ..................................................................................... 7 Putin'in Senaryosuna Göre....................................................................................................... 7 AFRİKA GÜNDEMİ ............................................................................................................... 8 Burundi'de iki bin mahkum serbest ..................................................................................... 8 Libya’da öncelik acil insani yardım ...................................................................................... 9 AMERİKA GÜNDEMİ ........................................................................................................... 9 ABD KÜRTLERE, SURİYELİ ASİLERE SALDIRMAYI SONLANDIRMASINI SÖYLEMELİDİR.............................................................................................................................. 9 Obama - Paul Ryan’dan Guantanamo Çekişmesi ............................................................10 ABD'de Müslüman Kardeşleri Terör Örgütü Olarak Tanıyan Tasarı Kabul Edildi ..........................................................................................................................................................11 ABD Dışişleri Bakanı Kerry: Suriye'nin parçalanmasını içeren agresif bir tutum da takınabiliriz ...........................................................................................................................12 ABD YPG'ye gelişmiş füze verildiği iddialarını yalanladı ............................................13 Arjantin’de Macri karşıtı ulusal grev..................................................................................13 Arjantin'den 15 yıllık borç krizi için büyük adım .........................................................14 AMERİKA – YORUMLAR/ANALİZLER ........................................................................ 14 ABD’de siyasal bir refleks olarak lobi ve bağışlar .........................................................14 AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMİ ........................................................................... 18 ‘CEO dolandırıcılığı’ şirketlere 2 milyar dolara mal oldu ...........................................18 Muhafazakâr Parti'de iç savaş ..............................................................................................18 Trump durdurulabilir mi?......................................................................................................19 Cihatçılar bomba yapım malzemelerini Türkiye üzerinden temin ediyor...........19 Merkel’e Avusturya darbesi...................................................................................................19 ‘Türkiye daha fazlasını yapmalı‘ ..........................................................................................20 Macaristan referandum istiyor ............................................................................................20 'Türkiye'ye hayvan ihracatı durdurulsun' .......................................................................21 Batı ülkelerinden ateşkese destek ......................................................................................21 AB'den yıllık 170 milyar euro gelir kaybı .........................................................................21 Der Tagesspiegel ........................................................................................................................22 Frankfurter Allgemeine Zeitung ..........................................................................................22 Alman Federal Meclisi soykırım önergesini tartışıyor ................................................22 2 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Tsipras'tan Avrupa Birliği'ne veto tehdidi .......................................................................23 Dış sınırların güvenliği AB gündeminde ...........................................................................23 Almanya'da üç ayda 24 camiye ırkçı saldırı ....................................................................23 Almanya 5 yılda 3,6 milyon mülteci bekliyor..................................................................23 Kosova cuma günü Cumhurbaşkanını seçecek ...............................................................24 Macaristan: AB - Türkiye mülteci anlaşması hayalden ibaret ..................................24 ORTADOĞU GÜNDEMİ .................................................................................................... 25 İran yarın sandığa gidiyor ......................................................................................................25 Muhalifler: Ateşkese uyacağız ..............................................................................................25 BM'den Deyrizor'a havadan yardım ...................................................................................26 Kerry'e göre İsrail yerleşimleri barış getirmez ..............................................................26 "PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı"...........................................................................26 İran ve Hizbullah askerleri Yemen'de iddiası .................................................................27 Rus uçakları pazar yerini bombaladı: 8 ölü .....................................................................27 İsrail'den Kenya Lideri'ne Batı Şeria engeli .........................................................................28 İran'daki seçimler reformcu, muhafazakar ve ılımlıların rekabetine sahne olacak .............................................................................................................................................28 TÜRKİYE GÜNDEMİ Davutoğlu: Güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye için alınan ateşkes kararına ilişkin "Güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz" ifadelerini kullandı. Konya'da konuşan Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle: Bizim için YPG, aynı DEAŞ ve El Nusra gibi bir terör örgütüdür. Ateşkeste YPG'ye böyle bir terör atfı yok. Bunun olması gerekirdi. Olmadı. Ama şu bilinsin ki; bu ateşkes Suriye için geçerli bir ateşkestir, Suriye içerisinde çatışan taraflar için. Türkiye'ye herhangi bir taraf tehdit teşkil ettiğinde, Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda bu ateşkes bizim için bağlayıcı değildir. Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda hiç kimseden izin almaz, hiç kimseye sormaz, gereğini yaparız çünkü o andan itibaren mesele Suriye meselesi olmaktan çıkar, Türkiye meselesi haline gelir. Dolayısıyla YPG, PKK unsurları da, buradan açık bir şekilde ifade ediyorum, sakın 'burada ateşkes oldu, nasılsa Türkiye bize bir şey yapmaz' diyerek Türkiye'deki terörü destekleyen tutumlarına devam etmesinler. Ateşkes Suriye için geçerli bir ateşkestir. Türkiye'nin alacağı güvenlik tedbirleri konusunda ise karar verecek yer sadece Ankara'dır. Halep'e insani yardım götürdüğümüz koridorun yeniden açılması ateşkes için bir test olacaktır. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.ntv.com.tr/turkiye/davutoglu-suriyedeki-ateskes-turkiye-icinbaglayicidegil,3dDL22st4EmuRmDhO9nd0g 3 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI 'AB üyeliği bizim stratejik hedefimizdir' Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kayseri'de, partisinin il başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerek ekonomik gerekse diğer bütün rakamlar itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en güçlü noktasına geldiğini söyledi. Bakan Bozkır, Türkiye ile AB ilişkilerinin 1959 yılında başladığını ve 57 yıldır devam ettiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bu, Türkiye'nin ne kadar kararlı, sabırlı, toleranslı olduğunun da göstergesi. Dünyadaki tüm devletler arası ilişkilerde, iş ilişkilerinde tek bir unsur vardır o da çıkar dengesidir. Çıkarlar uyuştuğu zaman ilişkiler devam eder, uyuşmadığı zaman devam etmesi zor olur. Türkiye'nin AB için yürüttüğü bu süreçte çıkarları vardır. AB'nin de Türkiye'nin bu ilişki içinde süreci devam ettirmesi ve üye olmasında çıkarları vardır. Dolayısıyla karşılıklı çıkarlar bakımından ilişki sürüyor. AB üyeliği bizim stratejik hedefimiz ve medeniyet projesidir. Türkiye önemli kazanımlar elde etmiştir." 24 Şubat 2016 Çarşamba http://www.trthaber.com/haber/turkiye/ab-uyeligi-bizim-stratejik-hedefimizdir236813.html Türk jetleri Kandil'i vurdu Irak'ın kuzeyinde Kandil bölgesinde PKK'ya ait hedefler, Türk jetlerince düzenlenen hava harekatıyla vuruldu. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türk jetleri, akşam 17.30'dan itibaren Irak'ın kuzeyinde Kandil bölgesine hava harekatı düzenledi. Operasyonun 2 saat sürdüğü ve bölgedeki hedeflerin başarıyla vurulduğu bildirildi. 24 Şubat 2016 Çarşamba http://www.dunyabulteni.net/turkiye/356263/turk-jetleri-kandili-vurdu Suriye ateşkesine temkinli tepkiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya‟nın üzerinde anlaştığı, Suriye‟deki ateşkesi değerlendirdi. Ankara‟daki Muhtarlar Toplantısı‟nda konuşan Erdoğan, uluslararası toplumun Suriye‟de insan onurunun yanında dik bir duruş sergileyemediğini söyledi ve şöyle konuştu: “Biz de Suriyeli kardeşlerimize nefes aldıracak bir ateşkesi destekliyoruz. Ancak bu ateşkesle ülkesinde yarım milyona yakın vatandaşının katledilmesinden sorumlu Esed rejimi ile onu destekleyen güçlere açık ve güçlü bir destek verilirken, muhalifler konusunda hala ikircikli bir dil kullanılması endişe vericidir” Cumartesi günü başlaması beklenen ateşkes hakkında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise anlaşmayı eleştirenlere tepki gösterdi. Rus Dışişleri Bakanı, ateşkesi onaylamayanların Suriye‟de barış yerine savaştan yana olduğunu savundu. Lavrov, “Rusya ve ABD, ortak girişimli ateşkes anlaşmasında uzlaştığında ABD‟nin müttefiki olan ülkelerden ve Washington‟dan bu anlaşmanın gerçekçiliğini 4 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI sorgulayan sesler yükseldi. Bu sesler bizim için barıştan çok savaşa davet eden çağrılardır” dedi. ABD Başkanı Barack Obama ise ateşkese temkinli yaklaştığını ve beklentilerini yüksek tutmadığını ifade etti. Obama, ateşkesle birlikte Suriye‟de ilerleme kaydedilmesinin 5 yıllık savaşın sonlandıracak siyasi geçişe kapı aralayacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi. 24 Şubat 2016 Çarşamba http://tr.euronews.com/2016/02/24/suriye-ateskesine-temkinli-tepkiler/ Kalkınma Bakanı Yılmaz'dan uluslararası topluma Suriye çağrısı Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) 50. kuruluş yıl dönümü törenleri için geldiği New York'ta AA'ya açıklamalarda bulundu. Kalkınma Bakanı Yılmaz, Suriye krizi ve bu kriz nedeniyle ülkelerinden kaçarak komşu ülkelere sığınan Suriyelilere de değinerek "Şu çağrıyı yapıyoruz bütün dünyaya: Herkes daha fazla taşın altına elini koymalı. Maalesef çok şeyler söyleniyor, çok güzel fikirler ifade ediliyor ama artık fikirlerin ötesinde uygulamayı görmemiz lazım" diye konuştu. Suriye'de yaşanan trajedi konusunda ülkelerin daha fazla inisiyatif almasını ve daha fazla eylem içinde olmasını beklediklerini ifade eden Yılmaz, "Bu tür işler, sadece bir ülkeye, bir komşuya bırakılacak konular değil aslında, bütün insanlığın sorumluluk alması gereken meseleler. Biz Türkiye olarak çok şükür görevimizi bihakkın yapıyoruz. Hem devlet olarak hem de millet olarak bunu başaran bir ülkeyiz. Bu da tarihe altın harflerle geçecek inşallah. Ama maalesef aynı şeyi uluslararası toplum için söyleyemeyiz" dedi. 25 Şubat 2016 Perşembe http://aa.com.tr/tr/turkiye/kalkinma-bakani-yilmazdan-uluslararasi-topluma-suriyecagrisi/526942 ASYA GÜNDEMİ IMF'den uyarı: Küresel ekonomi giderek zayıflıyor Uluslararası Para Fonu IMF, Çin'in Şangay kentinde yapılacak olan G20 bakanlar toplantısı öncesi ''Küresel Beklentiler ve Politika Zorlukları'' başlıklı bir rapor yayınladı. Kötümser bir dilin hakim olduğu raporda, küresel ekonominin daha da zayıfladığı ve ters şoklar karşısında fazlasıyla kırılgan durumda olduğu uyarısında bulundu. IMF gelişmekte olan ekonomilerde finansal şartların daraldığına da vurgu yaptı. Zayıflamanın, artan finansal türbülanslar ve varlık fiyatlarındaki düşüşle bağlantılı olduğu belirtilen raporda Çin ekonomisindeki yavaşlamanın, küresel büyümeye yönelik endişeleri artırdığına dikkat çekildi. Dünyanın 2. büyük ekonomisi olan Çin, son 25. yılın en düşük hızlı büyümesini yaşıyor. G20'den küresel ekonomiyi canlandıracak bir plan hazırlamasını isteyen IMF, "G20 uygun mali seçenekleri kullanarak, kamu yatırımlarını artırmak için harekete geçmeli" dedi. G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı 25-26 Şubat'ta Şangay'da yapılacak. Toplantı, Nisan 2009'daki küresel finans krizi sırasında yapılan ve küresel 5 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI bir depresyonu engelleyecek adımlarda uzlaşılan zirve ile karşılaştırılıyor. Ocak ayında IMF 2016 yılına dair küresel ekonomik büyüme öngörüsünü yüzde 3,6'dan 3,4'e indirmişti. Yetkililer bu öngörünün Nisan ayında daha da geriye çekilebileceğini açıkladı. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160225_imf_ekonomi_uyari ABD ile Çin nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore istemiyor ABD ile Çin'in nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore'yi kabul etmeme konusunda anlaştıkları bildirildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Ned Price, yaptığı açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin Beyaz Saray'da görüştüklerini kaydetti. Görüşmede, Kuzey Kore'nin provokasyonlarına karşı, önceki kararların ötesine geçecek bir BM Güvenlik Konseyi kararı alınmasını da kapsayan güçlü bir uluslararası tepkinin önemine vurgu yapıldığını ifade eden Price, iki ülkenin de "nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore'yi kabul etmeme" konusunda anlaştığını belirtti. Ayrıca, Güney Çin Denizi'ndeki son gelişmeler çerçevesinde Rice'ın, Çin'e, ABD'nin ve bölgedeki diğer ülkelerin endişelerini dikkate alma çağrısında bulunduğunu aktaran Price, görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra İran nükleer anlaşmasının uygulanması ve iklim değişikliği gibi konuların da ele alındığı bilgisini verdi. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-ile-cin-nukleer-silahlara-sahip-bir-kuzeykore-istemiyor-236861.html ABD ve Çin, Kuzey Kore konusunda anlaştı Amerika Birleşik Devletleri ve Çin‟in; Kuzey Kore‟ye yönelik yaptırımların genişletilmesini öngören bir karar tasarısı üzerinde uzlaştıkları bildirildi. Tasarının önümüzdeki günlerde 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‟nde oylamaya sunulacağı belirtiliyor. Kuzey Kore, 6 Ocak‟taki hidrojen bombası denemesiyle uluslararası toplumun tepkisini çekmişti. 25 Şubat 2016 Perşembe http://tr.euronews.com/2016/02/25/abd-ve-cin-kuzey-kore-konusunda-anlasti/ Fukuşima nükleer santralini işleten şirketten itiraf Japonya'da, 2011 yılındaki deprem ve ardından meydana gelen tsunaminin vurduğu Fukuşima Nükleer Santrali'ni işleten Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (Tepco), santralde nükleer erime olduğunu geç açıkladığını itiraf etti. Japan Times'ın haberine göre, Tepco sözcüsü Yukako Handa, aslında kamuoyuna 6 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI yapılan açıklama için 2 ay beklenmemesi gerektiğini, tsunaminin reaktörü vurmasından kısa bir süre sonra erimenin başladığını açıkladı. Handa, ana reaktördeki hasar yüzde 5'e ulaştığında 'nükleer erime' durumunun ilan edilmesi gerektiğine dair açık talimatlar olduğunu, ancak santralde çalışan personelin bunlara uymadığını belirtti. Tepco, Japon yetkililere felaketten 3 gün sonra ana reaktörlerdeki hasarın yüzde 50'yi aştığını bildirmiş, 'nükleer erime' 2 ay süresince kamuoyuna açıklanmamıştı. Japonya'da 11 Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında oluşan tsunami, Fukuşima Nükleer Santrali'nde radyoaktif sızıntı yaşanmasına neden olmuştu. Olay sonrasında 50 nükleer reaktörün faaliyetinin durdurulduğu Japonya'da, şu ana kadar sadece 4 reaktörün yeniden çalışmasına onay verilmişti. 25 Şubat 2016 Perşembe http://tr.sputniknews.com/asya/20160225/1021106967/japonya-fukusima-nukleersantrali.html ASYA - YORUMLAR/ANALİZLER Putin'in Senaryosuna Göre Frankfurter Allgemeine Zeitung-24 Şubat 2016/ Christoph Ehrhardt Moskova, Suriye'de Ateşkes İlan Edilmesine Seviniyor... Bu Arada Washington Endişe İçerisinde. Aşırılıkçı El Nusra Cephesi Nifak Tohumu Olarak Görülüyor En azından Vladimir Putin kutlamak için bir neden buluyor. Rus iktidar sahibi telefonda ABD Devlet Başkanı Barack Obama ile çatışmaların durdurulması konusunda mutabakata varmasının ardından yaptığı açıklamada bunun Suriye'de uzun yıllardır dökülen kanın durdurulması ve şiddetin sonlandırılması yolunda gerçek bir fırsat olduğunu söyledi. Şam rejimi, salı günü yaptığı açıklamada, varılan anlaşmayı kabul ettiklerini ancak elbette İslam Devleti (İD) ve el Kaide sancağı altında savaşan el Nusra Cephesi gibi terör örgütlerine ve müttefiklerine karşı mücadelenin devam ettirileceğini belirtti. Asilere göre karmaşık sorulardan biri de Amerika ile Rusya'nın mutabakata vardığı anlaşmanın Nusra Cephesi ve müttefiklerine saldırıların devam etmesini mümkün kılması. Rusya daha şimdiden cihatçılara saldıracağını açık açık söylüyor ve bu arada cihatçı olmayan milisleri de vuruyor. Nusra birlikleri birçok cephede asi birliklerinin bir bölümünü oluşturuyor ve bunlar Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiyor. Esad karşıtları hangi bölgelerde saldırıların durdurulacağının kesinleşmesini talep ediyorlar. Bu bağlamda haritaların hazırlandığı söyleniyor. 7 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Türkiye'nin sınır bölgesindeki Azez kentinde görevde olan Muhalif Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Teğmeni Ebu İskender el Dahir, bunun hemen hemen imkânsız olduğunu söylüyor. Nusra Cephesinin eski ticaret merkezi Halep'in kuzeyindeki bölgelerde ayrıca İdlip, Hama ve başkent Şam çevrelerinde hâlâ mevcut olduğunu belirtiyor. El Dahir, ılımlı birliklerin ateşkes şartlarını kabul etmeye ve cihatçılarla aralarına mesafe koymaya cesaret edemeyeceklerini söylüyor zira onların muhtemelen Rus savaş uçaklarının bombardımanından ziyade cihatçıların intikam alabileceğinden daha fazla korkacaklarını belirtiyor. Ayrıca Esad rejiminin müttefiki Hizbullah'ın neden ateşkes anlaşması tarafından kapsandığını anlayamadığını dile getiren el Dahir, ''Bu grup terör örgütü sayılmıyor mu?'' diye konuşuyor. Rejim karşıtları kendilerini Amerika tarafından yüzüstü bırakılmış hissediyor ve Washington'u Ruslara fazla taviz vermekle suçluyor. ÖSO Teğmeni el Dahir, uluslararası ara bulma çabaları çerçevesinde dikkat edilmesi gereken başka bir zor konuya daha işaret ediyor: Kendi ajandalarına göre hareket eden Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG). Onlar son olarak Rus hava saldırıları ve rejim birliklerinin ilerlemesinin gölgesinde toprak kazandılar. Teğmen Ebu İskender el Dahir gibiler için onlar bir hain. El Dahir, Kürt milisleriyle ortak mücadelenin sadece onların rejimin müttefiki olduklarını kabul edene kadar süreceğini ve ancak bunun ardından ateşkes anlaşmasına dâhil olabileceklerini söylüyor. YPG milisleri, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile olan yakınlıklarından dolay Türk hükûmetinin gözünde rahatsız edici bir unsur. Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın diplomatik düzeyde hayli bir ikna etme çalışması yapması gerekiyor. Fakat az da olsa en azından silahların birkaç gün sessiz kalacağı umudu var. http://www.faz.net/aktuell/politik/ausland/naher-osten/syrienkrieg-alles-laeuft-nachputins-plan-14086832.html AFRİKA GÜNDEMİ Burundi'de iki bin mahkum serbest Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Burundi'de Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza ile bir araya gelerek siyasi krizin sona erdirilmesi için girişimde bulundu. Burundi Cumhurbaşkanı Pierre Nkurunziza çatışmaların artması üzerine barış görüşmelerine yeniden başlamak için 2 bin mahkumun serbest bırakılmasına karar verdi. BM genel sekreteri Ban Ki Moon ile görüşmesi sonrasında Bujumbura'da düzenlediği basın toplantısında konuşan Nkurunziza bazı muhaliflerin barış görüşmelerine dahil edilmemesi üzerine tıkanan barış görüşmelerini yeniden başlatmak için söz verdi. BM verilerine göre, olayların patlak verdiği nisan ayından bu yana yüzlerce kişi öldü, on binlerce kişi yaralandı. Şiddet olaylarına rağmen 21 Temmuz'da yapılan devlet başkanı seçiminde oyların 8 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI yüzde 69'unu alan Nkurunziza, 20 Ağustos'ta yemin ederek görevine resmen başlamıştı. 24 Şubat 2016 Çarşamba http://www.dunyabulteni.net/afrika/356242/burundide-iki-bin-mahkum-serbest Libya’da öncelik acil insani yardım Otorite boşluğu ve DAEŞ tehdidi nedeniyle zor günler geçiren Libya‟nın acil insani yardıma ihtiyacı var. Bölünmüş durumdaki ülkede istikrarlı bir hükümet kurulması yönündeki çabalar sürerken, bir yanda da terör örgütlerine karşı mücadele devam ediyor. Yetkililer, yoğun çatışmalar nedeniyle nüfusun yüzde 40‟ının zarar gördüğü ülkede en öncelikli konunun insani yardım olduğunu dile getiriyor. Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinden Ali El Zaatari de euronews‟e yaptığı açıklamada, Libya‟da 2 milyondan fazla insanın acil yardıma ihtiyacı olduğunu belirterek, BM‟in sadece bir milyon kişinin ihtiyacına cevap verebileceğini, asıl sorunun da mali kaynak yetersizliği olduğunu dile getirdi. Birleşmiş Milletler (BM), geçen aralık ayında Libya‟daki acil ihtiyaçların karşılanması için 165,6 milyon doların gerektiğini öngören bir yardım planı hazırlamıştı. BM‟nin açıklamalarına göre, söz konusu meblağın sadece yüzde 2,7‟sine ulaşıldı. Arap Birliği de geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, dünyanın, diğer ülkelerde yaşanan büyük krizlerle meşgul olması nedeniyle Libya‟ya gerekli önemin verilmediğini belirtmişti. 24 Şubat 2016 Çarşamba http://tr.euronews.com/2016/02/24/libya-da-oncelik-acil-insani-yardim/ AMERİKA GÜNDEMİ ABD KÜRTLERE, SURİYELİ ASİLERE SALDIRMAYI SONLANDIRMASINI SÖYLEMELİDİR Suriye krizi geçtiğimiz hafta kontrolden çıktı. Bunun nedeni ABD‟nin stratejik hesaplar konusunda önemli yanlış değerlendirmeleri ve Rusya, Türkiye, Suriye muhalefeti ile Suriye‟deki esas Kürt gücü olan YPG‟nin arzularıdır. Pentagon‟un IŞİD karşıtı ortakları olan YPG‟nin hâkim olduğu Suriye Demokratik Güçlerinin kendi bölgesel arzularını takip ederek günün birinde silahlarını CIA‟in desteklediği Özgür Suriye Ordusuna doğrultacağı tamamen tahmin ediliyordu. Bunu Rus hava desteğiyle yapıyor olmaları halihazırda açık olan yaraya tuz basmak oldu. Benzer şekilde kaçınılmaz olarak, istikrarsız güney sınırı boyunca ayrılıkçı Kürt partisi PKK tarafından yönetilecek bir devletin yakında kurulacağını düşünen Türkiye‟nin müdahalesi geldi. ABD ve ortağı olan ülkeler hatalarına rağmen gerilimin azaltılmasını güçlü bir şekilde 9 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI teşvik etmelidirler. Kasım ayında bir Rus savaş uçağının düşürülmesinden bu yana Türkiye, sınırlarındaki gerginliklerle ilgili olarak yeteri kadar itidalli hareket edemedi. Ancak ABD Ankara‟nın meşru güvenlik endişelerinin farkında olmalıdır. Sonuç olarak, yalnızca 16-21 Şubat tarihleri arasında 49 Türk güvenlik gücü ve devlet memuru PKK ve PKK‟dan ayrılan bir grup tarafından öldürüldü. Türkiye, PKK ile artan çatışmayla karşı karşıya kalırken ABD yönetiminin -PKK‟nın Suriye kolu- YPG‟yi, hayal edemeyeceği derecede desteklediğini izlemek zorunda bırakıldı. Türkiye bir NATO müttefiki olarak ABD‟nin eylemlerini sorgulama hakkına sahip. YPG geçen sene belge ortadan kaldırılana kadar kendi iç yönetmeliğinde açık bir şekilde -ABD‟nin 1997‟den beri bir terör örgütü olarak nitelediği- PKK‟ya bağlılığını açıkladı. İlginçtir ki ABD Ulusal Terörle Mücadele Merkezi de geçen seneye kadar YPG‟yi PKK‟nın “Suriye uzantısı” olarak görürken o zamandan sonra IŞİD‟e karşı verilen mücadelede bir ortak haline geldi. ABD YPG‟den Suriye muhalefetine yönelik saldırılarını durdurmasını sert bir şekilde talep etmelidir. Eğer saldırılara devam ederlerse şimdilerde muhalefet ile Esad rejimi arasında yaşanan çatışma kadar zorlu başka bir çatışmanın ortaya çıkmasına izin vermiş oluruz. Bu zamana kadar YPG‟ye, “zarar verici” eylemini gerçekleştirmemesi konusunda “kendisini durdurması” yönünde yapılan zayıf çağrılar yalnızca Rusya‟yı, ABD‟ye daha fazla zarar vermek için YPG ile ilişkisini ilerletmesi konusunda cesaretlendirdi. Daha geniş açıdan bakıldığında Suriye‟nin “Kürt konusu” uluslararası gündemde daha üst sıralarda bir yeri hak ediyor. Kürtlerin hakları Esad rejimi tarafından mütemadiyen inkar edilirken Suriye muhalefeti etnik ayrımcılığa karşı çıkıyor ve bunun içerisine YPG üyesi olmayan birçok Kürt‟ü de dâhil ediyor. Bugünün düşmanlıkları YPG ve Suriye muhalefetinin birbirlerinin Suriye‟nin geleceğine dair arzuları konusundaki yoğun şüphelerinin bir sonucu. Bu psikolojik köprüleri birbirine bağlamak IŞİD‟e karşı verilen başarılı bir mücadelenin, milisler arasında devam eden bir savaştan başka bir şekilde sonuçlanmasını garanti edecek tek yoldur. 25 Şubat 2016 http://www.nytimes.com/roomfordebate/2016/02/24/are-kurds-allies-or-obstacles-insyria/us-must-tell-kurds-to-stop-attacking-syrian-rebels Obama - Paul Ryan’dan Guantanamo Çekişmesi Küba‟daki Guantanamo Üssü‟nde 11 Eylül saldırıları sonrası oluşturulan hapishanenin kapatılması için yeniden adım atıldı. Obama, 2008‟deki seçim vaadini gerçekleştirmek için son şansı olan planın, Amerikan tarihinde bir devrin kapanışı olacağını söyledi. ABD Başkanı, üssün kapanması sayesinde yılda 80 milyon dolarlık 10 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI bir yükten kurtulacaklarına dikkat çekti. Obama, “Guantanamo sorununu bir sonraki başkana devretmek istemiyorum. Bu merkezin açık kalması Amerikan değerlerine ters olduğu gibi, ülkemizin dünyadaki duruşuna da zarar veriyor” dedi ve başka ülkelerle işbirliğini engellediğini belirtti. Barack Obama, Guantanamo‟nun kapanmasına karşı Kongre‟nin sürekli sınırlamalar getirdiğini savundu ve bu seferki plana daha adil yaklaşılmasını istedi. Obama yönetiminin planında, üste kalan 91 tutukludan 35‟inin kendi ülkelerine gönderilmesi, kalanının da Amerikan topraklarına nakledilmesi öngörülüyor. Obama, ABD‟deki nakil yerleri ile ilgili açıklama yapmadı ancak Pentagon yetkilileri, tasarıda 13 yer ihtimalinden söz ediyor. Bu ihtimaller Colorado, Güney Carolina ve Kansas eyaletlerindeki 7 hapishane ile ülke içindeki 6 askeri üs. Bir yetkili, tüm bu transferler ve üssün kapatılmasının maliyetinin en az 290 milyon dolar tutacağını ancak mahkumların ABD‟de bulunmasının Küba‟da tutulmasından 65-85 milyon dolar daha ucuz olacağını söyledi. Guantanamo tutuklularının nakli için hazırlanan tasarılar Kongre tarafından daha önce de veto edildi. Kongre, 2011‟den bu yana da ABD‟ye nakillere izin vermiyor. Bu nedenle uzmanlara göre Kongre üyelerinin bu sefer kabul etme ihtimali zayıf. Obama, sağlık ve göçmenlik reformundaki gibi kanun hükmünde kararname yoluna gidebilir, zira görev döneminin son aylarında siyasal mirası adına bunu yapması ihtimaller dahilinde. Diğer yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan da meclis üyelerinin Guantanamo‟daki hapishanenin kapatılmasını engellemek için yasal adımlar atabileceklerini söyledi. Yeterli oy sağlanmadığı takdirde Obama‟nın tasarısının veto edilebileceğini söyleyen Ryan böylece hapishanenin kapatılması engellenebilir dedi. 25 Şubat 2016 http://www.wsj.com/articles/obama-to-offer-plan-to-close-guantanamo-prison1456240196 http://newyork.cbslocal.com/2016/02/24/paul-ryan-guantanamo-bay/ http://www.voanews.com/content/congressional-republicans-obama-guantanamoplan-dead-arrival/3203903.html ABD'de Müslüman Kardeşleri Terör Örgütü Olarak Tanıyan Tasarı Kabul Edildi ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu, Müslüman Kardeşler teşkilatının terör örgütü olarak tanımlanmasını isteyen tasarıyı kabul etti. Tasarıya itiraz eden komisyon üyelerinden John Conyers, girişimin ABD'de devam eden İslam karşıtlığının bir parçası olduğuna dikkati çekti. Komisyon, "Müslüman Kardeşler‟in Terör Örgütü Olarak Tanımlanması Yasası 2015" başlığıyla Cumhuriyetçi bir temsilci tarafından hazırlanan tasarıyı Cumhuriyetçilerin desteği sonucu 10‟a karşı 17 oyla kabul etti. Komisyon üyelerinden John Conyers, görüşmelerde yaptığı konuşmada, Müslüman Kardeşler'in terör örgütü olarak kabul edilmesi için yeterince araştırma yapılmadığını 11 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI belirtti. Conyers, "Komitemiz bu karara varmak için Dışişleri Bakanlığından ya da güvenlik birimlerimizden herhangi bir uzmanı henüz dinlemedi ve bu bir alışkanlık haline gelmeye başladı" dedi. Herhangi bir grubun terör örgütü olarak kabul edilmesinin somut örnekler üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Coyers, bunun ülkede devam eden İslam karşıtlığının bir parçası olduğunu bildirdi. Komisyon Başkanı Bob Goodlatte, Müslüman Kardeşler'in ABD için "büyük bir tehlike ve ulusal güvenliğe tehdit" oluşturduğunu savundu. Tasarıyı Temsilciler Meclisi'ne sunan Kongre üyesi Mario Diaz-Balart ise Müslüman Kardeşler'i "küresel bir tehdit" olarak tanımladı ve yaptırım uygulanmasını istedi. Yasa tasarısının Adalet Komisyonundan geçmesinden sonra Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor. Meclisin çoğunluk lideri tasarıyı gündeme alırsa Genel Kurulda tasarı görüşülüp oylanacak. Tasarı buradan da geçerse Senato‟da ele alınacak ve burada da onaylanırsa yasa olarak imzalaması için ABD Başkanı Barack Obama‟nın önüne gidecek. 25 Şubat 2016 http://www.turkishny.com/headline-news/2-headline-news/203041-abdde-muslumankardesleri-teror-orgutu-olarak-taniyan-tasari-kabul-edildi#.Vs7MbvmLSUk ABD Dışişleri Bakanı Kerry: Suriye'nin parçalanmasını içeren agresif bir tutum da takınabiliriz ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, halihazırdaki çatışmaların durdurulması anlaşmasının yanı sıra Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye için siyasi geçişi öngören sürecinin de başarısızlıkla sonuçlanması halinde, ABD'nin, Suriye'nin parçalara bölünmesini de içeren daha agresif bir tutum takınabileceğini söyledi. John Kerry, Suriye meselesinin müzakere masasında çözülememesinin ülkenin tamamen yıkımıyla sonuçlanabileceğini söyledi. Kerry, çatışmaların durdurulması anlaşmasına işaret ederek, “Burada oturup bu anlaşmanın işleyeceğini size söyleyemem. Ancak şunu biliyorum, eğer bu başarısız olursa Suriye‟nin tamamen yıkıma uğrama potansiyeli bulunuyor” ifadesini kullandı. Bakan Kerry, halihazırdaki "çatışmaların durdurulması" anlaşmasının yanı sıra BM'nin Suriye için siyasi geçişi öngören sürecinin de başarısızlıkla sonuçlanması halinde, ABD'nin, Suriye'nin parçalara bölünmesini de içeren daha agresif bir tutum takınabileceğini vurguladı. Kerry, "Eğer Ruslar ve İranlılar Suriye barış sürecinin gerçekleşmesi konusunda ciddi değillerse, o zaman daha çok fikir ayrılığına sebebiyet verebilecek ve meseleyi daha da alevli bir halde biçimlendirebilecek B planına geçmemiz gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Suriye krizine çözüm bulmada güvenli bölge oluşturulma ihtimalinin ortadan kaldırılıp kaldırılmadığına yönelik bir soruya ise Kerry, “Hayır, böyle bir ihtimal ortadan kaldırılmadı ancak bu birçok karmaşıklığı da beraberinde getiriyor” yanıtı 12 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI verdi. “Eğer güvenli bir bölge inşa edeceksek burası güvenli olmak zorunda. Eğer 'bu güvenli bir alan' diyeceksek kim bu alanı güvenli kılacak? Kim DAEŞ‟in gelip saldırmasını önleyecek? Nusra Cephesi‟nden kim koruyacak? Suriye ordusundan veya Rusların havadan bir şeyler atmasından kim koruyacak? Eğer Rusların, teröristlerin kendilerine güvenli alan bulduklarını sanarak buraya havadan bir şeyler bırakmasını önlemek istiyorsak hava savunma sistemi oluşturmak zorundayız, uçaklar uçurmamız, sivil hava devriyesine ve sahada insanlara sahip olmamız gerekir.” Pentagon‟un Suriye‟nin kuzeyinde oluşturulacak bir güvenli bölge için 15 ila 30 bin askere ihtiyaç olacağını tahmin ettiğini belirten Kerry, senatörlere bu askerlerin sahaya sürülmesini onaylayıp onaylamayacaklarını sordu. Kerry, güvenli bölgeye ilişkin yapılan tüm konuşmaların asıl sürecin nasıl olacağının dışında gerçekleştiğine vurgu yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, “çatışmaların durdurulması” anlaşması ve insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıyla Suriye‟nin zaten güvenli bölge olması için çabaladıklarını da dile getirdi. 25 Şubat 2016 https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-disisleri-bakani-kerry-suriyenin-parcalanmasiniiceren-agresif-bir-tutum-da-takinabiliriz-/526837 ABD YPG'ye gelişmiş füze verildiği iddialarını yalanladı ABD Savunma Bakanlığı, Suriye‟nin kuzeyinde YPG‟ye gelişmiş antitank füzeleri verdiklerine ilişkin iddiaları yalanladı. Bakanlık Sözcüsü Yüzbaşı Jeff Davis, “Orada YPG ya da şu andaki misyonumuzun parçası olan diğer güçlere Javelin füzeleri vermedik” dedi. "Suriye Demokratik Güçleri ile çalışan Suriye Arap Koalisyonuna şu anda Şadadi‟ye ilerlediklerinde olduğu gibi her hedefleri için ayrı özellikleri bulunan ekipman sağladıklarını" belirten Davis, şunları söyledi: "Bunlar performanslarına dayalı olarak onlara verdiğimiz şeyler. Bir sonraki hedefleri için ihtiyaçlarının ne olduğunu değerlendiriyoruz ve bu amacı yerine getirmek için gerekli şeyleri onlara sağlıyoruz. Bir sonraki hedefe geçmeden önce de nasıl performans gösterdiklerine bakıyoruz." Davis, Suriye Arap Koalisyonunun kendilerine sağlanan malzemeleri belirlenen amaç dışında kullandıklarına dair bir kanıt görmediklerini söyledi. Uluslararası basında ve sosyal medyada ABD‟nin askeri malzeme desteği yaptığı grupların DAEŞ ile çatışmalarda ABD yapımı yüksek teknoloji ürünü FGM-148 Javelin antitank füzeleri kullandığı iddia edilmiş, bu gruplar arasında terör örgütü YPG‟nin de bulunduğu belirtilmişti. 25 Şubat 2016 https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-ypgye-gelismis-fuze-verildigi-iddialariniyalanladi/526831 Arjantin’de Macri karşıtı ulusal grev Arjantin‟de binlerce kamu işçisi, başkent Buenos Aires‟te bir araya gelerek, aldıkları ulusal grev kararı kapsamında Devlet Başkanı Macri karşıtı protestoda bulundu. Arjantin‟de binlerce kamu işçisi, başkent Buenos Aires‟te bir araya gelerek, aldıkları 13 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ulusal grev kararı kapsamında Devlet Başkanı Mauricio Macri karşıtı protestoda bulundu. Devlet Başkanlığı Sarayı Casa Rosada önündeki Plaza de Mayo‟da (Mayıs Meydanı) Kamu işçileri Birliği (ATE) öncülüğünde toplanan kalabalık, Macri karşıtı slogan attı. Kalabalığa hitap eden ATE Başkanı Hugo Godoy, Macri‟nin göreve geldikten sonra ideolojik nedenlerle kamu sektöründe çalışan 10 bin kişiyi işten çıkardığını belirtti. Protesto alanında kurulan platformda konuşan sendika temsilcileri, ekonomi politikaları kapsamında işten çıkarılan çalışanların yeniden işe alınmasını talep etti. Daha sonra göstericiler olaysız dağıldı. 25 Şubat 2016 Perşembe Arjantin'den 15 yıllık borç krizi için büyük adım Arjantin ülke borlarının yeniden yapılandırılmasına yanaşmayan iki kreditörle 5 milyar dolarlık anlaşmaya vardı. Arjantin ülke borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda sözleşme imzalamaya yanaşmayan iki kreditörle 15 yıl süren uzlaşmazlığın ardından 5 milyar dolarlık anlaşma yaptı. Arjantin‟in resmi haber ajansı Telam‟da yer alan habere göre, konuya dair açıklama kreditörlerin temsilciliğini yürüten avukat Matthew McGill‟den geldi. Elliott Management ve Aurelius Capital Management adlı kreditörler adına konuşan McGill, Manhattan’da bulunan ABD Federal Temyiz Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Arjantin’le anlaşma yaptıklarını belirtti. 25 Şubat 2016 Perşembe http://tr.sputniknews.com/ekonomi/20160225/1021109636/arjantin-borc-macrikirchner-grev.html AMERİKA – YORUMLAR/ANALİZLER ABD’de siyasal bir refleks olarak lobi ve bağışlar Dr. Murat Güzel / Bethlehem, Pennsylvania Amerikalı siyasetçilerden Mike Huckabee der ki “Washington DC striptiz kulübüne benzer, sahnede dans edenler için birilerinin para takıyor olması gerekir.” Bu benzetmeye tamamen katılmıyor olsam da kesin olan şudur ki ABD‟de siyaset yapmak pahalı bir oyundur ve böyle bir yerde sahnede kalabilmek için büyük ölçüde lobilerin ve çıkar gruplarının desteğine ihtiyaç duyuluyor. ABD‟nin belli başlı büyük endüstrilerinin yıllık yaklaşık olarak 3 milyar doların üzerinde parayı Washington‟a aktardığı bilinmektedir. Bu paranın yaklaşık olarak 2 milyar doları meclise ayrılır, diğer kısmı ise senatörlere dağıtılmaktadır. Bu endüstriler, kendileri için çalışan yüzlerce lobi şirketini Washington ile aralarında bir aracı olarak kullanmaktadır. Washington, 1950‟lerden beri yoğun bir şekilde çıkar grupları ve lobilerin kıskacı arasında kalmıştır. ABD‟de siyasilerin kampanyalarına yapılan bağışlar her zaman tartışılmıştır ve siyasiler halkı bu konuda ikna etmekte zorlanmaktadır. Demokrasi ve özgürlükler ülkesi ABD, bir anlamda büyük şirketlerin 14 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ve çıkar gruplarının insafı ile yönetilmektedir. Ülkede eğitim, sigorta, sağlık vb. hizmetlerin fiyatlarını da devleti ikna etmek suretiyle kendileri belirlerler. “Lobiler neden bu kadar parayı Washington‟a akıtırlar? Karşılığında ne beklerler?” Bir önceki yazımızda da tartıştığımız gibi, basit bir ABD seçim tarihi bilgisi siyasal söylemin üstünlüğünden ziyade, toplanan paranın üstünlüğünün Beyaz Saray‟ın kapısını daha rahat açabildiğini göstermektedir. Bunun da örneklerini son yarım asırdaki bütün seçim sonuçlarından görebiliriz. Haim Saban’dan başlayalım Beyaz Saray ve bağışlar arasındaki yakın ilişkiyi ele alan ilk yazımızdan sonra, bu yazımızda lobiler, şirketler, çıkar gruplarının neden siyasete bu kadar para akıttıklarının ve karşılığında ne beklediklerinin sorularına cevap bulmaya çalışacağız. Bu tartışmalara Haim Saban‟ı inceleyerek cevap vermeye başlayabiliriz. Lakin kendisi tam da hayatını bunun üzerine adamış bir medya patronudur. En büyük kaygısının İsrail‟in güvenliği olduğunu söyleyen Haim, ABD siyasetinde bu konularda aracılık yapar. Gayesinin ABD-İsrail ilişkilerini güçlü tutarak İsrail‟in güvenliğini sağlamak olduğunu bir konferansında açıkça söylemiştir. Haim, siyaseti kontrol etmenin yolunun üç aygıttan geçtiğini savunur: Siyasi partilere ve adaylara bağış yapmak, düşünce kuruluşları kurmak ve medyada söz sahibi olmak. Haim, 2002 yılında, Demokratların Ulusal Komitesine tek seferde 10 milyon dolar bağış yaparak bu konuda bir rekora imza atmıştı. Aynı yıl içerisinde Haim, ABD‟nin en önemli düşünce kuruluşları arasında gösterilen Brookings Enstitü‟nün Orta Doğu Araştırmaları Merkezi‟ni kurdu ve çeşitli televizyon kuruluşları ve gazetelerin sahibi oldu. Ayrıca, Beyaz Saray‟la ilişkisi “yatılı misafir” olacak kadar iyidir. Haim aslında lobicilik gruplarında ideolojik diyebileceğimiz bir dinamikle karşımıza çıkar, bunun diğer önemli örneklerinden birisi de Evanjeliklerdir. Onlar da siyasete milyonlarca dolar harcayarak Washington‟un desteğini arkalarına almaya çalışırlar. Elbette ki bütün lobilerin amacı ideolojik bir merkeze dayanmıyor. Nitekim ülkedeki en önemli lobilerden ikisi ilaç ve silah lobisidir. İlaç endüstrisi Geçtiğimiz yıllarda İngiltere‟de yapılan bir araştırmaya göre, Amerikalılar, kanser tedavisi için diğer ülke vatandaşlarına göre yaklaşık 600 kat daha fazla para harcamaktadır. ABD‟de yüksek ilaç ve muayene fiyatlarına gerekçe olarak, araştırma ve gelecekte karşılaşabileceğimiz hastalıklara şimdiden çözüm arayışları gösterilmektedir. Fakat şu bir gerçektir ki ilaç firmaları fiyatlarını yüksek tutabilmek için devletin desteğini almak zorundadır. Nitekim, ilaç endüstrisi, 2012 yılında yapılan federal seçimler için 51 milyon dolar para aktarmıştı. Bu yıl yapılacak başkanlık seçimleri için ise şimdiden 20 milyon dolar civarında para harcadılar ve seçime yaklaştığımızda bu rakam muhakkak ki çok daha yüksek bir seviyeye 15 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ulaşacaktır. Amerika‟nın en güçlü lobilerinden bir diğeri olan “Ulusal Tüfek Birliği” ise adeta Başkan Barack Obama‟ya savaş açmış durumdadır. Yaklaşık olarak 4 milyonun üzerinde üyesi olan lobi, özellikle Cumhuriyetçi kanadı adeta paraya boğarak, ülkede anayasa ile hak olarak belirtilmiş olan silah alımının zorlaştırılması ya da silah alımında sabıka kaydı gibi zorlaştırıcı şartları engellemeye çalışmaktadır. 1972 yılında kurulan lobi, geçtiğimiz günlerde silah alımını zorlaştıracak kanun tasarısının kabul edilmemesi için sadece oylamanın yapılacağı gün 500 bin dolar harcadığı bilinmektedir. Washington‟un en önemli musluklarından birisi olan silah lobisi, sadece 2013-2014 yılları arasında milyonlarca dolar para harcayarak senatörlerin Barack Obama‟ya karşı durmasını sağladı. Bağışlarını ülkede özellikle Cumhuriyetçiler içerisinde “Şahinler” olarak bilinen gruba yapmaktadır. Başkanlığa ilk geldiği günlerden beri silah lobisine adeta savaş açan Obama, görevde kaldığı sekiz sene boyunca deyim yerindeyse arpa boyu kadar yol alamamıştır. Yabancı ülke desteği Washington‟a giren para sadece ülke içerisindeki gruplarla sınırlı kalmamaktadır. Yasalara göre tamamen illegal olmasına rağmen, özellikle yabancı ülkeler, Washington yönetimiyle iyi ilişki kurmak amacıyla güçlü adayları desteklemek suretiyle diplomatik ve ticari ilişkilerini sağlama almaya çalışmakta. Bu bağlamda Washington‟a dolaylı olarak giren yabancı ülke parasının yıllık ortalama 300 milyon dolar civarında olduğu düşünülmektedir. Bunlara ek olarak ülkede çocuklara ve gençlere yönelik aktiviteler yapan “izci kulüpleri” de siyasilerin desteğini alabilmek için yüksek miktarlarda bağış yapmaktadır. Sosyal etkinliklerinin yanı sıra aynı zamanda siyasal tartışmalara ilişkin pozisyonlarda alabiliyorlar. Örneğin, ülkedeki en büyük tartışma konularından biri olan “kürtaj” meselesinde kız izci grupları aldıkları pozisyonla Muhafazakar Cumhuriyetçileri bir hayli sinirlendirmişlerdir. Kürtajın sigorta şirketleri tarafından karşılanabilmesi için Washington‟a yüklü miktarda para akıtılmıştı, buna karşılık Cumhuriyetçi adaylarda “izci kızlar o kadarda masum değil” söylemiyle karşılık vermişti. Yukarıda tartıştığımız konulara ek olarak, avukat, enerji, tarım, inşaat, işçi lobisi gibi çok sayıda örneği tartışmak mümkündür. ABD demokrasisinde bir yara Peki bu bizim içinde bir imkan olabilir mi? Şunu kabul etmek gerekir ki verdiğimiz örneklerle rekabet etmek ne ekonomik olarak, ne de konjektürel olarak mümkün 16 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI değildir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki aynı seviyede olmasa dahi, çok sayıda lobi ve şirket, Washington üzerinde etkili olabilmek adına yıllık gelirleri arasından çok ciddi bir parayı siyasetçilere akıtmakta ve bu suretle siyasilerin verdikleri kararlar üzerinde etkin olmaya çalışmaktadır. Bağış sistemi her ne kadar ABD demokrasisinde bir yara olarak görülse dahi, bu sistem kısa sürede değişeceğe benzemiyor. Demokratlar arasından birçok kişi, yapılan bağış miktarını düşük seviyede tutmak suretiyle şirket ve lobilerin siyasete astronomik rakamlar sunmasına karşı çıkmaktadır, bunun da en son örneği, Clinton‟a karşı yarışan Bernie Sanders‟ın bağışlara sınır koyulması gerektiği yönündeki sözleri. Sınır getirilmeli Ben de siyasetten parayı çekmenin Amerika‟da mümkün olmadığı, fakat en azından buna bir sınır getirmek suretiyle daha adaletli bir sistemin oluşturulabileceği kanaatindeyim. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki iktidar ve bağış arasındaki ilişki aslında siyaset üzerinde etkili olmak isteyenler için bir imkana dönüşebilir. Şunu göz önünde bulundurmalıyız ki bağış sitemi ciddi sıkıntılara yol açmakla birlikte, her aday, kampanyasını topladığı bağışlarla gerçekleştirdiği için seçildiğinde hesap vereceği kişi, parti başkanı ya da ABD Başkanı değil, bağış veren organizasyonlar oluyor. Bu da yürütme ve yasama arasındaki güçler dengesini koruyor. Aslında Amerika‟da başkanlık, karar sürecini hızlandırmaktan ziyade, meclis ve başkan arasındaki pazarlık gücünü daha da zorlaştırabiliyor. Bu da desteğini halktan ve kendi topladığı bağışlardan alan bir meclisin, başkana karşı daha da güçlü olabileceği anlamına geliyor. Türkiye‟de bir garabete dönüşen başkanlık eleştirileri, sanki başkanlık sisteminde „güç tek merkezde toplanıyor‟ şeklinde saptırılarak, başkanlığın ne olduğunu tartışmaktan ziyade başkanlık sistemi, anlam bozumuna uğratılmaktır. Neticede halk desteği olmayan bir siyasal söylemin başkanlık sisteminden korkması kadar doğal bir sonuç olamaz. ABD, İslam da dahil olmak üzere birçok farklı medeniyetlerin değerleri üzerine kurulmuştur. Bu sebeple, Türk kökenli Amerikalılar da dahil, bütün ABD vatandaşları, bu değerlere sahip çıkmalı ve bu doğrular için üzerine sesini yükseltmelidir. Nitekim şimdi sessiz kalanlar için, ileride el uzatacak kimse olmayabilir. Amerika‟ya körü körüne karşı çıkmaktan ziyade, karşı çıkılan konularda daha doğrusunu ortaya koyup savunmak daha işlevsel olacaktır. Şunu unutmamak gerekir ki ABD‟nin dış politikasının sadece kendi bölgesinde değil, bütün dünyada etkili olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, Washington üzerindeki güç, varlığı çok tartışılan ve etkisi miktarından büyük olan bağışların, 17 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI sadece dans edenlere para takmanın ötesinde, sizin de hak adalet ve insanlık adına derdini çektiğiniz bir konuya hizmet edebilir. 20 Şubat 2016 http://haber.star.com.tr/acikgorus/abdde-siyasal-bir-refleks-olarak-lobi-vebagislar/haber-1090463 AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMİ ‘CEO dolandırıcılığı’ şirketlere 2 milyar dolara mal oldu Financial Times Amerikan Federal Araştırma Bürosu FBI, CEO'ların isimleriyle alınan sahte epostalarla yapılan dolandırıcılıklar üzerine yeni istatistikler açıkladı. Kısaca "CEO dolandırıcılığı" denen yöntemle yapılan sahtekârlıkların son iki yılda ciddi şekilde arttığı, dünya çapında 12 binden fazla kişinin dolandırıldığı belirtiliyor. Dolandırıcılar genellikle bir şirket CEO'sunun adıyla alınmış sahte adres üzerinden çalışanlara eposta atarak yurt dışında bir banka hesabına para göndermelerini istiyor. Şirket, gelen e-postanın gerçek CEO'ya ait olmadığını anladığında ise çoğu zaman çok geç oluyor. Şirketlerin bu dolandırıcılara toplamda 2 milyar dolardan fazla para kaptırdığına dikkat çekiliyor. ABD'li yetkililer dolandırıcılık kurbanı olan şirketlerin ortalama zararının 120 bin dolar olduğunu, ancak bazı şirketlerin zararının 90 milyon dolarlara kadar çıktığını belirtiyor. Bir FBI yetkilisi "Dolandırıcılar sınır tanımıyor ve bu küresel bir problem" diyor. Ancak yetkililer dolandırıcıların paranın gönderilmesini istedikleri banka hesaplarının genellikle Asya ya da Afrika'da bulunduğuna dikkat çekiyor. http://www.ft.com/intl/cms/s/0/83b4e9be-db16-11e5-a72f-1e7744c66818 .html#axzz4157tvoF2 Muhafazakâr Parti'de iç savaş Guardian İngiltere'nin AB üyeliğinin oylanacağı referandum ülke siyasetinde karmaşaya neden oldu. Cameron'ın AB anlaşması Muhafazakâr Parti'de iç savaş çıkardı. Başbakan David Cameron, geçen hafta Avrupa Birliği ile vardığı anlaşmanın ardından AB'de kalınması için kampanya yürütmeye başlamış, kendi partisi içinden Cameron'a karşı çıkanlar ise anlaşmanın yasal geçerliliği olmadığını savunmuştu. AB'den çıkılmasını savunan Adalet Bakanı Michael Gove'un, anlaşmanın Avrupa Adalet Divanı tarafından geçersiz kılınabileceğini iddia etti. Gove bu iddiasına dayanak olarak, Cameron'ın AB ile vardığı anlaşmanın maddelerinin, henüz hiçbir AB anlaşmasına dâhil edilmemiş olmasını gösteriyor. Anlaşmayı imzalayan taraflardan olan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, bu iddiaları sert bir dille eleştirdiğini ve "anlaşmanın yasal olarak bağlayıcı ve değiştirilemez" olduğunu söyledi. http://www.theguardian.com/politics/2016/feb/24/tories-legal-status-david-cameroneu-deal-conservatives-michael-gove-european-court 18 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Trump durdurulabilir mi? Guardian ABD'de 8 Kasım'da yapılacak olan başkanlık seçimine giden ön seçim sürecinde, Cumhuriyetçi Parti aday adaylarından Donald Trump dikkat çekici bir oy desteği yakaladı. Trump önceki gün Nevada eyaletinde oyların yaklaşık yüzde 46'sını alarak Cumhuriyetçi Parti'nin diğer başkan aday adaylarına ciddi fark atmış, aynı zamanda 3. eyaletini de kazanmıştı. Yarışın henüz çok başında olunsa da, diğer aday adayları, milyarder iş adamı Trump'ın yakaladığı bu ivmeyle birlikte kendilerini yenilgiye hazırlamaya başladılar. Trump şu ana kadar 81 delege topladı, en yakın rakipleri Cruz ve Rubio 17'şer delegede. Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı seçilebilmek için 1237 delegeye ihtiyacı var. http://www.theguardian.com/us-news/2016/feb/25/ted-cruz-who-knows-heckpresident-donald-trump-fox-news-voter-summit Cihatçılar bomba yapım malzemelerini Türkiye üzerinden temin ediyor Independent Çatışma bölgelerindeki silah ve mühimmatın dolaşımı üzerine araştırma yapan CAR kuruluşu, Suriye ve Irak'taki IŞİD ve diğer cihatçı örgütlerin, patlayıcı yapımı için ihtiyaç duyduğu malzemelerin büyük kısmını Türkiye üzerinden sağladığını iddia etti. CAR (Conflict Armament Research) raporuna göre, aralarında kimyasal ve elektronik malzemeler ile gübre ve kabloların da bulunduğu, bomba yapımında kullanılan malzemelerin birçoğu, IŞİD'in kontrolündeki bölgelere Türkiye üzerinden giriyor. CAR raporunda, kaçakçılığın artmasıyla IŞİD'in eline geçen malzemelerin de çeşitlenip arttığı, örgütün giderek daha karışık ve güçlü patlayıcılar hazırlayabildiği belirtiliyor. Avrupa Birliği'nin de fon sağladığı CAR adlı kuruluşun raporu, Suriye ve Irak'ta kullanılan el yapımı patlayıcıların 20 ay boyunca incelenmesi sonucu yazılmış. CAR'ın başkanı James Bevan, IŞİD'in eline geçen farklı malzemelerle sürekli yeni patlayıcılar denediğini, Suriye ve Irak'ta el yapımı patlayıcı kullanımının geçmişteki çatışmalarla kıyaslandığında çok daha büyük boyutta olduğunu söylüyor. Rapora göre bomba yapımı için ihtiyaç duyulan malzemeler, genellikle madencilik ve tarım sektörlerinden temin ediliyor. CAR bomba yapım malzemelerinin sadece Suriye ve Irak'ı çevreleyen ülkelerden gelmediğini, ancak "ana geçit"in Türkiye olduğunu belirtiyor. Türkiye hükümeti ise IŞİD'in kaçakçılık ağlarını yok etmek için çalıştığını açıkladı. Ancak CAR Başkanı Bevan : "CAR araştırmacıları Türkiye'den Suriye'nin kuzeyine tırların, araçların, insanların, gıda ve petrolün geçiş yaptığını gördü. Türkiye ve IŞİD'in kontrol ettiği bölgeler arasındaki sınır fiilen açık durumda" dedi. http://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/isis-deadly-suicide-bombsieds-legal-civilian-components-from-world-islamic-state-daesh-a6893856.html Merkel’e Avusturya darbesi Avusturya ve on Batı Balkan ülkesi, sığınmacı sayısını azaltmak üzere ortak önlemler 19 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI paketi kararlaştırdı. Sığınmacı krizinin AB'de yarattığı çatlak büyüyor. Avusturya'nın davetiyle Viyana'da yapılan ve ‘Balkan rotası‘ üzerinde bulunan on ülkenin katıldığı toplantıda Almanya, Yunanistan ve AB kurumlarından temsilciler yer almadı. Toplantıya Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Kosova, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya katıldı. Önlemler paketi, korumaya muhtaç olanlar dışında sığınmacıların kabul edilmemesini öngörüyor. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, “Balkan rotasına dâhil on ülkenin içişleri ve dışişleri bakanları, devletlerin aşırı yük altına girmesini engellemek üzere ulusal önlemler alınması gerekliliği konusunda hemfikirdir“ açıklaması yaptı. Önlemler paketinde, sahte belgeyle giriş yapmaya çalışanların doğrudan sınırdışı edilmesi, kayıt işlemlerinin standartlaştırılması, sınır polisinin işbirliğinin artırılması da bulunuyor. Avusturya, geçen cuma gününden itibaren günde sadece 80 iltica başvurusuna izin vereceğini ve günde 3 bin 200 kadar kişiyi Almanya'ya geçireceğini açıklamıştı. Bu açıklama Almanya'da sert eleştirilere yol açtı. 24.02.2016 http://www.zeit.de/politik/ausland/2016-02/fluechtlingspolitik-konferenz-wienbalkanstaaten-oesterreich-mazedonien-grenzen ‘Türkiye daha fazlasını yapmalı‘ 7 Mart‟ta yapılacak AB-Türkiye zirvesi öncesinde Türkiye‟den beklentiler yüksek. Avrupa‟ya giden sığınmacı sayısının azaltılması için Türkiye‟den daha fazla eylem talep ediliyor. AB Komisyonu„nun komşuluk politikaları ve genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, Avrupa'ya gelen sığınmacıların sayısının uzlaşıldığı üzere azaltılması için Türkiye'den daha fazla eylem talep etti. Hahn, “Türkiye'nin sınır kontrollerini daha etkili hale getirmesi ve insan kaçakçılarına karşı artık nihayet etkili ve sert önlemler alması gerekiyor“ diye konuştu. AB Komisyonu„nun komşuluk politikaları ve genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, sığınmacı politikalarında AB üye ülkeleri arasında yaşanan farklılıkların üzücü olduğunu belirterek, “Artık nihayet ortak hareket etmemizi istiyorum. Bu krizi tek tek önlemlerle çözemeyeceğimizi üye ülkeler de biliyor. Avrupa'nın ortak yanıtına ihtiyacımız var“ dedi. Hahn, AB dış sınırlarının etkin bir şekilde korunamaması durumunda ortak bir sığınmacı politikasının da başarılı olamayacağını kaydetti. 24.02.2016 http://www.zeit.de/politik/ausland/2016-02/russland-tuerkei-fluechtlinge-interview Macaristan referandum istiyor Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB'nin sığınmacı kontenjanı oluşturulması girişimini halk oylamasına sunacaklarını açıkladı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban başkent Budapeşte'de düzenlediği basın toplantısında, "Şu ana kadar Avrupa'da hiç kimseye mültecilerin zoraki olarak kendi bölgelerine yerleştirilmelerini isteyip istemedikleri sorulmadı" dedi. Sağcı muhafazakâr Başbakan, halka sorulmadan bu tür kontenjanlar belirlemenin görevi suiistimal etmek anlamına geldiğini ileri sürdü. Hükümet referandum kararını Ulusal Seçim Kurulu'na bildirdi. Kurulun kararı 20 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI onaylaması halinde tarih belirlenecek. Sığınmacılar konusundaki sert tutumuyla bilinen Orban mülteciler için kontenjan getirilmesine başından beri karşı çıkıyor. 24.02.2016 http://www.spiegel.de/politik/ausland/ungarn-warum-viktor-orban-ein-referendumueber-die-fluechtlingsquote-abhaelt-a-1079110.html 'Türkiye'ye hayvan ihracatı durdurulsun' Avrupa'da hayvan hakları konusunda faaliyet gösteren dört kuruluş Türkiye'ye canlı hayvan ihracatının yasaklanmasını istiyor. Hayvan hakları savunucuları, hayvan taşımacılığının Avrupa normlarına uyulmadığını savunuyor. Normlara uyulmadığı için ihracatın durdurulmasını isteyen kuruluşlar, bu amaçla bir de imza kampanyası başlattı. 24.02.2016 http://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyeye-hayvan-ihracat%C4%B1-durdurulsun/a19070455 Batı ülkelerinden ateşkese destek Batılı ülkeler, ABD ve Rusya'nın girişimişle üzerinde anlaşma sağlanan ateştese destek verdi. Ancak "inandırıcı bir siyasi geçiş süreci başlatılması gerektiğine" de dikkat çekildi. ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya, Suriye'de ateşkesin derhal ve kapsamlı şekilde yürürlüğe girmesi için baskıyı artırıyor. Başkan Barack Obama, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Büyük Britanya Başbakanı David Cameron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in katıldıkları video konferansının ardından bir açıklama yapan Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, görüşmede Rusya ile ABD arasında mutabakata varılmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiğini söyledi. 24.02.2016 https://www.bundesregierung.de/Content/DE/Artikel/2016/02/2016-02-24verstaendigung-waffenruhe-syrien.html AB'den yıllık 170 milyar euro gelir kaybı Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB‟de KDV gelir kaybının çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, bu kaybın yıllık 170 milyar euroyu bulduğunu söyledi. Dombrovskis, AB Komisyonu üyelerinin haftalık “Kolej” toplantısı çıkışında, KDV ile ilgili konuların görüşüldüğünü, mart ayında bu konuyla ilgili bir eylem planı açıklayacaklarını ifade etti. Dombrovskis, AB‟de KDV sisteminin günün koşullarıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini, bu alanda çalışmalara hız vereceklerini ifade ederek, AB‟de uygulanmakta olan KDV sisteminin özellikle küçük ölçekli işletmelere ve internet ortamında satış yapan işletmelere ciddi idari bir yük getirdiğini sözlerine ekledi. 24.02.2016 http://www.dunyabulteni.net/avrupa/356255/abden-yillik-170-milyar-euro-gelir-kaybi 21 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Der Tagesspiegel adlı gazete yorumunda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin mülteci krizini çözmeleri zamanı geldiğini vurguluyor: “Almanya ile diğer Avrupa ülkeleri mülteci krizinde bundan sonra nasıl bir yol izleyeceklerine karar vermelidirler. Birkaç ay içinde bir milyon kadar mülteciyi kabul eden ve bu konuda söz söyleme hakkı kazanan Almanya AB’nin yükünü önemli ölçüde azalttı ve zaten kırılgan bir durumda olan Balkan ülkelerini de siyasi ve toplumsal çöküşten korudu. Diğer Avrupa ülkelerini belli mülteci kontenjanları konusunda ikna etmek ise mümkün olmadı. Hatta Macaristan şimdilerde referandum yoluyla kontenjan uygulamasını engellemek istiyor. Ama realiteyi halk oylamasıyla yok etme niyeti işlemeyecek. Türkiye ile mülteci akınının azaltılmasına yönelik işbirliği başarılı olacak olsa bile yine de on binlerce kişi barışa erişmek uğruna Avrupa’nın yolunu tutacak. Ve Yunanistan üzerinden değil, İtalya, Güney Fransa ya da İspanya üzerinden şanslarını deneyecekler. Roma’da, Madrid’de, Viyana’da ya da Paris’te oradaki halkın kendilerini isteyip istemediği de onları ilgilendirmeyecek. Sadece varlıklarıyla gözlerimizin açılmasını zorlayacaklar. İşte real politika bu.” 24.02.2016 http://www.tagesspiegel.de/politik/westbalkan-konferenz-gemeinsame-politik-gegenfluechtlinge/13011632.html Frankfurter Allgemeine Zeitung Köln‟de yılbaşı gecesi meydana gelen toplu taciz ve gasp olaylarıyla ilgili yargı sürecine ve sınır dışı uygulamasına değiniyor: “Bu ülkeye misafir olarak gelenler bu hakkı kaybedebilir. Suç işlemiş bir sığınmacının hangi kriterlere göre sınırdışı edilebileceğinin ayrıntıları ise Federal Meclis’te perşembe günü kabul edilmesi beklenen ikinci sığınmacı paketinde yer alıyor. Çok hassas bir biçimde incelenmesi gereken münferit olaylar, konuya genel bakış açısını engellememeli. Köln’de suç işlemiş bir yabancı, yasaların sertleştirilmesi sonrasında da büyük ihtimalle burada kalabilecek. Zira sertleştirilmiş bir sınırdışı uygulaması bile söz konusu kişilerin otomatikman sınırdışı edilebilmelerini gündeme getirmez. Kim bu ülkeye gelirse, o kişinin önce genel olarak bu ülkede kalma hakkı vardır. Ama önemli olan hangi kişilerin ülkeye girmesine izin verilip verilmeyeceğidir.” 24.02.2016 http://www.faz.net/aktuell/politik/inland/erste-prozesse-wegen-koelner-silvesternachteroeffnet-14088853.html Alman Federal Meclisi soykırım önergesini tartışıyor Almanya Federal Meclisi, bugün Birinci Dünya Savaşı sırasında yüz binlerce Ermeni‟nin katledilmesini tartışacak. Yeşiller, Ermenilerin katledilmesinin soykırım olarak nitelendirilmesini istiyor. Koalisyon partileri Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD), mülteciler konusundaki işbirliğini tehlikeye atmamak adına önergeye açık destek vermeyeceği belirtiliyor. Ermeni kaynaklarına göre katliamlar sırasında en az 1,5 milyon kişi hayatını kaybetti. 22 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI 25.02.2016 https://www.tagesschau.de/inland/bundestag-armenien-107.html Tsipras'tan Avrupa Birliği'ne veto tehdidi Avrupa‟daki mülteci kriziyle ilgili tartışmalar kızışıyor. Geçişlerin sınırlandırılması nedeniyle yığılmanın olduğu Yunanistan kızgın. Macaristan Başbakanı Orban da Türkiye ile yapılan anlaşmaya tepkili. Yunanistan, Avrupa Birliği'ne mülteci kriziyle ilgili siyasi kararları veto etme tehdidinde bulundu. Başbakan Aleksis Tsipras parlamentodaki konuşmasında, komşu Makedonya'nın Yunanistan'dan gelen mültecilere sınırlarını kısmen kapatmasını eleştirdi. Tsipras mültecilerin üye ülkeler arasında adil bir şekilde dağıtılmasıyla ilgili mutabakata uyulana kadar AB'nin kararlarını veto edeceklerini duyurdu. 25.02.2016 http://www.spiegel.de/politik/ausland/fluechtlinge-griechenland-will-eu-beschluesseblockieren-um-solidaritaet-zu-erzwingen-a-1079149.html Dış sınırların güvenliği AB gündeminde AB içişleri bakanları bugün Brüksel'de mülteci krizini görüşmek üzere toplanıyor. Bakanlar, dış sınır güvenliği sağlanması ve cihatçıların sızmasının önlenmesini masaya yatıracak. Avrupa Birliği (AB) İçişleri Bakanları Konseyi, mülteci krizini görüşmek üzere yapacağı toplantıda Balkanlar'daki durum ve Birliğin dış sınırlarının korunması ele alınacak. AB içişleri bakanları arasında AB'nin dış sınırlarındaki kontrollerin derinleştirilmesi hususunda uzlaşma sağlanmasına da çalışılacak. Bu öneri, Avrupa'da terör saldırısı düzenleyebilecek şüpheli militanların meydana çıkarılması amacıyla yapılmıştı. Konsey toplantısına Türkiye İçişleri Bakanı Yardımcısı Sebahattin Öztürk de katılacak. 25.02.2016 http://www.deutschlandfunk.de/eu-innenminister-treffen-unter-schwierigenvorzeichen.1818.de.html?dram:article_id=346624v Almanya'da üç ayda 24 camiye ırkçı saldırı Almanya'da 2015 yılının son çeyreğinde, camilere yönelik 24 ırkçı saldırı yapıldı. Sol Parti'nin Federal hükümete yönelik soru önergesine verilen cevapta, 'camilere, cami derneklerine ya da İslami kuruluşlara' ifadeleriyle belirtilen 24 ırkçı saldırı yapıldığı bildirildi. Bu tür saldırılar halen polis tarafından, Müslümanlara ve camilere yönelik olarak ayrı bir grupta değerlendirilmiyor. Almanya'da bu yılın başında yapılan bir araştırmada, geçen yıl camilere yapılan saldırı sayısında rekor düzeye ulaşıldığı belirlendi. Camilere yönelik en fazla saldırılar Aşağı Saksonya ve Kuzey RenWestfalya Eyaletlerinde gerçekleştirildi. 25.02.2016 http://www.islamiq.de/2016/02/24/24-straftaten-gegen-moscheen-in-einem-quartal/ Almanya 5 yılda 3,6 milyon mülteci bekliyor 23 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Almanya'nın 2020 yılına kadar her yıl yarım milyon mülteci gelmesini beklediği bildirildi. Basında yer alan haberlerde, Federal Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan bir çalışma sonucu, Federal hükümetin de katıldığı tahminlerde, önümüzdeki 6 yıl içinde toplam 3,6 milyon mültecinin gelmesinin beklendiği kaydedildi. 25.02.2016 http://www.spiegel.de/politik/deutschland/fluechtlinge-bis-2012-3-6-millionenfluechtlinge-medienbericht-a-1079157.html Kosova cuma günü Cumhurbaşkanını seçecek Kosova‟nın yeni Cumhurbaşkanlık oylamasının, Cuma günü düzenlenecek olan Kosova Meclisi genel kurul oturumunda yapılması bekleniyor. Kosova Meclis Başkanlık Kurulunun kararını açıklayan Meclis Başkanı Kadri Veseli, Cumhurbaşkanlığı adayları PDK Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Haşim Tacı ile PDK milletvekili Rafet Rama‟nın oylanacağını açıkladı. Veseli oylamanın şeffaf olacağını kaydetti. Ülkede siyasi durumun son derece ciddi olduğunu belirten Veseli, “devletin yerlerde sürünmesine izin vermeyeceğiz. En azından Sırbistan‟a bu mutluluğu yaşatmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı toplantının tarihini belirlemek için toplanan Kosova Meclisi Başkanlık Kurulunun oturumunda muhalefeti temsil eden Başkanlık Kurulu üyeleri tarafından yine göz yaşartıcı gaz atıldı. Hükümetin ülke bütünlüğüne zarar veren Sırp Belediyeler ve Karadağ sınır anlaşmalarını protesto etmek için aylardır yaptığı gibi bu sefer de göz yaşartıcı gaz atan Kosova Meclis Başkan Yardımcısı Aida Dirguti oldu. Gerginlik yaşanan toplantıda, Dirguti, meclis binasında Kosova polisi tarafından gözaltına alındı. Kosova cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihini belirlemek için toplanan Başkanlık Kurulu daha sonra iktidar milletvekillerinden oluşan Başkanlık Kurulu üyelerinin katılımıyla çalışmalarına devam etti. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.dunyabulteni.net/balkanlar/356291/kosova-cuma-gunu-cumhurbaskaninisececek Macaristan: AB - Türkiye mülteci anlaşması hayalden ibaret Macaristan Başbakanı Victor Orban, Avrupa Komisyonu ve Türkiye'nin mülteci krizinin çözümü için üzerinde uzlaştığı eylem planını 'hayal' olarak niteledi ve birliğin kendi tedbirlerini alması gerektiğini söyledi. Macaristan'ın muhafazakâr lideri Orban, Alman Bild gazetesine verdiği röportajda "Gidip Sayın Erdoğan'a sınırlarımızı koruması için yalvarıyoruz. Karşılığında da para ve bir takım sözler veriyoruz. Çünkü kendi sınırlarımızı bile koruyamaz haldeyiz" dedi. Orban sözlerine, "Bu anlaşma AB'nin güvenliğini ve geleceğini tamamen Türkiye'nin insafına bırakıyor" diyerek devam etti. "Brüksel Türklere tutamayacağımız veya tutmak istemediğimiz sözler veriyor" diyen Orban, "Türkiye'den yüz binlerce mülteciyi alıp AB ülkeleri arasında dağıtma planı hayalden ibaret. Bu anlaşmanın altına imzamı atarsam beni Budapeşte'de bayrak direğine bağlarlar" diyerek anlaşmaya tepkisini dile getirdi. 24 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160225_macaristan_ab_turkiye_anlasm a ORTADOĞU GÜNDEMİ İran yarın sandığa gidiyor İran'da yarın Meclis ve Uzmanlar Konseyi seçimleri yapılacak. Seçimlerde parlamentonun yeni üyelerinin yanı sıra dini lideri seçme yetkisine sahip Uzmanlar Meclisi de belirlenecek. Muhafazakârlarla reformistler arasındaki sıkı yarışta 55 milyon seçmen oy kullanacak. Parlamentodaki 290 sandalye için 586‟sı kadın 6 bin 200 kişi adaylığını koymuş durumda. İran‟ın dini lideri Ayetullah Hamaney, nükleer anlaşmanın ardından ilk kez yapılacak seçimlerde, halkının seçimlerde yanlış adayların seçilmesinin ABD'nin ve Batı'nın işine yaracağını ifade ediyor. Reformistler ise nükleer yaptırımların kaldırılmasından sonra halk nezdinde olumlu algılar oluştuğunu ve seçimlere katılım yüksek olduğu taktirde başarılı olacaklarını düşünüyor. İran seçimleriyle ilgili yorum yapan analistler, seçimlerin 2013 yılında İran‟da Cumhurbaşkanı olan reformist grubun temsilcisi Hasan Ruhani‟nin başarısını ya da başarısızlığı ortaya koyacağını düşünüyor. Bazı yorumcular göre ise Batı ile imzalanan nükleer anlaşmanın halk nezdindeki olumlu ya da olumsuz sonucu ortaya çıkacak. İran'da Uzmanlar Konseyi seçimleri, İran dini lideri Hamaney'in ölümünden sonraki kişiyi belirleyecek olması açısından önemli olarak görülüyor. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356297/iran-yarin-sandiga-gidiyor Muhalifler: Ateşkese uyacağız Suriyeli muhaliflerin çatı örgütü Yüksek Müzakere Konseyi YMK, ABD ile Rusya arasında kararlaştırılan iki haftalık geçici ateşkese uyacağını açıkladı. Açıklama, Suudi Arabistan‟ın başkenti Riyad‟da muhalif grupların bir araya geldiği toplantının ardından açıklama yapan YMK Genel koordinatörü ve eski Suriye Başbakanı Riyad Hicab‟dan geldi. Muhalif isim, „İki haftalık bir ateşkes, karşı tarafın anlaşmaya bağlılığını test etmek için bir fırsat olabilir‟ şeklinde konuştu. Suriyelilerin ölümünü, sivilleri hedef alan bombardımanları, rejimin ve Şii milislerin ihlallerini durdurmaya yönelik tüm çabalara olumlu baktığını vurgulayan Hicab, toplantıda ABD-Rusya anlaşmasını ele aldıklarını söyledi. Bu anlaşmayla ilgili bazı soru işaretlerinin de bulunduğunu ifade eden Hicab, ateşkes anlaşmasında Rusya ve İran‟ın uyguladığı şiddete vurgu yapılmaması, rejimi meşru kabul edip askeri operasyonlarını sürdürmesine izin verilmesi, BMGK‟nın da "terörist" olarak nitelendirdiği örgütlerin denetiminde ve ateşkesin geçerli olmayacağı bölgelerin net olarak belirtilmemesi gibi sorunlu noktalara işaret edildi. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.aljazeera.com.tr/haber/muhalifler-ateskese-uyacagiz 25 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI BM'den Deyrizor'a havadan yardım Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Stephen O'Brien, BM'nin Suriye'de kuşatılmış bölgeye havadan 21 ton insani yardım malzemesi attığını açıkladı. O'Brien, BM Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) brifingde, Suriye'de gerçekleştirilen insani yardım faaliyetleri hakkında şubat ayının ilk 3 haftasında 960 bin kişiye gıda yardımı ulaştırıldığını söyledi. BM'nin ortaklarıyla kuşatılmış bölgelerde 110 bin kişiye yardım dağıttığını ve Deyrizor dâhil 230 bin kişiye ulaşmayı planladıklarını belirten O'Brein, 170 bin kişiye daha yardım dağıtımın gerçekleştirilmesi için onay beklediklerini ifade etti. Brifingde, Deyrizor 'da 200 bin sivilin hâlâ kuşatma altında olduğunu bildiren O'Brein, "Bu sabah (çarşamba), Dünya Gıda Programı uçağı 21 tonluk ilk yükünü Deyrizor'a havadan attı" dedi. Madaya'da 17 Şubat itibarıyla 62 araç ile 40 bin kişiye, Zabadani'de 3 araç ile bin kişiye ve Foah ile Kefraya'da 18 yardım aracıyla 20 bin kişiye yardım ulaştırıldığını belirten O'Brien, ikinci ve son yardım dağıtımının ise 28 Şubat'ta yapılmasının planlandığını kaydetti. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.aljazeera.com.tr/haber/bmden-deyrizora-havadan-yardim Kerry'e göre İsrail yerleşimleri barış getirmez ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İsrail yerleşimlerinin barış getirmeyeceğini vurgulayarak, iki kesim arasında hakiki bir barış yürütülmesi için çağrı yaptı. Kerry, ABD Temsilciler Meclisi Tahsisatlar Komitesi'nde "Dışişleri Bakanlığı ve Yabancı Yardım Bütçesi" başlığı altında, Suriye'deki iç savaş ve Irak'ta Peşmerge güçlerine yapılan yardımlar hakkında konuştu. Toplantıda Filistin-İsrail meselesi de tartışıldı. Demokratik Parti'den New York temsilcisi Nita Lowey, başta İran tarafından olmak üzere İsrail'in tehdit altında olduğunu, İsrail'de bıçaklama gibi olayların sürdüğünü bildirdi. Buna karşılık, geçen hafta sonu Amman'da bir araya geldiği Abbas'a İsrail karşıtı olaylara karşı mücadele etmesini söylediğini belirtti. Kerry, "İsrail medyasında okuduğum kadarıyla iki gün önce İsrail gizli servisi başkanı tarafından hükümete sunulan raporun başlığında, barış süreci olmadıkça şiddetin artacağı belirtildi. Umudum herkesin bunu bir tehdit olarak değil, bir gerçek olarak dikkate alması" dedi. Meselenin çözümü için "hakiki ve aktif bir süreç" yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Kerry, "Bence bu daha öncekinden biraz daha farklı bir formül gerektiriyor" ifadesini kullandı. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356292/kerrye-gore-israil-yerlesimleri-barisgetirmez "PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı" Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD'nin YPG ile ilgili çelişkisi bulunduğunu söyleyerek, "PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı" dedi. Suriye Uluslararası Destek Grubu'nun amacının, ülkede toprak bütünlüğünün sağlanması olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Suriye Uluslararası Destek Grubu olarak amacımız Suriye'nin 26 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI topraklarını birine vermek değil tamamında dönüşümü sağlayarak Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamaktır" dedi. Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı John Kerry'nin, telefonda kendisine YPG'nin güvenilmez olduğunu söylediğini belirtti. ABD'nin PYD konusunda ciddi bir çelişkisi olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir terör örgütüyle mücadelede bir başka terör örgütüne bel bağlamak çok yanlış" diye konuştu. Türkiye'nin, Suriye'de DAİŞ ile mücadele konusundaki duruşunun değişmediğini belirten Çavuşoğlu, "Biz, başından beri hava operasyonlarının yanında kara operasyonlarının ve her türlü stratejinin uygulanması gerektiğini savunduk" şeklinde konuştu. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.trthaber.com/haber/gundem/pyd-rusyada-ofis-acarak-abdyi-satti236888.html İran ve Hizbullah askerleri Yemen'de iddiası Suriye'de rejime verdikleri destekle bilinen İran ve Hizbullah'ın Yemen'e de asker gönderdiği ortaya çıktı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sözcüsü ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed el-Asiri, 'Yemen'de Hizbullah savaşçıları ve İran'ın paralı askerleri var' dedi. Suudi Arabistan'ın El-Hades televizyon kanalına konuşan Asiri, ellerinde Hizbullah ve paralı askerlerin Yemen'deki operasyonlara katıldığına dair ses kayıtları ve görüntüler olduğunu belirtti. Asiri, delillerin Yemen'de militanların Hizbullah'ın gözetiminde Sada kentinden Demmac köyüne su tankerlerinin içinde nakledildiklerini ortaya çıkardığını ifade etti. Hizbullah militanlarıyla da Husiler gibi savaşacaklarını dile getiren Asiri, onların birçoğunun Husilerin kontrolündeki bölgelerde öldüğünü aktardı. Asiri, Yemen'de bizzat Hizbullah militanı olup olmadığına ilişkin soruya, "Yemen'de Hizbullah savaşçıları ve İran'ın paralı askerleri var. Suudi Arabistan sınırlarında bombalanan merkezlerde bulunduklarına dair ses kayıtları var" cevabını verdi. Asiri, Yemen hükümetinin de bu konuya ilişkin delilleri olduğunu ve Hizbullah'a karşı gerekli önlemleri almaları için uluslararası kuruluşlara yöneleceklerini belirtti. Hizbullah'ı "terör örgütü" olarak niteleyen Asiri, Yemen hükümetinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikâyette bulunacağını ve Suudi Arabistan'ın da bu adımı desteklediğini aktardı. 25 Şubat 2016 Perşembe http://www.timeturk.com/iran-ve-hizbullah-askerleri-yemen-de-iddiasi/haber-132336 Rus uçakları pazar yerini bombaladı: 8 ölü Rus savaş uçakları İdlib'de pazar yerini bombaladı, 8 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Rus savaş uçaklarının İdlib vilayetine bağlı muhaliflerin kontrolündeki Eriha ilçesinde pazar yerine düzenlediği hava saldırısı sonucu 8 kişinin öldüğü, 28 kişinin yaralandığı bildirildi. Eriha'daki sivil savunma yetkilisi Abdülkerim Ahras, yaptığı açıklamada, Rus ordusuna ait savaş uçaklarının İdlib kentinin güneyindeki yönetim karşıtlarının denetiminde yer alan Eriha ilçesinde pazar yerine saldırdığını söyledi. Rusların pazar yerini bombalaması sonucu 8 sivilin yaşamını yitirdiğini, 28 kişinin de yaralandığını 27 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI kaydeden Ahras, ''Rus uçakları, Eriha'da pazar yerini bombaladı. Saldırıda sivil yerleşim yerinde de büyük hasar meydana geldi. Ruslar terör örgütü DAİŞ yerine sivil yerleşim yerini yoğun bir şekilde bombalıyor'' dedi. Olayda yaralananların ilçedeki sahra hastanelerine kaldırıldığını aktaran Ahras, sivil savunma ekiplerinin bombardımanda yıkılan evlerin enkazı altında ölü ve yaralıların olup olmadığına ilişkin araştırma yaptığının altını çizdi. 24 Şubat 2016 Çarşamba http://www.trthaber.com/haber/dunya/rus-ucaklari-pazar-yerini-bombaladi-8-olu236793.html İsrail'den Kenya Lideri'ne Batı Şeria engeli İsrail'in, Kenya Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta'nın Batı Şeria'ya geçerek Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesine izin vermediği bildirildi. İsrail kamu radyosunda yer alan haberde, Kudüs'ü ziyaret eden Kenyatta'nın, Batı Şeria'nın Ramallah kentine geçerek Abbas ile görüşmesine izin vermediği belirtildi. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi verilmezken görüşmeye "önceden belirtilmediği ve son anda talep edildiği için izin verilmediği" öne sürüldü. Kenya Devlet Başkanı Kenyatta, resmi temaslarda bulunmak üzere dün Kudüs'e gelmişti. 24 Şubat2016 Çarşamba http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356259/israilden-kenya-liderine-bati-seriaengeli İran'daki seçimler reformcu, muhafazakar ve ılımlıların rekabetine sahne olacak Anadolu Ajansı-24 Şubat 2016/ Ahmet Dursun İran, 26 Şubat'ta 5'inci Uzmanlar Meclisi ve 10'uncu dönem milletvekili seçimleri için sandık başına gidiyor. Seçimler İran toplumu için büyük önem taşıyor. İran, 26 Şubat'ta düzenlenecek 5'inci Uzmanlar Meclisi (Hubregan) ve Onuncu dönem İran Meclisi milletvekili seçimlerini bekliyor. Eş zamanlı olarak düzenlenecek seçimler İran toplumu için büyük önem taşıyor. Seçimler ülkedeki reformcu, muhafazakar ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini destekleyen ılımlıların rekabetine sahne olacak. Seçmen yaşının 18 olduğu ülkede, 54 milyon 915 seçmenin oy kullanması için, 53 bin seçim noktasında, 120 bin seçim sandığı hazırlandı. Cuma günü düzenlenecek olan seçimler ülkedeki "muhafazakarlara" karşı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini destekleyen "ılımlılar ve reformistlerin" rekabetine sahne olacak. Seçimlere Muhammed Rıza Arif''in başını çektiği reformistler veCumhurbaşkanı Hasan Ruhani yanlıları "Reformistler ve Hükümeti Destekleyenler Birliği" çatısı altında "Ümit ve Huzur, Ekonomide ilerleme" seçim sloganıyla seçmenin huzuruna çıkacak. Haddad Adil liderliğindeki muhafazakarlar ise seçmenden "geçim, güvenlik, 28 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ilerleme" sloganlarıyla oy almaya çalışacak. 19 aralık'ta başlayan seçim maratonu süresince Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin (AKK), aralarında ülkenin önemli din adamlarının ve mevcut milletvekillerinin de bulunduğu çoğu reformcu kanattan birçok adaya Uzmanlar Meclisi ve parlamento seçimlerine katılma izni vermemesi nedeniyle rekabetin adil olmayacağı yorumları yapılıyor. Adaylığı reddedilenler arasında İran Devrimi Lideri Ayetullah Humeyni'nin torunu Ayetullah Hasan Humeyni de bulunuyor. Uzmanlar Meclisi seçimlerine aday olmak isteyen Humeyni'nin başvurusu iki kez reddedildi. Humeyni'yle birlikte bir çok adaya seçimlere katılmak için yeterlilik verilmemesi de ülkede tartışma konusu oldu. İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise tepkilerin artmasının ardından yaptığı bir konuşmada, eleştirilerin hedefindeki AKK'nın yıpratılmaması gerektiğini savunarak, "Dünyanın hiçbir yerinde karar verici merkezler, rejimin esaslarını kabul etmeyenlerin yolunu açmaz" ifadelerini kullandı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise eleştirilerin odağındaki AKK'ya "Eğer seçimlerde sadece bir siyasi kanat yer alırsa o zaman hangi sebeple seçim düzenleyeceğiz?" diyerek tepki gösterdi. Bunun ardından itiraz sürecinin başlamasıyla yeterlilikleri yeniden değerlendirilen aday adaylarından yaklaşık 1500 kişiye daha aday olma izni verildiğinin açıklanmasına rağmen bunlardan çok azının reformcu kanada mensup adaylardan olduğu belirtiliyor. AKK, Cumhurbaşkanlığı, İran Meclisi ve Uzmanlar Meclisi seçimleri aday adaylarını, anayasaya göre, rejimin değerlerine bağlılıkları yönünden değerlendirdi. Dini lider Ayetullah Hamaney'in temsil ettiği "Velayet-i Fakih makamına ve İslami değerlere bağlılıklarında kusur bulunan" veya 2009 yılındaki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylarda rolü olduğu iddia edilen kişilerin adaylıkları reddedildi. Muhafazakarlara yakınlıklarıyla bilinen 12 kişilik AKK üyelerinin 6'sı dini lider Ayetullah Hamaney tarafından atanırken, diğer üyeler meclis tarafından 6 yılda bir seçiliyor. Onuncu dönem milletvekili seçimlerinde ise adaylar 290 sandalye için yarışacak. Anayasaya göre, 30 yaşından küçük, 75 yaşından büyük olmaması gereken adayların en az yüksek lisans derecesinde eğitim almış olmaları gerekiyor. Adaylıkları yine Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylanması gereken milletvekili adaylarının yeterliliği iki aşamada değerlendirildi. Birinci aşamadaki değerlendirmede İçişleri Bakanlığı bünyesindeki İcra Kurulu, 26 Aralık 2015‟ten itibaren 2 hafta süresince adayların yukarıda bahsedilen şartları taşıyıp taşımadıklarının tespitini yaptı. AKK'ya bağlı Denetleme Heyeti de adayların siyasi, ahlaki ve dini sabıkalarını inceledikten sonra adaylığın kabulü ya da reddi yönündeki kararını verdi. 29 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Ülkedeki milletvekili adayları, Uzmanlar Meclisi adaylarının aksine sadece bir hafta ve seçimden 24 saat öncesine kadar propaganda yapma hakkına sahip bulunuyor. Milletvekilliğine hak kazanan adaylar seçimlerden 3 ay sonra yani, 27 Mayıs 2016'dan itibaren 4 yıl boyunca mecliste görev yapacak. "İslami İstişare Meclisi" isimli 290 üyeli İran Meclisi, Anayasayı Koruyucular Konseyi ve dini liderin makamı gibi seçilmemiş kurumların yetkileriyle mukayese edildiğinde sahip olduğu yetki açısından geride kalıyor. Meclisin, yıllık bütçenin kararlaştırılması, kabinedeki bakanların onanması ve hükümet görevlilerinin performansının sorgulanması gibi yetkileri bulunuyor. Ülke politikalarında başlıca söz sahibi dini lider Hamaney Ülkedeki en yetkili ikinci kişi ve hükümetin başı olan İran Cumhurbaşkanı da anayasal olarak sınırlı yetkiye sahip bulunuyor. Cumhurbaşkanı adayları da yine konsey tarafından onaylanıyor. Seçildikten sonra bile cumhurbaşkanının dini lider tarafından atanması gerekiyor. Dini lider sadece silahlı kuvvetler ve yargı üzerinde kontrol sahibi değil, aynı zamanda ülkenin dış ve iç politikasını da büyük ölçüde yönetiyor. Cumhurbaşkanının ise başlıca görevlerinden biri ekonomik gündemi belirlemek. İran devleti dini lider ve cumhurbaşkanlığı tarafından iç içe iki yapı tarafından yönetiliyor. Bu durum ülkenin siyasi ve ekonomik yapısını doğrudan etkiliyor. Cumhurbaşkanına bağlı kurumlar her türlü denetim ve eleştiriye tabi tutulurken, dini lidere bağlı askeri ve iktisadi kurumlar hakkında bir denetleme söz konusu değil. Ülkenin en büyük gelir kaynağı olan petrol ve ürünleri alanında faaliyet gösteren bazı şirketler dini lidere bağlı kurumlar tarafından yönetiliyor. Bu da ülke ekonomisinin parçalanmasına, seçimle iş başına gelen cumhurbaşkanı ve onun kurduğu hükümetin ekonomiyi iyileştirme konusunda gerekenleri yapamamasına neden oluyor. Meclisteki milletvekillerinin çoğunluğunu oluşturan muhafazakarlardan bir kısmının, Ruhani hükümetinin birçok yasa tasarısını engellemeye çalışmaları özellikle nükleer anlaşmanın meclisten geçmesine karşı gösterdikleri direnç, ülkede eleştirilere neden olmuştu. Bu yüzden Ruhani'nin bu seçimlerde meclisteki yapıyı değiştirmek istediği yorumları yapılıyor. Ancak seçimlere katılmak isteyen reformcu kanada mensup birçok kişinin adaylıklarının engellenmesi nedeniyle bu mümkün görünmüyor. Seçim sonuçlarıyla birlikte reformcuların mecliste çoğunluğu elde etmeleri durumunda dahi meclisin çıkardığı kanunları denetleyen AKK'nın, anayasayı yorumlama ve meclis tarafından çıkarılan yasaları veto etme yetkilerini kullanarak, reformcuların geçirmek istediği kanunlara onay vermeyeceği de ön görülüyor. Buna rağmen, Cumhurbaşkanı Ruhani hükümetini destekleyen ılımlılar, meclisin sadece sayıca değil nitelik olarak değişmesi konusunda da umutlu görünüyor. 30 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İran'ın dış siyasetinde bir değişiklik beklenmiyor . Meclisin yapısı hangi kanat lehine değişirse değişsin, İran'ın dış siyasetinde bir değişiklik beklenmiyor. Ülkenin dış siyaset politikası dini lider tarafından belirlendiği için meclisin dış politika konusunda etkisi bulunmuyor. Dışişleri Bakanlığı ve Milli Güvenlik Yüksek Konseyi, dini liderin dış siyaset politikasını uygulamakla görevli. Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni'nin adaylığı iki kez reddedildi Ülkenin dini liderinin ölümü veya vazifesini ifa edememesi durumunda ülkenin en üst otoritesi yeni dini lideri seçme ve ona bağlı kurumları denetleme gibi görevlere sahip ülkenin en kritik kurumlarından Uzmanlar Meclisi, din ilimlerinde uzman kişilerden oluşuyor. Bir önceki dönemde üye sayısı 86 olan Uzmanlar Meclisi'nde seçimler sonrasında 99 üye görev yapacak. Uzmanlar Meclisi için sadece dini şahsiyetler, yaş şartı aranmaksızın aday olma hakkına sahip. 8 yıl için seçilen din adamlarının bu seçimlere aday olması için gerekli olan ilmi, ahlaki ve siyasi yeterliliğinin tespiti yine Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından yapıldı. Bu süreçte aday olmak isteyen Ayetullah Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni'nin adaylığı da iki kez reddedildi. Konsey tarafından adaylığı onaylananlar, 11 Şubat'tan itibaren 2 hafta boyunca, yani seçimlerden bir gün öncesine kadar seçim kampanyası yürütebilecek. Uzmanlar Meclisi seçimlerini kazanan adaylar, seçimlerden üç ay sonra resmen çalışmaya başlayacak. Başkent Tahran, Uzmanlar Meclisi'nde 16 sandalyeyle temsil ediliyor. Bu sandalyeler için yarışacak 36 isim, Cumhurbaşkanı Ruhani'nin de aralarında olduğu ülkenin en önemli siyasileri ve din adamları arasında sayılıyor. Adaylardan 28 isim ise ülkenin önde gelen din adamlarından Ayetullah Ahmed Cenneti'nin aralarında olduğu muhafazakar kanada mensup din adamlarından oluşuyor. Önemli eyaletlerden İsfahan'da, AKK'nın ilk kabul listesine göre 5 sandalye için 16 aday yarışacak. Merkez kenti Tebriz olan Doğu Azerbaycan seçim bölgesinde adaylıkları açıklanan 6 kişiden 5'i, Huzistan eyaletinde adaylığı onaylanan 13 din adamından ise 6'sı seçilecek. Kazanacağına kesin gözüyle bakılan muhafazakarların önde gelenlerinden Amul bölgesinden seçimlere katılan Meclis Başkanı Ali Laricani ve kardeşi Yargı Erki Başkanı Sadık Amuli Laricani. Fars bölgesinde yarışan adaylardan reformistlere yakın olanların tamamının adaylıklarının AKK tarafından reddedilmesinin ardından 5 sandalye için 8 muhafazakar aday yarışacak. 31 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Anayasayı Koruyucular Konseyi, seçimlere katılacak aday adaylarını değerlendirirken çoğunlukla muhafazakar adayları onaylaması ve reformcu kanat mensubu birçok adayı elemesi nedeniyle eleştiriliyor. Bu nedenle reformcuların seçimlerde kendilerine yakın gördükleri ılımlı adaylara oy vermeleri öngörülüyor. http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/irandaki-secimler-reformcu-muhafazakar-veilimlilarin-rekabetine-sahne-olacak/526551 32