AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI

advertisement
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER
BAŞKANLIĞI
Günlük Gündem Çalışması
Dr. Fatma Betül SAYAN KAYA
Genel Başkan Yardımcısı
Dış İlişkiler Başkanı
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İÇİNDEKİLER
TÜRKİYE GÜNDEMİ ............................................................................................................ 3
Davutoğlu: Güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz ......... 3
'AB üyeliği bizim stratejik hedefimizdir' ............................................................................ 4
Türk jetleri Kandil'i vurdu ....................................................................................................... 4
Suriye ateşkesine temkinli tepkiler...................................................................................... 4
Kalkınma Bakanı Yılmaz'dan uluslararası topluma Suriye çağrısı ........................... 5
ASYA GÜNDEMİ .................................................................................................................... 5
IMF'den uyarı: Küresel ekonomi giderek zayıflıyor ....................................................... 5
ABD ile Çin nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore istemiyor ................................... 6
ABD ve Çin, Kuzey Kore konusunda anlaştı ....................................................................... 6
Fukuşima nükleer santralini işleten şirketten itiraf ...................................................... 6
ASYA - YORUMLAR/ANALİZLER ..................................................................................... 7
Putin'in Senaryosuna Göre....................................................................................................... 7
AFRİKA GÜNDEMİ ............................................................................................................... 8
Burundi'de iki bin mahkum serbest ..................................................................................... 8
Libya’da öncelik acil insani yardım ...................................................................................... 9
AMERİKA GÜNDEMİ ........................................................................................................... 9
ABD KÜRTLERE, SURİYELİ ASİLERE SALDIRMAYI SONLANDIRMASINI
SÖYLEMELİDİR.............................................................................................................................. 9
Obama - Paul Ryan’dan Guantanamo Çekişmesi ............................................................10
ABD'de Müslüman Kardeşleri Terör Örgütü Olarak Tanıyan Tasarı Kabul Edildi
..........................................................................................................................................................11
ABD Dışişleri Bakanı Kerry: Suriye'nin parçalanmasını içeren agresif bir tutum
da takınabiliriz ...........................................................................................................................12
ABD YPG'ye gelişmiş füze verildiği iddialarını yalanladı ............................................13
Arjantin’de Macri karşıtı ulusal grev..................................................................................13
Arjantin'den 15 yıllık borç krizi için büyük adım .........................................................14
AMERİKA – YORUMLAR/ANALİZLER ........................................................................ 14
ABD’de siyasal bir refleks olarak lobi ve bağışlar .........................................................14
AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMİ ........................................................................... 18
‘CEO dolandırıcılığı’ şirketlere 2 milyar dolara mal oldu ...........................................18
Muhafazakâr Parti'de iç savaş ..............................................................................................18
Trump durdurulabilir mi?......................................................................................................19
Cihatçılar bomba yapım malzemelerini Türkiye üzerinden temin ediyor...........19
Merkel’e Avusturya darbesi...................................................................................................19
‘Türkiye daha fazlasını yapmalı‘ ..........................................................................................20
Macaristan referandum istiyor ............................................................................................20
'Türkiye'ye hayvan ihracatı durdurulsun' .......................................................................21
Batı ülkelerinden ateşkese destek ......................................................................................21
AB'den yıllık 170 milyar euro gelir kaybı .........................................................................21
Der Tagesspiegel ........................................................................................................................22
Frankfurter Allgemeine Zeitung ..........................................................................................22
Alman Federal Meclisi soykırım önergesini tartışıyor ................................................22
2
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Tsipras'tan Avrupa Birliği'ne veto tehdidi .......................................................................23
Dış sınırların güvenliği AB gündeminde ...........................................................................23
Almanya'da üç ayda 24 camiye ırkçı saldırı ....................................................................23
Almanya 5 yılda 3,6 milyon mülteci bekliyor..................................................................23
Kosova cuma günü Cumhurbaşkanını seçecek ...............................................................24
Macaristan: AB - Türkiye mülteci anlaşması hayalden ibaret ..................................24
ORTADOĞU GÜNDEMİ .................................................................................................... 25
İran yarın sandığa gidiyor ......................................................................................................25
Muhalifler: Ateşkese uyacağız ..............................................................................................25
BM'den Deyrizor'a havadan yardım ...................................................................................26
Kerry'e göre İsrail yerleşimleri barış getirmez ..............................................................26
"PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı"...........................................................................26
İran ve Hizbullah askerleri Yemen'de iddiası .................................................................27
Rus uçakları pazar yerini bombaladı: 8 ölü .....................................................................27
İsrail'den Kenya Lideri'ne Batı Şeria engeli .........................................................................28
İran'daki seçimler reformcu, muhafazakar ve ılımlıların rekabetine sahne
olacak .............................................................................................................................................28
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Davutoğlu: Güvenliğimiz tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye için alınan ateşkes kararına ilişkin "Güvenliğimiz
tehdit edilirse ateşkes bizim için bağlayıcı olmaz" ifadelerini kullandı. Konya'da
konuşan Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
 Bizim için YPG, aynı DEAŞ ve El Nusra gibi bir terör örgütüdür. Ateşkeste
YPG'ye böyle bir terör atfı yok. Bunun olması gerekirdi. Olmadı. Ama şu
bilinsin ki; bu ateşkes Suriye için geçerli bir ateşkestir, Suriye içerisinde
çatışan taraflar için. Türkiye'ye herhangi bir taraf tehdit teşkil ettiğinde,
Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda bu ateşkes bizim için bağlayıcı
değildir.
 Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda hiç kimseden izin almaz, hiç
kimseye sormaz, gereğini yaparız çünkü o andan itibaren mesele Suriye
meselesi olmaktan çıkar, Türkiye meselesi haline gelir. Dolayısıyla YPG,
PKK unsurları da, buradan açık bir şekilde ifade ediyorum, sakın 'burada
ateşkes oldu, nasılsa Türkiye bize bir şey yapmaz' diyerek Türkiye'deki terörü
destekleyen tutumlarına devam etmesinler. Ateşkes Suriye için geçerli bir
ateşkestir. Türkiye'nin alacağı güvenlik tedbirleri konusunda ise karar verecek
yer sadece Ankara'dır.
 Halep'e insani yardım götürdüğümüz koridorun yeniden açılması ateşkes için
bir test olacaktır.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.ntv.com.tr/turkiye/davutoglu-suriyedeki-ateskes-turkiye-icinbaglayicidegil,3dDL22st4EmuRmDhO9nd0g
3
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
'AB üyeliği bizim stratejik hedefimizdir'
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kayseri'de, partisinin
il başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerek ekonomik gerekse
diğer bütün rakamlar itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en güçlü noktasına geldiğini
söyledi. Bakan Bozkır, Türkiye ile AB ilişkilerinin 1959 yılında başladığını ve 57
yıldır devam ettiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bu, Türkiye'nin ne kadar kararlı,
sabırlı, toleranslı olduğunun da göstergesi. Dünyadaki tüm devletler arası ilişkilerde,
iş ilişkilerinde tek bir unsur vardır o da çıkar dengesidir. Çıkarlar uyuştuğu zaman
ilişkiler devam eder, uyuşmadığı zaman devam etmesi zor olur. Türkiye'nin AB için
yürüttüğü bu süreçte çıkarları vardır. AB'nin de Türkiye'nin bu ilişki içinde süreci
devam ettirmesi ve üye olmasında çıkarları vardır. Dolayısıyla karşılıklı çıkarlar
bakımından ilişki sürüyor. AB üyeliği bizim stratejik hedefimiz ve medeniyet
projesidir. Türkiye önemli kazanımlar elde etmiştir."
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://www.trthaber.com/haber/turkiye/ab-uyeligi-bizim-stratejik-hedefimizdir236813.html
Türk jetleri Kandil'i vurdu
Irak'ın kuzeyinde Kandil bölgesinde PKK'ya ait hedefler, Türk jetlerince düzenlenen
hava harekatıyla vuruldu.
Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türk jetleri, akşam 17.30'dan itibaren
Irak'ın kuzeyinde Kandil bölgesine hava harekatı düzenledi. Operasyonun 2 saat
sürdüğü ve bölgedeki hedeflerin başarıyla vurulduğu bildirildi.
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://www.dunyabulteni.net/turkiye/356263/turk-jetleri-kandili-vurdu
Suriye ateşkesine temkinli tepkiler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve
Rusya‟nın üzerinde anlaştığı, Suriye‟deki ateşkesi değerlendirdi. Ankara‟daki
Muhtarlar Toplantısı‟nda konuşan Erdoğan, uluslararası toplumun Suriye‟de insan
onurunun yanında dik bir duruş sergileyemediğini söyledi ve şöyle konuştu: “Biz de
Suriyeli kardeşlerimize nefes aldıracak bir ateşkesi destekliyoruz. Ancak bu ateşkesle
ülkesinde yarım milyona yakın vatandaşının katledilmesinden sorumlu Esed rejimi ile
onu destekleyen güçlere açık ve güçlü bir destek verilirken, muhalifler konusunda
hala ikircikli bir dil kullanılması endişe vericidir”
Cumartesi günü başlaması beklenen ateşkes hakkında konuşan Rusya Dışişleri Bakanı
Sergey Lavrov ise anlaşmayı eleştirenlere tepki gösterdi. Rus Dışişleri Bakanı,
ateşkesi onaylamayanların Suriye‟de barış yerine savaştan yana olduğunu savundu.
Lavrov, “Rusya ve ABD, ortak girişimli ateşkes anlaşmasında uzlaştığında ABD‟nin
müttefiki olan ülkelerden ve Washington‟dan bu anlaşmanın gerçekçiliğini
4
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
sorgulayan sesler yükseldi. Bu sesler bizim için barıştan çok savaşa davet eden
çağrılardır” dedi. ABD Başkanı Barack Obama ise ateşkese temkinli yaklaştığını ve
beklentilerini yüksek tutmadığını ifade etti. Obama, ateşkesle birlikte Suriye‟de
ilerleme kaydedilmesinin 5 yıllık savaşın sonlandıracak siyasi geçişe kapı
aralayacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi.
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://tr.euronews.com/2016/02/24/suriye-ateskesine-temkinli-tepkiler/
Kalkınma Bakanı Yılmaz'dan uluslararası topluma Suriye çağrısı
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) 50. kuruluş
yıl dönümü törenleri için geldiği New York'ta AA'ya açıklamalarda bulundu.
Kalkınma Bakanı Yılmaz, Suriye krizi ve bu kriz nedeniyle ülkelerinden kaçarak
komşu ülkelere sığınan Suriyelilere de değinerek "Şu çağrıyı yapıyoruz bütün
dünyaya: Herkes daha fazla taşın altına elini koymalı. Maalesef çok şeyler söyleniyor,
çok güzel fikirler ifade ediliyor ama artık fikirlerin ötesinde uygulamayı görmemiz
lazım" diye konuştu. Suriye'de yaşanan trajedi konusunda ülkelerin daha fazla
inisiyatif almasını ve daha fazla eylem içinde olmasını beklediklerini ifade eden
Yılmaz, "Bu tür işler, sadece bir ülkeye, bir komşuya bırakılacak konular değil
aslında, bütün insanlığın sorumluluk alması gereken meseleler. Biz Türkiye olarak
çok şükür görevimizi bihakkın yapıyoruz. Hem devlet olarak hem de millet olarak
bunu başaran bir ülkeyiz. Bu da tarihe altın harflerle geçecek inşallah. Ama maalesef
aynı şeyi uluslararası toplum için söyleyemeyiz" dedi.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://aa.com.tr/tr/turkiye/kalkinma-bakani-yilmazdan-uluslararasi-topluma-suriyecagrisi/526942
ASYA GÜNDEMİ
IMF'den uyarı: Küresel ekonomi giderek zayıflıyor
Uluslararası Para Fonu IMF, Çin'in Şangay kentinde yapılacak olan G20 bakanlar
toplantısı öncesi ''Küresel Beklentiler ve Politika Zorlukları'' başlıklı bir rapor
yayınladı. Kötümser bir dilin hakim olduğu raporda, küresel ekonominin daha da
zayıfladığı ve ters şoklar karşısında fazlasıyla kırılgan durumda olduğu uyarısında
bulundu. IMF gelişmekte olan ekonomilerde finansal şartların daraldığına da vurgu
yaptı. Zayıflamanın, artan finansal türbülanslar ve varlık fiyatlarındaki düşüşle
bağlantılı olduğu belirtilen raporda Çin ekonomisindeki yavaşlamanın, küresel
büyümeye yönelik endişeleri artırdığına dikkat çekildi. Dünyanın 2. büyük ekonomisi
olan Çin, son 25. yılın en düşük hızlı büyümesini yaşıyor. G20'den küresel ekonomiyi
canlandıracak bir plan hazırlamasını isteyen IMF, "G20 uygun mali seçenekleri
kullanarak, kamu yatırımlarını artırmak için harekete geçmeli" dedi. G20 Maliye
Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı 25-26 Şubat'ta Şangay'da
yapılacak. Toplantı, Nisan 2009'daki küresel finans krizi sırasında yapılan ve küresel
5
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
bir depresyonu engelleyecek adımlarda uzlaşılan zirve ile karşılaştırılıyor. Ocak
ayında IMF 2016 yılına dair küresel ekonomik büyüme öngörüsünü yüzde 3,6'dan
3,4'e indirmişti. Yetkililer bu öngörünün Nisan ayında daha da geriye çekilebileceğini
açıkladı.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160225_imf_ekonomi_uyari
ABD ile Çin nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore istemiyor
ABD ile Çin'in nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore'yi kabul etmeme konusunda
anlaştıkları bildirildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Ned Price,
yaptığı açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice ile Çin Dışişleri
Bakanı Wang Yi'nin Beyaz Saray'da görüştüklerini kaydetti. Görüşmede, Kuzey
Kore'nin provokasyonlarına karşı, önceki kararların ötesine geçecek bir BM Güvenlik
Konseyi kararı alınmasını da kapsayan güçlü bir uluslararası tepkinin önemine vurgu
yapıldığını ifade eden Price, iki ülkenin de "nükleer silahlara sahip bir Kuzey Kore'yi
kabul etmeme" konusunda anlaştığını belirtti.
Ayrıca, Güney Çin Denizi'ndeki son gelişmeler çerçevesinde Rice'ın, Çin'e, ABD'nin
ve bölgedeki diğer ülkelerin endişelerini dikkate alma çağrısında bulunduğunu
aktaran Price, görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra İran nükleer
anlaşmasının uygulanması ve iklim değişikliği gibi konuların da ele alındığı bilgisini
verdi.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-ile-cin-nukleer-silahlara-sahip-bir-kuzeykore-istemiyor-236861.html
ABD ve Çin, Kuzey Kore konusunda anlaştı
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin‟in; Kuzey Kore‟ye yönelik yaptırımların
genişletilmesini öngören bir karar tasarısı üzerinde uzlaştıkları bildirildi. Tasarının
önümüzdeki günlerde 15 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‟nde oylamaya
sunulacağı belirtiliyor. Kuzey Kore, 6 Ocak‟taki hidrojen bombası denemesiyle
uluslararası toplumun tepkisini çekmişti.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://tr.euronews.com/2016/02/25/abd-ve-cin-kuzey-kore-konusunda-anlasti/
Fukuşima nükleer santralini işleten şirketten itiraf
Japonya'da, 2011 yılındaki deprem ve ardından meydana gelen tsunaminin vurduğu
Fukuşima Nükleer Santrali'ni işleten Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (Tepco),
santralde
nükleer
erime
olduğunu
geç
açıkladığını
itiraf
etti.
Japan Times'ın haberine göre, Tepco sözcüsü Yukako Handa, aslında kamuoyuna
6
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
yapılan açıklama için 2 ay beklenmemesi gerektiğini, tsunaminin reaktörü
vurmasından
kısa
bir
süre
sonra
erimenin
başladığını
açıkladı.
Handa, ana reaktördeki hasar yüzde 5'e ulaştığında 'nükleer erime' durumunun ilan
edilmesi gerektiğine dair açık talimatlar olduğunu, ancak santralde çalışan personelin
bunlara uymadığını belirtti.
Tepco, Japon yetkililere felaketten 3 gün sonra ana reaktörlerdeki hasarın yüzde 50'yi
aştığını bildirmiş, 'nükleer erime' 2 ay süresince kamuoyuna açıklanmamıştı.
Japonya'da 11 Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında
oluşan tsunami, Fukuşima Nükleer Santrali'nde radyoaktif sızıntı yaşanmasına neden
olmuştu. Olay sonrasında 50 nükleer reaktörün faaliyetinin durdurulduğu Japonya'da,
şu ana kadar sadece 4 reaktörün yeniden çalışmasına onay verilmişti.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://tr.sputniknews.com/asya/20160225/1021106967/japonya-fukusima-nukleersantrali.html
ASYA - YORUMLAR/ANALİZLER
Putin'in Senaryosuna Göre
Frankfurter Allgemeine Zeitung-24 Şubat 2016/ Christoph Ehrhardt
Moskova, Suriye'de Ateşkes İlan Edilmesine Seviniyor... Bu Arada Washington
Endişe İçerisinde. Aşırılıkçı El Nusra Cephesi Nifak Tohumu Olarak Görülüyor
En azından Vladimir Putin kutlamak için bir neden buluyor. Rus iktidar sahibi
telefonda ABD Devlet Başkanı Barack Obama ile çatışmaların durdurulması
konusunda mutabakata varmasının ardından yaptığı açıklamada bunun Suriye'de uzun
yıllardır dökülen kanın durdurulması ve şiddetin sonlandırılması yolunda gerçek bir
fırsat olduğunu söyledi. Şam rejimi, salı günü yaptığı açıklamada, varılan anlaşmayı
kabul ettiklerini ancak elbette İslam Devleti (İD) ve el Kaide sancağı altında savaşan
el Nusra Cephesi gibi terör örgütlerine ve müttefiklerine karşı mücadelenin devam
ettirileceğini belirtti.
Asilere göre karmaşık sorulardan biri de Amerika ile Rusya'nın mutabakata vardığı
anlaşmanın Nusra Cephesi ve müttefiklerine saldırıların devam etmesini mümkün
kılması. Rusya daha şimdiden cihatçılara saldıracağını açık açık söylüyor ve bu arada
cihatçı olmayan milisleri de vuruyor. Nusra birlikleri birçok cephede asi birliklerinin
bir bölümünü oluşturuyor ve bunlar Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak
kabul edilmiyor.
Esad karşıtları hangi bölgelerde saldırıların durdurulacağının kesinleşmesini talep
ediyorlar. Bu bağlamda haritaların hazırlandığı söyleniyor.
7
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Türkiye'nin sınır bölgesindeki Azez kentinde görevde olan Muhalif Özgür Suriye
Ordusu (ÖSO) Teğmeni Ebu İskender el Dahir, bunun hemen hemen imkânsız
olduğunu söylüyor. Nusra Cephesinin eski ticaret merkezi Halep'in kuzeyindeki
bölgelerde ayrıca İdlip, Hama ve başkent Şam çevrelerinde hâlâ mevcut olduğunu
belirtiyor. El Dahir, ılımlı birliklerin ateşkes şartlarını kabul etmeye ve cihatçılarla
aralarına mesafe koymaya cesaret edemeyeceklerini söylüyor zira onların
muhtemelen Rus savaş uçaklarının bombardımanından ziyade cihatçıların intikam
alabileceğinden daha fazla korkacaklarını belirtiyor. Ayrıca Esad rejiminin müttefiki
Hizbullah'ın neden ateşkes anlaşması tarafından kapsandığını anlayamadığını dile
getiren el Dahir, ''Bu grup terör örgütü sayılmıyor mu?'' diye konuşuyor. Rejim
karşıtları kendilerini Amerika tarafından yüzüstü bırakılmış hissediyor ve
Washington'u Ruslara fazla taviz vermekle suçluyor.
ÖSO Teğmeni el Dahir, uluslararası ara bulma çabaları çerçevesinde dikkat edilmesi
gereken başka bir zor konuya daha işaret ediyor: Kendi ajandalarına göre hareket
eden Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG). Onlar son olarak Rus hava saldırıları ve
rejim birliklerinin ilerlemesinin gölgesinde toprak kazandılar. Teğmen Ebu İskender
el Dahir gibiler için onlar bir hain. El Dahir, Kürt milisleriyle ortak mücadelenin
sadece onların rejimin müttefiki olduklarını kabul edene kadar süreceğini ve ancak
bunun ardından ateşkes anlaşmasına dâhil olabileceklerini söylüyor. YPG milisleri,
Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile olan yakınlıklarından dolay Türk hükûmetinin
gözünde rahatsız edici bir unsur.
Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de
Mistura'nın diplomatik düzeyde hayli bir ikna etme çalışması yapması gerekiyor.
Fakat az da olsa en azından silahların birkaç gün sessiz kalacağı umudu var.
http://www.faz.net/aktuell/politik/ausland/naher-osten/syrienkrieg-alles-laeuft-nachputins-plan-14086832.html
AFRİKA GÜNDEMİ
Burundi'de iki bin mahkum serbest
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Burundi'de Devlet Başkanı Pierre
Nkurunziza ile bir araya gelerek siyasi krizin sona erdirilmesi için girişimde bulundu.
Burundi Cumhurbaşkanı Pierre Nkurunziza çatışmaların artması üzerine barış
görüşmelerine yeniden başlamak için 2 bin mahkumun serbest bırakılmasına karar
verdi. BM genel sekreteri Ban Ki Moon ile görüşmesi sonrasında
Bujumbura'da düzenlediği basın toplantısında konuşan Nkurunziza bazı muhaliflerin
barış görüşmelerine dahil edilmemesi üzerine tıkanan barış görüşmelerini yeniden
başlatmak için söz verdi. BM verilerine göre, olayların patlak verdiği nisan ayından
bu yana yüzlerce kişi öldü, on binlerce kişi yaralandı.
Şiddet olaylarına rağmen 21 Temmuz'da yapılan devlet başkanı seçiminde oyların
8
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
yüzde 69'unu alan Nkurunziza, 20 Ağustos'ta yemin ederek görevine resmen
başlamıştı.
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://www.dunyabulteni.net/afrika/356242/burundide-iki-bin-mahkum-serbest
Libya’da öncelik acil insani yardım
Otorite boşluğu ve DAEŞ tehdidi nedeniyle zor günler geçiren Libya‟nın acil insani
yardıma ihtiyacı var. Bölünmüş durumdaki ülkede istikrarlı bir hükümet kurulması
yönündeki çabalar sürerken, bir yanda da terör örgütlerine karşı mücadele devam
ediyor. Yetkililer, yoğun çatışmalar nedeniyle nüfusun yüzde 40‟ının zarar gördüğü
ülkede en öncelikli konunun insani yardım olduğunu dile getiriyor. Birleşmiş
Milletler (BM) yetkililerinden Ali El Zaatari de euronews‟e yaptığı açıklamada,
Libya‟da 2 milyondan fazla insanın acil yardıma ihtiyacı olduğunu belirterek, BM‟in
sadece bir milyon kişinin ihtiyacına cevap verebileceğini, asıl sorunun da mali kaynak
yetersizliği olduğunu dile getirdi. Birleşmiş Milletler (BM), geçen aralık ayında
Libya‟daki acil ihtiyaçların karşılanması için 165,6 milyon doların gerektiğini
öngören bir yardım planı hazırlamıştı. BM‟nin açıklamalarına göre, söz konusu
meblağın sadece yüzde 2,7‟sine ulaşıldı.
Arap Birliği de geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, dünyanın, diğer ülkelerde
yaşanan büyük krizlerle meşgul olması nedeniyle Libya‟ya gerekli önemin
verilmediğini belirtmişti.
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://tr.euronews.com/2016/02/24/libya-da-oncelik-acil-insani-yardim/
AMERİKA GÜNDEMİ
ABD KÜRTLERE, SURİYELİ ASİLERE SALDIRMAYI SONLANDIRMASINI
SÖYLEMELİDİR
Suriye krizi geçtiğimiz hafta kontrolden çıktı. Bunun nedeni ABD‟nin stratejik
hesaplar konusunda önemli yanlış değerlendirmeleri ve Rusya, Türkiye, Suriye
muhalefeti ile Suriye‟deki esas Kürt gücü olan YPG‟nin arzularıdır. Pentagon‟un
IŞİD karşıtı ortakları olan YPG‟nin hâkim olduğu Suriye Demokratik Güçlerinin
kendi bölgesel arzularını takip ederek günün birinde silahlarını CIA‟in desteklediği
Özgür Suriye Ordusuna doğrultacağı tamamen tahmin ediliyordu. Bunu Rus hava
desteğiyle yapıyor olmaları halihazırda açık olan yaraya tuz basmak oldu. Benzer
şekilde kaçınılmaz olarak, istikrarsız güney sınırı boyunca ayrılıkçı Kürt partisi PKK
tarafından yönetilecek bir devletin yakında kurulacağını düşünen Türkiye‟nin
müdahalesi geldi.
ABD ve ortağı olan ülkeler hatalarına rağmen gerilimin azaltılmasını güçlü bir şekilde
9
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
teşvik etmelidirler. Kasım ayında bir Rus savaş uçağının düşürülmesinden bu yana
Türkiye, sınırlarındaki gerginliklerle ilgili olarak yeteri kadar itidalli hareket edemedi.
Ancak ABD Ankara‟nın meşru güvenlik endişelerinin farkında olmalıdır. Sonuç
olarak, yalnızca 16-21 Şubat tarihleri arasında 49 Türk güvenlik gücü ve devlet
memuru PKK ve PKK‟dan ayrılan bir grup tarafından öldürüldü.
Türkiye, PKK ile artan çatışmayla karşı karşıya kalırken ABD yönetiminin -PKK‟nın
Suriye kolu- YPG‟yi, hayal edemeyeceği derecede desteklediğini izlemek zorunda
bırakıldı. Türkiye bir NATO müttefiki olarak ABD‟nin eylemlerini sorgulama
hakkına sahip. YPG geçen sene belge ortadan kaldırılana kadar kendi iç
yönetmeliğinde açık bir şekilde -ABD‟nin 1997‟den beri bir terör örgütü olarak
nitelediği- PKK‟ya bağlılığını açıkladı. İlginçtir ki ABD Ulusal Terörle Mücadele
Merkezi de geçen seneye kadar YPG‟yi PKK‟nın “Suriye uzantısı” olarak görürken o
zamandan sonra IŞİD‟e karşı verilen mücadelede bir ortak haline geldi.
ABD YPG‟den Suriye muhalefetine yönelik saldırılarını durdurmasını sert bir şekilde
talep etmelidir. Eğer saldırılara devam ederlerse şimdilerde muhalefet ile Esad rejimi
arasında yaşanan çatışma kadar zorlu başka bir çatışmanın ortaya çıkmasına izin
vermiş oluruz. Bu zamana kadar YPG‟ye, “zarar verici” eylemini gerçekleştirmemesi
konusunda “kendisini durdurması” yönünde yapılan zayıf çağrılar yalnızca Rusya‟yı,
ABD‟ye daha fazla zarar vermek için YPG ile ilişkisini ilerletmesi konusunda
cesaretlendirdi.
Daha geniş açıdan bakıldığında Suriye‟nin “Kürt konusu” uluslararası gündemde daha
üst sıralarda bir yeri hak ediyor. Kürtlerin hakları Esad rejimi tarafından mütemadiyen
inkar edilirken Suriye muhalefeti etnik ayrımcılığa karşı çıkıyor ve bunun içerisine
YPG üyesi olmayan birçok Kürt‟ü de dâhil ediyor.
Bugünün düşmanlıkları YPG ve Suriye muhalefetinin birbirlerinin Suriye‟nin
geleceğine dair arzuları konusundaki yoğun şüphelerinin bir sonucu. Bu psikolojik
köprüleri birbirine bağlamak IŞİD‟e karşı verilen başarılı bir mücadelenin, milisler
arasında devam eden bir savaştan başka bir şekilde sonuçlanmasını garanti edecek tek
yoldur.
25 Şubat 2016
http://www.nytimes.com/roomfordebate/2016/02/24/are-kurds-allies-or-obstacles-insyria/us-must-tell-kurds-to-stop-attacking-syrian-rebels
Obama - Paul Ryan’dan Guantanamo Çekişmesi
Küba‟daki Guantanamo Üssü‟nde 11 Eylül saldırıları sonrası oluşturulan
hapishanenin kapatılması için yeniden adım atıldı. Obama, 2008‟deki seçim vaadini
gerçekleştirmek için son şansı olan planın, Amerikan tarihinde bir devrin kapanışı
olacağını söyledi. ABD Başkanı, üssün kapanması sayesinde yılda 80 milyon dolarlık
10
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
bir yükten kurtulacaklarına dikkat çekti. Obama, “Guantanamo sorununu bir sonraki
başkana devretmek istemiyorum. Bu merkezin açık kalması Amerikan değerlerine
ters olduğu gibi, ülkemizin dünyadaki duruşuna da zarar veriyor” dedi ve başka
ülkelerle işbirliğini engellediğini belirtti. Barack Obama, Guantanamo‟nun
kapanmasına karşı Kongre‟nin sürekli sınırlamalar getirdiğini savundu ve bu seferki
plana daha adil yaklaşılmasını istedi. Obama yönetiminin planında, üste kalan 91
tutukludan 35‟inin kendi ülkelerine gönderilmesi, kalanının da Amerikan topraklarına
nakledilmesi öngörülüyor.
Obama, ABD‟deki nakil yerleri ile ilgili açıklama yapmadı ancak Pentagon yetkilileri,
tasarıda 13 yer ihtimalinden söz ediyor. Bu ihtimaller Colorado, Güney Carolina ve
Kansas eyaletlerindeki 7 hapishane ile ülke içindeki 6 askeri üs. Bir yetkili, tüm bu
transferler ve üssün kapatılmasının maliyetinin en az 290 milyon dolar tutacağını
ancak mahkumların ABD‟de bulunmasının Küba‟da tutulmasından 65-85 milyon
dolar daha ucuz olacağını söyledi.
Guantanamo tutuklularının nakli için hazırlanan tasarılar Kongre tarafından daha önce
de veto edildi. Kongre, 2011‟den bu yana da ABD‟ye nakillere izin vermiyor. Bu
nedenle uzmanlara göre Kongre üyelerinin bu sefer kabul etme ihtimali zayıf. Obama,
sağlık ve göçmenlik reformundaki gibi kanun hükmünde kararname yoluna gidebilir,
zira görev döneminin son aylarında siyasal mirası adına bunu yapması ihtimaller
dahilinde. Diğer yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan da meclis üyelerinin
Guantanamo‟daki hapishanenin kapatılmasını engellemek için yasal adımlar
atabileceklerini söyledi. Yeterli oy sağlanmadığı takdirde Obama‟nın tasarısının veto
edilebileceğini söyleyen Ryan böylece hapishanenin kapatılması engellenebilir dedi.
25 Şubat 2016
http://www.wsj.com/articles/obama-to-offer-plan-to-close-guantanamo-prison1456240196
http://newyork.cbslocal.com/2016/02/24/paul-ryan-guantanamo-bay/
http://www.voanews.com/content/congressional-republicans-obama-guantanamoplan-dead-arrival/3203903.html
ABD'de Müslüman Kardeşleri Terör Örgütü Olarak Tanıyan Tasarı Kabul
Edildi
ABD Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu, Müslüman Kardeşler teşkilatının terör
örgütü olarak tanımlanmasını isteyen tasarıyı kabul etti. Tasarıya itiraz eden
komisyon üyelerinden John Conyers, girişimin ABD'de devam eden İslam
karşıtlığının bir parçası olduğuna dikkati çekti. Komisyon, "Müslüman Kardeşler‟in
Terör Örgütü Olarak Tanımlanması Yasası 2015" başlığıyla Cumhuriyetçi bir temsilci
tarafından hazırlanan tasarıyı Cumhuriyetçilerin desteği sonucu 10‟a karşı 17 oyla
kabul etti.
Komisyon üyelerinden John Conyers, görüşmelerde yaptığı konuşmada, Müslüman
Kardeşler'in terör örgütü olarak kabul edilmesi için yeterince araştırma yapılmadığını
11
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
belirtti. Conyers, "Komitemiz bu karara varmak için Dışişleri Bakanlığından ya da
güvenlik birimlerimizden herhangi bir uzmanı henüz dinlemedi ve bu bir alışkanlık
haline gelmeye başladı" dedi. Herhangi bir grubun terör örgütü olarak kabul
edilmesinin somut örnekler üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Coyers, bunun
ülkede devam eden İslam karşıtlığının bir parçası olduğunu bildirdi.
Komisyon Başkanı Bob Goodlatte, Müslüman Kardeşler'in ABD için "büyük bir
tehlike ve ulusal güvenliğe tehdit" oluşturduğunu savundu. Tasarıyı Temsilciler
Meclisi'ne sunan Kongre üyesi Mario Diaz-Balart ise Müslüman Kardeşler'i "küresel
bir tehdit" olarak tanımladı ve yaptırım uygulanmasını istedi.
Yasa tasarısının Adalet Komisyonundan geçmesinden sonra Temsilciler Meclisi
Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor. Meclisin çoğunluk lideri tasarıyı gündeme alırsa
Genel Kurulda tasarı görüşülüp oylanacak. Tasarı buradan da geçerse Senato‟da ele
alınacak ve burada da onaylanırsa yasa olarak imzalaması için ABD Başkanı Barack
Obama‟nın önüne gidecek.
25 Şubat 2016
http://www.turkishny.com/headline-news/2-headline-news/203041-abdde-muslumankardesleri-teror-orgutu-olarak-taniyan-tasari-kabul-edildi#.Vs7MbvmLSUk
ABD Dışişleri Bakanı Kerry: Suriye'nin parçalanmasını içeren agresif bir
tutum da takınabiliriz
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, halihazırdaki çatışmaların durdurulması
anlaşmasının yanı sıra Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye için siyasi geçişi öngören
sürecinin de başarısızlıkla sonuçlanması halinde, ABD'nin, Suriye'nin parçalara
bölünmesini de içeren daha agresif bir tutum takınabileceğini söyledi. John
Kerry, Suriye meselesinin müzakere masasında çözülememesinin ülkenin tamamen
yıkımıyla sonuçlanabileceğini söyledi.
Kerry, çatışmaların durdurulması anlaşmasına işaret ederek, “Burada oturup bu
anlaşmanın işleyeceğini size söyleyemem. Ancak şunu biliyorum, eğer bu başarısız
olursa Suriye‟nin tamamen yıkıma uğrama potansiyeli bulunuyor” ifadesini kullandı.
Bakan Kerry, halihazırdaki "çatışmaların durdurulması" anlaşmasının yanı sıra
BM'nin Suriye için siyasi geçişi öngören sürecinin de başarısızlıkla sonuçlanması
halinde, ABD'nin, Suriye'nin parçalara bölünmesini de içeren daha agresif bir tutum
takınabileceğini vurguladı. Kerry, "Eğer Ruslar ve İranlılar Suriye barış sürecinin
gerçekleşmesi konusunda ciddi değillerse, o zaman daha çok fikir ayrılığına sebebiyet
verebilecek ve meseleyi daha da alevli bir halde biçimlendirebilecek B planına
geçmemiz gerekir” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye krizine çözüm bulmada güvenli bölge oluşturulma ihtimalinin ortadan
kaldırılıp kaldırılmadığına yönelik bir soruya ise Kerry, “Hayır, böyle bir ihtimal
ortadan kaldırılmadı ancak bu birçok karmaşıklığı da beraberinde getiriyor” yanıtı
12
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
verdi. “Eğer güvenli bir bölge inşa edeceksek burası güvenli olmak zorunda. Eğer 'bu
güvenli bir alan' diyeceksek kim bu alanı güvenli kılacak? Kim DAEŞ‟in gelip
saldırmasını önleyecek? Nusra Cephesi‟nden kim koruyacak? Suriye ordusundan
veya Rusların havadan bir şeyler atmasından kim koruyacak? Eğer Rusların,
teröristlerin kendilerine güvenli alan bulduklarını sanarak buraya havadan bir şeyler
bırakmasını önlemek istiyorsak hava savunma sistemi oluşturmak zorundayız, uçaklar
uçurmamız, sivil hava devriyesine ve sahada insanlara sahip olmamız gerekir.”
Pentagon‟un Suriye‟nin kuzeyinde oluşturulacak bir güvenli bölge için 15 ila 30 bin
askere ihtiyaç olacağını tahmin ettiğini belirten Kerry, senatörlere bu askerlerin
sahaya sürülmesini onaylayıp onaylamayacaklarını sordu. Kerry, güvenli bölgeye
ilişkin yapılan tüm konuşmaların asıl sürecin nasıl olacağının dışında gerçekleştiğine
vurgu yaptı. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, “çatışmaların durdurulması” anlaşması ve
insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıyla Suriye‟nin zaten güvenli bölge
olması için çabaladıklarını da dile getirdi.
25 Şubat 2016
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-disisleri-bakani-kerry-suriyenin-parcalanmasiniiceren-agresif-bir-tutum-da-takinabiliriz-/526837
ABD YPG'ye gelişmiş füze verildiği iddialarını yalanladı
ABD Savunma Bakanlığı, Suriye‟nin kuzeyinde YPG‟ye gelişmiş antitank füzeleri
verdiklerine ilişkin iddiaları yalanladı. Bakanlık Sözcüsü Yüzbaşı Jeff Davis, “Orada
YPG ya da şu andaki misyonumuzun parçası olan diğer güçlere Javelin füzeleri
vermedik” dedi. "Suriye Demokratik Güçleri ile çalışan Suriye Arap Koalisyonuna şu
anda Şadadi‟ye ilerlediklerinde olduğu gibi her hedefleri için ayrı özellikleri bulunan
ekipman sağladıklarını" belirten Davis, şunları söyledi:
"Bunlar performanslarına dayalı olarak onlara verdiğimiz şeyler. Bir sonraki hedefleri
için ihtiyaçlarının ne olduğunu değerlendiriyoruz ve bu amacı yerine getirmek için
gerekli şeyleri onlara sağlıyoruz. Bir sonraki hedefe geçmeden önce de nasıl
performans gösterdiklerine bakıyoruz." Davis, Suriye Arap Koalisyonunun
kendilerine sağlanan malzemeleri belirlenen amaç dışında kullandıklarına dair bir
kanıt görmediklerini söyledi. Uluslararası basında ve sosyal medyada ABD‟nin askeri
malzeme desteği yaptığı grupların DAEŞ ile çatışmalarda ABD yapımı yüksek
teknoloji ürünü FGM-148 Javelin antitank füzeleri kullandığı iddia edilmiş, bu
gruplar arasında terör örgütü YPG‟nin de bulunduğu belirtilmişti.
25 Şubat 2016
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-ypgye-gelismis-fuze-verildigi-iddialariniyalanladi/526831
Arjantin’de Macri karşıtı ulusal grev
Arjantin‟de binlerce kamu işçisi, başkent Buenos Aires‟te bir araya gelerek, aldıkları
ulusal grev kararı kapsamında Devlet Başkanı Macri karşıtı protestoda bulundu.
Arjantin‟de binlerce kamu işçisi, başkent Buenos Aires‟te bir araya gelerek, aldıkları
13
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ulusal grev kararı kapsamında Devlet Başkanı Mauricio Macri karşıtı protestoda
bulundu. Devlet Başkanlığı Sarayı Casa Rosada önündeki Plaza de Mayo‟da (Mayıs
Meydanı) Kamu işçileri Birliği (ATE) öncülüğünde toplanan kalabalık, Macri karşıtı
slogan attı. Kalabalığa hitap eden ATE Başkanı Hugo Godoy, Macri‟nin göreve
geldikten sonra ideolojik nedenlerle kamu sektöründe çalışan 10 bin kişiyi işten
çıkardığını belirtti. Protesto alanında kurulan platformda konuşan sendika temsilcileri,
ekonomi politikaları kapsamında işten çıkarılan çalışanların yeniden işe alınmasını
talep etti. Daha sonra göstericiler olaysız dağıldı.
25 Şubat 2016 Perşembe
Arjantin'den 15 yıllık borç krizi için büyük adım
Arjantin ülke borlarının yeniden yapılandırılmasına yanaşmayan iki kreditörle 5
milyar dolarlık anlaşmaya vardı. Arjantin ülke borçlarının yeniden yapılandırılması
konusunda sözleşme imzalamaya yanaşmayan iki kreditörle 15 yıl süren
uzlaşmazlığın ardından 5 milyar dolarlık anlaşma yaptı. Arjantin‟in resmi haber ajansı
Telam‟da yer alan habere göre, konuya dair açıklama kreditörlerin temsilciliğini
yürüten avukat Matthew McGill‟den geldi. Elliott Management ve Aurelius Capital
Management adlı kreditörler adına konuşan McGill, Manhattan’da bulunan ABD
Federal Temyiz Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Arjantin’le anlaşma
yaptıklarını belirtti.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://tr.sputniknews.com/ekonomi/20160225/1021109636/arjantin-borc-macrikirchner-grev.html
AMERİKA – YORUMLAR/ANALİZLER
ABD’de siyasal bir refleks olarak lobi ve bağışlar
Dr. Murat Güzel / Bethlehem, Pennsylvania
Amerikalı siyasetçilerden Mike Huckabee der ki “Washington DC striptiz kulübüne
benzer, sahnede dans edenler için birilerinin para takıyor olması gerekir.” Bu
benzetmeye tamamen katılmıyor olsam da kesin olan şudur ki ABD‟de siyaset
yapmak pahalı bir oyundur ve böyle bir yerde sahnede kalabilmek için büyük ölçüde
lobilerin ve çıkar gruplarının desteğine ihtiyaç duyuluyor.
ABD‟nin belli başlı büyük endüstrilerinin yıllık yaklaşık olarak 3 milyar doların
üzerinde parayı Washington‟a aktardığı bilinmektedir. Bu paranın yaklaşık olarak 2
milyar doları meclise ayrılır, diğer kısmı ise senatörlere dağıtılmaktadır. Bu
endüstriler, kendileri için çalışan yüzlerce lobi şirketini Washington ile aralarında bir
aracı olarak kullanmaktadır. Washington, 1950‟lerden beri yoğun bir şekilde çıkar
grupları ve lobilerin kıskacı arasında kalmıştır. ABD‟de siyasilerin kampanyalarına
yapılan bağışlar her zaman tartışılmıştır ve siyasiler halkı bu konuda ikna etmekte
zorlanmaktadır. Demokrasi ve özgürlükler ülkesi ABD, bir anlamda büyük şirketlerin
14
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ve çıkar gruplarının insafı ile yönetilmektedir. Ülkede eğitim, sigorta, sağlık vb.
hizmetlerin fiyatlarını da devleti ikna etmek suretiyle kendileri belirlerler.
“Lobiler neden bu kadar parayı Washington‟a akıtırlar? Karşılığında ne beklerler?”
Bir önceki yazımızda da tartıştığımız gibi, basit bir ABD seçim tarihi bilgisi siyasal
söylemin üstünlüğünden ziyade, toplanan paranın üstünlüğünün Beyaz Saray‟ın
kapısını daha rahat açabildiğini göstermektedir. Bunun da örneklerini son yarım
asırdaki bütün seçim sonuçlarından görebiliriz.
Haim Saban’dan başlayalım
Beyaz Saray ve bağışlar arasındaki yakın ilişkiyi ele alan ilk yazımızdan sonra, bu
yazımızda lobiler, şirketler, çıkar gruplarının neden siyasete bu kadar para
akıttıklarının ve karşılığında ne beklediklerinin sorularına cevap bulmaya çalışacağız.
Bu tartışmalara Haim Saban‟ı inceleyerek cevap vermeye başlayabiliriz. Lakin
kendisi tam da hayatını bunun üzerine adamış bir medya patronudur. En büyük
kaygısının İsrail‟in güvenliği olduğunu söyleyen Haim, ABD siyasetinde bu
konularda aracılık yapar. Gayesinin ABD-İsrail ilişkilerini güçlü tutarak İsrail‟in
güvenliğini sağlamak olduğunu bir konferansında açıkça söylemiştir. Haim, siyaseti
kontrol etmenin yolunun üç aygıttan geçtiğini savunur: Siyasi partilere ve adaylara
bağış yapmak, düşünce kuruluşları kurmak ve medyada söz sahibi olmak.
Haim, 2002 yılında, Demokratların Ulusal Komitesine tek seferde 10 milyon dolar
bağış yaparak bu konuda bir rekora imza atmıştı. Aynı yıl içerisinde Haim, ABD‟nin
en önemli düşünce kuruluşları arasında gösterilen Brookings Enstitü‟nün Orta Doğu
Araştırmaları Merkezi‟ni kurdu ve çeşitli televizyon kuruluşları ve gazetelerin sahibi
oldu. Ayrıca, Beyaz Saray‟la ilişkisi “yatılı misafir” olacak kadar iyidir. Haim aslında
lobicilik gruplarında ideolojik diyebileceğimiz bir dinamikle karşımıza çıkar, bunun
diğer önemli örneklerinden birisi de Evanjeliklerdir. Onlar da siyasete milyonlarca
dolar harcayarak Washington‟un desteğini arkalarına almaya çalışırlar. Elbette ki
bütün lobilerin amacı ideolojik bir merkeze dayanmıyor. Nitekim ülkedeki en önemli
lobilerden ikisi ilaç ve silah lobisidir.
İlaç endüstrisi
Geçtiğimiz yıllarda İngiltere‟de yapılan bir araştırmaya göre, Amerikalılar, kanser
tedavisi için diğer ülke vatandaşlarına göre yaklaşık 600 kat daha fazla para
harcamaktadır. ABD‟de yüksek ilaç ve muayene fiyatlarına gerekçe olarak, araştırma
ve gelecekte karşılaşabileceğimiz hastalıklara şimdiden çözüm arayışları
gösterilmektedir. Fakat şu bir gerçektir ki ilaç firmaları fiyatlarını yüksek tutabilmek
için devletin desteğini almak zorundadır. Nitekim, ilaç endüstrisi, 2012 yılında
yapılan federal seçimler için 51 milyon dolar para aktarmıştı. Bu yıl yapılacak
başkanlık seçimleri için ise şimdiden 20 milyon dolar civarında para harcadılar ve
seçime yaklaştığımızda bu rakam muhakkak ki çok daha yüksek bir seviyeye
15
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ulaşacaktır.
Amerika‟nın en güçlü lobilerinden bir diğeri olan “Ulusal Tüfek Birliği” ise adeta
Başkan Barack Obama‟ya savaş açmış durumdadır. Yaklaşık olarak 4 milyonun
üzerinde üyesi olan lobi, özellikle Cumhuriyetçi kanadı adeta paraya boğarak, ülkede
anayasa ile hak olarak belirtilmiş olan silah alımının zorlaştırılması ya da silah
alımında sabıka kaydı gibi zorlaştırıcı şartları engellemeye çalışmaktadır. 1972
yılında kurulan lobi, geçtiğimiz günlerde silah alımını zorlaştıracak kanun tasarısının
kabul edilmemesi için sadece oylamanın yapılacağı gün 500 bin dolar harcadığı
bilinmektedir.
Washington‟un en önemli musluklarından birisi olan silah lobisi, sadece 2013-2014
yılları arasında milyonlarca dolar para harcayarak senatörlerin Barack Obama‟ya karşı
durmasını sağladı. Bağışlarını ülkede özellikle Cumhuriyetçiler içerisinde “Şahinler”
olarak bilinen gruba yapmaktadır. Başkanlığa ilk geldiği günlerden beri silah lobisine
adeta savaş açan Obama, görevde kaldığı sekiz sene boyunca deyim yerindeyse arpa
boyu kadar yol alamamıştır.
Yabancı ülke desteği
Washington‟a giren para sadece ülke içerisindeki gruplarla sınırlı kalmamaktadır.
Yasalara göre tamamen illegal olmasına rağmen, özellikle yabancı ülkeler,
Washington yönetimiyle iyi ilişki kurmak amacıyla güçlü adayları desteklemek
suretiyle diplomatik ve ticari ilişkilerini sağlama almaya çalışmakta. Bu bağlamda
Washington‟a dolaylı olarak giren yabancı ülke parasının yıllık ortalama 300 milyon
dolar civarında olduğu düşünülmektedir.
Bunlara ek olarak ülkede çocuklara ve gençlere yönelik aktiviteler yapan “izci
kulüpleri” de siyasilerin desteğini alabilmek için yüksek miktarlarda bağış
yapmaktadır. Sosyal etkinliklerinin yanı sıra aynı zamanda siyasal tartışmalara ilişkin
pozisyonlarda alabiliyorlar. Örneğin, ülkedeki en büyük tartışma konularından biri
olan “kürtaj” meselesinde kız izci grupları aldıkları pozisyonla Muhafazakar
Cumhuriyetçileri bir hayli sinirlendirmişlerdir. Kürtajın sigorta şirketleri tarafından
karşılanabilmesi için Washington‟a yüklü miktarda para akıtılmıştı, buna karşılık
Cumhuriyetçi adaylarda “izci kızlar o kadarda masum değil” söylemiyle karşılık
vermişti.
Yukarıda tartıştığımız konulara ek olarak, avukat, enerji, tarım, inşaat, işçi lobisi gibi
çok sayıda örneği tartışmak mümkündür.
ABD demokrasisinde bir yara
Peki bu bizim içinde bir imkan olabilir mi? Şunu kabul etmek gerekir ki verdiğimiz
örneklerle rekabet etmek ne ekonomik olarak, ne de konjektürel olarak mümkün
16
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
değildir. Fakat şunu unutmamak gerekir ki aynı seviyede olmasa dahi, çok sayıda lobi
ve şirket, Washington üzerinde etkili olabilmek adına yıllık gelirleri arasından çok
ciddi bir parayı siyasetçilere akıtmakta ve bu suretle siyasilerin verdikleri kararlar
üzerinde etkin olmaya çalışmaktadır.
Bağış sistemi her ne kadar ABD demokrasisinde bir yara olarak görülse dahi, bu
sistem kısa sürede değişeceğe benzemiyor. Demokratlar arasından birçok kişi, yapılan
bağış miktarını düşük seviyede tutmak suretiyle şirket ve lobilerin siyasete
astronomik rakamlar sunmasına karşı çıkmaktadır, bunun da en son örneği, Clinton‟a
karşı yarışan Bernie Sanders‟ın bağışlara sınır koyulması gerektiği yönündeki sözleri.
Sınır getirilmeli
Ben de siyasetten parayı çekmenin Amerika‟da mümkün olmadığı, fakat en azından
buna bir sınır getirmek suretiyle daha adaletli bir sistemin oluşturulabileceği
kanaatindeyim. Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki iktidar ve bağış arasındaki ilişki
aslında siyaset üzerinde etkili olmak isteyenler için bir imkana dönüşebilir.
Şunu göz önünde bulundurmalıyız ki bağış sitemi ciddi sıkıntılara yol açmakla
birlikte, her aday, kampanyasını topladığı bağışlarla gerçekleştirdiği için seçildiğinde
hesap vereceği kişi, parti başkanı ya da ABD Başkanı değil, bağış veren
organizasyonlar oluyor. Bu da yürütme ve yasama arasındaki güçler dengesini
koruyor. Aslında Amerika‟da başkanlık, karar sürecini hızlandırmaktan ziyade, meclis
ve başkan arasındaki pazarlık gücünü daha da zorlaştırabiliyor. Bu da desteğini
halktan ve kendi topladığı bağışlardan alan bir meclisin, başkana karşı daha da güçlü
olabileceği anlamına geliyor.
Türkiye‟de bir garabete dönüşen başkanlık eleştirileri, sanki başkanlık sisteminde
„güç tek merkezde toplanıyor‟ şeklinde saptırılarak, başkanlığın ne olduğunu
tartışmaktan ziyade başkanlık sistemi, anlam bozumuna uğratılmaktır. Neticede halk
desteği olmayan bir siyasal söylemin başkanlık sisteminden korkması kadar doğal bir
sonuç olamaz.
ABD, İslam da dahil olmak üzere birçok farklı medeniyetlerin değerleri üzerine
kurulmuştur. Bu sebeple, Türk kökenli Amerikalılar da dahil, bütün ABD
vatandaşları, bu değerlere sahip çıkmalı ve bu doğrular için üzerine sesini
yükseltmelidir. Nitekim şimdi sessiz kalanlar için, ileride el uzatacak kimse
olmayabilir.
Amerika‟ya körü körüne karşı çıkmaktan ziyade, karşı çıkılan konularda daha
doğrusunu ortaya koyup savunmak daha işlevsel olacaktır.
Şunu unutmamak gerekir ki ABD‟nin dış politikasının sadece kendi bölgesinde değil,
bütün dünyada etkili olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, Washington
üzerindeki güç, varlığı çok tartışılan ve etkisi miktarından büyük olan bağışların,
17
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
sadece dans edenlere para takmanın ötesinde, sizin de hak adalet ve insanlık adına
derdini çektiğiniz bir konuya hizmet edebilir.
20 Şubat 2016
http://haber.star.com.tr/acikgorus/abdde-siyasal-bir-refleks-olarak-lobi-vebagislar/haber-1090463
AVRUPA ve BALKANLAR GÜNDEMİ
‘CEO dolandırıcılığı’ şirketlere 2 milyar dolara mal oldu
Financial Times
Amerikan Federal Araştırma Bürosu FBI, CEO'ların isimleriyle alınan sahte epostalarla yapılan dolandırıcılıklar üzerine yeni istatistikler açıkladı. Kısaca "CEO
dolandırıcılığı" denen yöntemle yapılan sahtekârlıkların son iki yılda ciddi şekilde
arttığı, dünya çapında 12 binden fazla kişinin dolandırıldığı belirtiliyor. Dolandırıcılar
genellikle bir şirket CEO'sunun adıyla alınmış sahte adres üzerinden çalışanlara eposta atarak yurt dışında bir banka hesabına para göndermelerini istiyor. Şirket, gelen
e-postanın gerçek CEO'ya ait olmadığını anladığında ise çoğu zaman çok geç oluyor.
Şirketlerin bu dolandırıcılara toplamda 2 milyar dolardan fazla para kaptırdığına
dikkat çekiliyor. ABD'li yetkililer dolandırıcılık kurbanı olan şirketlerin ortalama
zararının 120 bin dolar olduğunu, ancak bazı şirketlerin zararının 90 milyon dolarlara
kadar çıktığını belirtiyor. Bir FBI yetkilisi "Dolandırıcılar sınır tanımıyor ve bu
küresel bir problem" diyor. Ancak yetkililer dolandırıcıların paranın gönderilmesini
istedikleri banka hesaplarının genellikle Asya ya da Afrika'da bulunduğuna dikkat
çekiyor.
http://www.ft.com/intl/cms/s/0/83b4e9be-db16-11e5-a72f-1e7744c66818
.html#axzz4157tvoF2
Muhafazakâr Parti'de iç savaş
Guardian
İngiltere'nin AB üyeliğinin oylanacağı referandum ülke siyasetinde karmaşaya neden
oldu. Cameron'ın AB anlaşması Muhafazakâr Parti'de iç savaş çıkardı. Başbakan
David Cameron, geçen hafta Avrupa Birliği ile vardığı anlaşmanın ardından AB'de
kalınması için kampanya yürütmeye başlamış, kendi partisi içinden Cameron'a karşı
çıkanlar ise anlaşmanın yasal geçerliliği olmadığını savunmuştu. AB'den çıkılmasını
savunan Adalet Bakanı Michael Gove'un, anlaşmanın Avrupa Adalet Divanı
tarafından geçersiz kılınabileceğini iddia etti. Gove bu iddiasına dayanak olarak,
Cameron'ın AB ile vardığı anlaşmanın maddelerinin, henüz hiçbir AB anlaşmasına
dâhil edilmemiş olmasını gösteriyor. Anlaşmayı imzalayan taraflardan olan AB
Konseyi Başkanı Donald Tusk, bu iddiaları sert bir dille eleştirdiğini ve "anlaşmanın
yasal olarak bağlayıcı ve değiştirilemez" olduğunu söyledi.
http://www.theguardian.com/politics/2016/feb/24/tories-legal-status-david-cameroneu-deal-conservatives-michael-gove-european-court
18
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Trump durdurulabilir mi?
Guardian
ABD'de 8 Kasım'da yapılacak olan başkanlık seçimine giden ön seçim sürecinde,
Cumhuriyetçi Parti aday adaylarından Donald Trump dikkat çekici bir oy desteği
yakaladı. Trump önceki gün Nevada eyaletinde oyların yaklaşık yüzde 46'sını alarak
Cumhuriyetçi Parti'nin diğer başkan aday adaylarına ciddi fark atmış, aynı zamanda 3.
eyaletini de kazanmıştı. Yarışın henüz çok başında olunsa da, diğer aday adayları,
milyarder iş adamı Trump'ın yakaladığı bu ivmeyle birlikte kendilerini yenilgiye
hazırlamaya başladılar. Trump şu ana kadar 81 delege topladı, en yakın rakipleri Cruz
ve Rubio 17'şer delegede. Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı seçilebilmek için 1237
delegeye ihtiyacı var.
http://www.theguardian.com/us-news/2016/feb/25/ted-cruz-who-knows-heckpresident-donald-trump-fox-news-voter-summit
Cihatçılar bomba yapım malzemelerini Türkiye üzerinden temin ediyor
Independent
Çatışma bölgelerindeki silah ve mühimmatın dolaşımı üzerine araştırma yapan CAR
kuruluşu, Suriye ve Irak'taki IŞİD ve diğer cihatçı örgütlerin, patlayıcı yapımı için
ihtiyaç duyduğu malzemelerin büyük kısmını Türkiye üzerinden sağladığını iddia etti.
CAR (Conflict Armament Research) raporuna göre, aralarında kimyasal ve elektronik
malzemeler ile gübre ve kabloların da bulunduğu, bomba yapımında kullanılan
malzemelerin birçoğu, IŞİD'in kontrolündeki bölgelere Türkiye üzerinden giriyor.
CAR raporunda, kaçakçılığın artmasıyla IŞİD'in eline geçen malzemelerin de
çeşitlenip arttığı, örgütün giderek daha karışık ve güçlü patlayıcılar hazırlayabildiği
belirtiliyor. Avrupa Birliği'nin de fon sağladığı CAR adlı kuruluşun raporu, Suriye ve
Irak'ta kullanılan el yapımı patlayıcıların 20 ay boyunca incelenmesi sonucu yazılmış.
CAR'ın başkanı James Bevan, IŞİD'in eline geçen farklı malzemelerle sürekli yeni
patlayıcılar denediğini, Suriye ve Irak'ta el yapımı patlayıcı kullanımının geçmişteki
çatışmalarla kıyaslandığında çok daha büyük boyutta olduğunu söylüyor. Rapora göre
bomba yapımı için ihtiyaç duyulan malzemeler, genellikle madencilik ve tarım
sektörlerinden temin ediliyor. CAR bomba yapım malzemelerinin sadece Suriye ve
Irak'ı çevreleyen ülkelerden gelmediğini, ancak "ana geçit"in Türkiye olduğunu
belirtiyor. Türkiye hükümeti ise IŞİD'in kaçakçılık ağlarını yok etmek için çalıştığını
açıkladı. Ancak CAR Başkanı Bevan : "CAR araştırmacıları Türkiye'den Suriye'nin
kuzeyine tırların, araçların, insanların, gıda ve petrolün geçiş yaptığını gördü. Türkiye
ve IŞİD'in kontrol ettiği bölgeler arasındaki sınır fiilen açık durumda" dedi.
http://www.independent.co.uk/news/world/middle-east/isis-deadly-suicide-bombsieds-legal-civilian-components-from-world-islamic-state-daesh-a6893856.html
Merkel’e Avusturya darbesi
Avusturya ve on Batı Balkan ülkesi, sığınmacı sayısını azaltmak üzere ortak önlemler
19
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
paketi kararlaştırdı. Sığınmacı krizinin AB'de yarattığı çatlak büyüyor.
Avusturya'nın davetiyle Viyana'da yapılan ve ‘Balkan rotası‘ üzerinde bulunan
on ülkenin katıldığı toplantıda Almanya, Yunanistan ve AB kurumlarından
temsilciler yer almadı. Toplantıya Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Kosova,
Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya katıldı. Önlemler paketi,
korumaya muhtaç olanlar dışında sığınmacıların kabul edilmemesini öngörüyor.
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, “Balkan rotasına dâhil on ülkenin içişleri
ve dışişleri bakanları, devletlerin aşırı yük altına girmesini engellemek üzere ulusal
önlemler alınması gerekliliği konusunda hemfikirdir“ açıklaması yaptı. Önlemler
paketinde, sahte belgeyle giriş yapmaya çalışanların doğrudan sınırdışı edilmesi, kayıt
işlemlerinin standartlaştırılması, sınır polisinin işbirliğinin artırılması da bulunuyor.
Avusturya, geçen cuma gününden itibaren günde sadece 80 iltica başvurusuna izin
vereceğini ve günde 3 bin 200 kadar kişiyi Almanya'ya geçireceğini açıklamıştı. Bu
açıklama Almanya'da sert eleştirilere yol açtı.
24.02.2016
http://www.zeit.de/politik/ausland/2016-02/fluechtlingspolitik-konferenz-wienbalkanstaaten-oesterreich-mazedonien-grenzen
‘Türkiye daha fazlasını yapmalı‘
7 Mart‟ta yapılacak AB-Türkiye zirvesi öncesinde Türkiye‟den beklentiler yüksek.
Avrupa‟ya giden sığınmacı sayısının azaltılması için Türkiye‟den daha fazla eylem
talep ediliyor. AB Komisyonu„nun komşuluk politikaları ve genişlemeden sorumlu
üyesi Johannes Hahn, Avrupa'ya gelen sığınmacıların sayısının uzlaşıldığı üzere
azaltılması için Türkiye'den daha fazla eylem talep etti. Hahn, “Türkiye'nin sınır
kontrollerini daha etkili hale getirmesi ve insan kaçakçılarına karşı artık nihayet etkili
ve sert önlemler alması gerekiyor“ diye konuştu.
AB Komisyonu„nun komşuluk politikaları ve genişlemeden sorumlu üyesi Johannes
Hahn, sığınmacı politikalarında AB üye ülkeleri arasında yaşanan farklılıkların üzücü
olduğunu belirterek, “Artık nihayet ortak hareket etmemizi istiyorum. Bu krizi tek tek
önlemlerle çözemeyeceğimizi üye ülkeler de biliyor. Avrupa'nın ortak yanıtına
ihtiyacımız var“ dedi. Hahn, AB dış sınırlarının etkin bir şekilde korunamaması
durumunda ortak bir sığınmacı politikasının da başarılı olamayacağını kaydetti.
24.02.2016
http://www.zeit.de/politik/ausland/2016-02/russland-tuerkei-fluechtlinge-interview
Macaristan referandum istiyor
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB'nin sığınmacı kontenjanı oluşturulması
girişimini halk oylamasına sunacaklarını açıkladı. Macaristan Başbakanı Viktor
Orban başkent Budapeşte'de düzenlediği basın toplantısında, "Şu ana kadar Avrupa'da
hiç kimseye mültecilerin zoraki olarak kendi bölgelerine yerleştirilmelerini isteyip
istemedikleri sorulmadı" dedi. Sağcı muhafazakâr Başbakan, halka sorulmadan bu tür
kontenjanlar belirlemenin görevi suiistimal etmek anlamına geldiğini ileri sürdü.
Hükümet referandum kararını Ulusal Seçim Kurulu'na bildirdi. Kurulun kararı
20
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
onaylaması halinde tarih belirlenecek. Sığınmacılar konusundaki sert tutumuyla
bilinen Orban mülteciler için kontenjan getirilmesine başından beri karşı çıkıyor.
24.02.2016
http://www.spiegel.de/politik/ausland/ungarn-warum-viktor-orban-ein-referendumueber-die-fluechtlingsquote-abhaelt-a-1079110.html
'Türkiye'ye hayvan ihracatı durdurulsun'
Avrupa'da hayvan hakları konusunda faaliyet gösteren dört kuruluş Türkiye'ye canlı
hayvan ihracatının yasaklanmasını istiyor. Hayvan hakları savunucuları, hayvan
taşımacılığının Avrupa normlarına uyulmadığını savunuyor. Normlara uyulmadığı
için ihracatın durdurulmasını isteyen kuruluşlar, bu amaçla bir de imza kampanyası
başlattı.
24.02.2016
http://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyeye-hayvan-ihracat%C4%B1-durdurulsun/a19070455
Batı ülkelerinden ateşkese destek
Batılı ülkeler, ABD ve Rusya'nın girişimişle üzerinde anlaşma sağlanan ateştese
destek verdi. Ancak "inandırıcı bir siyasi geçiş süreci başlatılması gerektiğine" de
dikkat çekildi. ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya, Suriye'de ateşkesin derhal ve
kapsamlı şekilde yürürlüğe girmesi için baskıyı artırıyor. Başkan Barack Obama,
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Büyük Britanya Başbakanı David
Cameron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in katıldıkları video konferansının
ardından bir açıklama yapan Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, görüşmede
Rusya ile ABD arasında mutabakata varılmasından duyulan memnuniyetin dile
getirildiğini söyledi.
24.02.2016
https://www.bundesregierung.de/Content/DE/Artikel/2016/02/2016-02-24verstaendigung-waffenruhe-syrien.html
AB'den yıllık 170 milyar euro gelir kaybı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB‟de
KDV gelir kaybının çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, bu kaybın yıllık 170 milyar
euroyu bulduğunu söyledi. Dombrovskis, AB Komisyonu üyelerinin haftalık “Kolej”
toplantısı çıkışında, KDV ile ilgili konuların görüşüldüğünü, mart ayında bu konuyla
ilgili bir eylem planı açıklayacaklarını ifade etti. Dombrovskis, AB‟de KDV
sisteminin günün koşullarıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini, bu alanda
çalışmalara hız vereceklerini ifade ederek, AB‟de uygulanmakta olan KDV sisteminin
özellikle küçük ölçekli işletmelere ve internet ortamında satış yapan işletmelere ciddi
idari bir yük getirdiğini sözlerine ekledi.
24.02.2016
http://www.dunyabulteni.net/avrupa/356255/abden-yillik-170-milyar-euro-gelir-kaybi
21
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Der Tagesspiegel adlı gazete yorumunda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin
mülteci krizini çözmeleri zamanı geldiğini vurguluyor:
“Almanya ile diğer Avrupa ülkeleri mülteci krizinde bundan sonra nasıl bir yol
izleyeceklerine karar vermelidirler. Birkaç ay içinde bir milyon kadar mülteciyi kabul
eden ve bu konuda söz söyleme hakkı kazanan Almanya AB’nin yükünü önemli ölçüde
azalttı ve zaten kırılgan bir durumda olan Balkan ülkelerini de siyasi ve toplumsal
çöküşten korudu. Diğer Avrupa ülkelerini belli mülteci kontenjanları konusunda ikna
etmek ise mümkün olmadı. Hatta Macaristan şimdilerde referandum yoluyla
kontenjan uygulamasını engellemek istiyor. Ama realiteyi halk oylamasıyla yok etme
niyeti işlemeyecek. Türkiye ile mülteci akınının azaltılmasına yönelik işbirliği başarılı
olacak olsa bile yine de on binlerce kişi barışa erişmek uğruna Avrupa’nın yolunu
tutacak. Ve Yunanistan üzerinden değil, İtalya, Güney Fransa ya da İspanya
üzerinden şanslarını deneyecekler. Roma’da, Madrid’de, Viyana’da ya da Paris’te
oradaki halkın kendilerini isteyip istemediği de onları ilgilendirmeyecek. Sadece
varlıklarıyla gözlerimizin açılmasını zorlayacaklar. İşte real politika bu.”
24.02.2016
http://www.tagesspiegel.de/politik/westbalkan-konferenz-gemeinsame-politik-gegenfluechtlinge/13011632.html
Frankfurter Allgemeine Zeitung Köln‟de yılbaşı gecesi meydana gelen toplu taciz
ve gasp olaylarıyla ilgili yargı sürecine ve sınır dışı uygulamasına değiniyor:
“Bu ülkeye misafir olarak gelenler bu hakkı kaybedebilir. Suç işlemiş bir
sığınmacının hangi kriterlere göre sınırdışı edilebileceğinin ayrıntıları ise Federal
Meclis’te perşembe günü kabul edilmesi beklenen ikinci sığınmacı paketinde yer
alıyor. Çok hassas bir biçimde incelenmesi gereken münferit olaylar, konuya genel
bakış açısını engellememeli. Köln’de suç işlemiş bir yabancı, yasaların
sertleştirilmesi sonrasında da büyük ihtimalle burada kalabilecek. Zira sertleştirilmiş
bir sınırdışı uygulaması bile söz konusu kişilerin otomatikman sınırdışı
edilebilmelerini gündeme getirmez. Kim bu ülkeye gelirse, o kişinin önce genel olarak
bu ülkede kalma hakkı vardır. Ama önemli olan hangi kişilerin ülkeye girmesine izin
verilip verilmeyeceğidir.”
24.02.2016
http://www.faz.net/aktuell/politik/inland/erste-prozesse-wegen-koelner-silvesternachteroeffnet-14088853.html
Alman Federal Meclisi soykırım önergesini tartışıyor
Almanya Federal Meclisi, bugün Birinci Dünya Savaşı sırasında yüz binlerce
Ermeni‟nin katledilmesini tartışacak. Yeşiller, Ermenilerin katledilmesinin soykırım
olarak nitelendirilmesini istiyor. Koalisyon partileri Hristiyan Birlik (CDU/CSU)
ve Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD), mülteciler konusundaki işbirliğini tehlikeye
atmamak adına önergeye açık destek vermeyeceği belirtiliyor. Ermeni
kaynaklarına göre katliamlar sırasında en az 1,5 milyon kişi hayatını kaybetti.
22
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
25.02.2016
https://www.tagesschau.de/inland/bundestag-armenien-107.html
Tsipras'tan Avrupa Birliği'ne veto tehdidi
Avrupa‟daki mülteci kriziyle ilgili tartışmalar kızışıyor. Geçişlerin sınırlandırılması
nedeniyle yığılmanın olduğu Yunanistan kızgın. Macaristan Başbakanı Orban da
Türkiye ile yapılan anlaşmaya tepkili. Yunanistan, Avrupa Birliği'ne mülteci kriziyle
ilgili siyasi kararları veto etme tehdidinde bulundu. Başbakan Aleksis Tsipras
parlamentodaki konuşmasında, komşu Makedonya'nın Yunanistan'dan gelen
mültecilere sınırlarını kısmen kapatmasını eleştirdi. Tsipras mültecilerin üye ülkeler
arasında adil bir şekilde dağıtılmasıyla ilgili mutabakata uyulana kadar AB'nin
kararlarını veto edeceklerini duyurdu.
25.02.2016
http://www.spiegel.de/politik/ausland/fluechtlinge-griechenland-will-eu-beschluesseblockieren-um-solidaritaet-zu-erzwingen-a-1079149.html
Dış sınırların güvenliği AB gündeminde
AB içişleri bakanları bugün Brüksel'de mülteci krizini görüşmek üzere toplanıyor.
Bakanlar, dış sınır güvenliği sağlanması ve cihatçıların sızmasının önlenmesini
masaya yatıracak. Avrupa Birliği (AB) İçişleri Bakanları Konseyi, mülteci krizini
görüşmek üzere yapacağı toplantıda Balkanlar'daki durum ve Birliğin dış sınırlarının
korunması ele alınacak. AB içişleri bakanları arasında AB'nin dış sınırlarındaki
kontrollerin derinleştirilmesi hususunda uzlaşma sağlanmasına da çalışılacak. Bu
öneri, Avrupa'da terör saldırısı düzenleyebilecek şüpheli militanların meydana
çıkarılması amacıyla yapılmıştı. Konsey toplantısına Türkiye İçişleri Bakanı
Yardımcısı Sebahattin Öztürk de katılacak.
25.02.2016
http://www.deutschlandfunk.de/eu-innenminister-treffen-unter-schwierigenvorzeichen.1818.de.html?dram:article_id=346624v
Almanya'da üç ayda 24 camiye ırkçı saldırı
Almanya'da 2015 yılının son çeyreğinde, camilere yönelik 24 ırkçı saldırı yapıldı. Sol
Parti'nin Federal hükümete yönelik soru önergesine verilen cevapta, 'camilere, cami
derneklerine ya da İslami kuruluşlara' ifadeleriyle belirtilen 24 ırkçı saldırı yapıldığı
bildirildi. Bu tür saldırılar halen polis tarafından, Müslümanlara ve camilere yönelik
olarak ayrı bir grupta değerlendirilmiyor. Almanya'da bu yılın başında yapılan bir
araştırmada, geçen yıl camilere yapılan saldırı sayısında rekor düzeye ulaşıldığı
belirlendi. Camilere yönelik en fazla saldırılar Aşağı Saksonya ve Kuzey RenWestfalya Eyaletlerinde gerçekleştirildi.
25.02.2016
http://www.islamiq.de/2016/02/24/24-straftaten-gegen-moscheen-in-einem-quartal/
Almanya 5 yılda 3,6 milyon mülteci bekliyor
23
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Almanya'nın 2020 yılına kadar her yıl yarım milyon mülteci gelmesini beklediği
bildirildi. Basında yer alan haberlerde, Federal Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan
bir çalışma sonucu, Federal hükümetin de katıldığı tahminlerde, önümüzdeki 6 yıl
içinde toplam 3,6 milyon mültecinin gelmesinin beklendiği kaydedildi.
25.02.2016
http://www.spiegel.de/politik/deutschland/fluechtlinge-bis-2012-3-6-millionenfluechtlinge-medienbericht-a-1079157.html
Kosova cuma günü Cumhurbaşkanını seçecek
Kosova‟nın yeni Cumhurbaşkanlık oylamasının, Cuma günü düzenlenecek olan
Kosova Meclisi genel kurul oturumunda yapılması bekleniyor. Kosova Meclis
Başkanlık Kurulunun kararını açıklayan Meclis Başkanı Kadri Veseli,
Cumhurbaşkanlığı adayları PDK Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Haşim Tacı
ile PDK milletvekili Rafet Rama‟nın oylanacağını açıkladı. Veseli oylamanın şeffaf
olacağını kaydetti. Ülkede siyasi durumun son derece ciddi olduğunu belirten Veseli,
“devletin yerlerde sürünmesine izin vermeyeceğiz. En azından Sırbistan‟a bu
mutluluğu yaşatmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağı toplantının
tarihini belirlemek için toplanan Kosova Meclisi Başkanlık Kurulunun oturumunda
muhalefeti temsil eden Başkanlık Kurulu üyeleri tarafından yine göz yaşartıcı gaz
atıldı. Hükümetin ülke bütünlüğüne zarar veren Sırp Belediyeler ve Karadağ sınır
anlaşmalarını protesto etmek için aylardır yaptığı gibi bu sefer de göz yaşartıcı gaz
atan Kosova Meclis Başkan Yardımcısı Aida Dirguti oldu. Gerginlik yaşanan
toplantıda, Dirguti, meclis binasında Kosova polisi tarafından gözaltına alındı.
Kosova cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihini belirlemek için toplanan Başkanlık
Kurulu daha sonra iktidar milletvekillerinden oluşan Başkanlık Kurulu üyelerinin
katılımıyla çalışmalarına devam etti.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.dunyabulteni.net/balkanlar/356291/kosova-cuma-gunu-cumhurbaskaninisececek
Macaristan: AB - Türkiye mülteci anlaşması hayalden ibaret
Macaristan Başbakanı Victor Orban, Avrupa Komisyonu ve Türkiye'nin mülteci
krizinin çözümü için üzerinde uzlaştığı eylem planını 'hayal' olarak niteledi ve birliğin
kendi tedbirlerini alması gerektiğini söyledi. Macaristan'ın muhafazakâr lideri Orban,
Alman Bild gazetesine verdiği röportajda "Gidip Sayın Erdoğan'a sınırlarımızı
koruması için yalvarıyoruz. Karşılığında da para ve bir takım sözler veriyoruz. Çünkü
kendi sınırlarımızı bile koruyamaz haldeyiz" dedi. Orban sözlerine, "Bu anlaşma
AB'nin güvenliğini ve geleceğini tamamen Türkiye'nin insafına bırakıyor" diyerek
devam etti. "Brüksel Türklere tutamayacağımız veya tutmak istemediğimiz sözler
veriyor" diyen Orban, "Türkiye'den yüz binlerce mülteciyi alıp AB ülkeleri arasında
dağıtma planı hayalden ibaret. Bu anlaşmanın altına imzamı atarsam beni
Budapeşte'de bayrak direğine bağlarlar" diyerek anlaşmaya tepkisini dile getirdi.
24
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/02/160225_macaristan_ab_turkiye_anlasm
a
ORTADOĞU GÜNDEMİ
İran yarın sandığa gidiyor
İran'da yarın Meclis ve Uzmanlar Konseyi seçimleri yapılacak. Seçimlerde
parlamentonun yeni üyelerinin yanı sıra dini lideri seçme yetkisine sahip Uzmanlar
Meclisi de belirlenecek. Muhafazakârlarla reformistler arasındaki sıkı yarışta 55
milyon seçmen oy kullanacak. Parlamentodaki 290 sandalye için 586‟sı kadın 6 bin
200 kişi adaylığını koymuş durumda. İran‟ın dini lideri Ayetullah Hamaney, nükleer
anlaşmanın ardından ilk kez yapılacak seçimlerde, halkının seçimlerde yanlış
adayların seçilmesinin ABD'nin ve Batı'nın işine yaracağını ifade ediyor. Reformistler
ise nükleer yaptırımların kaldırılmasından sonra halk nezdinde olumlu algılar
oluştuğunu ve seçimlere katılım yüksek olduğu taktirde başarılı olacaklarını
düşünüyor. İran seçimleriyle ilgili yorum yapan analistler, seçimlerin 2013 yılında
İran‟da Cumhurbaşkanı olan reformist grubun temsilcisi Hasan Ruhani‟nin başarısını
ya da başarısızlığı ortaya koyacağını düşünüyor. Bazı yorumcular göre ise Batı ile
imzalanan nükleer anlaşmanın halk nezdindeki olumlu ya da olumsuz sonucu ortaya
çıkacak. İran'da Uzmanlar Konseyi seçimleri, İran dini lideri Hamaney'in ölümünden
sonraki kişiyi belirleyecek olması açısından önemli olarak görülüyor.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356297/iran-yarin-sandiga-gidiyor
Muhalifler: Ateşkese uyacağız
Suriyeli muhaliflerin çatı örgütü Yüksek Müzakere Konseyi YMK, ABD ile Rusya
arasında kararlaştırılan iki haftalık geçici ateşkese uyacağını açıkladı.
Açıklama, Suudi Arabistan‟ın başkenti Riyad‟da muhalif grupların bir araya geldiği
toplantının ardından açıklama yapan YMK Genel koordinatörü ve eski Suriye
Başbakanı Riyad Hicab‟dan geldi. Muhalif isim, „İki haftalık bir ateşkes, karşı tarafın
anlaşmaya bağlılığını test etmek için bir fırsat olabilir‟ şeklinde konuştu. Suriyelilerin
ölümünü, sivilleri hedef alan bombardımanları, rejimin ve Şii milislerin ihlallerini
durdurmaya yönelik tüm çabalara olumlu baktığını vurgulayan Hicab, toplantıda
ABD-Rusya anlaşmasını ele aldıklarını söyledi. Bu anlaşmayla ilgili bazı soru
işaretlerinin de bulunduğunu ifade eden Hicab, ateşkes anlaşmasında Rusya ve İran‟ın
uyguladığı şiddete vurgu yapılmaması, rejimi meşru kabul edip askeri operasyonlarını
sürdürmesine izin verilmesi, BMGK‟nın da "terörist" olarak nitelendirdiği örgütlerin
denetiminde ve ateşkesin geçerli olmayacağı bölgelerin net olarak belirtilmemesi gibi
sorunlu noktalara işaret edildi.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.aljazeera.com.tr/haber/muhalifler-ateskese-uyacagiz
25
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
BM'den Deyrizor'a havadan yardım
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil
Yardım Koordinatörü Stephen O'Brien, BM'nin Suriye'de kuşatılmış bölgeye havadan
21 ton insani yardım malzemesi attığını açıkladı. O'Brien, BM Güvenlik
Konseyi'ndeki (BMGK) brifingde, Suriye'de gerçekleştirilen insani yardım faaliyetleri
hakkında şubat ayının ilk 3 haftasında 960 bin kişiye gıda yardımı ulaştırıldığını
söyledi. BM'nin ortaklarıyla kuşatılmış bölgelerde 110 bin kişiye yardım dağıttığını
ve Deyrizor dâhil 230 bin kişiye ulaşmayı planladıklarını belirten O'Brein, 170 bin
kişiye daha yardım dağıtımın gerçekleştirilmesi için onay beklediklerini ifade etti.
Brifingde, Deyrizor 'da 200 bin sivilin hâlâ kuşatma altında olduğunu bildiren
O'Brein, "Bu sabah (çarşamba), Dünya Gıda Programı uçağı 21 tonluk ilk yükünü
Deyrizor'a havadan attı" dedi. Madaya'da 17 Şubat itibarıyla 62 araç ile 40 bin kişiye,
Zabadani'de 3 araç ile bin kişiye ve Foah ile Kefraya'da 18 yardım aracıyla 20 bin
kişiye yardım ulaştırıldığını belirten O'Brien, ikinci ve son yardım dağıtımının ise 28
Şubat'ta yapılmasının planlandığını kaydetti.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.aljazeera.com.tr/haber/bmden-deyrizora-havadan-yardim
Kerry'e göre İsrail yerleşimleri barış getirmez
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İsrail yerleşimlerinin barış getirmeyeceğini
vurgulayarak, iki kesim arasında hakiki bir barış yürütülmesi için çağrı yaptı.
Kerry, ABD Temsilciler Meclisi Tahsisatlar Komitesi'nde "Dışişleri Bakanlığı ve
Yabancı Yardım Bütçesi" başlığı altında, Suriye'deki iç savaş ve Irak'ta Peşmerge
güçlerine yapılan yardımlar hakkında konuştu. Toplantıda Filistin-İsrail meselesi de
tartışıldı. Demokratik Parti'den New York temsilcisi Nita Lowey, başta İran
tarafından olmak üzere İsrail'in tehdit altında olduğunu, İsrail'de bıçaklama gibi
olayların sürdüğünü bildirdi. Buna karşılık, geçen hafta sonu Amman'da bir araya
geldiği Abbas'a İsrail karşıtı olaylara karşı mücadele etmesini söylediğini belirtti.
Kerry, "İsrail medyasında okuduğum kadarıyla iki gün önce İsrail gizli servisi başkanı
tarafından hükümete sunulan raporun başlığında, barış süreci olmadıkça şiddetin
artacağı belirtildi. Umudum herkesin bunu bir tehdit olarak değil, bir gerçek olarak
dikkate alması" dedi. Meselenin çözümü için "hakiki ve aktif bir süreç" yürütülmesi
gerektiğini vurgulayan Kerry, "Bence bu daha öncekinden biraz daha farklı bir formül
gerektiriyor" ifadesini kullandı.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356292/kerrye-gore-israil-yerlesimleri-barisgetirmez
"PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD'nin YPG ile ilgili çelişkisi bulunduğunu
söyleyerek, "PYD, Rusya'da ofis açarak ABD'yi sattı" dedi. Suriye Uluslararası
Destek Grubu'nun amacının, ülkede toprak bütünlüğünün sağlanması olduğunu ifade
eden Çavuşoğlu, "Suriye Uluslararası Destek Grubu olarak amacımız Suriye'nin
26
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
topraklarını birine vermek değil tamamında dönüşümü sağlayarak Suriye'nin toprak
bütünlüğünü sağlamaktır" dedi. Çavuşoğlu, ABD'li mevkidaşı John Kerry'nin,
telefonda kendisine YPG'nin güvenilmez olduğunu söylediğini belirtti. ABD'nin PYD
konusunda ciddi bir çelişkisi olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bir terör örgütüyle
mücadelede bir başka terör örgütüne bel bağlamak çok yanlış" diye konuştu.
Türkiye'nin, Suriye'de DAİŞ ile mücadele konusundaki duruşunun değişmediğini
belirten Çavuşoğlu, "Biz, başından beri hava operasyonlarının yanında kara
operasyonlarının ve her türlü stratejinin uygulanması gerektiğini savunduk" şeklinde
konuştu.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.trthaber.com/haber/gundem/pyd-rusyada-ofis-acarak-abdyi-satti236888.html
İran ve Hizbullah askerleri Yemen'de iddiası
Suriye'de rejime verdikleri destekle bilinen İran ve Hizbullah'ın Yemen'e de asker
gönderdiği ortaya çıktı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sözcüsü
ve Savunma Bakanlığı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed el-Asiri, 'Yemen'de Hizbullah
savaşçıları ve İran'ın paralı askerleri var' dedi. Suudi Arabistan'ın El-Hades televizyon
kanalına konuşan Asiri, ellerinde Hizbullah ve paralı askerlerin Yemen'deki
operasyonlara katıldığına dair ses kayıtları ve görüntüler olduğunu belirtti.
Asiri, delillerin Yemen'de militanların Hizbullah'ın gözetiminde Sada kentinden
Demmac köyüne su tankerlerinin içinde nakledildiklerini ortaya çıkardığını ifade etti.
Hizbullah militanlarıyla da Husiler gibi savaşacaklarını dile getiren Asiri, onların
birçoğunun Husilerin kontrolündeki bölgelerde öldüğünü aktardı. Asiri, Yemen'de
bizzat Hizbullah militanı olup olmadığına ilişkin soruya, "Yemen'de Hizbullah
savaşçıları ve İran'ın paralı askerleri var. Suudi Arabistan sınırlarında bombalanan
merkezlerde bulunduklarına dair ses kayıtları var" cevabını verdi. Asiri, Yemen
hükümetinin de bu konuya ilişkin delilleri olduğunu ve Hizbullah'a karşı gerekli
önlemleri almaları için uluslararası kuruluşlara yöneleceklerini belirtti. Hizbullah'ı
"terör örgütü" olarak niteleyen Asiri, Yemen hükümetinin Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) şikâyette bulunacağını ve Suudi Arabistan'ın da bu
adımı desteklediğini aktardı.
25 Şubat 2016 Perşembe
http://www.timeturk.com/iran-ve-hizbullah-askerleri-yemen-de-iddiasi/haber-132336
Rus uçakları pazar yerini bombaladı: 8 ölü
Rus savaş uçakları İdlib'de pazar yerini bombaladı, 8 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Rus
savaş uçaklarının İdlib vilayetine bağlı muhaliflerin kontrolündeki Eriha ilçesinde
pazar yerine düzenlediği hava saldırısı sonucu 8 kişinin öldüğü, 28 kişinin yaralandığı
bildirildi. Eriha'daki sivil savunma yetkilisi Abdülkerim Ahras, yaptığı açıklamada,
Rus ordusuna ait savaş uçaklarının İdlib kentinin güneyindeki yönetim karşıtlarının
denetiminde yer alan Eriha ilçesinde pazar yerine saldırdığını söyledi. Rusların pazar
yerini bombalaması sonucu 8 sivilin yaşamını yitirdiğini, 28 kişinin de yaralandığını
27
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
kaydeden Ahras, ''Rus uçakları, Eriha'da pazar yerini bombaladı. Saldırıda sivil
yerleşim yerinde de büyük hasar meydana geldi. Ruslar terör örgütü DAİŞ yerine sivil
yerleşim yerini yoğun bir şekilde bombalıyor'' dedi. Olayda yaralananların ilçedeki
sahra hastanelerine kaldırıldığını aktaran Ahras, sivil savunma ekiplerinin
bombardımanda yıkılan evlerin enkazı altında ölü ve yaralıların olup olmadığına
ilişkin araştırma yaptığının altını çizdi.
24 Şubat 2016 Çarşamba
http://www.trthaber.com/haber/dunya/rus-ucaklari-pazar-yerini-bombaladi-8-olu236793.html
İsrail'den Kenya Lideri'ne Batı Şeria engeli
İsrail'in, Kenya Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta'nın Batı Şeria'ya geçerek Filistin
Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesine izin vermediği bildirildi. İsrail kamu
radyosunda yer alan haberde, Kudüs'ü ziyaret eden Kenyatta'nın, Batı Şeria'nın
Ramallah kentine geçerek Abbas ile görüşmesine izin vermediği belirtildi. Konuyla
ilgili ayrıntılı bilgi verilmezken görüşmeye "önceden belirtilmediği ve son anda talep
edildiği için izin verilmediği" öne sürüldü. Kenya Devlet Başkanı Kenyatta, resmi
temaslarda bulunmak üzere dün Kudüs'e gelmişti.
24 Şubat2016 Çarşamba
http://www.dunyabulteni.net/ortadogu/356259/israilden-kenya-liderine-bati-seriaengeli
İran'daki seçimler reformcu, muhafazakar ve ılımlıların rekabetine sahne
olacak
Anadolu Ajansı-24 Şubat 2016/ Ahmet Dursun
İran, 26 Şubat'ta 5'inci Uzmanlar Meclisi ve 10'uncu dönem milletvekili seçimleri için
sandık başına gidiyor. Seçimler İran toplumu için büyük önem taşıyor.
İran, 26 Şubat'ta düzenlenecek 5'inci Uzmanlar Meclisi (Hubregan) ve Onuncu
dönem İran Meclisi milletvekili seçimlerini bekliyor. Eş zamanlı olarak düzenlenecek
seçimler İran toplumu için büyük önem taşıyor. Seçimler ülkedeki reformcu,
muhafazakar ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini destekleyen ılımlıların
rekabetine sahne olacak.
Seçmen yaşının 18 olduğu ülkede, 54 milyon 915 seçmenin oy kullanması için, 53 bin
seçim
noktasında,
120
bin
seçim
sandığı
hazırlandı.
Cuma günü düzenlenecek olan seçimler ülkedeki "muhafazakarlara" karşı
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini destekleyen "ılımlılar ve reformistlerin"
rekabetine sahne olacak.
Seçimlere Muhammed Rıza Arif''in başını çektiği reformistler veCumhurbaşkanı
Hasan Ruhani yanlıları "Reformistler ve Hükümeti Destekleyenler Birliği" çatısı
altında "Ümit ve Huzur, Ekonomide ilerleme" seçim sloganıyla seçmenin huzuruna
çıkacak. Haddad Adil liderliğindeki muhafazakarlar ise seçmenden "geçim, güvenlik,
28
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ilerleme" sloganlarıyla oy almaya çalışacak.
19 aralık'ta başlayan seçim maratonu süresince Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin
(AKK), aralarında ülkenin önemli din adamlarının ve mevcut milletvekillerinin de
bulunduğu çoğu reformcu kanattan birçok adaya Uzmanlar Meclisi ve parlamento
seçimlerine katılma izni vermemesi nedeniyle rekabetin adil olmayacağı yorumları
yapılıyor.
Adaylığı reddedilenler arasında İran Devrimi Lideri Ayetullah Humeyni'nin torunu
Ayetullah Hasan Humeyni de bulunuyor. Uzmanlar Meclisi seçimlerine aday olmak
isteyen Humeyni'nin başvurusu iki kez reddedildi. Humeyni'yle birlikte bir çok adaya
seçimlere katılmak için yeterlilik verilmemesi de ülkede tartışma konusu oldu.
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ise tepkilerin artmasının ardından yaptığı bir
konuşmada, eleştirilerin hedefindeki AKK'nın yıpratılmaması gerektiğini savunarak,
"Dünyanın hiçbir yerinde karar verici merkezler, rejimin esaslarını kabul
etmeyenlerin
yolunu
açmaz"
ifadelerini
kullandı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise eleştirilerin odağındaki AKK'ya "Eğer
seçimlerde sadece bir siyasi kanat yer alırsa o zaman hangi sebeple seçim
düzenleyeceğiz?" diyerek tepki gösterdi.
Bunun ardından itiraz sürecinin başlamasıyla yeterlilikleri yeniden değerlendirilen
aday adaylarından yaklaşık 1500 kişiye daha aday olma izni verildiğinin
açıklanmasına rağmen bunlardan çok azının reformcu kanada mensup adaylardan
olduğu belirtiliyor.
AKK, Cumhurbaşkanlığı, İran Meclisi ve Uzmanlar Meclisi seçimleri aday
adaylarını, anayasaya göre, rejimin değerlerine bağlılıkları yönünden değerlendirdi.
Dini lider Ayetullah Hamaney'in temsil ettiği "Velayet-i Fakih makamına ve İslami
değerlere bağlılıklarında kusur bulunan" veya 2009 yılındaki tartışmalı
cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylarda rolü olduğu iddia edilen
kişilerin adaylıkları reddedildi.
Muhafazakarlara yakınlıklarıyla bilinen 12 kişilik AKK üyelerinin 6'sı dini lider
Ayetullah Hamaney tarafından atanırken, diğer üyeler meclis tarafından 6 yılda bir
seçiliyor.
Onuncu dönem milletvekili seçimlerinde ise adaylar 290 sandalye için
yarışacak. Anayasaya göre, 30 yaşından küçük, 75 yaşından büyük olmaması gereken
adayların en az yüksek lisans derecesinde eğitim almış olmaları gerekiyor.
Adaylıkları yine Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylanması gereken
milletvekili adaylarının yeterliliği iki aşamada değerlendirildi.
Birinci aşamadaki değerlendirmede İçişleri Bakanlığı bünyesindeki İcra Kurulu, 26
Aralık 2015‟ten itibaren 2 hafta süresince adayların yukarıda bahsedilen şartları
taşıyıp taşımadıklarının tespitini yaptı.
AKK'ya bağlı Denetleme Heyeti de adayların siyasi, ahlaki ve dini sabıkalarını
inceledikten sonra adaylığın kabulü ya da reddi yönündeki kararını verdi.
29
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ülkedeki milletvekili adayları, Uzmanlar Meclisi adaylarının aksine sadece bir hafta
ve seçimden 24 saat öncesine kadar propaganda yapma hakkına sahip bulunuyor.
Milletvekilliğine hak kazanan adaylar seçimlerden 3 ay sonra yani, 27 Mayıs
2016'dan
itibaren
4
yıl
boyunca
mecliste
görev
yapacak.
"İslami İstişare Meclisi" isimli 290 üyeli İran Meclisi, Anayasayı Koruyucular
Konseyi ve dini liderin makamı gibi seçilmemiş kurumların yetkileriyle mukayese
edildiğinde sahip olduğu yetki açısından geride kalıyor. Meclisin, yıllık bütçenin
kararlaştırılması, kabinedeki bakanların onanması ve hükümet görevlilerinin
performansının sorgulanması gibi yetkileri bulunuyor.
Ülke
politikalarında
başlıca
söz
sahibi
dini
lider
Hamaney
Ülkedeki en yetkili ikinci kişi ve hükümetin başı olan İran Cumhurbaşkanı da
anayasal olarak sınırlı yetkiye sahip bulunuyor. Cumhurbaşkanı adayları da yine
konsey tarafından onaylanıyor. Seçildikten sonra bile cumhurbaşkanının dini lider
tarafından atanması gerekiyor. Dini lider sadece silahlı kuvvetler ve yargı üzerinde
kontrol sahibi değil, aynı zamanda ülkenin dış ve iç politikasını da büyük ölçüde
yönetiyor. Cumhurbaşkanının ise başlıca görevlerinden biri ekonomik gündemi
belirlemek.
İran devleti dini lider ve cumhurbaşkanlığı tarafından iç içe iki yapı tarafından
yönetiliyor. Bu durum ülkenin siyasi ve ekonomik yapısını doğrudan etkiliyor.
Cumhurbaşkanına bağlı kurumlar her türlü denetim ve eleştiriye tabi tutulurken, dini
lidere bağlı askeri ve iktisadi kurumlar hakkında bir denetleme söz konusu değil.
Ülkenin en büyük gelir kaynağı olan petrol ve ürünleri alanında faaliyet gösteren bazı
şirketler dini lidere bağlı kurumlar tarafından yönetiliyor. Bu da ülke ekonomisinin
parçalanmasına, seçimle iş başına gelen cumhurbaşkanı ve onun kurduğu hükümetin
ekonomiyi iyileştirme konusunda gerekenleri yapamamasına neden oluyor.
Meclisteki milletvekillerinin çoğunluğunu oluşturan muhafazakarlardan bir kısmının,
Ruhani hükümetinin birçok yasa tasarısını engellemeye çalışmaları özellikle nükleer
anlaşmanın meclisten geçmesine karşı gösterdikleri direnç, ülkede eleştirilere neden
olmuştu. Bu yüzden Ruhani'nin bu seçimlerde meclisteki yapıyı değiştirmek istediği
yorumları yapılıyor. Ancak seçimlere katılmak isteyen reformcu kanada mensup
birçok kişinin adaylıklarının engellenmesi nedeniyle bu mümkün görünmüyor.
Seçim sonuçlarıyla birlikte reformcuların mecliste çoğunluğu elde etmeleri
durumunda dahi meclisin çıkardığı kanunları denetleyen AKK'nın, anayasayı
yorumlama ve meclis tarafından çıkarılan yasaları veto etme yetkilerini kullanarak,
reformcuların geçirmek istediği kanunlara onay vermeyeceği de ön görülüyor. Buna
rağmen, Cumhurbaşkanı Ruhani hükümetini destekleyen ılımlılar, meclisin sadece
sayıca değil nitelik olarak değişmesi konusunda da umutlu görünüyor.
30
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İran'ın dış siyasetinde bir değişiklik beklenmiyor . Meclisin yapısı hangi kanat lehine
değişirse değişsin, İran'ın dış siyasetinde bir değişiklik beklenmiyor. Ülkenin dış
siyaset politikası dini lider tarafından belirlendiği için meclisin dış politika konusunda
etkisi bulunmuyor. Dışişleri Bakanlığı ve Milli Güvenlik Yüksek Konseyi, dini liderin
dış siyaset politikasını uygulamakla görevli.
Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni'nin adaylığı iki kez reddedildi
Ülkenin dini liderinin ölümü veya vazifesini ifa edememesi durumunda ülkenin en üst
otoritesi yeni dini lideri seçme ve ona bağlı kurumları denetleme gibi görevlere sahip
ülkenin en kritik kurumlarından Uzmanlar Meclisi, din ilimlerinde uzman kişilerden
oluşuyor. Bir önceki dönemde üye sayısı 86 olan Uzmanlar Meclisi'nde seçimler
sonrasında 99 üye görev yapacak.
Uzmanlar Meclisi için sadece dini şahsiyetler, yaş şartı aranmaksızın aday olma
hakkına sahip. 8 yıl için seçilen din adamlarının bu seçimlere aday olması için gerekli
olan ilmi, ahlaki ve siyasi yeterliliğinin tespiti yine Anayasayı Koruyucular Konseyi
tarafından yapıldı. Bu süreçte aday olmak isteyen Ayetullah Humeyni'nin torunu
Hasan Humeyni'nin adaylığı da iki kez reddedildi.
Konsey tarafından adaylığı onaylananlar, 11 Şubat'tan itibaren 2 hafta boyunca, yani
seçimlerden bir gün öncesine kadar seçim kampanyası yürütebilecek. Uzmanlar
Meclisi seçimlerini kazanan adaylar, seçimlerden üç ay sonra resmen çalışmaya
başlayacak.
Başkent Tahran, Uzmanlar Meclisi'nde 16 sandalyeyle temsil ediliyor. Bu sandalyeler
için yarışacak 36 isim, Cumhurbaşkanı Ruhani'nin de aralarında olduğu ülkenin en
önemli siyasileri ve din adamları arasında sayılıyor. Adaylardan 28 isim ise ülkenin
önde gelen din adamlarından Ayetullah Ahmed Cenneti'nin aralarında olduğu
muhafazakar kanada mensup din adamlarından oluşuyor.
Önemli eyaletlerden İsfahan'da, AKK'nın ilk kabul listesine göre 5 sandalye için 16
aday yarışacak. Merkez kenti Tebriz olan Doğu Azerbaycan seçim bölgesinde
adaylıkları açıklanan 6 kişiden 5'i, Huzistan eyaletinde adaylığı onaylanan 13 din
adamından ise 6'sı seçilecek.
Kazanacağına kesin gözüyle bakılan muhafazakarların önde gelenlerinden Amul
bölgesinden seçimlere katılan Meclis Başkanı Ali Laricani ve kardeşi Yargı Erki
Başkanı Sadık Amuli Laricani.
Fars bölgesinde yarışan adaylardan reformistlere yakın olanların tamamının
adaylıklarının AKK tarafından reddedilmesinin ardından 5 sandalye için 8
muhafazakar aday yarışacak.
31
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Anayasayı Koruyucular Konseyi, seçimlere katılacak aday adaylarını değerlendirirken
çoğunlukla muhafazakar adayları onaylaması ve reformcu kanat mensubu birçok
adayı elemesi nedeniyle eleştiriliyor. Bu nedenle reformcuların seçimlerde kendilerine
yakın gördükleri ılımlı adaylara oy vermeleri öngörülüyor.
http://aa.com.tr/tr/analiz-haber/irandaki-secimler-reformcu-muhafazakar-veilimlilarin-rekabetine-sahne-olacak/526551
32
Download