1. Toplam Arz, Toplam Talep ve Denge

advertisement
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
DERS NOTU 08
TOPLAM ARZ EĞRİSİ (AS) VE DENGE –
ENFLASYON- İŞSİZLİK VE PHILLIPS EĞRİSİ –
TOPLAM ARZ (AS) EĞRİSİ TEORİLERİ
Bugünki dersin içeriği:
1. TOPLAM ARZ, TOPLAM TALEP VE DENGE .............................................................................................. 1 1.1 TOPLAM ARZ EĞRİSİNDE (AS) KAYMA ............................................................................................................... 2 2. ENFLASYON .......................................................................................................................................... 3 2.1 TALEP ENFLASYONU ....................................................................................................................................... 3 2.2 MALİYET ENFLASYONU ................................................................................................................................... 4 2.3 ENFLASYON İLE İLGİLİ DİĞER NOKTALAR ............................................................................................................. 5 3. İŞSİZLİK VE PHİLLİPS EĞRİSİ ................................................................................................................... 8 3.1 İŞSİZLİK TÜRLERİ ............................................................................................................................................ 8 3.2 PHİLLİPS EĞRİSİ ............................................................................................................................................. 9 4. POZİTİF EĞİMLİ TOPLAM ARZ EĞRİSİ (AS) TEORİLERİ ............................................................................ 14 5. AS EĞRİSİ VE PHİLLİPS EĞRİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ ................................................................................. 17 5.1 TOPLAM ARZ EĞRİSİ İLE PHİLLİPS EĞRİSİ ARASINDAKİ İLİŞKİ ................................................................................. 18 KAYNAKÇA ............................................................................................................................................. 19 1. Toplam Arz, Toplam Talep ve Denge
Denge fiyat düzeyi Toplam talep (AD) ve toplam arz (AS)
eğrilerinin kesiştiği noktada oluşan fiyat düzeyi.
Şekil 1 Denge Fiyat Düzeyi
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 1
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
1.1 Toplam Arz Eğrisinde (AS) Kayma
Maliyet şoku veya arz şoku Maliyetlerde toplam arz (AS) eğrisini
kaydıran bir değişim.
Şekil 2 Toplam Arz Eğrisinde (AS) Kaymalar
Şekil 3 Toplam Arz Eğrisini Kaydıran Etkenler
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 2
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Potansiyel çıktı (Tam istihdam düzeyi veya Doğal Çıktı Düzeyi)
Çevrimsel işsizliğin (bakınız: bölüm 3.1.İşsizlik türleri) olmadığı ve
uzun dönemde enflasyona sebep olmadan devam ettirilebilecek olan
toplam çıktı düzeyi.
2. Enflasyon
enflasyon genel fiyat düzeyindeki bir yükselmedir.
 Enflasyonun iki temel sebebi vardır; (1) AD eğrisinin sağa
kayması (talep enflasyonu) ve (2) AS eğrisinin sola kayması
(maliyet enflasyonu)
 Veya ikisi birden...
2.1 Talep Enflasyonu
Talep enflasyonu toplam talepte meydana gelen bir artış (AD
eğrisinin sağa kayması) ile oluşan enflasyondur. (Bakınız Şekil 4).
Şekil 4 Talep Enflasyonu
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 3
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Şekil 5 Ekonomi AS Eğrisinin Neredeyse-Yatay Kısmındayken Toplam Talep Eğrisinde
Meydana Gelen Bir Kaymanın Etkileri
Şekil 6 Ekonomi Neredeyse-Maksimum-Kapasitedeyken Toplam Talep Eğrisinde
Meydana Gelen Bir Kaymanın Etkileri
2.2 Maliyet Enflasyonu
Maliyet enflasyonu Maliyetlerdeki artış ile oluşan enflasyondur
(Bakınız Şekil 7).
o Girdi maliyetinde oluşan artışlar.
 Petrol fiyatlarındaki bir artış
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 4
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
 Döviz kurunun yükselmesi ile ara malların fiyatlarının
(üretim maliyetlerinin) artması, vb.
Şekil 7 Maliyet Enflasyonu
Şekil 8 Talep ve Maliyet Enflasyonlarının Beraber Olması
2.3 Enflasyon ile İlgili Diğer Noktalar
Stagflasyon Fiyatlar yükselirken aynı zamanda üretimin de düşmesi
durumu.
o Şekil 7’de görüldüğü gibi stagflasyonun olası bir sebebi
maliyetlerdeki bir artıştır.
 Bir maliyet şoku dönemini takiben (yani AS eğrisi sola
kaymıştır), devlet genişletici politika izleme yoluna gidebilir:
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 5
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
o Devlet harcamalarında (G) artış veya vergilerde (T)
azaltma.
o Ya da para arzında (Ms) genişleme.
 Bu durumda AD eğrisi sağa kayar, yeni AD eğrisi sola
kaymış olan AS eğrisinin daha yüksek bir fiyattan (P1
‘den de yüksek bir fiyattan, Şekil 9)
 Bu tür bir politika geliri bir miktar artırabilir fakat
fiyatlar daha da yükselir.
Şekil 9 Maliyet artışları ve Maliye Politikası
Beklentiler ve enflasyon Enflasyonist beklentilerde (enflasyon
olacağına dair beklenti veya düşüncelerde) artış olması, AS eğrisinin
sola kaymasına ve firmaların fiyatları artırmalarına ve sebep olur.
(Şekil 7)
Para ve enflasyon Para arzındaki bir artış fiyat düzeyini artırır.
 Para arzının artması toplam talep (AD) eğrisini sağa kaydırır.
Sonuçta talep-enflasyonu oluşur.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 6
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Sönümsüz enflasyon1 (veya devamlı enflasyon) Genel fiyat
düzeyinin yükselmesinin çok uzun bir dönem boyunca devam
etmesi durumu.
 Sönümsüz enflasyonun oluşmasında para arzı rol oynayabilir.
 Devlet harcamalarında (G) bir artışın olduğunu düşünelim, fakat
para arzı (Ms) değişmesin.
 Para arzı değişmediği için, G’de yapılan artış Merkez Bankasının
uyumlu (para) politikası ile “uyumlanmamıştır”. G’deki artış AD
eğrisinin sağa kaydırır ve fiyat düzeyi yükselir.
 Fiyat düzeyi artınca neler olabilir?
o Daha yüksek fiyat düzeyi para talebini artıracaktır. Para
arzında bir artış olmadığı için faiz oranı yükselir.
o Faiz oranında meydana gelen artış ile planlanan yatırımlar
düşer. (Faiz oranındaki artış planlanan yatırımların bir
kısmını dışlar –dışlama etkisi)
 Eğer Merkez Bankası, para arzını (Ms) artırarak, faiz oranını sabit
tutmak (yükselmemesini sağlamak) isterse, AD eğrisi daha ve
daha sağa kayar.
o Sonuç sönümsüz enflasyondur, belki de hiperenflasyon
oluşabilir (Bakınız Şekil 10).
 Dolayısıyla, genellikle, sönümsüz enflasyonun oluşması için
Merkez Bankasının para arzını artırarak uyumlu politika izlemesi
(merkez bankasının uyumlaması) gerektiği düşünülür.
1
İngilizcede “sustained inflation” şeklinde ifade edilen kavrama Türkçe olarak “sönümsüz enflasyon”
karşılığını öneriyoruz (O. Eruygur)
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 7
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Şekil 10 Devlet Harcamalarındaki bir Artış (G) ve Merkez Bankasının
Uyumlu Para Politikası sonucu Oluşan Sönümsüz Enflasyon
hiperenflasyon
Fiyat düzeyi artışlarının çok yüksek veya
astronomik olduğu dönem.
3. İşsizlik ve Phillips Eğrisi
3.1 İşsizlik Türleri
Friksiyonel İşsizlik (veya Geçici İşsizlik, Arızi İşsizlik) Geçici
işsizliktir. İşgücüne yeni katılarak iş arayanları, daha iyi iş bulmak
isteği ile işinden ayrılarak iş arayanları ve şirket iflasları sonucu
işsiz kalarak iş arayanları kapsar.
Yapısal İşsizlik (veya Uyumsuzluk İşsizliği) İşçiler tarafından arz
edilen işgücü yetenekleri ile işgücü piyasasında talep edilen işgücü
yetenekleri arasında uyuşmazlık olduğu zaman oluşur.
o Örneğin, bilgisayar bilgisine sahip eleman ihtiyacı
günümüzde çok yaygın bir durumdur. Bilgisayar kullanma
bilgisine sahip olmayan kişilerin yaşadığı işsizlik yapısal
işsizliktir.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 8
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Konjonktürel İşsizlik (veya Çevrimsel İşsizlik) Konjonktür devri
(veya iş çevrimi) dalgalanmaları sonucu oluşan işsizlik türüdür.
Yetersiz talep sonucu üretimde bir daralma veya durgunluk
olduğunda birçok işçi işini kaybeder. Canlanma oluşana kadar bu
işçiler işsiz kalırlar.
o Makroekonomik analizlerde asıl üzerinde durulan bu tip
işsizliktir. Friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin
ekonomide her zaman olacağı düşünüldüğü için, önemli
olan konjonktürel işsizliğin yok edilmesidir.
o Klasik iktisatçılar bu tür işsizliğin varlığını kabul etmezler.
o Keynezyen analizde bu işsizlik önemli yer tutar: Keynezyen
anlamda işsizlik, konjonktürel işsizliktir.
Doğal İşsizlik Oranı Uzun dönem makroekonomik dengesinde var
olacağı tahmin edilen işsizlik oranı.
o Friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin toplamıdır, çünkü
friksiyonel işsizlik ile yapısal işsizliğin ekonomide her
zaman olacağı düşünülür.
Tam İstihdam Düzeyi (veya Doğal Çıktı Düzeyi) Friksiyonel
işsizlik ile yapısal işsizliğin toplamı kadar olan işsizlik düzeyi:
konjonktürel işsizliğin olmadığı durum.
o Diğer bir deyişle, doğal işsizlik oranı kadar işsizliğin
olduğu, onun dışında işsizliğin olmadığı durum veya üretim
düzeyi.
3.2 Phillips Eğrisi
 1958’de Profesör A.W. Phillips, 1861-1957 yılları verisini
kullanarak, nominal ücret büyüme oranı ile işsizlik arasındaki
ilişkiyi inceledi ve bu yıllar için nominal ücret büyüme oranı ile
işsizlik arasında istatistiksel bir ilişki buldu.
 Nominal ücretlerin büyüme oranı, enflasyon oranı gibi
düşünülebilir.
 Bu çalışma enflasyon ile işsizlik arasında ters yönlü ilişki
(ödünleşim) olduğunu söyleyen bir teoriye dönüştü.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 9
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Şekil 11 Phillips Eğrisi (İlk Hali)
 Phillips Eğrisinin ilk haline göre, devlet eğer işsizliği düşürmek
istiyorsa bir miktar yüksek enflasyonu bunun karşılığında kabul
etmek durumundaydı (Şekil 11).
 Fakat daha sonra bir sorun ortaya çıktı.
o Sorun şu idi: 1970’lerde enflasyon ile işsizlik bir arada
yükselmeye başladı ve bu duruma stagflasyon
(stagnation+inflation) adı verildi.
o Bu durum Phillips Eğrisine göre olmaması gereken bir
durumdu. İktisat yazınında:
 Acaba Phillips Eğrisi Teorisi yanlış mı,
 Yoksa Phillips Eğrisi hareket mi ediyor, veya
 Neler oluyor?
şeklinde sorular sorulmaya başlandı.
 Parasalcı (Monetarist) olan M. Friedman, 1968 yılında Phillips
Eğrisini eleştirerek Philllips Eğrisinin (ilk halinin) sadece kısa
dönemde geçerli olacağını söyledi. Uzun dönemde Friedman'a
göre enflasyon ile işsizlik arasında bir ödünleşim (veya ters ilişki)
yoktu. Philllips Eğrisinin enflasyon ve işsizlik düzlemindeki yeri
insanların enflasyon hakkındaki beklentileri ile belirleniyordu.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 10
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
 Gerçekleşen enflasyon oranı, beklenen enflasyon oranından daha
yüksek (düşük) olursa Philllips Eğrisi yukarı (aşağı) doğru
kayıyordu.
 Böylece Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi doğmuş oldu. Kısa
dönemde, beklenen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon
birbirlerine eşit değildi, bu durumda orijinal Phillips Eğrisi (ilk
hali) ilişkisi oluşuyordu. Uzun dönemde ise gerçekleşen
enflasyon beklenen enflasyona eşit oluyor ve bu durum ise dikey
bir uzun dönem Phillips eğrisine sebep oluyordu.
o Aşağı doğru eğimli (negatif eğimli) Phillips Eğrisi (yani
eğrinin ilk hali) yalnızca kısa dönem bir durumu
yansıtmaktaydı.
o Uzun dönemde enflasyon ile işsizlik arasında bir ters ilişki
(veya ödünleşim, değiş tokuş) yoktu.
 Bu şekilde uzun ve kısa dönem Phillips Eğrisi ilişkileri,
Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi adı altında tek bir Phillips
Eğrisi olarak birleştirilmiş oldu.
 Bekleyişler Eklentili Phillips Eğrisi ‘nin genel olarak kabul edilen
biçimi şöyledir:

Enflasyon
  e   ( u  un )  
Beklenen
Enflasyon
Çevrimsel İşsizlik
Arz Şoku
Burada, u n : doğal işsizlik oranı, u : gerçekleşen işsizlik oranıdır.
Dikkat edilirse, burada ( u  u n ) terimi çevrimsel işsizliktir.
 Uzun dönem Phillips Eğrisi, doğal işsizlik oranı (bkz. aşağıda)
düzeyinde (yani tam istihdam düzeyinde) tam dikey olarak
yükselen bir eğridir.
Örnek
 Varsayalım ki ekonomi ilk başta % 1 düzeyinde bir enflasyona ve
%7 oranında bir işsizliğe sahip. Devlet, işsizliği düşürmek üzere,
genişletici bir maliye politikasına girişir ve AD eğrisi sağa kayar.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 11
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
 İşsizlik düzeyinde, daha yüksek bir enflasyona sebep olan, kısa
dönemli bir düşme olur ( u düşer). İnsanlarda, daha sonraki
dönemde daha yüksek bir enflasyon olacağı yönünde bir beklenti
oluşur ve ücret sözleşmelerini yenilerlerken bu yüksek oranı
temel alırlar (  e yükselir, sonunda uzun dönemde,    e haline
gelir). Daha yüksek ücretler elde edildiğinde, firmaların
maliyetleri artar (AS eğrisi sola kayar) ve çalışan sayısını
azaltırlar. Sonuçta gene %7 işsizlik oranına geri dönülür
( u  u n ’ye geri dönülür). Tek değişen daha yüksek enflasyondur
(%2).

Şekil 12 Uzun ve Kısa Dönem Phillips Eğrileri ve Uzun Dönem Ayarlanma
 İşsizlikte meydana gelen bu artışı yok etmek üzere devlet yeniden
genişletici politikalar izler: sonuç gene işsizlikte kısa dönemli bir
düşme fakat daha yüksek enflasyondur. Bu daha yüksek
enflasyon, sonraki dönemde daha yüksek enflasyon olacağı
yönünde insanlardaki beklentileri artırır ve süreç bu şekilde
devam eder. Sonuçta, uzun dönemde, doğal işsizlik oranına (%7)
geri dönülür, fakat enflasyon daha yükselmiştir (%3).
 Yukarıda Phillips eğrisinin uzun dönem ve kısa dönem
versiyonları üzerinden anlattığımız durumu aşağıda bir de ASAD eğrileri üzerinden inceleyelim.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 12
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
o Talebi genişletici politika sonucunda AD eğrisi sağa kayar;
A noktasından B noktasına gelinir, toplam çıktı, doğal çıktı
düzeyinin (tam istihdam düzeyinin) üstüne çıkar, ve işsizlik
azalır.
o AD’nin sağa kayması ile görüldüğü gibi, kısa dönemde,
fiyatlar P0’dan P1’e yükselir, yani enflasyon artar.
o İnsanlarda, daha sonraki dönemde daha yüksek bir
enflasyon olacağı yönünde bir beklenti oluşur ve ücret
sözleşmelerini yenilerlerken bu yüksek oranı temel alırlar
(  e yükselir, sonunda uzun dönemde,    e haline gelir).
Daha yüksek ücretler elde edildiğinde, firmaların
maliyetleri artar (AS eğrisi sola kayar) ve çalışan sayısını
azaltırlar. Sonuçta gene %7 işsizlik oranına geri dönülür
( u  u n ’ye geri dönülür). Tek değişen daha yüksek
enflasyondur (%2).
Şekil 13 Sürecin AS-AD Eğrileriyle Gösterilmesi
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 13
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Enflasyonu Hızlandırmayan İşsizlik Oranı (NAIRU) Uzun
Dönem Phillips Eğrisi yatay ekseni, enflasyonun artmadığı bir
işsizlik düzeyi olan doğal işsizlik oranında (Friksiyonel
İşsizlik+Yapısal İşsizlik) keser. Bu noktadaki işsizlik oranı
Enflasyonu Hızlandırmayan İşsizlik Oranı (NAIRU) olarak geçer.
• NAIRU Teorisi şunu söyler: eğer işsizlik bu oranın (NAIRU)
altına inerse, enflasyon hızlanır.
• Son yılarda histeresiz hipotezine göre doğal işsizlik oranı ile
NAIRU’nun birbirlerinden farklı olduğu görüşü ileri
sürülmektedir.
4. Pozitif Eğimli Toplam Arz Eğrisi (AS) Teorileri
Daha önceden de belirttiğimiz gibi, kısa dönemde fiyatların değişmediği
durum, tam esnek (yani tam yatık) bir toplam arz (AS) eğrisi anlamına
gelir. Standard IS/LM analizinde, herhangi bir politika değişimi sonucu
başlayan süreçte fiyatlar değişmiyorsa; bu analiz örtük olarak tam yatık
veya tam esnek bir kısa dönem AS eğrisi (SRAS) öngörmektedir. Fakat
kısa dönem ars eğrisi her zaman tam yatık (bu durum tam Keynezyen
durumdur) olmak durumunda değildir. Kısa dönemde AS eğrisi pozitif
eğimli bir eğri şeklini de alabilir, ki genelde de bu şekilde olduğu
düşünülür.
Pozitif eğimli arz eğrisi (AS) hakkında üç temel teoriden bahsedilebilir:
1. Yapışkan Ücret Modeli
2. Noksan-Bilgi Modeli2
3. Yapışkan Fiyat Modeli
Bu üç teorinin üçü de pozitif eğimli bir kısa dönem arz eğrisi (SRAS)
öngörürler. Genel olaral SRAS’ın denklemi şu şeklide yazılabilir:
2
Tam-olmayan-bilgi, eksik-bilgi, kusurlu-bilgi modeli.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 14
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Y  Y   ( P  Pe )
Burada,
Y : toplam çıktı
Y : doğal üretim miktarı (doğal çıktı düzeyi)
 : pozitif değer alan bir parametre
P : güncel fiyat düzeyi
P e : beklenen fiyat düzeyi
Burada  parametresi pozitif bir parametre olduğu için, bu denkleme
göre Y ile P arasında pozitif bir ilişki vardır. Bu durum pozitif eğimli bir
SRAS eğrisi anlamına gelir.
Şekil 14. Kısa Dönem Arz Eğrisi
Eğer gerçekleşen genel fiyat düzeyi (P), beklenen fiyat düzeyinden
(Pe) saparsa (farklı olursa); toplam çıktı, doğal çıktı düzeyinden
farklı bir düzeyde gerçekleşir.
Şimdi isterseniz, toplam arz eğrisi ile toplam talep eğrisini aynı grafikte
gösterelim. Şekil 15, ekonominin, toplam talepte beklenmeyen bir
yükselme olduğunda (örneğin, genişletici para politikasından
kaynaklanan) nasıl cevap vereceğini göstermek için toplam arz
denkleminden faydalanmaktadır.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 15
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
Farzedelim ki, merkez bankası tarafından, piyasaların beklemediği bir
genişletici para politikası yapılsın. Kısa dönemde, parasal genişleme
sonucu toplam talep yükselir ve denge, A noktasından B noktasına kayar.
Toplam talepteki yükselme, güncel fiyat düzeyini P1 den P2’ye yükseltir.
İnsanlar bu fiyat artışını beklemedikleri için, beklenen fiyat düzeyi Pe’de
kalır, ve çıktı Y1’den Y2’ye yükselir. Dikkat edilirse bu düzey çıktı
doğal düzeyinin üstünde bir düzeydir. Görüldüğü gibi, bu şekilde, toplam
talepteki beklenmeyen bir genişleme ekonominin patlamasına veya
canlanmasına (üretim artışına) sebep olur.
Şekil 15 Ekonomi Doğal Çıktı Düzeyindeyken Genişletici Maliye
Politikasının Kısa ve Uzun Dönem Etkileri
Fakat bu patlama durmaksızın devam etmez. Yüksek gerçekleşen fiyat
düzeyi sonucu, uzun dönemde, beklenen fiyat düzeyi artar. Beklenen
fiyat düzeyinin artması, kısa döenm arz eğrisinin yukarı doğru
kaymasına sebep olur. Beklenen fiyat düzeyi P2e ’den P3e ’ye yükseldikçe,
ekonomi B noktasından C noktasına doğru hareket etmeye başlar.
Güncel fiyat düzeyi P2’den P3’e yükselir ve toplam çıktı Y2’den Y3’e
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 16
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
düşer. Diğer bir deyişle, ekonomi doğal çıktı düzeyine geri döner fakat
genel fiyat düzeyi daha yükselmiştir.
Bu analiz yukarıda anlattığımız üç farklı toplam arz modeli için de tutan
önemli bir ilkeyi bize göstermektedir: paranın uzun dönem yansızlığı
(neutrality) ile kısa dönem yanlılığı (non-neutrality) birbiri ile
bağdaşmaz kavramlar değildir. Bu örnekte, kısa dönem yanlılık, A
noktasından B noktasına hareket ile gösterilmiştir. Diğer taraftan, uzun
dönem para yansızlığı ise, A noktasından, uzun dönemde C noktasına
gelmek ile gösterilmiştir. Burada, paranın kısa dönem ve uzun dönem
etkileri fiyat düzeyi hakkındaki beklentilerin uyarlanması (adjustment)
sürecinin bir sonucu olarak birbiri ile bağdaşır hale gelmektedir.
5. AS Eğrisi ve Phillips Eğrisi Arasındaki İlişki
Ekonomik politika belirleyicilerinin genelde iki amacı olur: düşük
enflasyon ve düşük işsizlik oranı. Fakat gellikle bu iki amaç birbiri ile
çelişir veya bağdaşmaz. Örneğin, farzedelim ki, bu ekonomik politika
belirleyicileri toplam talebi genişletmek için para veya maliye politikası
uyguluyor olsunlar. Bu genişletici politika (maliye veya para politkası)
ekonomiyi kısa dönem arz eğrisi boyunca daha yüksek bir çıktı ve fiyat
düzeyine doğru hareket ettirecektir (Şekil 15’de verilen grafikte bu
durum. A noktasından B noktasına hareket ile gösterilmişti). Daha
yüksek çıktı, daha düşük bir işsizlik demektir, çünkü firmalar daha fazla
üretmek için daha fazla işgücü kullanacaklardır. Daha yüksek bir fiyat
düzeyi, geçen senenin fiyatları veri iken, daha yüksek bir enflasyon
demektir. Böylece, politika belirleyicileri ekonomiyi toplam arz eğrisi
boyunca yukarı hareket ettirdiklerinde, işsizliği azaltır ve enflasyon
oranını arttırmış olurlar. Tersi durumda, yani toplam talebi daralttıkları
ve ekonomiyi toplam arz eğrisi boyunca aşağı hareket ettirdiklerinde ise
işsizlik artar ve enflasyon düşer.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 17
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
İşsizlik ile enflasyon arasındaki bu ters ilişkiye (ödünleşim) Phillips
eğrisi denildiğini gördük. Phillips eğrisi aslında kısa dönem arz eğrisinin
bir yansımasıdır: politika belirleyiciler ekonomiyi toplam arz eğrisi
boyunca hareket ettirdikçe, işsizlik ve enflasyon ters yönlü olarak
hareket eder.
5.1 Toplam Arz Eğrisi ile Phillips Eğrisi Arasındaki İlişki
Modern biçimi ile Phillips eğrisi, enflasyon oranının üç faktöre bağlı
olduğunu söyler:
 Beklenen enflasyon;
 İşsizliğin doğal düzeyinden olan sapma, ki buna çevsimsel işsizlik
(veya konjonktürel işsizlik) diyoruz; ve
 Arz şokları.
Bu üç etken, aşağıdaki denklemde gösterilebilir:

Enflasyon
Burada

  e   ( u  un )  
Beklenen
Enflasyon
parametresi,
Çevrimsel İşsizlik
enflasyonun,
Arz Şoku
çevrimsel
işsizliğe
olan
duyarlığının (cevabının) ölçütü olan bir parametredir. Dikkat edilirse,
çevrimsel işsizlik terimin önünde bir negatif işarati vardır: yüksek
(çevrimsel) işsizliğin, enflasyonu düşürücü etkisi vardır. Bu denklem
enflasyon ile işsizlik arasındaki ilişkiyi özetlemektedir.
Kısa dönem arz eğrisinin denklemi olan Y  Y   ( P  P e ) ile biraz
oynanırsa, Phillips eğrisinin    e   ( u  u n )   denklemi elde
edilebilir. Dolayısıyla, pozitif eğimli kısa dönem arz eğrisi ile Phillips
eğrisi aslında aynı madalyonun iki farklı yüzüdür: aynı düşünce dizgisine
sahiptirler. Yani, iki denklem de; reel ve nominal değişkenler arasında
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 18
IKTI 102
Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü
14 Mayıs, 2012
bir link kurarak, iktisat literatüründe klasik ikilik (classical dichotomy)
diye bilinen reel değişkenler ile nominal değişkenler arasında bir
ilişkinin olmadığı düşüncesini, en azından kısa dönemde yıkmaktadırlar.
Kısa dönem arz eğrisi denklemine göre; çıktı düzeyi, fiyat düzeyindeki
beklenmeyen değişimlere bağlı olarak değişmektedir. Phillips eğrisi
denklemine göre ise; işsizlik, enflasyon oranındaki beklenmeyen
değişimlere bağlı olarak değişmektedir. Eğer çıktı ve fiyat düzeyi ilişkisi
üzerine çalışıyorsak toplam arz eğrisini kullanmak, eğer işsizlik ve
enflasyon ilişkisi üzerine çalışıyorsak ise Phillips eğrisini kullanmak
daha uygun yollardır. Ama şu gerçek hep aklımızda olmalıdır: Phillips
eğrisi ile toplam arz eğrisi aslında aynı madalyonun iki farklı yüzüdür.
KAYNAKÇA
 Mankiw, G. 2002, Macroeconomics, 5. Baskı, Worth Publishers, New
York.
 Case, K. E. and Fair, R. C., 2007, Principles of Economics, 8. Baskı,
Prentice Hall, New Jersey.
Doç. Dr. H. Ozan Eruygur
Ders Notları – Ticari Amaçlı Değildir.
e-mail: [email protected] 19
Download