.. . .. . . . . . . . . ... . . . SElÇUK UM\VERS\lES\ ILAHIYAT FAKÜLTESI DERGis. l·. . . . .. . ' ..... ....... · - . - . YIL ı 1985 SAYI : l ŞATIBI'NİN HAYATI, KIRAAT iLMiNDEKi YERİ VE ESERLERİ (d. 538/1144 - V. 590/1194) Durmuş SERT ("'J A - HAYATI: a) ismi, Künyesi ve Nisbesi : Şôtıbi'nin ismi, ei-Kasım'dır. Ced zinciri ise ruh (1) b. Halef b. Ahmed. şöyledir: el-Kasım b. Flr- Şôtıbi, Ebu'I-Kasım (2) veya EbCr Muhammed (3) veya bazı kaynaklarda her ikisi birden zikredilerek Ebu'I-Kasım ve EbCr Muhammed (4) olarak da künyelendiği görülür. Umumiyetle Ebu'I-Kasım eş-Şôtıbi diye anılır (5). (•) (1) Selçuk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Vefeyatü'l-a'yan ve enbau ebnai'z-zaman, İbn Hallikan, Mısır, 1948 CTahkik: Muhylddin Abdülhamid) III, 235; Gayetti'n-nihaye fi tabakati'I-kurra', İb­ nu'l-Cezerı (G. Bergstraesser neşrl) Mısır, 1351/1935, II. 20; Keşfü'z-zunO.n, Mustafa b. Abdilah (Hacı Halife, Kıltip Çelebi) İst. 1360/1941 - 1362/1943, Ma:lrlf Matbaası, I, 646; Hediyyetu'l-arifin esmaü'l-müellifin ve asaru'l-musannifin, Bağdatlı İsmail Paşa, İst. 1951 M. E. Basımevi, I, 828; el-A'Him kamO.su teracim li eşhüri'r-ricali ve'n-nlsai mine'l-arabi ve'l-müsta'rabin ve'l-müsteşrikin, Hayruddin ez-Zirikli, Beyrut, 1389/1969, VI, 14; Mu'cemü'lmüellifln teracimü musannlfi'l-kütübiyye, Ömer Rıza Kehhale, Dımeşk, 1378/ 1956, VIII, III. Lakin F. Krenkow, İslam Ansiklopedlsl, İst.; 1979, (Şatıb! maddesi) XI, 353 de ise bu konuda : «al-Şatıbl'nin babasının adı İspanyol'ca demır manasma gelmekte imiş; şu halde Ferro şeklinde okunmalıdır; zıı:a o devlrde bu kelime öyle telaffuz ediliyordu; yani İspanyol'cadaki gibi fierro şeklinde değildi.. .) demektedir. ~ ( ;' el-Hafız b. Keslr ed-Dımeşki, . (2) el-Btdayetü ve'n-nihaye, ebu'l-Fida 1966; XIII, 10 Beyrut. (3) el-'A!Am, VI, 14. (4) Mu'cemü'l-üdeba.', Yakut el-Hamevi (İkinci tab') Mısır, 1930, VI, 184; Vefeyatü'l-a'yan, III, 234; Gaye., II, 20; Keşf., I, 646; Hediyye., I, 828; Mu'cemü'l-müellifin, VIII, 110. (5) F . Krenkow, İsl. Ansik. XI, 353. Öğr. Grv. Durmuş Sert 86 Doğduğu da anılmıştır. Şôtıbi'nin yere nisbetle eş-Şôtıbi (6) denmiş ve er-Ru'ayni (7) olarak Ama oluşu sebebiyle de ez-Zarir olarak vasıflandırılmıştır. isim, künye ve nisbelerini bir arada şöyle sıralayabiliriz: El-Kasım b. Firruh b. Halef b. Alımed ebu'I-Kasım ve ebO Muhammed eş Şôtıbi b) er-Ru'ayni ez-Zarir; Doğumu Şôtıbi, c) : 538/1144 yılı sonlarına doğru Talısili, Seyalıatları, Hocaları ve Endülüs'teki Müderrisliği Şôtıbe (6) de doğdu. : Doğduğu şehirde 550/1157 yılı dolaylarında kıraatı, ebO Abdillôh Muhammed b. ebi'I-'As en-Nefezi'den okudu. ibn Hallikôn'a göre, yaşının kücüklüğüne rağmen Şôtıbe'de kaldığı sürece va'z ve irşatta bulundu (8) Daha sonra Şôtıbe'ye yakın olan Belensiye (Valencia)'ye gitti. Orada ed Dôni (v. 444/1053)'nin et-Teysir'ini ve kıraatı hıfzından ebu'I-Hasen Ali b. Muhammed b. ebi VOsüf b. Sa'ôde (v. 600/1204), eş-Şeyh ebO Muhammed 'Aşir b. Muhammed b. 'Aşir (v. 567/1172), ebO Muhammed Abdullôh b. ebi Ca'fer ei-Mürsi, ebu'I-Abbas b. Tarrazmil ve ebu'I-Hasen 'Alim b. Hôni ei-Ömeri,den hadis rivayetinde bulunmuştur. EbO Abdillôh Muhammed b. Hamid'den dahi hadis rivayetinde bulunup O'ndan Sibeveyh'in Kıtôb'ını, ei-Müberrid'in ei-Kômil'ini okudu. EbO Abdillôh Muhammed b. Abdirrahim'den, Reyyü'z-zam'ôn fi tefsiri'I-Kur'ôn isimli eserin sahibi ebu'I-Hasen b. en-Ni'ame (v. 567/1172)'den ve Abdurrahmôn b. Muhammed b. Abdillôh b. Hubeyş ebu'I-Kasım ei-Endelüsi (v. 584/1188)'den hadis rivayetinde bu· lunmuştur (9). Hac tirazasını ifaya giderken iskenderiyede Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. ibrahim ebO Tôhir es-Silefi (v. 576/1180) ve başkalarından kıraat ve hadis dinledi. Hac dönüşünde (572/1175) ilminin fazlalığı sebebiyle, üzerine bir yaprak düşse alamıyacakmışcasına bir de- (6) Şatıbe, Endültis (İspanya)'tin ve Kurtuba'nın do~usunda, Valencia eyaletinde olan bu şehir, Roma'lıların Saetabis dedikleri Jativa şehrinin arapça adı­ dır. Birçok ilim adamının yetiştiği bu şehir, ortaçağda kağıt imalathaneleri ile ün kazanmıştır. 1950 sayımına göre nüfusu 19900 dür. Mu'cemü'l-büldan, Yaküt el-Hamevi, Beyrut, tarihsiz, III, 309-310; E. Levi-Provençal, !sı. Ansik. XI, 351-352; Meydan Larousse, XI. 733. (7) Ru'ayn, Yemen'de bir kabiledlr. Müelllf buraya nisbet edilmiştir. Oralı olmadıkları halde halkın ekserisi bu kabileye nisbet olunurdu. Mu'cemü'l-büldan, III, 52; Vefeyatü'l-a'yan, lll, 235; el-A'lam, VI, 14. (8) Vefeyatü'l-a'yan, nı, 235. (9) Vefeyatti'l-a'yan, ııı, 235; Gaye., ll, 20. Şatıbi'nin Hayatı, Kıraat İlmindeki Yeri ve Eserleri 87 ve yükü ilmi ezberlemiş bir vaziyette Mısır'a vardığında ei-Kôzı'I-Fôzıl O'na ikramda bulundu ve kodrini bilerek O'nu Kôhire'de kurmuş olduğu Derbü'I-MüiOhiyye denilen ve kendi ismlne izafeten Fôzıliyye diye bilinen medresesine başmüderris olarak tayin etti. Vatanlarını terkedip oraya gelerek dersine devam edenler pekçoktu. Endülüs'te nazmetmeye başindığı ei-Kasidetü'I-Lômiyye ve el' -Kasidetü'r-Rôiyye'sini orada tamamladı. Kudüs'ün Sultan en-Nôsır Salôhuddin YOsüf (EyyObi) tarafından hıristiyan­ lardan fethini müteakip (589/1193) de Sultôn'ı ziyaret için Kudüs'e gitti. Zlyaretten sonra tekrar Fôzıliyye medresesindeki vazifesine dönerek orada vefatına kadar ders okutmaya devam etti (10). d) Kişiliği ve Kerametleri : Şôtıbi, zühd ü takvô, keşf ü keramet sahibi büyük bir imamdı. Zekada hayret edilecek bir derecede olup, pek çok ilimierin sahibi harika bir kişi idi. Şôfii mezhebine mensuptu. Sünnete son derece dikkat ederdi. Bildiğimiz kadarıyla ama olarcik dünyaya gelmiştir. Cok mütevazi idi. Son hastalığı esnasında fazlaca ızdırap çektiği halde, halini soranlara daima iyileşmekte olduğunu söylerdi. Bu mümtaz vasıfları sebebiyle arkadaşları O'na son derece hürmet eder, tazirnde kusur etmezlerdi. EbO Şôme ei-Makdisi (v. 665/1267) O'nun hakkında <<Faziletli bir topluluğun MISir şeyhi eş­ Şôt1bl'den feyz ald1klanm gördüm. On/ann hepsi, sahôbe-i kirômm Nebi A/eyhisselôm'l tazim ettikleri gibi 'Ona tazim ve medh ü senô ediyorlardi.» demektedir. O', Fôzıliyye medresesinde sabahın alacakaranlığında sabah namazı­ sonra kıraat okutmak için hazır olurdu. Halk sıra alabilmek için yarışırlar ve geceden sıraya girerlerdi. Ders okutmak icin oturduğun­ da «ilk gelen kim ise o okusun.» sözüne ziyade yapmazdı. Sıra ile daha sonra gelenleri okuturdu. nı kıldıktan Günlerden bir gün talebelerinden biri çok erken gelerek birinci sırayı Fakat Şeyh, yerine oturduktan sonra, ilk geleni okutmak adeti iken, adeti hılôfına «ikinci gelen okusun.» dedi. O zat da okumaya başla­ dı. Birinci sırada olan ise, Şeyh'in kendisini ilk gelen bir öğrenci olarak okumaktan mahrum etmesinin sebebi olan suçunı..t düşüorneye tı~la_dı ve birdenbire, o gece ihtilôm olduğunu; birincilik nöbetini almaya aşırı hır· sından dolayı da telaşından bu halini unutmuş olduğunu hatırladı. Şeyh onun bu durumuna manen muttali olunca da ikincinin okumasını işare1 almıştı. (10) Vefeyatü'l-a'yan, III, 235-236; el-Bidaye ve'n-nihaye, XIII, 10-11; Mukaddime, İbn Haldün, (Terc. Zakir Kadiri Ugan) İst. 1968-1970, II, 462; Gaye., Il, 20-21; Hedtyye, I, 828; el-A'lam., III, 222; Mu'cemü'l-müellifin, VIII, 110. Öğr. Grv. Durmuş Sert 88 : etmişti. durumu kavrayınca medreseni.n cıvarındaki hamama ve ikinci olan arkadaşı kıraatını bitirmaden yerine döndü Ama Şeyh, .eski hali ile yerinde oturuyordu. Birincisi kıraatını tamamlayın . ca ((şimdi ilk gelen okusun.>> dedi. Oda okudu. Böylece bu hadise O'nun basiretinin açık olduğunu göstermiş oldu. Bu öğrenci koşarak yıkandı şatıbl, talebelerinin gizli hallerine da bulunurdu. vakıf olur ve gerektiğinde ikazlar Tavr ve hareketleri bir amadan südur eden herhangi bir hareket tar· kat'iyyen benzemezdi ve herşeyi görür gibi hareket eder, yanına ta· . nımadığı bir kimse otursa hemen onu tanırdı. zına Müezzin olmadan, zeval vaktinde Mısır camiinde ezan okunduğunu Bunu talebelerinin büyüklerinden es-Sehavl (v. 643/1245) de nakletmekte ve hatta Şeyh'in bu şek.ilde ezanı çok kere işittiğini kendisinden dinlediğini söylemektedir (11). işitirdi. e) Talebeleri : şatıbi'nin talebeleri pek çoktur. Bunlardan meşhur olanlar şunlardır· 1 - Ali b. Muhammed b.. Musa et-Tecibl (v. 626/1228). 2 - Ebu Abdiilah Muhammed b. Ömer EI-Kurtubl (v. 631/1233), 3 - Yusüf b. Ebi ca'fer ei -Ensarl (v. 638/1240), 4 - Ebü'I-Hasen Ali b. Muhammed b. 643/1245), Abdfssamed es-Sehôvl (v. 5 - EZ-Zeyn Muhammed b. Ömer ei-Kürdi (v. 643/1245). 6 - Ebu 'Amr Osman b. Ömer b. eı-Hacib (v. 646/1248). 7 - Es-Sedid 'isa b. Mekki (v. 649/1251) , 8 - El-Kemal Ali b. f) Vefatı Şucô' Ez-Zarlr (v. 661/1262) ... (12). : (ll) Kitabü'l-İrşil.di'I-erib ila ma'rifeti'I-edib, el-ma'ı;Uf bi mu'cemi'I-üdeM' ve tabakati'l-üdeba', Yakut el-Hamevi (Tahkik : D.S. Margolian th) ikinci tab: Mısır, 1930, VI, 184-185 ; Gaye., II, 21-22. (12) Diğer talebeler için bkz. Ma'rifetü'l-kurrai'l-k1Mr 'ale't-tabaka.t ve'l-a'sar, Şemsüddin ebi Abdiilah ·ez-Zehebi <Tahkik : Muhammed Seyyid Cacti'l-Hak) Mısır, 1969, II, 458; Gaye., II, 23; en-Neşr fi'l-kıraati'l-'aşr, İbnü'l-Cezeri (Tahkik : Ali Muhammed ez-Zabbil.') Mısır, tarihsiz, I, 64. Şatıbi'nin Hayatı, K~aat İlınind~ki Yeri ve Eserleri 89 Şôtıbi, 28 Cemôziye'l-ôhir 590 (19 veya 21 Haziran 1194) senesinde pazar günü ikindi namazından sonra . Kôhire'de vefat etmiştir. Ertesi gü· nü Kôhire'ye çok yakın olan Küçük Kurôfe mezarlığında ei-Kôzı'I-Fôzıl Ab· durrahim ei-Beysôni'nin türbesi yakınına defnedilmiştir (13). Kabri ziyaretgôhtır. ibn Hallikôn kabrini defalarca ziyaret ettiğini (14) kaydetmektedir. ibnü'I-Cezeri (v. 833/1'429) de: <<bir kaç defa kabrini ziyaret ettim. Kabrinin yanmda talebelerimden baztlan eş-Şatlbiyye's;n; bana arzettiler. Orada düanm kabul o(duğunu müşahede ettim ... » (15) demek· tedir. Allah O'na rahmet etsin ve bizi şefôatına mazhar buyursun. Amin ... B ı - iLMI ŞAHSiYETi : Meşgul Olduğu ilimler : Şôtıbi, Kıraatta zirve, hadis hôfızı, gatta önder ve edebiyatta baş idi. arapcanın inceliklerine vôkıf, lu- ilminde ve tefsirdeki geniş bilgisiyle meşhurdur. Arap yüksek mevkii, nesirdeki ustalığı, izahtaki kesin ve özlü anlatımıyle kazandı . Arap edebiyatındaki «müsecca'>> denilen seci' nesrin en başarılı örne.klerini vermiştir. Şiir dili oldukca ağır ve ağdalıdır. Şiir• lerinde kavram oyunlarına, birkaç anlamlı kelimelere, değişik şekilde söylenebilecek sözlere geniş yer verdiği görülür. Bu yüzden bazı şiirlerinden kesin bir anlam cıkarmak güçtür. Bilhassa kıraat edebiyatındaki Hadis ilminde de rnütebahhir idi. Sahih-i Buhôri, Müslim ve Muvat· ta' okunduğunda ezberden nüshalarını tashih eder ve herbir hadiste birçok ta'likôtı imlô ederdi. LOgat ve nahv ilminde ledünni ilme sahipti (16). ll - zamanının teridi idi. Rüya tabirinde môhir ve . Kıraat ilmindeki Vukufiyyeti ve Bu ilme Getirdikleri : Şôtıbi'nin kıraat ilmindeki yerini vermeye ihtiyac vardır. tesbit icin şu kısa tarihi ön bilgiyj ~1 f.' . (13) Mu'cemü'l-üdeba', VI, 185; Vefeyatü'l-a'yan, III, 235; el- Bidaye, XIII, ıo: Gaye., II, 23; Hediyye, I , 828; el-A'lam., VI, 14; Mu'cemü'l-müellifin, VIII, 110. (14) Vefeyatü'l-a'yan, III, 235. (15) Gaye., II. 23. (16) Vefeylitü'l-a'yan, III, 234. Öğr. Grv. -Durmuş Sert 90 Kıraat ilmi vaz'edilerek bu ilme dair eserler yazılıncaya kadar hôfız· ôlimleri bu kıraatları, fôsılasız olarak birbirlerine nakledegelmişlerdir (17). ilk defa kıraat ilmini ebO Ubeyd el-Kasım b. Sellôm (v. 224/ 838) (18) yazmıştır. O'nu takiben ebO Hôtim es-Sicistôrii (v. 255/868), ebQ Ca'fer et-Taberi (v. 310/922) (19) EbO Bekr b. Mücôhid (v. 324/935) gibi ôlimler değerli eserler vermişlerdir (20). lar ve kıraat Bu ilim, mağrip (Kuzey Afrika) beldelerine ve Endülüs'e hicri IV. as- rın sonlarına doğru girmiştir. ilk defa kıraat ilmini Endülüs'e sokan ebO Ömer Ahmed b. Muhammed b. Abdillôh et-Talemneki (v. 429/1037) (21) dir. Sonra O'nu ebO Muhammed Mekki b. Tôlib ei-Kaysi (v. 437/1045) (22) takip etmiş. daha sonra do ebO 'Amr Osmôn b. Sa'id ed-Dôni (23) bu konuda en önemli eseri yazmıştır. Ed-Dôni'nin müslümanlar tarafından tutulan et-Teysir isimli eserini ezberlenmesi ve öğretilmesi kolay olsun diye manzum şekle sokarak eş-Şôtıbiyye diye bilinen Hırzu'l-emôni ve vechü't-tehôni ismi altında hulôsci etmiştir (24). Şôtıbi, Şôtıbi larının bu eserinde ed-Dôni'nin et-Teysir'indeki Kırôôt-ı Seb'a imamhôl tercemelerini verirken takip etmiş olduğu usulü (25) aynen uy- (17) Mukaddime, İbn Haldün, II, 461. (18) Bu şahıs hakkında etraflı bilgi için bkz. İlın-i Kıraat Kitabiyatı, (Başlan­ gıçtan VII. asrın başına kadar) Durmuş Sert, Yüksek İsl!l.m Enstitüsü ö~­ tim üyell~i tezi, Erzurum, 1972 (Basılmadı) Sh. 25-26. (19) Geniş (20) en-Neşr, I, 33-34; Menahilü'l-İrfan fi <.l.üml'l-Kur'an, Muhammed Abdülazim ez-Zerkani, Halep, tarihsiz, I, 409; İ'cazü'l-Kur'an ve'l-beHl.ğatü'n-Ne­ beviyye, Mustafa Sactık er-Rafi'i, Beyrut, 1393/1973, Sh. 53. (21) Bu şahıs hakkında etrafh bilgi için bkz. İlın-i kıraat kltabiyatı, Sh. 144. (22) Bu şahıs hakkında etraflı bilgi için bkz. a.g.e. Sh. 145. (23) Bu şahıs hakkında etraflı bilgi için bkz. a.g.e. Sh. 151-156. (24) el-Bürhan fi ulümi'l-Kur'an, ez-Zerkeşi (Tahkik : Muhammed ebu'l-Fazl İbrahim) III. tab' Mısır, 1391/1972, I. 318; Mukaddime, İbn Haldün, II, 462; el-İtkan fi 'ulümi'l-Kur'an, es-Süyüti (Tahkik : Muhammed ebu'I-Fazı lbrahim), Kahire, 1389/1967, I, 215; Menahilü'l-'irfan, I, 409-410; Büyük tefsir tarihi (tabakatü'l-müfessirin) ömer Nasühi Bilmen, İst. 1973, I, 133; Kur'an-ı Kerim'in Nüzülü ve Kıraatı, İsmail Karaçam, II. Baskı, İst. 1981, Sh. 247. Bkz. Kitabü't-teysir fi'l-kıraati's-seb', (Tahkik : OTTO Pretzl) İst. 1930, Sh. 4-7. (25) bilgi için bkz. a.g.e. Sh. 36-37. ŞlUıbi'nln Hayatı. KırAAt İlmindekl Yeri ve Eserleri 91 gulayarak sıra ile Medine, Mekke, Basra. Şam ve KQfe kırôôt imam ve rôvilerini incelemiştir. Ayrı olarak zamanma kadar hiçbir ktraat kitabmda görülmeyen bir usul vaz'etmiştir. O, fasıl harfi olarak kabul edilen (VAV) harfi müstesnô, ebceddeki harfleri kendilerine nisbet ederek herbir imam ve ikişer rôvlsine birer harfi remz olarak vermiştir. Bu hususu kasidesi (eş-şôtıbiyye)nin 45. beytinde şu şekilde dile getirmektedir: «Ebcedden her harfi manzOrnede geçen kôri'lerin herbiri için alarnet olarak kullan· d1m.» Böyle olunca, 1 Mulinı fm.?tmı NAFt' .2, M1kke ll ibn u;sifl J Ea.H'4 4 $om 5 K.üf~ 6 ;; f , " .,_ , ~ -~ 1 ) A ,, ,, ~S !M s ," f.IAMZE '-' , .... -n thu 'AM/ı i& n ~~M i12. .: eL. k.I5A 1 ...ı 1 harfleri ile kendilerine nisbet A ~ôıtilai K.;4LWI \..-,) ıle~$ cl-gEzzi jA K-UN8Ui.- eJ. bU(! .1 J .ts. jliSl 11i$A"M · Sli~f //ALU .thu'l edilmiştir PÜis - [_ . :;/ ) ' ıJ A ib~ • .ZEKtiAA! ..)" IIAFt ~ f f t-1Ar.5 ~ llALLA~ ~ ı.J A •"'" -tl. A ~Ui.l ~ _:,A.) . ~ ·~ ~//, ~ ~-//, . ~ // ~) (26). Şôtıbi bu ·işi muhtemelen, kasidesini nazmetmede güçlük çekmernek ve ihtisôr için yapmış olsa gerektir. Bu usül kıraat kitaplarının bazısında uygulanmış ve kırôôt-ı seb'a imam ve rôvileri isim olarak zikredilmeyip, bu remzlerle işaret edilmiştir (27). Bundan başka Şôtıbi, kasldesinin 49 - 55. beytlerinde (28) kırôôt-ı Seb'a imomlarrnı, kırôôt vecihlerindeki birleşmelerine göre _gruplara ayır­ mış ve bu gruplara remzler vererek tek veya birkoc harften muteşekkil bir ihtisôra daha gitmiştir. Bu usüle göre gruplara, önce (EBCED)den. yukarıdaki usülde kullanılmayrp arta kalan harfleri birer birer; bunlar sq- J.;.i t· • . (26) Siracü'l-karil'l-mübtedi ve tezkaru'l-mukrii'l-müntelii, İbnu'l-Kasıh, lii. 1373/1954, Sh. 14; el-Vafi fi şerhi'ş~şatıbiyye fi'l-kırMti's-seb', Abdü'l-Fettaf el-Kazı, Beyrut, tarihsiz, Sh. 23; Aynı eser I. tablo Sh. 397; Şerhu'ş-şatıblyye, el-müsemma, lrşil.dü'l-mürid ila maksüdi'l-kasid, All Muhammed ez-Zabba', Mısır, 1381/1961, Sh. 17. baskı, Mısır, (27) Bkz. Zübdetü'l-'İrfan, Abdü'I-Fettaf Paluvi, İst. 1290 H.; Umdetü'I-hallan fi izahi zübdeti'l-'irfan, Molla Muhammed Emin Efendi. (28) Siracü'l-kari', Sh. 16-17; el-Vafl, Sh. 25; İrşadü'l~mürid, Sh. lS; Durmuş ·serı 92 - ötr. Grv. na erince birkaç harften müteşekkil ıtlak kelimeler edilerek işaretlen- . miştir. Bu şekli ile oluyor. Kırôôt-ı Seb'a imamları 14 Işaret kullanılarak 14 gruba OY· rılmış Bunu da ı ~ j r_ 3 J "' ..b ı-:-- ; şöyle sıralayabiliriz '"ll.amz~ _ ·,. :4.ftitr~·-. ~ . ' ç.. oJ ..-- • - ' . ~~ -~ -- :.ı~ - 9 %;~ ~ /(} Ç' ~'-:----~- f- 1: -·.,-::::.____ ;:_:;..____ t-- . /._'. 1 , ..P ~ ~- . :f/>; Lft 1--'·~ ı- .L\,.--~- grubu için iM4M{4A, ~ t tl " !Jd_ji.t .Je • i.brı ~~~ ' ·--:;-- ' ihıı (h~ Kt.s/,. ( ~<tiFi:mi}J) e!.Ki;oi NJfi.' J~, Jalt« .l~tfo 'As,m, 1-/.ım:z.~ , ı.L k...:,,;; • • • • Ilalll u Jt. tL k.l.sııl ·-e:.. i~~ _u-::. .. : , i)· J~ ihıı ~1ııi~o f,.,,~ ıll ibi/ . ıll f.bll ~tnL A i Sllfl t l7 ,A ' (4Jıli • ~ dJ A4/cJ. .$ t 'J~ . 114/.J mıf' KuZI' .N i/.b~ ~"1" Jt. eb~ Aırı,. w ıl Jl ·,611 :4in11' . /Ila"f.t 1 .Jt . ı·ı, h i),,, , kullanılmıştır k.tJlL J/om:z. a, 1i. Ki1J/. /t li.Sfl' (29). C- ESERLERi : a) Hırzü'l-emôni ve vechü't-tehôni (30). Umumlyetle müellifln nis· besinden dolayı eş-şôtıblyye diye şöhret bulan ve (l) kafiyeli olması sebebiyle de el·kasidetü'l-lômiyye olarak da tanınan bu manzume 1173 (29) el-Vatt. <II. tablo), Sh. 398. (30) Vefeyll.tü'l-a'yan, III, 224; en-Neşr., ı, 61; Keşt., ı. 646-649; Hedtyye, I, 828; Brockelmann, C., Geschichte der Arabischen Ltttera.tur (Gal), Letden, 1943, 1949 I, 409 <Sh. 520); el-A'lam .• VI, 14; Mu'cemü'l-müellifln, VIII, ll0-111; F. Krenkow, İsl. Anslk., XI, 353; eı-va.rı., Sh. 4; K. K. Nüıulü ve Kıraatı, Sh. 273; Kur'an ilimleri ve Kur'an-ı Kerım tarlhl, Abdurrahman Çetin, İst. 1982, Sh. 252. Şiltıbi'nln Hayatı, Kır1M İlınlndek.i Yeri ve Eserleri beytten müteşekklldlr. Şatıbi, bu monzOmeslne borçludur. Yukarıda kazandrOı büyük 93 şöhreti, kişiliğinin yanında bellrtild iği üzere bu eser, ed-Dani'nin et-Teysir nazma çevrilmiş şeklidir. fi'l-kıraati's­ kitabının seb' Isimli Eser, Bede'W bi bismillôM fi'n-nazmi evvei(J Tebdreke Rahmc'Jnen Rahlmen ve mev'ila. diye başlar, ( - (. ~ (~-~ 'ı ::- 1-!/ ~~--~ıçi$"~..YJ 0 . ~. . JJj ~ ~/:>(j"-: . 'j.J Ve tübd1 'ala ashdbihi netehôtlhô Bi ğayrl tenahin zerneben ve karanfüld. diye son bulur. Eserin muhtevlyötı şöyledir 1 - Mukaddime, 2 - istl'aze, : 3 - Besmele. 4 - el-Fatiha sOresindeki kıraat farklılıkları, 5 - ldğôm, 6 - Hô-1 kinöye, 7 - Medd ve kasr, 8 - Kelime icindeki tek hemzenin; bir veya iki kelimedeki Iki hem.zenin okunuş özellikierı, 9 - Hareke nakli, 10 - Hamze ve 11 - Izhar ve Hlşam'ın hemze üzerindeki vakıfları , ldğôm, 12 ~ Tenvih ve nun-i sôklnenin ahkamı , 13 - Feth, imôle ve beyne'l-lafzayn, 14 - el-Klsôi'nin, vaktta te'nis tası üzerindeki vakfı, Ötr. Grv. Durmuş Sert 94 15 --- Rö'nin hükümleri, 16 17 dar ~ Löm'ın hükümleri, Kelime sonlarındaki vakf, 18 - Resm-i hatteki vakf, 19 - izöfet yö'larındaki kırööt, 20 - Zöid yö'lardaki 21 - ei-Bakara sOresinden başlıyarak Kur'ön-ı Kerim'in sonuna kaSeb'a imamlarının okuyuş farklılıkları, kırööt, Kırööt-ı 22 - et-Tekbir, 23 - Harflerin mahrecleri ve sıfatları, 24- Hötime. Eş·Şötıbiyye, kıraat ilminde müracaat kitabı olarak kabul edilmiştir. Müellif bu eserine Endülüs'te başlayıp Köhire'de tamamlamıştır. ibnü'I-Cezeri bu kaside hakkında şöyle demektedir : <<Bir kimse O'nun iki kasidesine (Kaside-i lamiyye ve -az sonra ince/eyeceğimiz ikinci eseri olan- Kaside-i raiyye) ve hususiyle ei-Lamiyyesine vaktf olursa Hak Taô/a'ntn O'na olan ihsanmm mikdarma arif olur. Öyle ki, O'ndan sonra gelen alimler onun kodrini anlamakta aciz kalmlşlardlf. Zira bu kasidenin edebi üstünlüğü ancak kendisi gibi bir eser/e karşi/aştm/diğmda ortaya ç1kar. Bu kitabm eriştiği şöhreti ve insanlarm onu elde etmeğe gösterdikleri htrsl, kiroot ve diğer ilim dallarmda yaz1/m1ş başka hiçbir kitapta görmedim. Bu kitabm nüshalarmdan birinin bulunmadiği herhangi bir islam beldesi ve ilim/e uğraşan herhangi bir alim evinin bulunacağm1 sanm1yorum: insanlar, sahih nüsha/armdan birini elde etmeyi iftihar vesilesi bilip buna rağ­ bet ettiler. Bende ei-Lamiyye ve er-RaiyyesJnin, es-Sehavi'nin arkadaşi ei-Hacic hatti ile yaz11m1ş bir nüshas1 mevcuttur. Onun ağtrllğmca gümüş verildiği halde, kat'iyyen kabul etmedim ve vermedim. insanlar ona o ka· dar rağbet ve itimat ettiler ki, hatti aşarak, ancak onun içindekilerin KJ.raat-1 Seb'adan olduğu ve bunun diŞmdaki/erin şaz olup ktraatlarmm caiz o/mad1ğ1 kanaatma vardtrlar. Bizim asnm1zda eş-ŞatJbiyye hakkmda hayret edilecek bir ittifak vardtr. Şöyle ki, bu kitabm yaz1ld1ğ1 tarih ile Şatl­ bi'nin vefati arasmda 200 y1/ olmasma rağmen hala · bir kimse vardtr ki, O'nunla Şat1bi arasmda silsilede ancak iki kişi vardtr. Ha/km O'nun kitabma kemal-i itina ve ihtimam göstermelerinden dolayi, geçmiş astrlar· dan herhangi bir astrda Ktraat-1 Seb'ada böyle bir ittifak zuhur etmemiş­ tir. Eş-Şôt1biyye bu sened ile hicfi VIII. asnn başma kadar ittisal-i sema' Şatıbi'nin Hayatı, Kıraat İlmindeki Yeri ve Eserleri 95 lle bakidir desek caizdir. Çünkü Kazi Bedrüddin b. Cema'a'nm talebelerfnden bugün de bir topluluk mevcuttur.» (31). Kaside-i rôiyyesi ile birlikte bu iki kasidenin her türlü kötü tesirlerden koruyan nüshalar olduğuna da inanılması (32), anlasın anlamasın birçok kimsenin bu iki kasideyi elde etmeye candan çaba sarfetmesine sebeb olmuştur. Aslında bu manzumeyi anlamak çok güçtür. Bunu anlayabilmek icin ya bir şerhten istifade etmeli veya aynı konuyla ilgili mensur bir eserle karşılaştırmalıdır. Bu kaside, arapea eserleri ihtiva eden kütüphanelerin çoğunda müteaddid yazmalar halinde mevcuttur. Bunlardan şunları soyabiliriz: Rabat 17, 3, Kôhire 1, 1, 95/8, 106, 108/9, 112, Selimağa ll, Veiieddin 31, AS. 37, Hamid 26, No. 87, ... RômpOr 1, 47, Asaf. 1, 296; Br. Mus. Suppl. 87 i, 88, 1... Patna 1, 144, 116/9 (33) Serajevu Gôzi Husrev Ktb. 799; 1995 (34) Ayasofya Ktb. 37; Yeni Cami Ktb. 6; Es"ad Et. Ktb. 22; Dômôd ibrahim Paşa Ktb. 9; Mihrişôh Ktb. 3/1; Süleymaniye Ktb. 26; Çelebi Abdullôh Efendi Ktb. 12/1; ibrahim Et. Ktb. 48/1; Kasidecizôde Ktb. 4; Turhan Sultan Ktb. 2; Fôtih Ktb. 39; Ali Paşa Ktb. 31; izmirli ismail Hakkı Ktb. 4/2 (35). Mevlônô Müzesi cild 841. Ktb. 4309 (36); Kayseri Rôşit Et. Ktb. 1202/3; eki 1450/1; ek 11195/1; ek 21481; 21486; ek 26189/7 (37) ve Konya Yusuf A(Ja Ktb. 53/1 de oldukça güzel bir yazması mevcuttur. Aynı kütüphanenin değişik mecmuaları arasında müteaddid (6735, 7116, 7257) el yazmaları vardır. (31) Gaye., II, 22-23; Mevzı1atü'l-ulüm , Taşköprüzade Ahmed Efendi (Terc Kemalüddin Muhammed Efendi) Derseadet, H. 1313, İkdam Matbaası, I, 493-498. (32) F. Krenkow, İsl. Ansik., XI, 353. (33) Brock. Gal., I , 409 (520); Supplement band, Leiden 1937-1942, I, (34) Fihrisü'l-mahtı1tati'l-'arabiyye (3~) Devr-i Hamidi (36) Mevlana Müzesi yazmalar III, 194-195. (37) Kayseri 725 . ı:-1 ( . '. ve't-türkiyye ve'l-farisiyye, Kasım Dopraça, Serajevu 1963 (Serajevu'daki Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi kataloğu) I , 57. taloğu, Raşit Ali Katalogları (Defterlerl) Dersea.det, H. 1311. kataloğu, Abdülbil.ki Gölpınarıı, Ank. 1967-1972, Ef. kütüphanesindeki Türkçe, Farsça, Arapça yazmalar kaKarabulut, Kayseri, 1982, Sh. 353. Rıza Öğr. Grv. Durmuş Sert· Bu eserin basılmış nüshaları da Kôhire 1328 tab'ı (39) bunlardandır. Hind 1279 esne'I-Mekôsıd 'Aklletü etrôbi'l-kasôid tl b - vardır. taş baskısı (38) lle (40). (RA') katiyeli olması sebebiyle kasfdetü'r-rôiyye (41) olarak da bill· nen Şôtıbf'nin bu ikinci manzumesi takriben 300 beyt kadar (42) olup, (L) kafiyeli kaside gibi Kur'ôn-ı Kerim'in muhtelif kırôôt farklılıklarından değil, resmü'l-mushaftan bahseder. Diğer kasidesi gibi bu da müstakil bir eser olmayıp yine ed-Dônf'nin aynı konudaki ei-Mukni' fi resmi'l-mushaf adlı eserinin nazmedilmiş şeklidir. Eser, '"\;, l ((-~ ~ ,. .JJ _,.; j'J' ~ d / 'y_yPy/;~ L.J;Jlj.~::.Jt ~ ......f.~ \=:''~ ~~ • / ef-Hamdü Iiliahi mevsOien kemaemer(J Mübôraken tayyiben yestenzilü'd-dirarô. \', .. ;' /1\ > ~ /,/o~J.ho-~ '"V~ y~~Y' ,. ~~;~Jiı y;~;.;; diye başlayıp, Tuzahikü'd-dehra mesruren esirretühô Mu'arrafen 'arfühe'J.(Js(Jfe ve'l-bükera. diye son (38) bulmaktadır. Mu'cemU'l-matbüa.ti'l-arabiyye ve·ı-mu'arrabe, Yüsüt İlyan Serkls, Mısır, 1346/1928, I, 1092. !sı. (39) F. Frenkow. Ansik. XI. 353. {40) Ma'rlfetü'l-kurra', II, 457; Keşf., II, 1159 ; Hedlyye, I, 828; Mu'cemü'l-matbüat, ı, 1091-1092; Brock. Suppl., II, 726; el-A'lam, III, 222; Mu'ceriiu•ı­ müellifin, VIII, 110- 111 ; İthafü'l-berara bi'l-mütüni'l-'aşera fl'l-kıraa.t ve'r-resm ve'Hiyve't-tecvid, <cem, tertip ve tashih, AU Muhammed ez-Zabbll.') Kll.hire, 1354/ 1935 - 1355/ 1936, Sh. 217- 341 ; eı-vıı.n, Sh. 4; F. Krenkow, İsl. Ansik. XI, 353. (41) Gaye., II, 22 ; Keşr ., II, 1159 ; Hediyye, I, 828; Mu'cemü'l-mabüll.t, I, 1091; el-A'lam, VI, 14. (42) F . Krenkow. İsl. Ansik., XI, 353. ŞA.tıbi'nln Hayatı, Kırllt lımındekJ Yeri ve Eserleri 97 Bu manzOme de HirzO'I-emônt gibi edebi bir usiOpla yazılmıştır. Şerh­ siz veya aynı konuda başka mensOr eserlerie karşılaştırılmadan anlaşılma­ sı güçtür. Br. Mus. 87 ll, 88, ı 1, Garr. 1205, 1.253.~. Fötlh Vakf lbrQhim 61, 3, Kavala 1, 23/4, Llth (43); Gôzi Husrev Bey ·Ktp. 318216 (44), Kayseri Rôşi1 Ef. Ktp. ek 1450, 11195, 26189 (45). Dôru'l-mesnevi 20/3, Husrev Paşa Ktp. 5/3, Ayasotya Ktp. 37, 38 (el-kasidetü'ş-şôtıblyye lle beraber bir ·ki~ tip Jelnde yazma nüshalarmm olduğu bildirilmektedir. (46). Ayrıca Konya Yusuf Ağa Ktb. 7116_ve 8128 numaralarında yazmo nushaları mevclıttur. ,. . Şôtıbrnin bu ·eseri de basılmıştır. Konya Yusuf Ağa Ktp. 3255 numarada kayıtlı H. 1308 de Istanbul'da basılmış bir nüshası mevcuttur. Ancak, müstakll bir kitap hallnde olmayıp beşınci metin olarak 173-190. sayfalar arasında yer almaktadır. c - Tetlmmetü'l-hırzl min kurrôi'l-elmmeti'l-kenz (47). Şôtıbi'nln bu ücüncü kasidesi de eş-şôtıbiyye gibi kırliôt-ı seb'a Imamlarının rlvôyetlerlnden bahseder. c - NOzımetü'z-zehrl fı 'adedi ôyôtl's-süver (48). Şôtıbl'nin bu kasidesi ise Kur'ôn'daki sarelerin ôyet sayıları hakkındadır. 297 beytten müteşekklldlr (49). Bu kasldesi de, Bede'til bihamd/1/ôhi nôz1mete'z-zehri Utücn(J bi'avni/lôhi 'aynen mine'z.zehrl. diye (43) (44) (54) (46) (47) (48) (49) başlar ve Brock. Gal., I. 409 (521-522). F1hrlsü'l-mahtılta.t, I, 77. Kayseri RA.şit Ef. Ktp. Katalo~u. Sh. 211. Devr-i Hılmldi Katalogları (De!terlerl) Dersea.det, H . 1311. Keşf . , I, 343; Hedlyye, I, 828 ; Mu'cemü'l-müelllffn, VIII, 110-111. Keşt , II, 1921; Hedlyye, I, 828; Mu'cemü'l-müelittn, VIII, 110-111 ; İtha.­ fü'l-berara, Sh. 342- 372; ,eJ-VAfl, fah. 4. Keşf., II, 1921. (F.: 7) Öğr. Grv. Durmuş Sert, : ·. ı.;~\\ --- :~ \\ ~ L·ıı ~\ ç~)}~ . ~J~jJ.J~.._r; ~·// PY.t-•:n;q~9'-'P'r . Vf!ll-ittibd'I eh/i'/- '/Imf' ıie'z-zühdi ve't-tükô Ma'a'l-tazli ve'J-ihsdni ve'l-'afvi ve;s-sabri. diye son bulur (5Ö). d ~. Kasidetün lömiyyetün. Şötıbi'nin blj kasidesi de, ibn 'ôbdi'I-Birr'in et-temhid isimli hadise müstenid, fıkha dair eserinin manzOm ha.ıe sokulmuş · şeklidir. Bu kasidesi de· 500 beytten müteşekkildir (51). (50) İthafü'l-berara, Sh. 342-372. Yazma nüshaları 1çin bkz. Brock. Gal., I, 410 (Sh. 522); Suppl., I, 727. (51) Vefeyatü'l-A'yan, III, 234 ; el-Van, Sh. 4; F. Krenkow. isı. Anslk., XI, 353.