Geçmişten Günümüze Balıkçılık Uygulamaları ve Hamsi Avcılığına Etkileri GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BALIKÇILIK UYGULAMALARI VE HAMSİ AVCILIĞINA ETKİLERİ Erdal ÜSTÜNDAĞ1 1 Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 61250, Kaşüstü , Yomra, Trabzon. E-mail: [email protected] Karadeniz balıkçılığında gırgır avcılığı ve gırgır ile yapılan hamsi avcılığı çok önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye deniz balıkları avcılığı içerisinde hamsi avının payı son 10 yılda %41-75 arasında değişmiş, ortalama %67 olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla hamsi avcılığını etkileyen faktörler doğrudan bölge ve ülke balıkçılığında etkisini gösterebilmektedir. Karadeniz’deki balık avcılığını etkileyecek olan balıkçılık filosunda meydana gelen gelişim de ülkemiz deniz ürünleri avcılığını doğrudan etkilemektedir. Karadeniz balıkçılığında meydana gelen gelişmeleri ve bunların hamsi avcılığına etkisini incelerken geçmişten günümüze bölge balıkçılığı üzerinde yapılan uygulamaların etkisine bakmak faydalı olacaktır. Osmanlı Döneminde balıkçılık idaresi nizamnamelerle yapılmıştır. Bunlar: Dersaadet Biladi ve Selasede, Midye ve İstiridye İhracı Hakkında Nizamname (1867), İstanbul ve Tevabii, Balıkhane İdaresine Dair Nizamname (1878) ve Zabıta-i Saydiye Nizamnamesi (1879). Cumhuriyet’in ilk yıllarında balıkçılık ile ilgili ilk düzenleme 1934 yılında yapılmış ve İktisat Vekaleti, Deniz Mahsulleri ve Avcılığı Müdürlüğü Kuruluş Kanunu çıkarılmıştır. Daha sonra balıkçılık yönetimi değişik bakanlıklar arasında el değiştirmiştir. 1934 yılından itibaren İktisat Vekaleti, 1939’dan sonra Münakalat (Ulaştırma) Bakanlığı ve daha sonra Maliye Bakanlığı balıkçılık yönetiminde söz sahibi olmuştur. 1950 yılından itibaren balıkçılık yönetimi Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına verilmiştir. 1930’larda ülkemizde toplam üretim 25 -30 bin ton civarındadır. Bu avcılığın yarısı veya üçte ikisi İstanbul ve Marmara’dan sağlanmış, daha sonra sırasıyla Karadeniz ve İskenderun Körfezindeki avcılık gelmiştir. Bu dönemde önemli türler palamut, torik ve uskumru balıklarıdır. Hamsi, sardalye, kalkan, istavrit ikinci derece önemli balıklardır. 1937’de 26 bin ton olan toplam üretimin 18 bin tonu palamut ve torik balıklarından oluşmuştur. Bu yıllarda Karadeniz’in önemli balıkları hamsi, kalkan ve tirsidir. 1930’larda yılda ortalama olarak Azak’ta 20 bin ton, Türkiye’de 3 bin ton, Batum’da 5 bin ton civarında hamsi avlanmıştır. Bu yıllarda balıkçılığımız henüz gelişmemiştir. 1936-1951 arasında balıkçılık konusunda teknik eğitim konusuna ağırlık verilmiş ancak fazla bir gelişme elde edilememiştir. 1938 yılında ilk gümrük muafiyeti uygulaması başlamış ancak 1954’e kadar etkisi düşük olmuştur. Balıkçılıkta ilk önemli adımlar 1950’lerde atılmıştır. 1951 yılında ilk Su Ürünleri Kongresi düzenlenmiş ve balıkçılığın geliştirilmesine yönelik kararlar alınmıştır. 1952 yılında Et ve Balık Kurumu kurulmuş ve balıkçı tekneleri için motor ve av gereci ithalatı başlatılmış, teşvikler yürürlüğe konulmuştur. Yine 1950’lerin başlarında Marshall yardımlarının da etkisiyle su ürünleri kooperatiflerinin kurulması yoğunlaşmıştır. Ayrıca 1949 ve 1962 yılları arasında farklı zamanlarda yabancı uzmanlardan oluşan 13 farklı heyete ülkemizin balıkçılık durumu inceletilip tavsiyeler alınmıştır. 1938-1956 yılları zarfında su ürünleri üretimi 9 kat artmış, toplam üretim 1953-1958 arasında 100-110 bin ton arasında değişmiş, 1956 yılında 140 tonluk toplam üretimle zirve yapmıştır. Karadeniz’de 1954 te 50 tonu geçen hamsi üretimi ertesi yıl bir kriz yaşamış ve 8 67 1. Ulusal Hamsi Çalıştayı: Sürdürülebilir Balıkçılık – 17-18 Haziran 2010 tona inmiştir. Daha sonraki yıllarda 15 tonlar seviyesinde hamsi üretimi olmuştur. 1958 yılında toplam tekne sayısı 6283 adede (bu rakam 10 sene öncekine göre iki katı) ulaşmıştır. Bu dönemde Karadeniz’de 415’i motorlu 1766 adet tekne bulunmaktadır. 1950’lerde balıkçılık araştırmaları, İ.Ü. Hidrobiyoloji Enstitüsü ve EBK Balıkçılık Araştırma Merkezince (Beşiktaş) yürütülmeye başlanmıştır. 1955 yılında Et ve Balık Kurumu Balıkçılık Araştırma Merkezinin Arar gemisiyle Karadeniz’de Hamsi sörveyi yapmıştır. Et Balık Kurumu teşviklerde önemli rol oynamış, soğuk hava ve buz tesisleri kurulmuştur. 1954 yılından itibaren Ziraat Bankası kredilerinin verilmeye başlanmasıyla gümrük muafiyetinden faydalanılmaya başlanmış ve önemli gelişmeler görülmüştür. Öte yandan 1950’lere kadar Türkiye’de balık unu yağı fabrikası yoktu. Trabzon’da yıllık 60-85 bin Yunus işleyebilen bir yağ tesisi bulunmaktaydı. 1958 yılında günde 100 ton kapasiteli Trabzon Et Balık Fabrikası kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda sayıları artacak olan balık-unu ve yağı fabrikaları Karadeniz balıkçılığında özellikle hamsi avcılığının artmasında önemli etkenlerden biri olmuştur. Ülkemizde su ürünleri istatistikleri ile ilgili ilk bilgiler Ticaret Bakanlığının balıkhane kayıtlarına dayanmaktadır. 1968 yılından itibaren DİE tarafından toplanmıştır. DİE’nin 1968 yılı verilerine göre toplam üretim 122 bin ton olup bunun 79 bin tonu Orta ve Doğu Karadeniz’den sağlanmıştır. Bölgedeki hamsi istihsali 34 bin tondur. Toplam tekne sayısı: 6760 adet olup 2375 adedi Orta ve Doğu Karadeniz’de avcılık yapmıştır. 10 m’den büyük 701 tekne (Orta ve Doğu Karadeniz’de 186 adet) bulunmaktadır. 6760 teknenin 1040 adedi motorsuz (Orta ve Doğu Karadeniz’de 371 adet) olup, 50 HP üzerinde güce sahip 369 tekne (Orta ve Doğu Karadeniz’de 94 adet) bulunmaktadır. Balıkçılıkta en önemli gelişmeler 2. Plan döneminde gerçekleşmiştir. 1971 yılında 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun kabulü, Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün kurulması ile su ürünleri sektöründe bir gelişme başlamıştır. 1972’de su ürünleri kooperatiflerine av araç gereç dış alımında gümrük muafiyeti ve vergi indirimi getirilmiştir. 1976’da Ziraat Bankası Su Ürünleri Kredileri Şubesi açılması kredi kullanımını artırmıştır. Balıkçılık filosundaki en büyük gelişme 1975-80 yılları arasında meydana gelmiştir. Bu yıllarda uygulanan teşvik ve gümrük muafiyetleri ile balıkçılık filosu rakamsal ve donanımsal olarak büyümüştür. Balıkçı teknelerinde teknolojik donanımlar kullanılmaya başlanmıştır. Filodaki bu gelişmenin etkisiyle 1979’dan itibaren hamsi avcılığında hızlı bir yükselme meydana gelmiştir (Şekil 1). 1980 yılından itibaren balık unu ve yağı fabrikalarının faaliyete geçmesiyle bölgede avcılık miktarları artmıştır. 1972’de 2 fabrika bulunmakta iken 1983-1995 yılları arasında 25 adet balık unu ve yağı fabrikası faaliyette bulunmuştur. 1982 yılında çıkarılan “Deniz Ticareti Filosunun Geliştirilmesi ve Gemi İnşa Tesislerinin Teşviki” araç-gereçte gümrüksüz ithalat sağlamıştır. 1984 yılında Merkez Bankası bünyesinde Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu oluşturularak su ürünlerinde de sabit yatırımın %25 KKDF ödemesi (kalkınma öncelikli yerlerde %30) başlatılmış. 1993 yılında ise Yatırımları Teşvik Mevzuatı ile iki yıl ödemesiz düşük faizli kredi imkanı sunulmuştur. Teknoloji kullanımı, balıkçı filosuna yapılan teşvikler, gümrük muafiyeti, teknik ve ekonomik gelişmeler sonucunda 1977-1988 yılları arasında hızlı ve sürekli bir gelişme görülmüş, av gücü önemli oranda artmıştır. 1983 sonrası Tarım Bakanlığı bünyesinde bu günkü yönetim yapısı oluşturulmuştur. Bugün balıkçılık konuları Bakanlığım TAGEM, TÜGEM ve KKGM olarak üç genel müdürlüğün faaliyetleri içerisinde yürütülmektedir. 68 Geçmişten Günümüze Balıkçılık Uygulamaları ve Hamsi Avcılığına Etkileri 1958-1986 arasındaki 28 yılda avlanan hamsi miktarı 4.4 kat artmış, 1989 yılında ise hamsi avcılığında büyük bir kriz yaşanmıştır. Hamsi avında yaşanan bu krizin sebebi olarak M. leidyi türünün aşırı miktarda balık yumurta ve larvasını tüketmesi, M. leidyi türünün aşırı miktarda zooplankton tüketmesi, oşinografik ve meteorolojik doğa olaylarının etkisiyle sistemdeki değişmeler ve kirlilik gibi faktörler dile getirilmiş olmasına rağmen ancak aşırı avcılığın hamsi stokları üzerine önemli etkileri olduğu kabul edilmiştir. Toplam Üretim Hamsi 800000 Üretim (ton/yıl) 700000 600000 500000 400000 300000 200000 100000 2004 2002 2000 1998 1996 1994 1992 1990 1988 1986 1984 1982 1980 1978 1976 1974 1972 1970 1968 1966 1964 1962 1960 1958 1956 1954 1952 1950 0 Yıllar Şekil 1. Ülkemizdeki hamsi avcılığının yıllara göre değişimi (ton/yıl). Kriz sonrası hamsi avcılığında boy yasağı (9 cm) uygulanmış ve aşırı avcılığın önüne geçilmeye çalışılmıştır. 1991 yılında balıkçı ruhsat teskerelerinin düzenlenmesine sınırlama getirilmiş, ancak daha sonra 1994, 1997 ve 2001 yıllarında sınırlı sayıda ilave ruhsat verilmiştir. 2002 yılından itibaren yeni ruhsat verilmemiştir. Böylece balıkçı filosuna yeni tekne girişi engellenmiştir. Bu tarihten sonra mevcut teknelere sadece bir kez kullanılmak kaydıyla %20 boy artış hakkı tanınmıştır. 2002 yılından sonra filoya yeni tekne girişi olmadığı için boy gruplarındaki tekne sayılarının değişimi, tekne boylarındaki artışlarla teknenin bir üst gruba çıkması veya ruhsat iptali ile teknenin filodan çıkarılması şeklinde gerçekleşmektedir. Şekil 2’de görüldüğü gibi 10 m’ye kadar olan gruplarda tekne sayılarının yıllara göre azalması bir üst gruba geçiş ve ruhsat iptaliyle olmaktadır. 10-30 m arasındaki tekne sayılarında önemli bir değişiklik görülmemektedir. Ancak 30 m’den büyük tekne sayılarında 2004-2007 yıllarında önemli bir değişim olmuştur. Türkiye genelinde 30 m’den büyük tekne sayısı 2004’te 162 iken 2007’de 200 olmuştur. Aynı durum Karadeniz Bölgesi için de geçerlidir. Karadeniz’de 2004’te 30 m’den büyük 117 tekne varken 2007’de 130 olmuştur (Şekil 2). Benzer şekilde teknelerin motor güçlerinde son yıllarda meydana gelen değişimler incelendiğinde ise teknelerin motorlarının zaman içerisinde değiştirilmesiyle genel olarak motor güçlerinde bir artış görülmektedir. Motor güçlerindeki artışla tekneler üst motor gruplarına çıktığından düşük güçteki motor gruplarında yer alan tekne sayıları azalmaktadır. Ancak 500-1000 HP ve 1000 HP’den büyük motor gücü gruplarında yer alan tekne sayıları yıl yıl artmaktadır. Türkiye genelinde 500-1000 HP grubunda yer alan tekne sayısı 2004’te 216 iken 2007’de 280 olmuş, 1000 HP üzerinde 2004’te 111 olan tekne sayısı 2007’de 198’e çıkmıştır. Karadeniz Bölgesinde de 500-1000 HP grubunda yer alan tekne 69 1. Ulusal Hamsi Çalıştayı: Sürdürülebilir Balıkçılık – 17-18 Haziran 2010 sayısı 2004’te 125 iken 2007’de 140 olmuş, 1000 HP üzerinde 2004’te 87 olan tekne sayısı 2007’de 137’ye çıkmıştır (Şekil 3). Türkiye Karadeniz Şekil 2. Boy gruplarına göre tekne boylarının yıllara göre değişimi (m). Türkiye Karadeniz Şekil 3. Motor gücü gruplarına göre tekne güçlerinin yıllara göre değişimi (HP). 70 Geçmişten Günümüze Balıkçılık Uygulamaları ve Hamsi Avcılığına Etkileri Son yıllarda balıkçılığımızın sürdürülebilirliğini sağlamak için bazı kararlar alınmış ve bazı uygulamalar yürürlüğe konulmuştur. Bunlardan en önemlilerinden biri 2004 yılından itibaren balıkçı teknelerinin kullandıkları akaryakıta sübvansiyon uygulaması başlatılmasıdır. Balıkçı teknelerine kullanmış oldukları akaryakıtın ÖTV vergisi iade edilmektedir. Her yıl mazot yardımından faydalanan tekne sayısı artmasına rağmen teknelere tahsis edilen limitin kullanım oranı %50-60 civarındadır. Motorin desteklerinden yararlanma konusunda küçük ve büyük balıkçı tekneleri arasında önemli bir fark ortaya çıkmaktadır. 20 m’den büyük teknelerin tamamına yakını motorin desteğinden faydalanırken, 12 m’den küçük teknelerde bu oran %35’lerin altına düşmektedir. Ülkemizde balıkçılık yönetiminde son beş yılda bazı önemli adımlar atılmıştır. Bu çalışmaların bir kısmı AB uyum kapsamında veya GFCM vb. gibi uluslar arası kurum ve kuruluşlarla uyum çalışmaları kapsamında yürütülmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün yürüttüğü çalışmalar sonucunda Su Ürünleri Bilgi Sistemi (SUBİS) oluşturulmuş, tekne ve av verileri web üzerinden kayıt edilmeye başlanmıştır. Bu girişim, balıkçılık aktivitelerinin izlenmesi açısından son derece önemli bir uygulamadır. Ayrıca avlanan balıkların belirli liman ve barınaklardan karaya çıkarılmasını sağlamak için karaya çıkış noktaları belirlenmiştir. Bütün balık türleri için uygulanan yönetim aktiviteleri yanında sadece hamsi avcılığını ilgilendiren bazı uygulamalar da yürürlüğe alınmıştır. Son yıllarda hamsi sezonu boyunca gündüzleri avcılık yapılmamakta gece avcılığı yapılmaktadır. Avlanan hamsinin nakli sırasında hamsi nakil belgesi düzenlenmesine başlanmıştır. Şüphesiz ki günümüzde uygulamaya aktarılan bu kararların hamsi avcılığına etkileri gelecekte daha fazla görülecektir. Geçmişten günümüze hamsi avcılığının gelişimini ve politikalarımızı özetleyecek olursak; hamsi avcılığında balıkçılarımızın çok tecrübeli olduğunu ve günümüzdeki hamsi av filomuzun tamamının teknik donanıma sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bugün balıkçılıkla uğraşan kişilerin çoğunun mesleki tecrübesi 15-40 yıl arasında değişmektedir. Teknolojik gelişmeler teknelerin hepsi tarafından takip edilmektedir. Öte yandan teknelerin %75’inin 015 yaş arasında olması filonun kendini yenileme oranının iyi durumda olduğunu göstermektedir. Balıkçılıkta uyguladığımız yönetim politikalarını özetleyecek olursak; 1989’a kadar avcılığın geliştirilmesi yönünde bir politika izlendiğini, 1990 sonrası ise avcılığın sınırlandırılmasına çalışıldığını söyleyebiliriz. Karadeniz’in hamsi stoklarından yararlanmak için büyük bir av filosu ve balıkçı işgücü mevcuttur. Önemli olan gelecekte de sürdürülebilir bir avın sağlanmasıdır. Bunun için hamsi stoklarının sürekli izlenmesi ve av miktarlarının buna göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bilimsel veriler ışığında hazırlanacak bir balıkçılık yönetim planı uygulanmalıdır. Bunu sağlayabilmek için etkin bir balıkçı ve kamu örgütlenmesi gerekmektedir. Ayrıca biyolojik, ekolojik ve ekonomik verilerin sürekli ve güvenilir bir şekilde toplanması, alınacak kararları etkilemesi yönünden son derece önemlidir. Diğer taraftan balıkçılarımızın hayat standartlarını yükseltmek ve sürdürmek için karlılığın artırılması da önemlidir. Hamsi ve diğer balıklarda fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik işleme ve pazarlama yöntemlerinin daha fazla kullanılması gerekmektedir. Kaynaklar Aasen, O. ve Artüz, İ. 1956. Fishery Investigations in Turkish Black Sea Waters with Special Reference to Anchovy. Et ve Balık Kurumu, Balıkçılık Araştırma Merkezi, İstanbul, 39 sayfa. 71 1. Ulusal Hamsi Çalıştayı: Sürdürülebilir Balıkçılık – 17-18 Haziran 2010 Aasen, O., Artüz, İ. ve Akyüz, E. 1956. Report on a Survey of the Turkish Black Sea Coast. Et ve Balık Kurumu, Balıkçılık Araştırma Merkezi, İstanbul, 29 sayfa. Anonim, 1968. Türk Balıkçılığı Hakkında Rapor. Ticaret Bakanlığı, Ankara, 53 sayfa. Anonim, 1972. Türkiye’de Su Ürünlerinin Bugünkü Durumu, Sorunları ve Alınması Gerekli Tedbirler, Tarım Bakanlığı, Su Ürünleri Daire Başkanlığı, Ankara, 29 sayfa. Anonim, 1974. 1972 Yılı Türkiye Su Ürünleri Ekonomik Araştırması. Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 82 sayfa. Anonim, 1976. 1973 Yılında Türkiye’de Su Ürünlerinin Muhafaza, İşleme ve Pazarlama Olanakları, Sorunları ve Tedbirlerinin Araştırılması. Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 80 sayfa. Anonim, 2007. Türk Su Ürünleri Sektörünün AB Müktesebatına Yasal ve Kurumsal Uyumunu Destekleme İçin Teknik Yardım: Su Ürünleri Avcılığı ve Yetiştiriciliği Sektör Çalışması Nihai Raporu. Su Ürünleri Müktesebatı Uyum Merkezi, Ankara, 195 sayfa. Artüz, M.İ. 1958. Memleketimiz Balıkçılığının Dünya ve Akdeniz Balıkçılığındaki Yeri. Et ve Balık Kurumu, Balıkçılık Araştırma Merkezi, İstanbul, 15 sayfa. Baran, İ. ve Koç, F. 1972. Su Ürünleri Sorunları. Türkiye Üçüncü haycancılık Kongresi, 19-21 Nisan 1972, Ankara, 15 sayfa. Çakıroğlu, S.B. 1969. Karadeniz’de Balıkçılığımız, Bilgi Basımevi, Ankara, 183 sayfa. Çeliker, S.A., Korkmaz, Ş., Dönmez, D., Gül, U., Demir, A., Genç, Y., Kalanlar, Ş. ve Özdemir, İ. 2006. Karadeniz Bölgesi’nde Su Ürünleri Avcılığı Yapan İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Analizi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, Ankara, 122 sayfa. DİE, 1970-1995. Su Ürünleri Anket Sonuçları (Çeşitli Yıllar). DIE, DPT, 1963-2005. Kalkınma Planları (Çeşitli Yıllar). Başbakanlık DPT Müsteşarlığı, Ankara, 528 sayfa. DPT, 2001. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Su Ürünleri ve Su Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Başbakanlık DPT Müsteşarlığı, Ankara, 142 sayfa. DPT, 2007. Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Balıkçılık Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Başbakanlık DPT Müsteşarlığı, Ankara, 127 sayfa. Elbek, A.G. ve Bulut, S. 2005.Türkiye’de ve AB Ülkelerinde Su Ürünleri Politikaları ve Sektöre Yönelik Koruma Tedbirleri.Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Dergisi, 22(1-2): 233-239. Erdoğan, N. 2006. Türk Balıkçılık Filosu ve balıkçılık Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Fen Bilimler Enstitüsü, İzmir, 143 sayfa. Fenske, W. 1971. Türkiye’de Balıkçılık İdaresinin Geliştirilmesi: Balıkçılığın Devletçe Teşvik İmkanları Hakkında Bir Araştırma. Başbakanlık DPT Müsteşarlığı, Ankara, 47 sayfa. Gökçe, B. 2006. AB Balıkçılık Politikaları ve Türkiye’deki Balıkçı Barınak ve Limanlarının Potansiyellerinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 173 sayfa. Saraçoğlu, B., Aydoğmuş O., Köse, N. ve İşgören, D. 2001. Türkiye’de Su Ürünleri Sektörü: Üretim, Talep, Pazarlama. TKB, Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü, Ankara, 64 sayfa. Simpson, A. 1932. Türkiye’de İktisadi Balıkçılık Hakkında İptidai Rapor, İktisat Vekaleti, Balıkçılık Enstitüsü, İstanbul, 13 sayfa. Şenol, Ş. ve Saygı, H. 2001. Su Ürünleri Tüketimi İçin Bir Ekonometrik Model, Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Dergisi, 18:3-4 (2001) 383-390. TUİK, 2010. Su Ürünleri İstatistikleri (Çeşitli Yıllar), [http://www.tuik.gov.tr]. Ünal, V. ve Yercan, M. 2006. Türkiye’de Su Ürünleri Kooperatifleri ve Balıkçılar İçin Önemi. Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Dergisi, 23(1-2): 221-227. Woltereck, R., 1936. Türkiye Balıkçılık İşlerinin İstikbali ve Balta Limanı Devlet Balıkçılık Enstitüsü, Ankara, 16 sayfa. Yayla, A. 1997. Doğu Karadeniz Bölgesi Su Ürünleri Kooperatiflerinin Yapısı ve Bölgeye Olan Sosyo-Ekonomik Etkileri Üzerinde Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Edirne, 128 sayfa. Yücel, Ş. 2006. Orta Karadeniz Bölgesi Balıkçılığı ve Balıkçıların Sosyo-Ekonomik Durumu. Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Dergisi, 23(1/3): 529-532. 72