Bazı Ingiliz muharrirle rine göre Türkler

advertisement
I Tarihten
Sabiteler
j
Bazı Ingiliz muharrirle­
rine göre Türkler
f
Yazan:
Türkiye ile İngiltere arasın­
daki ilk ticarî ve siyasî münase­
HALÛK Y.
betler Elizabeth devrinde baş­
ŞEHSUVAROĞLP
lamıştı. Zamanla inkişaf eden
bu münasebetler bilhassa 19. sele saymadıkları ve şaşılacak
asırda çok gelişti.
hikâyeler halinde hafif bir su­
19. asır iki milletin kâh müt­ rette ele aldıkları bir mevzudur.
tefik, kâh hasım olarak birbi­
Bu tasvirler, belki barbarca
rini yakından tanıdığı bir de­ telâkki olunur. Çünkü bizim
virdir. Bu devirde bilhassa Kı­ tavırlarımızda,
âdetlerimizde
rım harbi sebebiyle bir çok İn­ olmayan, bizim gibi giyinmiyen,
giliz askeri, seyyahi, ilim ve zamanımızın ve mülkümüzün
edebiyat adamları Türkiyeye modasına uymayan kimselere
gelmiş, bu seyahatler neticesin­ barbar demek âdet olmuştur.
de gerek şahsî müşahede yolu
Biz bazı cehaletlerden ve ta­
ile ve gerekse neşriyat vasıta- nışmamamızdan dolayı bâtıl
siyle Türkiye, İngilterede geniş itikatlara saplanırız. Fakat siz
bu kitaptan şu neticeyi çıkara­
ölçüde tanıtılmıştı.
Eski asırlarda bilhassa din bilirsiniz, Türkler, bizim sima
farkları,
muharebeler
yü­ ve vucutllerimizde olduklarına
zünden
iki
milletin
mu­ göre, umumiyet itibariyle tarif
harrirleri de birbirleri hak­ edildiği gibi vahşi ve kaba ola­
kında her vakit tarafsız ve mazlar.)
18. asır Istanbulunu, bütün
doğru malûmat vermemişlerdir.
17. asırda Türkiyede sefirlik e- yaşatış ve muaşeret usulleriyle
denlerden ve ilk Türkçe öğre­ tetkik etmiş ve Türkleri ya­
nenlerden Withers Türklerden kından tanımış olanlardan biri
iyi bir şekilde bahsetmiş ve bir Lady Montayn’dır.
Bir Türk dostu olan, İngiliz
çok kitaplarda görülen barbar­
sefirinin
zevcesi
o
vakte
lık tâbirini kullanmamıştır. Mu­
harrir, eserinde saray, mahke­ kadar yazılmış eserlerin nok­
meler, kadınların hayatı, dinî sanlığını derhal farketmişti.
itikatlar, ibadetler ve bayramlar (Bu halkın âdetleri, dinleri
hakkında etraflı malûmat ver­ hakkında pek noksan malûma­
tımız vardır. Bu bilgi ya yalnız
mektedir.
kendi işlerini düşünen tüccar­
Kitap münekkitleri 17. asırda
lar, yahut da memlekette az
Türkiye için yazılmış bu bitaraf
kalmış seyyahlar vasıtasiyle eeseri (benzeri diğer lisanlarda
dinilmiştir. Esasen Türkler tüc­
bulunmıyan mükemmel bir ki­
carlarla senli, benli konuşmıyatap) diye tavsif etmişler ve bu
cak kadar mağrurdurlar. Bu se­
kitabm (ihtişamı İranmkine
beple tüccarların edindikleri
benzeyen, dünya üzerindeki en
malûmat karışık ve yanlıştır.)
büyük mparatorluğu asilâne bir
Lady Montayn bu başlangıç­
şekilde tasvir) eylediğini belirt­
tan Sonra kendi intihalarını
mişlerdir.
şöyle tesbit etmektedir: (Ben­
Şarka bir seyahat yapmış bu­
den evvel diğer hıristiyanların
lunan John Sandgs, Türkçe bil­ Türkler hakkında söylediklerini;
memekle beraber 1615 de neş­
anlatmadığım için bana bel­
rettiği eserinde Türkiyeyi canlı ki yarı Türk diyeceksiniz. Ben
tasvirlerle anlatmaktadır. Mu­ Türklerin insaniyetini alkışla­
harrir, Sultan Ahmedi şöyle maktan kendimi menedemem.)
tarif ediyor: (O 1610 senesinde
İngiliz sefiresi, esirlerin iyi
yirmi üç yaşmda iken tam en­ hayat şartlarını, Türk kadınla­
damlı, biraş şişmanlığa istidat­
rın seıbes yaşayışlarını da et­
lıydı. Yüzü dolgun ve tam mü­ raflıca anlatmaktaoır: (Türk
tenasipti. Yalnız gözleri fevkal­ kadınları dünyanın diğer ka­
âde büyüktü. Bu sureti? o son dınlarından daha serbesttir. İyi
derece güzel görülüyordu. Üst bir zevk sürer, endişeden uzak
dudağının yukarısında esmer yaşarlar. Bütün vakitlerini zi­
hafif bıyığı, çenesinde biraz sa­ yaretlerde, hamamlarda, para
kalı vardı. Gururu, imparator­ sarfetmek, yeni yeni modalar
luğunun büyüklüğü ile mütena­ icadetmek gibi işlerle geçiren
sipti. Kanlı bir tavır ve mizacı yegâne kadın Türk kadınıdır.)
yoktu. Başka suretle de fena
Türkleri yakmdan tanıyan ve
huylu değildi.
eserinde Türkiyeden hayranlık­
-Onun hususî meşgalesi atıcı­ la bahsedenlerden birisi de
lık yapmaktı ve bu sporda kul­ Lord Baltimare’dir. 1763 yılın­
lanılan fil dişi yüzükleri imal da yaptığı şark ziyaretinin inetmekti.
tibalarmı belirten eserinde (Di­
Sartğı bir kavundan üç defa ğer milletlerin cehaletine ve
büyüktü. İç ve dış esvapları budalaca gururuna
rağmen
hafifçe beyaz setenden ve ha­ Türklerin mert ve sevimliliği­
fif yeşilimsi gümüş işlemeli bir ni) yazmakta (Polis teşkilâtına
kumaştandı. Kumaşın tezyina­ hayran olduğunu, Dirçok mütını büyük dallar teşkil ediyor­ esseselerin mükemmel işleyiş­
du.
lerini) anlatmaktadır.
*
Muharrir, Türklerin kendine
1786 senesinde Türkiyede üç
mahsus âdetleri arasında kah­ ay kalan Lady Craven Boğaziveyi de anlatıyordu. (Onların çinin manzarasına ve Kâğıthatavern şeklinde içki yerleri yok­ neye hayrandır. Türk evinin te­
sa da kahvehaneleri vardır. Bu­ mizliğini ve Türklerin iyi hal­
rada oturup bütün gün soh­ lerini medhediyor
Ara sıra
bet ederler Ve kahve dedikleri Tersane sarayında donanması­
bir içkiyi, çini fincanlar içinde nı seyre gelen I. Abdülhamidi
içerler. Bu tahammül edilmi- dürbünle gözetliyor. Padişah
yecek kadar sıcak,'siyah ve acı sakalını siyaha
boyamasına
bir içkidir. Türkler kahvenin rağmen yorgun görünüşlü ve
hazmı kolaylaştırdığını söylü­ ihtiyardır.
yorlar.)
Lady Craven Padişahın artık
Büyük tarihçi Gibboıı'un sık pek uğrayamadığı eski kasırla­
şık müracaat ettiği kaynaklar­ rın bozulacağından endişe edi­
dan biri olan bu eserin mu- yor. Türk musikisini ve kahve­
kaddemesinde ithaf edilen şah­ sini beğenmiyor. Veliaht Selim
sa karşı şöyle deniliyordu: (Hu­ efendiyi istikbal için büyük
zurunuza Türkiye devleti, siya­ vaidlerle dolu olarak görüyor.
seti ve âdetleri mevzulu kaba
İngiliz kadın seyyah Türki­
tasvir olunmuş bir eser takdim yeyi bu hâtıralarla ve intiba­
ediyorum, Bu, seyyahların, hü­ larla terketmiş, üç aylık seya­
kümetlerimizin ve valilerimizin hatini güzel bir üslûpla kaleme
düşünmeye değer ciddî bir me- alarak bastırtmıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği
Taha Toros Arşivi
Download