BÖLGESEL GELİŞMELER IŞİD’İN ÖRGÜTLENME SÜRECİNİN ANALİZİ S osyolojik kökenleri, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekildiği 1989’a kadar uzanan Irak Şam İslam Devleti Örgütü (IŞİD), Arap Ayaklanmalarının bölgede yayılması ve Suriye’de 50 2011 yılında başlayan iç karışıklıklarla, yeniden şekillenen Ortadoğu jeopolitiğinin en önemli sacayaklarından birini oluşturmaktadır. 13 Kasım 2015’te Paris’te gerçekleştirdiği saldırılar neticesinde en az 150 kişinin ölümüne yol açan örgüt, gerçekleştirdikleri saldırıların sadece Ortadoğu ile sınırlı olmadığını kanıtlayarak, ulusaşırı bir terör örgütü olduğunu tüm dünyaya duyurmuş oldu. Bu tarihe Ocak-Şubat 2016 Cilt: 8 Sayı: 72 IŞİD’in örgütlenmesi ‘etkileşimsel’, ‘yarı-mitolojik-yayılmacı’ ve ‘hegemonik’ olmak üzere üç ayrı aşamada değerlendirilebilir. Bu aşamalar birbirinden keskin çizgilerle ayrılmamakta ve doğrusal olmayan gelişme aşamalarını tanımlamaktadır. Merve ÇALHAN kadar, IŞİD Avrupa’nın mitolojik karakteristikler atfederek izlediği ve kendi coğrafyasına ait olmayan bir güç olarak kabul edilirken, Paris saldırılarından sonra örgütün varoluşsal realitesi ve tüm dünya için en önemli tehdit unsurlarından birisi haline geldiği Avrupa’da anlaşılmış oldu. IŞİD’in Paris’te gerçekleştirdiği saldırının yankıları sürerken, terörün küreselleşmesi, IŞİD’in tarihsel kökenleri, Ortadoğu coğrafyasındaki siyasi amaçları ve finansal kaynakları, uluslararası toplum nezdinde en çok tartışıla gelen konular arasında yer almaktadır. Ancak, IŞİD’in terör örgütü kimliği kazanmadan önce kat ettiği aşamalar ve örgütün geniş bir coğrafyada yayılmak için uygun zemini bulabilmesinin altında yatan sosyopsikolojik faktörler, örgütsel motivasyonunu anlamlandırmak için daha detaylı incelenmesi gereken konular arasında yer almaktadır. IŞİD’in örgütlenme sürecinin aşamalarının analizi ve bu aşamaların tarihsel arka planla anlamlandırılması, sonuçta aynı zamanda sosyolojik olarak örgüt kültürünün biçimlenme sürecini de gözler önüne serecektir. Bu çalışmada, IŞİD’in örgütlenme süreci ‘etkileşimsel’, ‘yarı-mitolojik/yayılmacı’ ve ‘hegemonik’ olarak üç ayrı aşamada kategorize edilmiştir, ancak bahsi geçen aşamalar lineer bir gelişme ekseninde değerlendirilmemiştir; Ocak-Şubat 2016 Cilt: 8 Sayı: 72 kısacası aşamalar arasında geçişkenlikler bulunmaktadır. Etkileşimsel Aşama IŞİD, örgütlenme sürecinin ilk aşaması olarak kabul edilen ‘etkileşimsel’ aşamada, parçalı bir yapıya sahipti. Bu aşamada, bölgedeki diğer Selefi yapılanmalarla kurduğu ilişkiler ağı, IŞİD’in örgüt kültürünün şekillenmesindeki en önemli aşamalar arasında yer almaktadır. IŞİD’in sosyolojik temelleri Afganistan Savaşı’nda atılsa da, örgütün yükselişi ve global bir terör örgütü haline gelmesi Suriye İç Savaşı’nda ortaya çıkan sosyo-politik gerilimlerin bir sonucudur. ‘İslam Devleti’ adı altında faaliyet gösteren ve başında Ebu Bekir El Bağdadi’nin olduğu yapılanma, Suriye İç Savaşı’ndaki muhalif güçlerden biri olan ve El Kaide’ye bağlı değişik ülkelerden toplanan paralı askerlerden oluşan bir taşeron yapılanma olan Nusra Cephesi’nin oluşumuna katkı sağlamıştır. Selefi orijinli Nusra Cephesi’nin müstakil hareket etmeye başlamasıyla, El Bağdadi grubun adını ‘Irak ve Suriye İslam Devleti’ (IŞİD) olarak değiştirmiştir. Bugün, El Bağdadi’nin danışmanları ve sağ kolu olarak lanse edilen kişilerin büyük bir çoğunluğu eski Baasçılardan oluşmaktadır. IŞİD’in pro-Baasçı bir yapılanma olarak lanse edilmesinin sebebi, Irak Savaşı’nda Baasçıların toplumsal düzlemden tamamen dışlanmalarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, IŞİD’in eski Baasçılarla olan etkileşimi, örgütün oluşumundaki önemli kilometre taşlarından birini oluşturmaktadır. Örgüt kültürü ve organizasyon kültürü üzerine çalışan psikologlardan Schein’e (1983) göre, örgüt kültürü, örgütün kuruluş aşamasındaki kurucuların, içinde yetiştikleri toplumsal kültür, yaşadıkları deneyimler ve sahip oldukları görüşlere dayanan bir takım inanç, düşünce ve varsayımları ile örgüt içindeki bireylerin karşılıklı etkileşimlerinin sentezinden oluşmaktadır. İslami köktencilik ve 4 Halife Dönemi’ndeki İslam Devleti modeline dönme arzusu da, IŞİD’in ortak inanç ve düşünce pratiğinin üst yapısını oluşturmaktadır. Ancak, IŞİD’i sadece İslamiyet’in 7. yüzyıldaki pratiklerine geri dönüş hareketi üzerinden tanımlamak ve Selefi kökenlerine vurgu yapmak, örgütün gerçekleştirdikleri faaliyetleri açıklamada sadece dinsel-ideolojik zeminde olan bir bakış açısını yansıtmaktadır ve yetersizdir. Yarı-Mitolojik/Yayılmacı Aşama Örgütün yarı-mitolojik/yayılmacı aşaması sofistike medya propagandası üzerinden ilerlemekte ve uzmanların araştırmaları sonucu elde 51 BÖLGESEL GELİŞMELER edilen verilere göre, IŞİD bugün anonim web sitelerinin, videoların, makalelerin, basın bültenlerinin ve birden fazla dilde hazırlanan ses kayıtlarının yer aldığı oldukça geniş bir medya ağını yönetmektedir. Bunun yanı sıra, örgütün yönettiği binlerce twitter hesabı bulunmaktadır. IŞİD’le bağlantılı twitter hesapları sadece rehinelerin infaz görüntülerini yayınlamamakta, aynı zamanda örgütün hâkimiyet kurduğu bölgelerde gündelik (olağan) hayata ilişkin ipuçlarını yansıtan görüntülere de yer vermektedir. Dolayısıyla, su kanallarının onarılmasının, marketlerde satılan meyve sebzelerin, fırından çıkan taze ekmeklerin ve yeni açılan diş sağlığı kliniklerinin görüntüleri de sosyal medya aracılığıyla düzenli olarak paylaşılmaktadır. Örgüt, propagandasını yazılı/görsel ve sosyal medyayı yoğun ve etkili olarak kullanarak yarı-mitolojik vahşet görüntüleri üzerine kurguladığı bir ‘gözdağı mekanizması’ tesis etmiştir. Yarı-mitolojik vahşet, IŞİD’in kendine özgü olan barbarlığının, gündelik hayatın doğasına içkin olan bir deneyimleme halinden kaynaklanmaktadır. IŞİD üyeleri, görsel medyada vahşi infaz görüntülerini paylaşırken; bir yandan da Musul’u ele geçirdiklerinde, sokaklarda kutlama konvoyları oluşturarak şeker dağıttıkları görüntüleri yayınlamışlardı. Etkili ve yayılmacı örgüt propagandasıyla, Washington Enstitüsü’nde gerçekleştirilen bir analize göre, IŞİD’in Ortadoğu coğrafyasından sonra en çok Avrupa coğrafyasında desteklendiği ortaya çıkmıştır. Benzer bir şekilde Pentagon’un raporlarına göre, IŞİD her yıl kayda değer sayıda militanı Avrupa’dan ithal etmektedir. IŞİD’in hem Arap dünyasında hem de Avrupa’da yayılmak için uygun zemin bulmasının nedenlerinden 52 biri, örgütün sosyal ağları coğrafi yayılma zeminlerini genişletmek için aktif bir şekilde kullanmasından kaynaklanmaktadır. Hegemonik Aşama IŞİD’in hegemonik aşaması, devlet oluşturma tahayyülü ve yönettiği bölgelerde finansal ve yönetsel unsurları şekillendirmesi üzerine kuruludur. Güncel olarak IŞİD, Suriye’de kontrol ettiği alanlarda petrol rafinerilerinin güvenliğini sağlamakta, su ve elektrikle ilgili altyapı tesislerini kontrol etmekte ve IŞİD’in günlük petrol satışlarından yaklaşık olarak 1.5 milyon dolar gelir elde ettiği söylenmektedir. Örgütün finansal kaynaklarının bu denli güçlü ve sürdürülebilir bir zemine dayanması, örgütün hâkimiyetinde olmayan Suriye toprakları üzerinde dolaylı bir hegemonya tesis etmesine yol açmıştır. Kazı çalışmaları, tarihi eser kaçakçılığı, vergi gelirleri ve rehine pazarlıkları, IŞİD’in alternatif gelir kaynakları arasında yer almaktadır. Bunun dışında, Rakka’da tüm vergiler ve zekât IŞİD bürokratları tarafından toplanmakta ve örgütün polis gücü ortaya çıkan anlaşmazlıkları Şeriat kanunlarına göre çözümlemekte, bireysel mülkiyet hakları yeniden kurgulanmaktadır. IŞİD, ele geçirdiği bölgelerde tesis ettiği hegemonyasını, devletin içinde devlet gibi davranarak güçlendirmektedir. IŞİD’in örgütlenmesi ‘etkileşimsel’, ‘yarı-mitolojik-yayılmacı’ ve ‘hegemonik’ olmak üzere üç ayrı aşamada değerlendirilmiştir. Bahsi geçen aşamalar birbirinden keskin çizgilerle ayrılmamakta ve doğrusal olmayan (non-lineer) gelişme aşamalarını tanımlamaktadır. Örgüt kimliğinin oluşmasında ve kültürünün şekillenmesinde etkileşimsel, yarı-mitolojik/yayılmacı ve hegomonik aşamalar eş zamanlı olarak devam etmektedir. Ancak farklı örgüt ve gruplarla iletişim kanallarının derinleştiği aşama ‘etkileşimsel’ aşama, 2011 yılı öncesi Suriye İç Savaşı başlamadan önce gelişen olaylar çerçevesinde şekillenen aşamadır. Yarı mitolojik/yayılmacı aşama örgütün global bir terör örgütüne dönüştüğü ve internet teknolojileri aracılığıyla sesini tüm dünyaya duryurmaya başladığı 2012-2015 arası dönemi kapsamaktadır. Hegemonik aşama, yarı mitolojik/yayılmacı aşama ile aynı paralelde devam etse de, 2014 yılında Ebu Bekir El-Bağdadi’nin kendisini halife ilan etmesiyle hegemonik aşamanın etkileri daha yoğun olarak hissedilmeye başlanmıştır. Örgüt, ritüelleri, hikâyeleri, mitleri, sembolleri, sloganları, kahramanları, liderleri ve kullandığı dille hem farklı coğrafyalara yayılmakta hem de dünyanın her yerinden yeni üyeler kazanmaktadır. 2014 yılından bu yana örgüt kimliğinin hegemonik özelliklerinin belirginleşmeye başladığı aşamada; örgüt kültürü, üyeleri için yol gösterici, moral ve motivasyon kaynağı, davranış kalıplarını şekillendirici ve aidiyet hissi kaynağı olmak gibi nitelikler kazanarak, örgütün fikirsel temellerinin yayılmasına ve yeni üyelerin dahil olmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla, IŞİD’in eylemleri, zihinsel arka planı ve amaçları değerlendirilirken sadece Selefi-tekfiri çizgi üzerinden değil; tarihsel ve sosyo-psikolojik arka plan üzerinden yapılan analizlere de yer verilmelidir. Sosyolog, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Ocak-Şubat 2016 Cilt: 8 Sayı: 72