Öğrenmek Sevinci

advertisement
Ataol Behramoğlu
Öğrenmek Sevinci
Bu kavramı TED Ankara Koleji’nde iki ya da üç yıl kadar önce
İngilizce odaklı yabancı dil eğitimiyle ilgili, başka ülkelerden
uzmanların da katılımıyla yapılan bir toplantıda konuşmamda
kullanmıştım.
Bu seçkin eğitim kurumumuzun değerli genel müdürü Sevinç
Atabay’ın beni
onurlandıran çağrısıyla bu eğitim yılının
açılışında ülkemizin her yöresinden gelmiş yüzlerce öğretmen
arkadaşıma yaptığım konuşmamın başlığı da yine “Öğrenmek
Sevinci”ydi…
Şu anda bu satırları Karabük TED Koleji’nin bir odasında,kolejin
önce ilkokul öğrencileriyle,ardından ortaokul ve liselilerle
yaptığım söyleşi şiir dinletisi sonrasında yazıyorum…
‘Dünya Halk Masalları”nı imzaladığım ilk okullulara masal
olgusu üzerine düşündüklerimi anlattım..
İnsanın bilmek gereksinimi ve hayal etme yetisiyle masallar
arasındaki bağıntıdan söz ettim…
Sonrasındaki sorularıma ilk okul çağındaki bu çocuklarımızdan
hiç de çocukça olmayan yanıtlar aldığım…
Kitap imzası sırasında, beni çok sevdiğini söyleyen bir minik
kızımızı yanıma çağırarak sevgisinin nedenini sorduğumda,
“çünkü çok güzel anlatıyorsunuz” diye yanıtladı beni…
Bir çocuktan aldığım bu övgü, yaşamımca aldığım en onur verici,
beni en çok mutlu eden bir övgüdür…
***
Ortaokul ve liselilere yaptığım konuşmanın konu omurgası da
“öğrenmek sevinci”ydi…
Bir edebiyatçı olarak asıl merak konumun edebiyat olduğunu,
fakat örneğin fizik ya da matematiğin; biyoloji, kimya, yada bir
başka bilimsel disiplinin de beni aynı ölçüde ilgilendirip
heyecanlandırdığın anlattım…
“Öğrenmek sevinci”nin yanı sıra “daha çok insan olmak” gibi en
azından “formülasyon”unun bana ait olduğunu düşündüğüm
bir başka kavramdan söz ettim…
İnsanlık nasıl yerinde saymıyorsa tek tek insanların da
yerlerinde saymadığını, saymaması gerektiğini, öğrenilen her
yeni şeyin daha çok insan olma yönünde bir adım olduğunu
anlattım…
Konu böylece kendiliğinden “değişme” kavramına geldi…
Değişmeye
karşı
koyma
konusunu
http://www.mgkmedya.com
anlatırken
dünyada
Galileo’nun buluşlarına kilisenin karşı çıkmasını, bizde de
basımevinin üç yüz yıl gecikmesi ve ilk rasathanenin top
atışlarıyla yıktırılması örneklerini verdim…
“Değişime kimler karşı olur” soruma verilen yanıtlar ise tek
sözcükle muhteşemdi…
Bir öğrenci, “tembeller” diye yanıtladı… Hemen arkasından bir
başkası “düşünme tembelleri” diye bu yanıtı geliştirdi…Bir
üçüncü öğrenci ise “işi tıkırında olanlar” diye veciz bir yanıt
verdi…
***
Şiir okuma öncesinde bu sevgili çocuklara Atatürk’ten söz ettim.
Onun büyük bir asker, büyük bir devlet adamı olduğu kadar, içi
nasıl öğrenme sevinciyle dolup taşan bir büyük aydın, büyük bir
düşünür olduğunu örneklerle anlattım…
Atatürk’ü anmanın artık klişeleşmiş ağıtlardan değil, onu
anlamaya, ona layık olmaya çalışmaktan geçtiğini söyledim…
Konuşmamada en büyük alkışları da bu sözler aldı…
***
Şu anda, ülkemizde bilimsel eğitimin, aydınlanma düşüncesinin
bu sarsılmaz kalesinin, TED Kolejlerinin birinin bir odasında bu
satırları yazmaktayken gözlerimin önünden, yüreğimden bütün
bu evlatlarımızın görüntüleri, kulaklarımdan sesleri geçiyor ve
böyle bir ortamda bulunuyor olmamın onurunu ve
mutluluğunu yaşıyorum…
Sizlerle az önce aldığım bir haberin sevincini de paylaşmak
isterim…
İki hafta önceki yazımda Hatay TED Kolejinde tanıştığım ve
bulunduğu yerin kilidini açarak çocukların arasına karışmayı
başaran, bu nedenle de adı “Özgür”olsun dediğim bir keçi
arkadaşımdan söz etmiştim…
Karabük TED’in değerli müdürü Kerim Barçın’ı telefonla arayan
Hatay TED’in değerli müdürü Serdar Aydın beni telefona istedi
ve oradayken
konuştuğumuz bir konunun gerçekleştiğini,
Özgür’e bir eş bulunarak yalnızlığının sona erdirildiği müjdesini
verdi.
Demek ki çok geçmeden Hatay’da keçi torunlarımı da
sevebileceğim…
Bu arada, hayvanat bahçesi de “Hayvan Dostlarımız Bahçesi”
olmuş… Bütün hayvanat bahçelerinin adları böyle olmalı…
Çarşamba, Kasım 16, 2016 - Sayfa 1 / 1
Download