-- --·-·····- ------,· · ::!r.::-lv ·..esı' Scl?u};. t' •··~V İlahiyat F:>.icü~t~ıd Kitaplı~ Demirb::ş Ho. Tasnil llo. lı_!./~(}...L!!ııı..,__---ı ·ı SELCUK O.NIVERSITESi ILAHIYAT. FAKULTESI DERGiSi • Yıl A : 1990 • . •• • Sayı : 3 ISLAM EGiTiMiNiN ÖZELLiKLEHiNE GENEL BiR BAKlŞ Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK GIRIŞ · islôm medeniyetini meydana getiren en büyük faktör, şüphesiz islam · eğitin4idir. Cünkü lslôm, ilmi ve ilim adamını kutsileştirmiş, ilmi ibadet derecesine yükse.ltip her sahada eğitimi yaygınlaştırmıştır. .tır. Allah I nsanı ilim (öğrenme) özelliğiyle, diğer varlıklara üstün kılmış­ Diyebiliriz ki, Allah Insanı okumak, öğrenmek ve öğretmek icin yarat- mıştır. isıarn nazarında ilim, mutlak bir üstünlüktür. (1) Hakkında bilgi sahibi olmadığım ız şeylerin ardına düşmek ise, kesinlikle yasa·ktır. (2) islôm insana bir bütün olarak bakar. insanda bulunan tabii güclerden hic birini bastırmayı ya da yok etmeyi hedef almaz. Yine bu güçlerin birbirlerine tahakkümü de söz konusu değildir. Önemli olan bunların uyumlu bir şekilde birbirleriyle kaynaşmaları ve bütünleşmeleridir. islam insanı. faydalı ilim öğrenmeye özendirmiştir. Nitekim insanın, halifesi» olma şerefi, llim verilişinin bir sonucudur. (3) «AIIah'ın insanın Allah'ın halifesi olması ne anlama gelir? Öncelikle, gerek iktisadi ve politik. gerekse daha başka faaliyetlerde olsun. sosyal ve ferdi hayatın bütün ·kesimlerinde insanın. Allah adı­ na calışan bir hizmetli, bir görevli oluşu demektir. Böyle bir düşünce, dinamik bir inancın doğmasına imkan sağlar. Sağlam ve güçlü bir medeniyet 1se, ancak bu dinamik inanca bağlı olarak hayatını sürdürebilir. ikinci olarak halifelik, insanın Allah taratından bir takım yeteneklerle donatılm ış olması anlamına gelir. Bu yetenekler insana, tabiot kuvvetlerine hakim olma ve onları kendi taydası icin kullanma fırsatı verirler. (1) (2) · (3) Nemi, 27/ 15. 17/3'6. Bakara, 2/ 30 - 34. İsra, Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 256 Allah'ın holifeliği fikri sayesinde bütün kapılar, ilmi ve teknolojik ilerIemelere açı/mışlardır. Bu düşünce, aynı- zamanda tabiot kuvvetlerine tapınma düşüncesine de son vermiştir. {4) islôm eğitimi, her yönden fert ve toplumun hayrını ister. istôm eğiti­ mi. bütün insanlığın maslahatını hedef alır, elinden ve dilinden kimseye zarar gelmeyen (5) bir toplum oluşturmayı plônlar. isldm eğitiminin hedefi açıktır, dayandığı temeller ortadadır, insan ve psikolojisine uygundur. Bu sebepten her türlü şartlar aıtında tatbik im!<önıno sahiptir. fıtratına, aklına islôm eğitiminde taassub yoktur. İnsana ·faydalı olan her türlü bilgi, onun öz malı durumundadır. (6) islôm, insanı yaptıklarındon sorumlu tutar ve ona kullanabileceği ölçüde hürriyet verir. Günümüzün en önemli eğitim problemlerinden olan «fırsat eşitliği» meselesi, hôlö çözülememiştir. islôm eğitimi. bu konuda her türlü tedbiri . · almıştır. isıarn eğitim tarihinde mescitler, ôlimlerin evleri, daru'l-hikmeler, daru'Himler, daru'l-kütüpler ve ders halakala·r.ı, edebi ve ilmi toplantı yerleri, a-raştırma ve öğretim icin açılmış birer eğitim kurumlarıdırlar. Devlet de öğrencilerin yiyecek,· mesken, tedavi ve benzeri bütün ihtiyacların ı, (ilim öğrenmelerinden dolayı) karşılamıştır. (7) Eğitim v~ öğretimin bir düzene sokularak, mevcut bilimlerin ve bilginIerin bir ar-oda bulunduğu ·kurumlar olarak gelişmesinde ve bunların bir amme kUrumu ola·rak devlet eliyle kurulup korunmasında, Türkler'in büyük emeği olmuştur. (8) ilim öğrenmek için, büyük sıkıntılara katlanılarak yapılan yolculuklar, ilk defa müslümonlarca başlatılmıştır. islôm iki günün birbirine eşit olmomasını ister. Bu sebepten «ilim beFazlurrahman Ensari, İslı\m Açısından Bilim ve Felsefe, Çı~ır Yayınları, Terc : Cemal Karaağaçlı, İst. 1979, s. 176. (5) Buharı. lman, 4- 5; Mtlsl!m, İman, 64; Davud, Cihad. 2; Tirmizi, Kıya­ me, 52. (6) Tirmizi, İllm, 19 ; 'tbn Mace, Zühd, 15. (7) Ahmet Çelebi, Tarihu't-Terbiyet!'l-İslı\mlyye, 7. ~askı, Kahlre, 1982, ss. 102 - 205. (8) Beyza Bilgin, TOrkiye'de Dln Eğitimi ve Llsel.erde Din Dersleri, Ankara 1980, s, 27. (4) İslam E~itiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış şikten mezar<ı kadardır» 257 prensibi, makro planda bütün hayatı kuşatmış­ tır. Hıristiyan dünyasının,· il me ve ilim adamlarına · karşı olumsuz tavır alışı, (9) ·kası~lı olarak, ·orta ,Çağ'ın genel özelliği . gibi gösterilmek istenmektedir. Aslında bütün dünyanın böyle olduğunu söylemek, haksız bi-r iddia olur. Batı icin karanlık bir dev~r olan Orta Çağ, isıarn dünyasında medeniyetın her yönden boy attığı bir cağdır. Çünkü isıarn dünyasında ilim, her yönüyle itibar görmekteydi. Öğrenci ve ilim ad-amlarının ·istifadesi icin büyük kütüphaneler . kurulmuş. bu uğurda .ıvapılmosı gereken her türlü hizanet sunulmuştu. Bugün, birçok kanun ve milletlerarası kararlara rağmen kardeşlik. hürriyet, eşitlik, sosyal adalet ve fırsat eşitliği mefhumları hala gercekleş­ me ·imkônı bulamamaktadır. 'Fakat bu değerlerin, isıarn eğitimi sayesinde tatbik edilme şansı bulmuş olduklarını söylersek, sadece tarihi bir gerceği ifade etmiş oluruz. Çünkü isıarn «iyi insan» yettŞtirmeyi hedef almıştır. Bunun şartı bilgi ile ·ahlôkı kaynaştırmaktır. Üzülerek söylemek gerekir ki, bugün bilgili insan demek, terbiyeli inson demek değildir. Öyle olsaydı, okuyanlar arasında anarşi problemi olmazdı. Terbiye, irianma, sevme v~ fedakorlık ·işidir. Bunun ·için de. küçük yaştan itibaren ahla·ki davranışların kazandırılması, faydalı insanın yetiş­ tirilmesinde önemli bir faktördür. islam, bilginin insanlığın faydasına kullanılmasını ister, Aksi takdirde bilgi, hırsız elindeki fener gibi, kötÜlük işlemeye yarayan bir alet olur. isıarn eğitimi her yönden insanın problemini çözmeye yöneliktir. islam eğitimi-nin temel ·kaynağı Kur'an ve Sünnet'tir. Bu iki kaynağı . iz·ah edelim. kısaca Kur'an: Kur'an'ın en büyük hedefi, insanı Allah'a kul yapmaktır. insan davranışlarının hepsi, bu kulluğun içerisinde yer alır-. · Kur'an başta aklın eğitiniini öngörmektedir. Çünkü okı!, insan olmamn ve mükellef olmanın şartıdır. Yine insan okıila yaratıcının ôyetlerini (9) Sigrid Hunke, Avrupa'nın üzerine Do~an g1n, Bedir Yayınev1, İst., 1972, ss, 251- 315. İslam Güneş!, Terc: Servet Sez~ (F. : 17) 258 Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK kavrar, tefekkür eder. Nitekim Kur'an her vasile ile a·kı l şünmelerini ve ibret almalarını Ister. (10) sah.iplerin in dü- Kur'an en büyük eğitim prensiplerini ihtiva eder. Bu, insan nefsinin temtz/enmesl ve hayro yöneltilmesidir. Insan bunu kabul edebilecek özelliktedir. (11) · Kur'an'da bütün insanların fıtratına : uygun bir eğitim üsiObu vard ı r. Bunları şöyle sırolayabiliriz o. Soru- cevap b. Kıssa ile eğitim c. Ümit ve korku lle eğitim d. Misôlle e. ibretle olaylara· bakmak f. Güzel örnekle açıklama eğitim. Kur'an insanın, yaşamaktan gayesini, Buna göre insan : değerin i, koinot icindeki yerini açıklar. şekilde) yaratılmıştır. o. Mükerrem (en güzel b. Güzel şeylerle mük:afatlandırılmıştır. (13) c. Bu sebepten insanın yaptığı işlerin (12) de güzel olması Istenir. (14) Sünnet: Sünnet. isJôm eğitiminin Ikinci ·kaynağıdır. Hz. Peygamber kendisini bir muallim (eğ i timci) olarak tanıtmaktadır. (15) Sünnet Kur'an'ın uygulaması olup, Hz. Peygamber'in hayatında şe­ killenmiştir. Allah Hz. Peygamber!. risaleti tebliğ edeoek. bir özelllkte terbiye edip hazırladı. Bu terbiye, beşer nevinin tabi tutulduğu en sıkı terbiyedir. Bütün yönüyle fıtrat çercevesinde gerçekleştirilm iş, örnek bir . hoyattır. 00) Sad, 38/ 29. (ll) Şems . 91/ 7- 10. (12) İsra, 17/70; Tin .. 96/ 4. (13} İbrahim, 14/32, 33; Nahl, 16/ 12, 14; Hac, 22/65; Caslye, 45/12. · (14) Sebe, 34/11. , (15) İbn Mace, Mukaddime, 7. İsıa.m Eğitiminin Özelllklerine Genel Bir Bakış 259 Kur'an bu hayatı, bütün insanlık icin örnek bir hayat ı;>larak takdim etmek· tedir. (16)· . Hz.. Peygamber, Kur'an'ın prensiplerinin açıklanmasında hir kaynakO, bilmeyen bir topluma gönderilmişti. Bununla birlikte, Kur'a-n'la o nesil eğitti. Onl.ara Allah'ın kudretini tanıttı. daima güzel davran ışl9r ka· zandırarak netisierini tezkiye etti, her şeye hikmetle bakmayı öğretti. (17) tır. Hz. Peygamber. her fırsatta, dini kavramfon için cshobı teşvik eder, bilmediklerini cekinmeden so~malarını isterdi. (18) Bir mesele hakkında bilgisiz hüküm verilmesini. · asla hoş karşılamazdı. Bir keresinde yarali bir adama, ·ihtilam olması sebebiyle gusül etmesi emred i lmiş, neticede de ölrrtiiştü . Hz.. Peygamber, durumdan haberdar olunca. üzüntülerini şöyle açıklar: «Onu öldürdüler! Alkıh cezalarını versin! Sormak bilgisizliğin şi· fası değil miydi? » (19) islôm eğitiminin kaynağın ı araştırırken, iki temel soruyu daima göz ön.ünde bulundurmalıyız:· · · a. Kur'an Hz. Peygamber'i hangi prensipler b. Hz. Peygamber doğrultusunda eğ i tti? ashabı nasıl eğittl? Kur'an ve ·Sünneti araştırdığımızda, bu iki sorunun, şu esaslar dahilinde cevapla·ndırrldığını görürüz : A - itikadi Esas Hz. Peygamber, Mekke'deki on üç yılını , ashabın kalbine imanı yerleştirmekle geçirdi. Onun Icin it.ikad, islôm eğitim inin temelin i teşkil eder~ Kur'an'da Insan. kôinat, hayat, yaratıcı He irtibatlı bir şe.kilde sunulmuştur ve bu Ilişkiler icinde insan - yaratıcı ilişkisine özel bir dikkat çekilmiştir. Bu çizgilerı şöyle sıralayabiliriz : . d. Allah Insanı yaratmaya .çamurdan başladı, · sonra insan nesiini bir nutf.eden; hdkir bir sudan yarattı . Sonra şeklin i düzeltip tamamladı ve bizzat kendi kudretinden ona ruh üfürdü. (20) (16) Ahzab, 33/2L (17) Cuma, 62/2. 0 8) Muhammed Accac el-Hatib, Es-SUnnetü Kable't-Tedvtn, 2. Baskı, Kahtre 1971, S, 38. 09) lbn Mace, Taharet. 93; Davud, Taharet, 127; b. Hanbel, c. I , s, 330. (20) Secde, 32/7 - 9. Darımı, Vudu, 70; Ahmed . Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 260 b. Allah meleklere, ilk insan Adem'e secde etmelerini· emretti ve inson nesiini yer yüzünde ·kendisine halife kaldı. (21) c. Allah insanı, ilim, akıl ve öğrenmeye olon kobiliyetiyle, kôinottaki diğer varlıklardan üstün kıldı . (22) Aynı zamanda diğer varlıkları emrine verdi.. (2~) · d. insan hayır ve şerri ayıracak özellikte yaratılmıştır. (24) Koinotteki bütün şeyler insanı imtihan icindir. insanda bulunan ve dünyoda Allah'ın kudretine delôlet eden şeyler, birer imtihan vasıtasıdır. (25) • , e. şehvetler f. Insan dünyoda yaptıklarının karşılığını görecektir. (26) Kôinatın, Allah tarafından tayin edilen ömrü tükenip hayat son bulunca, bütün yaratıklar hesap vermek üzere toplonoooktı·r. Bütün bu tasvirlerde Allah'ın azameti, yaratıcılığı, gücü ve kudreti, rahmeti, hayatı bohşetmesi, bütün kuvvetlerin ·sahibi oluşu, mahlukların hepsinin kendisine döneceği acıkco müşohede .edilmektedir. insan, kôinot, hayat, yaratılış, hesap etrafındaki bu sils·iJeli fikri i-rtibatta, islôm eğitimi icin itikadi bir temel buluruz. Bu esasları kısaca şöy­ le ocıklıyabiliriz : Allah'o lman: iman, bütün kôinotta, nefsimizde, oonlılarda, ay ve güneşte, deniz ve ·karada, yer ve gökte, Allah'ın rahmet ve ·kudret eserini düşünerek, yer ve göğün yaratıcısının azometini, idrak ve tosdiktir. (27) Kôinatto bütün varlıklar, başka bir varlığa muhtacdırlar. Bu varlık ve kuvvet, şuphesiz Allah 'tır. Öyle bir yaratıcıd ır ki, bird"ir, doğmomıştır, doğurmomıştır. Ezelldir, kendinden önce hic bir varlık yoktur. ıEbedidir, kendisinden sonra do hiçbir şey yoktur. ilmi · her şey·i kuşatmış, -rohmeti de her şeyi kaplamıştır. Her şeye galip olup noksanlıklardan uzaktır. Adaletinden asla şüphe edilmez. Rahmôndır, rahimdir, rezzôktır, kendisinin dı ­ şındaki bütün varlıklar O'na muhtocdır. Hayat ve ölümü O yaratmıştır. (21) (22) (23) (24) (25) Bakara, 2/ 30. Bakara, 2/31. Lokman, 31/20. Şems, 91/ 7 -lO. Mülk, 67/ 2 ; Keht, 18/7. (~) İbrahim, 14/ 51. (27) Abdurrahman Nahlavı, Et-Terbiyetu'l-İslamlyye, ı. Baskı, Beyrut, 1982, s. 34 (Ebul A'lfl El-Mevdtldl, Hazaratu'l-İslamlyye, s s, 138 - 139'dan naklen>. İslA.m E~ltimlnln Özelliklerine Genel Blt' Bakış 261 Bütün bu deliller imanı kuvvetlendirlr. Allah'-a iman bütün sevgHerin ve ümitlerin kaynağıdır. Imansız Insanın hayata güveni yoktur. Kur'on, Allah'o iman etmiyen kimseleri açıkca tasvir -eder ve onların sürekli sı­ kıntı icinde yaşadıklarını bildir·rr. (28) lman, yaratıcıva ve insanlara güvenma vasıtasıdır. Psikolojik yönden Alloh'a ımanın insan üzerindeki etkilerini şöyle özetleyebiliriz : a. korur. Allah'a iman ·insanın hayatını tanzim eder, zihnin! çatışmalardan insan, çocukluğundon itibaren bir . çok şeyi bilme. mechulü keşfet­ me~ düşünme ve kendisini araştırma duygusuyla gelişir. Her zaman a·kiı meşgul eden bazı sorular va·rdır : «- Doğmadan önce neredeydik? nasıl başladı? - Hayat - Son umuz ne oloca·k'? - Kölnatın nizarnını kim koydu ve kim yarattı?» Allah'a iman, a·klın bu problemlerini cöz·e r. Çünkü tevhld ekidesine göre. kôinatto idrak ettiğimiz ve edemediğimiz her şey, Al·lah'rn mülkündendir. Küçük büyük her şey Allah'ın büyüklüğünü 'ispatlor. Kur'an bu konuda sürekli düşünmemiz! ·Ister. b. . Allah inancı insanı mütevozi yapar. Eğer ·insan kuvvetine gururhemen Allah'ın kudretini düşünür. Cünkü yaratan ve öldüren O'dur. Eğer insan malından dolayı gururlamr. i·srafo yönelir, yüksekten bakmaya başlarsa, Allah 'ın zeng.inliğlnl ve malı O'nun verdiğini hatırlar, sonra da cömertlik yolunu tutar, insa·nlora dost olur. lanırsa, Eğer kibi1' ve gurur bflgidfln kaynaklonıyorso, kôinato bakmak ve bunun Allah'ın ilminden küçük bir -nümune olduğunu düşünmek, Insanı yine mütevazmğe götürecek, tedirginlikten kurtıaraoaktır. c. Al lah inancı Insanı boş hayallerden uzakloşttrrr. Allah yanında üstünlük, iyi işler yapmakla sağları ır. Zengin - fa·kir, amir- memur, ·ışcı • patran ayırımı yoktur O'nun huzurunda. Herkes kendi konumuna göre sorumludur. Hic ·bir iş karşılıksız kalmıyocaktır. iman ·sayesinde insan bilir ki, Allah ôdlldir, dualara karşılık verir, tavbe edenleri bağışlar. zulme uğrayontarın hakkını alır, zôJ.imin yakasından yapışır: (28) ~ . Enam, 6/125 - 127. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 262 işte bu inanç insanı ümitsizlikten, intihar etmekten, hayat korkuların­ dan. kötü yollara sapmaktan uiaklaştırır. Neticede hem kendisiyle hem de çevresiyle uyumlu · bir · ınsan haline getirir. · inanan ins.anın daima yaşoma imkanı vardır. Çünkü eş, dost, arko . daş ve bütün insanlarla belli konumlarda ilişki kurar. yalnızlık çekmez. Bu sebepten inanon insan Intihar etmez. , inanç insanın feragat . ve fedakôrfık duygusunu güç~endirir. Böylece gayesi, sadece maddi ihtirosların tatrnininde görülmez. hayatın kitap/ara iman : insanlar sürekli ilohl tebliğe muhatap · olmuşlardır. Toplumlarını dü· zeltmek icin Allah Peygamberlerine kitaplar in.dirmiştir. Hz. Peygamber'e de Kur'an indirilmiştir. Kitaplara imanın terbiyeci (eğitsel) de~eri büyük,tür. Çünkü bu iman, emirleri. yasakları. mükafaat ve cez.ayı hatırlatır. aklı terbi'ye eder. Kur'an ise, bizi. ·baştan sona düşünmeye ve aklı çalıştırmaya davet eder. (29) Bu düşünme sonucu bizde, «delils·iz ve ilimsiz hic bir şeyin kabul edilmer.nesi fikri» oluşur. (30) Çünkü Kur'a·n her şeyde delil ister. (31) Kur'an'ın Allah tarafından indirildiğine iman. ferd ve toplum hayatını düzeltir. Zaten Allah göndermeseydi. içinde bir çok .ihtilaflar olurdu . (32) Peygamberlere lman : . Allah'ın emirlerine nasıl uyulacağını insan . kavrayamaz. Bunun için Peygamberlere ihtiyaç vardır. Bütün peyg·ambarler, insanlardan; Allah'a· eş koŞmarnalannı · ve ihlosla kulluk yapmalarını istemiştir. · Peygambere· itaat. Allah'a itaat gibidir. Çünkü O, bizim icin örnektir. Allah, bize öğretinesi için ·Kitabı O'na indlrmiştir. Beşeri ·üslübda Allah'ın .emirlerini na-sıl yerine getireceğimizi öğreten de yine O'dur. Hz. Peygamber. örnek bir neslin ilk eğiticlsidir . O'nunla risalet son bulmuştur. Bu da göstermektedir ki. artık bir daha peygamber gelmeyecektir. · (29) Sad, 38/29. (30) Abdurrahman Nahlavl, .Usulü't-Terbiyyet1'1-İslam1yye , 1979, s, 84. (31) Enbiya, 21/24 ; Baka.ra, 2/ 111. (32) Nisa, 4/62. I . Baskı, Dımeşk, İslam E~itiminin özell!klerine Genel Bir Bakış Meleklere 263 iman : Meleklerden bahseden ôyetlere baktığımızda, bu varlıklarm Allah 'ın emirlerini, hic asi olmadan yerine getirmek üzere yaratıldıklarını görürüz. (33) Meleklerin (cibrif) en önemli vazifesi, peygamberlere vahy getirmektir. (34) Bir kısım melekler arşı tutar, Allah'a hamdeder, icin dua ederler. (35) insanların günahla- rının bağ ışlanması Bazı meleklerin insanlan koruma görevi yine onlar alır. (36) t- Melekler Allah'ın kullarıdır. vardır. Allah ile olan Ecel bağlorı, geld i ğinde ruhu bu esas üzerinedir. Allah Hz. Adem'i yarattığında, meleklere secde etmesini emretti. Yine Adem'e meleklerin bilmed iğini öğretti. Bu bilgi dolayısıyla insanoğlu­ nu meleklerden üstün kıldı. Meleklere iman Allah'a imanı tamamlar. Çünkü melekler, Allah'ın uluhiyyet ve azameti·ne defôfet eder. inanan insan bilir ki, Allah'ın her istediğini anında yerine getiren görevli orduları, yani melekleri vard ı r. Bu da AHah'ın her şeye kadir olduğunu gösterir. Ahirete iman : Kur'an bir çok ôyette, yaşadığımız dünya hayatının bir ·imtihan, bir Arnelferin çalışma olduğunu açıklar. 'Diğer taraftan bu hayat, geçicidir. karşılıklarının görüleceği bir hesap günü kaçınılmazdır. Dünya hayatı son bulunca, ebedi olan ahiret hayatı başlayacaktır. O gün insan, birer birer yaptıklarının hesabını verecektir. Allah'ın ·izni olmadan hiç kimsenin şefaat hakkı yoktur. Herkes, kendisinin dışında hiç bir kimse lle meşgul ofamıyacaktır. (37) Mal ve evlat asla fayda vermeyecektir. Sadece yapılan faydalı işler değer kazanacaktır. Ahirete imanın .eğitsel değeri : o. Ahirete inanmak mes'uliyet şuurunu geliştirir. Yaratıcının huzurunda hesaba cekileceğini düşünen insan, davranışlarında daha ölçülü (33) Tahrlm, 66/ 6. (34) Nahl, 16/103. (35) Mümln, 40/7. (36) En'am, 6/61. (37) Abese, 80/ 34 - 37. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 264 olur. Cehennem azabını, kıyametin ürpertici durumunu. ve günahkarlann perişan durumunu hatırlamak, insanı kötülük yapmakton olrkoyar. b. Ahiret inancı, ahlôki faziletierin gelişmesine yardımcı olur. Ahirete inanan Insan ·Iki yüzlü olmaz. Bilakis her türlü şart/arda özü de sözü de doğru olur. insanın kötülüklerden yuz çevirmesi, zorluklara karşı sôbırlı olması, fe·rôgot ve fedokôrlık göstermesinin tek sebebi, AUah yonın­ da bunların boşa gitmiyeceğlne inanmasıdır. Dünya hayatının reziletierinden hiç birisi, ahirete inanan insanın ahlôkrnı sarsmaz. c. Ahiret inancı, bütün içgüdüsel istekleri faydalı faaliyetlere sürükler. · Böylece ·insanla-r anarşiden, bencillikten uzakloşır. adalet, hayır ve başkalarının maslahatı için çalışır, hakkı ve yardımiaşmayı teşvik eder. . d. Kur'an'da, ahiret hayatının dünya hayatına tercih edilmesi önemli bir fazilet olarak dikkat çeker. (38) Dünya hayatını tercih, şehvetlerin esiri olmak demektir. e. Ahiret kında şöyle akıl inancı aklı Kôinattaki her siz bir son değildir. Kôinotı da eğitir. Her insan zorlanmadan kôinat hak- yürütabilir : şey ister Istemez son bulacaktır. Ariıa bu son. hedef- lik defa yaratan, tekrar dirHtmeye kôdlrdir. Bu silsileli ·tefekkür, Allah'ın va-rlığına, ahiretin gerçek olduğuna. ölüp de dirilmeye Imana götürür. islôm eğitimi, insan aklını, bu mantıki irtibatla calıştınr. Bu duruma. göre kôinotta tesadüf yoktur. Sadece ilahi iradeye boyun eğme vardır. Allah · kulla-rının bu geroeği görmesini ister. Asla inkara düşmelerine razı olmaz. {39) Kadere, Hayır ve Şerrin Allah'tan Olduğuna inanmak : Kodere inanmak, Allah'a imanın unsurlorındandır. Allah kôlnatta olacak olon her şeyi tokdir etmiştir. Bu gerçek, insanın elinden ihtiyorı ve iradeyi almış olmaz. Başta insan, bütün yapıp ettiklerinden sorumludur. Allah'ın bilgisinin ezeli oluşu, insanları, Istemedikleri davranışo zorlamaz. insan, Ister hayır olsun, ister şer ol-sun, neyi secerse hür olarak seçer. Ancak ölüm, zelzele, hastalık v.b. olaylar, Insan iradesi-nin dışında cereyan eder. Bu gibi olaylar yaratıcıyı hatırlatır, kôinatın belirli bfr h·ikmet üzere tanzim edildiği hususunda düşündürür. (38) Nazıat, 79/38- 41. (39) Zümer, 39/7. İslam E~itiminin Özelllklerlne Genel Bir Bakış 265 insan bilir ki, dünyaya kendi arzusuyla gelmemiştir. Giderken de yi~ ne iradesi dışırıdoki bir kuvvete boyun eğecektir. Bununla birlikte insan, iyi ve kötüyü ayırdedebilecek akıl nimetine sahiptir. Tedbir alabilmesi icin akıl, diğer duyu organlarıyle desteklenmiştir. Kodere iman, tedbirin elden bırokılmasını gerektirmez. Bilôkis Hz. Pey gomber «Tedblr gibi oi<ıl yoktur» {40) buyurmuşlardır. Devesini mescidln önüne so «Ey salıverip «Bağla f. bırokan kişi Hz. Peygomber'e : Allah'ın Rasülü, devemi bağ layıp do mı tevekkül edeyim, de mi tevekkül edeyim?ıı dediğinde Hz. Peygamber : yok~ ve sonra da' tevekkül et» (41} der. Tedbirli olmak, islôm eğitiminde en cok göze çarpan özelliklerden ·birisidir. «Koderlm böyleymiş» diyerek sıkıntılara poyun eğmek yoktur. Çünkü insari kadei-i, kader ortaya çıkmadon bilmez. Kendisine düşünme kabiliyeti verilmiş insan, yaptıklarındon daima sorumludur. . Hz. Ömer Şam'a g.itıtıek üzere yola çıktığında veba hastalığı haberini alır. Geri dönmek istediğinde Ebu Ubeyde b. Cem:ıh «Allah'ın kaderinden · mi kacıyorsun? » diye itiraz eder. Bu söz. karŞısında teessütlerini belirten Hz. Ömer, şu açıklamayı yapar : «... Evet Allah'ın kaderinden, Allan'ın koderine kacıyoruz!. .. » HalbUki Hz. Peygamber bu konuda daha önce «Bir yerde veba salgını olursa, oraya girmeyiniz; bulunduğunuz bölgede varsa, oradan da dışarı çıkmayı· nız.» (42) diyerek oshabı uyarmıştı. Kodere imanm eğitsel değeri: a. ·Kedere inanan insan den Allah'ın kudretini kavrar, azmi ve ümidi el· bırakmaz. b. Kodere inanan ·kişi, geçmişe hasretle bakmaz, teessürle kendisini ümitsizliğe itmez. Bilir ki', Allah'ın tokdir ettlği olmuştur. Fakat hata etmişse bundan ibret alır, tevbe eder. Tedbir hataları varsa bunları düzel· · tir . .Iyi bilmek gerekir ki, hata tekran islam eğitimi.nde hoş karşılanmaz. Hz. Peygamber «Mümln bir .delikten ·iki kere ısırılmaz» (43) demek suretiyle konuya dikkat çekmiştir; (40) İbn. Mace, Zühd, 24. (41) Tirmizi, Kıya.me, 60. (42) Buhari, Tıb, 22; · Müsllm, Sel§.m, 98; Muv.atta, Medine, 22- 24; Ahmed b. Hanbel, C, I., ss, 192- 194; c, 5., SS, 207, 208. (43) Müsllm, Zühd, 12. 266 Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK c. lışmayı şısında Hiç kime Allah'ın izni olmadan ölmez. (44} Buna inanan insan çaelden bırakmaz, ümitsizliğe ve miskinliğe düşmez, hadiseler karcesaretli ve cüretli olur. d . Kodere inanan insan «uğursuzluk telakkilerime inanmaz. Çünkü iyiliği veren de, kötülükleri ortadan kaldıran do Allah'tır. sebepleri, insanların düşünceleri ve vahimleri doğrultu­ oluşmaz. Her olayın akli bir açıklaması vardır. Yani kader-e inanan aklını çaltştınr, her şeyde bir 'hikmet arar. e. sund<l k işi, Olayların B - ibadet Esast islôm'do ibadet, itikadi, ameli, sosyal ve siyasi yönden haya,tın tamamını kapsar. (45) ibadet bazılarının zannettikleri gibi sadece namaz, zekat. hac, oruç, mescltlere kopanmak, inzivaya çekilmek değildir. (46) islam. hayotı ibadet vasıtasıyla tanzim eder. Çünkü ibadet, insanın Allah'·a teslim olması ve bütün işlerinde O'na boyun eğmesidir. Bu sebepten bütün peygamberlerin daveti «AIIah'a ibadet» esası üzerine dayanır. (47) Bu aç ı dan isiCim'da eğitimin genel hedefi, ôbid {AIIah'a kul) olan insanın hazırlanmasıdır. Allah'a kulluk, bütün yaratıklar .için bir şereftir. Nitekim Allah, Hz. Peygamber'e «kul» sıfatını, üstün bir nitelik olarak vermiştir. (48) islôm'da ilim öğrenmek de ibadettir. (49) Rızık icin çalışmak, yine ayibadettir. (50} 'Coluk çocuğu başkalarına muhtaç etmeden geçindirmek de ibadet sayılır. nı şekilde Allah ' ın rızasını kazanmak. emirlerine uymak. yasaklarından uzaklaşmak maksadıyla söylenen her söz, yapılan her fiil ibadettir. Bu duruma göre insanın bütün davranışları kelimenin geniş anlamıyla ibadetin bir parçasını oluşturur. Bu sebepten, her müslümanın ibadetlerini en iyi şekilde öğrenmesi gerekir. Kur'an'da ibadet örnekleri açık olarak verilmiştir. Bunlar yerine getakdirde, hayırlı bir toplum ortaya cıkar. Söz konusu ibadetlerden tirildiği bazıları şunlardır: (44) (45) (46) (47) (48) (49) (50) Ali İmran, 3/145. Bakara, 2/177; Enam, 6/162: Zümer, 39/11. Abdülfe tta h Celal, Min Usuli't-Terbeviyyeti Fi'l-İslam, Mısır, 1977, s, 82. Nahl, 16/ 36. İsra, 17/ 1 ; FUrka n, 25/1. T evbe, 9/122. Mülk, 67/15; Cuma, 62/10. İslam Egitiminin özelliklerine Genel Bir Bakış a. 267 Anne babaya iyilik etmek . (51) b. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışsçı birlikte malı büsbütün ısraf etmemek. (52) c. Cimr·i olmamak. (53) d. Ölçü ve tartıda hile yapmamak. (54) hakkını vermek; bununla e. Hakkında bilgi sahibi olunmayan şeyin ardına düşmemek. Cünkü kulak, göz, kalb bunların hepsi ondan sorumludur. (55) f: Yeryüzünde kibir ve azametle yürümemek. Çünkü insan asla arzr yaramaz, boyca da dağlara erişemez . (56) . ~ g. Adalete ve ihsana riayet ·e tmek. fenolıklardan ve insanlara zulüm yapmakton kacınmak. ahde ve yeminiere riayet etmek. (57) h. Allah'ın etmek. (58) kullarına sunduğu temiz rızıklardon, zinetlerden istifade Yukarıda zikrettiğ i miz hususlar•. ibadetler icin sadece bi·r kaç örnektir. Bunlar aynı zamanda islôm eğitiminin özel h-edeflerini oluşturur. ibadet örneklerine Hadisler'de de rastlıyoruz. Misôl olması bakımın­ dan bir kocını aşağıya alıyoruz: a. Yolu temizlemek ve dikeni yoldon b. Fakire yedirmek. ister lam vermek. (59) köpeği tanıdık sulamak, kaldırmak. olsun, ister bağışlanma c. Susuz bir d. insanlara güler yüzlü davranma-k. (61) yabancı, herkese se- . vesilesidir. (60) e. · Hayvaniara iyi davranmak, hatta keserken bile ... (62) (51) (52) (53) (54) (55) (56) (57) (58) (59) (60) (61) (62) İsra, 17/23. isra, 17/27. isra, 17/29. isra, 17/35. isra, 17/36. isra, 17/37. Nahl, 16/90 ~ 91. Müslim, Bir, 131; Ahmed b. Hanbel, c. 4. ss. 420, 423. Buhari. iman, 2 ; İstizan, 9, 19; Müslim, iman, 63; Davud, Edeb, 131. Müslim, Selam, 154. Müslim, Bir, 144 ; Tirmizi, Bir, 45. Müslim, Sayd, 57; Davud, Edahi, ll. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 268 f. Muhtaciara g. Her iyil·iği yardım. {63) sadaka bilmek. {64) h. 'Elinden ve dilinden ma·k. (65) başkalarına zarar vermeyen . bi·r kişl ol- Görülüyor ki, isiörn'da insanın gösterdiği bütün davranışlar ibadettir. Başka bir ifade ·ile söyleyecek olu~so.k, insanın fiillerlnden, ibadete dahil ed~miyeceğimiz hic bir iş yoktur. Şu hususu do hatırda tutmak gerekir ki, ibadetlerde niyet cok önemlidir. ibadet hem dünya hem de ahiret işlerini kopoor. · islôm eğitiminin hedefi, k·işiyl ibadetl.erini yapacak şekilde eğitmek­ insan böylece nefsini ıslah edebilir, çalıŞmaya yönelebilir, hayatını hayırlarda yarışmaya adayabllir, başkalarıyla olari ilişkilerını barış içinde sürdürabii ir. tir. islôm'da. bilginin kendi başına bir değeri' yoktur. ilmin görevi, gercek anlamda ibadetlerin icra edilmesidir. Bu sebepten, bilgilerini davranış haline dönüştürmeyenl~r. Kur'an'da acı·kca t~nkit edilmektedir. (66) Hz. Peygamberi·n «AIIahım, öğrettiklerini bana faydalı kıl, bana faydalı şeyler öğ­ ret, ·ilmlmi artır! ... » (67) demesi, konunun önemini ortaya _koymaktadır. C - Ka/de Esast Hz. Peygamber, kaide, hak ve hukuk tanımayan bir topluma gönderilmiştir. O ilk defa insanların hayatlarını bir koideve bağladı. Kablle sorumluluğundan kurtarıp f~rdl sorumluluğu ön plôna geçirdi. Sosyo! hayatın tanzimi, tamamen koidelere rlayetle mümkündür. Sosyal ilişkiler de, yine bu kaldelere hürmetle tabii mecrastna girer. Em· niyet, adafet ve eşitlik, ancak koidelere uyma·kla sağlanır. Aksi ta·kdi rd·e anarşi olur, çatışma cıkar. islami koideler-in özellikleri : o. Allah b. . Bütün c. (63) (64) (65) (66) (67) tarafındandır. hayatı Bu sebepten kolaylıkla kalbe nüfuz eder. kapsa·r. Yaratıcının . koyduğu ka ideler geneldir, Kainattaki bütün varlıklar Buharl, Nafakat, 1 ; Müsllm, Zühd, 41. Müsllro, Zekat, 52. Buharl, İman, 5; Müsllm, İman, 64, 65. Bakara. 2/44. Tirmizi, Davat, 129. İslam Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 269 bu koidelere bağlıdır. Bu özellik, insanla ilahi kanunlar arasındaki ilişki­ nin aniaşılmasını kolaylaştırır. A~lah 'ın insan icin koyduğu ka ideler, kainattok·i koidelerin bir halkosını oluşturur. Koinotteki koidelerin _ekıliara hayret veren üstünlüğe sahip olduğunu kabul etmek, insan icrn konulan kaidel~r icin de geeerlidir .Çürikü her ikisi de aynı koynaktandır. d.· Islami kaideler, ilmi düşünceyi teşvi k eder ve aklı dar görüşlülük­ ten kurta rır. e. islôm'ın daha iyi aniaŞılmasına yardımcı olan bütün ilimler, herkese tarzdır. Bu yüzden islôm'ın yaptığı ilk faal iyet, cehaletle savaş olmuştur. ~ . . is!ômi kaideler ferdi hem içten hem dışton kuşatır. Fakat, bu konuda en büyük ·ttici güc Allah kor.kusudur. f. iSLAM EGiT·iMiNiN iLKELERI (*) ilkeden maksat genel prensiplerdir. Tali derecedeki fikirler bu ana pr~nsiplere dayanır. islôm -eğitiminin prensipleri Kur'-an ve Hod is'e dayanır. islôm eğ-i ti mi insanın problemlerini çözmey-e tali pt ir. Objektif bir ·gözle bakıldığında, bu iddiasında ne derece haklı olduğu acıkca görülmektedir. islôm eğ itimin i n prensiplerini şu başlıklar altında sunabiHriz : 1. Öğrenmek Herkese Farzd1r Kur'an'da Hk ·inen ôyet «Oku! » (68) emridfr. Daha sonra inen bir çok ôyetlerde de aynı konu vurgulanmıştır. lslôm'd·a öğrenme, her türlü şa-rtlarda yerine getirilmesi gereken yüce bir vazifedir. Bununla birlikte müslümanların -t opyekün savaşa çıkma­ lan ·uygun değild·ir. •Sırf _ öğr-etim işi ile uğraşocak «bir eğitimeHer grubu » oluşturulması hiçbir zaman ihmal edilmemelidir. Çünkü harpten dönenierin uyanlmaya ihtiyacı vardır. Bu görevi de zikredilen grup yerine getirecekt-ir. (69) ( *) İlke (prlnciple): ı. Temel düşünce, 2. T emel esasla r, 3. Başlangıç, h ar ek et nokta sı , h er şeyin kendisinden türedi~i ilk ve temel kayn ak. Bak: A. Ferhan Oğuzkan, Eğitim T erimleri Sözlüğü, T .D.K. yay. Ankara 1974, s, 92. (68) Alak, 96/ 1. (69) T evbe, 9/ 122. Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 270 islôm'da cihad önemli Qir görevd ir. (70) iıtm öğrenmen i n önemi ise, hiç bir zaman cihaddan daha az değ i ldir. iyi bilinmelid~r ki. ilim de, cihad da, inancı korumak ve yayma k ıcın önemli iki vasıtadır. ilim öğrenmek kadın erkek her müslümana farzd ır. (71) ilim, - müslüman icin - uğrunda her türlü eziyete katlanılması. gereken bir değerd i r. «ilim Cin'de de olsa a l ınız» (72) hadisi, bu bakımdan üze rinde düşünülmeye değ er. 2. ilmin Yaygmlaştmlmast islôm nazarında ilim mukaddes olup müslümanın kaybolmuş malıdır. Nerede bulursa alması gerekir. {73) Hz. Muh.ammed, hangi şartlar al tında olursa olsun, ilmin yaygınlaştırılmasını ister. (74) · . · insanla.rda ölümsüzlük isteğ i her zaman canlı bir duşüncedir. Bu isyerin e gelmesine imkôn olmadığına göre. Insan lar kendilerin in an ı l­ masına vesile olacak eserler bırakmak isterler. isiörn'da bilginin gizlenmesi hoş karşılanmaz. Cünkü ilim i·nsanlığın ort·a k malıdır. Bu sebept en ilim öğretenler övülmüş; gizleyenler ise verilmiştir. {76} i lim med isieri de cennet bahc·elerine benzetilmiştir. (77) teğin · islôm'a göre farklı statüyü ortaya koyan da illmdir. Bu acıdan ilim derecesi yüksektir. (78) Bilenlerle bilmeyenler işe, asla bir değildir. (79) erbabının Hz. Muhammed cahilli k ve taassuba karş ı amans ız ·bir savaş açm ış­ ·i cin hic bir engel tanımayışı, Cin 'de bile olsa, ilmin t ır. ilim öğrenmek (70 ) Bak ara, 2/190, 194, 216, 218. 24'6; Ali İmran, 3/ 140, 148 ; Muhammed ,47/ 4 ~ . 70 ; Sad, 61/2- 4. ( 71 ) İbnu Abdi'l~Ber, Camiu Beyanı·ı~tım, s, 1. (72) !smail b. Muhammed el-Aclun!, Keşfu'l-Hafa, (l - 2), 3. baskı, 'Beyrut 1351 H ., C, 1, s, 138, (73 ) Tirmizi, İlim, 19; İbn Mace, zühd, 15. İbn Mace, Mukaddime. 18 - 19. Mace, Mukaddlme, 18- 19. İbn Mace, Mukaddlme, 20. El-Heysemi, · Nureddin Ali b. Ebi Bekr, Mecmeu'z-Zevatd, Beyrut, .1967, c, 1. s, 126. (78) Mücadele, 58/11. (79) Zümer, 39/9. (74) {75) (76 ) {77) İbn (1 -. 10), 2. baskı, İslam Eğitiminin alınması, (80) Özelliklerine Genel Bir Bakış müşrik olmalarına rağmen yararlanılması, bu işe ne derece önem Bedir 271 esirlerinden bu gaye ile (81) verilişinin acık örneğidir. ilmin yoygınloştırılmosı hem Allah'ın bir emridir, (82) Muhammed'in ümmetine en önemli vosiyetlerindendir. (83) hem de Hz. Herkes bild iklerini öğretmek zorundadır. ilim öğrenip de başkolarına anlatmıyonlar, hazineyi doldurup sarfetmeyenler gibidir. (84) En değerli sodoko ilim öğrenmek ve onu öğretmekHr. (85) Hz. Muhammed, islôm'ı öğrenmek arzusuyla gelen eleilere (kabile temsllcilerine). anlattıklorını iyi öğrenmelerini, döndüklerinde de geride kolanlara öğretmalerini emrederdi. (86) Yine Hz. Mujıommed , komşularına bi'ldiklerini öğretmeyen ve nasihatte bulunmoyanları uyormış, komşusundon öğrenmeyenıerin de dikkatlerini çekmiştir. (87) Cünkü O, kendisinden öğrenilen bir şeyin, hemen boş ­ kalanna anlatılması (88) konusunda, oldukça titiz davronmıştır. Kişi, duyduklarını kovm~aso bile, işittiği şekilde başkolo·rına bildirmek zorundadır. Cünkü ilmi ,_.laştırdığı kimse, kendisinden daha iyi anloyabilir. (89) Açıkca anlaşılıyor ki, ilmin gizlenmesi icin hic bir mazeret kabul edilmemektedir. Herkes gücü nisbetinde bu yarışa katılmakla görevlidi·r. Hz. Muhammed, ilmin yaygınlaştırılmosı konusunu, ashabın zihnine, hic silinmeyecek şekilde kazımıştır . . Bu konuda Hz. Ali'ye şöyle söyler: «Senin (öğrettiğin bilgiler) le, Allah 'ın tek bir kişiyi hidayete kavuşturma­ sı, senin için kirmızı develerden daha hayırlıdır.» (90) Hz. Muhammed, bilgilerin doğru nakledilmesini· de i~temiştir. Kendisinin demediği bir · şeyi söyleyen kişinin, büyük günah işlemiş olacağı(80) El- AclQ.ni, a.g.e.; C, 1, s, 138. {81) Muhammed Hamidulla.h , İslam P eygamber!, CT erceme: S. Tuğ) İrfan Yayınevi, 4. Baskı, c, ı. s, 245. (82) Baka ra , 2/159. (83) İbn Mace, Mukaddime, 24. (84) İbn Abdi'l-Ber, s, 161. (85) İbn Mace, Mukaddime, 20. {86) Muhammed Accac el-Hatib, es-Sünnetü Kable't-Tedvin, I. Bask ı, Beyrut, 1971, S, 41. (87 ) Said Havva, Er-Rasul, c, (88) Buhari, İllm, 25. (89) İbn Mace, Mukaddlme, (90) : İbn u Abdllberr, s, 161. ra. ı, s, 13, (Tabaranl'nin Kebir'tnden naklen) . Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 272 nı. (91) böyle yapantarın cehennemde yerterini . hazırlamaları gerektiği­ nı. (92) ·önemli bir ikaz olarak Hz. Muhammed'in ilmin le özetlenebilir: söylemiştir. yaygınkıştwılmaı;,ı ile ilgili tutumu kısaca şöy­ «... ÖGRENMEK, UYGULAMAK, SONRA DA ÖGRETMEK ... » {93) 3. Hayat Boyu Öğrenmek ve Çal1şmak lslôm'a göre öğrenmenin yaşı yoktur. Beşikten mezara ·kadar ·ilim öğ­ renmek, islôm eğitiminin en başta gelen hedef!erindendir. Yaşlılık öğrenmeye hommed'in ashabının hic bir zaman engel değildir. bir çoğu yaşlı k·imselerdi. (94} Nitekim Hz. Mu- Kur'an'daki bir çok ôyetler, insa~ı düşünmeye ve araştırmaya sevketmektedir. Bu, bir anlamda, sürekli olarak bilginin artırılması demektir. Kur'an'do, Hz. Muhammed'den «Rabbim ilmimi tenmektedlr. ı artır» (95) demesi IS· isıarn nazarındo bilgili olmak, üstün olmak demektir. (96) Insan fıtra­ tında insanı 4. ise, üstün olmaya karşı daima bii' meyil .vardır. Neticede hayat boyu öğrenmeye teşvik edecektir: b~ duygu, Dünya ve Ahirete Aym Derecede Önem Vermek Kur'an bizi hem dünya hem de ahiret ici·n çalışmaya davet ·eder. (97) Nitekim, «Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya; yarın ölecekmiş gibi de .ahlretin icin colış» (98) sözü, islôrn eğitim felsefesinin temelini teşkil eder. lslôm eğitim i madde- ruh, dünya - ahiret arasında tom bir denge kurmayı hedef almıştır. - Bazı i·nsanlar, dünyayı tamamen .terkedip ahiret ici·n calışan kimselerin ôbid ve gercek · mürnin olduğunu zanneder~er. Halbuk~ ·Hz. Muhammed, dünya icin ahlreti, ahire.t ·icin dünyayı terkeden kimselerin, islôm'- (91} (92) (93) (94) <95) (96) (97) (98) Kenzu 'l-Ummal, c, 10, s, 237. H. No: 29255. Tirmizi, tum, 8. İbnu Abdilberr, s, 163. Buhar!, tıım, 15. Taha, 20/114. Müc~dele, 56/11; Tirmizi, zUhd, 14. Kasas, 28/ 77; Cuma, 62;ıo:· Muhammed Atıyye El-İbraşi, Et-Terbiyetu'l-tsıamiyye ve Felasıretuha, sır, 1975, s, 23. (Burada bu söz Hadis olarak zikredilm!ştlr.) .Mı­ İslam E~ltiminln Özelliklerine Genel Bir Bakış 273 dan uzaklaştıklarını açık bir şekilde ifade -etm iştir. Zaman zaman islôm'ı daha iyi yaşamak niyetiyle devamlı oruç tutma k, sabahlar ·kadar namaz kılmak isteyen kimselere ·karşı sert bir tavır .ta-kı-nmıştır. (99) . 1 · ibadet makoodıyla k iş ~nin ·bir köşeye çekilmesi, toplumdan kendisini tecrit etmes i, islôm düşüncesiyle bağdaşmaz. Çünkü islôm her yönden aktiflik ister. 5. Faydali Olan Şeylerin Yapılması islôm, ·i nsanlonn haynna olan her şeye değer vermiştir. :Objektif bk . gözle incelendiğinde bu özellik açıkca görülecektir. lsfôm eğitim tarihinde, ilmi .keşiflerinden dolayı idama mahkum ed ifen bir ilim adamı yoktur . Bllokis Kur'on, insanların düşünmelerln·i isteyerek tobiat hakkında gözlem ve araştırma yapmaya çağırmak.todır. insanın koinato hikmetle bakması, ondaki yapıcı eli görmesi, ruh terbiyesi acısından da büyük önem arzeder. Bu özellik diğer düşünoe sistemleril\de yoktur. Hatta bazı sistemler, madde-.ruh çatışması eoosı üzerine kurulmuştur. Yani islôm, gözü maddeye çevirerek, ruhun ikinci plana ltilmesi ya ·da yok sayılmasını hedef almaz. Ak-sine, ruhun olgunlaşması icin bunlar bir vasıtadır. islôm eğitiminde insanların hayrı icin calışan ve bir· şeyler ·iood eden kimse övülmüş; 'kötü yol açan, boşkolarına zarar ver·mek icin çaba gösterenler de yerilmiştfr. insanlık ·icin faydalı olan şeylerin vatanı, tarihi. milliyeti ve diğer özellikleri dikkate alınmaz. istôm eğitimi insanı, ne Budizm ve benzeri dinler gibi hayattan uzak· laştırır. ne de materyalist görüşler gibi hayatı maddeden ibaret sayar. Madde şüphesiz. hayatın devamını sağlayan bir vasırodı.r. Bu maddeyi de hayır yolunda kullanıp toplumun ve insanlığın hizmetine sunma·k, islôm eğitim felsefesinin önemli bir esasını oluşturur. Ne yazık ki, bazı filozof ve eğitlmcilerin, din. hakkında değerlendirmeler yaparken, ici·nde bulundukları en büyük talihsizlik, isıôm'ı hesaba k·atmamalarıdır. Kasıtlı yorumlar yapanl-ara da rastlamak mümkündür. · Bilhassa ilim-din münasebeti konusunda, bozulmuş Hristiyanlığo bakılarak. dinlerin •insan hay"atından çtkorılma gayreti, büyük insafsızlıktır. 6. insanm ÜsWnlüğünün K avratılm.ast Bu Konuyu a. Başta kısaca şöyle Allah (99) MUslim, Nikah, özetleyebiliriz : insanı yaratm ış, düzgün bi.r biçim verm iŞ. ·(100) ko i- ı. (F.: 18) Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 274 natı hizmetme sunmuş, hayatını düz-en lemesi icin ay, güneş ve yeryuzunü t.anzim etmiş, (101) diğer varlıklam üstün kılmıştır. (102) insanın bir üstünlüğü de akıl sahibi oluşudur. Bununla birlikte, kabiliyeti , iyi ile kötüyü seçme ve ayırma gücü He donatılmış­ tır. (103} 'Bu özellikleri dolayısıyla, kendisini Allah 'a kul olma yolund-a yüceltmek ve her işte Allah'ın rızasını gözetmekle sorumludur. b. öğrenme c. Allah in·sana, durumunu ıslah etmek, ferdi ve ictimai zenleme-k için ilôhi emirler gönd-ermiştir. · hayatını dü- Allah insanı imanla yücelt-miş, imansız bir hay.atrn kıymeti olmasürekli hatırlatmış, dostluğunun do bu temele dayandığını açıkca belirtmiştir. (104) d. dığını -e. Allah ınsanı tek bir nefisten (Adem'den) yarattı , (105) fazilet ·ölçüsü o!omk da ·ihlas ve yararlı işleri (amel -i salih) şart koştu. Insanın değerinin bilinmesinin eğitsel değeri : a. Bu özelliklerin bilinmesi, insanın değertn-e ya-raşır bir metodla eğiti lm-esini ko laylaştırır. sayesinde üstün kıldığını, sonra da ona. varbilirsek, eğitimi -a:klın tefekkürüne ve bu Sayede yaratıcının bilinmesi esasına dayandırmamız gerekir. insandaki fıtrl güçler de, (natural gift) bu yönde gelişme fırsatı bulur. b. Allah'm insanı okı! lıkların sırrını düşünmeyi emrettiğini c. Allah insana hem irade vermiş, hem de iy ilik ve kötülüğü ayırma gücü ile donotmıştı.r. Ayrıca bu konuda sağlam ölçüler de vermişHr . Eğer hayır yapmışsa mükafaot ı Cennettir. Şayet kötülük yapmışsa cezası Cehennemdir. e. Eğer biz insa-nı bu özellikler doğrultusundo eğitirsek. yaptı-kla ­ rından sorumlu olacoğının farkında olur. sonra da aklını hayır Işleme ve bütün kötülüklerden uzoklaşma esasına göre oolıştınr. f. insana Allah'ın yonında-ki mevktini bildirirsek, kendisine güveni artar. değerin in farkında olur, yersiz korkulardan ve şüphelerden kurtulur. 000) (101) (102) (103) . (104) 005) İnfitar, 82/ 7. Nahl, 16/ 12; Hac, 22/65 ; Ankebut, 29/ 61 ; Casl.y_e . 45/12. İsra, 17/ 70. Şems, 91/ 8 . Yunus, 10/ 62. Enam, 6/ 98; Ara f, 8/ 189._ İslAm Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 275 Niçin islôm eğitimi, insanın değeri esasına dayanır? Bu sorunun cevabını Şu ölçüler dahilinde verebiliriz: a. isıarn insanın eneriilerinin dağıtılmasını ve sömürülmesini istemez. Bifa,kis, insanın fıtratına aykırı olarak yapılan. her türlü yönlendir· menin karşısına cıkar. b. islôm'da, «insanı hemcinsine zarar vermemesi prensibine göre temel bir felsefedir. Çün·kü Allah insanları eşit olarak yaratmış, insana kul ve köle olmasını da yasaklamıştır. eğitmek,>> insanın c. islôm'da insan aklının osılsız dayanaklardan uzak bir disiplin iciflde eğitilmesi gerekir. Aklın eğitilmesi, delilsiz hic bir şeyi kabul etmem-esi, fıtrat ölçülerinin de dışına cıkmaması demektir. .d. islôm insanın kalbin!, duygularını ve heyecanlarını, her türlü endişe ve korkudan kurtarır. Çünkü insan, en büyük kuvvete [Aflah'a) sığın­ ma ve yönelme prensibine göre eğitilmektedir. Allah'la ·irtibatlı olan kimsede, asla korku yoktur. e. islam Allah'la kul arasına giren her türlü sömürücü şefaatçıyı reddeder. Bu konuda, her vesile ile insanı uyarır. Çünkü Allah kullarına yakındır. Dua edenin duasını ·kabul eder. {106) isıarn aklı. calışmasını engelleyen şehvet, lezzet ve boş işlerin korur. Bir kere insan boş yere yaratı!mamıştır. (107) Bi-r imt-ih-an ve denenmek. yaptı·klo-rınrn k-arşılığını görmek, sonra da Allah'a dönmek Için yaratıldığını bifirse. şehvetlerine esir olup görevlerini unutmaz. f. etkis~nderı g. insan kendi değerinin f.er·kında olursa, çevresindeki yaretıkiara tefekkür gözüyle bakar, bunların esrarının insanlığın yararına olduğunu orılar. h. insanın değeri esas alınarak yapılan bir eğitimde, insan başka ­ !arıno, saygı, yardımlaşma bakar. Asla sömürme, ve eşit aşağılama Bu duygula·r içerisinde haklara sohip olma duygulun içerisinde ve zulmetmeyi düşünmez . eğitilen insanlar mesut olurlar. Çünkü herkes hakkını, sorumluluğunu. nasıl yardımlaşacağınr, diğer insanlarla nasıl bU~ gi alıŞ-verişi içinde bulunacağını bilir. 7. ilim ilim icindir Bazı batılı bilginler, istemiyetın ·ilk yüz yıllardaki yayılış hızının ve di006) Bakara, 2/186. (107) Mü'minün, 23/115. Doç. br. Abdullah ÖZBEK 276 namizmının bir sebebini de öğretime verdiği önemde aramışlordır. (108 Çünkü islôm, eğitim ve öğretime diğer dinlerden daha fazla önem vermiştir. Gerek Kur'an, gerek Hadislerde, eğitim ve öğretimin değeri üzerinde duruımuş. bu yüce görevin yerine getirilmesinde bütün insanlar sorumlu tutulmuşlardır. (109) Hz. Muhammed muaHim (öğretici) olarak gönderildiğini bildirmekte~ dir. (110) Bu öğretim şüphesiz islam'ın öğretimid'ir. islam'ın öğr.etilmesi ise, ·Insana gercek bilginin sunulması demektir. Çünkü iki ana kaynok da (Kur'<ın ve Hadis). bizi gercek bilgiye ulaşmamız icin teşvik eder, yollar gösterir. Bilmemevi ve öğrenmemeyi asla mazeret saymaz. Keşfu'z-Zunun'do iltmle ilgili şu enteresen cümlelere rastlamaktayız: «ilim en lezzetli ve en faziletli şeyd'tr. ilim öğrenmekten gaye, bu dünyada rızı·k temin etmek değHdir. Asıl maksat. ha•kikate ulaşm<ık ve ahlökı kuvvetlendirmektir.» (111) Y<ıni ilmi gereekiere ve olgun ahlaka kavuşma isteği, ilmin temel gayesldir. Bu yüksek prensibi, sadece islômda görmekteyiz. IHm elde etmedeki acı. bu kadar geniş tutulunca, tabiiki diğer menfa·atler kendiliğinden elde edilmiş olmaktadır. Batı, bugünkü yükselişini lslôm'a borçludur. Keşif ve icadiarına teteşkll eden bir çok bilgiyi, Haçlı seferleri esnasında müslümanlardon öğrenmlşlerdir. Rönesans'ın, Endülüs'te gelişen teknoloji sayesinde ortaya cıktığtnı gözden uzok tutmamak gerekir. (112) mel Ilim için ilim öğrenmek. insanı hür bir. gaye uğrunda çalışmaya sevkeder. Aynı zamanda hakikata ulaşma ·isteğiyle yapılan araştırmalar, illm için ilim öğrenme düşüncesi, insona objektif bir bakış acısı da kazandı­ rır. 8 .. Geç/m Temin Etmek için iş, Teknik ve Sanat Eğitimi islam eğitimi, geçimini temin etme·k isteyen h'iC bir ferdin eğitimini ihmal etmez. Bu yolda her türlü rehberliği yerine getirir, kişini-n eliyle kazandığını· en güzel kazane olarak nltelendirir. (113) ( 108) Mehmet Dağ- H. R. Öymen, İslam Eğitim Tarihi, M.E.B. yahınları, An- kara 1974, s, 246. (109) All İmran, 3/104. İbn Mace, Mukaddlme, 17. Katip Çelebi, Keşfu'z-Zunun, M.E.'B., İstanbul, 1977, ss. 21;. 22. (112) Ahmet Gürkan, İslam Kültürünün Garbı Medenileşitrmesi, İstanbul, 1965, ss, 191- 225; Sigrld Hunke, Avrupa'nın trzerine Doğan İsl!l.m Güneşi, (Terceme : Servet Sezgin), Bedir Yay., istanbul 1972, ss, 336-346. (113) Buhari, BUyu, 15; İbn Mace, Ticaret, 1; Ahmed b. Hanbel, c, 2, s, 314. (110) (lll) İslam Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 277 Başkalarına avuç acma·k islôm'ın müsade etmediği bir dovranıştır. Dilenmektense sırtto (geçim temin etmek için) odun taşımayı Hz. Muhammed daha hayırlı · görmüş, (114) el emeğinin dışındaki kozuncıarı ·ise hoş karşılamamıştır. (115) Geeimini temin etmek, şerefli bir hayat yaşamak, dinini korumo·k ve hür olmak icin, her müslümanın son gayretiyl·e calışması gerekir. Hz. Muhammed hiç bir zaman gücü yeten bir kimsenin dilenmesine müsade etmemiştir. Bir ·keresinde Ensor'dan bir adam, dilenme·k üzere Hz. Muhammed'e gelir. Hz. Muhammed <<Ev·inde bir şey yok mu?» diye sorduğundo, üzerine örtündükl.eri ve oturdukları bir şilte ile su içtikleri bir1-kabı olduğunu haber verir. Hz. Muhammed ikisini de getirterek açık ortırma ile iki dirheme sotar, bir dirhamiyle coluk çocuğa yedirmek icin yiyecek, diğeriyle bir balta satın aldırır. Bu baltoya bizz~t kendi eliyle bir sap takıp; «Git bununla odun kes ve sat; seni onbeş gün görmeyeyim» der. Adamaağız ayrılır, ~Ir süre sonm döndüğünde on dirhem kazandığını bildirir. Bununla giyecek ve yiyecek ihtiyacını da gidermiştir. Bunun üzerine Hz. Muhammed «işte böylesi, kıyamet günü, yüzünde dilencilik lekesiyle gelmeden daha hayır­ lıdır» buyurur. (116) Görülüyorki islôm eğitimi, dilenmeyi değil, didinmeyi öğretmektedir. Peygamberlikten daha büyük bir şeref yoktur. Bununla birlikte bütün peygamberler (avuç açmamak için) çobanlık yapmışlardır. (117) O halde, çalışarak geçimini temin etmek, insana yaraşan şerefli bir iştir. El emeği ile kazanmak, kozaneların en faziletiisi olduğuna göre, kişiye, bu yönde nasıl calışacağının öğretilmesi, müslümanlar için yerine getirilmesi gereken önemli bir vazifedir. Bu sebepten her türlü tekni•k okula, azami derecede ilgi gösteri lm~lidir. ibni Sina. (M. 980- 1037) bu ·konuyu idrok etmiş, temel bilgileri kazandıktan sonra, istidat ve k·abiliyetine göre cocukların sanata yönlendirilmelerinin gerektiğini savunmuştur. (118) ' 9. insana Bütün Olarak Bakmak Şüphesiz (114) (115) (116) (117) <118) en iyi eğitim, insanı bütünüyle ele alan Buhari, Büyu, 15. Ahmed b. Hanbel, c, 4, s, 341. İbn Mace, Ticaret. 25; Davud, Zekat, 26. İbn Mace, Ticaret, 5. Muhammed Atıyye el-İbraşi, a.g.e., s, 216. eğitim sitemidir. Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 278 islôm, insa·nı olduğu gibi kabul eder ve her yönünü işler. Asla artık. madde çıkarmaz. Fabrtkalardaki ,artık maddeler nasıl çevr eyi kirletiyorsa. in~ sanın bazı yönlerinin ·işlenmemesiyle ortaya çıkan fazlalıklar da eğitim ve düşünce tarihini kirletmişlerdir. Yine eğitim ve düşünce tarihindeki anlaşmazlıkların sebebini de burada aramak gerekir. 1O. Eğitim,de Ftrsat Eşitliği Bir çok ülkelerde «fırs.at eşitliği>ı·nin sağlanması, siyasal bir gayedir. Bu gayeye de ancak eğitim yoluyla ulaşılabilir. · Bir ül-kenin nüfusu far-klı istidat ve kabiliyatteki kişilerden meydana gelmiştir. işte « eğitimde fırsat eşitliği i.lkesi », bu farklılığın dikkate alına­ rak herkese kabiliyetine göre muamele edilmesi demektir. Aynı zamanda zeki cocukların seçilerek, onlara tam bir eğitim Imkanı verilmesi ve kendilerinden ilerde geniş ölçüde yararla·nılması gerekmektedir. Şüphesiz bu çocuklar,_ ceşitl·i toplumsal sınıfiara dağılmışlardır. Hangi tabakada olurlarsa olsunlar, bu üstün kabiliyetil çocuklarm seçilip eğ iWmesi ve kendilerinden insanlı·k adına faydalanılması, hem kişi hem de toplumun menfaatine yaroşır bir çalışmadır. Çocuğa (özellikleri doğrultusunda) tqm olarak mesi, aynı zamanda ahlôken de üzerinde durulması tur. (119)' gelişme şansı verilgereken bi·r husus- Cocuğun ruhen sağlıklı bir kişilik geiiştirmesi, kabiliyetinin değerlen ­ dirilmesine bağlıdır. Aksi takdirde. üstün kabiliyetinin gerektirdiği bir vazifede bulunmayan kişi, ruh i bunalımlar gecirecektir. Böyle bir durum. adale.t ve eşitlik mefhumlarını temeli·nden sarsacak, ahlak eğit-im~ni de güçleştirecektir. Bifmeliyiz ki, ·kendisine imkôn tanınmadığı icin. ileri derecede kendisini gösteremeyen kişiler intikamcı bir düşünceden kendilerini .kurtaramazlar. Bunun sorumlusu tQomamen eğitimcidir. insanları ahlôki olgun l uğa 'kavuşturma,k icin, fırsat eşitliğinin yerine getirilmesi gerekir. Çünkü ferdierde ve toplumlarda, adalets·izliğe karşı büyük bir nefr-et. her. zaman gücünü korumaktadır. Anarşinin· temel sebebini de burada aramak gerekir. islôm başta bütün insanlığa adalet ve ·eşitlik çağrısında bulunmuş- . tur. Bu sebepten zengin, fa·kir, ömir, memur, ırk , yaş. zaman ka.ydı, özel muamele gözetilmeden, herkese ilmi yönden eşi t fırsat verilmes-inin gerekliliği savunulmuştur. (119) Mahmut Tezcan, Eğitim Sosyolojisine Giriş, Anka ra. 1976, s, 45. tsıa.m Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 279 insanlar toroğın dişleri gibi birbirine eşittir. Hiç bir k~msenin başkasına irsiyet ve çevre faktörüne dayalı olamk üstünlüğü yoktur. üstünlük sadece iman ve takvaya bağlıdır. (120) islôm'ın bu yüce mesaıı. insan hakları ·konusunda fikir yürütenleri düşündürmelidir. Bugün hürriyet örneği olora·k göst-erilen bazı ülkeler, bu insani düşüneeye henüz lslôm eğitiminde ulaşamamışlardır. islôm başlongıçtan beri cahilliğe ka-rşı savaş açmıştır. Bu sebepten öğretim de ücretsizdir. islôm, eğitimin gerçekleştirUmesi için, sadece okul acılmasını yeterli görmez. Eğitime hizmet . edecek yan kuruluşların ·kurulmasını da teşvik edat. Vakıflar işte bu gaye için ·kurulmuşlard ır. islôm eğitim tar-ihini gözden geçirdiğimizde bu teşkilatın büyük hizmetlerin·i görmekteyiz. Bi·r cok ilim adamları, ulaştıkkırı mertebeyi, bu gibi hayır ·kurumlarına borçludur. Eğitim sadece devletin görevi olarak düşünülemez.: Hal·kın da bir çok _yönlerden devlete yardımcı olması gerekir. Devlet çok kere plan yapma-k suretiyle rehberlik görevi yapar. Binoların yapımına müsade eder, eğitim ve öğretima elverişli olması icin gerekli a-raç ve gereçlerle donatır. Görülüyor ·ki, islam'da öğrenmek isteyen herkese. ·kapılor sonuna koZengin olsun. fakir olsun. ilim tahsili için her türlü imkandan faydalonma~a eşit ha.klara sahiptir. Cünkü zekô ve kabiliyat sadece zenglne verilmiş bir nimet değildir. Ayrıca zenginler hü·kmetmek için yaratıl­ madıkl-arı gibi, f.c]kirler de hükmedilrnek ·ıcin yoratılmış değillerdir. dar açıktır. 11. Ferdi Fark/rfikiara Dikkat Etmek Toplum, birbirinden fa·rklı ferdierden meydana gelmiştir. Eğer insanlar birbirlerinin aynı özeınkıere sahip olsalardı, psikologların işi çok basitfeşi·r. bir kişinin incelenmesiyle varıla-n sonuçlar. kolaylıkla diğerleri icin de geçerli olurdu. (121}. Ferdi farklılık. modern psikolojinin en cok üzerinde durduğu konudur. Eğer ferdi farklılıklar dikkate alınmazsa. insanlara büyü·k adaletsizlik yapılmış olur. üstelik bu adoletsizHk her sahada kendini göst·er:ir: Mesela insanları yönetmek, problemlerini tanımak ve çözmek, kişiliklerine uygun düşen iş ve davranışa sevketmek, mümkün olmaz. (122} EğiUmden gaye, 'insanı bizzat kendi özellikleri doğrultusunda mükemmefleştirmektir. Buna göre, doğuşton ·getirilen ferdi fa-rklılıklara dikkat et020) Ahmed b. Hanbel. c, 5, s, 411. 021) Burhanettin Çanatan, E~!tlm Psikolojisi, Konya, 1967, s, 74. 022) Ahmet !zzet Raclh, Usul-1 İlmi'in-Nefs, ll. Baskı, Mısır, 1979, s, 337. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 280 rnek mecburiyeti vardır. Hiç bir za.man normal zekôya sahip bir çocuğa, dôhi bir çocuğa verilmesi gereken eğitim hizmeti verilemez. Verild iği ta kdirde, bir çok önemli makamlar,a, o mevkinin gereklerini yerine getiremiyen insanlar gelir. Neticede. vatan ve millet icin çok önemli olan devlet hizmetinin yürütüleceği yerler, ,kabiliyetsiz kişiler tarafından işgal edi l m :ş olur. Hz. Muhammed'·in bu ·konuda ne kadar hassas olbir şeki lde verişi, ferdi farklı l ığa son derece dikkat ettiğini göster-mektedir. Bilhassa, insanlara kavrayış seviyelerine uygun olar<ık konuşmanın ve öğretim yapmanın gerektiği­ ni, (123) öneminden dolayı bir çok ·kere değişik ifade lerle açıklamıştır. Bu prensip, islôm eğitiminin temel prensiplerinden sayıl ı r. Aslında bu prensibi, her eğitim kurumunun kapısına oltın harflerle yozmok gerekir. oshabını ·eğ i tirken duğu açıktır. Soruların cevabını, anlaşılır insanlara anlayabilece·kleri dille konuşmok, her eğitimeinin riayet etmesi gereken bir metoddur. Hz. Muhammed, bıkkınlı·k gelmesin diye, dinleyenlerin psikolojik dururrıunu dikkate alır. (124) bazen de iyi anlaşılma­ sı için (anlattığı konuyu) üç kere tekror ederdi. (125) Hz. Peygamber, çeşitli vesilelerle dile insanların ·kabiliyet ve idrak lerinin farklı olduğunu get i rmiştir. ilim öğrenen kişiler, aynı şeyi işitseler bile. farkl ı kişilerdir. Bu bakım­ dan ilim yüklenen ·insan, bazen bu ilmi. ·kendisinden daha dirayetli bi rine anlatabilir. (126}. ' Hz. Muhammed, ilim ve hidôyeti kabul etme yönünden insanları, üze-rine yağmur yağan üç sınıf toprağa benzetir : · · a. Birincisi su tutan, üzerinde otlar bitiren bir topraktır. nini onlayan, öğren i p öğ reten kimse, bu toprağa benzer. Alloh'ın di- b. ikincisi ot bitirmeyen çorok bir topraktir, suyu tutar. Allah onunla da insanlara fayda verir. Ondan su içerler, hayvan sularla r ve otlatırı.a r. Kibi~inden başını kaldırmayan kimse, bu toprak gibidir. c. lah'ın Üçüncüsü ise düz bir yerdir. Ne su tutor, ne de çimen bitirir. Alhidôyetini kabul etmeyen kişi de böyledir. (127} Hz. Muhammed, kendisini dinleyenlere anlayabilecekleri ölçüde hitaİsmail b. Muhammed el-Aclüni, Keşfu' l-Hafa, 3. ss, 194, 195, 197, 209. (125) Buhari, İlim , 30. (126) Tirmizi, ilim, 7; İbn Mace, Mukaddime, 19. (127) Müslim, Fedail, 5. (1 23) Baskı, Beyrut, 1351 H., İslam Eğitiminin ö zelliklerine G en el Bir Bakış 281 bederdi. Böylece ,köylü de şeh i rli de, ne dediğini kolayca anlardı. (128) Bu konuda Hz. Muhammed'in bazı tavsiyelerini aşağıyG alıyoruz : «insanlara bildikleri şeyi anlatın . Yoksa siz Allah ve Rasülü'nün ya·istiyorsunuz?» (129) lancı erkanlmasını mı mış «ilmi ehil olmayan kimseye öğreten domuza inci, altın ve cevher takgibidir.» (130) «Cahi llere hikmet(ten) bahsetmeyin iz.» (131) «Halka akıllarının emrettiğ i şeyi söylemen yaparsan bazısı icin fitne olur.» (1 32) doğru olmaz. Eğer böyle ~insanlara derecelerine göre muamele ediniz.» (133) «insanlara akıl ölçülerine göre konuşmak la emredildik. » (134) Hz. Muhammed, namazı uzatan imama kızmış, «Ey insanlar, nefret ettiriyorsunuz, kim namaz kıldınrsa, kısa tutsun. Çünkü cemaat arasında hasta, güçsüz ve ihtiyaç sahipleri vardır. >> (135) buyurmuştur. insan l arın mal ve makama korşı hırslı oldukları, bilinen bir gerçektir. Bu yüzden Hz. Muhammed, Müeflefe-i kulub'a (*) mal ve güzel develer verme·k suretiyle, onların islôm'ı kobullenmelerini kolaylaştırmıştır. (136) Seviyelerin bilinmesi, problemierin çözümünü Bir gün Hz. Muhammed'e bi:r adam gelerek: der. Bunun üzerine Hz. Muhammed : kolaylaştırır. « Karım siyah bir oğlan doğu rdu » «Senin develerin var - Evet, cev a bını mı ?» diye somr. Adam : verir. «Renkleri nedir?» Adam: (1'28) Muha mmed Accac, el-Hatib, es-Sünnetü Kable't-Tedvin, 2. Baskı , Beyrut, 1971, S, 49. (129) Buhari, İlim. 49. 0 30) İbn. Mace, Muka ddime, 17. 031 ) Da rimi, Muka ddime, 34. (132) Müslim, Mukaddime, 3. (133) Davud, Edeb, 23. (134) Alau'd-Din Aliyyu'l-Mütteki ibnu Husamid'Din el-Hindi, Kenzul-Umm al, c, 10, s, 242, II. No·: 29282; el-Acluni, Keşfu'l-Hafa, c, 1, s, 196. (135) Buhar !, İlim , 27. (*) Müellefe-i kulüb: K a lbieri İslam'a ısındırılmak istenen, henüz m üslüman kişiler . Ayrıca bu sınıf zekat verilen gruba dahildir. 0 36) Müslim, F edail, 59. Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 282 - Kırmızı. cevabını verir. <dcıerinde boz renkliler var mı?» diye sorunca. Adam: - Gercekten içlerinde boz «Peki bu onlara nereden · - Belki damar geldi?>ı çekmiştir, <<Bunu da belki damar leri siler. (137) olanları var; diye cevaplandırır. deyince, Adam: der. Hz. Muhammed : çekmiştir» diyerek, adamın kafasından şüphe­ Günümüzdeki eğitim programları, sınıfla.ra göre okutulması düşünü­ len dersler, öğrenciler·in bedensel ve zihinsel seviyeleri di·kkate alınarok hazırlanır. Bu uygulama hem eğiticinin hem de öğrencfnin işini kolaylaş­ tırır. ·Görülüyor ki, eğitim sahasında ·kazanılan tecrübeler, islam eğitimi­ nin bu sahadaki tedbirlerini anlamamızı kolaylaştırmaktadır. 12. Güven Duygusu Kazandirmak Hangi eğitim basamağında olursa olsun, insanların kendilerine güven duyacakl.arı şekilde yetiştirilmeleri. islam eğitimrnin önem verdiği bir konudur. islôm eğitiminin birinci kaynağı olan Kur'an, kendisini <lkıl ve ilim ışı­ ğında okuyanlarda, cedelci ve müc<ldel·eci bir ruh geliştirir. Bu değere sahip olanlar. hiç bir zaman aşağılık kompleksine kapılmazlar. Daima başarılı ve çevrelerine faydalı olurlar. islôm eğitiminin kazandırdığı tartışma gücü, batıl karşısında ha·kkı müdafaa icin kullanılır. Hic bir zaman karşısındakini susturma hedefi güdülmez. Sadece gerçeklerin açıklanmasını hedef -alır. (138) Kur'an bu anlamdaki tartışma metodunun esasını şu şekilde sıralı­ yar: ccRabbının yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde tartrş.» (139) Yine Ehf-i Kitab'la en güzel şekilde tartışma (cidal) yapılması emredilmiştir. (140) Sundukları bilgilerin kesinliğine güvendikleri için islôm ölimleri, müs(137) Buha r! , Hibe, 35; Müslhn, Lian, 18; Davud, Talak, 28; Tirmizi, Vela, 4; İbn. Mace, N ik ah, 58; Ahmed b. Hanbel, c. 2, s, 233. (138 ı Ahmed Gallüş, ed-Da'vetu'l-İslamlyye, Beyrut 1399 H., s, 380. (139) Nahl, 16/125. ( 140) Ankebut, 29/46. islA.m Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 283 lüman olmayan alimlerle tartışma yapmakt{ln çekinmemişlerdir. Özellikle bu ·konuda Ebu Hanife (M. 699- 769), çok ileri gitmiştir. (141) Kur'an bir eğ itim kitabıdır. islam eğ itiminin prensipleri daha önce de gibi başta bu kaynağa day{lnır. Bilindiği gibi Kur'an'ın en önemli özelliği akla, düşünmeye, gözleme. tartışmaya çok fa zla önem vermiş olmasıdır. Bu temel esaslar dahilinde herhang i bir konuyu öğrenen kimse. daima bildiklarine güvenir, ruhen tatmin olur. belirttiğimiı;; iSLAM EGiTiMiNiN ÖZELLiKLERi 1~ Rabbant Eğitim (*) Ka inattaki bütün va rlık.lar, belli ölçüler içinde Yaratıcı 'n ın kanununa boyun eğerle r. insan da bütün varlığıyla, bu yüce nizama taldir. Mesela insan gözünü. yaratılıştaki hikmeti anlama yönüne .çevird iği zaman. {lnlor ki. dünyaya kendi iradesiyle gelmemiştir. Yine kendi isteğiyle gitmeyecektir. Bunlar göstermektedir ki. insan kendisinin üstünde bir ·kuvvetle kuşatılmıştır. · islôm insanın hayatını rabbanl ölçüler içinde tanzim etmiştir. Eğitimi de yar{ltıcı'ya boyun eğme eSOSJ Üzerine şekiiJendirmiştir. İnsa n ın birinci hedefi. bu ka·ide doğrultusunda kendisini yüceltmek ve nefsini tezkiye etmektir. islôm eğitiminin rabbanl oluş özell iğini şöyle özetleyebiliriz : · a. Kainatı yaratıcı'nın kanunları kuşattı ğ ına göre, bunlara itaat son derece tabiidir. Eğ itimde rabbenilik Allah ' ın büyü k lüğünü ve gücünü her zerrede görebilmektir. b. Allah'ın koinato hakim oluşunu kabul etmek, insanları tek bir hedefte bir-leşti ri r. Böyle bir toplum, müşterek duygu ve tasavvura sahip olduğu ·için. problemi az bir toplumdur. aklı c. Bu özellik (rabbanilik). her türlü hurafe, vehim ve sapmalardan korur. Çünkü rabbeni ölçüler içinde eğ i ti len akıl, delilsiz hiç bir şeyi 0 40 Nihat K eklik, Felsefe, Çağrı Yayınları, i stanbul, 1978, s, 70. (* ) R a bban i; ı. Allah 'ın rızasına uygun davranış gösteren k işi. 2. Helalı, haramı, em ir ve nehyi bilen. 3. Alim. Bak: Ebu Abctilla h Muhammed b. Ahmed el-Ensar i el-Kurtubi, El-Camiu li Ahkami'l-K ur 'an , 3. Baskı, Mısır, 1967, C, 3- 4, S, 122. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 284 k<ıbul etmez. Cünkü --Allah. bizzat Kur'an'da böyle emretmektedir. Yani rabbani' olmak, bir anlamda bilgili olmak demekttr. (142) 2. Fttrata Uygunluk Fıtrat, yaratılış, yetiyle, huy, tobiat. bütün insanların, insan olmaları haysi·esas olan temel karakter anlamına gelir. (143) yaratılışlarında islôm eğitim i, insanın fıtratında'ki temel özellikleri yüceitici bir nitelik taşır. Bu nitelikler ·kısaca şöyled ir: a. Din insanın fıtri ihtiyacıdır. insan bu fıtratla doğa-r. (144) Şu açık bir gerçektir. ki, akıl daima gerçeği araştırır ve sorar: Koinot nedir? Insan nedir? Nereden geldik? j,nsanı ve ,kainatı kim ya-ratt ı ? Bunları kim idare ediyor? Ve bunların hedefi nedir? insan ve katnot nasıl oluştu? Ne zaman sona erecekler? Hayat nedir? Ölüm nedir? Aklımızı yönlendiren kanun nedir? Bu. hayattan sonra bizi hangi hayat bekliyor? Bu geçici hayattan sonra ebedilik var mı? Bu ebedilikle nasıl bir ilişkim iz var? . Dinle ilişki kurmadan, imana, itikada, vahye sığınmadan bu soruların vermek mümkün değildir. Bu da göstermektedir ki, d in insanın cevabını fıtratında vardır. b.. Düşünmenin üç prensibi vardır. Bunlar sebeblilik. gaye ve aynilikttr. Akrl. gaye ve sebepler hakkında akıl yürütebilecek ve araştırma yapabilecek fıtrata sahiptir. Akıl bu sayede koinotteki varlıkl ardan hareket ederek yaratıcıyı bulabilir V€ bu mantıki bir metodla olur. Mesela akıl her yaratılanın bi-r yarötıcıya muhtoc olduğunu kolaylıkla kavrar. Bu sebepten Allah Kur'an'da inkarcıları şöyle susturur: «Yoksa kendileri hôlıksız mı yaratıldılar? Yoksa onlar kendilerinin yaratıcısı mıdırlar? Yoksa gökleri ve yeri mi . yarattıiar? Hayır onla-r anlamazla·r. » (145) . insan bilir ki, kendi kendisinin yaratıcısı değildir. Çünkü bunu a-kli fıtrat yalarilamaktadır. Yqni oklen bu imkansızdır. Zaten bu iddia, aklın prensiplerine aykırıdır. insan biraz düşünmek, çevresindekilere bakmak, yeri ve göğü rnüşa­ hade etmek suretiyle yaratıcıyı bulabilir. Cünkü akıl, duyular dünyasına · baktırorak gaipler dünyasını kavratır. (142) Lll İmran , 3/79. 043) Bak : Elmalılı Harndi Yazır, ss, 3822 ..; 3825. (144) MUslim, Kader, 25. 045) Tur, 35- 37. Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul, 1971, c, 6, İslam E~itimlnin c. Özelliklerine Genel Bir Bakış 285 insan darda ka ld ığı zamanda Allah'a sığını r. Den izin ortasında tutulan bir insan, - daha önce inkarcı olsa bile - yardım isteyebi- · tek bir kuvveti, yani yaratıcıyı, kabul eoer ve ·ona sığınır. (146) fı rtınaya ıeceği insan, zelz.ele, kasırga ve diğer tabi! ôfetler karşısında da, beşer· üstü bir kuvvete sığınma ihtiyacını hisseder. d. islôm eğitimi fıtri ihtiyaçları gözardı etmez. Meselô insan, mal, çocuk, eş. hayata bağlanma, ebedilik, refaha koşma gibi ·istekler taşır. Bütün bunlar, insanı harekete sevkeden fıtri duy_gulardır. Bu çjuyguların islôm eğitimi açısından d-eğeri nedir? Bu sorunun cevabını şöyle verebiliriz : . ~slôm · eğiti~i bu duygulonn yok olmasını ya da zayıflatılmasını hedef . almaz. Bila·kis bunların hayır isttkametinde ve Allah rızası doğrultusunda gel·lşti·ri l mesi ni ister. Fıtri duyguları yüceltmek için en üstün metod da budur. Meselô mal, hayır yolunda· harcanmak icin çoğoltılırsa, Allah bunun k<ırşılığını kat kat verir. (147) .3. .Dengeli Bit Hayat islôm insanın düşünme kabiliyetini daima dinamik halde tut<ır. Çünkü yerin, göğün düşünülmesi ve bunlar üzerinde akıl yürütmek suretiyle·, . AUah'ın gücürıe sürekli dikkat cekHir. Allah kôinatın sırrını her vesiyleyle kavrotmok ister. Bu aynı zamanda ilmi araştırmaya bi·r davettir. islôm fıtri duyguları ·ne Ihmal eder, ne de birini diğeri ne tahak-küm ettirir. Kur'an ve Hadis'de buna çok d ikkat cekilmiştir. Abdullah b. Amr, bütün sene oruç tutmaya ve sabahlara kadar namaz kılmaya başlar. Bu durumdan Hz. Muhammed'in haberi olur . «Ben, senin bütün sene oruc tuttuğunu ve her gece Kur!an okuduğunu haber almadım mı sanıyorsun?» der. Abdullah b. Amr, bununla hayırdan başk·a bir şey murad etmediğini söyler. Hz. Muhammed : .- cc Şüphesiz ki her ay üc gün oruç tutman yeterlidir.» buyurur. Abb. Amr. bundan dah-a fazlasına gücü yettiğini söyleyince, bu sefer Hz. Muhammed : - duılah dır. - «F<lkat eşirün sende vücudunun sende hakkı hakkı vardır. vardı r ... » (146) İs ra., 17./67. 047) Bak: Bakara, 2/245. ( 146) Buharı. Savm, 55; Müsllm, Sıyam, Misafirlerinin sende (148) buyurur. 162. hakkı var- Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 286 Hz. Muhammed insanları daima hayırlı işlere teşvik etmiş, onlara takatları ölçüsünde ibadetleri tavsiye etmiş. bıkkınlık verecek şek i lde fazlasına gitmekten sakınmalarını emretmişti. (149) isıörn inançta, düşüncede, kullukta, ibadette, ahlôkta, davranışta, daima i'tidali tavsiye eder, aşırılıklara karşı da uyarır. Nitekim Hz. Muhammed'in şu sözü, üzerinde dikkatle düşünülmeye değer : «D inde aşırılıktan sakınınız. Çünkü sizden öncekiler, kaçma yüzünden mahvoldula-r.» (150) yalnızca dinde aşırılığa Kur'an 'da da dinde taşkınlık edilmemesi ·istenmektedir. (151) Hz. Muhammed, ashabından ibadetlerinde ileri gidenlerin, aşırı derecede katı davrananların halini, hiç bir zaman onaylamamıştır . Bütün bunlarda sebep aynıdır. Yani ruh ile madde arasındaki hassas dengeyi korumak ... islôm, insanı hayattan koparan ruhbanlığı, asla meşru saymamıştır. Aksine insana (hal·ife olması sıfatıyla), yer yüzünü onarma, marnur hale getirme görevini, çeş i tli üsiOplarla hat ı rlatmıştır. Diğer taraftan islôm'da namaz, zekôt, oruç ve hac, ferdi ibadetler olduğu kada-r, sosyal şuuru ve day.anışmayı kuvvetlendiren özelliklere de sahiptirler. Hatta müslümanın her türlü faaliyetinin ibadet çerçevesi içinde oluşu, madde ve ruh dengesini korumada isıörn'ın ne derece i'tidal·e önem verişinin açık delilidir. isıörn ruhun yücelmesi gayesiyle bedeni gereksiz yasaklar ve ağır işkencel ere tabi tutan görüşlere değer vermez. islôm gerçekten madde ve ·ruh arasında tam bir denge ister. Konu ile ilgili bir kaç misal daha verelim : «... Rabbimiz, bize dünyada da, ahirette de iyilik- güzellik - ver ... » (152) Dünya nimetleri karşısında olumsuz tavır alanlar Kur'an'da şiddetle kınanmıştır: «Ey Adem oğuiJ.arı! Her namaz kıldığınız yerde güzel elbiselerinizi giyiniz. Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez. Deki: Allah ' ın kulları icin yarattığı zineti, temiz ve hoş rızıkları, kim haram etmiş? ... » (153) . (149) Ba k : Ahmed Davudo ğ lu , Sahih-i MUslim Tercüme ve Şerh!, Sönmez Kitabevi, İ stanbul, 1978, c, 6, s. 225. 050 ) Buha ri, İ 'tisam, 5; İbn. Mace, Menasik, 63; Nesei, Hac, 218 ; Ahmed b. Hanbel, c, ı. ss, 215, 347. (151) N!sa, 4/171. (152) Bakara, 2/201. ( 153) Araf, 7/31 - 32. İslam Eğitiminin Özelliklerine Genel Bir Bakış 287 «EY iman edenler, Allah'ın size helal ettiği temiz şeyler·i haram kılma­ yın ve haddi aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez. Allah'ın size verdiği rızıktan temiz ve helal olarak yeyin. inandığınız Allah'tan korkun.» (154) Bazı lamayı tefsirlerde bu ôyetlerin iniş sebebi hakkında şu enteresen açık­ görüyoruz : Bir grup sahabi oralarında önceden alınmış bir k-arar gereği: «Tenasül organlarımızı keseceğiz, dünya şehvetlerini tamamen bırakacağız. Yer yüzünde rahipler gibi doloşacağız.» derler. Durumu haber olon Hz. Muhammed, bu grubun yaptı·klarını onaylamaz. Çünkü Hz. Muhammed, kerldisinin (bazan) oruç tuttuğunu, bazan da tutmadığını, namaz kılmak­ la birlikte uyuduğunu, evlendiğini, sünnetinin de bu olduğunu acıkf.ar. Böyle yapmayanların ise, sünnetinden yüz çevirmiş olacaklarını ifade eder. (155) 4 Hz. Muhammed, bu gibi aşırılıklora asla müsade etmemiştir. Eğer bunları hoş karşılosaydı, isıanı az soyıda insanın katlanabileceği bir din olurdu. Halbuki islôm, özel seviyedeki gruplara değil, bütün insanlığa hitap etmektedir. {156) Bu sebepten namazı uzotan birisine Hz. Muhammed fena halde kızmış ve şu ikazı yapmıştır: «Ey insanlar! Hakiketen icinizde nefret ettirenler var! (Bundan böyle) hanginiz cemaate imam ol_ursa namazı kısa tutsun! Çünkü arkasında yaşlı, güçsüz ve ihtiyac sahipleri vardır.» (157) Yine n·amaz konusunda Muai'la ilgili bir şikayet alan Hz. Muhammed, fena halde ·kızmış ve «Sen fitneci misin ey Muazl>ı diye cıkışmış. ve bu sözünü üç kere tekrarlamış­ tır. (158) işte bu yüzden, Muaz ve Ebu Musa'yı Y.emen'e gönderirken: «Kolaylaştırınız, zorloştırmayınız. düşmeyiniz.ıı ürkütmeyiniz, birbirinize 059) tavsiyesini yapar. bağlı olunuz. ihtirafa insan psikoloji·k olarak, çabuk usanan bir varlıktır. Gücü de sınırlıdır. kısa bir dönem icin kotlanılan bazı faaliyetler, uzun süre yapılırsa bıkkınlık gelir. Cok (154) Maide, 5/87 - 88. (155) Bak: İbn. Kesir, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, {1 - 4), Beyrut, 1969, c, 2, s, 87. 056) Yusuf El-Kardavi, İslami Uyanışın Problemleri, (Terceme: H. F . Ulus ) , Risale Yay., istanbul 1986, s, 28. 057) Müslim, Salat, 182, 183, 184, 185. 058) Buhari, Ezan, 63. (159) Buhari, Cihad, 164. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 288 Öyle kişiler vardır ·ki. bunlar belli bir süre sert tutumları ve aşırılıkla­ rı ile. dikkat çe·kerler. Ama zamanla, bunların bir çoğu değişme-ktedir . Hot- ta bütün duygularıncıa aşırı çözülmelere Bu konuda da Hz. Muhammed'In bir çok bil~ maruz kafanlar az değ ildir. uyarısı vardır: arnelleri yapın. Çünkü siz usanmadıkca Allah usan(mış muamelesi yop]maz. Allah'ın en sevdiği amel. az da olsa devamlı ofanıdır.ıi (160) «... Gücünüzün yeteceği «Şüphesiz ai·n ·kolaylıktır. Hic kimse dinle boy ölçüşemez. -aksi halde din onu yener. i'tidalli olunuz ... » (161) 4. Evrensellik islôm eğitimi evrens-el bir özelliğe sahiptir. Çünkü Allah, bütün CilemIerin rabbı ve yaratıcısıdır. (162) Bu özelliğin eğitsel sonuçlafını şöyle sı­ ralayabiliriz : islam eğiHmi, geçmiş ve gelecek bütün beşeri ve .koinotı :kapsaKur'an bütün insanlığa hitabetmektedir. Bundan sonra da bu devam edecektir. Allah'ın yer yüzünde özer blr milleti yoktur. Kur'an'dı;ı herkes islam okidesine bağlanmaya davet edilmektedir. o. maktadır. Şüphesiz b. islôm eğitimi her hangi bir millet ya da · grubun eğitimi değildi r. Hz. Muhamme~ islam da'vetine başladığı Z<lman. bu prensibi titizlikle uygulamıştır. O hiç bir zaman Arap toplumunu-n birleşttr-ilmesi ve hakim kı­ lınması gibi bir hedef gütmemiştir. islôm eğitimi, herhangi bir tabakanın yüceltilmesini hedef olan bir eğitim de değ·ildir. iBiakis bu eğitimde bütün insanlar Allah'ın ·kulları­ dır. Hepsi de tarağın dişleri gibi birblri.ne eşittir. Yine bütün insanlar Adem'dendir. Adem ise topraktan ... Onun icin ·islôm'a inanan her·kes Insani ölçüler içinde kardeştirler . · c. 5. Ahlaki Bir Eği~im isiörn cemiyeti.. tanzim işini, sadece kanunlara bımkmaz. Çünkü kanunfa.r, cemiyeti en aşağı derecede düzene koyarlar. Bundan aşağı bir hayat zaten düşünülemez. Bu sınır aşıldığında anarşi başlamış deme·k tir. Ahiakın değişmez ölçüsü, sına dayanır. 060) Müslim, Müsaflrin, 215 . . ( 161) Buhari, İman. 29. ( 162) Fatiha, 1/1: Şuara, 26/24. insanın hemcinsine tecavüz etmemesi esa- İslA.m E~itimlnin Özelliklerine Genel Bır Bakış 289 Eğitimden gaye, insanı bizz<lt kendi öze!fikleri doğrultusunda mü. kemmelleştırmektir. (163) Olgun bir ahlôka kavuşma-k do bu şekilde mümkün olur. Çünkü irisa-ndaki nötr güc/ere gerekli ilgi gösterilmezse, l'tidal bozulur. catışma başlar. Kur'·an'da Hz. Muhammed'in davranışları. büyük bir ahlôk nümuhesl olarak gösterilmiş ve övüfmüştür. (164) Ahlöki güz.elliıkferi tamamlamak icin gönderildiğini söyleyen (165) Hz. Muhammed'in .bütün cabası. ,insan ı yaratılış gayesine yöneltmekti. Diğer tarafton bu faaliyet. lslôm'ı yaşatma gayretid-ir. · islôm ·ise. başton başa güzel ahlô·ktır. (166) lman yönünden mükemmel olmak da yine ahiakın güzel olmasına bOğlıdır. {167) . . · s. islôm eğitiminin ahlôka ne derece önem ver·diğini anlamak o kadar zor değildir. Çünkü her ôyet ve hadis, ya iyiliğe teşvik; ya da kötülüklerden sa·kındırmayı hedef olmaktadır. Nitekim :Hz. Muhammed dualarında da «iyi .ahiôk» ·istemektedi-r. {168) Bir peygamberin Allah'tan «iyi ahfô;k» istemesi, konunun önemini açıkca ortaya ·koyma·ktadır. (169) insanG verilen şeylerin en üStünü, (170)· mizanda ~m ağır geleni, (171) iyi ohlôktır. Şüphesiz iyi ahlôko ·sahip olanlar, insaniann en hayırlılandır­ lar. (172) Ahlôken i nsanların en üstünü olan. {173) kötü ahiôkton Allah'a sığı­ nan Hz. MuhGmmed. (174) :en cok iyi ohlôk sah·ibi olanları sever. (175) insanlara da Iyi ahlôkkı muamele edilmesin·l..-isterçll. (176) islôm eğitiminin hedefi, davranışların güzelleşt irllmesidir. Hayra ulaş~ ma-k ve olgunlaşmok ancak bu şekilde mü_mkün olur. Ahmed · es-Seyyld, Muclıetu'l-tslami't-Terbeviyye, Kuveyt, 1978, ss, 16- 17. Kalem, 6"8/4. Muvatta, Hüsnü'l-Hulk, 7. Ahmed b. Hanbel, c, 2, ss. 469, 481. Dartmı, Sünnet, 14. . . MUslim; Müsatırın, 201; Davut, Salat, 199; Tirmlıl, Da'vat. 32; Nesei, İf­ titah, 16. 17: Darimi, Salat, 33: Ahmed b. Hanbel, c, ı. s, 94. Seyyld S. Nedvl, Tebll~at o(l- 5), (Terceme, Ali Gencell, Hazırlıyan: Eşref Edip), İstanbull971, c, 4, s, 1493. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s,.278. Tlrmlzl, Blr, 51, 62; Ahmed b. Hanbel, c, 4, s. 443. Tirmizi, Blr, .. 58. Müsllm , .Mesacıd, 267. Tirmizi, Da'vat, 126. Buharl, Menıı.kıb, 23. Muvatta, Hüsnu'l-Hulk, 1; Tirmizi, Bir, 55. <163) Muhammed 064) <165) <166) (167) (168) <1S9) (170) (171) <172) (173) 074) <175) 076) (F.: 19) Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 290 Görülüyor ·ki, islôm eğitiminde din ile ohlôk iç içedir. Dinen mükem·rneı olon insan, ahlôken de faziletli bir kişidir. Bu acıdan bakıldığında, Kur'an müslümanın ahlôk kitabıdır. (177} Başlangıçta bütün peygamberlerin daveti, inson.lığa ahlôk öğretme­ ye yöneliktir. Bu sebepten ilk tebl·iğlerine ahlôk öğretimiyle boşlomışlar­ dtr. Onun icin peygamberler, toplumla-rın ahlôk ve ·inançları bozulduğun­ da gönderilm iş l erdlr. insanlığa sulh ve sükun dolu bir: hayat plônı, daima peygamberler tarafınekin sunulmuştur. Bunların hepsi de doğru söylemenin, davranışlarda samimi olmanın, vaziteyi yerıne getirmenin, yardımloş­ manın, cömerttiğln, tnsan sevgisinin, başkalarına taydalı olmanın, insaf ve adaletin «iyi»; yalan söylemenin, hırsızlığın ve zulmün ·ise «·kötü» olduğunu · anlatomk, bulundukları toplumu islah etmeye C<Jiışmışla·rdır. Şüphesiz islôm'ın dışı-ndaki dinlerde de güzel ahlôk vardır. Fakat bünüyle «iyi ahlakılın örneklerini lslôm'da görmekteyiz. Hz. Muhammed dinle birlikte, bu güzel ahlôkı da tamamlamıştır. (178) Ahlök eğitiminin temeli nefis terbiyesidir. Yer yüzündeki mücadelenin en cetini de nefisle olon mücadeledir. Çünkü netis, bütün kötülüklerin kaynağıdır. Onun icin, küçÜk yaştan itibaren kuvvetli bir eğitimle kontrol altına alınması gerekfr. (179) Ahlôk eğitiminde <metis kontrolü» gercekten çok önemJid·ir. Kişinin kendi yaptı·klarını tenkide tobt tutması ve bunda objektif olması ·kolay bir Iş sayılmaz. Hele insanın sucunu ve eksikl·iği·ni görebilmes.i, oldukca zordur. Çünkü insan, kolay -kolay eksi·kliği ve kaybetmiş olmayı · kabullenemez. insanın nefisle olan mücadelesin'i olarok vasıflandırmıştır. (180) açıkca ortaya .koymaktadır. Hz. Muhammed «Büyük Clhad» Bu tasvir. ·konunun önemini ve zorluğunu Arneller ·iciride fazilet itibariyle. en üst derecelerde ·kabul edil·en ci~ hadı, (181} tam olara.k yerine getiren kimse, yi:ne nefsiyle cihad den kişldi·r. (182) ' Nefls kontrolü •. görünüfen gibi <177) Ahmed olmayı, ya da olunduğu gibi görü}me~ Gallüş, a.g.e., s, 27.. 078) Muvatta, Hüsnu'l-Hul·k , 8. _ 079) Fahrunnlsa Yetmen, . Ahlakın Temell Nefis Terblyesidlr, Ankara. 1958, s, 3. (180) Ebu Hamld Muhammed İbnu Muhammed Gazali, İhYau ınuml'd-Dln, (1- 4), Mısır 1939, c, 3, s, 63, (Beyhakl, Zühd'den naklen) . (181) Buhar!. Edeb, ı; Ahmed b. Hanbel, c, 3, s, 32. 0:82) Tirmizi, Cihad, 3; Ahmed b. Hanbel, c, 4, ss, 30- 32. Ff: w~··· ~ -. İslam E~itiminin Özell!klerine Genel Bir Bakış ·~ : 291 yi gerektirir. Onun icin de insanın kibir, yalan, riya ve bencilfiği içinderi aF gerek-ir. ması insan çok yonlü bir varlıktır. Onu tanımadıkca. yan-i nasıl bir tıtrata sahip olduğunu bilmedikçe, <<nasıl olması gerektiği» konusunda akıl yürütemeyiz . . insan vardır, sözü işitir, a-r-kasından en güzelini tatbik eder. tl83) insan vardır, ölmüşcesine· gercekleri duymaz. (184) Bazı insanlar mal ve -k uvvet yönüyle güçlü olabilir, hariçteki bütün galebe calobiHr, ra·kiplerini bir anda saf dışı edebilir. Faka!· nefsinin derinli·kierinde bulunan arzutarı önünde, son der-ece zayıftır. Bazı ·kişiler de mal ve makam itibariyle zayıf olup, nefsinin istekleri karşısında kuvvetli olabilir. düşmonlarına Gerçekte bu Iki tipin hangisi daha güçlüdür? Şüphesiz ki birinci- si ... (185) Nefis kontrolü, :insanı davranıştan alıkoymak monosına gelmez. Nefis -~ontrolünü, beşeri cöküntüyü firenleyen yegane ahlak eğitim m~todu olarak kabul -etmek zorundayız. insandaki ıkotü arzuların. ··istek. lerini kmşılama·k üzere ayaklandıklarında, mutlaka bir mtırakıbo .ihtiyac vordır. Bu murakımın bir başka adı da şiddetli bir «Vicdan _·azabı»dır. Böyle bir nefis sahibi, başkalarına kötülük yapamaz. Suç işlediğinde de itiraf etmekten kendisini olamaz.' isıarn geldiğinde cahi·Jiyye toplumu, kontrolsüz okan sel suları gibi idiler. Ne bir idore ıkabul ediyorlar, ne bir nizama tabi oıu·yorlar, ·ne <le belli bir prensipleri vardı . Sadece arzu ve heveslerinin ·isti-kametinde yürOyorlardı. Işte böyle bir toplum, bir cak insani değerlerden uzak olmalarına rağ·men, ·kısa zamanda iyilikleri emr-eden, kötülüklerin. karşısına dikilen hayırlı bir toplum hali·ne gelip (186) diğer milletiere önderlik yapacak seviyeye. geldiler. Bunun sırrı, yukarda ılkrettiğ i miz ahiCik i prensipJ.erde aranmalıdır. Isıarn'da ahlak eğitimi müsbet (icabi) b~r yol izler. Yani eğitim esnasında, ahlôk·l ·kaidelerin yerleştirilmesi üzerinde fazla durulur. Çünkü ohlôki •ka:idelerı yerleştirmek ve bu değerleri korumak. kötü ohlakı değişti-r­ mekten daha kolay ve iyidir. Öğrenme ·kanunları -açısından da böyle bir 083) ZUmer, 39/16. 084) Fatır, 35/ 22. 085) Muhammed Cevad Mağnlyye, . Felsefetu'l-Ahlak fi'l-İslam, Beyrut, 1979, • S, 197.. 086) Ali tmran, 3/110. ı :. :~~ .\ Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 292 öğretim, daha kalıcı olur. Nasıl ki, ilaç almak yerine, sıhhati korumak daha faydalı ise, iyi davranışları elde etmek de o derece faydalıdır. · Ahlôki davranışların kazandırılması icin ·küçük yaştan işe başlamak gerekir. Çünkü, «çocuklukta öğrenilen, taşın üzerine nokış yapma·k; büyüklükt-e öğren i len ise, suyun üzerine yazı yazmak gibidir.» (187) Küçük Bu gercek leyebiliriz. yaşlarda ışığında, k-azanı lan değerlerin, ahlôk eğitimin·in ailede ilerde değiştirilmesi zor olur. söy- başlamasının gerektiğini Cocukluk döneminin en önemli özelliği, başkalarını taklid etmedi·r. Cocuk bilerek ya da bilmeyerek çevresindekileri ta-klid eder, onların davranışlarını benimser. Bir bakıma ta~lid, davranışların oluşmasında en müessk güçtür. Bu sebepten cocuklar eğitilirken, bi·lgiler daima «iyi»nin galip geldiği bir kolıp iceristnde verilmelidir. Hiç bir zaman, ('kötülüklerden sakındırma·k maksadıylo da olsa), ·ilk cocukluk çağlarında, menfi örnekler verilmemelidir. Bütün bunlardan onloşı·lıyor ki, çocuklara ahlôki davranışları ·ka·zandır:mak, kendilerini eğiten çevrelerin tutumuna bağlıdır. ibni Sina, eğitimin güzel olması icin öğretmenin çocukla birlikte cocuk olmasını ister. Utbe b. Ebi Sufyan'ın tavsiyasi de oldukca dikkat çekicidir. Çocuğunun terbiyecisine ibret dolu ve ilgi çekici bir uyarıda bulunur: «Oğluma yapacağın islah, nefsine yapacağın islahtır. Çünkü o, senin gözünde·n görür. O'na göre güzelli·k, senin güzel gördüklerin; çirkinlik de senin oirkin saydıklarındır.» (188) Cocuk iJ.k önce anne-baba ve büyük kardeşlerini taklid eder. Bu cağ­ Iarda toklid yoluyla yazanılanla-r, öğretim yoluyla kazanılanlardan daha çoktur. Gazôli de bu konuda şunları söyler: «Cocuk anne ve bir emanettir. Temiz ·kalbi de ~er çeşit nakış ve şekil­ den boş, saf, kıymetli bir oevherdir. O her nakşı kabule hazırdır. Kendine yönaltHen her şeyi de alabilecek durumdadır. Eğer o, hayro alıştırılır, hayır öğretilirse, hayır üzere büyür, dünya ve ahtrette mesud olur.» (189) Büyük eğitimoi ~abasının yanında Cocuk ilk gelişme çağlarında ·ihmal edilirse, ahlôkı bozulur, yalancı, hasedci, hırsız ve benzer bir çok kötü alışkanlıklar kazanabilir. Bütün bu kötü huylardan anoak, iyi btr ahlôk eğitimi sayesinde korunur. (190) Nuruddin Ali b. Ebi Bekr el-Heysemi, Beyrut, 1967, <:, ı, s, 125. (188) El-İbriı.şl, a.g.e., ss, 113 - 114. (189) Gazalt, a.g.e., c. 3, s, 69. (187) Hafız 2. Baskı, (190) Gazali, a.g.e., c3, s, 70. Mecmau'z-Zevaid, (1 - 10), tsl!l.m Eğ!tlm!nln Özelllklerlne Genel BJr Bakış 293 Çocuk nötr bir vosıfta dünyaya gelmiştir. «Hoytr» ya do «şer» üzere olmayıp her iki tarafa do meyledecek şekilde yaratılmıştır. Iyi olsun kötü · olsun, her çeşit ahlôka ve ilme elverişlld ir. (191) Çocuğun anne ve baba- üzerindeki haklarından birisi de terbiyesinin · güzel yapılmasıdır. Cocuğun ahlôk eğitimine bu kadar elve,.işli olmasına rağmen, -kötü bir huya sahip olması, anne, bobosını_n ve çevresinin ihma-· linden kayna·k·l amr. islôm ah-lô·k eğiHminin esaslarını şöyle özetleyebiliriz : o. Görüldüğü gibi ahlôk eğitimi, ahlôki prensipleri, -küçük yaştan itibaren -.uzun zaman alıştrrma yapmO'k suretiyle - alışkanlık haline getir~ekle olur. Öylek i bu davranış-lar, tıpkı içgüdüsel bir hareket haline dönüşmel idir. (192) . b. Ahlôk eğit-imi -kişide, «iyi» ve «kötü»yü ayırabilecek bir mantı·k oluşturmalıdı r. dersler nasıl öğretiliyorso , ahlôıki prensipler de aynı şe-kil­ de öğretilmell. Çünkü « hayır » ı yapma-k icin. önce onun çok ·iyi bilinmesi gerekir. Sonra bu bilgiler, iyi bir eğitim ortamında ah-lôki kişiliği oluştu­ rur. Ahlôki çözülmeler başta «ahlôkl değerlen>in ·kavranmasından kaynakc. Diğe r lanır. d. Ahlôki prensipierin sadece telkin edilmesi ya do mücerred olarak öğretilmesi yetmez. Bunlarla birlikte, nefsi bütün reziletierden temizleyip zohir ve botrn. olarak ahlôki faziletler-i yerleştirmek gerekir. e. b~r ıkilit f. tün islôm ·insanı bütün şartlorda hayır icin bir anahtar; şer içi-n de olarak yetiştirmeyi hedef almıştır. islôm, ohlôk eğitimi icin, her eğ it·i m merhalesinde, etkili olan bü- metodları kullanı-r . g. lslôm. ferdin ıslahı ·icin, sosyal çevreni-n önemine her vesiyleyle dikkat ceker. Çünkü 'kötü bir çevre, direkt ya da indirekt olarak rezilet telk-in eder. h. Bütün sosyal müesseseler ahlôk eğiti mine yardımcı olmalıdır. Meselô -k·itle iletişim araciarı «iyi örnek»in oluşturulmasında büyük bir · eğitim a-racıdır. şeyden önce co- 091) Gazan, a .g.e., c, 3, s, 71. 092) Mikdat Yalçın, Cevanlbu't-Terblyyeti'l-İslamiyyeti'l-Esaslyye, 1986, c, ı . s. 297. ı. Baskı, Aile de en önemli ahlôk eğiti m müessesesidir .Her Yrd. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 294 cuğun ohlôki kişiliğini ·kazanmasında ana - babanın ve yak ın akrabOiarın rolü büyüktür. 6: Tedric ve Müideleme islôm eğitiminde tedric esa·stır. Kur'an ' ın bir onda i nd i rilmeyişi, Hz. Muhammed'in ferdi fo.rklılıklaro dikkat edişi , tedricin ne derece önemli olduğunu gösterir. Eğer böyle olmasayd ı . insanlara islômi prensipler cok ağır gelirdi. Tedrici eğitimde kolaydan zoro seleler daha· kolay a·nlaşıhr. doğru bir yol izlenir. Bu şekilde me- Tı;ıdric günümüzde de cok önemlidir. islôm'ı anlatmok isteyen herkes, bu metodun ·inceli-klerini Iyi kavoramak zorundadır. Kur'an'da Hz. Muhammed'in islöm ' ı anlatırken takip ettiği yol şöyle tosvir edilir: « Eğer sen. kaba, katı yürekli olsaydın, · şüphesiz etrafından dağılıp gitmişlerdi bile.» {193) Eğitimci bu psikolojik es-asa büyük ölçüde dikk-at ederek, ·karşısında­ ki kimseleri ürkütmemelidir. Sert ·konuşmak , şiddet gösterme.k, nefret ve düşmanlık doğurur. O zaman Iyi şeyler bile kötü etkiler ya·rotır. Böyle bir davranış k<:ırşısında, gerçekleri kabule hazır olanlar. hata bulma gayreti içers ine girip ;karşı c ıkob i lirler. Neticede eğlt:im hedefine ulaşmaz. Peygamberlerin hepsi de tedric metodunu kullanmıştır. Bir nevi bu metod, tabii ve sosyal çevrede uyulması taruri bir kanundur. Hz. Musa ile kardeşi . Hz. Harun, gurura kapılıp· gerçeklerden yüz çevirmesin diye, Firavn'a . yumuşak konuşmakle emredilmişlerdir. (194) insanın biyoloj i-k gelişimi ·nasıl uzun zaman alıyorsa, aynı şekilde. bir şeyi kabullen ip uygulaması da uzun z<Jman alır. Allah, ·kulları icin zorluk değil, kolaylık ister, (195) Bizden de gücüaşan şeyleri arzu etmememizi tavsiye eder. (196) müzü Hz . Muhammed, tedrici uygulomakla, cahillik iciri örnek gösterilen o bozuk toplumu, kısa zama-nda medeni bir toplum haline geHrmişt ir. Tabi ki bu uygulamada müjde ruhu · hakimdir. Nefret etti rme ve ümitsizlik aşı­ lama yoktur. Bu yönüyle islôm eğit im i geniş bir düşünce uf.kun<J sahiptir. Hiç bir zaman i nsani<Jrı dar bir çerceve içersine sı·kıştırmamış, daima hatadan 093) (194) (195) (196) All İmran. 3/ 159. Taha, 20/43 - 44. Baka ra, 2/ 185. Bakara, 2/286. İsla.m Eğitiminin özell1klerlne Genel Bir Bakış 295 · dönebilnıe şansı tanımış ve müjdeler sunmuştur. Bu özellik, ıyıye yönelmek için, her zaman itid bir kuvvettir. Tebliğ . edilen kaldelerin uygulanması, bu duygu içersinde daha kolay olur. SONUC islôm eğitimi, başarısı tarihen sabit bir egitim sistemidir. islôm eğitimi <<netis kontrolü~~ ve «güzel ahlako teşvik» gibi rki temel daima, bu iki özeiHk doğrultusunda disiJ>Iine edilmesi söz konusudur. . esası ben+msemiştir. Davranışların Pedagoji tarihleri bir çok eğiti meinin ·ismiyle doludur. Cağkır değiş· tikce, i nsanı eğitme konusundaki fik·irler de değ işm iş, her devir Için yeni ve modern kabul edilen fikirler, daha öncekileri pedagoji·k (terblyevi) olmomakla suclamıştır. Bugün bile hôlô belirli bir noktada fikir bi-rliği yoktur. Bu gidişle ve bu düşünceyle, en güzel eğitim sisteminin hangisi olduğu, tortrşılaca,ktır. Bütün bunloro karşılık, bir eğitime; olamk Hz. Muhammed'-in hayatı ve başardığı bir eğitim sistemi vardır ki, değerini zamanda bu sistem O'nun hayatında tamomen şekil­ ortadadır. Uyguladığı korumaktodır. Aynı lenmiştir. işte bu şekilleniş, lslôm eğitimini diğer eğitim sistemlerinden ayım. Bu sayede bu gün, ideal bir örneği göstererek eğitim yopma imkônı vardır. üstelik hayatın tamamını -kapsayan bir görünümde sunulabilme şan­ sına da sahiptir .. Diğer toraftan bu eğitim sistemi ·ilöhi ·kaynak ton gelmiş­ tır. ilaôhi terbiyeden geçen kimse tarafından uygulamalı bir şekilde öğre­ timi yapılmıştır. Halbuki bir cok eğitim sistemleri teor·i . olma,kton ·ileri . gideme~iştir. Herhangi bir otorite tarafından dest-&k i~nse bile.. bQtün t~­ ferruotıyla uygulanma şansı elde · adememiŞierd ir. islôm eğitimi «insana bir bütün olarak ba.kma» Ilkesini · koruduğu müddetçe, daima uygulanma şansını ·koruyacak, insonlığı huzura götüren bir rehber olacaktır. Temennimiz, isıarn eğitiminin objektif bir gözle incelenmesi ve insonlığtn istifadesine sunulmosıdır. Doç. Dr. Abdullah ÖZBEK 296 --------------------------------------------------------A GENERAL LOCKiNG AT ISLAMIC EDUCATION Doc. Dr. Abdullah ÖZBEK SUMMARY Every philosophy of education has its own principles. The philosophy of education in Islam is based on certain piinciples. All these principles were extracted from Our'an and Sunna. We can summary lslamic education in that manner: 1. The principle of monotheism is essential. The other be/iefs depend on it, 2. The human in lslamic education is thought totally. Any of natural gift is not neglected in the process of education. On the other hand, this educatiön is suitable for human nature, minds and its psychology. So, it can be appUed in every kind of condition. 3. Another principle of Islam/c education is freedom of thought, which is against blind tradition and fanatism. In this context Islam extols knowledge and scholar. We can contemplate the meaning of the words of God: ccSay: Are those equal, those who know and those who don' t k now?» (Zümer, 39! 9.) and <<Say: O my .Lord! Advance me in knowledge.)} (Taha, 20!114.). lt is c/early know that Islam accepts every kind of useful knowledges as its property. 4. lslamic education takes care öf indivldua/ differences during the teaching. 'According to Islam, all humans must be taught in comparison with their minds. 5. The Our'an wants Muslims to use their senses and their minds. 6. /slamic education is ccwork>J or ccaction>J. And this work must be done weel. Because our prophet ·Muhammed says: <<God desires that when any of you does a work, he should do it weel. (Look: Müslim, iman, 147.). 7. lslamic education impresses on the humans are equa/ity among the people. The supetıiority depends on only the basis of human piety. 8. There is the principle of co-operation between the members of society. 9. Justice is the principle of lslamic education. lt is c/early understood that lslamic education is modern. Because we can solve our probtems by it. .