2013`te büyüme sürecek, iç piyasa hareketlenecek

advertisement
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
İŞ DÜNYASINA GÖRE
2013'TE
BÜYÜME
SÜRECEK,
İÇ PİYASA
HAREKETLENECEK
Ahmet DO⁄AN
ÖZEL RÖPORTAJ
[email protected]
52
2012 yılını geride bıraktık. Acısı tatlısıyla bir yıl daha
hafızalardan silinirken yepyeni bir yıla ‘merhaba’
diyoruz. İş dünyası, 2013 için iyimser olmakla birlikte
yurt içindeki gelişmelerin yanı sıra küresel ekonomik
beklentiler ve bölgedeki siyasi gelişmelerin ekonomiye
yön vereceğine inanıyor.
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
F
itch'in not artırımının etkisiyle önümüzdeki yıldan itibaren yabancı ve fon girişinin,
yeni yatırım teşvikleri ile de
yerli yatırımların artmasını
bekleyen Türk iş dünyası, makroekonomik sorunların çözümüne dikkati
çekiyor. Bu yıl yurt dışı piyasalardaki
zorluklara, içeride ise ekonomiyi soğutma politikalarına karşın büyümede Avrupa ülkelerini geride bırakan
Türkiye'de iş dünyası, önümüzdeki yılın 2012'ye kıyasla daha iyi geçeceğini düşünüyor. İçerideki gelişmelerin
yanı sıra küresel ekonomik beklentiler ve bölgedeki siyasi gelişmelerin
ekonomiye etkisine odaklanacak olan
iş dünyası, Fitch'in yatırım yapılabilir
ülke notu ile yabancı sermaye yatırımlarının, yeni yatırım teşvikleri ile de
yerli yatırımların artmasını bekliyor.
Türk iş dünyası, 2013’te Orta Vadeli
Program (OVP) paralelinde büyümenin devam edeceği, iç piyasada hareketlenme olacağı beklentisini taşıyor. Şirketler açısından da önümüzdeki yılın 2012'ye kıyasla daha iyi geçmesi bekleniyor. Makroekonomik sorunların çözümüne dikkati çeken iş
dünyası temsilcileri, seçimlerin yaklaşması nedeniyle popülist politikalardan
ve seçim ekonomisinden kaçınmak gerektiğini vurguluyor.
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
53
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
TÜRKONFED BAŞKANI SÜLEYMAN ONATÇA:
DİĞER RATİNGCİLERİN DE NOTUMUZU
ARTIRMASINI SAĞLAYABİLİRİZ
T
ÜRKONFED adıyla bilinen
Türk Girişim ve İş Dünyası
Konfederasyonu Yönetim
Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, yılın ilk 10 ayında ekonomideki yumuşak iniş sürecinin devam ettiğini, geçen yılın ilk yarısında yüzde 10.5
olan büyümenin 2012'nin aynı döneminde yüzde 3.1'e gerilediğini hatırlatarak, iç talep ve özel sektör yatırımlarının soluğunun kesildiğini, ekonominin dış talebe dayanarak büyüdüğünü söylüyor. Onatça, “Bu,
Türkiye'nin uluslararası arenada rekabet gücünün arttığına işaret edebilir. Ancak, küresel planda ekonomilerdeki daralma nedeniyle dış talebe
bağlı olarak yüksek ve sürdürebilir bir
büyüme trendi yakalamanın zor olduğunu düşünüyoruz” diyor. Üretimin
seviyesinin kriz öncesi seviyenin çok
az üzerinde bulunduğuna dikkati çeken Onatça, “Sanayi üretimindeki
azalmanın tüm sanayi kollarında
yaygın olduğu görülüyor. Daralmanın
yatırım mallarında yüzde 12'ye ulaşmış olması bugün karşı karşıya olduğumuz küçülmenin geçici olmadığını, tam tersine giderek derinleşebile-
54
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
ceğini gösteriyor. Bununla birlikte
önümüzdeki dönem için umutsuz
değiliz. Türkiye'nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltildi. Bu
çok olumlu ve önemli bir gelişme.
Enflasyonun düşürülerek büyümenin
desteklenmesi, ekonomimizin ve sanayimizin rekabet gücünü iyileştirecek mikro ve makro reformların yapılması gibi birtakım koşulları da
sağlarsak, diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının da notumuzu artırmasını sağlayabiliriz” yorumunu kullanıyor.
BÜYÜMENİN HIZLI DEVAM
ETMESİ GEREKİYOR
Küresel piyasalardaki gelişmelerin Türkiye ekonomisini doğrudan etkileyeceğini ifade eden Onatça,
2013'te küresel ekonomilerin yeniden
rayına oturması ve Türkiye ekonomisinin de bu gidişattan olumlu etkilenmesi beklentileri bulunduğunu söylüyor. Onatça, bugün karşı karşıya
olunan makroekonomik sorunların
çözümünün yapısal reformlardan
geçtiğini, yapısal reformlar arasında
reel sektörün rekabet gücünün artırılması, bölgesel gelişmenin desteklenmesi ve KOBİ'lerin rekabet gücünün artırılmasının bulunduğunu vurguluyor. Bütçe performansının yılın
Ocak-Ağustos döneminde önemli
oranda bozulmasının, yavaşlayan
ekonomik büyüme ortamında kamu
harcamalarına dikkat edilmesi ve
makroekonomik istikrarın korunmasına da özen gösterilmesi gerektiğini gösterdiğine işaret eden
Onatça, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için büyümenin hızla devam etmesi ve önümüzdeki yıllarda büyümenin yüzde 3'lerin üzerine çıkması gerektiğini söylüyor.
Onatça, “Yüzde 5-7 gibi bir ekonomik büyüme oranı yakalayabilmemiz
için sanayinin rekabet gücünü artırmamız şart. Bunun için de işgücü piyasalarında verimliliği artıracak ve
enerji piyasalarında maliyetleri düşürecek reformların hayata geçmesi
gerekli” diyor. İşsizliğin hala
Türkiye'nin önemli bir gündem maddesi olduğuna dikkati çeken Onatça,
işsizlik oranlarının seyrini dikkatle izlemenin, istihdam üzerindeki yükleri azaltmak için çalışmalara devam etmenin ve aktif işgücü programlarını
hızla etkinleştirmenin kritik önem taşıdığını vurguluyor.
TUSKON BAŞKANI RIZANUR MERAL:
PİYASALARI RAHATLATMANIN VAKTİ GELDİ
T
ürkiye İşadamları ve Sanayiciler
Konfederasyonu (TUSKON)
Başkanı Rızanur Meral,
Türkiye ekonomisinin oldukça başarılı şekilde cari açık noktasındaki sıkıntıları ve yumuşak geçişi sağlamayı başardığını, bu konudaki çalışmaların devam etmesi ve beklentilerden
çok daha iyi bir performans sergilenmesinin artı değer olduğunu ifade ediyor. “Bunun yanında ekonominin
hız kesmesi de böyle bir durumda kaçınılmazdı” diyen Meral, tüketicilerin
ve bankaların bu tedbirlere oldukça
temkinli yaklaşması sonucu büyümede beklenenden daha fazla fedakarlık olduğunu, bunun da piyasada
tansiyonu biraz yükselttiğini ifade
ediyor. Enflasyon, cari açık ve ticaret
açığındaki belirgin azalmaların piyasaları önümüzdeki dönemde rahatlatıp tekrar yüzde 5'lerin üzerinde bir
büyümeye atacağı algısının hakim
olduğunu ifade eden Meral, bunun
not artışıyla teyit edildiğini, piyasaları artık hem Merkez Bankası hem de
bütçe açısından bir nebze rahatlatmanın vaktinin geldiği kanaatini taşıdık-
larını kaydediyor. Meral, “Türkiye büyüme hızını tekrar yüzde 5'lerin üzerine çekmek zorunda. Bu noktada ihracat oldukça önem kazanıyor. Zira
cari açıkta beklenenden çok daha iyi
iyileşmenin de bu ihracat artışına
karşın ithalattaki yavaşlamadan kaynaklandığını da söylemek mümkün.
Yüzde 15 artan ihracata karşılık ithalatta yüzde 3'lük azalma görüldü. İç
talebin de kredi yavaşlaması sonucu
dengelenmesi neticesinde pozitif bir
ayrışma yaşadık" diyor.
TÜRKİYE ARZU EDİLEN
BÜYÜME SEVİYELERİNİ
RAHATLIKLA
YAKALAYACAK
Türkiye'nin küresel piyasalardaki
olumsuz beklentilerden kendini sıyırmayı çok iyi bildiğini, bunu da ihraç
marketlerini çeşitlendirerek ve
Avrupa'ya ihracatta olan bağımlılığını aşarak yaptığını, bu sayede oldukça başarılı olduğunu, ayrıca, ekonominin kırılganlık noktalarını da oldukça
iyi bir şekilde kabul edilebilir düzeylere çektiğini ifade eden Meral, “Bundan
sonrası için en önemli konu, bu yıl bütçede gelirlerin yeterince artmaması ve
giderlerin de olağan seyrinde yüzde 18
artması sonucu bütçe ayağında bir
kırılganlık oluştu. Önümüzdeki dönemde bu konu çok yakından izlenecektir. Bu çerçevede gerekli tedbirlerin alınmış olmasını görmek de bizi ayrıca sevindiriyor. Bu nedenle Türkiye
arzu edilen büyüme seviyelerini rahatlıkla yakalayacaktır. Dünyada krize bağışıklığını güçlendirmiş ve güçlü büyümeyi sürdüren bölgelere yoğunlaşarak
buralarla olan ticaretimizi artırmak bizi daha da olumlu etkileyecek. Cari açığın kontrol edilebilir düzeylere getirilmesinden sonra faizler de oldukça iyi
seviyelere geldi. Bundan sonra artık
tekrar büyümeye odaklanılmalı ve
büyümenin kaynağı olarak ithalat yerine yerli üretime ağırlık verilme zorunluluğu var. Bunu başaracağımıza inancımız tamdır. 2012'den daha iyi bir yıl
olacağı büyüme açısından görülüyor.
Ancak kırılganlıklarımızı ihmal etmemeli ve seçimlerin yaklaşması hasebiyle popülist politikalardan ve seçim ekonomisinden kaçınmak gerekiyor. Biz oldukça iyimseriz” vurgusunda bulunuyor. Rızanur Meral, yeni teşvik kanunlarıyla birlikte yeni bir ivme
yakalandığını, yatırımcıların hem dışarıdan hem de içeriden fırsat kolladığını ifade ederek, “Bu fırsatları baltalayan bir kısım konularda pozitif adımlar atmamız gerekiyor. Terörizm, yeni anayasa, seçimlerde tansiyonun düşürülmesi elzem ve reformlardan uzaklaşma görüntülerini de bırakmamız gerekiyor. Bu noktada özel sektöre büyük iş düşüyor. Özel sektör bu çalışmaları yapmaya hazır, ancak bunların belli siyasi politikalarla da desteklenmesi daha iyi bir sonuç verecek” diyor.
Önümüzdeki yılın şirketler için
2012'den daha iyi geçeceğini düşündüklerini dile getiren Meral, ABD'deki
resesyon ihtimalinin yakından takip
edilmesi gerektiğini de vurguluyor.
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
55
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
MÜSİAD GENEL BAŞKANI NAİL OLPAK:
2013'TE İZLENECEK İKİ GÖSTERGE
CARİ AÇIK VE ENFLASYONDUR
Müstakil Sanayici ve İşadamları
Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı
Nail Olpak ise, bu yılın son çeyreği
itibarıyla Türkiye ekonomisinin kriz
sonrası güçlü büyüme performansının yerini, dengelenmiş bir ekonomik
büyüme ve yumuşak bir inişe bıraktığını, küresel krizin etkilerini üzerinden hızla atan Türkiye ekonomisinin
2010'da yüzde 8.9 ve geçen yıl yüzde
8.5 büyüdüğünü, bunun yanında işsizlik oranlarını hızla düşürüp dünyada pozitif yönde ayrışan bir ekonomi görünümü verdiğini söylüyor.
Olpak, OVP'ye göre bu yıl Türkiye
ekonomisinin yüzde 3.2; 2013'te ise
yüzde 4 büyümesinin öngörüldüğünü hatırlatarak, “Geride bıraktığımız
2010 ve 2011 yıllarının yüksek büyüme performansı ile mukayese edildiğinde gözümüze düşük gibi görünen
bu rakamlar, bu yıl geldiğimiz nokta itibarıyla Avrupa ve Japonya'nın
resesyonda olduğu, Çin'in büyüme
oranlarının görülmedik bir şekilde
aşındığı, ABD'nin ise büyümede is-
tikrarlı bir patikaya oturma arayışının olduğu bu küresel görünüm altında oldukça anlamlıdır” dedi. Önü-
müzdeki yıl Türkiye için bir projeksiyon oluşturmanın birçok varsayıma
bağlı olarak yapılabileceğini belirten
Olpak, “Küresel ekonomik dalgalanmanın bir miktar durulduğu, özellikle Avrupa'nın resesyondan çıktığı
bir görünüm altında, Türkiye için
2013'te izlenecek iki gösterge, cari
açık ve enflasyon olacak. 2012'de
ekonomi alanında Türkiye'nin en
büyük kazanımı olan pazar çeşitliliğinin artmasının da etkili olduğu
cari açıktaki düşüş trendi ve buna
mukabil ekonomideki risklerin azalmış olması, 2013'te bu trendin devam
ettirilmesini zaruri kılıyor. 2013'te büyümeyi OVP'de hedeflenen yüzde
4'ün üzerine taşımak için dünya ekonomisinin bir miktar toparlanması,
içeride ise daralmaya devam eden ithalat, artırılmaya çalışılan pazar çeşitliliğinin devamlılığı, ihracattaki
birim değer artışının sürmesi ve özel
sektör yatırımlarından büyümeye
gelecek katkı ön plana çıkıyor” ifadesini kullanıyor.
TİM BAŞKANI MEHMET BÜYÜKEKŞİ:
YENİ NOT ARTIRIMLARI BEKLİYORUZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
Mehmet Büyükekşi, başarılı bir yıl geçiren Türkiye
ekonomisinin ihracatın büyük desteği ve katkısıyla
büyümeye devam ettiğini belirterek, geçen yıl ihracatın 135 milyar dolar, bu yıl ise ilk 10 ayda yüzde
12 artışla 125 milyar dolar olduğunu bildiriyor. Bu
süreçte alternatif pazarlara yönelme konusunda
önemli aşamalar kaydettiklerini ifade eden
Büyükekşi, “En büyük ihraç pazarımız olan AB'ye
ihracatımız yılın ilk 10 ayında yüzde 9 azaldı ve pazar payımız yüzde 38.2'ye indi. Bu azalmaya karşın
ihracatçılarımız krizi fırsata çevirmede başarı sağladılar. Pazar çeşitlendirmesinde sağladığımız başarı ile birlikte yılın ilk 10 ayında Afrika'ya ihracatımız yüzde 29, Amerika'ya ihracatımız yüzde 26,
56
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
Ortadoğu'ya ihracatımız yüzde 13
yükseldi” ifadesini kullanıyor. Türkiye
ekonomisinin, dünya ekonomilerindeki resesyona rağmen yılın ilk yarısında yüzde 3.1 büyüdüğünü,
Türkiye'ye yılın ilk 8 ayında 10.1
milyar dolar uluslararası doğrudan
yatırım
geldiğini
hatırlatan
Büyükekşi, “Türkiye büyük bir ekonomik dinamizm yakaladı. İstikrarlı
büyümeyi, istihdam artışı ile destekledi. Türkiye finansal, ekonomik ve
turistik bir çekim merkezi haline
geldi. Bu başarı, nihayetinde yatırım
notumuza da yansıdı. Türkiye'nin
notu yatırım yapılabilir seviyeye çıkarıldı” diyor. 2013'te Türkiye ekonomisinin büyümeye devam edeceğine
inandıklarını ifade eden Büyükekşi,
ekonomi ve ihracatın çok daha iyi bir
noktaya gittiğini, Türkiye'nin ihracat
sayesinde büyümeye devam edeceğini, OVP'de belirlenen yüzde 4 büyüme rakamını rahat bir şekilde yakalayacaklarına inandıklarını, bu başarı ile birlikte önümüzdeki yıl diğer iki
büyük derecelendirme kuruluşundan da yeni not artırımları bekledik-
lerini kaydediyor.
TİM Başkanı Büyükekşi, 2013'te
Türkiye'nin OVP hedefleri paralelinde yüzde 4 büyüyeceğine, ihracatın
ise 158 milyar dolar civarında gerçekleşeceğine inandıklarını dile getirerek, “Eğer Avrupa pazarında hızlı bir
toparlanma görebilirsek bu rakamın
üzerine kolay bir şekilde çıkabiliriz"
dedi. Pazar çeşitlendirmesine önümüzdeki yıl da devam edeceklerini
bildiren Büyükekşi, alternatif pazarlardaki hızlı büyümelerini sürdüreceklerine inandıklarını da vurguluyor.
DEİK İCRA KURULU BAŞKANI RONA
YIRCALI: TÜRKİYE, OLUMLU YÖNDE
AYRIŞMAYA DEVAM EDECEK
DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona
Yırcalı da, küresel ekonominin bu yıl
alışılmışın ötesinde çalkantılı bir geçiş dönemindeyken Türkiye ekono-
misinin direncini ve özgüvenini korumaya devam ettiğini, 2010 ve 2011'deki rekor büyüme performansının arkasından Türkiye'nin gelişmiş ve ge-
lişmekte olan ekonomilerdeki yavaşlamaya paralel daha yavaş bir
büyüme performansı sergilediğini
belirtiyor. Yırcalı, “Önemli ihracat
pazarlarımızda ve gelişmiş ekonomilerdeki küçülmeye, komşu coğrafyalarda artan jeopolitik risklere rağmen
Türkiye bu yıl belirsizlik döneminde
kalkınma ve ekonomik büyümeyi
başaran bir ülke olarak cazibesini arttırmaya devam etti" diyor. 2012'nin ilk
yarısında büyüme performansındaki
daralmaya rağmen öncü göstergelerin, Türk ekonomisinin OVP'de öngörülen 3.2'lik büyümeye ulaşılabileceğine işaret ettiğini belirten Yırcalı,
ülke notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkarılmasının önümüzdeki
yıl faiz ve sermaye girişi beklentilerini olumlu etkileyeceğini vurguluyor.
Yırcalı, “Türkiye, ihracatını arttırmaya devam eden, küresel sermaye için
cazibesini arttıran gelişmiş ekonomilerdeki ve birçok gelişmekte olan
ekonomilerdeki daralmaya rağmen
isabetli para politikaları ve maliye politikaları ile küresel ekonomideki
belirsizliklerden olumlu yönde ayrışmaya devam edecek” görüşünü dile
getiriyor.
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
57
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
ASKON BAŞKANI MUSTAFA KOCA:
ÖNÜMÜZDEKİ YIL, 2012'DEN
DAHA İYİ OLACAK
Anadolu Aslanları İşadamları
Derneği (ASKON) Genel Başkanı
Mustafa Koca, 2001'deki kriz, sonrasında gelen yapısal değişiklikler ve bunun ardından da tek parti iktidarının
Türkiye ekonomisi açısından şimdiki krize karşı koruyucu bir görev ifa
ettiğini düşündüklerini söylüyor.
Alınan tedbirler ve siyasi istikrarın
meseleyi iyi bir noktaya getirdiğini belirten Koca, Türkiye'nin son 10 yılda
bazı alanlarda ekonomi bilimini şaşırtan uygulamalara konu olduğunu,
‘ekonomi büyürken enflasyon düşmez’ ile ‘ekonomi küçülürken işsizlik düşmez’ kurallarının Türkiye'de
değiştiğini, bunların gerçekleştiğini
gördüklerini kaydediyor. “Şimdi makro tablolar açısından genellikle iyi durumdayız” diyen Koca, cari açık gibi
temel bir sorun bulunduğunu, bu
konuda ciddi mesafe alınamadığını,
cari açığın halen yapısal sorunlara
bağlı olarak risk üretmeye devam ettiğini ifade ediyor.
2013'TE SİYASAL SORUNLAR ÖN PLANA ÇIKACAK
2013'ün Türkiye için biraz siyasal
sorunların ön plana çıkacağı bir yıl
olacağına işaret eden Koca, şu görüşleri dile getiriyor: “Birden fazla seçimin yapılacağı bir dönemin arifesi
özelliği var. Halen içinde bulunduğumuz bir kısım siyasal sorunları da çözmedik. Buna ülke içi terör sorunu veya Kürt sorunu diyelim. Komşumuz
Suriye ile ilgili sorunu ekleyelim.
Bunlar bizim için ciddi handikaplar...
Siyasal sorunlar açısından stabil bir
dönem olabilseydi bizim açımızdan
ekonomik olarak ciddi anlamda bir
ufuk gözüküyordu. Şimdi daha tedbirli konuşmak durumundayız. Ancak
her şeye rağmen gördüğümüz man-
58
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
Avrupa da eski haline gelirse bizim
için durum daha iyi olacak. Avrupa
için 2013'ün bu yıla göre daha iyi olacağını varsayıyoruz."
zara şudur; önümüzdeki yıl, 2012'den
daha iyi olacak. Türkiye, bu süreçte
önemli bir handikapı aşabileceğini
kendine ispatladı. İhracat konusunda adeta Avrupa'ya kilitlenmiş bir durumumuz vardı. Sanki başka tarafa
ihracat yapmamız imkansızmış gibi
bir psikolojik baskı da oluşmuştu.
Zira uzun zaman tüm ihracatımızın
yarıdan fazlasını bu bölgeye yapıyorduk. Orada bir kriz olunca da bize etkisi dramatik oluyordu. Şimdi bu
bariyer yıkıldı. Avrupa'ya ihracatımız
yüzde 55'lerden yüzde 40'lara düştü.
Ancak genel ihracat rakamlarımız
düşmedi. Artık 150 milyar doları aşkın ihracat yapıyoruz ve bunun içinde AB'nin payı eskisi gibi değil.
ENDÜSTRİYEL ÜRETİM
AĞI BİZİ LİDERLİĞE
TAŞIYABİLİR
Artık ekonomiye yeni bir şekil
verme zamanının geldiğini ifade
eden Koca, “Bize bölgesel liderlik rolünü vermeye başlayan bir maşeri vicdan var. Bu rolü ister istemez üstleneceğiz. Ama bunu sadece siyasal
olarak kavramak ve öylece yürütmek
mümkün değil. Öncelikle ekonomik
olarak buna sahip olmak gerekir.
Yani ekonomiyi yeniden dizayn ederken artık ciddi anlamda bölgesel entegrasyon temelli bir çabanın içine
girmek gerekir. Stratejik ve Ar-Ge'ye
bağlı üretim mekanizmaları bizim
kontrolümüzde olmak suretiyle oluşturacağımız endüstriyel üretim ağı bizi gerçekten liderliğe taşıyabilir” diyor. Bölge imkanlarının işbirliğine elverişli olduğunu, Türkiye'nin farklı
başlıklarda farklı potansiyelleri bulunduğunu belirten Koca, bunları kendi çerçevelerinde eşleştirmeleri halinde ciddi bir üretim ve yatırım hinterlandı oluşturabileceklerini, bunun
ardından da istihdamın geleceğini
söylüyor. Koca, bölgesel işbirliğinin
liderliğini gerçekleştirmeleri halinde
yatırım için gerekli finans kaynağının
daha rahat bulunacağını ifade ederek,
dengeli ekonomilerde özel sektörün
kamudaki gelişmelerden çok farklı
gelişebileceğini düşünmenin yanlış ve
Türkiye'nin bir süredir bu tarz ekonomiye yakın olduğunu, kamu dengelerindeki tutarlılığın sürmesi halinde özel sektörün durumunun da
benzer özellik arz edeceğini söylüyor.
TÜMSİAD BAŞKANI HASAN SERT:
2012'DEKİ GİBİ EKONOMİ ILIMLI BİR
BÜYÜME GÖSTERECEK
Tüm Sanayici ve İşadamları
Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkan
Hasan Sert de işsizliğin bugün özellikle gelişmiş ekonomilerde önemli
bir sorun olarak çözüm bulmayı beklerken Türkiye'de yüzde 8'leri görmesinin sevindirici olduğunu ifade ederek, 2012'de yüzde 8 ile 8.5 bandı arasında olan işsizliğin, beklentilerini
karşılayacağını, 2013'te ise daha da
düşeceği konusunda umutlu olduklarını söylüyor. Sert, Türkiye'nin kredi
notunun artmasının, gelecek yatırımlarla beraber istihdamı da olumlu etkileyeceğini bildiriyor. Daralan
dünya ekonomisine rağmen yaptığı
ılımlı iniş ile büyüme kaydeden
Türkiye'nin geçen yıl da örnek ülke
olduğunu, Türkiye'nin, bütün gözlerin üzerinde olduğu bir dönemde yumuşak inişi başardığını ifade eden
Sert, TÜMSİAD olarak, 2012'de büyüme hızının yüzde 3.5 civarında
olacağını düşündüklerini, önümüzdeki yıl, yine 2012'deki gibi ekonominin
ılımlı bir büyüme göstereceğini, ancak OVP'de belirtilen yüzde 4 öngörüsünün üstünde olacağı kanaatini taşıdıklarını kaydediyor. 2023'teki 500
milyar dolarlık hedef düşünüldüğünde 2012'nin ihracatçılar açısından
çok başarılı geçmediğini, yılın 11
ayındaki 139.4 milyar dolarlık raka-
turizm ve döviz getiren diğer hizmet
sektörlerinde yeni stratejilerin geliştirilmesi, ihracatı artırmaya yönelik
yapılan reform ve yatırımlar, Ar-Ge
ve inovasyona yapılan yatırımların
uzun vadede cari açığı düşüreceğine
inandıklarını dile getiren Sert,
OVP'de açıklanan 58.7 milyar dolarlık 2012 cari açık rakamını makul bulduklarını, önümüzdeki yıl da düşme
eğiliminde olacağına inandıklarını
ifade ediyor.
mın 2023 hedefi için yeterli gözükmediğini savunan Sert, ihracat artışı
konusunda özellikle fiyat istikrarının
şart olduğunu, bankaların bu konuda ihracatçıya desteğinin büyük önem
taşıdığını vurguluyor. Özellikle kredi konusunda, üretim yapan ve ürettiğini ihraç edecek olan KOBİ'lerin
fonlara ulaşmada sıkıntı yaşadıkları
şikayetinin hep gündemde olduğuna
işaret eden Sert, faiz dışı yapılan
masraflarda da henüz istenilen noktaya gelinmediğini savundu. Sanayi,
ENFLASYON 2013'TE
YÜZDE 5'İN ALTINA
İNECEK
Hasan Sert, TÜMSİAD olarak,
enflasyonun 2012 sonunda yüzde 7,
önümüzdeki yıl ise yüzde 5'in altına
ineceğini düşündüklerini bildiriyor.
Özellikle Güney Doğu Anadolu ve
diğer birçok bölgede yatırımcıya ciddi avantajlar sağlayan teşvikler, son
dönemde gelen kredi notu artışı,
ekonomik ve siyasi alanda gerçekleştirilen reformların (TTK gibi)
Türkiye'ye gelen yatırımlarda artış
sağlayacağını kaydeden Sert, bu artışın istihdam ve üretimi de olumlu
yönde etkileyeceğini vurguladı.
Türkiye'nin ekonomik anlamda başarıları tek vücut olarak yakaladığını belirten Sert, şunları kaydediyor: “Birlik
içerisinde devlet, hükümet, siyasetçi,
işadamı, akademisyen, herkesin gelen başarılarda emeği var. Birlik,
beraberlik, paylaşma, adalet, hak,
hukuk gibi kavramların iyi anlaşıldığı her ortamda ekonomik, siyasi,
sosyal her anlamda başarı yakalanır.
Biz 2013 Türkiye’sinden de çok
umutluyuz, 2023 Türkiye’sinden de…
Şu an ülkemizde bir istikrar söz konusu. İşadamları olarak doğru yönetim ve istikrardan yanayız.”
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
59
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
İAÜ MÜTEVELLİ HEYET BAŞKANI
DR. MUSTAFA AYDIN: ÜRETEN TÜRKİYE
DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLACAK!
İstanbul Aydın Üniversitesi
Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa
Aydın, 2012 yılında Türkiye ekonomisi hakkında yorum yapmak için öncelikle rakamlardan bahsetmek gerektiğini ve yorumu en sona bırakmanın daha doğru bir yöntem olacağını ifade ediyor. Dr. Aydın,
“Rakamlara bakılırsa 2012 yılında
ekonomide bir büyüme var. IMF bu
yılki büyüme rakamımızı yüzde 2,4
olarak tahmin etmiş olsa da veriler ve
genel kanı büyümenin yüzde 3’ten az
ancak bu rakama yakın bir değer olacağını gösteriyor. 2012 yılında özellikle iç piyasa, ekonomideki büyümeyi tahmin edilen kadar hissetmemiş
olabilir. Çünkü 2012 yılında yaşanan
büyüme ağırlıklı olarak ihracat artışından kaynaklanmıştır. İç talepte
hedeflenen canlılığın 2012 yılında
gerçekleşmediğini söylemek mümkün. Bir diğer anlamda ekonomimizi büyüten iç talep değil ağırlıklı ola-
rak dış talep olmuştur. İç talepteki yavaşlama üreticiyi dış pazarlara yönlendirmiştir. Dış pazara yönlenen
girişimci ve yatırımcılar ekonomiyi
büyüten ihracat artışını sağlamıştır ki
bunu cari açıktaki düşüşten de gözlemleyebiliyoruz. Üretim tarafında
gözlemlenen; üreticiler ekonomiye
güvenerek üretmeye devam etmişler
ve üretim artış göstermiş ancak iç talepte hedeflenenin gerçekleşmemesi üretilen miktarın stok rakamlarına
yansımasına sebep olmuştur. Bir başka deyişle üretim yapılmış ancak
karşılığında beklenen talep oluşmadığı için üretimin bir kısmı ciroya değil stok rakamlarına yansıtılmıştır”
ifadesini kullanıyor.
İŞSİZLİK RAKAMLARI
MORALLERİ BOZDU
İşsizlik rakamlarına bakıldığında
işsizlik rakamlarının 2012 Haziran
ayına kadar yüzde 8’e kadar gerilediğini ancak Eylül ayında yüzde 9’lara
kadar çıkmasının biraz moralleri
bozduğunu kaydeden İAÜ Mütevelli
Heyet Başkanı Dr. Aydın, “Bu duruma temel neden büyümenin beklenenden düşük gerçekleşmesidir. Sene
başında yüzde 4 olarak hedeflenen
büyüme yüzde 3,2’ye çekildi. Şimdi
ise büyümenin yüzde 3’ün altında kalacağı düşünülüyor. Bu durum doğal
olarak istihdamı yavaşlatıyor.
Hedeflenen enflasyon yüzde 6,5 iken
revize edilmiş ve enflasyon beklentisi yüzde 7,2’ye yükseltilmiştir. Artan
enerji maliyetlerinin enflasyonun
yükselmesinde en önemli rolü oynadığı söylenebilir. Merkez Bankası’nın
döviz rezervlerinin 125 milyar dolara yükselmesi 2012 yılında yabancı yatırımcının Türkiye ekonomisine olan
güveninin artarak devam ettiğini
gösteriyor. Kredi maliyetlerinde bü-
60
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
yük rol oynayan derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar 2012 yılında iyileşmeye devam etmiştir.
Derecelendirme kuruluşlarının notları olumlu devam ederse kredi maliyetleri orta vadede daha da düşecek.
Yine iç ve dış yatırımcıların ekonomiye olan güvenini yineleyen bir durum; 2012 yılında faizlerin düşmeye
devam etmesi olarak yorumlanabilir.
Türkiye ekonomisinin kronik problemi olarak anılan cari açığın 68 milyar dolardan 55 milyar dolara gerileyeceğinin ön görülmesi önemli gelişmeler arasında. Son olarak borçlanma oranımızın uluslararası kriterlere uygun olarak 2008 sonrası kriz süresi boyunca riskli rakamlara erişmemiş olması sevindirici” diyor. Dr.
Aydın, 2012 yılında borçlanmanın gelire oranının yüzde 40 olarak devam
ettiğinin de altını özenle çiziyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
DAHA DERİNLİKLİ VE
DAHA İSTİKRARLI
Dr. Aydın, “Rakamlara bakılarak
kısaca yorumlamak gerekirse Türkiye
ekonomisi geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında daha derinlikli finansal
piyasalara ve dolayısıyla daha istikrarlı bir ekonomiye sahip. Bunu yabancı yatırımcının güvenini gösteren
döviz rezervlerinin artmasına, faizlerin düşmesine ve büyüyen ekonomiye bakarak da söylemek mümkün.
Dünya ekonomilerine paralel olarak
bizim ekonomimizde de dalgalanmalar yaşanıyor. Buna karşılık yaşanan
dalgalanmaların sapmaları tek haneli rakamlarda olması sevindirici.
Elbette daha iyiye gitmelidir ancak
2012 yılında yaşanan gerek siyasi
gerekse iktisadi krizler tüm dünyayı
olumsuz etkilemiştir. Buna karşılık
ekonomimizde yaşanan dalgalanmaların boyutu kontrol altında tutulabildiği bir gerçek. Özellikle borçlanma
oranları büyük bir hızla artmaya devam eden ve devam edeceği de beklenen gelişmiş ekonomiler karşısında borçlarımızın gelirimize oranının değişmemesi ayrıca önem arz ediyor” diyor.
“Rakamlara bakılırsa 2012 yılında ekonomide bir büyüme var.
IMF bu yılki büyüme rakamımızı yüzde 2,4 olarak tahmin etmiş olsa
da veriler ve genel kanı büyümenin yüzde 3’ten az ancak bu rakama yakın bir değer olacağını gösteriyor.”
BÜYÜMENİN YETERLİLİĞİ
RÖLATİVİST BİR KAVRAM
Büyümenin yeterliliğinin oldukça göreceli (rölativist) bir kavram olduğunu dile getiren Dr. Aydın, büyümenin ülkeden ülkeye değişeceği gibi dönemden döneme de farklılık
gösterebileceğini ifade ediyor. Dr.
Aydın, “Örneğin Türkiye’yi diğer
gelişen ekonomilerle karşılaştırırsak; Türkiye ekonomisi yüzde 3’e yakın büyürken, Latin Amerika ülkeleri benzer bir oranla yüzde 3,2 büyümüştür. Buna karşılık Asya piyasaları
iki kattan fazla bir oranla yüzde 6,7
büyümüştür. Tabi ki her insan ülkesinin en çok ve en hızlı büyüyen ülke olmasını ister ancak büyümenin
rakamından ziyade ne kadar istikrarlı olduğu da önemlidir. Geçmiş yıllarda tecrübe ettiğimiz gibi yüksek büyümelerin ardından birkaç yıl içinde
tüm kazanımlarımızı kaybedebiliyoruz. Şu an yaşadığımız büyüme istikrarlı bir büyüme ise küçümsenecek
bir rakam olmadığını söylemek mümkün” diyor. Komşularımızda yaşanan
siyasal gelişmelerin bazı alanlardan
olumlu görünse de birçok açıdan
ekonomimizi olumsuz etkilediğini
ifade eden Dr. Aydın, “Savaş her boyutuyla insanın istemeyeceği bir durumdur ve ekonomik faturaları da
çok ağırdır. Komşularımızdaki otorite boşluğu piyasanın ve/veya üretimin
oluşmasını engelliyor. Tekstil ve gıda gibi bölgenin ihtiyacı önemli oranda Türk üreticileri tarafından karşılanıyor. O bölgelerde yaşayan halk bizim ürünlerimizi satın almak zorunda kalabiliyor. Bu haliyle olumlu görünse de söz konusu durum ekonomimizde kısa vadeli ve yüzeysel bir
canlılık yaratıyor. Komşularımızda
demokrasinin işletilmesi ve piyasa
mekanizmasının çalıştırılması çok
önemli. Orta ve uzun vadede her ülke açısından kaos ortamının sona ermesi gerek. Unutulmaması gereken
bir nokta var ki komşularımızdaki in-
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
61
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
sanlar şuan çalışamadıkları için tükettikleri mal ve hizmetlerin bedellerini tasarruflarından karşılıyorlar” diyor. Savaş ve kargaşanın bitmezse ve
insanlar işlerine dönemezlerse; tasarruflarının zamanla tükenebileceğine
dikkat çeken Dr. Aydın, bu ülkelerin
tekrar belirli bir seviyeye gelmelerinin zaman alacağını, bu durumun da
orta ve uzun vadede Türkiye’nin isteyeceği bir durum olmayacağını
vurguluyor.
2013 HEDEFLERİNDE
BÜYÜK SAPMALAR
YAŞANMAYACAK!
Dr. Aydın, “2013 yılı sadece ekonomik açıdan düşünüldüğünde hedeflerin yine büyük sapmalar yapmayacağını düşünüyorum. Ancak komşu ülkelerimizdeki siyasi durumlar bu
rakamları önemli oranda etkileyeceği için tek başına ekonomik tahminler yapmak oldukça güç. Bölgede son
zamanlarda yaşanan gelişmelere bakıldığında dünyanın gözünün bu bölgeye çevrildiğini görmek mümkün.
Ekonomiyi siyasal gelişmelerden
arındırarak düşünürsek 2013 yılında
yüzde 3,5, yüzde 4 civarında olacağını ön görmek mümkün. Tedbirler
özelleştirmeler bu rakama göre planlanıp uygulanmaya konulmuş durumda. Enflasyonun da yine hedeflenen çerçevede yüzde 5-6 arası olacağını söylemek mümkün” diyor.
2013 yılı için özellikle büyüme hedefinin yüzde 4 olduğunu ve bunun
uzak bir hedef olarak görülmediğini
dile getiren Dr. Aydın, “2014 ve
2015 yılının büyüme hedefinin yüzde
5 olduğu da göz önüne alınırsa bu büyüme hedefinin çok altında kalacağını söylemek zor. Yüzde 4 hedef gerçekçi bir hedeftir, ben de bu rakama
yakın olacağını düşünüyorum.
Yapılan özelleştirmeler yerli ve yabancı yatırımcıyı teşvik eden alt yapının daha da hızlandırılması halinde Türkiye, gelişen ekonomilerin aldığı yatırım dolayısıyla büyüme hızını yakalayabilir. Hızlı büyümenin
dikkat edilmesi gereken bir maliyeti olan enflasyon önümüzdeki yıl
62
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
ciddi sapmalar yaşayabilir. Stokların
artmış olması aslında enflasyonu
baskı altında tutan bir unsur. Bu sebeple 2013’ün ilk çeyreğine enflasyon
açısından rahat geçeceğini düşünüyorum. Yüksek arz fiyatları baskı altında tutacak. Buna karşılık 2013’ün
ikinci ve üçüncü çeyreği enflasyon açısından riskli dönemler olabilir. Artan
maliyetler fiyatlara karlı bir marjla
yansıtılırsa gelecek senenin en çok
sapma gösterecek verisi enflasyon rakamları olabilir. Yatırımlar ve istihdam açısından 2013’ün ikinci çeyreğinde özellikle istihdam için riskli dönemler olabilir. Her ne kadar büyük
bir sapma olmasa da düşük oranlarda da olsa işsizlikte artış gözlemlenebilir. 2013’ün üçüncü çeyreğine girildiğinde istihdam artış gösterebilirse
2014’e daha moralli girileceği ve ge-
lişen ekonomiler içerisinde daha çok
dikkat çeken bir ülke konumuna gelineceğini söylemek mümkün. Dünya
ekonomilerinin toplam hâsılasının
yaklaşık 77 trilyon dolar olduğu göz
önüne alınırsa ABD, dünya hâsılasının yaklaşık yüzde 20’sini yani 15 trilyon dolarını tek başına üretiyor.
Buna karşılık Avrupa 16 trilyon dolar üretiyor. Türkiye dünyanın yüzde
1’ini yaklaşık 750 milyar dolar üretiyor. Daha çok söz sahibi olabilmek
için daha çok üretmesi gerekiyor.
İtalya, şu anda yılda yaklaşık 1,9 trilyon dolar üreterek dünyada söz sahibi önemli ülkeler arasında yer alıyor” diyor. Dr. Aydın, kısa sürede 750
milyar dolar üretebilen Türkiye ekonomisinin orta vadede bu hedefi
gerçekleştirmesinin zor olmadığını
düşündüğünü belirtiyor.
DOSYA / 2013 BEKLENTİLERİ
GYİAD BAŞKANI BURCU AKDARI TOPRAK:
KÜRESEL EKONOMİK BEKLENTİLER VE
SİYASİ GELİŞMELER BELİRLEYİCİ OLACAK
Genç Yönetici ve İşadamları
Derneği (GYİAD) Başkanı Burcu
Akdarı Toprak ise, ekonomide finansal istikrarsızlık yaratabileceği öngörülen cari açık ve enflasyonun
kontrol altına alındığını, yıl sonunda
cari açığın 60 milyar dolar, enflasyonun ise yüzde 7.5 seviyesinde olacağını belirterek, söz konusu iki riskin
iyi yönetilmiş olmakla birlikte ekonomideki yavaşlama ve özellikle iç piyasadaki durgunluğun beklentilerin
üzerinde bulunduğunu söylüyor.
Toprak, konut, otomotiv, dayanıklı tüketim malları ve perakende satışların
geçen yılın altında kaldığını, iç pazarın beklentilerin altında yavaşlayarak
daraldığını, ihacatta da otomotiv,
tekstil, hazır giyim gibi daha çok
Avrupa pazarına bağlı sektörlerde gerilemeler yaşandığını, Suriye ve
Güneydoğu'daki terör olaylarının ise
bu bölgelerden yapılan ihracatı olumsuz etkilediğini anlatıyor. Türkiye
ekonomisinin küresel ve bölgesel
ekonomik ve siyasi gelişmelerden
fazlasıyla etkilendiğini dile getiren
Toprak, “Bu çerçevede 2013'te küresel ekonomik beklentiler ile bölge-
mizdeki siyasi gelişmeler belirleyici
olacak. Önümüzdeki yıl dünya ekonomisinde ABD'deki mali uçurum ve
buna bağlı resesyon endişesi,
Avrupa'da borç sorunu ve çok zayıf
büyüme ile Çin ve diğer gelişen ülkelerde zayıflayan iktisadi faaliyetler
önemli riskler arasında. Bölgemizde
ise Suriye sorunu, İran'a uygulanan
ambargo ve olası bir müdahale ile
Irak'ta istikrarın korunması konuları yakından izlenecek. Bu riskler çerçevesinde Türkiye ekonomisi, 2013 yılına dış ekonomik ve siyasi şoklara
karşı hazırlıklı olarak temkinli ve
kontrollü bir büyüme hedefi ile giriyor. Ekonomi yönetiminin seçim yıllarına giriliyor olmakla birlikte mali disiplini sürdüreceği, cari açık ve enflasyonu kontrol altında tutacağı ve
iç talepte de aşırı bir canlanmaya izin
vermeyeceği tahmin ediliyor” diyor.
Türkiye'nin 2012'yi ekonomide bir
dengelenme ve soluklanma yılı olarak tamamladığını, 2013'ün ise bu
dengelenme ve soluklanma üzerine
daha istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin başlayacağı yıl olacağını belirten Toprak, önümüzdeki
yıl ekonomide finansal istikrarsızlık
riskleri azalırken üretim, yatırım ve
istihdam alanında 2012'ye göre daha
yüksek büyümeler gerçekleşeceğini,
iç piyasada göreceli bir hareketlenme
ve 2012'nin üzerinde satışlar beklenmesi gerektiğini, işsizliğin de azalacağının altını çiziyor.
DÖRDÜNCÜ ÇEYREK BÜYÜME RAKAMI
MERKEZ BANKASI İÇİN BÜYÜK TEST OLACAK
Yeliz Karabulut/ İntegral
Menkul Değerler, Araştırma
Departmanı, Analist
64
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
Cari açık 10 ayda geçen seneye göre yüzde 36 düştü ve 2012 Ocak-Ekim
döneminde 41.1 milyar dolar oldu.
2011 Ocak-Ekim arasında ise cari açık
65 milyar dolardı. Yıllıklandırılmış cari açık ise 55 milyar dolara geriledi. Eğer
son iki ayda cari açık ortalama 3 milyar
dolar olursa, yılsonunu 47 milyar dolar
olarak kapatabilir. Böylelikle, geçen
sene 77 Milyar Dolar olan cari açık yüzde 39 düşmüş olur. Cari açık yeterince
düştü. Olumlu fakat büyümede sancılı
bir dönemden geçiyoruz. 3’üncü çeyrekte yüzde 2,6 büyüme beklentisi varken,
TAV HAVALİMANLARI İCRA KURULU
BAŞKANI SANİ ŞENER:
2013’TEN SON DERECE UMUTLUYUZ
büyüme sadece yüzde 1,6 olarak gerçekleşti. İlk çeyrekte yüzde 3,37 büyüme
gerçekleştiren ekonomide, ikinci çeyrekte yüzde 3,01, 3’üncü çeyrekte 1,63 büyüme kaydedildi. 4’üncü çeyrekte ortalama yüzde 4,8 büyüme kaydedilirse,
2012 büyüme hedefi olan yüzde 3,2 yakalanabilir ki bu da çok zor görünüyor.
Ekonomi yönetimi faiz indirme konusunda oldukça istekli. Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarının
açıklanmasının ardından Merkez
Bankası'na, “Faiz indirimi yapmaktan
korkma” diyerek seslenmişti.
TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı
Sani Şener, 2012 yılı son çeyreğinde belirli bir
yumuşak iniş olduğunu ifade ediyor. Şener,
2013 yılında Türkiye ekonomisinin olumlu olacağına inandıklarını belirterek, “2013 yılında
Türkiye ekonomisinin olumlu seyrinin devam etmesini bekliyoruz. Özellikle 2012 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye’nin beklenen ‘yumuşak inişi’ gerçekleştireceği ortaya
çıkmış durumda. Buna paralel olarak bu yılı
yüzde 3-yüzde 3.5 büyümeyle bitireceğimizi düşünüyoruz. Gelecek yıl için ise orta vadeli program ve OECD’nin beklentisine paralel olarak
yüzde 4’lük bir büyüme bekliyoruz. Bu büyümeyi gerçekleştirirken, yılsonu enflasyonun orta vadeli programda hedeflenen yüzde 5,3’ün
ve OECD’nin beklentisi olan yüzde 6,9’un üzerinde yüzde 7 civarında gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Cari işlemler dengesi tarafında hükümetin Orta Vadeli Programı’na (OVP) paralel olarak yaklaşık 60 milyar dolarlık bir açık
beklentimiz var. Düşen faiz ortamında,
Türkiye’nin artık yatırım yapılabilir rating’e sahip olduğu da göz önünde bulundurularak, borsadaki yatırımcıların kullandıkları iskonto
oranlarında indirime gidecekleri ve dolayısıyla şirket değerlerinin artmasıyla, borsanın cazip bir yatırım aracı olacağını düşünüyoruz” ifadesini kullanıyor.
BAŞÇI: EKONOMİ BEKLE
GÖR POLİTİKASI İZLİYOR
Merkez Bankası Başkanı Erdem
Başçı, faiz indirimi konusundaki eleştirilere, “Borçlanma faizi yüzde 9’un
üzerinde bile seyrederken, yüzde
5,6’a düşürülmesini sağladık.
Temmuz itibarıyla atılan adımlar yılın son çeyreğinde etkisini gösteriyor.
Merkez Bankası’nın Temmuz itibarıyla attığı adımların etkilerini 4’üncü çeyrekte göreceğiz” şeklinde yanıt verdi. Bu açıklama ile 4’üncü
çeyrek büyüme rakamı Merkez
Bankası için büyük bir test olacak.
Merkez Bankası Başkanı Erdem
Başçı, Reel Efektif Döviz Kur
Endeksi’nin 130 seviyesinin altında
kalması nedeniyle, “Ek politika tedbirlerine ihtiyaç yok, Reel Efektif
Döviz Kuru 130’a yaklaştıkça yumuşatıcı tedbirler alalım” dedi. Başçı
böyle bir durumda politika faizinde
ve gecelik borçlanma faizinde ölçülü bir indirimin buradaki değer kazancını yumuşatmak açısından şu
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı
aşamada yeterli olabileceği görüşünde. Yani Reel Efektif Döviz Kuru
119 seviyesindeyken faiz indirimi piyasalar tarafından beklenmiyor ama
Merkez Bankasından karmaşık mesajlar gelmeye devam ediyor.
EKOV‹TR‹N OCAK 2013
65
Download