فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اّللٰه ِ لِنْتَ لَهُمْْۚ وَلَوْ كُنْتَ فَظٰ ا غ

advertisement
İSLAM'DA İSTİŞARE VE CUMHURİYET
Ebu Hüreyre ÖZDEMİR
ِ ٰ ‫َف ِبمَ ا َرحْمَ ٍة ِمنَ ه‬
‫ْت َفظٰا‬
َ ‫ْت لَ ُه ْم ْۚ َولَ ْو كُن‬
َ ‫اّلل لِن‬
َ ‫َغ ۪لي‬
ُ ‫ك َفاع‬
‫ْف َع ْن ُه ْم‬
َۖ َ ‫ظ الْ َقلْ ِب ََلنْ َف ٰ ُضوا ِمنْ َح ْو ِل‬
‫ْت‬
َ ‫َشا ِو ْر ُه ْم ِفي ْاَلَم ِ ْْۚر َف ِا َذا َع َزم‬
َ ‫وَاسْ تَغ ِْف ْر لَ ُه ْم و‬
ِ ٰ ‫َفتَ َو َٰك ْل َعلَى ه‬
َ‫اّلل ي ُِح ٰ ُب الْ ُمتَ َو ِٰك ۪لين‬
َ ٰ ‫اّللِۜ ِا َٰن ه‬
Muhterem Müslümanlar!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da
Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünü
milletçe heyecanla kutluyoruz.
Bundan 63 yıl önce dört bir yanı
düşmanlarla sarılmış Anadolumuz hain
çizmelerden temizlenmiş, milletimiz yeni
bir idarenin arayışı içerisine girmişti. Bu
arayışın sonunda milli bünyemize en uygun
olarak Cumhuriyet rejimi 29 Ekim 1923'de
benimsenmiştir. Bu adalade bir olay
değildir. Tarih boyunca hür yaşamış ve
yaşayacak olan Türk milletinin hürriyetini
elde edişi ve şahsiyet içinde varlığını dosta
düşmana tanıtışıdır. Cumhuriyet, kurucusu
Atatürk'ün veciz ifadesiyle "bir fazilet
rejimidir."
Cumhuriyet,
cumhur
kelimesinden
gelir. Lügat manası, toplum, millet ve
çoğunluktur. Terim olarak "milletin kendi
kendini idaresi" demektir. İslamiyet, temel
de milleti esas alan, çoğunluğa hitap eden
bir dindir. Her halükarda devlet başkanını
halkından, aile reisini evladü iyalinden
sorumlu tutar. Bu sorumluluk içerisinde
yönetime katılan fertler ve topluluklar
idareleri hakkında fikir ve tenkidlerini ifade
ederler. Cumhuriyetin asıl manası bu demek
olduğundan asıl demokrasi ve cumhuriyet
İslam'dadır
denilebilir.
Başta
Hz.
Peygamberimizin
(s.a.s.)
ashabına
danışmaları, Hulafaı Raşidin olarak bilinen
dört halifelerin idaresi bizzat İslam'daki
demokrasi ve cumhuriyet hayatına örnektir.
Cumhuriyetin esası olan milletin tenkit
hakkını kullanmasına misal, camideki bir
bedevinin halife Hz. Ömere (r.a.)
"Gerektiğinde
biz
seni
kılıcımızla
doğrulturuz" diyebilmesidir. Bir diğer
önemli örnek ise halifelerin zoraki olarak
üstten değil de, milletin seçim ve oylarıyla
işbaşına geçmiş olmalarıdır. Gerçekte
İslamiyet, babadan oğula geçiş sistemi olan
bir idare sistemini asla kabul ve tavsiye
etmemiştir.
Aziz Cemaat!
Cumhuriyetin
temeli
ve
ruhu
danışmadır. İslam'da buna istişare ve
meşveret denilir. Bu konuda Cenabı Hak,
Kuranı Kerim'de "İş hususunda onlarla
istişare et. Fakat karar verdin mi, artık
Allah'a güven. Doğrusu Allah, kendine
güvenenleri sever" (1) buyurmaktadır.
Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.s.), Bedir Savaşında esirlerin fidye
karşılığı salıverilmesinde, Uhud Savaşında
şehrin
dışarıdan
savunulmasında,
Medine'nin girişine hendek kazılmasında
çevresi ile istişare etmiştir.
Tabiri caiz ise, İslam'da bir meşveret,
bir danışma meclisi kurulmuştur. Zaten
Asrı Saadet tamamiyle bir meşverete,
devletin milletin bağlılığına bir misaldir. İlk
halife Hz.Ebu Bekir (r.a.) başa geçtiği
zaman hazır bulunanlara şu cümleleri
söylemiştir: "Ey İnsanlar: İçinizde en
yeterliniz olmadığım halde halifeniz oldum.
İyi hareket edersem bana yardım ediniz.
Yanılırsam doğrultunuz. Yanımda zayıf ve
kuvvetli
eşittir.
Herkese
tarafsız
davranacağım". (2) Bu eşitlik ve tarafsızlık
ise bizzat cumhuriyetin ve demokrasinin
temelidir.
Böyle
olduğu
için
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S)
"Allah'a yemin ederim ki, kızım Fatıma
dahi suç işlemiş olsa onu da cezasız
bırakmam" (3) buyurmuşlardır.
***
1) Al-i imran, 159
2) Ibn Hişam, 4/311
3) Buhari, S/97-8/16
Download