Nerede o eski - ŞEHİR e-arşiv

advertisement
Neredeoeski
H ıdrellezler
Dağlara dah demeden
Bülbüller şah demeden
Ver Allahım Muradım
Kurtulam ah demeden
Al şalım yeşil şalım
Dağları dolaşalım
Aramız derya deniz
Biz nasıl kavuşalım
Keten gömlek dize dek
Gel gidelim bize dek
Sarılalım yatalım
İlkbahardan güze dek
-x
•
Elin elimde değil
Kılıç belimde değil
Yara gitmek isterim
Hüküm elimde değil
mü
Tası yok tası yok
Ne viran çeşme İmiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı garip gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok
II
Hıdrellez nedir?
Hıdrellez İslam âleminin her yıl 6 Mayıs
günü kutladığı “ Bahar Bayramadır. Hıdrelle­
zin doğuşu, nereden geldiği konusunda üç
değişik görüş vardır.
İlk görüşe göre ölümsüzlüğe erişmiş olan
Hızır ve llyas peygamberler her yıl 6 Mayıs gü­
nü kırlarda buluşup, baharın gelişini müjde­
lermiş. Hıdrellez iki peygamberin adının
birleşmesinden doğmuş.
Bir başka görüşe göre ise yıllar önce
Araplar, yılın 365 gününü ikiye ayırmışlar. Ya­
rısına "Kasım”, yarısına “Hızır” demişler. Hı­
zır mevsimi 6 Mayıs’ta başlarmış. Hıdrellez,
Arapça da "Hıdr” şeklinde okunan Hızır söz­
cüğünden gelmiştir.
Üçüncü görüşe göre ise, hıdrellez, Zer­
düşt dininden İslam dinine geçmiş. Güneş
kış ayları boyunca bir mağarada saklanır, Ma­
yıs ayının başında da dışarıya çıkarmış. Gü­
neşin çıkışı hıdrellez denen şenliklerle
kutlanırmış.
B A Y R A M YERİ CIBI
Kâğıthane, Çırpıcı Çayırı, Büyükdere, B e yk o z... Gün doğarken başlayan ba­
harı karşılama sevinci, eskiden İstanbul’ un bu züm rüt yeşili alanlarında kut­
lanırdı. Bir bayram mutluluğu gibi olurdu. Horoz şekerleri, kuş lokumları ve
çengiler, baharın müjdecisi Hıdrellez’ in değişmeyen manzaralarıydı.
İslam inancına göre ölümsüzlüğe
erişen Hızır ve İlyas Peygamberler
her yıl 6 Mayıs günü kırlarda bulu­
şurlar. iki Peygamberin adının bir­
leşmesiyle doğan Hıdrellez de Müs
lümanlar arasında "Bahar Bayra­
mı” olarak kutlanıyor. 6 Mayıs ın
yaklaştığı bu günlerde eski gele­
nekleri sürdüren aileler yine kırlar­
da baharı karşılamak İçin hazırlıklar
yapıyorlar. Aile büyükleri ise içleri
burkularak, kendi çocukluklarında­
ki, Hıdrellezleri anımsıyorlar...
fenanmemat
FİGEN AKTAR
A H A R müjdecisi kapımızda... İslam dün­
yasının bahan karşıladığı gün olarak ka­
bul edilen “ Hıdrellez” e iki gün var. 6 Ma­
yıs sabahı eski gelenekleri sürdüren aileler bir bay­
ram sevinci içinde uyanacaklar. Annelerinin, bü­
yükannelerinin oda kapılanna astıklan çiçek ve
yaprak demetleri ile güne ' ‘merhaba’ ’ diyecekler.
Bir gün önceden hazırlanan piknik sepetlerini ala­
rak kırlara çıkacaklar.
Yiyip, içip, gülüp oynayarak bahan karşıla­
yacaklar. Çocuklar, gençler bu coşkunun içinde
gönüllerince eğlenirken anneler, babalar, büyükan-
HIDRELLEZ GELENEKLERİ
Elif üstünde mimler
Bülbül kafeste inler
Benim kalbimde sensin
Senin kalbinde kimler
Gül saksıya dikildi
Sırma saçlar döküldü
Herkes bulmuş bir güzel
.Benim boynum büküldü
Yanacak yanacak
Yandı benim derunum
Nerem kaldı yanacak
Yar ile görüşmemiz
Mahşere mi kalacak
Karanfilim düz beyaz
Ayrı düştük biz bu yaz
Yüzünü göstermezsen
Mektubunu sıkça yaz
Şimşir yaprağın değmez
Hayalin gözden gitmez
Bu gözler seni gördü
Başkasına kâr etmez
■ n
ne ve büyükbabalar hiç şüphesiz içleri burkula­
rak kendi çocukluklarındaki, gençliklerindeki Hıd­
rellezleri anımsayacaklar...
D O LM A LA R , H E L V A L A R
Şimdi İstanbul’da gökyüzünü delecekmişçesi­
ne uzanan binaların araşma sıkışmış küçücük ye­
şil alanlarda, Çevre Yolu’nun iki yanındaki yeşil­
liklerde, çok çok Belgrad Ormanlan’nda kutlanan
Hıdrellez’in kalbi yıllar önce Çırpıcı Çayın’nda,
Kâğıthane’de, Beykoz, Kuşdili, Veliefendi çayır­
larında atardı. Hani şimdi yeşilliğin yerinde yel­
ler esen, ya çöp, ya bina yığını haline dönüşen
alaniarda...
O zamanlar günler öncesinden başlardı Hıd­
rellez hazırlıkları. Bütçeye göre kestaneli, fıstıklı,
üzümlü, zeytinyağh dolmalar sarılıp, börekler ha­
zırlanır, köfteler kızartılırdı. Hıdrellez sofrasında
mutlaka bulunması gereken un veya irmik helva­
ları tencereler dolusu pişirilir, tereyağlı pilavlar ya­
pılırdı.
Sonra ver elini Kâğıthane... Çırpıcı Çayın..
Büyükdere... Beykoz... Gün doğarken başlayaı
bahan karşılama sevinci, güneş tepeye doğru yük
scldikçe coşkuya dönüşür, satacaklar kurulur, iple
atlanır, toplar oynanırdı. Acıkanlar soiuğu Hıd
rellez sofrasının başında alırdı. Dolmalar, börek
ler, pilavlar, tatlılarla donanmış sofralarda neş<
içinde yemekler yenirdi.
KÂĞ ITH ANE E Ğ L E N C E L E R İ
IDRELLEZ’in halk arasında “baha­
rın müjdecisi” olması dışında da
----- özellikleri vardır. Umutlarını hıdrel­
leze bağlayanlar, tıpkı adak adar gibi 5
Mayıs'1 6 Mayıs'a bağlayan gece ve 6 Ma­
yıs günü gerçekleşmesini istedikleri di­
lekleri için dua ederler. Ağaca bez bağla­
maktan, gül dibine para gömmeye kadar
çeşitli şekillerde inançlarını dile getirirler.
işte hıdrellez geleneklerinden bazıları:
H
Hızır ile llyas peygamberlerin kırda buluşup baharı müj­
deledikleri gün olarak bilinen Hıdrellezlerin eski deb­
debesi, sevinci, eğlencesi kalmadı. Ama yine de o gün
gelince kırlar dolup taşıyor. Adım atacak yer kalmıyor.
Yemek yiyenler, çay içenler, ip atlayanlar, salıncakta
sallananlar, şarkı söyleyenler, hepsi iç içe oluyor. Bu
insanlar, Hıdrellez geleneğini hâlâ sürdürenler...
• Zengin olmak isteyenler bir kesenin
dibine para koyup, düğümleyerek, bunu
gül dibine gömerler.
• Genç kızlar dileklerini bir kâğıda ya­
zıp suya atarlar. Su kâğıdı sürüklerse, di­
lek tutacak demektir.
Hastalar şita bulmak için hıdrellez gü­
nü çimenlerin üzerinde yuvarlanırlar. Ay­
rıca hastaların bileğine sarı, gül
fidanlarına ise kırmızı iplik bağlanır. Bir
gün sonra iplikler değiştirilir ve böylelik­
le hastaların iyileşeceğine İnanılır.
• Genç kızlar su dolu çömleklere yü­
zük, düğme ve benzeri eşyaları atarlar. Ağ­
zı yemeniyle bağlanan çömlek ertesi gün
açılır. Bir çocuk elini daldırıp ilk tuttuğu­
nu çeker. Bu arada bir de mani okur.
• Kısmeti çıkmayan kızların başında
o gün kilit açılır ve kısmetinin de bu kilit­
le birlikte açılacağına inanılır.
• Ev sahibi olmak isteyenler 5 Mayıs
gecesi bir gül fidanı dibine çerden, çöp­
ten ev yapıp bırakırlar.
• Evin büyükleri, 6 Mayıs sabahı hiç
kimse uyanmadan odaların kapılarına yap­
raklardan hazırlanmış demetler asarar. Ba­
harın ve işlerinin bereketli olacağına
inanırlar.
• Hıdrellez gecesi ateş yakılır. Bu ate­
şin üzerinden atlayanların dileğinin ger­
çekleşeceğine inanılır.
• Evde bekâr kızı olanlar oyuncak bir
bebeği gelin gibi süsleyerek, bir gece ön­
cesinden ağaç dibine bırakırlar. Bir yıl
içinde kısmeti açılır.
Hele Kâğıthane’deki Hıdrellez bir başka gö
kemli olurdu. Haliç İskelesi’nden kiralanan kayıl
lara binenler önce Sâdâbad’da salınan güzellen
edası ile dolaşırlardı derede. Kıyıda ise başka b
eğlence yaşanırdı. Horoz şekerinden, kuşlokumı
na kadar her çeşit yiyeceği satan seyyar satıcıla
fal bakan çingeneler, tef, dümbelek çalanlar ve çeı
giler baharın müjdecisi Hıdrellezin değişmez mat
zaralanydı. Gün batımına kadar süren eğlencek
biterken insanların yüreğinde de bahara girmeni
verdiği mutluluk kıpırtıları başlardı.
İslam inanışına göre, Hızır ve İlyas Peygan
berlerin kırda buluşup bahan müjdeledikleri gü
olarak bilinen ve her yıl Rumi takvimle 23 Nisan
Miladi takvimle 6 Mayıs günü kutlanan Hıdrel
lez’e bu yıl da merhaba...
Ama artık o eski Hıdrellezlerin debdebesi, eğ
lencesi, sevinci yok. Bu anlamlı geleneğimiz ya
şam şartlanmn ağırlığı nedeniyle gitgide büyükle
rimizin anılarında kalmaya, boyutlan küçülmeye
kısacası mazi olmaya zorlanıyor sanki...
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi
Download