O maskeler inecek - AK Parti İstanbul

advertisement
AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT İÇİ HAFTALIK BÜLTENİ
YIL: 2014 SAYI : 263 19-26-EKİM 2014
"Nerede bir olay
varsa Türk oradadır"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'da Doğan
Kışlası'ndaki Türk askerlerine hitap etti. Erdoğan, Fahrettin
Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk'ün atamasıyla Afganistan'a
Büyükelçi olarak atandığını hatırlattı ve Fahrettin Paşa'nın
"Nerede bir olay varsa Türk oradadır" sözünü anlattı. 5’TE
PKK
eşittir
PYD'
Erdoğan,
Cumhurbaşkanlığı
uçağında gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
5’TE
O maskeler inecek
39 İLÇEDE
DELEGE SEÇİMLERİ 6’DA
Büyük Türkiye yürüyüşünde
SON DURAK İSTANBUL
Gelibolu Yarımadası’ndaki 57. Alay
Şehitliği’nden aldıkları toprağı 8
gün boyunca yürüyerek
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’a sunan Çanakkaleli
engellilerin Büyük Türkiye Yürüyüşü
İstanbul’da sona erdi. 8’DE
Davutoğlu, Amasya'da toplu açılış töreninde konuştu.
Kobani olaylarına değinen Başbakan Davutoğlu,
"HDP Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkın
çağrısında bulundu. CHP de bunu destekledi. HDP
ve CHP fetret devri istiyor. Ama milletimiz buna
izin vermedi. Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler.
Diyarbakır'da kurban eti dağıtmak için yola çıkan
16 yaşındaki Yasin Börü'yü katlettiler. Biri Türki biri
Kürt, ikisi şehadet şerbetini içti" diye konuştu.
Ne yaparlarsa yapsınlar, çözüm süreciyle
hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip
edemeyecekler. Kamu düzenini sağlayacağız,
ancak demokrasi ve özgürlüklerden de bir nebze
dahi fedakarlık etmeyeceğiz. Bu ülkenin hiçbir
şehrini, ilçesini, köyünü vandalizme teslim
etmeyiz. Eyleme katılacaksan bu maskeler inecek.
Kobani konusundaki maskeler de indi. Aslında biz
CHP'nin HDP'nin maskelerini indiriyoruz. 4’TE
KÜRTLER’İN DEVLETİ TÜRKİYE
Yerel yönetimlerde
KÜLTÜR SANAT
politikalarını konuştuk 2’DE
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar heyetinin toplantısında konuştu. 5’TE
AK PARTİ BU ÜLKEDEKİ DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜĞÜN YÜZ AKIDIR
AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANIMIZ
AZİZ BABUŞCU’nun yazısı 03’te
HABER 02
Yerel yönetimlerde
KÜLTÜR SANAT
politikalarını konuştuk
AK Parti Belediyeciliğinin ayırt edici bir özelliği
olan kültür sanat çalışmalarını daha da
güçlendirmek hedefindeki Genel Merkez Yerel
Yönetimler Başkanlığımız, “Yerel Yönetimlerde KültürSanat Politikaları” konulu bir çalıştay düzenledi.
Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen çalıştaya,
Genel Başkan Yardımcımız Abdulhamit Gül, Kültür
Bakanımız Ömer Çelik, İl Başkanımız Aziz Babuşcu,
İBB Başkanımız Kadir Topbaş, Erzurum Belediye
Başkanımız Mehmet Sekmen, Sakarya Belediye
Başkanımız Zeki Toçoğlu, İl Yerel Yönetimler
Başkanımız Selim Temurci, İl Yönetim Kurulu
Üyelerimiz ve İlçe Belediye Başkanlarımız katıldı.
Moderatörlüğünü yazar Nihal Bengisu Karaca’nın
yaptığı çalıştayda, “Kültür ve Sanat” konusuyla ilgili
olan; yazar, yayıncı, sanatçı, bürokrat, akademisyen,
siyasetçi ve STK temsilcileri, 2023 AK Parti vizyonunu
merkeze alarak; bugüne kadar yapılmış çalışmaları
daha da güçlendirecek ve “Medeniyet
Tasavvurumuza” dayalı kültürel belediyecilik
faaliyetlerine ışık tutacak görüş ve önerilerini
dillendirdiler.
Çalıştay öncesinde düzenlenen basın toplantısında
açıklamalarda bulunan İl Başkanımız Aziz Babuşcu,
www.akpartiistanbul.com
“AK Parti belediyeciliğinin, özellikle kültür-sanat
alanında yaptıklarının konuşulduğu bir çalıştay çok
anlamlı ve çok kıymetlidir. Genel Merkezimize, Genel
Başkan Yardımcımıza böyle bir çalıştayı organize
ettikleri için teşekkür ediyorum.” dedi.
Kültür-Sanat Alanında Bir Öngörümüz Olmalı
İl Başkanımız sözlerine şöyle devam etti:
“İstanbul’da yerel yönetimlerde AK Parti belediyeciliği
başta büyükşehir olmak üzere kültür-sanat
politikaları itibariyle pek çok faaliyet yapıyor. Biz
İstanbul il teşkilatı olarak, üç aydır AK Parti
belediyelerindeki kültür-sanat politikaları üzerine bir
komisyon faaliyeti sürdürüyoruz. İlk yaptığımız
çalışma belediyelerimizin saha çalışması anlamında
neler yaptığına dair bir alan tespitidir ve bunu
tamamladık. Akabinde komisyonumuz sahasında
uzman ve yetkin olan insanlarla, daha lokal, ‘mutfak
çalışması’ diyebileceğimiz cinsten çalışmaları şu anda
yapıyor. İstanbul olarak kültür-sanat alanında böyle
bir öngörümüzün olması gerektiğine inanıyoruz. Bu
anlamda; bugünkü çalışmayı bizim yapageldiğimiz
mutfak çalışmalarına da çok önemli katkı sağlayacağı
ve anlamlı bir örtüşme olacağı için çok değerli ve
kıymetli buluyorum. Eminim; burada düşüncelerini
ifade edecek katılımcıların bize sağlayacağı katkı
ufkumuzu genişletecek ve bir çerçeve ortaya
çıkmasında önemli bir katkı olacak.”
Kültür Tabiatı İtibariyle Özgürdür
Kültür Bakanımız Ömer Çelik de çalıştay öncesi
yapılan basın toplantısında görüşlerini dile getirdi.
“Devlet eliyle kültür politikası oluşturmak çok otoriter
bir yaklaşımdır.” diyen Çelik, “Kültür tabiatı itibariyle
özgürdür, çoğulcudur ve dinamiktir. Bizim
yapabileceğimiz en fazla şey şudur; var olan kültür
politikasının özgürlüklerini temin etmek ve o
imkansızlıkların giderilmesini sağlamak. Eğer biz
devlet eliyle ‘Kültür Politikası şudur’, ‘Milli Kültür
Politikamız budur’ diyerek devlet olarak devreye
girersek, o zaman biz kültürel hayata bir nefes üflemek
yerine, kültürel hayatı felç etmiş oluruz. Kültürel hayat,
adı üstünde entelektüele aittir. Tamamen sivildir.
Devletin buradaki görevi sadece onu selamlamak ve
onun özgürleşmesine katkıda bulunmaktır. Bugünkü
çalıştayın da bu anlamda oldukça ciddi ve faydalı bir
çalışma olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bin Yıllık Köklerimizle Buluşacağız
Çalıştaya katılan İBB Başkanımız Kadir Topbaş ise
“Öncelikle şunu biliyoruz, kadim bir medeniyete
mensubuz. Binlerce yıl bir tarihimiz var. Milletleri
millet yapan değerler vardır. İnanç dünyaları kültürel
derinlikleri ve zenginlikleri onların önemli ögeleridir.
Küçülen bir dünya da yaşamaktayız. Tüm insanların
kaderleri birbirine bağlı, böyle bir süreçte sizler, bizler
kendi toplumumuzun, değerlerimizin etkili değerlerini
tekrar kendi özgüvenimizle gündeme getirdiğimiz
zaman inanıyorum ki millet olarak bin yıllık
köklerimizle buluşmuş olacağız.” şeklinde konuştu.
AKTÜEL 03
A K P a r t i İ S TA N B U L İ L B A Ş K A N I
AZİZ BABUŞCU
Gösteri yapıyoruz diye maskeli
yüzleriyle şehirleri savaş alanına
çeviren...
Molotof kokteyliyle yangın ve yağmalar
çıkarıp araçlardaki insanları diri diri
yakan...
Karşı görüşten gördüklerini linç ederek
öldüren vandallara karşı emniyet
güçlerimizin daha etkili mücadele etmesini
öngören düzenleme karşısında malum
koro bildik teranelere sarıldı:
“Özgürlük ve demokrasiye darbe
indiriliyormuş, demokratik haklar elden
gidiyormuş, AK Parti zaten hiç bir zaman
özgürlükçü değilmiş vs.”
Yandaş medya destekli bu koroyu bu
millet iyi tanıyor.
Nereden mi?
Darbecilikten...
Muhtıra alkışçılığından...
Yasakçılıktan...
Üniversite önlerine kurulan ikna
odalarından...
“Ordu göreve” pankartlarından...
İnsanların manşetlerle infaz,
kameralarla linç edildiği yakın
dönemlerden...
Özgürlük ve demokrasi kim, bu malum
koro kim?
AK Parti’nin bu ülkede özgürlük ve
demokrasi çıtasını nerelere taşıdığını da
dünya alem biliyor.
Sadece birkaçını hatırlayalım:
Bu ülkede utanç verici parti kapatma
Gösteri yapıyorum diye şiddet ve vandallık
sergileyenleri engellemeye dönük
düzenlemeye sözde özgürlük adına karşı
çıkan yandaş medya destekli malum koroyu
bu millet iyi tanıyor. Nereden mi?
Darbecilikten... Yasakçılıktan... İkna
odalarından... “Ordu göreve”
pankartlarından... İnsanların manşetlerle
infaz, kameralarla linç edildiği yakın
dönemlerden...
www.akpartiistanbul.com
Malum koro, her meseleye “Acaba
buradan AK Parti’ye vurabilir miyiz?”
noktasından bakıyor. Yeri geliyor, “AK
Parti çözüm süreci diyerek ülkeyi bölmeye
çalışıyor” diyorlar, yeri geliyor, “AK Parti
çözüm süreciyle Kürtleri kandırıyor, PKK
bu oyuna gelip silahları bırakmasın”
diyecek kadar şuursuzlaşıyorlar.
Gençlerimizin ölümlerine bile “Malzeme
çıkar mı, çıkmaz mı” türünden
“kategorik” yaklaşıyorlar.
dönemini kim kapattı?
Bu ülkede utanç verici başörtüsü
yasağını kim kaldırdı?
Bu ülkede birçok şehrimizin rutini
haline gelen olağanüstü hali kim kaldırdı?
Bu ülkede Kürtçe konuşma yasağını
kim kaldırdı, devlet televizyonunda Kürtçe
yayını kim başlattı?
Bu ülkede 1 Mayıs üzerindeki
yasaklamaları kaldırıp o günü legal işçi
bayramı haline kim getirdi?
Bu ülkede azınlıkların uğradığı birçok
siyasi ve ekonomik mağduriyeti kim
giderdi?
Bu ülkede millet ve demokrasi üzerinde
kurulmuş vesayetleri kim kaldırdı?
Aslında bu soruların cevabını bu malum
koronun mensupları çok iyi biliyor.
Ama onların derdi başka.
Bu malum koronun tek derdi, AK
Parti’nin iktidardan uzaklaştırılması.
Bunun için de başta şiddet ve iç
çatışmalar çıkarmak dahil, her yol ve
yöntemi mubah sayıyorlar.
Her yalanı, her kumpası, her komployu
meşru görüyorlar.
Ne bu ülkenin geleceği, ne milletin
mutluluğu umurlarında.
Her meseleye “Acaba buradan AK
Parti’ye vurabilir miyiz?” noktasından
bakıyorlar.
Yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreci
diyerek ülkeyi bölmeye çalışıyor” diyorlar,
yeri geliyor, “AK Parti çözüm süreciyle
Kürtleri kandırıyor, PKK bu oyuna gelip
silahları bırakmasın” diyecek kadar
şuursuzlaşıyorlar.
Gençlerimizin ölümlerine bile “Buradan
AK parti’ye vurmak için malzeme çıkar mı,
çıkmaz mı” diye “kategorik” yaklaşıyorlar.
Bu yüzden de kimi ölümleri alabildiğine
siyasi istismar ve kışkırtma konusu
yaparken, sözde demokratik gösteri
hakkını kullanıp etrafa ölüm saçan
vandalların taşlarla ezerek katlettiği
gencecik Yasin’e göz ucuyla bile dönüp
bakmıyorlar.
Ne derlerse desinler;
Bu ülkede her konuda gösteri ve
protesto hakkı sonuna kadar vardır ve
kullanılmaktadır.
Ancak... Gösteri hakkımı kullanıyorum
diyerek şiddet uygulayanlara, cinayet
işleyenlere, ortalığı yakıp yıkanlara asla
müsamaha gösterilemez ve
gösterilmeyecektir.
Geçmişte bu milletin aşına, ekmeğine,
özgürlüğüne ve kardeşliğine musallat olup
yalanla, iftirayla, medyayla, vesayetle,
darbelerle, faili meçhullerle, terörle ve
yasaklarla kendilerine güç ve iktidar
devşirenlerin hiç bir oyunu, Türkiye’yi
yeniden eskinin o karanlığına
çekemeyecektir.
Çünkü bu ülkede özgürlük ve
demokrasinin yüz akı olan AK Parti var.
Ve AK Partinin arkasında da, kayıtsız
şartsız egemenliğine sahip çıkan bir millet!
Geçmişte bu milletin aşına, ekmeğine,
özgürlüğüne ve kardeşliğine musallat olup
yalanla, iftirayla, medyayla, vesayetle,
darbelerle, faili meçhullerle, terörle ve
yasaklarla kendilerine güç ve iktidar
devşirenlerin hiç bir oyunu, Türkiye’yi
yeniden eskinin o karanlığına
çekemeyecektir. Çünkü bu ülkede
özgürlük ve demokrasinin yüz akı olan AK
Parti var.
GÜNDEM 04
O maskeler
İNECEK
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Amasya'da
toplu açılış töreninde konuştu.
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Amasya'da
toplu açılış töreninde konuştu. Kobani olaylarına değinen
Başbakan Davutoğlu, "HDP Kobani'yi bahane ederek
sokağa çıkın çağrısında bulundu. CHP de bunu destekledi.
HDP ve CHP fetret devri istiyor. Ama milletimiz buna izin
vermedi. Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler. Diyarbakır'da
kurban eti dağıtmak için yola çıkan 16 yaşındaki Yasin
Börü'yü katlettiler. Biri Türki biri Kürt, ikisi şehadet
şerbetini içti" diye konuştu.
İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
"HDP VE CHP FETRET İSTİYOR"
Vandallar şehirlerimizde fetret yaşatmak istediler.
HDP Kobani'yi bahane ederek sokağa çıkın çağrısında
bulundu. CHP de bunu destekledi. HDP'nin de CHP'nin de
beklentisi Türkiye'de olaylar çıkararak yeni bir fetret
başlatmaktı. Ama milletimiz buna izin vermedi.
"YASİN BÖRÜ VE HÜSEYİN HATİPOĞLU ŞEHADET
ŞERBETİ İÇTİLER"
Hüseyin Hatipoğlu'nu şehit ettiler. Diyarbakır'da
kurban eti dağıtmak için
yola çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü'yü katlettiler. Biri Türki
biri Kürt, ikisi şehadet şerbetini içti. Böyle bir vandalizm
geldiğinde, Türk-Kürt ayrımı yapmadan herkesi
katlediyor. Demirtaş'ın da Kılıçdaroğlu'nun da hesap
verme vaktidir. Kürt'ü Türk'e kırdırmak isteyenlerin
hesap verme vaktidir. Bu kardeşlerimiz, fetret çıkarmak
için uğraşanların elinde şehit olmuşlardır. Türk'ü Kürt'e
düşman etmek isteyen HDP'ye ve Demirtaş'a rağmen
buna izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda herkes kardeştir.
Aşkı ve muhabbeti bu topraklarda egemen kıldığımız gibi,
birliği de dirliği de bu topraklarda egemen kılacağız.
"EYLEME KATILACAKSAN O MASKELER İNECEK"
Biz bazı tedbirler almak isteyince hemen birtakım
çevrelerden sesler yükselmeye başladı. Yasin Börü'nün,
Hüseyin Hatipoğlu'nun hunharca katledilmesine neden
sessiz kaldınız? Türkiye'nin dirliği, birliği, düzeni söz
konusu olduğunda her türlü tedbiri hiç çekinmeden
alacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, çözüm süreciyle
hedeflediğimiz milli birlik ve kardeşliği tahrip
edemeyecekler. Kamu düzenini sağlayacağız, ancak
demokrasi ve özgürlüklerden de bir nebze dahi fedakarlık
etmeyeceğiz. Bu ülkenin hiçbir şehrini, ilçesini, köyünü
vandalizme teslim etmeyiz. Eyleme katılacaksan bu
maskeler inecek. Kobani konusundaki maskeler de indi.
Aslında biz CHP'nin HDP'nin maskelerini indiriyoruz.
İnsanları şiddete, nefrete çağıranların maskesi
düşmüştür.
"KILIÇDAROĞLU'NUN AHLAKI DA
İNSANLIĞI DA BU KADARDIR"
Esad bombalarken Kılıçdaroğlu'ndan bir çağrı, bir
merhamet çağrısı gördünüz mü? Amasya, size sığınmaya
geldim. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın geldiği gibi size
sığınmaya geldim. Amasya, sığınılacak ana kucağıdır.
Kudretli ve merhametli Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve
Anadolu toprakları kapısına gelen herkes için ana
kucağıdır. Kılıçdaroğlu, "1.5 milyon Suriyeli'yi Türkiye'ye
kabul etmek ihanettir" diyor. O yetimleri, kadınları,
Esad'ın şebbihalarına bıraksaydınız diyor.
Kılıçdaroğlu'nun ahlakı da insanlığı da bu kadardır.
Kılıçdaroğlu'nun bildiği tek şey, CHP'nin geleneklerinden
gelen diktacı zihniyettir.
KÜRTLER’İN DEVLETİ TÜRKİYE
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, Akil İnsanlar
heyetinin toplantısında konuştu. Davutoğlu
Kobani Eylemleri için ilginç bir benzetmede
bulundu. Dolmabahçe Başbakanlık ofisinde Akil İnsanlar
Heyeti üyeleriyle bir araya gelen Başbakanımız Ahmet
Davutoğlu, Çözüm Sürecinde gelinen noktayı
değerlendirdi. Davutoğlu yaptığı konuşmada Kobani
Eylemlerini, İstanbul'da başta Rumlara olmak üzere
azınlıklara yönelik tahrip ve yağma olaylarının yaşandığı
6-7 Eylül olaylarına benzetti.
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
AKİLLERİN TOPLANTILARI KARŞILIKSIZ KALMADI
Akil İnsanların toplantıları karşılıksız kalmadı,
raporlar rafa kalkmadı. Akil insanların raporları
demokratikleşme paketinde yer aldı. Artık Çözüm Süreci
Türk yasama sürecini de bağlayan bir süreçtir.
KÜRTLERİN DEVLETİ TÜRKİYE
Bizim yapmamız gereken Sosyo-kültürel zemini
güçlendirmek. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti
devletidir. Ya bu sınırlar barışçıl yollarlar kaynaşacak,
bütün akrabalar birarada olacak yada insanlar çatışacak.
Bizim yapmak istediğimiz şey buydu. Biz bunun için
vizeleri kaldırdık.
12 YILDIR KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ
İÇİN HER YOLU DENEDİK
Ya birleştirici yol çizeceğiz. yada modern görünümlü
baskıcı grupların tesiri altında kalacağız. Çözüm süreci
www.akpartiistanbul.com
millidir, yerlidir. 12 yıldır bu meseleyi çözmek için her yolu
denedik. Ne olacaksa bu insanların arasında olacak.
Oturup konuşacağız dedik.
KİMSE TOPU KARŞI TARAFA ATMAYA KALKMASIN
Bütün siyasi riskleri göze alarak biz bu süreci
başlattık. Hükümetten devletten bir şeyler bekleyenler
tabularımızı nasıl yıktığımızı görsünler. Kimse topu
karşın tarafa atmaya çalışmasın. Bu yol çocuklarımızın
elele yürüyeceği bir yol. Çözüm Sürecinin muhatabı
milletin kendisidir. Çözüm Süreci bir tarafı ikna süreci
değildir. Toplumun her kesimini kuşatan bir süreç. Bu
süreci korumalıyız.
BİZE VERİLEN SÖZLER TUTULMADI
Süreç sağlıklı şekilde ilerlemedi, birileri sözünü
tutmadı ve silahlı güçler içeride tutuldu. Bütün
uyarılarımıza rağmen IŞİD'le yanyana durdular. IŞİD
zulmü mazur görüldü. Birileri sözünü tutsaydı, Kobani ve
PYD'ye bakışımız farklı olurdu. Biz hiç bir zaman ikili bir
dil kullanmadık. Bize verilen sözler tutulmadığı halde
Çözüm Sürecine bakışımız hükümet programlarında
açık bir şekilde yer aldı.
ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN HERŞEYİ YAPACAĞIZ
Çözüm süreci bizim için tarihi bir süreçtir, bu bölgenin
tek başarı hikayesidir. Bunun başarıya ulaşması için her
şeyi yapacağız. Süreci Başbakan başkanlığında yürüyen
bir mekanizmaya oturttuk.
TIPKI 6-7 EYLÜL GİBİ OLAYLARI GİBİ
"Yepyeni ve olumlu bir ortama giriyoruz, artık çözüm
süreci yasal zeminiyle, Bakanlar Kurulu esasıyla, varılan
mutabakatlarla büyük bir ivme kazanacak beklentisi
içerisindeyken Kurban Bayramı'nın 3'üncü günü 6-7
Ekim'de tıpkı 6-7 Eylül olayları gibi talanın, baskını,
vandalizmin, şiddetin, gaspın, cinayetin her türlüsü
işlendi"
ŞUAN DA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER VAR
Biz özeleştiriden kaçmıyoruz. Şuanda faili meçhuller
var. Gelin şu puslu havayı dağıtalım. İşte burada Akil
İnsanlar devreye girecek. Herkes şunu bilsin ki Çözüm
Süreci devam edecek.
Çözüm süreci tarihi bir süreçtir, başardığımızda
prangalar boşalacak. Kanaatlerinizi almak,
tecrübelerinizden faydalanmak istiyoruz. Sosyal vicdanı
harekete geçirmek için sizlere ihtiyacımız var.
GÜNDEM 05
PKK eşittir PYD'
Cuhmurbaşkanı Erdoğan Afganistan'ı ziyareti sonrası Afganistan
Cumhurbaşkanı Gani'yle ortak bir basın toplantısı düzenledi. Erdoğan'a
Afganistan'ın en büyük nişanı verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Afganistan'da gerçekleştirdiği resmi ziyaretler
sonrasında Cumhurbaşkanlığı uçağında
gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'Bizim için PKK ve
PYD eşittir' diyen Erdoğan, PYD ile istihbarat
paylaştığını açıklayan ABD'ye de mesaj vermiş oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "PYD şu
anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür.
Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa
söyleyerek bizden 'evet' yaklaşımını beklemesi çok
çok yanlış olur, böyle bir şeye de biz 'Evet' diyemeyiz"
dedi.
"PYD ŞU ANDA BİZİM İÇİN PKK İLE EŞTİR"
IŞİD ile çatışan PYD'ye ABD'nin 'silah desteği'
vereceği yönündeki iddialara da sert tepki gösteren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları
kaydetti:
"Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir
o? PYD'ye silah desteği vermek ve PYD'ye verilecek
silah desteğiyle IŞİD'e karşı burada bir cephe
oluşturmak. Tamam da PYD şu anda bizim için PKK
ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne
kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz
Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa
söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını
beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden
beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet'
diyemeyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İncirlik meselesinin
ayrı bir mesele olduğunu İncirlik konusunda istenin
henüz belli olmadığını ifade etti. Bunu gördükleri
anda değerlendireceklerini sözlerine ekleyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz güvenlik birimleriyle
otururuz bunları konuşuruz, uygun gördüğümüz bir
şey varsa buna 'evet' deriz, ama uygun değilse buna
'evet' dememiz de mümkün değil" dedi.
"DAHA NE YAPACAK BU İKTİDAR?"
"Biz niçin güvenli bölge istiyoruz? Güvenli bölge
bir işgal hareketi değil ki güvenli bölge sadece
kendi topraklarından kaçıp Türkiye'ye sığınan
vatandaşa, Suriyeli vatandaşa kendi topraklarına
dönme imkanını verme" diye konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında şunları
kaydetti:
"Ama onlara bir güvenlik temin etmemiz lazım,
bir güvence sağlamamız lazım ki onlar topraklarına
döndükleri zaman nasıl ki şu anda bizde kamplarda
kalıyorlar, kamplar sınır boylarında değil mi? Sınır
boylarında. Orada belli kilometre mesafede, bu tabi
dağ arazi var, düz ovalar var, bunların hepsi ayrı
ayrı. Bazı yerde 5 kilometre olur, bazı yerde 15
kilometre olur, 25 kilometre olur, bunları ilgili
birimlerimiz çalışacaklar. Bunlar zaten Amerikalı
ilgililerle bizim Türk Silahlı Kuvvetlerimizin
yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı yetkilileri bunları
zaten görüşüyorlar. Bu konuda da bunun adımları
atılır. Şu anda bakıyorsunuz, Dışişleri Bakanları
sözcüleri gerek Amerika'da gerek Avrupa'da bir
şeyler söylüyorlar, bunların bir kısmından
haberimiz var, bir kısmından haberimiz yok, ama
haberimiz olan konularla ilgili biz o 4 başlığı
önemsiyoruz. Buralardan taviz vermek mümkün
değil. Hele hele biz PYD'ye silah verelim... Sen şu
anda arazide rejime karşı, IŞİD'e karşı mücadele
verenlere niye bu güne kadar vermedin bu desteği.
Madem böyle bir destek vereceksin arazide şu
anda rejime karşı da IŞİD'e karşı da savaş verenler
var, onlara ver.
"VARSA YOKSA KOBANİ, NEDEN?"
Kobani'den IŞİD'in çekilmeye başladığı bilgisinin
gelip gelmediği yönündeki bir soruya ise
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgilerin geldiğini ve bu
bilgileri aldıklarını söyledi. IŞİD'in bir taraftan
çekilirken öbür taraftan belli bir yeri işgal
edebildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Bütün bunların dışında 'şu anda niye Suriye, illa da
niye Kobani diye sormak lazım. Irak'ın üçte biri gitti,
acaba bu üçte birde niye hiç rahatsız değil bunlar.
Varsa yoksa Kobani, neden? Bunlar manidar.
İngiltere sadece Irak diyor. Niye sadece İngiltere
sadece Irak diyor da Suriye de demiyor. Biz hep
söylüyoruz şu anda bizim bin 290 kilometre sınırımız
var. Bütün dert bizde, kalkıp bu dostlar hiçbirisi
'senin derdin nedir, senin ihtiyacın nedir' böyle bir
şey sormuyor. 4.5 milyar dolar harcama yapmışız,
bunların hiçbirinden böyle bir şey duyulmuyor. Bize
gelen nedir? 200 milyon dolar civarında bir para. BM
Mülteciler Konseyi'nden gelen para 20-25 milyon
dolar, tek burada aklımda kaldığı kadarıyla Suudi
Arabistan'ın bize 50 milyon doları gelmişti, diğerleri
irili ufaklı şeyler" diye konuştu.
"Nerede bir olay varsa Türk oradadır"
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'da Doğan Kışlası'ndaki Türk askerlerine
hitap etti. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Afganistan'daki Doğan Kışlası'ndaki
konuşmasında Osmanlı'nın son döneminde Medine Müdaafasını yapan Fahrettin
Paşa'nın gelen emirlere rağmen müdaafadan vazgeçmediğini anlattı. Erdoğan, Fahrettin
Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk'ün atamasıyla Afganistan'a Büyükelçi olarak atandığını
hatırlattı ve Fahrettin Paşa'nın "Nerede bir olay varsa Türk oradadır" sözünü anlattı.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Doğan Kışlası'ndaki askeri personele hitaben, "Ay yıldızlı
bayrağımız, Afganistan'da barış anlamına geliyor. Dayanışma, kardeşlik anlamına geliyor.
Tıpkı Kosova'da, Bosna Hersek'te, Lübnan'da, Somali'de olduğu gibi, Afganistan'da da bu
güveni tesis eden sizler oldunuz. Sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
www.akpartiistanbul.com
GÜNCEL 06
39 İLÇEDE
DELEGE
SEÇİMLERİ
AK Parti İstanbul İl Başkanlığımızın
koordine ettiği delege seçimlerimiz 19
Ekim 2014 Pazar günü yapıldı.
İlçelerimizin 3. ve 5. kongrelerinde oy
kullanmak üzere yapılan delege
seçimlerimiz 14.00 ve 16.00 saatleri
arasında İstanbul’umuzun tüm ilçelerinde
eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. Yapılan
seçimlerimize Genel Başkan Yardımcımız
ve Genel Merkez Teşkilat Başkanımız
Süleyman Soylu da seçim bölgelerine
giderek ziyarette bulundu.
www.akpartiistanbul.com
GÜNCEL 07
İl Başkanımızdan Eyüp,
Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve
Başakşehir belediyelerine ziyaret
İl Başkanımız Aziz Babuşcu,
Gaziosmanpaşa, Eyüp,
Küçükçekmece ve Başakşehir
Belediyelerini ziyaret etti.
Gaziosmanpaşa Belediye
Başkanımız Hasan Tahsin Usta ve
Eyüp Belediye Başkanımız Remzi
Aydın, Küçükçekmece Belediye
Başkanımız Temel Karadeniz,
Başakşehir Belediye Başkanımız
Mevlüt Uysal ile görüşen İl
Başkanımıza, İl Yerel Yönetimler
Başkanımız Selim Temurci de eşlik etti.
İlçelerde yapılan çalışmalar ve
hazırlanan projeler hakkında bilgi alan
İl Başkanımız, AK Belediyecilik
anlayışının güzel örneklerini veren
belediye başkanlarımız ve çalışma
arkadaşlarına teşekkür etti.
OSMANLI ARŞİVLERİNDE
Belediye Başkanları toplantısı
Belediye Başkanları Toplantısı Osmanlı
Arşivlerinde Yapıldı
Ekim ayı Belediye Başkanları
Toplantısı, Genel Merkez Ar-Ge Başkanımız
Ekrem Erdem ve İl Başkanımız Aziz Babuşcu’nun
katılımıyla Başbakanlık Osmanlı Arşivleri
binasında yapıldı.
İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve İlçe Belediye
Başkanlarımızın katılımıyla yapılan toplantı,
arşivcilik, Türk arşivcilik tarihi ve Osmanlı arşivi
binası hakkında yapılan sunumla başladı.
Katılımcılara arşiv binasını gezdiren Genel
Başkan Yardımcımız Ekrem Erdem, toplantıda
yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Ak Parti
iktidarı olarak muhteşem işler
yaptık. Bu işlerin en
önemlilerinden biri içinde
olduğumuz bu mekandır. Çünkü bir
milleti millet yapan değerlerin
başında ‘ortak tarih’ gelir. Biz, daha
Batı’da arşiv kavramı yokken,
www.akpartiistanbul.com
1700’lü yıllarda arşivini kurmuş bir medeniyetiz.
Bu geçmişe yakışan, mükemmel bir arşivi
binamız var artık. Cumhurbaşkanımız Recep
Tayip Erdoğan bu heyecan verici projeyi
yakından takip etti, burayı beş defa ziyaret etti.
Her türlü bürokratik mevzuatın aşılmasında
yardımcı oldu. Şimdi dünya standardında bir
arşive, yani bir hazineye sahibiz. Belediye
başkanlarımızın da bu hazineyi görmesini
istedim. Bu hazinenin kıymetini bilmeli ve yeni
nesillerle tanıştırmalıyız. Tarih şuuru ve aidiyet
duygusunun gelişmesi için bu binanın
çocuklarımızla dolup taşması lazım.”
Büyük Türkiye yürüyüşünde
SON DURAK İSTANBUL
Gelibolu Yarımadası’ndaki 57. Alay
Şehitliği’nden aldıkları toprağı 8 gün boyunca
yürüyerek Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’a sunan Çanakkaleli engellilerin Büyük
Türkiye Yürüyüşü İstanbul’da sona erdi.
Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale
Şubesi tarafından Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü
yılı dolayısıyla hazırlanan "100’üncü Yıl Seferberlik
Çağrısı, Büyük Yürüyüş Projesi"nin final programı
İstanbul’da İl Sosyal İşler Başkanlığımızın
öncülüğünde yapıldı.
Çanakkale Savaşı’nın 100 yılında, 4 engel
grubundan çeşitli etnik kökenlere mensup 10 engelli
tarafından gerçekleştirilen yürüyüşün Haliç Kongre
Merkezi’nde yapılan final programına, Çanakkale
Milletvekillimiz İsmail Taşdemir, İl Sosyal İşler
Başkanımız Leman Aksay, İl Ar-Ge Başkanımız Tülin
Mazlumoğlu Kestane, Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanımız Recep Altepe, Akçaabat Belediye
Başkanı Şefik Türkmen, İBB Genel Sekreter
Yardımcısı Nihat Macit, Dernek Yöneticileri ve çok
sayıda vatandaşımız katıldı.
Çanakkale ile ilgili bir kısa filmle başlayan
programda, İSEM (İBB Engelliler Müdürlüğü) korosu
www.akpartiistanbul.com
okudukları Çanakkale türküleriyle katılımcılara
duygusal anlar yaşattılar. Türkiye Görme Engelliler
Derneği Çanakkale Şubesi ekibinin tiyatro gösterisi
yaptığı programda, Çanakkale şiirleri de okundu.
Türkiye Görme Engelliler Derneği Çanakkale
Şube Başkanı İbrahim Battal, tek bayrak altında Kürt,
Türk, Alevi, Sünni demeden birlikte savaşan
şehitlerin birlik ve beraberlik ruhunu yeniden
hissettirmek istediklerini belirterek, “100 Önce
Türkiye’nin kalbinin attığı yerden geliyoruz. Biz bu
büyük yürüyüşle bir kez daha anladık ki Çanakkale
aslında Türkiye’nin tamamıdır. 1915 Ruhunu
anlayamayanlar yeni Türkiye ufkunu da
anlayamazlar. Bu kutlu yürüyüşü başarmamızda
emeği, hakkı geçen herkese çok teşekkür
ediyorum.” dedi.
Toplantıda bir konuşma yapan İl Sosyal İşler
Başkanımız Leman Aksay, ”Çanakkale’nin manevi
değerini ve ülkemiz için taşıdığı anlamı ne kadar diri
tutabilirsek ve gençliğe aktarabilirsek yeni Türkiye o
kadar sağlam ayaklar üzerinde yükselecektir.
Çanakkale ruhunun anlamak hep birlikte Türkiye’yiz
mesajını idrak edebilmek adına teşkilatlarımız bütün
kademeleriyle 3 yıldır ramazanda Çanakkale
şehitlikte arpa çorbası ve buğday ekmekle iftar
açmaktadır. Taş, molotof, sopa, silah tutan gençlik
değil, kalem, kitap, bilgisayar tutan ülkesinin
gelişmesi adına gayret gösteren bir nesil istiyoruz.
Farklı kültürlerin bileşkesi olan Anadolu toprakları
bunu bir zenginlik olarak görmelidir. Milletimiz
ayrıştırmak için atılan tohumları da bertaraf edecek
güçtedir.” Dedi.
Çanakkale Ruhu Yeni Türkiye’nin Ön Sözüdür
İl Sosyal İşler Başkanımız sözlerine şöyle devam
etti: “Çanakkale ruhu yeni Türkiye’nin ön sözüdür.
Çanakkale’yi ve Çanakkale’nin bize verdiği mesajı
anlamayan yeni Türkiye’yi anlayamaz. Çanakkale bize
ne mesajı vermektedir ilk olarak birlik mesajı
vermektedir. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Laz’ı, Türkü,
Kürdü, Romanı, Alevi’si, Sünni’si, Arap’ı, Çeçen’i, Tatarı
engellisi, engelsizi hepsi omuz omuza bu vatan için
savaşmışlar bu vatan için Şehit olmuşlardır. Çanakkale
bize İnanmanın değerini; davasına inanan insanların
ne kadar güçlü olabileceğini, ne kadar zor şartlarda ne
büyük mucizeler yaratabileceğini gösteriyor.
Vatanımızın her karış toprağının ne kadar kıymetli
olduğunu ve her karışını ecdadımızın canları pahasına
savaşarak kazandıklarını bizlere anlatıyor.”
Download