Recete Etik Disi Yazilim:Actual Medicine.qxd

advertisement
GENİŞ AÇI
Reçete
Etik Dışı Yazılım ve Yaptırımlar
Prof.Dr. İbrahim BALCIOĞLU • Dr. Özden YILMAZ
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı
Etik, insan eylemlerini ilgi alanına alarak; kişilerin etkinliğinden ziyade öncelikle ahlakı vurgulayan faaliyetleri
kendine konu olarak seçer. Etik; felsefenin alt dallarından biridir. Genel olarak etik yaklaşımların üç farklı biçimde ortaya çıktığını söyleyebiliriz:
1) Normatif Etik
Ahlaki davranışlarla ilgili genel normların öneminin ve
değerinin sorgulandığı alana denir. Genel kuramların özgün davranış biçimlerine ve ahlaki değerlendirmelere
uyarlanmasına Pratik Etik adı verilir.(1)
2) Non-Normatif Etik
Bu grubun kümelerinden biri; ahlaki tutum ve inançları
olgusal seviyede incelemeye çalışan Deskriptif Etik’ tir.
3) Meta-Etik
Nonnormatif etik kümesinin bir alt kümesi sayılabilir.(2)
İmmoral
Ahlaki normlara uymayan anlamına gelir.
Etik; belirli durumlarda ortaya çıkan ve çoğu zaman çatışan değerlerle ilgilidir. Ahlak; etiğin pratiğidir. Etik değerin hangi eylemlerle yaşama geçirileceğinin çerçevesini
çizer.
Etik Dışı (Unethical)
Akıl yürütme yoluyla değerlere uydurulamayan, haklı çıNisan 2009
Actual
karılamayan eylem anlamındadır.
Ahlak Dışı (Amoral)
Ahlakla ilgisi olmayan, ahlaki yargılarla düşünülemeyen
anlamındadır.(2)
Bir başka bakış açısı; tıbbi etik eğitimini “uygulamalı değerler eğitimi” olarak görmektedir.
Tıbbi etik eğitimi hekimin; hastaları, meslektaşları ve
toplum ile olan ilişkilerinde değerlerin rolünün ne olduğunu inceleyen, sözü edilen değerlerin meslek kimliği
içindeki yerini tartışma konusu eden bir eğitim süreci
olarak tanımlanmaktadır.(3)
Günümüzde etik; hekimliğin her alanına girmiştir. Etik
kavramının bir diğer ilgi alanı Reçete’dir.
Reçete; antik devirlerden beri hekimlerce kaleme alınmaktadır. Bunlar tıbbi belge kabul edilmektedir. Türkler
ilk kez Anadolu’ya geldiklerinde reçetelerin yazılışı
Arapça’ydı. Türk beyliklerinde ve Selçuklu Devletinde
Türkçe reçeteler yazılmaya başlandı. Bunlar “alasın”diye
başlıyordu.
Osmanlılar döneminde Türkçe, Arapça, İtalyanca, Latince ve Fransızca reçeteler kaleme alındı.(7)
Günümüzde ilaçlar içerik ve şekil olarak farklı biçimde reMedicine
61
Geniş Açı
çetelere aktarılmakta. Reçete yazılırken etik problemler
dikkatten kaçmamalıdır. Bu problemleri 4 grup altında
toplayabiliriz:
1) Hekim - hasta ilişkisi
2) Hekim - ilaç sanayi ilişkisi
3) Eczacı - hasta ilişkisi
4) Eczacı - ilaç sanayi ilişkisi
5) Hekim - eczacı ilişkisi
Psikofarmakolojideki uygulamalar bazen problemlere
yol açabilirler. İlaçların amaç dışı olarak reçete edilmesi
etik problemlerin başında gelmekte.
Psikofarmakolojideki uygulamalar; etik dışı ilaç yazma biçiminde karşımıza gelebilir. Hekimin etik dışı ilaç yazımı
İdare Hukuku açısından problemlere yol açabilir.
Sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde meydana gelen zararlı sonuçlardan hem idare hem hekim sorumludur.(4)
1) İdarenin Sağlık Hizmetlerin den Dolayı
Sorumluluğu (Hizmet kusuru)
a) Hastane hizmetlerinin kötü teşkilatlanması
b) Hastaya zarar veren bakımla ilgili uygulamalar
c) Hastalara zarar veren tıbbi eylemler
Bazen hekimler işin ciddiyetini dikkate almadan hastalarını tedaviye yönlendirebilirler. Herhangi bir istenmeyen
durum ortaya çıkarsa Kusur’dan söz edilir.
b) Sözleşme Sorumluluğu
Burada üzerine alınan bir işin ve tedavinin tamamen yapılmaması söz konusudur. Tedavinin yerine getirilmesinde ihmal veya kasıt akla gelebilir. Böyle durumlarda hekim sorumluluk altına girer.
Hekimin Ceza Hukuku Yönünden Sorumluluğu
Hekim mesleki uygulamalarında sağlık ve can kaybı açısından zarar verirse sorumlu kabul edilir. Hekimin kasıtlı
olarak ya da taksirle yaptığı eylem Kusurlu Davranışı
meydana getirir.
Suç: Yasanın cezalandırmayı öngördüğü eylemlerdir.
Kusur: Suç gerçekleştiğinde eylem ile eylemci arasındaki
psikolojik ilişkiye denir.
Sağlık Hizmetlerinde Hekimin Kişisel
Sorumlulu ğu (Kişisel Kusur)
Bu sorumluluk; sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde hekimin yaptığı kişisel kusurlara dayanır. Burada hekimin
Cezai ve Hukuki Sorumluluğu söz konusudur.
Biraz da hekimin Medeni Hukuk yönünden sorumluluğundan söz etmek gerekir. Borçlar Kanunu’nun 41. Maddesi der ki: Bir kimseyi ister kasten ister ihmal yoluyla hukuka aykırı olarak zarara uğratan kişi, bu zararı karşılamakla mükelleftir. Medeni Hukukta sorumluluk suçun
değil, zararın olağan sonucu olarak belirtilir.
a) Haksız Fiil Sorumluluğu
Sorumluluk; gerek kasten gerekse ihmal ve tedbirsizlik
sonucu bir kişiye zarar verilmesi neticesinde ortaya çıkar. Bir hekimin hastasına kasıtlı biçimde zarar vermesi
söz konusu olamaz ve akla gelmez. Hekimlerin hastalarına şifa dağıtmaları beklenir. Ancak hekimin hastasına zarar verdiği gündeme gelince ihmal, tedbirsizlik veya dikkatsizlik düşünülmelidir. İhmal veya tedbirsizlik sonucu
hasta zarar görmüşse, sakatlık söz konusu ise sorumlu
aranır. Bu sorumlu kişi genellikle Hekim’dir. Kusur bir
görevin ihmalidir. İhmal denilince akla gelen; herhangi
62
bir zararı önlemek için alınması gereken bir tedbiri almamaktır.
Actual
Taksir: Bir kusur çeşidi olup; hata sonucu ortaya çıkar.
Burada suçlunun hareketi istek sonucu oluşmamıştır; ve
sonuç arzu edilmez. Ancak bu tip kusur da yasa karşısında suç kabul edilir.
Hukukta taksir üç başlıkta ele alınır:
1) Ağır Taksir
Genellikle herkes tarafından tahmin edilebilecek bir sonucu öngörememektir.
2) Hafif Taksir
Normal düzeyde dikkatli ve özenli kişilerin tahmin edebileceği bir sonucu öngörememektir.
3) Çok Hafif Taksir
Üstün bir özen ile tahmin edilebilecek sonucu öngörememektir.
Ceza Hukuku yönünden hekimin sorumluluğunu ikiye
ayırmak gerekir:
1) Hekimin Kasıttan Dolayı Sorumluluğu: Hekimin tedavi
amacı dışında başka bir gaye ile hareket etmesidir. Hekimin hastasının tedavisini ön plana almaması, zamanında
tedaviye başlamaması ve zarara yol açması da buna dahildir.
2) Hekimin Taksirden Dolayı Sorumluluğu: Meslek sahiplerinin uygulamalarında kurallara, önlemlere riayet etmemesi, uzmanlıklarının yeterli düzeyde olmaması ve
Medicine
Nisan 2009
Geniş Açı
gereken dikkati göstermemesi buna girer. Olgulara yaklaşımdaki kusurdan doğan zararlar arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilir. Hekimin pratik uygulamalarda tedaviden ve girişimden doğacak sonuçları öngörmesi arzu
edilir. Bunun için özellikle dikkat etmek, önlem almak,
mesleki kurallara uymak gerekir. Bunun tersi bir durum
taksir kabul edilir.
Taksiri meydana getiren hareketleri şöyle sıralayabiliriz:
a) Önlem Almamak
Bir olgu tedavi edilirken ayrıntılı olarak tetkik edilir, kan
ve idrar incelemeleri yapılır; ilaçların yan etkileri kullanılış
biçimleri, riskleri ve ekonomik yönü dikkate alınır.
Bunların bilinmemesi,bildirilmemesi bu gruba girer.
Hekim TCK’nun 476. Maddesine göre ceza alabilir.
b) Dikkatsizlik
Mesleki uygulamalarda tedavinin hukuki, sağlık ve ekonomik yönünü ciddiye almayan yönler bulunabilir. Gereken özen ve dikkat gösterilmezse vaka sakat kalabilir
hatta ölebilir.
c) Meslek ve Sanatta Acemilik
İlgili dalda bilgi ve beceriler yeterli olmadığı taktirde vaka zarar görebilir. Bu eksikliklerin devam etmesi durumunda olgular kaybedilebilir.
d) Yasalara ve Kurallara Uymamak
Burada taksir ortaya çıkar ve sorumluluk belirir.
Uymakla Yükümlü Olunan Yasalar
- Umumi Hıfzısıhha Yasası
- Tababet ve Şuabat Sanatlarının İcrasına dair Yasa
- Hususi Hastaneler Yasası
- Türk Tabipler Birliği Yasası
- Borçlar Yasasının 41, 45, 46 ve 49. maddelerine göre
tazminat cezası ile cezalandırılır.
- Türk Ceza Kanunu’nun 456, 457 ve 459. Maddelerine
göre cezalandırılır.(4)
Hekimin ilacın yapımındaki hataları önceden bilmesi
mümkün değildir. Bunu tahmin etmesi, bu konuda fikir
yürütmesi söz konusu olamaz; dolayısıyla hekimin sorumluluğu akla gelmemelidir.
Hekim hastaya ilaçların yan etkilerini açıklamalı, kullanma tarifesini izah etmelidir. Ayrıca hekimin reçete yazarken hata yapmaması lazımdır. Bunların gerçekleşmemesi durumunda kusurdan doğan sorumluluk ortaya çıkar.(5)
Nisan 2009
Actual
Tıbbi tedavi ve girişim sonucu zarar ortaya çıkabilir. Hukuka aykırı bu zararın giderilmesi için dava açılır. Açılacak
bu tazminat davasının sorumlusu ve davalısı hekimdir.
Genelde dava açma hakkı zarar gören hastaya aittir.(2)
Hekimleri yakından ilgilendiren irtikap (TCK 250) ve görevi kötüye kullanma (TCK 257) suçları memur tabiplerle
ilgilidir. Görevi kötüye kullanma suçunun ortaya çıkması
için eylemin kamu görevlisinin vazifelerinin içine girmesi
gerekir. Fiilin sonucunda kişinin ekonomik veya başka bir
yönden mağdur olması bu suçun kapsamına girer.(5)
Hekimin tıbbi yardımı kusurlu ise, bireyin sağlığı tehlikeye girmişse (illiyet bağı bulunmak şartıyla) cezai sorumluluk TCK’nun 85. ve 89. Maddesine göre tayin edilecektir. Özel önemi olmayan hekim suçları ‘mesleki taksir ve
ihmal’ kategorisine sokulur.
Görevi Kötüye Kullanma (Vazifeyi Suistimal)
TCK Madde 257
1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında,
görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan
ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi,
bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (TCK
2004)
2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında,
görevinin gereklerini yapmakta ihmal ve gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu
görevlisi 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
3) İrtikap suçu oluşmadığı halde, görevinin gereklerine
uygun davranmadığı için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi
birinci fıkra hükümlerine göre cezalandırılır.
TCK MADDE 88
1) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit
bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması
halinde, mağdurun şikayeti üzerine 4 aydan 1 yıla kadar
hapis veya adli para cezasına hükmedilir.
2) Kasten yaralamanın olmaması durumunda verilecek
ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmal şeklinde işlenmiş olması gözönüne alınır.
Doktorlar; uygulamada sağlık mevzuatıyla ilgili hukuk,
Medicine
63
Geniş Açı
çalışma ve iş yönetim kurallarının kendilerine yüklediği
görevlere uymak zorundadır. Bunlara uyulmaması taksir
kabul edilir. (6)
Taksir TCK Madde 22
1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır.
2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık, dolayısıyla bir davranışın, suçun kanuni tanımında belirtilen sonucun öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
3) Kişinin öngördüğü sonucu istememesine karşın, bu sonucun oluşması durumunda bilinçli taksir vardır; bu durumda taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar
artırılır.
4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin
kusuruna göre belirlenir.
5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes
kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası
kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
Taksirle Yaralama TCK Madde 89
1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının
ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi,
3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
2) Taksirle yaralama fiili mağdurun,
a) Duygularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına
b) Vücudunda kemik kırılmasına
c) Konuşmasında sürekli bozukluğa
d) Yüzünde sabit ize
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza
yarısı oranında artırılır.
3) Taksirle yaralama fiili mağdurun,
Taksirle Öldürme TCK Madde 85
1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan
altı yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
a) İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanmasına veya bitkisel hayata girmesine
b) Duyularından veya organlarından birisinin işlevinin yitirilmesine
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına
d) Yüzünde kalıcı değişiklik oluşmasına
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine neden olmuşsa birinci fıkraya göre belirlenen ceza bir kat artırılır.
4) Fiilin; birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması
halinde 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden
fazla kişinin yaralanmasına neden olmuşsa, kişi 3 yıldan 15
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
5) Bilinçli taksir hali hariç olmak üzere bu maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması veya kovuşturulması şikayete bağlıdır.
6) Taksirli hareket sonucu neden olunan sonuç, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından bir cezanın
hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa; verilecek olan ceza bilinçli taksir halinde
½’den 1/6’ya kadar indirilebilir.
Kaynaklar
1. Elçioğlu Ö, Kırımlıoğlu N, Tıp Etiği İlkeleri-Çağdaş Tıp Etiği (Editör: Erdemir A.D. ve ark.) Nobel Tıp Kitabevleri 2003 İst.
2. Oğuz Y. Felsefi Yaklaşımların Işığında
Klinik Etiğe Giriş Klinik Etik (Editör:
Erdemir A.D.) Nobel Tıp Kitabevleri
2001 İst.
3. Arda B. Tıp Etiği Eğitimi, Çağdaş Tıp
Etiği (Editör: Erdemir A.D.) Nobel Tıp
Kitabevleri 2003 İst.
4. Erdemir A.D. Hekim Hasta İlişkileri ve
64
Etik Sorunlar Çağdaş Tıp Etiği (Editör
Nobel Tıp Kitabevleri 2003 İst.
• Türk Ceza Kanunu 2004 www.cezabb.adalet.gov.tr/mevzuat
5) Özden S. Y. Adli psikiyatri Şahinkaya
Matbaacılık 3p Mavi İletişim Danışmanlık Aralık 2007 İst.
• Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 1982
6) Ergun Z: Türk Medeni Kanunu
Gerekçeli Adil Basım Yayın 2002 İst.
• www.ceza-bb-adalet.gov.tr/mevzuat
Ceza Muhakemesi Kanunu
7) Özçelikyay G. Reçete ve Etik Sorunlar
Çağdaş Tıp Etiği (Editör: Erdemir
A.D.) Nobel Tıp Kitabevleri 2003 İst.
• www.ceza-bbadalet.gov.tr/mevzuat/
5271.htm Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
• Yılmaz Z: Yeni Türk Ceza Kanunu
Seçkin Yayıncılık Ankara 2004
• www.ceza-bbadalet.gov.tr/mevzuat/
5275.htm
Actual
Medicine
• www.ceza-bb.adalet.gov.tr/mevzuat
Türk Medeni Kanunu 2001
Nisan 2009
Download