İSLÂM'DA NAMAZ KILMAK شاءِ َو ْال ُم ْنك َۜ َِر ََٓ َْواَق ِِم الص َّٰلو َۜةَ ا َِّن الص َّٰلوةَ ت َ ْن ٰهى ع َِن ْالفَح "NAMAZI DOSDOĞRU KIL. ÇÜNKÜ NAMAZ (İNSANI) FENALIKLARDAN VE DİNE AYKIRI (ÇİRKİN) HAREKETLERDEN ALI KOYAR. ALLAH'I ANMAK (NAMAZ) ŞÜPHESİZ Kİ İBADETLERİN ENÜSTÜNÜDÜR. ALLAH BÜTÜN YAPTIKLARINIZI İNCEDEN İNCEYE BİLİR." (3) Muhterem müslümanlar, Namaz İslâm'ın beş esasından biri olup. Hicretten bir buçuk sene evvel Mi'racda, Allahü Tealânın emri ile günde beş vakit olarak tarz kılınmıştır. Namaz, Dinin direği, iman ağacının en olgun meyvasıdır. Her kim ki namazı devam üzere doğru ve tam olarak kılarsa, dinini kurmuş, İslâm binasını ayakta tutmuş olur. Efendimiz (S.A.S.) buyuruyor ki : "Dinimizin başı namazdır. Başsız insan olmadığı gibi namazsız din de olmaz."(1) Namaz Müminin Mi'racı, kalbe inançsızlık zehiri akıtan mikropların öldürücü ilâcıdır. Namaz, Allah ve O'nun Resulü (S.A.S.) ne imandan sonra bütün amel ve ibadetlerden üstündür. Namaz, Müminin evi önünde akan öyle coşkun bir nehirdir ki, mü'min günde beş vakit bu nehrin temiz sularında yıkanır, günahlarından arınır, kir ve paslarından sıyrılarak annesinden doğduğu gibi tertemiz olur. Allah Resulü bu hususu hadis-i şeriflerinde şöyle dile getirmişlerdir. "Bana söyler misiniz, evinin kapısı önünden bir nehir geçen ve günde beş defa o nehre girip yıkanan kimsenin üzerinde hiçbir kir kalır mı? (Oradakiler) "hayır üzerinde hiçbir kir kalmaz" diye cevap verdiler. Peygamber (S.A.S. "İşte beş vakit namaz (bu nehre) benzer. Allah bu namazlar sayesinde (kulun) bütün günahlarını yok eder." (2) Namaz, dünyalık bütün arzuların aldatıcı kapılarının yüzüne kilitlendiğini görerek ümitsizliğe düşen, dayanılmaz sıkıntıların ağında kıvranan kimselerin yüzüne açılan bir ümit, ferahlık ve rahatlık kapısıdır. Allah'ın dergâhında her türlü kederin silindiği yüreklere fısıldayan ilahî bir sesleniş anıdır. Namaz Mü'minlerin nefislerini terbiye edip, sindirmek için yardımına başvurdukları başlıca ibadet ve Allah'a inananlarla inanmayanları ayıran en belirtici alâmettir. Allah'ın Resulü bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur : "Bizimle kâfirler arasında ayırıcı fark, ilâhi bir teahhüt olan namazdır. Namaz İslam’ın ruhudur, İslam’ı yaşayabilmenin biricik yoludur. Namaz mü'mini hayata hazırlayan ve sayısız faydaları olan büyük bir ibadettir. Namaz, müslümanlar için üstün bir hayat tarzıdır. Hürriyet mefkuresini ve vicdanen hür yaşama aşkını insan ruhuna sindiren ve mümine imanını yaşatan, ibadetidir. Namaz, Cennet kapılarının anahtarı ve Allah'ın tükenmez nimetlerine karşılık kulun yaradanına sunduğu bir şükran bedelidir. Namaz, kulun kötülüğe gitmek isteyen ayağının kösteği, eğriliğe uzanmak isteyen elinin kelepçesi, yalan ve haksızlığı söylemek isteyen dudakların kilidi ve çirkin arzulara doğru gitmek isteyen nefsin dizginidir. Namaz çirkin, kötü ve yasak olan şeylerden insanları men eder. Günahların kefaretidir. Güzelliği diğer ibadetlerden ayrı olarak iman gibi kendindendir. Kendisinde en ziyade ibadetleri toplayan ve insanı Cenab-ı Hakka en çok yaklaştıran bir ameldir. Çünkü kul Rabbine namazda münacaât ederek Hak teâlânın azamet ve kudretini müşahede eder. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim de şöyle buyurur. "Namazı dosdoğru kıl. Çünkü namaz (insanı) fenalıklardan ve dine aykırı (çirkin) hareketlerden alıkor. Allah'ı anmak (yani namaz kılmak) şüphesiz ki ibadetlerin en üstünüdür. Allah bütün yaptıklarınızı inceden inceye bilir." (3) Muhterem Müslümanlar! Namazın faydalarını saymakla bitiremeyiz. Namaz, Allah'a bütün varlığımızla teslim olmaktır. Bütün dünya meşgalelerinden sıyrılıp yüce Mevlaya sığınmaktır. Bazı kimselerin, ben namaz kılmıyorum. İbadet etmiyorum ama kalbim temiz gibi söz söylemeleri gerçek dışı olduğu gibi bir müslümana asla yakışmaz. O halde aziz mü'minler! Allah’ımızın ilahi rahmet ve mağfiretine nail olmak istiyorsak müslümanca yaşayalım. Namazlarımızı tam bir samimiyetle kılalım. Çoluk çocuğumuza da 7 yaşlarından itibaren namazı öğretmeye başlayalım. Ve onlara bizzat örnek olalım, *** 1 — Camiu's Safir Harf-u Lam Elif 2 — Sahih-i Buharı Cilt: 2 say.475 H. No : 319 3 — Ankebût Suresi Ayet: 45 Şubat 1979