î : 25 31 . 3 .: 1340 manlarda maatteessüf tamamiyle durmuştur. En ziya­ de bu taş Avusturya'ya Viyana'ya ihraç edilirdi ve pek büyük bir kıymeti vardı ki, eski zamanda bir metre mikâbı bir taş takriben yüz ingiliz lirası yapardı. O kadar kıymetli bir taştı. Bu ihracatın sebebi tevekkufunu bendeniz bilmiyorum. İhtimal vekâleti aidesi bu­ nun sebebini takdir buyururlar. Yalnız Hasan Beye­ fendiden öğrenmek istiyorum ki bu kadar ihracat ya­ pan lületaşı acaba niçin geri kalmıştır? Satış azalmış­ tır. Bunun iç<n Vekâlet bir tedbir düşünmüş müdür? İkicisi; kil madeni Mihallıççık kazası dahilinde çı­ karılan kil madenidir. Mihallıççık kazası dahilinde çı­ kan kil madeni malumu âliniz çamaşırlık olarak sa­ bun makammda istimal ed lir. Fakat malumu âliniz gayet mahdut yerlerde kullanılıyor. Harice çıkamıyor, sebebi de nakliyat meselesidir. Eğer bu kil nakliyatı hafifletilecek olursa öyle ümit ediyorum ki, bütün Anadolu'da taammüm edecektir. Bu bapta Vekâleti aidesinden. bunu da istirham ediyorum. Eğer mümkün­ se Nafıa Vekâletiyle bu hususu tanzim ederek bu ki­ lin h»ç olmazsa Anadolu'nun her tarafına nakledilebilmesi imkânı bulunmalıdır. Bu madenin Hükümete ne kadar varidat temin ettiğini bilmiyorum. Fakat zanmma göre o kadar çok değildir. Bittabi varidatı da çoğalır. Evvelce bir şirket çıkmış vekâletten imtiya­ zını istemişti. Zannederim, fiyat takarrür etmediği için ihalesi teehhür etmiştir. Ancak o zamandan beri bu­ nun münakaşa ve müzayedesine dair gazetelerde hiçbir şey görmedim. Bu hususta Hasan Beyefendiden biraz malumat, istiyorum. Üçüncü maruzatım; efeirdiler! Ticaret Vekâletine raptetmiş olduğumuz Seyri Sefain hakkında elde et­ miş bazı malumatı Heyeti Celilenize arz edeceğim. Bu arzı kendim için bir vecibe ve fariza telâkki ettim. Heyeti Celilenize fazla tafs'lât vermemek ve bilâ lü­ zum münakaşata meydan kalmamak için yalnız Hol­ landa'dan gelmiş bir ecnebi mektubu ile vatanını pek çok seven diğer bir Türk'ün yazmış olduğu diğer bir mektuptan bahsedeceğim. Hollanda'dan Almanca ola­ rak gelen mektubun kısmen tercümesi şudur efendim : «Seyri sefainden memur edilen bir efendi ile tek­ rar müzakere ettik. Bu sefer dahi mesele, evvelce yazdığım misilîû bahşişi istihdaf ediyor. Yani rüşvet almak üzere fiyatı hakikinin tezyididir. Bütçeye ye­ niden yüzkırk bin İngiliz lirası vazedilmiştir. Diğer siparişata ilâveten yolcu ve hamule karışık olarak izmir'le istanbul arasında seyir ve sefer yapılmak üzere bir iki gemi alınmak isteniliyor. Bu gemiler 800 tonilâto eşya, 140 ve 150 yolcu istiabına mü­ sait ve kamara tertibatı mevcut ve beheri 10 ilâ 12 C : 2 bin ingiliz lirası fiyatındadır. 1 500 - 2 000 ingiliz lirası bahşiş olarak zam edilecektir. Nasıl söyliyeyim. Mesele her şeyden evvel daima bunun üzerine cereyan ediyor. Bu defaki işlerde de büyük bir me­ murla muavini mevzubahistir. İlâ.» Efendiler, malûmuâliniz bu gibi ticaret müesse­ seleri ve bu gibi firmalar, ticaret rekabetiyle ekse­ riya böyle yanlış birçok havadis .yazabilir. Bunların her yazdığına inanmak doğru olamaz ancak bendenizce pek vatanperver ve namuslu tanınmış bir Türk dahi bu malûmatı teyiden bir mektup göndermiştir. ismini söylemekte mazurum. Ancak kendisi pek va­ tanperver ve namuslu bir zattır. Hollanda'ya berayı ticaret gitmiş ve oradan bu mektubu göndermiş­ tir. O zatın verdiği mektubun hülâsası da şudur: Hükümet 140 bin İngiliz liralık kredi açmıştır. Vapurlar alacaktır. Bu vapurlar 1 0 - 1 2 bin lira kıy­ metinde olup buna % 15 komisyon ve münasip mik­ tar bahşiş de zam edilmektedir. (Bahşiş ne kadar ses­ leri) 1 500 ilâ 2 000 ingiliz lirası olduğunu diğer mek­ tupta yazıyor. İcabedenlerin nazarı dikkatlerim celbettiğini de ifade ediyor. Bu'bapta Hasan Fehmi Be­ yefendiden istirham ederim, malûmatları varsa He­ yeti Ceîileyi tenvir buyursunlar! TALÂT BEY (Ardahan) — Daha söylemeden ev­ vel ne söyliyeceğimi Heyeti Celile anlamıştır. Bu de­ fa Ardahan'ın evvelki sefaletlerinden bahsetmeye­ ceğim, aynı zamanda gayet güzel gravyer peyniri fabrikası bulunan ve dünyanın en güzel hayvanla­ rına malik olup gerek hayvanat ve gerek mahsulâ­ tı hayvaniyenin en nefislerini yetiştiren ve bilhassa balıkçılıkta pek büyük hüner gösteren bir muhit­ tir ki bendeniz Ankaralı olmak ve Ankara'da balın iyisinin yetiştiğini bildiğim cihetle ora ahvalleri­ nin burada tatbik edilmesini isterim. HALİL BEY (Zonguldak) — Sende varsa gön­ derde anlayalım. TALÂT BEY (Devamla) — Orada bulunan bal ve bilhassa tereyağı; diyebilirim ki İsviçredekilerden daha nefistir. Fakat efendiler, eritilmiş kehribar gi­ bi yağın okkası 40 kuruştur. Ardahan'da bir put kır­ mızı yün ikiyüz kuruştur. 25 okkalık bir koyun 250, 300 kuruşa satılıyor. Bununla beraber bir put arpa­ yı-- put ki 12 okkadır - 3 lira, 4 liraya tedarik ediyor­ lar, Yani bu hayvanat, fukaranın ellerinde bulunan sermayelerde yavaş, yavaş azalmaktadır. Sırf karın­ larını doyurmak için yedikleri de arpa unundan ya­ pılmış lâvaj simsiyah bir pidedir. Birbuçuk sene ben­ deniz de onu yemek tahammülünde elhamdülillah bu- — 144 —