HZ. PEYGAMBER AiLE HAYATI

advertisement
TARTIŞMALI İLMİ TOPLANTILl\.H DiZİSİ
HZ. PEYGAMBER
VE
AiLE HAYATI
Doç. Dr. Ali ÖZEK e Y. Doç. Dr. Ö. Faruk HARMAN
Y. Doç. Dr. Abdullah AYDINLI o Doç. Dr. M. Yaşar KANDEMİR
Doç. Dr. İ. Lütfi ÇAKAN e Doç. Dr. Hayreddin KARAMAN
Doç. Dr. Ümid MERİÇ Ci> Prof. Dr. Salih TUG
Y. Doç. Dr. Sadreddin GÜMÜŞ o Ali fuza DEMİRCAN
Doç. Dr. Mustafa ERKAL e Doç. Dr. İbrahim CANAN
Dr. Celal YENİÇERİ e Y. Doç. Dr. Raşit KÜÇÜK
Doç. Dr. Bekir TOPALOGLU
iLMi NEŞRİYAT
İÇ VE DIŞ TİCARET A.Ş.
Adres ,
Kızt&şı, Kamilpaşa
Sok N o, 17
Fatih/İST.
Doc. Dr. fsmail Liitfi CAKAN
M.O. fliihiyat Fakiiltesi
&retbn
oymi
AXah'a hamd; Rastdiine salat ve sdam ile sozlaime
baglarun.
kisa ifAdesiyle Hz. Muhammed'in yaqayl9 tarzl
demek alm s ii n n s t ' i ~hayatznher safhasini k a p a
yan biitiinlii$ii*I, a~ismdanele almak istiyorum. E y l e
1
3
2 konulnun seqiminde, son zaanavllarda dozunu arttrran
Smnet'e karg tavlrlar ve ya-y'mlarile on11 Hz. Beygamber'in ki~iselmzusunLm iisii;lii i& @:bi giistesmeye CaIqanlsrm mevcudiyeti -ir,ir~f otnzeliyim ki- rniiessir 01mugtur.)
Hiq ~ u p h ~ s Hz.
i z Peygambsri cpk yakmdan takib etrile imkan ve imtiyavna whip olan a s h iL b - i k i r 9, m '
xn. S h n e t~ emensel boyut.~i~Fndeanlap2 dayamad&laixn.1 gozden geqirmek de bize, lronunun anlaL1mda ward~rncloJm&tu. Zira aym qewe ve garilar altmda yagayan insanlam, Hz. Peygmberih, zamanla kendisine inanacak but* diinyawar i(in IslZun gerqe@ni ~ekillendismesine tepkile~ivve O'nu nasll algaladlklan 7bizce Eevkalade Gnem t@lmaktadv. Zka onlasm anlayqlan ile guxiimuzdeki siinnete yijnelik yaklagmlan rntvkkyese imkw
ancak bu yolla ternin edilel2lecektir.
aDe ki, ey insadar, ben sfzin hepinize giIklerin ve yerin s d b i Allah'm elqisiyirn.2 ayeti va kunuya ait c?i@r
1. Bilgi i@n bk. S . Nedvi, Hz. Muhammed Haldunda Konferanslar, (trc. 0. Reslrio~lu),s. 51 vd. (Rnkm-a 1067.
2. el-A'raf
(71, 159.
114 1 HZ. PEYGAMBER VE AİLE HAYATI
ayetler, Hz. Peygamber'in l'isaletinin ve dolayısıyla O'nun
sllimetinin, yaşama tarznun evrensel boy-ut ve karakterini ortaya koymaktadırlar. Dünyada İslam tebliğine muhafap iıısa.nlar arasında muhtelif bakımlardan değişiklik· ler gösteren kesimlerin bulunduğu dı\ aı;ıktır. Bu.."'llarm
her biri h!\yatta kendilerine ö r n e k olacak bir rehber e
muhtaçtırlar. Bu çeşitli kesimlerin herbirinin, zamanın
gereklerine göi·e hem müşterE;k hem dE; farklı haJlerle karşılaşacakları ise, pek tabiidir. Yatıp-kalkmak, yiyip-içmek,
ağlayıp-giUmek, alışverişte bulunmak, hayır-haserrat yapmak, öğrenip-öğmtmek. hastalanıp-tedavi olmak gibi hayatın bütün cilveleri içinde kendilerine örnek olacak bic
rini bulmak, ortak ihtiyaç ve arzularıdır. Bu durum, rüJ:ıi,
fikri ve hissi alanlarda ve iliş kilerde de arn en hatta daha
büyük boyutlarda geçerlidir.
İşte bütün bu toplum kesünlerinin bütün ihtiyaçlarını
ferd, aile, millet. ümmet ve. insanlık düzeyinde ve evrensel çerçevede karşılamak, şekillendirmek ve örııeklendir­
rnek üzere gönderilmiş bulunan Hz. Peygamber'in dav"
ranışiarı ve hayatı « ü s v e -i h a s e n e .~, 3 yani evrensel yegane hayat modeli ol&rak. Allah Teala tarafından
. takdim edilmiştir. Bu demektir ki, O'nun hayatında bü~ tün bu haya.t şart ve şekillerine göre İslam çerçevesinde
örn<ık almabil<ıcek ahenkli bLr çeşitlilik, zenginlik, seyyaliyet ve pratiklik bulunmaktadır. Zira dininiizin temel niteliklerinden biri «teklif-i ma la yııtak» (güc yetirilem~e­
yecek mükellefiyGtl ın bul.unrnamasıdı-r. Hz. Peygamber'in hayatırnn işte bu çeşitliliğini aslıab-ı kiram, ·O peygamberdir, bizden farklıdır, biz kendi işimize bakal.ıın•
yorumuyla değil; «O:nun bütün hareketlerinin bize bakan bir yönü mutlaka bulunmaktadır, biz O'nu örnek almalıyız» yaklaşımı içinde algılarmşlardır. Tabiatıyla Hz.
Peygamber'in hayatını değerlendirmeye kalkacak olanlar. bu evrensellilc niteliğinin ve hayatni her safhasına örneklik etme meziyyetinin farkında olmak zorundadırlar.
c
a. b. el-Ahzab (33J, 21.
SÜNNETlN BÜTÜNLÜGÜ 1 ııs
Memnuniyetle kaydedelim k:., Hz. Peygamber'in hayatını
insaf ile yeterince inceleyen herkes neticede, •tarih boyunca başka hiç bir kimsede toplanınanuş, hayatın her
yönünü etkileyen, şekillendiren üstün hasletlerin Hz. Muhanuned'de bir arada görüldüğünü itiraf etmekten kendilerini alamaJIUşlar ve alamamaktad:ırlar.
Hz. Peygamber'in peygamberlik öncesi hayatı ile ilgili tesbitierin özü, Mekke toplumunun yaşadığı putperestliğin ve temiz iilban fıtratına aykın yaşayış biçiminin
dışında kaldığı, afif ve doğru
yaşadığı, haklılara taraf,
haksızlara karşı olduğu ve t e h a n n ü J!_ ederek, yani
belli siirelerle toplumdan ayrılıp bir mağarada uzlete çekilerek günlerini tefekkür ve arayışla geçirdiğldir4. Tek
cümle ile ifade edecek olursak, •temiz bir geçmişe sahip
olduğ·u»dur. Hatta ilk vahiy olayında, kendisine gelenin
niteliği konusu..Dda tereddüt geçiren Hz. Peygamber'e, eşi
Hatice bu temiz geçinişini hatıriatmış ve a,ydınlık geleceğinin delili olduğ"lli-:ıu söyleyerek O'nu teselli etınlştr5. Hz.
Peygamber'e herkesten önce en
yakınlarının, me.selfL
O'nun en gizli v-a özel hallerine vakıf eşinin iman etmiş
olmasında da
O'nun temiz geçmişinin (;tkisi büyüktür.
• Daha önce yıllarca. aralannda yaşanuş olan• b Hz. Poygamber'e, peygamberliğini tebliğe başladıktan ııonra mü..5·
rikler tarafından yakıştlTılmaya çalışılan olumsuz hiç bir
sıfatın tutmamasmde/ da önceden bu söyleeliklerini doğrula­
yacak en küçük bir delile sahip olarnamalan buyük rol
oynamıştır. Safa Tepesi davetinde •senin yalan söylediği­
ni görmedik· diyen Kureyş uluları; Necaşi'nin huzurunda «,., O'nun bütün fazHetlerini, doğruluğunu, iffetini
baştan beri gayet yakmdan ve mükemmelen biliyorduk ... »
7 diyen Ca 'fer b. Ebi Tali b: Bizans Kayser'i Herakliyus'un,
4. bk. Buhil.ri, bed'u'l-vahy 3; İbn lliş<i.ın, Siyre, L 251.
5. bk. İbn Hişam, Siyre, I, 253.
6. Yümıs (10), 16.
7. İbn Hişı'Lm, Slyre, ı. 217-216.
8. bk. BuhAr!, bed'u'!-vahy 3.
116 1 HZ. PEYGAMBER VE AlLE HAYATI
- Peygamberlik iddiasından önce hiç yalan ile itharn
eder miydiniz? sualine.
- Hayır, diyen;
- Hiç gaclrecler, verdiği sözden döner mi? sorusuna
da;
- Hayır, gadredmez. Ancak biz şimdi O'nunla pir
müddete kadar mütareke halindeyiz. Bu müddet içinde
ne yapace..ğını bilınirorum» cevabn1ı veren sonra,, da «Muhammed'in aleyhinde sadecn bu cümleyi söyleyebildim•
itirafmda bulunan Ebu Süfyan, hep O, «t~miz g<ıçmiş•in
şahidleridirlerB
Hz. Peyga.mber'in «temiz bir geçmiş sahibi olduğu"
üzerinde durmamız, O'nun sünnetinin çerçevesi
içine peygamberlik öncesi davram-şla.nnı da katmak isteyen hadisçilerin hiç de haksız sayılamayaca;kla:rım vurgulamak, bir: lıa.şka ifade ile, Hz. Peyga.mbe•r'in peygamberlik öncesi hayatınm bile örnek alma:bilecek berra;klı.clt ve
temizhkte olduğunu belirtmektir. Tabiatıyla buna karşı­
lık peygamberlik ~onrası davramşla.nnı bölüp p<;rçalama
düşüncelerinin de isabetsizliğine ve aşırılığına işaret etmektir.
Hz. Peygamber'in peygamberlik günleri hemen hemen
dakikası da;kikB!sma gözler önündedir. Özellikle Medine,'de kuruluş günlerinin yoğun faa.Jiyetleı· içinde, toplum
O'nu her şeyiyle .izleme imkanı bulmuştur. Zaten yüce
Yaratıcı da, Hz. Muhammed'in sadece sözlerini değil, bütünüyle hayatını, İslam tebliğine muhatab bütün insanlara izlemeleri gerekli örnek olarak tB!kdim etmiş, Allah'ı
sevmenin yeıgane tezahürü olara;k hildinniş ve şöyle buyurmuştur: ·De ki, gerçekten siz AllaJı'ı seviyorganız, bana tabi olımuz !{i, Allah da sizi sevsin .. • 9.
gerçeği
Şu dB! bir gerçektir ki, ömek almacak şahsın, pratik
örnek olması büyük önem taşımaktadır. Bu da o şahsın o
olaylarla, daha önce karşılaşmış yani bizzat yaşamış ol-
9. Al-i
lmran
(3), 31.
SÜNNETiN BÜTÜNLÜGÜ 1 117
maBıyla mümkündür. Ümmeti için Hz. Muhammed'in yegane örnek oluşu b!raz da bu yönden düşünillınelidir. Zira. s ün n ~- t , Hz. Peygamber'in, Allah'ın enı.irlerine uy-
gun hareket etmek maksadıyla seçip yaşadığı hayat, gityol demektir. Bir anlamda da s ü n n e t, son ilahi
kitap Kur'ftn'ın,
«Son peygamber>>, «fılemlere rahmet»,
«üsve-i hasene,, «büyük ahlak sahibi,, <<mü'minlere düş­
kün ve onların sıkıntıya uğraması kendisine çok ağır gelen• ı o bir Allah elçisi olarak Hz. Muhammed tarafından
e v r: e n s e l planda ortaya konmuş p e y g a m b e r i
y o ı: u m u 'dur. Bu sebeple de Kur'an-ı Kerim, beşeri,
coğrafi, tarihi, sosyal, mesleki ve ekonomik farklılıkları­
n9. rağmen bütün insanlan Hz. Muhammed'in ,sire.tin-e, hayat modeline uymaya, O'nun izinden gitmeye, O'nuı1 yolu.Tta koyulmaya davet etmiştir. Çünkü O'nun süı1neti
muhtelif toplum kesimlerinin hepsine biTden örnek olar
bilecek zenginliktedir. Çünkü O'nun hayatı c a n 1 ı
K u r: ' a n niteliğiyle insan hayatma tam bir uygulama
örneği ve ışığıdır. Herkes O'nda ömek alacak bir çok yön
bulabilir. Sünneti bu bütünlük, zenginlik: ve evrenseUik
içinde düşün<ımeme.k, Hz. Peygambecr'i ve O'nun şekillen­
dirdiği İslam pratiğini ·kavramakta ve tabiatıyla Hz. Muhaıruned'i anlamakta çekilen güçlüklerin ve düşülen yanc
lL~lann gerçe•k seh€hidir. Konuya ait bütün olumsuz ve
temelsiz düşünce ve beyanıann düzeltile bilmes.i, sünnel"i
evTensel boyut ve bütürilüğü içinde al.gllamaya bağlıdır.
Aslıab-ı kirarn bu gerçeğin farkında idile>:. Onun için de
Hz. Peygamber'den gördükle•rlıli kendi şartlannda derhal
uyguluyorlardr. Hatta sevgide bile Hz. Peygamhe.r'e uyma)'1 yeğliyorlardı. ·Ebu Eyyıib el-Ensari (r.a.J anlatıyor:
•Ra>Sü.lulLalı (s.a.. J kendisine bir yiyecek sunulduğu zaman, yiyece.ği kadar yer', artanı bana gönderirdi. Birgün,
içinde sarımsak bulu::ıan bir kap yeme.ğini hiç el sürmeden
bana iade etti. Bunun üzeıine kendilerine gittim ve •Sa~
rımsak yemek ha.ram mıdır?• dedim. O (s.a.l:
tiği
10. Sırasıyla bk. el-Alızab C33l, 40; el~Enbiya C21l, 107: elAhzab (33), 21: el-Kalem (68). :ı: et-Tevbe (9), 128.
118 1 HZ. PEYG.'ı.JvfBER VE AİLE HAYATI
•-
Hayır,
değildir;
haram
ancak ben kokusundan
dolayı hoşlanınıyorum•
buyurdu.
Ebu Eyyüb <ıl-Ensaxi de;
"- O halde sizin hoşlanmadığmızdan ben de hoşlan­
mıyorum• dedi 11 •
Aslıab-ı kiram'ın Hz. Peygamberi algılama çerçeves'.ni İmran b. Husayn (r.a.l şöyle dile getirmektedir: •Nehiy-yi ekrem (s.a.l 'i uyuduğu vakit kendiliğinden uyanmedıkça biz uyandırmazdık.
Zira uykusunda kendisine
(vahy geltp-gelme-yeceğini, l:ıasılıl ne olacağını bilemez<;.: ! l'
,. i *ı'"'
... ~' ı'
. » 12 •
dik
Ashfub-ı kirarn'ın
bilgiler arasında Hz. Peyevrensel boyutta uygulanabilir bir
bütünlüğe ve karaktere sa:hip olduğunu gösteren. bii'kaç
tesbiti şöylece s"·alayabiliriz: O (s.a.l , yaprlabilecekleri
eınrederdi. Hz. Aişe arılatıyaı·; ·Rasülullah <s.a.l ashabı­
na eınrettiği ·zaman dalına arnelierin kolaylıkla üstesinden gelebilecekleri miktar ve şeklini emrederdi• 1 3.
gamber'in
verdiği
sünnetiniıı
Dmınetini düşüııürdü. İbn Abbas lr.a.l Hz. Peygamber'hı,
•Ümmetimi meşakkate sokacağımdan endi5e etmeseydim, yatsı nama.zını geç saatlerde kılmalarını eınre­
deroim· buyurduğunu; Ebü Hureyre lr.a.l da ·Ümmetime zorlul< olacağından endişe etıneseydim, onlara her abdest alırken misvak kullanmalarını emrederdim.• buyurduğunu haber vermektedirler. Yine Ebü Hureyre lr.a..l'ın
bildirdiğine göre
HZ. Peygamber; ·SİZİ BİR ŞEYDEN
MEN ETTİGİM ZAMAN ONDAN KESİNLİKLE KAÇININ.
BİR ŞEY EMRETTİGİMDE İSE, ONU GÜCÜNÜZ YETIİ­
GİNCE YERİNE GETİRİN·
14
buyurmuştur.
GOOteroiği
yolda dini gayretle de olsa, aş>n devranılmasını asla tasvib etmemiş, • Bazılarına ne oluyor ki, benim işiediğim bir
şeyi işlemelden
çekiniyorlar. Allah'a yemin ederim ki, on-
ll. Ahnted b. Haııbel, V, 416-417.
12. Buhari, teyemınüro 6.
13. Tecrid Tercemesl, !, 36.
14. Buhari, i't.tsam 2.
SÜNNETiN BÜTÜNLÜGÜ 1 tl9
lar içinde Allah'ı en iyi tanıyan ve O'ndan en çok korkan
benim» 1s buyurarak, kendisi11den daha ileri bir ınüslü­
man olma imkcmı bulunmadığını ifade etmiştiı-. Şuna da
iŞ<iret edeUm kj, yapıle.bileceklgri emretmiş olmasına rağ­
men, altırn çizerek söylüyoıu.n1, O'nun emirlGrini ö n e ms e m e y e r e k karşı çıkanları da. asla hoş karşılama­
mıştır. Selerne b. Ekva' anlaüyor.
Hasuluilah Cs.a.l sol
eliyle yemek yiyen Büsr b. Rai'l-ayr'i gördü ve kendisine
«Sağ elin!e ye!» buyurdu. Bü~~ «Sağ elinıle yiyemiyorum~
dedi. CMüslım'de Büsr'ün, bu sözü kibirlenerek söyledi.ği­
ne işaret edilmektedir ı. Hz. Peygamber; "Evet yiyemezsin!> buym'du. Ravi Selerne b. Ekva' diyor ki, "bundan
sonra adamın sağ eli ağ·zına ulaşamaz oldu» !6.
Hz. Peygamber çevresine karşı
gö-ze-tirdL E..-rıes b. Malik (r.a.l 'ın şu
göstermektedir.
duyarlıydı,
cemaa ti
bunu
müş:ihadeleri
"Rasulullah Cs.a.l tamP,m olmak kaydıyla insanların
en hafif namaz kıldıranıydı.» "Rasülullah Cs.a.l namazdaykeıı, anasuun yanmda mescide gelmiş bir çocuğun ağ­
lamasmı işitir de kısa bb- süre okuyuverirdi." 1 7
Yalnız
başına rı...:amaz
kil ar k en ne kadar
uza:tıhrsa uzatıls.ın,
ce-
maatle kılarken mutlaka arkadakilerin hallerinin dikkate alınması geTeğini ısrarla helirtirdi. Meselıenin gen.el
prensibini de
"KOLA.YLAŞTIRINIZ, ZORLAŞTIRMA YINIZ; MÜJDELEYİNİZ, NEFHET ETTİRMEYİNİz,, 18 şek­
linde tesbit ve ilan etmiştir.
Bu nakillerden çok açık şekilde anlaşılacağı gibi sünnet, kolayla.ştırma ve sevdirme çizgisinde. İslam'ın uygulanışından rbarettir. Bu yüzden de her insan ve insan grupları sü_nnette ·kendileri için en uygun uygulamayı ve örne·ği bulabilirler. Mesela eğictimci, mescidde halk eğitimi,
Suffa'da akadeınlk eğitim ile m.~şgul olan, m u a ı l i ın
15. Buh3.rl, i'tisam 5.
lB.
1'7.
lH.
Ahmed b. Hanbel, VI, 46.
ezan. 65; Müslim, salat 37, 137
BulıAri,
Buhfıri,
ilim ll.
120 1 HZ. PEYGAMBER. VE AİLE HAYATI
olarak gönderilmiş bulunan Hz. Peygamberi rehber edinebilir. Öğrenci, kendisine vahy getiren Clbril'in önünde
diz çöküp oturan Peygamber'i örnek alır, Ramazan'da
b i ı g i m u k a b e 1 e s i ye.pan Hz. Mulıammed'i düşü­
nebilir. Muzaffer bir komutan ve fatih, Bedir'de, Huneyn'de düşmanı kalu:eden, Mekke'ye muzaffer ordusunun başında giren Hz. Peygamber'i izleyebilir. Mağlübiyete uğra­
mış bir komutan, Uhud Harbi'nde şehidler ve yaralılar arasında dolaşan Hz. Peygamber'i gözünün önüne getirebiliT. Yiyecek-içece.k sıkıntısı çeken ordu, Ceyşu'l-usre denilen Tebük Harbi ordusunun hazırlıklarmda v~ yolundaki ·Hz. Peygamber'i hatırlar. Yolda başkasının malın­
dan istifade etmek zqrunda kalan ordu şu olayı örnek alabilir: Susuz bir yerde konaklamak zorunda kaJan İslam
ordusu için Hz. Peygamber, Hz. Ali ile bir başka saha·biyi
su aramak için gö,·evlendirir. Onlar da yolda, iki büyük
su kırbası taşıyan bir deve ile gitmekte olan bir kadına
ra.stlarlaı·. Suyun yeıini sorarlar. Ka<lın, suyun bir güne
lük mesafede olduğunu söyleyince, ·haydi öyleyse bizimle
geleceksin· del'ler ve kadını alıp Hz. Peygamber'e ge•tirirler Hz. Peygamber, Icwbaların ağzını açtınr, azıcık su aln·,
suyu tekrar kırba;ya boşaltır ve •herkes ihtiyacı kadar su
alsın· buyurur. Bütün ordu suya kandığı ha1de krrbaJar
hala doludur. Sonra da ·haydi bu kadına birşeyler verin•
buyurur. Oracıkta toplanan hurnıa ve diğ'er yiyecekle!rden
bir çuval doldurulur. Kadm, hem dolu su kırbaları hem de
bir çuva.J yiyecekle kahilesine döner. Olaııi-biteni anla;t1r
ve sonunda Hz. Peygamber için •ya çok büyük bir sihirbaz
ya da gerçekten Allah'ın rasfılüdür• der. Daha sonraları
bu ka<lın, kabilesinin müslüman olmasını sağlar19, Yediği
üzümün bedelini bağına bağlayan ordu, herhalde Hz. Peygamber'in bu uygulamasmdı>.n esinlenmiş olmalıdır.
Diplomat, Akahe be;y'atlannda, Medine'deki muahat
ve saldırmazlık anlaşmalarmda. elçiler ve mektuplar teatisiı1de ve nihayet Hudeybiye Musalahası'nda'ki Hz. Mu19. BuhA.ri, teye-tnmüm 6.
SÜNNETiN BÜTÜNLÜGÜ 1 121
hammed'i ön1ek alabilir. Özellikle Hudeybiye'de bütün ashiı.bı sinirlendiron ve görüntüsü hiç de ho~ olmayan maddeleri kabul eden, Mekke'den kaçıp gelmiş Ebıi Cendel'i
hemen oracıkta, «anlaşma gereğidir)) diye zalim ba:basına
teslim eden, dönüş emrine ashabın uymaması üzerine, kendic;i herkesin gözü önünde traş olup kurbanını keserek
ihramdan çıkan Hz. Peygam\)er'i düşünebilir. «Resmen tanmmayı, temin için kabul edilen ağır şartların ötesinde
«büyük fethh görebilen büyük diplomat Hz. Peygamber'i
ha tırlar.
Hasılı her meslek ve meşrebten insan, Hz. Peygamber'in hayatmda kendisi içm örnek olacak 'birçok yön ve
olay bu1ur. Çünkü, bütün bu insanlığı bir şahsiyette toplayıp misa!lendirmek. Allah Teiı.la için asla zor değildir.
Bu sebeple diyoruz ki, Hz. Peygamber'in siyreti, hayatın
her sa.flmsmı kapsayan bir bütünlük içindedir. O, Allah
Tema'nın kendisine verdiği yetki ile, ülkelerinde krallara,
devlot başkanla.rına; yollarda, yayiaklarda çobanla.ra;
mektelblm·de hocalara.; sımflarda. talebelere; ohalarda fukaraya; köşklerde ağniyaya; otağlarda,, kışlalarda ordulara, komutanlara; yuvalarda analara~babalara, yavrulara,
kısaca bütün dünyalılara aynı çağrıyı yapmakta, kendisini izlemeye davet etmektedir. Çünkü, O'nun s i y r e t i
bütün insanlık için en güzel örnektir. Çünkü O'nun sünneti, dünyayı kucaklayıcı biY zenginlik, çeşitlilik, pratiklik, bütünlük ve ahenk manzıimeE>idir.
Hz. Peygamber'in lıarb - sulh, ibadet-ticaret, hak ve
adalet gibi ciddi ve yüksek konularla meşgul olması hemen herkes tarafından
pek tabii karşılandığı halde,
O'nun, günlük insan hareketlerinin biçim ve şekilleıiyle
de meşgul olmasını bazıları aloJlarma sığdıramayabilirler.
Nitekin1 Selına,n-ı Farisi'ye bir müşrik binz da alaylı hiı­
eda ile şöyle demiştt
Görüyorum ki dostunuz !Muhammed), size her
ama herşeyi, hatta helaya nasıl <>tuı•ıu:ağmızı bile öğ­
«-
şeyi,
retiyor? .. ,
120 1 HZ. PEYGAMBER VE A!LE HAYATI
olarak gönderilmiş bulunan Hz. Peygamberi rehber edinebilir. Öğrenci, kendisine vahy getiren Crbril'in önünde
diz çöküp oturan Peygamber'i örnek alır, Ramazan'da
b i 1 g i m u k §.. b e 1 e s i ye..pan Hz. Muhammed'i düşü­
nebilir. Muzaffer bir komutan ve fatih, Bedir'de, Huneyıı'­
de düşmanı kahreden, Mekke'ye muzaffer ordusunun başında giren Hz. Peyganıber'i izleyebilir. Mağlübiyete uğra­
mış bir komut.all, Uhud Harbi'nde şehidler ve yaralılar aras\nda dolaşan Hz. Peygamber'i gözünün önüne getirebilir. Yiyecek-içecek sıkıntısı çeken ordu, Ceyşu'l-usre denilen Tebük Harbi ordusunun hazırlrklarında ve yolundaki Hz. Peygamber'i hatır!ar. Yolda başkasının malın­
dan istifade etmek zorunda. kalan ordu şu olayı örne:k alabilir: Susuz bir yerde kona;klama:k zorunda kalan !slam
ordusu için Hz. Peygamber, Hz. Ali ile bir başka sahabiyi
su aramak içlıı görevlendirir. Onlar da yolda, iki büyük
su kmbası taşıyan bir deve ile gitmekte olan bir kadına
rastlarlar. Suyun yerini sorarlar. Kamn, suyun bir günlük mesafede olduğunu söyleyince, ·haydi öyleyse bizimle
gelecekslıı• derler ve kadıru alıp Hz. Peygamber'e getirirler Hz. Peygamber, kıl'balarm ağzım açtınr, azıcık su alır,
suyu tekrar kırbaya boşaltır ve ·herkes ihtiyacı kadar su
alsın" buyurur. Bütün ordu suya kandığı halde kırbalar
hala doludur. Sonra da •haydi bu kadına birşeyler verin•
buyurur. Oracıkta toplanan hurma ve diğ'er yiyecekle<rden
bir çuval doldurulur. Kadın, hem dolu su kırbalarr hem de
bir çuval yiyecekle lrabile,sine döner. Ola:ni-biteni anl&br
ve sonunda Hz. Peygamber için .ya çok büyük bir sihirbaz
ya da gerçekten Allah'ın rasülüdür» der. Daha sonralan
bu kamn, kabilesinin müslüman olmasım sa.ğlart9. Yediği
üzümün bedelini bağına bağlayan omu, herhalde Hz. Peygamber'in bu uygulamasındı>.n esiıılenntiş olnıalıdır.
Dlplomat, Akabe bey'atlarında, Medlııe'deki muahat
ve saldırmazlık anlaşmalarında. elçiler ve mektuplar teatisinde ve nihayet Hudeybiye MuS'ahı;ha;sı'nd>ıJki Hz. Mu19. Buhari,
teyeinmüm 8.
SÜNNETiN BÜTÜNLÜGÜ ! 121
hammed'i önıek alabilir. Özellikle Hudeybiye'de bütün asha.bı siniTlendiron ve görüntüsü hiç de ho; olmayan maddeleri kabul eden, Mekke'den kaçıp gelmiş Ebü Cendel'i
henıen oracıkta., «anlaşma gereğidir, diye zEı.Jim ba.hasına
teslim eden, döıiüş eım-ine ashabın uymaması üzerine, kendiı;i herkesin gözü önünde traş olup kurbanını keserek
ibramdan çıkan Hz, Peygamber'i düşünebilir. ·Re6men tanınmayı» temin için kabul edilen ağır şartıann ötesinde
•büyük fethi» görebilen büyük diplomat Hz. Peygamber'i
ha tırlar.
Hasılı her meslek ve meşrebten insan, Hz. Peyga,ın­
ber'in ha,yatmda kendisi için örne·k obcak ·birçok yön ve
olay bulur. Çü:o.kü, bütün bu iıısanlığı bir şahsiyette toplayıp nıisallendinnek. Allah Teala için asla zor değildir.
Bu sebeple diyoruz ki, Hz, Peygamber'in siyreti, hayatın
her saflmsını kapsayan bir bütünlük içind·edir, O, Allah
Teala'mn kendisine verdiği yetki ile, ülkelerinde krallara,
devlet başkanla.rına; yollarda, yayiaklarda çobanlara;
mektehle·rde hocalara; sınıflarda. talebelere; ohalarda fukaraya; köşklerde ağniyaya; otağlarda, kışlalarda ordulara, lcomutanlara; yııvalarda analara~babalara, yavrulara,
kısaca bütün dünyalılam aynı çağrıyı yapmakta, kendisini izlemeye davet etmektedir. Çünkü, O'nun s i y r e. t i
bütün insanlıl< için en güzel örnektir, Çünkü O'nun sünneti, dünyay1 kucaklaryıcı bic zenginlik, çeşitliliik, pmtiklik, bütı:inlük ve ahenk manzıimesıidir.
Hz. Peygamber'in harb - sulh, ibadet-ticaret, hak ve
adalet gibi ciddi ve yüksek konularla nıeşgul olması hemen herkes tarafından
pek tabii
karşılandığı halde,
O'nun, günlük insan hareketleıinin hiçim ve şekilleıiyle
de meşgul olmasını bazıları alnJlanna. s>ğdıramayabilirler.
Nitekim Selman-ı Farisi'ye bir müşrik b\r"z da. alaylı bir
eda ile şöyle demiş1Ji,
Görüyorum ki dostunuz !Mulıammedl, size her
ama herşeyi, hatta helaya nf\Sıl nturacağınızı bile öğ­
retiyor? .. »
«-
şeyi,
122 1 HZ. PEYGAMB':R VE AİLE HAYATI
Selman, gayet ciddi ve pek tabii olarak tasdik etti ve;
bıyla
Evet, dedi. Sonra da Hz. Peygamber'in tuvaJet actailgli tavsiyelerini sıraladı'o.
Takdiı· edileceği gibi,. .insan hayatmın her safhası ve
her iş'i öneınlidir. Hiç ku0kllsuz, işlerin v~ konuların bir
hiyerarşisi vardır. Fakat insan hayatının bir parçası olara1< herşeyi11 belli şekillerle ıslah edilmesi. inanç sisteminin gereklerine uygun hale getirilmesi a.yrn derece önemlidir. Hz. Peygamber, bir baba glbi ümmetine her konuyu
öğre,tnıiş. onların izzet ve şerefin_e yaraşır davranışları onlara göstermiştir. Bunda ·küçük işlerle meşguliyet gibi bir
basitlik· değil, .en küçük ayrıntıyı bile ihmal etmeme derecesinde bir ciddiyet, sorumluluk ve insanı bir bütün <>larak değerlendirme» gibi derin v:e aruamh bir hassasiyet
yatmaktadır. İşte Selman (r.a.l bunun farkındaydı ve güya aklınca alay etmek lsteyen •Peygamber de böyle şey­
lerle meşgul mü <>lurmuş?, demeye getirei1 devrin çağdaş­
müşrik kafasına gerçeği bütün safiyeti ve açıklığı ile- haykınyordu, ·Evet. herşeyi bize O öğretiyor•. Abdullah İbn
Ömer (r.a.l de kandlsine gelip •biz hazar namazı ile, havf
namazını Kur'an'da buluyoruz. Fakat sefer n:amazmı Kur'an'da bulamıyoruz. Nasıl oluyor bu?• diyen Ümeyye b.
Alıdillah b. Halid'e; •- Bak yeğeniın! Biz hiç bir şey bilınezken Allah bize Muhammed'! peygamber <>larak gönderdi. Biz, Muhammed'i neyi yaparken görmüşsek, onu
öylece yaparız.»21 eliyor, ashEı..bın bilgi kaynağının ve her
sa,hada yegane ömeğ\nin Hz. Muhammed olduğunu açık­
ça ifade ediyordu.
Aslıab-ı kiram'ın en çok dikkat gösterdiği konu, Hz.
Peygamber'in beyan ve davranışlanydı. Sümame b. Hazn,
Hz. Aişe validemize ··nebiz'in hükmünü sordu.· Validerniz
hemen (ismi meçhU.ll Ha;beşL cariyeyi çağn-ıp Sümame'ye;
20. Müslim, ta.hclre 57-58; Ehü Dıivü.d, tahare 4; Tirmizi, ta·h.:':t"'e 12.
21. Nesı\i, taksir l; İbu Mace, ikame 73; Hakim
n~k. I, 258; Ebü Gudde, Lemehat, s. 18.
el-Müsted-
SÜNNETiN BÜ'I'ÜNLÜGÜ 1 123
· - Bu, Rasülullah'a hizmet etmiştir, ona sor>• derli. Cariye de sualı;
·Rasülullah'ın şırasını geceden sıkar VP tulumun ağ­
zını bağlar, asardım. Sabah olunca Rasulullah ondan içer-
di» şeklinde cevaplandırdı". Burada. Rasülullah'> en yakın­
dan izleme iw..kanı bulan bir cariye bile otsa, ondan Hz.
Peygamberin davranışmı öğrenme eğllimi'1i ve geleneği­
ni görüyoruz. Zü-a aslıab-ı kirii.m, h i k m e t ' i Hz. Peygamber'in şahsında. siyretinde ve o si·yreti !myatlanna uydmma.kta biliyor, buluyoı· ve yaşıyorlardı. Şüphesiz onların erişil:ınez faziletleri de bu özellıkleıi.nden !kaynaklanıyordu.
Hz. Peygamber'in sünnetinin, evreneel karakteridir ki,
ashab-ı kiram'ı onu deği<;tirrnekten alıkoymuştur. Hz. Aişe
vi'ı.lidenıiz «eğer kadıniann yeni yeni icad ettikleri halleri
Rasülullah görseydi, -tsrailoğullarımn kadınlarının menolunduğıı gibi- onları mescidlere gitmekten menederdi»
23 diyor, fa:kat böyle biT yasaklama yoluna ne kendi$i gicı;yor ne de halifel€rden böyle lıh· yasa;k getinnelerini istiyor. Çünkü hem, ·Allah'ın hanım kullarını, Allaih'ın mesc
cidierinden ınen etmeyiniz·21 hadis-i şerifi varoı hem de
bu peygamberi >znin ümmet çapmda hiT anlamı olabilirdi.
Öte yanda.n Hz. Peygamber. ilahi vasıflann kendisine
yakıştmlmamasını istediğinde25, dünya işleri ile iigjli bazı teknik konularda26, davalaruı hük..'!le bağlarımasmda
2 7 ve lbadetlerin edas>nda yanrldığııncta'S kendisinin bir
b e ş e r olduğunu ı s r a ı~ l a hatırlatnnştır. Bunun sı­
mrını da « - Hakkında vahiy gelmentiş konularda ben de
22. Tecrid Te-rnıecesi, I, 326.
23. Buhari, ezan 163; Müsliın, s.alat 144; Muvatta\ kıble 15-.
24. Buhari, cuın'a 13; Müslim, s.alat 138; Muvatta.'. kı:blB 13.
25. Buhari, enbiya 48;
Daıimi, ıikaJk
68; Ahmed b. Hanbel,
!, 23-24.
26. Müslim, feda-il 139-141; İbn Mı'we, ruhun. 15; Ahmed b.
Hanbel, V, 18, 298; .VT, 128.
27. Bubaıi, şehıl.dat 27; hiyel 10; alıkarn 20; Müslim, e.kdiye 4.
28. Buhitri, salat 31; Müslim, mesB.cid 89, 92, 93, 94.
ı24
1 HZ. PEYGAMBER VE AİLE HAYATI
sizin gibiyiın•2 9 buyurar 3.k çizmiştir. Öte yandan « - "Ben
unutururu veya unutturulurum ki, bir sünnet ortaya koyayım»Jo buyurmaktadır.
Bütün bu gerçekler çerç.e:vesinde sünnetin, hayatın
her safhasım kapsayan bir bütünlük, zenginlik ve çeşit­
lilik manzumesi olarak aJgılanma ve aıılaşılması Hz. Peyge:mber'in davranışrannın ve örnek oluşunun !belli sahalarda nu, yoksa her sahada mı olduğunu; ·bu- ba.şka ifade
ile, sünnetin bağlayıcılığı konusunu haliyle düşündüre­
cektir. Hatta, daha değişik bir ifade ile, din-dünya ayırı­
rnma ruhsat olup-olmadı{(ı tartışmasım bile düşündüre­
cektir. Yani ·siz dünyanızın işini daha iyi bilirsiniz· 31 beyanı, ·benim dünya ile ilgili uygulama ve uyanla:rıma kulak asmayın• anlamında mı, yoksa; ·bu salıada benim de
yanılabileceğim ihtimalini dikkatten uzak tutmayın» manas>ııda mıdır? Bu beyandan hareketle, •Hz. Peygamber'in bazı konulardaki yaşayış tarzını t'lkrb etmek VACİB
değildlı·» demek, eğer onların tamamen terkini, önemsizJiğlııi telkin ediyorsa; ilmi açıdan gerekli de olsa, böyle bir
ayırım neticede,. din-dünya aynlığı fikrini tervic ve ta.svib
anlamı taşımaz :mı? Yoksa, zaten kendi tçinde, önce, i s t i t a ' a t şartına. bağlı olarak lbir hiyerarşisi !:>ulunan
n e b e v i uygulamalann tamannnın e v r e n s e l çapta ü m m e t için ö r n e k teşkil etüğiııi söylemek mi
gereklidir?
Sünneti evrensel bütünlüğü içinde düşünmek ve onu
her hareketimizde çıkış noktası ola.ra!k benlınsemek, kendi içimizde ta.tm1n edici bir yoruma kavuşturaxnadığımız
sünnet v:erilerlııi hemencocik reddedivermekten hizi kurtaracağı gibi, onların da. geçerli olabileceği yöre ve dönemlerin bulunabileceği fikrine· ve rahatlığına ulaştıra­
caktır. Bu da İslam kültürü demilk olan s ü n n e t ' e
dair hiçbir bilgi ve ·belgenin zayd olmama'sı demektlı·.
29.Heysemi, Mecm.eu'z-zevidd, IX, 46 (Taben\ni'den naklen).
30. Muvatta', sehv ·2.
31.
Müslim, fedeJI
141.
SÜNNET1N BÜTÜNLÜGÜ 1 125
Son olarak şuna işaret edelim ki, Hz. Peygamber'in
belli konularda yanılınası, bir taraftan O'nun i l a h olmadığını kafa ve gönüllere yerleştirirkan diğer yandan
O'nun, yanılma hallerine de bizzat örnek olduğunu gösterir. Bu da «ta'llmen li'l-ümme (ümmeti eğitmek maksactma yönelikltir. Şah Veliyynllah'ın ifadesiyle, •tebliğ vasfı, taşınıasa bile, Hz. Peygamher'in tüm davranış ve heyanlan, yine de rı e :b e v i bir vasfa •sahiptir. O'nu, bu
genel vasfı ve bütünlüğü içinde düşünmek ve değerlen­
dinnek zorundayız. Çünkü Hz. Peygamher'in s i y r e t i ,
netice itibariyle Kur'an-ı Kerim'deki irşad ve hükümleriı1
tefsrrinden ha')ka bir şey değildir. Bütün hayatı boyunca
kendisind<m sactır olan amel ve sözlerle Kur'an'da bildirilen hakikaHann izahını yapmıştır. Sözlerimi büyük muhaddis Zühri (124/743) 'nin ifadesiyle bağlıyorum, ·Peygamberlik Allah vergisidir. Rasılle t e b ı i ğ, bize de teslimiyet düşmektedir,32.
Saygılarımla
32.
..
el-Eeğavi, Şeı:hu's-sünne,
I, 217.
Download