Mekanik özellikler

advertisement
MEKANİK ÖZELLİKLER
• Mekanik özellikler, uygulamada zorlamaya maruz kalacak
malzemelerin en önemli özelliğini oluştururlar.
• Bir katı cismin uygulanan kuvvetlere karşı gösterdiği tepki
mekanik davranış olarak tanımlanır. Bu davranışın biçimi
mekanik özellikleri belirler.
• Mekanik özellikler değişik tür zorlamalar altında oluşan gerilme
ve şekil değiştirmeleri ölçerek ve gözleyerek saptanır.
• Cisimler artan dış zorlamalar altında önce şekil değiştirir, sonra
dayanımını yitirerek kırılır.
2
Mekanik özellikler denince akla;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Elastisite modülü,
Süneklik,
Sertlik,
Çekme mukavemeti,
Basma mukavemeti,
Eğme mukavemeti,
Kırılma mukavemeti,
Kırılma tokluğu,
Sürünme ve
Aşınma direnci gelir.
Elastisite Modülü
• Elastik modül, kuvvet altında atomlararası bağların esnemesiyle
alakalı bir kavramdır.
• Gerilme-genleme eğrisinde lineer kısmın eğimi elastisite
modülünü verir.
• Elastik şekil değiştirmeye karşı direnç veya rijitlik malzemenin
elastisite modülü ile belirlenir.
• Elastisite modülü ne kadar yüksekse malzeme o kadar rijit (zor
şekil değiştiren), elastisite modülü ne kadar küçükse o kadar
fleksibl (kolay şekil alan, esnek) demektir.
• Seramik malzemelerin elastisite modülleri çok yüksektir.
• Basit oksitik yapıdaki iyonik bağın yüksek dirençliliği ve
• Silikatlardaki kovalent bağ yüzünden bütün metallerden
daha yüksektir.
Bu malzemeler geniş ölçüde O, C, Si ve Al gibi
elementlerden oluştuğu için yapıları genellikle sıkı paket
olmayıp, yoğunlukları da düşüktür.
Bu nedenle spesifik modül (E/ρ) son derece yüksektir .
• Malzemeler düşük gerilmeler altında elastik olarak şekil
değiştirir ve elastik şekil değiştirme tersinirdir.
• Gerilme belirli bir sınırı aşarsa kalıcı yani plastik şekil
değiştirme oluşur ve seramik malzemeler ya hiç ya da çok çok
az plastik şekil değiştirme gösterirler.
• Bir malzemenin plastik şekil değiştirme yeteneğine süneklik
denir.
Daha küçük
tokluk (seramikler)
smaller
toughness
(ceramics)
Engineering
tensile
larger
toughness
Daha büyük tokluk (metaller)
stress, 
(metals, PMCs)
smaller toughnessunreinforced
polymers
Daha küçük tokluk
(takviyesiz polimerler)
Engineering tensile strain, 
Tokluk
•
Malzemelerin plastik olarak absorblayabildikleri enerji
miktarıdır. Başka bir değişle birim hacimdeki cismi kırmak
için gerekli enerji olarak tanımlanır.
•
Tokluk değeri sertlikle ilişkilidir.
•
Genellikle sertlik arttıkça tokluk azalmaktadır.
•
Bu açıdan seramikler çok düşük tokluk değerlerine
sahiptirler.
•
Gerilme-genleme eğrisinin altındaki alan tokluk değerini
vermektedir.
Gevreklik
• Seramik malzemeler kuvvetli iyonik ve kovalent bağlarla bağlı
oldukları için yüklü iyonlar birbirine çok yakındır. Bu nedenle
dislokasyon hareketi için büyük bir enerji bariyeri oluştururlar.
Dislokasyonların hareket kabiliyetinin azalması nedeniyle
kayma meydana gelemeyeceği için uygulanan gerilmenin
etkisini azaltan plastik deformasyon oluşmaz. Bu nedenle
seramik malzemeler gevrektir.
• Çok az enerji absorbe edebildikleri için seramiklerde ani ve hızlı
bir şekilde kırılma meydana gelir.
Sertlik
• Malzemenin plastik deformasyona veya dislokasyon
hareketlerine karşı gösterdikleri dirence sertlik denir.
• Malzemenin çizilmeye karşı gösterdiği veya malzeme
yüzeyinin batmaya karşı gösterdiği direnç gibi
tanımlar da yapılabilir.
• Sıcaklık arttırıldığında esneklik katsayısında oluşan
küçük bir azalma veya tane büyümesi nedeniyle
sertlik genellikle düşer.
• Gözeneklilik sertliği ve esneklik katsayısını (elastik
modül) önemli ölçüde düşürür.
9
 Bir cismin sertliğinin bilinmesi:
a)
Malzemenin kökeni hakkında bilgi verir.
b)
Malzemenin
sertliğinin
bilinmesi
mukavemetlerinin değeri bulunabilir.
c)
Malzemenin sertliğinin büyük olması, işlenme kabiliyetinin
küçük olduğunu gösterir.
d)
Sertlik deneyleri basit ve az tahribatlı olduğundan,
malzemenin diğer özellikleri hakkında, malzemeyi elden
çıkarmadan bir fikir edinilebilir. Daha sonra örnek üzerinde
diğer deneyler yapılabilir.
ile
mekanik
10
• Metallerde bir dislokasyon yapı içinde ilerlerse, kayma düzlemi
üzerinde bulunan atomların konumu, kayma düzlemi altında
bulunan atomların konumuna göre değişir. Atomların yer
değişiminin elektron bulutu ile atom çekirdeği arasındaki metalik
bağ üzerinde çok küçük bir etkisi vardır. Bu nedenle metalik
bağda dislokasyon hareketi üzerine çok az bir engelleme vardır.
• Bütün seramikler çok serttir. Çünkü iyonik ve kovalent bağlar
dislokasyon hareketine karşı yüksek bir latis direnci gösterirler.
• Kovalent bağlar yönlü bölgesel bağlardır. Dislokasyonun
hareket edebilmesi için bu bağların kırılması ve tekrar
oluşturulması gerekir. Dolayısıyla kovalent bağlarla bağlı
seramiklerde dislokasyon hareketi gerçekleşmez.
• İyonik bağlı seramikler de serttir. Ancak 45º’lik bir düzlemde
kayıyorsa aynı yüklü iyonlar ayrılmış olarak kalır. Bu çeşit
kaymaya karşı latis direnci küçüktür. Dolayısıyla iyonik bağlı
katılarda [110] yönü ve (110) düzleminde dislokasyon hareketi
mümkündür.
(110)
[110]
• Seramik malzemeler, kırılgan ve çatlamaya son derece
duyarlı olduklarından sertlik ölçme ucunun seramik
yüzeyine batmaya zorlanması yüzeyde aşırı çatlak
oluşumuna ve dolayısıyla da sertliğin yanlış ölçülmesine yol
açmaktadır. Bu nedenle küresel sertlik ölçme uçları
(Rockwell ve Brinell testleri) seramikler için kullanılmaz.
Seramiklerin sertlikleri piramit formundaki uçların
kullanıldığı Vickers ve Knoop teknikleri ile ölçülür. Çok
kırılgan seramiklerde Knoop daha çok tercih edilir.
• Seramiklerin en çok ölçülmesi istenilen mekanik özelliği
muhtemelen sertlikleridir ve bilinen en sert malzemeler bu
gruba aittir. Bu nedenle aşındırma veya taşlama
işlemlerinde genellikle seramikler kullanılır.
14
• Vickers Sertliği:
• Vickers sertlik ölçme yöntemi, sertliği ölçülecek malzeme
parçasının yüzeyine, tabanı kare olan piramit şeklindeki bir
ucun belirli bir yük altında daldırılması ve yük kaldırıldıktan
sonra meydana gelen izin köşegenlerinin ölçülmesinden
ibarettir.
• Vickers sertlik değeri, piramit şeklindeki ucun belirli bir yük
altında ve belirli bir süre uygulanması ile malzeme
yüzeyinde meydana getirdiği izin büyüklüğü ile ilgili bir
değerdir.
• Meydana gelen iz taban köşegeni (d) olan kare bir piramittir
ve tepe açısı ucun tepe açısının aynıdır = (136°). Vickers
sertlik değeri, kg olarak ifade edilen deney yükünün mm²
olarak ifade edilen iz alanına bölümüdür.
15
16
• Yumuşak malzemelerden, özel yöntemlerle sertleştirilmiş çok
sert malzemelere kadar geniş bir kullanım aralığı mevcuttur.
• Yük olarak 1-150 kg (en sık 2,10 ve 30 kg) arasındaki yükler
kullanılabilir.
• Ölçüm sırasında bekleme süresi yaklaşık 15 sn (yumuşak
malzemelerde 30 sn) olabilir.
• Vickers sertlik değeri işareti ile beraber bazen uygulanan yük
ve yükün uygulama zamanını belirten sayısal işaretlerde
ilave edilir.
• Örneğin; 800 VSD /30 /20 ifadesi 30 kg.'lık yükün 20 saniye
süre ile uygulanması sonucu elde edilen Vickers sertlik
değerinin 800 olduğunu gösterir.
17
18
19
Deneyde dikkat edilecek hususlar:
•
•
•
•
Yük darbesiz olarak uygulanmalıdır.
Numene yüzeyi parlak ve düzgün olmalıdır.
Elmas uç darbeden ve çarpmadan korunmalıdır.
Numune üzerinde kalan izin merkezinin parça kenarına veya bir
diğer izin kenarına olan uzaklığı en az 3d kadar olmalıdır.
• Numune kalınlığı iz derinliğinin en az 10 katı olmalıdır.
• Piramid uç P yükü ile deney parçasına düşey olarak batırılmalı,
iz köşegenleri 0,002 mm hassaslıkla ölçülmelidir.
20
• Knoop Sertliği:
• Knoop sertliği, 1939 yılında National Bureau Standards’da
(şu an NIST= National Institute of Standards and Technology-USA)
geliştirilmiştir. ASTM’ye
(American
Society
for
Testing
and
Materials)
göre E384
standartlarında tanımlanmıştır. Bu standartlara göre
eşkenar piramit esaslı elmas bir uç kullanılır.
Frederick
Knoop
tarafından
• Bu deneyde tepe açısı 130º ve 172º 30’ olan piramit şekilli
elmas bir uç malzeme üzerine batırılır.
• Knoop aynı yük kullanılarak yapılan Vickers sertlik
ölçümleri ile karşılaştırıldığında nispeten daha az derin izler
bırakır ( Uzun köşegenin 1/30’u kadar).
21
P
P
HK  
2
A CL
P: uygulanan yük (kg)
A: izin düşüm alanı (mm2)
L: izin dikey uzunluğu
C: sabit (14.2)
22
Vickers sertlik izi
Knoop sertlik izi
23
24
• Mohs sertlik skalası (Mohs sertlik cetveli):
• Minerallerin sertliği Avusturyalı mineralog Friedrich Mohs
tarafından 1812 de ortaya konulan ve Mohs sertlik dizisi
adı verilen bir ölçek yardımıyla nisbi olarak ölçülür.
• Mohs sertlik skalasına göre bir mineralin sertliğini
bulmak için, sertliği bilinen mineral veya minerallerle,
sertliği saptanacak olan mineral birbirine sürtülür ve
sertliği bilinmeyen mineralin hangi minerali çizdiği ve
hangisiyle çizildiği belirlenir. Sonuçta bu işleme göre
mineralin sertliği bulunmuş olur.
25
Örneğin, Apatiti çizip kuvars ile
çizilen bir mineralin Mohs skalasına
göre sertliği 6’dır.
Bu skalaya göre kuvars'ı çizebilen,
topaz'ı çizemeyen bir maddenin
sertliği Mohs skalasına göre 7-8
Mohs sertliğindedir.
Örneğin, sert çelik 6.5, alüminyum 2,
normal cam 5.5 Mohs sertliğindedir.
26
27
Malzeme
Vickers Sertlik (Kg/mm2)
Elmas
8000
Bor karbür
5000
Titanyum karbür
3330-4000
Titanyum borür
3400
Silisyum karbür
3400
Alüminyum oksit
3000
Titanyum nitrür
3000
Wolfram karbür (W2C)
3000
Vanadyum karbür
2100-2700
Krom karbür
1700-2300
Wolfram karbür (WC)
1600
WC+%3 Kobalt
1300
Karbürize edilmiş çelik
900
İnşaat çeliği
150
Sertleştirilmiş takım çeliği
650-700
28
• Silisyum karbür (SiC); çok sert, aşındırıcı bir malzeme olup, yüksek
sürünme mukavemetine sahiptir. İndirgen atmosferde, erozyon ve
kimyasal etkileşimlerine, karşı mükemmel bir direnç gösterir.
• Yüksek saflıkta ticari silisyum karbür elde etmek zordur; çünkü
sinterleme için eklenen safsızlıklar veya reaksiyon bağlamada
kullanılan silisyumda bulunan safsızlıklar bunu engeller. Sinterlenmiş
silisyum karbür, seramik malzemeler içerisinde en dayanıklı olanlardan
birisidir ayrıca silisyum karbür en etkili aşındırıcılardan birisidir.
• Bor karbür kadar sert değildir ancak silisyum karbür malzeme sıyırma
işlemlerinde etkili olmaktadır. Silisyum karbürün sertliği kristalografik
yönlere, var olan safsızlıklara ve parlatılmış yüzeyler gibi farklı
durumlara bağlı olarak değişir. Ölçüm ortamı dahi sertliği etkileyebilir.
• Uygulamaları ise havacılık endüstrisinde pompa, taşıma, yağ, yakıt
deposu, pompa malzemeleri ve kalıplar olabilir.
29
• Alüminanın öğütme için gereken en önemli özelliği sertliğidir.
Alüminanın tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biri bu
özelliğidir.
• Aşındırma işlemleri sırasında yüksek sıcaklıklar meydana gelebilir.
Fakat alfa alümina yüksek sıcaklıklarda da sertlik özelliklerini
muhafaza eder. Bu nedenle özellikle metal işleme sektöründe
kullanılan aşındırıcı taşların temel hammaddesi durumundadır.
Özellikle taşlamada ortaya çıkan aşırı ısınma problemi korund bazlı
aşındırıcı taşlarla çözülür.
• İçerisinde katı halde çözünmüş olarak %3 oranında Cr2O3
bulunduran korundun sertliği saf safirden daha fazladır. Fakat Cr2O3
miktarı bu değeri aştıktan sonra sertlik değeri düşmeye başlar.
30
• Bor karbür (B4C) yüksek ergime sıcaklığı, yüksek sertlik, düşük
yoğunluk (2,4 gr/cm³) kimyasal maddelere karşı üstün direnç, nötron
soğurma kabiliyetine sahip olma, yüksek ısı dayanımı gibi mekanik
özellikleri nedeniyle ileri teknolojinin önemli bir malzemesidir.
• Bor karbür, fiziksel özelliklerine bağlı olarak çeşitli alanlarda
kullanılmaktadır. Bugün savunma sanayinde gerek personel zırhı
gerekse de araç zırhı olarak geniş kullanım alanı bulmaktadır.
• Bor karbürün sertliği çok yüksek olduğu için en çok aşındırıcı olarak
tüketilmektedir.
• Bor karbürün bir diğer önemli kullanım alanı da aşınmaya karşı
dayanıklı makine parçalarının üretimidir.
• Ayrıca hafif zıh malzemesi olarak plaka halinde helikopter tank ve
can yeleklerinde kullanılmaktadır.
• Bunun yanı sıra bor karbür peletler nükleer reaktörlerde kontrol
çubuğu olarak kullanılmaktadır.
31
• Seramik zırh malzemesinin çalışma prensibi yüksek hızla gelen çelik
veya diğer ağır metal esaslı delici malzemelerin yüksek sertliğinden
dolayı bor karbür tarafından durdurulması prensibine dayanır. Bu işlem
esnasında delici malzeme enerjisinin büyük bir kısmı seramiğin konikal
kırılması ile bor karbür tarafından absorbe edilir.
Delici merminin seramik zırh içerisinde
ilerlemesi
32
• Geliştirilen (Si3N4) esaslı seramikler sertlik, aşınma direnci ve tokluk
özellikleri sebebiyle kesici takım olarak, gaz türbin parçaları, dizel
motor parçaları, ekstrüzyon kalıpları, sızdırmazlık elemanı, hadde
yönlendirme pleytleri, yüksek sıcaklık ve korozyona dayanım
özellikleri sebebiyle demir dışı metallere karşı refrakter olarak birçok
alanda kullanılabilmektedir.
• Si3N4 esaslı seramikler demir esaslı olmayan metallerce kolayca
ıslatılamazlar. Bu nedenle endüstride çok faydalı bir refrakter olarak
alüminyum endüstrisinde, çeşitli tüplerin ve termokupl kılıflarının
imalatında kullanılmaktadır.
• Metal işleme bileşenlerinde, tel çekme hadde makaraları, takım
uçları, demir dışı ve kompozit malzemelerin işlenmesinde ve metal
ergitme parçaları olarak kullanılmaktadır. Ayrıca ısı kalkan plakaları
ve ısı izoleli seramik tuğlalarda da kullanım alanı bulunmaktadır.
33
Çekme, Basma ve Eğme
Mukavemeti
Mukavemetin ölçümünde kullanılan yaygın
deneyler:
• çekme,
• basma ve
• eğme deneyleridir.
Çekme deneyi
Basma deneyi
Eğme deneyi
σç < σe < σb
(σç)
(σb =15σç)
(σe =1,7σç)
• Bu deneyler arasında en basiti çekme deneyi olup, bu
deneyde en uzun çatlağın kararsız olarak hızla ilerlemesi
için gereken gerilme miktarı ölçülmektedir.
• Fakat seramiklerde çekme deneyi yapmak zordur.
• Çünkü numune genellikle çekme cihazının çenelerine
sıkışan kısımlarından kopar.
• Ayrıca seramikler gevrek malzemeler oldukları için standart
çekme numunesi hazırlamak zordur.
• Bu nedenle bu malzemelerde eğme deneyi ile mukavemet
ölçümü yapmak daha kolaydır.
• Gevrek olduklarından iç yapı kusurları, çentikler, çizikler ve
mikroçatlaklar gerilme yığılmasına neden olur, dolayısıyla
çekme etkisinde kolay kırılırlar.
Seramiklerin çekme
yolları vardır.
mukavemetini
geliştirmenin
• dikkatli kalite kontrol ile çatlak boyunun azaltılması,
• alaşımlandırma ile kırılma tokluğunun arttırılması,
• seramik ile kompozit malzeme yapılmasıdır.
çeşitli
• Mukavemet ölçümünde kullanılan diğer bir deney basma
deneyidir.
• Metallerde veya herhangi bir plastik malzemede basma
deneyinde ölçülen mukavemet, çekmede ölçülenle aynıdır.
• Bu durum gevrek malzemelerde görülmez.
• Seramiklerde
de
basma
mukavemeti
çekme
mukavemetinden çok daha büyük olup, basma mukavemeti
çekme mukavemetinin kabaca 15 katıdır. Yani σb =15σç.
• Basmada çatlaklar kararsız olarak ilerler ve basma
kuvvetinin uygulandığı düşey eksene paralel ilerlemek için
orijinal oryantasyonlarının dışına kıvrılırlar. Yavaş
ilerleyerek büyürler ve parçalanma şeklinde kırılma
oluştururlar.
• Seramiklerin gerilme-şekil değişimi davranışı çekme deneyi ile tespit
edilmez. Gerekli geometriye sahip numune hazırlamak ve test etmek
zordur. Cihaza ait çenelerin seramik malzemeyi kırılma oluşmaksızın
kavraması zordur. Ayrıca seramikler sadece %0,1 şekil değişiminden
sonra kırılırlar. Bu nedenlerle en sık uygulanan deney eğme deneyi olup
yuvarlak veya dikdörtgen kesitli bir çubuk numune üç veya dört nokta
eğme yükü altında kırılana kadar eğmeye zorlanır.
41
F
c
L
h
b
Eğme dayanımı, kırılma modülü
42
veya kırılma dayanımı
Eğme mukavemeti malzemenin büyüklüğüne bağlı olarak da değişir. Artan
numune hacmiyle çatlak üreten kusurun bulunma olasılığı da artmakta ve sonuç
olarak malzemenin eğme dayanımı düşmektedir. Dahası belirli bir seramik
malzeme için eğme dayanımının büyüklüğü çekme deneyi ile belirlenen kırılma
dayanımından daha büyüktür. Eğme ve çekme zorlanmaları altında dayanımın
farklı değerler alması gerilmeye maruz kalan hacimlerdeki farklılıkla açıklanabilir:
çekme numunesinde kesitin tamamı çekme gerilmesi altında kalırken, eğme
numunesinde sadece hacmin belirli bir bölgesi çekme gerilmesi altında kalır.
44
Seramikler mekanik özellikler açısından genellikle;
•
•
•
•
yüksek elastisite modülü,
yüksek basma mukavemeti,
düşük çekme mukavemeti ve
düşük süneklik gösterirler.
Bu nedenle seramikler gevrek malzemelerdir.
Fakat sıcaklığa bağlı olarak farklı mekanik davranış
gösterebilirler.
Örneğin cam, düşük sıcaklıkta tam gevrek, yüksek sıcaklıkta
ise ideal plastikliğe sahip tam sünek bir malzeme davranışı
gösterir.
Eğme deneyi ile belirlenen kırılma
mukavemetinin sıcaklığa bağımlılığı
Bazı seramiklerin özellikleri
48
Seramiklerin Kırılma Mukavemeti
• Yüksek latis dirençli bir malzeme seçildiğinde katlanılması
gereken önemli bir konu gevrekliktir.
• Çünkü böyle bir malzemenin kırılma tokluğu düşük
olacaktır.
• Hatta gerilme yoğunlaşması olan çatlak ucunda bile latis
çok zor kayma yapar.
Yapıda çatlakların oluşması birkaç farklı yoldan
gerçekleşir.
• Seramik malzemelerin üretimi sırasında,
• Soğutma veya sıcaklık değişimi ile oluşan ısıl
gerilmede,
• Seramik malzemenin kullanımı sırasında korozyon
veya aşınmada,
• Gevrek bir malzemenin tanelerinin elastik
anizotropisinden
Kırılma Tokluğu
• Mühendislik malzemelerinde kırılma tokluğu, malzemede bir
çatlak oluştuğu zaman, malzemenin çatlağın ilerlemesine karşı
gösterdiği direnç olarak ifade edilir ve Kıc veya Kc ile gösterilir.
Burada σ, uygulanan gerilme
a, yüzey çatlak uzunluğu
51
• Kırılma tokluğu deneyi ile gerilme şiddet faktörü Kc
tayininde kullanılan kırılma yükü, numunenin boyutlarına
bağlı olarak farklı değerler alır. Bu sebeple kırılma tokluğu
denklemi aşağıdaki hali alır.
Y, hem numune hem de çatlak
şekline bağlı bir geometrik faktör
Kırılma tokluğu Kc, numunenin kalınlığına bağlı olarak
değişir ve numune kalınlığı arttıkça belli bir değere kadar
azalır, bundan sonra kalınlık etkisi olmaz.
Numunenin kalınlığının limit bir değerinden sonra, numune
yüzeyinin etkisi kalmamakta ve esasında düzlem şekil
değişimi durumu sağlanmaktadır.
52
Si3N4 + 30% SiC + 3% MgO seramik malzemenin kırılma tokluğunun
numune kalınlığına bağlı değişimi
53
Asım ÖZDEMİR, Seramik Malzemelerin Kırılma Tokluğu Değerlerinin Üç Boyutlu Sonlu Elemanlar Yöntemi İle Teorik Olarak Belirlenmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 2006
• Seramiklerin kırılma tokluğunun ölçümünde, yaygın olarak
kullanılan iki yöntem vardır. A) Çentikli eğme numuneleri
kullanımı, B) İndentasyon yöntemi
• Kritik gerilme şiddet faktörü veya kırılma tokluğunun çentikli
eğme numuneleri kullanılarak üç noktalı eğme deneyi ile
ölçümü, yaygın olarak kullanılan ve standart bir kırılma tokluğu
ölçüm yöntemi olarak bilinen bir metottur.
• Bu deney hem ekonomik, hem de yüksek sıcaklıklarda bile
uygulanabilir.
Y’nin değeri çentik
derinliği/kalınlık yani c/d
oranına bağlı olarak
değişir.
• Gevrek malzemelerde kırılma tokluğu statik indentasyon
deneyleri ile de belirlenebilmektedir.
• Bu metot, standart kırılma tokluğu deneylerine göre çok
daha kolaylıkla uygulanabilen sertlik deneyi ile kırılma
tokluğunun belirlenmesini sağlar.
• Gevrek malzemelerde Vickers sertlik ucu ile uygulanan P
yükü, malzeme üzerinde 2a boyutunda bir iz bırakırken 2c
uzunluğunda da çatlak oluşumuna sebep olmaktadır.
S malzemeden bağımsız bir
sabit olup, 0, 016 ± 0,004
değerine eşittir.
Sıcaklık azaldıkça malzemenin gevrek davranış gösterme eğilimi artar,
dolayısıyla malzemenin kırılma tokluğu değeri azalır.
61
Kırılma Tokluğu (MPam)
62
63
Yoğunluk
(g/cm3)
Kırılma
Tokluğu
(MPa m1/2)
Al2O3 (% 99)
3,85
4
Si3N4
(Sıcak Pres.)
3,19
6.6
Si3N4
(Tepkime Bağlı)
2,8
3.6
SiC (Sinter)
3,1
4
ZrO2+%9 MgO
5,5
8+
Malzeme
64
Seramiklerde Toklaştırma Metotları
• Takviye yolu ile toklaştırma
– Fiber takviyesi
– Partikül takviyesi (sert veya sünek partikül)(köprü oluşturma)
• Mikroçatlak oluşumu
• Dönüşüm toklaştırması
• Tane boyutu küçültme
65
Takviye yolu ile toklaştırma
• Çatlak ilerleme prosesi sırasında ya çatlak ilerlemesine
direnç gösteren ya da çatlak ilerleme enerjisini absorbe
eden mikroyapı oluşturmayı amaçlar. Her iki amaç fiber
veya partikül takviyeli mikroyapılarda eş zamanlı olarak
elde edilebilmektedir.
• Bu tür mikroyapılara sahip seramiklerde, çatlaklar düz bir
yoldan saptırılmaktadır; bu, çatlak boyunda önemli bir
artışa yol açar, aynı zamanda ilerleyen bir çatlak ucunun
arkasındaki partiküller çatlağa köprü kurarak matrisi bir
arada tutar ve çatlağı kapatmaya meyleder.
66
• Çatlak köprüleşmesinde matris çatlar ve çatlak ucunun
gerisinde partikül yada fiber takviye malzemesi kırılmadan
kalır ve çatlak açılımını engeller.
• Ayrıca seramik kompozitlerde matris tane içinde ve tane
sınırında yer alan nano boyutlu ikinci faz partikülleri
dislokasyonların
oluşumuna
neden
olur.
Seramik
malzemelerde dislokasyonları hareket ettirmek güç olduğu
için bu bölgeler nano boyutlu çatlakların oluşumunda orijin
oluştururlar ve dolayısıyla da gevrek seramik malzemelerde
tokluk artışı sağlarlar.
Çatlak
Çatlağın gerisinde
fiberde hasar
Fiberler çatlak yolu
üzerinde köprü oluşturarak
kompoziti birarada tutar
Fiber takviyeli seramik kompozitlerde çatlak köprüleşmesi
67
Mikroçatlak oluşumu
• Mikroçatlama, taneleri anizotropik olan (mekanik özellikleri
yönle değişen) tek-fazlı çok kristalli seramiklerde veya bu
amaç için bilinçli olarak üretilen iki-fazlı çok kristalli
mikroyapılarda meydana gelir. Bu olay iki etkiye sahiptir:
• Birincisi, tali çatlakların açılması için kullanılan enerji ana
çatlağın yayılması için gerekli enerjiyi arttırır.
• İkincisi, ana çatlak ilerledikçe, ana çatlağa komşu fakat
çatlak ucunun arkasında proses zonunda veya dönüşüm
(etkilenmiş-wake) zonunda çatlak açılımı hacimde bir artış
meydana getirir, bu da ana çatlağı kapatmaya meyleder. Bu
şekilde çatlak ilerlemesine direnç artar.
68
Dönüşüm ile toklaştırma
• Çok güçlü bir toklaştırma mekanizması olup bir tür, martensitik dönüşüm
gösteren birkaç seramik malzemede meydana gelebilir. Seramik
malzemeler için en ümit verici toklaştırma mekanizması olup bir faz
dönüşümünü içerir. Alumina, dikalsiyum silikat (Ca2.SiO4) gibi başka
malzemeler de dönüşüm yolu ile toklaşabilmekle beraber, bu prosesin
prototip malzemesi zirkonyadır.
• Saf zirkonya, yüksek sıcaklıklardan 1170°C altına soğuma sonucunda
tetragonal formdan monoklinik forma dönüşümle beraber %3-4,5
mertebesinde bir hacim artışı gösterir. Ancak, çevreleyen kübik fazın
yüksek mukavemeti bu genleşmeyi engeller, bunun sonucunda
tetragonal faz bu sıcaklıklarda ve oda sıcaklığına kadar dönüşmeden
kalır. Sonuç olarak, her bir tetragonal zirkonya çökeltisi gerilme altında
bulunur. Eğer bir çatlak oluşturmak denenirse, çatlağa yakın tetragonal
çökeltiler bu durumda genleşebilir ve kararlı formlarına geri dönüşebilirler.
Çatlağa bitişik bölgelerdeki bu genleşme çatlağa baskı uygular ve onu
durdurur. Dönüşüm toklaştırmasının mekanizması budur.
69
Tane boyutu küçültme
• Mekanik yüke maruz kalan seramikler birkaç sebepten ötürü en küçük
tane boyutunda hazırlanmak istenir:
• Malzemede mevcut çatlaklar tane sınırları boyunca uzanır ve ince taneli
malzemelerde daha küçük ve daha az tehlikelidir. İnce taneli
malzemelerde ilerleyen çatlak ucu etrafında daha büyük toplam tane
sınırı alanı mevcuttur ve bu da Kıc’da artış sağlar.
• İnce taneli malzemelerde çatlaklar öncelikle tane sınırları boyunca ilerler
(kaba taneli malzemelerde çatlak tane içinden geçebilir) yani çatlak daha
kompleks bir yola sahiptir. Dallanma ve enerji absorbsiyonu artar.
• Son olarak, termal genleşmenin homojensizliği ve anizotropinin bir
sonucu olarak sinterleme sıcaklığından soğuma ile oluşan mikroskobik
kalıntı gerilmeleri önemli bir role sahiptir. Gerilmelerin büyüklüğü tane
boyutuna bağlı değildir, ancak çatlak oluşumu tane boyutu ile ilgilidir.
70
71
• Alüminaya %10 ZrO2 ilavesi ile kırılma tokluğu önemli ölçüde (~%25)
artmaktadır.
• Al2O3 takımların SiC wiskerlerle takviye edilmesi kırılma tokluğu,
mukavemet ve ısıl şok direncini arttırmaktadır. Yaklaşık 1 mm çapında ve
20 mm boyutunda olan bu wiskerler, yapının sertliğini ve aşınma direncini
yükseltirler. Sıcak presleme ile üretilen bu kesici takımlar, üstün özellikleri
nedeniyle sertleştirilmiş çelik, nikel esaslı alaşımlar ve dökme demirin talaş
kaldırma işlemlerinde kullanılabilmektedir.
• Geleneksel kesici takım malzemesi olan alümina (Al2O3) 3 grupta
toplanabilir:
• • A-1. Grup : %10 kadar oksit ve karbür (özellikle titanyum, magnezyum,
molibden, krom, nikel, kobalt) içeren alümina. Bu karışım soğuk
pres+sinterleme ile üretilir.
• • A-2. Grup : Saf alümina, sıcak presleme ile üretilir.
• • A-3. Grup : %25-30 refrakter karbür (TiC, SiC, vb.) içeren alümina, sıcak
presleme ile üretilir.
72
• Silisyum nitrürün kırılma tokluğu alüminanın yaklaşık iki
katıdır ve daha yüksek bağ mukavemetine sahiptir. Termal
genleşme katsayısı düşük (3,2.10-6/°C) olması nedeni ile iyi
termal şok direnci verir. Alüminanın kırıldığı hızlı ve aralı
talaş kaldırma işlemlerinde kullanılabilir.
• SiAlON’un kırılma tokluğu ve enine kopma mukavemeti
alüminadan daha yüksek, fakat Al2O3/SiC wisker
seramiklerden daha düşüktür. Sialon kesici takımlar özellikle
dökme demir ve süper alaşımların (Ni esaslı gaz türbin
diskleri) işlenmesinde kullanılır.
73
• Seramik bir malzemeden üretilmiş çok sayıda numune teste
tabi tutulduğunda, genellikle kırılma dayanımı değeri önemli
ölçüde değişiklik gösterir.
• Bu olay, kırılma dayanımının malzemede çatlak başlatma
yeteneğine sahip bir kusurun bulunma ihtimaline bağlı
olmasıyla açıklanabilir. Bu olasılık aynı malzemeden alınan
bir numuneden diğer bir numuneye, malzemenin üretim
tekniğine ve üretim sonrası göreceği işleme bağlı olarak
değişebilir.
• Numune boyutu veya hacmi de kırılma dayanımını etkiler.
Numune boyutu büyüdükçe malzemenin kusur içerme
olasılığı da o kadar artar ve buna bağlı olarak da kırılma
dayanımı düşer.
• Basma gerilmeleri için kusur ile bu şekilde ilişkilendirme
yapılamaz.
74
Silisyum nitrürde elde edilen kırılma sıklığının dağılımı
75
Kırılma
Seramik malzemelerdeki hatalar;
•
büyük tane,
•
inklüzyon,
•
porozite ve
•
mikroçatlaklar içermelerinden kaynaklanır.
• Malzemelerin gerilme altında iki veya daha
fazla parçaya ayrılmasına kırılma denir.
• Kırılmanın karakteri malzemeden
malzemeye değişir.
• Genellikle tatbik edilen gerilmeye, sıcaklığa
ve deformasyon hızına bağlıdır.
•
Seramik malzemelerde gevrek kırılma oluşur.
•
Yani mekanik bir yük uygulandığı zaman plastik
deformasyona uğramadan hemen kırılırlar.
•
Çünkü seramikler güçlü iyonik, kovalent ve karışık bağlara
sahip bileşiklerdir ve yüklü iyonlar birbirlerine çok yakın
olduklarından dolayı dislokasyon hareketi için büyük enerji
bariyeri oluştururlar.
•
Böylece kayma çok zor olur.
Kırılma başlıca iki safhadan oluşur.
• Birinci safha “çatlak teşekkülü”,
• İkinci safha ise “çatlağın ilerlemesi”dir.
Kırılma, karakteri ne olursa olsun çatlak
teşekkülü + çatlağın ilerlemesi ile oluşur.
Kırılma bir kez aşırı zorlama ile oluşabileceği
gibi, zorlamanın tekrarlanması ile meydana
gelen yorulma ile de oluşabilir.
Kırılma iki gruba ayrılır:
• Şekil değişiminin olmadığı veya çok az
olduğu gevrek kırılma ve
• Şekil değişimi sonucu sünek kırılma
Gevrek kırılma
•
Çok az veya hiçbir plastik deformasyon meydana
gelmeden malzemenin kırılmasına gevrek kırılma denir.
•
Genellikle camlar, seramikler ve bazı metaller gevrek olarak
kırılırlar.
•
Birçok hallerde gevrek olarak kırılan malzemelerde, yalnız
kırık yüzeyi civarında az miktarda plastik deformasyon
meydana gelir.
•
Seramikler ve camlar gibi gevrek malzemelerin kırık
yüzeyleri incelendiğinde pürüzlü yüzeylerin yerine hemen
hemen pürüzsüz bir yüzey görülür.
Gevrek kırılma taneler arası (intergranular)
veya taneler içi (transgranular) olabilir.
• Taneler içi gevrek kırılma bir tane içinde
kristal düzlemlerinin ayrılması ile başlar ve
bu şekilde tüm kesitte ilerler.
• Tane sınırları çökeltiler veya katkılar
nedeniyle gevrekleşmiş ise taneler arası
gevrek kırılma meydana gelebilir.
Sünek Kırılma
• Kırılma öncesi malzemede plastik
deformasyon meydana gelirse bu tip
kırılmaya sünek kırılma denir.
• Sünek kırılmanın meydana gelebilmesi için
cisimde belirli bir miktarda plastik
deformasyonun meydana gelmesi gerekir,
çünkü sünek kırılmayı oluşturmak için
plastik deformasyon gereklidir.
Gevrek kırılmanın mikroskop
altındaki görüntüsü
Sünek kırılmanın mikroskop
altındaki görüntüsü
Çok Sünek
Geniş
Orta Süneklik
Orta
Gevrek
Küçük
• Seramik parçaların kırık yüzeyleri incelendiğinde, çatlak ilerlemesinin
başlangıcındaki hızlanma aşamasında oluşan çatlak yüzeyi düz ve
pürüzsüzdür. Bu yüzey bölgesi uygun bir terimle «ayna bölgesi» olarak
adlandırılır. Cam kırıkları için bu ayna bölgesi son derece düz ve yüksek
seviyede yansıtıcıdır. Öte yandan, çok kristalli seramiklerde, düz ayna
olarak yüzeyleri pürüzlü ve taneli bir dokuya sahiptir. Ayna bölgesinin dış
çevresi kabaca dairesel olup merkezinde çatlak orijini (başlangıç noktası)
bulunur.
• Kritik hıza ulaştıktan sonra çatlak dallanmaya başlar, yani çatlak yüzeyi
ilerleme yönünü değiştirir. Bu sırada mikroskobik ölçekte çatlak ara
yüzeyinde pürüzlenme gözlenir ve yüzeydeki geçiş ve çapak oluşumları
dikkat çekicidir. Geçiş bölgesi terimiyle, ayna olarak adlandırılan çok
kristalli kısmın hemen dışındaki halka şeklindeki soluk bölge
kastedilmektedir. Geçiş bölgesinin dış kısmında pürüzlü dokusuyla çapak
bölgesi yer almaktadır. Bu bölgede yer alan çizgiler çatlak başlangıç
bölgesi yakınında kesişirler ve çatlağın yerini kesin olarak belirlemek için
faydalanılırlar.
88
6 mm çapında ergitilmiş
silika çubuğun 4 nokta
eğme deneyinde oluşan
kırık yüzey görüntüsü
89
• Ayna bölgesi yarıçapı ölçümünden hareketle çatlak üreten
gerilmenin büyüklüğü hakkında kalitatif (nitel) bilgi
edinilebilir. Yani ayna bölgesinin yarıçapı ne kadar küçükse
kritik hıza o kadar çabuk ulaşıldığı anlamına gelir.
• Çatlağın ilerleme hızı gerilme seviyesine bağlı olarak
artmaktadır. Böylece kırılmaya neden olan gerilmenin
seviyesi arttıkça ayna bölgesi yarıçapının azaldığı deneysel
olarak gözlenmiştir:
Burada σf, (σk) kırılmaya neden olan
gerilme seviyesidir.
90
• Ayrıca kırılma olayı sırasında elastik dalgalar da oluşur ve çatlak ön
cephesi ilerlerken bu dalgaların kesiştiği yerde Wallner çizgileri
olarak bilinen başka bir tür yüzey oluşumu görülür. Wallner çizgileri
yay şeklinde olup gerilme dağılımı ve çatlak ilerleme yönleri ile ilgili
olarak bilgi verirler.
Temperlenmiş cam
91
92
Elastik Davranış
• Seramik malzemeler için eğme deneylerinden elde edilen
elastik gerilme-birim şekil değişimi davranışı eğrileri,
metallerin çekme eğrilerine benzer. Seramik malzemelere ait
eğrilerde de gerilme ve birim şekil değişimi arasında
doğrusal bir ilişki vardır.
Metallerin çekme eğrisinde olduğu
gibi burada da elastik bölgedeki
eğim elastiklik modülüne karşılık
gelmektedir. Seramik malzemeler
için elastik modül değeri yaklaşık
70 ile 500 Gpa arasında değişir
ve bu metallerinkinden daha
yüksektir.
93
Eğer bir tek kristal çekme/basma gerilmesine maruz
bırakılırsa; dislokasyon hareketlerinin mümkün olduğu
düzlemlerde (kayma düzlemleri) ve bu düzlemler üzerindeki
belli
doğrultularda
(kayma
doğrultuları)
gerçekleşen
dislokasyon hareketleri sonucunda plastik deformasyon
meydana gelir.
•
•
•
•
Seramikler:
1. kuvvetli bağlar içerdiklerinden
2. kayma düzlemi sayısı az olduğundan
3. dislokasyon yapıları karmaşık olduğundan dolayı sert ve
kırılgandırlar.
94
Akma dayanımı en yüksek
olan
malzeme
sınıfı
seramiklerdir. Ancak seramik
malzemelerde
bulunan
çatlak/boşluklar
yüzünden
hemen her zaman akma
dayanımlarının çok altındaki
değerlerde kırılırlar.
Plastik deformasyon değeri en
yüksek olan malzeme grubu
polimer malzemelerdir.
Metalik
malzemelerin
dayanımları seramikler ile
polimer arasında bir yerde
bulunmaktadır.
Saf
metaller
yumuşaktır.
Değişik mühendislik malzemeleri için tipik akma mukavemetleri
oldukça
95
Değişik mühendislik malzemelerinin elastik modülleri
96
Yoğunluk
(g/cm3)
Basma
Mukavemeti
(MPa)
Çekme
Mukavemeti
(MPa)
Eğme
Mukavemeti
(MPa)
Al2O3 (% 99)
Si3N4
(Sıcak Pres.)
Si3N4
(Tepkime Bağlı)
3,85
2585
207
345
3,19
3450
-
690
2,8
770
-
255
SiC (Sinter)
3,1
3860
170
550
ZrO2+%9 MgO
5,5
1860
-
690
Malzeme
97
98
Gözenekliliğin etkisi
• Seramik malzemelere istenilen şekil verildikten sonra gözenekler toz
partikülleri arasında kalmaktadır. Sinterleme sırasında bu gözenekler
ortadan kalkacaktır. Ancak gözeneklerin giderilmesi genellikle tam
olarak gerçekleştirilemediğinden bir miktar kalıntı gözenek söz
konusudur. Kalıntı gözeneğin varlığı hem elastik özellikler hem de
dayanım üzerinde zararlı etkiye sahiptir. Bazı seramik malzemelerde E
elastik modülünün büyüklüğü gözenek hacim oranı P ile azalır.
• E = E0 (1 - 1,9P + 0,9P2)
Burada E0 gözeneksiz malzemenin elastik modülüdür.
Oda sıcaklığındaki
Al2O3’de
gözenekliliğin elastik
modül üzerine etkisi
99
• Gözeneklerin varlığı iki nedenden dolayı eğme dayanımı üzerinde azaltıcı
etki yapar:
• 1. yükü taşıyan kesit alanının azalmasına yol açar ve
• 2. gerilme yığılmasına neden olan çentik gibi davranır; izole bir küresel
gözenek uygulanan çekme gerilmesinin değerini iki kat arttırır.
• Örneğin, %10 hacimsel gözenek, gözeneksiz bir malzemeye göre eğme
dayanımını genellikle %50 oranında azaltır.
• Eğme dayanımının gözenek hacim oranıyla (P) katlanarak azaldığı
deneysel olarak belirlenmiştir:
• σe = σ0 exp(-nP)
• Burada σ0 ve n deneysel sabitlerdir.
Oda sıcaklığındaki
Al2O3’de
gözenekliliğin eğme
dayanımı üzerine
etkisi
100
Seramiklerde Sürünme
•
Malzemelerde sabit gerilme altında sıcaklık ve zamana
bağlı olarak görülen deformasyona sürünme denir.
•
Metaller gibi seramikler de sıcak ortamda sürünmeye
uğrar.
•
Sürünme eğrisi aynı metallerdeki gibidir.
•
Birinci bölgedeki sürünme esnasında, deformasyon hızı
zamanla kararlı sürünme hızına ulaşacak şekilde azalır.
Seramiklerde sürünme eğrisi
 KS  A exp( Q / RT )
n
Burada,
σ
A ve n
Q
gerilme,
malzemenin sürünme sabitleri,
sürünme aktivasyon enerjisidir.
•
Sürünme olayına karşı pek çok mühendislik tasarımı bu
denklem kullanılarak gerçekleştirilir.
•
Sürünmenin 3. bölgesinde sürünme hızı artar ve kırılma
gerçekleşir.
•
Sürünme T > 0.4 Ter üstündeki sıcaklıklarda oluşur.
•
Metaller için
: T > (0.3-0.4) Tm
• Seramikler için : T > (0.4-0.5) Tm
•
Genellikle kararlı hal sürünme hızı seramikler < metaller <<
polimerlerdir.
• Her ne kadar seramiklerin sürünmeye karşı dayanımları
metallere oranda yüksek olsa da sürünmeye maruz kalan
seramik parçalar da er yada geç kopar veya çok küçük
toleransla
çalışan
ortamlarda
sistemi
olumsuz
etkileyebilecek şekil veya boyut değişimine uğrayabilirler.
• Seramiklerde sürünme gerilmesi ve buna bağlı
deformasyon mekanizması üç ayrı zaman dilimine
ayrılarak incelenebilir:
• 1. Tanelerin boşluk çekirdeklenmesinin vuku bulduğu üçlü
noktalarda negatif bir etki yaratacak şekilde bir biri
üzerinde kaymaları için geçen süre,
• 2. Boşluk çekirdeklenmesi ve
• 3.Boşluk büyümesi ve boşlukların birleşmesidir.
105
• Mekanizmanın anlaşılabilirliliği Si3N4 (silisyum nitrür) ileri
teknoloji seramiklerinin yapısal malzeme uygulamalarında
kullanılması potansiyelinin belirmesi sonrasında önem
kazanmıştır.
• Silisyum nitrür daha çok sıvı faz sinterleme ile imal
edilmektedir. Bu nedenle silisyum nitrür daima sürünmeye
karşı zayıf yapılı tane sınırı camsı yapısı içerir.
• Özellikle Si3N4 gibi seramik malzemelerde ikincil fazlardan
oluşan konsantrasyonlar ve fazla miktarlardaki amorf yapı gibi
kimyasal heterojen kompozisyonlar sürünme gerilmesine
karşı zayıf noktaları oluştururlar. Sürünme testinde bu
bölgelerde daha çabuk oksitlenme meydana gelir.
• İnce taneli seramiklerde tane sınırlarındaki yarı akışkan amorf
yapılı camsı bölümün stokiometrisinde küçük değişiklikler
yapılarak metalik davranış kazandırması sonucu yüksek
sıcaklıklarda süper plastik deformasyon elde edilebilmektedir.
106
• Al2O3 seramik yapıların içerisine küçük miktarlarda NiO
ve CuO gibi katkılar eklenerek malzemenin kopmadan
yüksek sıcaklıklarda aşırı gerinme değerleri elde etmek
mümkün olmuştur. Bu katkılar tane sınırlarında oluşan
gözenek çekirdeklenmesi ve büyümesini ve bunlara
bağlı olarak çatlak oluşumunu yavaşlatıcı özellikler
sergilemektedir.
• Seramiklerde sürünme dayanım artışı ancak tane sınırı
mukavemetini arttırmakla mümkün olabilmektedir. Bu
nedenle özellikle yapısal seramik parçaların imalinde toz
metalurjisi teknolojisi kullanılmaktadır.
107
• Gaz türbinleri, fırınlar, buhar türbinleri ve benzeri yüksek
sıcaklıklarda çalışan mühendislik malzemeleri için
sürünme yüksek önem arz eder ve hesaplamalarda
dikkate alınmalıdır.
• Seramiklerde sürünme stres, zaman, sıcaklık, tane
boyutu ve şekli, mikro yapı, hacim fraksiyonu ve camsı
fazın akışkanlığı (viskozitesi), tane sınırları, dislokasyon
hareketlerinin karmaşık bir fonksiyonudur.
108
HPSN: Sıcak preslenmiş Si3N4, HIPSN: Sıcak izostatik preslenmiş Si3N4,
HPSC: Sıcak p. SiC, SSN: Sinterlenmiş Si3N4, B4C: Bor karbür,
RBSN: Reaksiyonla bağlanmış SiC, BN:Bor karbür, AlN: Alüminyum nitrür
109
Aşınma Davranışı
Seramiklerde aşınma mekanizması; büyük çoğunlukla seramik
bünyedeki tek tanelerin mekanik ve/veya kimyasal zorlamaların
etkisiyle bünyeden ayrılması şeklindedir. Diğer bazı seramiklerde
ise aşınma; bir taneden veya yüzeyden mikro partiküllerin
kopması sonucu olmaktadır. Kopan bu mikro partiküller bir
taneden daha küçük ve mikron altı boyutta olabilmektedir.
İleri teknoloji ürünü seramik malzeme olarak çok kullanılan
alümina, uygulamalarda yüzeyden tane kopması şeklinde aşınma
davranışı gösterir.
Seramik malzemeler gevrek yapıdadırlar. Talaş kalkması ile
aşınabilirler. Seramik malzemelerin yüzeylerinde ve yüzeylerin
altında çatlaklar oluşur. Daha sonra oluşan bu çatlaklar birleşerek
seramik malzemelerde küçük talaşlar ortaya çıkarır.
110
• Seramik malzemeler, yüksek basma ve çekme gerilmelerine
duyarlıdırlar. Metal ve polimer malzemeler, kırılma meydana
gelmeden önce basma gerilmeleri karşısında plastik
deformasyon gösterirler. Oysa seramik malzemelerin plastik
deformasyon gösterebilmesinin tek bir koşulu vardır. Bu koşul,
seramik malzemelerin hidrostatik gerilmelerle plastik
deformasyon gösterebilmesidir. Ancak bu plastik deformasyon,
metaller ve polimerler ile kıyaslandığında oldukça küçüktür.
• Bir seramik malzemenin sıcaklığını, ergime sıcaklığının 0,6
katına yükseltmekle dislokasyonların hareketliliği ile plastik
deformasyon potansiyeli arttırılır. Mukavemette meydana gelen
azalmayla birlikte yüksek sürtünme hızları, sıcaklığın
yükselmesine eşlik eder. Ancak seramik malzemelerde
sıcaklıktaki artışla birlikte plastisitedeki artış metallerde sık
görülen sünekliğe sebep olmaz. Seramikler gevrek yada yarı
gevrek bir davranış gösterirler.
111
• Gevrek malzemelerde kayma teması olduğu zaman
deformasyon türü aşınmaya neden olur. Abrazif aşınma ve
erozyon durumunda ise aşınma problemli olmaktadır .
• Seramiklerde, düşük ısıl iletkenlik nedeniyle, sürtünme
sırasında oluşan ısı, büyük ısıl eğimleri ve dolayısıyla sıcak
noktalar oluşturabilir. Eğer seramik malzemeler hızlı şekilde
soğutulurlarsa, bu sıcak noktalar büyük oranda çekme
gerilmesi oluşturur ve bunun sonucunda çatlaklar oluşabilir.
Sonuç olarak yüzeyden büyük parçaların kopması ve
aşınmada artış söz konusu olur.
• Seramikler, deformasyon hızına karşı oldukça duyarlıdır. Bu
nedenle artan kayma hızıyla ve buna ilaveten sürtünme
ısınması ile birlikte çatlak oluşma olasılığı artmaktadır. Bu
duyarlılık; darbeye ve erozif aşınmaya karşı seramik
malzemelerin kullanılmasını gündemden düşürmektedir.
112
Seramik Malzemelerde Aşınmayı Etkileyen Faktörler
• Sertlik:
• Aşınma ve aşınma uygulamalarında sertlik kritik bir
özelliktir. Seramik malzemelerin özelliklerinden biri de iyi bir
sertliğe sahip olmalarıdır. Çok sert bir malzemede aşınma
hızı oldukça düşüktür. Seramiklerin yüksek elastisite
modülüne sahip olmamaları ve aynı zamanda plastik
deformasyon göstermemeleri nedeniyle, yüklemelerle ve
keskin partiküller ile yüzeye etki yapılması durumunda
bölgesel
olarak
gerilme
yoğunlaşması
meydana
gelmektedir. Bu gerilmeler çekme gerilmesi şeklinde olursa,
çok hızlı bir şekilde çatlak / mikro çatlak oluşumuna neden
olurlar. Seramik bünyede oluşan mikro çatlaklar,
malzemenin aşınma direncini düşürdüğünden, aşınmayı ve
113
aşınma hızını arttırıcı yönde etki eder.
• Termal iletkenlik:
• Bir çok seramik malzemenin termal iletkenliği metallerden
daha düşüktür.
• Sürtünmenin
ve/veya
kaymanın
etkili
olduğu
uygulamalarda, lokalize ısı birikimleri meydana gelmekte,
bu da malzemelerin yüzeyleri arasında sıcaklık farkları
oluşturmaktadır. Sürtünmeden dolayı bu sıcaklık farkları
artarsa, oluşan bölgesel gerilmeler ve termal şok, mikro
çatlakların meydana gelmesine yol açar.
• Bu mikro çatlaklar da, bilindiği gibi, aşınma ve aşınma hızını
arttırır.
114
• Kırılma Tokluğu:
• Seramik malzemelerin kırılma tokluğu, metaller ve
mühendislik plastikleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük
seviyelerdedir. İleri teknoloji seramik malzemelerin, kırılma
tokluğu 1-12 MPa arasında değişirken, seramik-seramik
kompozitlerin kırılma tokluğu 20 MPa’a kadar çıkmaktadır.
• Seramik malzemelerin kırılma tokluğunun kısmen
iyileştirilmesi
amacıyla
yapılan
düzenlemelerde,
seramiklerin aşınma direncinde bir miktar düşme olmuş,
buna karşılık mikro çatlak oluşumu bariz şekilde
engellenmiştir.
• Burada, bölgesel yüklenmeler, termal şok ve gerilmeler
karşısında çatlak oluşumuna karşı direnç sertlikteki
azalmayla dengelenmektedir.
115
Aşınma hızı, mm3/N.m
KırılmaTokluğu
Kırılma tokluğunun bir
fonksiyonu olarak ZrO2’nin
aşınma hızı
Y2O3 ilaveli ZrO2’nin aşınma direnci ve
kırılma tokluğu ilişkisi
116
• Korozyon direnci: Seramiklerde korozyon direnci sertlik
kadar önemlidir. Çünkü, gerçek dünyada daima korozif bir
ortam mevcuttur. Korozyon, seramik yüzeylerde yavaş olarak
çatlak büyümesine ve mikro çatlak oluşumuna neden olur. Bu
da aşınma hızını arttırıcı etki yaratır.
• Birleştirme / Birleşme Yöntemleri: Seramiklerde, diğer
malzemelerle (metal veya plastik) konstrüksiyon yapımı için
birleştirilmeleri esnasında oluşan basma ve çekme gerilmeleri
önemlidir. Basma gerilmelerinde çok önemli bir aşınma söz
konusu olmazken, birleşme yerlerinde oluşabilecek çekme
gerilmeleri yavaş olarak çatlak büyütmesini ve sonunda
erozyon yoluyla aşınmayı meydana getirir. Ayrıca birleşme
bölgelerinde oluşabilecek küçük salınımlı mekanik hareketler
de malzemenin aşınmasında etkili olmaktadır.
117
• Porozite:
• Seramik malzemelerde bulunan poroziteler de aşınmada
negatif bir etkiye sahiptir. Çekme yüklemelerinde porozite
yüzünden çatlak oluşur ve hızlı bir şekilde ilerler.
• Basma yüklemelerinde de hasar oluşumu uzun sürede
meydana gelmektedir.
• Yüklemelerin yanında porların bulunduğu yerler de aşınma
için önemli faktördür. Ayrıca porun boyutu da başka bir kritik
faktördür.
• Taneden daha büyük porlar çatlamada önemli bir etkiye
sahiptirler. Eğer porlar yüzeye yakın ise bu porlar yüzeyin
delinmesine neden olurlar.
118
Aşınma deney düzeneği
• Seramik malzemelerin kayma aşınması davranışını belirlemede
kullanılan bir deney, ASTM tarafından standartlaştırılmış «pin on disk»
(yüzeyden yüklemeli) deneyidir. Bu deney düzeneğinde elmas iğne
belirli bir yükle dönmekte olan deney örneğinin yüzeyine temas
etmektedir. Seramik malzemelerin aşınma deneyi için kullanılan diğer
bir düzenek de, serbest olarak dönebilen iki abraziv elmas tekerin
dönen deney örneği ile temas halinde olduğu düzenektir.
119
• Gaz türbünleri ve içten yanmalı motorlarda seramik
malzemeler, yüksek sıcaklıkta aşınmaya dirençli malzemeler
olarak kullanıldıklarından, yüksek sıcaklıktaki aşınma
performanslarının belirlenmesi gereklidir.
• Bu amaçla seramik malzemeler üzerinde orta ve yüksek
sıcaklıklarda (yaklaşık 850°C-1500°C) bir çok aşınma ve
sürtünme deneyleri yapılmaktadır. Bu deneyler, atmosfer
veya vakum kontrollü atmosferde, 5100 N yük altında, 15
m/sn gibi değişen hızda gerçekleşmektedir.
• Düşük sürtünme istenen alanlar : Yataklar, dişliler,
malzeme üretim işlemleri
• Yüksek sürtünme istenen alanlar: Fren diskleri, debriyaj
kavrayıcısı, tornavida uçları, yol yüzeyleri
120
Si3N4 bilyenin WC-Co üzerinde
kaydırılması (Abrazif aşınma)
Yüksek sıcaklık, düşük yük ve kayma
hızında şiddetli plastik deformasyon ve
diskten pin üzerine malzeme transferi,
Düşük sıcaklıkta adhezyon ve plastik
deformasyon sertleşmesi ile çatlak
oluşumu
121
•
•
•
•
•
•
•
•
Genel olarak aşınmaya dayanıklı;
Rulmanlar
Aşındırıcı plakalar
Contalar
Klavuzlar
Protezler
Kesici takımlar
Bazı mekanik parçalar
122
Download