Cumhuriyet Halk Partisi

advertisement
1
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Kılıçdaroğlu: ”Katma değeri yüksek
ürünlerimizin Çin’e ihracatımızda daha fazla yer almasını
arzu ediyoruz. Türkiye’nin bu potansiyeli var ve Çin’in
Türkiye’nin mallarının tanıtılmasında Türkiye’yi daha fazla
ön plana çıkarması mümkün”
Tarih : 15.01.2013
Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu,
Çin
ziyareti
kapsamında
Türkiye-Çin İş
Forumu’na katıldı.
Burada konuşan
Kılıçdaroğlu,
kendilerinin davet
eden
Çin
Komünist
Partisi’ne
teşekkürlerini
iletti.
Dünya
ekonomisinin bir kriz sürecinden geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ”2007 yılının sonlarına
doğru ABD piyasalarında başlayan mali kriz, kısa süre içerisinde Avrupa’ya da sıçradı ve
o tarihten itibaren de istikrar bir türlü tesis edilemedi” dedi.
ABD ve Avrupa Birliği piyasalarında yaşanan karışıklığın, siyaset kurumunun gereken
iradeyi zamanında ve yeteri kadar gösterememiş olması nedeniyle yerini panik
havasına terk ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, yaşanan sert düşüşlerin domino etkisiyle
tüm dünyayı bir durgunluğun kıyısına kadar getirdiğini söyledi.
Geçen yıl yüzde 3,2 büyümesi beklenen dünya ekonomisinin zayıf görünümünün 2013
yılına ilişkin beklentilere de yansıdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, birçok uzman kuruluşun
2013 yılı büyüme tahminlerini aşağı yönlü güncellediğini belirtti.
ABD’nin yüzde 2,1 olarak beklenen 2012 büyümesinin 2013′te yüzde 1,8′e
gerilemesinin beklendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ”Durum Çin’in en büyük ticaret
ortağı AB için daha da kaygı verici. AB ekonomisinde 2012′de yüzde 0,6 daralma
bekleniyor. 2013′te ise sıfıra yakın bir büyüme tahmini var. Yani yok denecek kadar az”
dedi.
”Çin için küresel refah ne kadar önemliyse, küresel istikrar da Çin için o derece önemli”
diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
”Zira dünyanın en kalabalık ülkesi Çin’de iş gücüne yeni katılanların sayısı her yıl
neredeyse Kanada nüfusu kadar artıyor. Bu muazzam demografik baskı Çin’i her yıl
Cumhuriyet Halk Partisi
-1/4-
17.01.2013
2
yüksek büyüme oranlarını yakalamaya zorluyor. Bu durum Çin’in sadece hızlı değil,
dengeli de bir kalkınma modelini sürdürmesi zorunluluğunu da beraberinde getiriyor.
İşin ilginç yanı duvarların olmadığı, sermayenin serbestçe hareket ettiği, ticaretin
giderek daha da liberalleştiği bir dünya düzeninde küresel ekonomiye entegre olmuş bir
Çin’in dengeli kalkınması küresel kalkınmanın da neredeyse ön şartı haline geldi.”
Gerek dünya barışı, gerek küresel kalkınma söz konusu olduğunda Çin’in bugüne kadar
izlediği politikaların takdire şayan olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ”1997 yazında
meydana gelen Asya Krizi’nden sonra Çin Devleti’nin izlediği yapıcı ekonomik ve mali
politikalar, Çin’in küresel ekonomiye ne kadar titiz yaklaştığını, bölgesel ve küresel
istikrar için sorumluluk almaktan kaçmadığını göstermek bakımından son derece önemli”
dedi.
Dünyanın üretim üssü olma özelliğiyle dış ticarette birçok ülkeye karşı hakim durumda
bulunan Çin’in, Türkiye ile ekonomik ve ticari ilişkilerinde de durumun farklı olmadığını
belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
”Kasım 2012 sonuçlarına göre Çin’e ihracatımız 2,5 milyar dolarken aynı dönemde
Çin’den ithalatımız ise 19,6 milyar dolar tutarında yani 17 milyar dolar ticaret açığımız
var. Bu rakam 2002 yılında 1,1 milyar dolardı. Dış ticaret açığımız 14 kat artmış
durumda. Çin’le dış ticaret açığımızın tamamen kapatılması gibi kısa vadede de kolay
olmayan bir beklentiye girmeyeceğiz ancak bu alanda atılabilecek adımlar olduğunun
da altını çizmek istiyoruz. Yani bu düzeltilemeyecek bir durum değil. Çin’in ithalatını
ağırlıklı olarak çevre ülkelerden yaptığını biliyoruz. Ancak ihracatında durum öyle değil.
Başta AB ve ABD olmak üzere dünyanın hemen hemen her ülkesine ihracatı var. Çin’in
ülkemizden ihracatı ağırlıklı olarak ham maddeye dayanıyor. 100 dolarlık ihracatımızın
83 doları maden ve metallerden, kimyevi maddelerden, tekstil ve ham maddelerinden
oluşuyor. Katma değeri yüksek ürünlerimizin Çin’e ihracatımızda daha fazla yer
almasını arzu ediyoruz. Türkiye’nin bu potansiyeli var ve Çin’in Türkiye’nin mallarının
tanıtılmasında Türkiye’yi daha fazla ön plana çıkarması mümkün.”
-”Türkiye, Çin için birçok açıdan avantajlarla dolu bir ülke”Çin’in ithalatının temelini ara mamuller ve yatırım mallarının oluşturduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, Çin’in bunu çevre bölgelerden yaptığını kaydetti.
Türkiye Çin için birçok açıdan avantajlarla dolu bir ülke olduğunu ifade eden
Kılıçdaroğlu, ”Yurttaşlarımız tam üye olamadı ama sanayi ürünlerimiz Avrupa Birliği’ne
üye. Sanayi ürünlerinde AB ile Gümrük Birliği Anlaşmamız var. Ayrıca birçok ülkeyle
serbest ticaret anlaşmalarımız var” dedi.
Türk iş adamlarından oluşan bir heyetin de kendisiyle birlikte olduğunu anımsatan
Kılıçdaroğlu, iş adamlarının Çinli meslektaşlarıyla önemli işbirlikleri yapacağına
inandığını söyledi.
Çin ekonomisi özellikle 2001 yılı sonunda Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olduktan sonra
küresel daralmanın yaşandığı 2009 yılına kadar parlak bir grafik çizdiğini belirten
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
”2010 yılından bu yana ihracatta dünya lideri olan, doğrudan yabancı sermaye
girişlerinde ise ABD’den sonra 2. sırada yer alan Çin, bu dönemde gerek doğrudan
yabancı sermaye, gerekse katma değeri öne çıkaran ihracat politikalarıyla döviz
rezervlerini 2012′de 3,3 trilyon doların üzerine çıkarmayı başardı. Bu miktardaki bir
döviz rezervinin, Çin’in yurt dışında yatırım için önemli bir kozu olduğunu düşünüyoruz.
Çin’in yurt dışına doğrudan yatırımları Kasım 2012 sonunda 62,5 milyar dolar oldu. Bu
Cumhuriyet Halk Partisi
-2/4-
17.01.2013
3
alanda da Çin ile işbirliği yapma arzumuz var. Özellikle Çin’den Türkiye’ye doğrudan
yatırımlar vasıtası ile iki ülke karşılıklı ilişkilerinde Türkiye aleyhine olan dış ticaret
açığının bu şekilde dengelenebileceğine inanıyoruz. Ancak bugüne kadarki gelişmeler
Türkiye açısından gelecek vadettiğini söylemek mümkün değil. Zira Çin’in yurt dışında
yatırımından Türkiye’nin aldığı pay arzu edilen seviyelerde değil. Bunun nedeni Çin’in
daha çok yurt dışına yatırımlarını büyük enerji ve teknoloji şirketlerinin yapmasıdır. Çin
ve Türk firmalarının merkezini Türkiye’de kuracakları ortak girişim vasıtasıyla
Türkiye’nin komşu ülkelerindeki altyapı projelerine birlikte girmeleri, özellikle Türk
firmalarının son derece başarılı olduğu ve deneyim kazandığı birinci kuşak ülkelerdeki
yatırım projelerine teklif vermeleri, Türk tarafının makine parkı, mühendislik unsurlarını
temin ederken Çin tarafının teminat sorunlarına karşı imkanlarını ortaya koyması,
Avrupa pazarına sunulması muhtemel zirai ve sınai ürünlerin Türkiye’de ortak üretimi
için işbirliği yollarının aranması, güneş ve rüzgar gibi yenilebilir enerji alanında teknoloji
transferine ilişkin yatırımlar gibi daha pek çok alanda iki ülke arasında işbirliği
yapılabileceğine inanıyoruz.”
Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Li
Cincun da iki ülke iş adamları arasındaki görüşmelere katılmaktan mutluluk duyduğunu
söyledi.
Cincun, şöyle konuştu:
”İki eski medeniyet olan Çin ve Türkiye arasında uzun mesafe olmasına rağmen, iki ülke
arasındaki dostluk uzun bir geçmişe dayanıyor. Çin ile Türkiye, hem hükümeti hem de
siyasi partilerinin ortak çabaları aracılığıyla, iki ülke arasında diplomatik ilişki
kurulmasından bu yana çok gelişmiştir. Geçtiğimiz yıl Çin ile Türkiye arasındaki stratejik
işbirliğinin derinleştiği bir yıl oldu. Çin Devlet Başkan Yardımcısı Şi Cinping Türkiye’yi
ziyaret etmesi ve Başbakan Erdoğan’ın Çin’e gelmesi, iki ülkenin üst düzeyli temaslarını
daha da yüksek seviyeye çıkarmıştır. Büyük projeler için yapılan yatırımlar ve ticaret
hacminin çoğalması, iki ülkenin ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmiştir. Çin ile
Türkiye arasındaki işbirliği şu anda çok iyi yönde gelişmekte ve iki ülkenin stratejik
işbirliği ilişkisinin perspektifinin çok açık olduğunu söyleyebiliriz.”
Gelişmekte olan Çin ile Türkiye’nin yeni yükselen ekonomiler arasında ve G-20′de yer
aldığını anımsatan Cincun, ”İki ülke halkının ortak çabasıyla iki ülkenin ekonomisinin
istikrarlı bir şekilde büyüdüğü, halkının yaşam şartlarının iyileştiğini ve uluslararası
statünün yükseldiğini memnuniyetle görmekteyiz” dedi.
Çin Uluslararası Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Yu Ping de Çin ile Türkiye arasındaki
gelişen ekonomik ilişkilere değindi. Ping, Çin’in, Türkiye’nin üçüncü ticaret ortağı haline
geldiğini kaydetti.
İki ülkenin hedeflerinden bahseden Ping, ”Son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve
ticari işbirliğinde büyük mesafeler kaydedilmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 10 yıl
içinde 18 kat arttı” dedi.
Konuşmaların ardından iki ülke iş adamları arasında görüşmelere geçildi.
Cumhuriyet Halk Partisi
-3/4-
17.01.2013
4
Cumhuriyet Halk Partisi
-4/4-
17.01.2013
Download