BİTMEYEN SENFONİ Dilan Ezgi Koç Viyolonseller kırılgan ve sakin

advertisement
BİTMEYEN SENFONİ
Dilan Ezgi Koç
Viyolonseller kırılgan ve sakin bir tonda müziğe başlıyorlar, hüzünlü ama bir o kadar da
gizemli. Kemanlar hemen karşılık veriyor. İki grup birbirini bastırmaya çalışırcasına bir kreşendo
başlatıyor ve âdeta bir fırtına yaratıyorlar. Onlar tam zirvedeyken fagot da dahil oluyor ve şarkısını
söylemeye başlıyor. Önce korkuyor, sanki sesi titriyor ama sonra herkes ona uyum sağlıyor. Tüm
enstrümanlar sanki en küçük atomlarına kadar müziği hissediyorlar. Bir an için dünya yok oluyor,
hiçbir şeyin önemi kalmıyor. Zaman zamanını yitiriyor. Siz ise sonsuzluğa ulaşıyorsunuz ve sonunda
özgürsünüz...
Beethoven'ın ünlü bestesi Dokuzuncu Senfoni'yi her dinlediğimde kendimi bu yazdıklarımın
hissederken buluyorum. Hem klasik batı müziği repertuvarında hem de Beethoven'ın kendi
hayatında bir dönüm noktası niteliği taşıyan bu eser, beni ilk akorunu duyduğum anda hayal
dünyamın en uçlarına taşıyıp bütün duygu dengemi değiştirebiliyor. Bir insanın böylesine bir müzik
yaratabilmiş olması beni şaşkına çeviriyor. Yaylıların kendi aralarındaki atışmalarını, üflemeli
enstrümanların bu atışmadan bir sessizlik yaratabilmelerini kavramakta güçlük çekiyorum. Öyle bir
eser ki her bir ses birbiriyle uyumlu ama bir yandan da şiddetli bir kavga içinde ve daha da önemlisi
bence bu eserin en ilginç hatta bana kalırsa bir yandan da korkunç yanı, Beethoven'ın bu besteyi
yaptığı dönemde sağır olması. Filmde kendisinin de dediği gibi: "Tanrı müziği insanların kulağına
fısıldar ama benimkine haykırdı! İşte bu yüzden sağırım..."
Yönetmenliğini Agnieszka Holland'ın yaptığı film "Copying Beethoven", Beethoven'ı biraz
olsun anlayabilmek ve Dokuzuncu Senfoni'nin nasıl yaratıldığını görmek adına oldukça iyi bir işlev
görüyor. Bundan 192 yıl önce, 1824 yılının mayıs ayında insanlar Viyana Saray Tiyatrosu'ndaki
büyük konseri dinlemeye koşuyorlar. Hayatının son yıllarını tam bir sağırlık halinde geçiren büyük
müzik dâhisinin bestesini duymak insanlar için büyük bir anlam ifade ediyor. O gün orada tarihî bir
an yaşanıyor; Beethoven, orkestra ve koro, insanlığa tarif edilemez güzellikte bir senfoni hediye
ediyorlar. Filmde bu anlar o kadar içten yansıtılmış ki etkilenmemek mümkün değil. Beethoven
sahneye çıkıyor, tüm orkestra hazır bir şekilde ona bakıyor, hiçbir şey duyamayan şeflerinin müziği
başlatmasını bekliyorlar. Senfoni başlıyor, 65 dakika boyunca soluklar tutuluyor. Bittiğinde ise
şiddetli bir alkış tufanı başlıyor, herkes ayakta, insanların heyecanları gözlerinden okunuyor. Ama
Beethoven, seyircilerden biri onu kolundan tutup salona çevirene kadar bunun farkına bile varmıyor.
Öyle bir an ki mutluluk büyük bir acıya karışıyor. Gözleri bağlı birinin dünyanın en güzel tablosunu
çizip bunu görememesi, tat alamayan birinin en lezzetli yemeği yapıp bunu fark edememesi gibi
Beethoven da bestelediği bu inanılmaz senfoniyi çalınırken hiç duyamıyor.
Beethoven filmde havadaki titreşimleri duyabildiğini söylüyor. Çünkü ona göre müzik
Tanrı'nın konuşma şekli ve müzisyenler havayı dinleyerek Tanrı'yı duyabiliyorlar. Tanrı konusunda
emin olmasam da kendimi Beethoven'ın yerine koyabiliyorum. Müzik her yerde ve her şeyde.
Mesela sokaktaki insan sesleri, trafik sesleri, karşılaştığınız herhangi bir ses bir müziğin parçası. Tek
yapmanız gereken dikkatlice dinlemek. Şu an bile duyabilirsiniz. Etrafınızı dinleyin: trafik sesleri
kontrbas görevini görüyor ve bas partisini çalıyorlar, size doğru yürüyen gruptaki insanlar yaylı
grubu görevi görüyor. Önce viyola solosuna başlıyor sonra diğerleri. Havada obuayı duyuyorsunuz,
sakince notalarını çalıyor. "Müziği duymak için notaların arasındaki boşlukları dinleyin."diyor
Beethoven. Tıpkı onun yapmak zorunda olduğu gibi boşlukları fark etmeniz, içinizdeki sessizliği
bulmanız ve onu dinlemeniz gerekiyor, böylece kendi müziğinizi duyabilirsiniz.
Filmin sonunda yardımcısı Beethoven'a senfoninin son bölümünü nasıl bitireceğini
sorduğunda şöyle bir cevap alıyor: "Müzik bitmez, akar. Onun başı ve sonu olduğunu düşünmeyi
bırakmalısın. Birinci bölüm ikinci bölüme, bu senfoni bir diğerine dönüşür." Sanki bu sözlerini
doğrularcasına, Beethoven gelmiş geçmiş en iyi bestecilerden biri olmakla kalmayıp bitmeyen bir
senfoni besteliyor ve ne kendisi ne de müziği asla yok olmuyor.
Download