18.03.2016-Çanakkale Ruhu ve Şehitlik

advertisement
İLİ
: IĞDIR
TARİH : 18.03.2016
‫ِيم‬
‫َّح‬
‫منِ الر‬
ِ
‫ب‬
ِ
ِْ‫ِس‬
َْ‫مهّللا الرَّح‬
‫َولا َ تَ ِهنُوا َولا َ َت ْح َزن ُوا َوأَنت ُ ُم الأ َ ْعلَ ْو َن إِن ك ُنتُم ُّم ْؤ ِمنِي َن‬
ِ ‫يُرِيدُو َن لِيُطْفِ ُؤوا ن ُو َر اللَّهِ بِأَفْ َواهِ ِه ْم َوالل َّ ُه ُمت ِ ُّم ن ُورِه‬
َ‫َول َ ْو كَر ِ َه الْكَاف ِ ُرون‬
ÇANAKKALE RUHU ve ŞEHİTLİK
Aziz ve Pek Muhterem Müslümanlar
Okuduğum ilk âyet- i kerimede Yüce Rabbimiz
bizlere şöyle buyuruyor: “Gevşeklik göstermeyin,
üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün
gelecek olan sizle rsiniz.”1 Bir sonraki âyet- i kerimede
ise şöyle buyuruyor: “(Kâfirler), Allah’ın nûrunu
(İslâm nurunu) ağızlarıyla üfleyerek söndürmek
isterler. Fakat kâfirlerin hoşuna gitmese de, Allah
nûrunu tamamlayacaktır.”2
Evet, bu iki ilâhi fermanda va’dedilen
hakikatlere gönülden iman etmiş olan mü’minler,
İslam nurunun dünyanın dört bir tarafına yayılması
için bütün gayretlerini sarfetmiş, tarihin en kritik
safhalarında din ve namus uğruna canlarını feda
etmekten geri durmamışlardır. Bunlardan birisi de
bütün Müslümanlar için tarihin dönüm noktası olan,
ümmetin ölüm-kalım mücadelesi verdiği, İslam’ın son
karakolu ve kalesi sayılan Anadolu’nun can
boğazından tutulup sıkılarak ümmetin hayatına son
verme teşebbüsü olan Çanakkale harbidir.
Değerli Mü’minler
Bundan tam bir asır önce 1915’te İslâm diyarı
Anadolu’ya adetâ talihsiz bir kâbus çökmüştü. O
kâbus da Ümmet- i Muhammed’in can damarı olan
Çanakkale boğazını çiğneyip geçerek ümmetin beyni
olan İstanbul’u istila etme ve böylece İslam tarihine
son verip Müslümanları tarih sahnesinden silme
düşüncesiydi.
Evet, bu planı kuranlara göre, güya Sultan
Abdülhamit Han gidince Çanakkale’yi geçecek ve
İstanbul’a varacaklardı. Dünyanın en güçlü
donanmasına sahiptiler. İttifak Donanması komutanı
Londra’ya telgraf gönderip şöyle diyor: ‘Birkaç
haftaya kalmaz İstanbul’u ele geçiririz. Siz
hazırlıklarınızı ona göre yapınız.’ Kendilerinden çok
emindiler. Ayasofya’da çanlar çalacak, Sultan Fatih’in
kabrine gidip :‘İşte biz Konstantin’in çocukları! şu
kadar zaman sonra seninle hesaplaşmaya
geldik.’ diyeceklerdi. Analarımızın, ninelerimizin
çarşaflarına, başörtülerine ellerini uzatacaklardı. Ama
Anadolu’daki milletin evlatları dediler ki; ‘Denizler
ordu, bulutlar donanma yağdırsa; değil mi,
Ceddimizin sinesinde iman bir, sevinç bir, acı bir,
gaye bir? Sinelerde bir vuran yürek yıkılmaz, cihan
yıkılsa emin ol Çanakkale sarsılmaz.’ dediler.
Küresel eşkıyalara karşı eşsiz bir mücadele
ortaya koyan ecdadımız, son kurşunlarına kadar
savaşıp şehit düştüler. Sahip oldukları imanla, ‘Cihan
yıkılsa, Çanakkale yıkılmaz.’ dediler. Çanakkale’de
ümmet, İslam’ın yenilmeyeceğini bütün dünyaya
gösterdi. Dünya’nın en güçlü orduları, en güçlü
silahlarıyla Çanakkale’ye saldırdılar. Anadolu’nun
yiğit delikanlıları, saldırılar karşısında göğüslerini
siper ettiler. Anadolu’daki bu ruh ve imandan habersiz
olan düşman büyük bir hezimete uğradı.
Bizler o tarihin evlatlarıyız. Onlar bütün
güçleriyle gelseler de, Allah’ın izniyle İstanbul
sarsılmadı, sarsılmayacak. Bu millet, Sultan Fatih’in,
Yavuz’un, Abdülhamit Han’ın sesi ve nefesi olacak,
mazlumlara çare olmaya, yardımcı olmaya devam
edecek, Allah’ın izniyle.
Kıymetli Mü’minler
Dönmemek üzere Çanakkale’ye giden ve
İslam’ın yenilmemesi için can veren şüheda geriye
vasiyetlerini bıraktı. Peki biz onların mukaddes
emanetlerini ne yaptık? Televizyon ve internet
aracılığı ile evlerimizin içine giren filmler, diziler,
yarışma programları kızlarımızı, ailelerimizi ne hale
getirdi. Muhteşem Şeyler adı altında hepimize
‘Muhteşem Rezaleti’ izlettiler. Sanat adına tarihimize
sövdüler. Biz de ilgi ile izledik. Unutmayalım ki Allah
(c.c.), bunun hesabını bizlerden soracak, kardeşlerim.
Hamdolsun, Anadolu’da ortada ciddi bir diriliş
ruhu var ama maneviyata yönelik ciddi bir saldırı da
var. Eğer biz değerlerimize sahip çıkmazsak üzülerek
söylüyorum ki dışarıdan topla tüfekle yıkılamayan
mukaddesatı korkarım ki kendi elimizle yıkacağız.
Çanakkale’de her müslüman İslam Sancağı altında
Peygamber (s.a.v.) davası için çarpıştı. Ümmet
bilinciyle hareket eden bu milleti daha sonra türlü
desiselerle birbirine düşürdüler. Unutmayalım ki
bizler Osmanlı’nın ruhunu temsil ediyoruz ve İslam
Dünyası’nın ümidi olmalıyız. O zaman Doğu
Türkistan da, Arakan da, Filistin de kurtulur.
O halde, Allah Rasülü (s.a.v.)’in gösterdiği
istikamette yürümeliyiz. Bu doğrultuda küresel
eşkıyalara karşı insanlığın mücadelesini başlatmalı,
yaşanan ahlaki erezyon karşısında mukaddes
emanetlere sahip çıkmalıyız. Evlatlarımıza dinini ve
Peygamberini en iyi şekilde anlatmalıyız. Yüce Allah
Kur’an- ı Kerim’de buyurduğu gibi: “Ey Allah’ın
kulları, eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da
size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”3
Yolumuz Hak olsun, ufkumuz açık olsun, inşallah.”
1
Âl-i İmran Suresi, 139
2
Saff Suresi, 8
3
Muhammed Suresi, 7
Hazırlayan: Yakup BABAGİL- Iğdır İl Vaizi
Redaksiyon: İl İrşad Kurulu
Download