Avantajlı finansman kaynaklarına ulaşmak için işin

advertisement
Avantajlı finansman kaynaklarına ulaşmak için işin uzmanı ile çalışmak şart!
Yılsonu finansal tablolarının bağımsız denetimleri yavaş yavaş tamamlanmaya ve halka açıklanmaya
başladı. Sanayi ve üretim sektörüne ilişkin açıklanan bilançolar malumun ilanı niteliğinde. Bu
bilançolardan, ülkemizde firmaların özsermayelerinin yeterli olmadığı görülüyor. Firmaların çok büyük
bir kısmı dışkaynak kullanarak yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılıyor. Bilançolarda
finansman giderleri yüksek. Bir anlamda bankalar firmaların fiilen kar ortağı haline gelmiş durumda.
Firma karda etse zararda etse finansman giderleri ödenmek zorunda. Bankaların sağladığı finansman
kaynaklarına ulaşabilen ve bu kaynakların bütçeye yüklediği finansman yükünü yönetebilecek güçte
firmalar olduğu gibi günümüzün artan rekabet ortamında bu maliyetleri kaldıramayarak rekabette geri
düşen firmalarda mevcut. Mevcut finansman yükünü azaltmak, yatırım ya da işletme sermayesi
kaynaklarına ihtiyaç duyan firmalar için banka kredisi dışında alternatiflerde var. Özellikle Anadolu’da
gerçekten zor şartlarda üretim yapan, istihdam sağlayan, değer üreten firmaların aşağıda özetlemeye
çalışacağım bazı alternatif finansman kaynaklarını da değerlendirmelerinin kendileri için avantajlı
olacağı kanısındayım.



Halka Arz - Şirketlerin hisse senedi ihraç ederek bu hisseleri çağrı ve ilan yoluyla bireysel ve
kurumsal yatırımcılara satması. Her ne kadar halka arz sürecinde çeşitli bağımsız denetim, hukuk
danışmalığı, halka arz danışmanlığı, aracı kurumlara ödenecek ücretler gibi maliyetlere katlanılması
gerekse de halka arz sonrasında firma özkaynaklarına eklenen bu fonların faiz maliyetinin olmaması
önemli bir avantaj olarak düşünülebilir. Halka arz ve sonrasında oluşan yeni iş yapış ortamı çeşitli
raporlama yükümlülüklerini birlikte getiriyor. Halka açılan bir firmanın regüle bir piyasada hisse
senetlerinin işlem görmesinden kaynaklanan mevzuata uyma zorunluluğu insan kaynağı ve firma
organizasyonunun yeniden yapılanmasını gerekli hale getirirken, firmanın iyi yönetim
mekanizmalarını hayata geçirmesi ve şeffaflaşması için ise önemli bir fırsat.
Stratejik ortaklıklar- Uluslararası firmalar, pazar payı satın alma, büyümek istedikleri pazarlarda
lokal ortaklar ile farklı pazarlara girme gibi motivasyonlarla güvenilir iş ortakları ile bu yatırımlarını
ilerlemek isterler. Böyle bir işortaklığında yatırımcı kendi “know-how” ‘ını, sermayesini ortak
olduğu firmaya koyar ve riske ortak olur. Yönetim kurulu başta olmak üzere yönetim
kademelerinin birçok seviyesinde yer alır. Tam anlamıyla bir şirket evliliği olarak tanımlanabilecek
bu ortaklıkta artık tarafların korunması gereken hakları ve menfaatleri gündeme geliyor. Patron
için eskiden olduğu gibi her konuda söz sahibi ve son karar verici rolü kısıtlanabiliyor.
Fonlar ile yapılan ortaklıklar- Fonlar ile yapılan ortaklıklar evlilik sözleşmesini imzaladığınız gün,
boşanacağı günü planlayan bir eş ile masaya oturmaya benziyor. Bu fonlar genellikle ortak olduğu
firmayı, gerek finansman sağlayarak gerek yönetim kadrolarında yer alarak değerini yükseltme ve
hedeflediği fiyatı yakaladığında hisselerini başka bir yatırımcıya ya da firmanın mevcut ortağına
satma motivasyonun da oluyorlar. Bu ortaklıkların firmalara bilgi birikimi aktarımı, kurumsal
yönetim mekanizmalarının içselleştirilmesi gibi yönetsel alanlarda kazandırdıklarının yanında bir
finansman kaynağı olarak avantajlı olabiliyor.
Bu üç alternatif finansman kaynağı içinde herhangi biri için diğerlerinden daha iyidir demek birini birinin
önüne koymak doğru değil. Her firman patronunun firma hakkında vizyonu, amaçları, hedeflerine göre
izlenecek yol değişebilir. Bir aile şirketinin patronu kendisinden sonra aile içinde varlık paylaşımı ve
yönetiminde oluşabilecek olası sıkıntıların önüne geçebilmek için stratejik bir ortaklık yaparak firmanın
yönetimini paylaşabilir. Yapılacak bir kapasite artırımı için ucuz kaynak yaratmak isteyen bir firma halka
arzı kendisi için daha uygun bir yönetim olarak benimserken işletme sermayesi güçlüğü çeken bir firma
fonlarla yapılacak bir ortaklığa yönelebilir. Bu üç yönteminde süreçleri, süresi, aşamaları, muhatapları
gibi açılardan birbirinden farklıdır ve hukuki riskler gibi çeşitli riskleri içinde barındırır. Dolayısıyla bu
süreçlerin doğru yönetilmesi gerekir. Bir hisse satışında patron sürekli ön planda olmak ve tüm
pazarlıkları kendisi yaparak yüzünü eskitmek istemeyebilir. Daha önce bu satış işlemlerinde bulunmuş
ve süreci çok iyi bilen bir danışmanın yanında olmasını tercih edebilir. Hisse satışı sırasında yapılacak
sayısız toplantılara hazırlık, pazarlık sürecinde izlenecek strateji, bilgi paylaşımının yönetilmesi,
sözleşmelerin hazırlanması, finansal raporlama ve firma değerinin belirlenmesi, vergisel ve hukuki
risklerin yönetilmesi gibi konuların her biri ayrı ayrı uzmanlıkları gerektirir. Alternatif finansman
kaynaklarını kullanmak isteyen firmaların bu süreçten firmalarına maksimum faydayı sağlayarak başarı
ile çıkmaları için işin uzmanları ile çalışmaları hayati önem taşıyor.
Download