«Türkler Ermenilere soykırım yaptı» iddiasının aslı var mı? Amerikan, İngiliz, Ermeni ve Alman belgeleri bu konuda ne diyor? 1 “Yetmişiki millet birdir bize, Düşmanımız kindir bizim” Yunus Emre 2 Feci olayların yaşandığı 19141923 yıllarını tartışıyoruz Milyonlarca masum insan, Ermeni ve Müslüman, öldü, öldürüldü. Hem Ermenilerin, hem de Müslümanların büyük çoğunluğunun bu felaketi önleme imkânları yoktu. 3 800 yıllık kardeşlik: Türk-Ermeni dostluğuna bir örnek: Kuzguncuk’taki (İstanbul) bu cami ve kilise. Kilise 1835 yılında yapılmış. Almanya’da bir kilisenin yanında bir sinagog ilk defa 2002 yılında Wuppertal’de yapıldı 4 Osmanlı dünyada eşsiz bir din hürriyeti tanıyordu: 1547 yılında İstanbulda toplam 77 kilise (çeşitli cemaatlerin) bulunmaktaydı. Ayrıca çok sayıda sinagog vardı. (Kaynak: P. Mansel, Constantinople, S. 48) Bir de o dönemdeki Avrupa’ya bakalım: Napolyon katoliklerin egemen olduğu Köln şehrini işgal edinceye kadar (Nisan 1802) değil sinagog, Protestan Kilisesi yapılması bile 5 yasaktı! İstanbul’da Ermeniler Bizans döneminde İstanbul’da Ermeni Kilisesi yapılması Ortodoks Kilisesi tarafından yasaklanmıştı. Bu yüzden İstanbul’daki ilk ve en eski Ermeni Kilisesi surların dışında, bugünkü Karaköy’dedir. (O zaman Cenevizlerin idaresindeki Galata). Fetihten bugüne İstanbulda 55 Ermeni kilisesi yapıldı. 40’tan fazlası bugün de kullanılıyor. İstanbul’daki Ermeni nüfus 19. yüzyılda 120.000’i buldu. Türkler Ermenilere baskı yapmış olsa, Ermeni nüfus başkentte böyle artar mıydı? P. Mansel, Constantinople. City of the World’s Desire, London, 1998, S. 52 6 Ermeni Sanatkârların Türk Kültürüne Verdikleri Emeği Unutamayız Limonciyan Padişah III. Selim’in de teşvikiyle Türk müziği için özel bir nota sistemi geliştirip bir çok eserin bugüne kadar ulaşmasını sağladı. 7 Misyoner Hamlin 1915 felaketini tam 22 yıl önceden haber vermiş: Cyrus Hamlin kimdir? Hamlin Türkiye’de 39 yıl Ermenilere yönelik misyonerlik yaptıktan sonra Amerika’ya dönmüş olan bir misyonerdir. 8 1893 yılında yayınlanan mektup Cyrus Hamlin 39 yıl Türkiye’de çalıştıktan ve bu meyanda “Robert College”i (bugünkü Boğaziçi Üniversitesi) kurduktan sonra Amerika’ya dönüyor. 28 Aralık 1893 tarihli “The Congregationalist” dergisinin 992. sayfasında C. Hamlin’in 23 Aralık 1893 tarihli bir açık mektubu yayınlanıyor. 9 Ermeni Hınçak Partisi Ermeni Katliamı Planlıyor! Hamlin 23 Aralık 1893’te özetle şunları yazıyor: Bir gizli Ermeni partisi (Hınçaklar) Rusyanın Türkiye’yi işgal etmesine bahane sağlamak için milyonlarca Ermeniyi öldürtmeyi planlıyor! 10 Hamlin’in mektubundan alıntı: Gizli Hınçak Partisinin bir üyesi bana şunu anlattı: “Hınçak Komiteleri bütün ülkede organize edilmiş durumdadır ve çok sayıda Türk’ü ve Kürd’ü öldürmek, köylerini ateşe vermek, sonra dağlara kaçmak için fırsat kollamaktadırlar.” 11 Misyonerin mektubundan: “Müslümanlar bundan gazaba gelecekler. Ermeniler’e saldıracaklar ve onları aynı barbarlıkla katledecekler, öyle ki, yabancı bir büyük kuvvet insanlık ve hristiyan medeniyeti adına ülkeye girecek ve işgal edecek.” 12 Hamlin mektubunda devam ediyor: “Ben bu projeyi çok dehşet verici ve şeytanca olarak nitelendirdiğim zaman, bana sükunetle şu cevabı verdi:” “Size şüphesiz öyle görünebilir, fakat biz Ermeniler hür olmaya karar verdik.” 13 Hınçakları idare eden kim? Hamlin gayet açık yazmış: “Bu partinin kaynağı Rusya. Bunları Rus sinsiliği ve altınları idare ediyor.” 14 Anadolu ve İstanbul‘da katliamlar başlatıldı Plan uygulandı ve 1894 yılından itibaren Anadolu‘da ve İstanbul‘da Hınçaklar ve Taşnaklar tarafından planlı bir biçimde kışkırtılan katliamlar sonucunda çok sayıda Ermeni ve daha az sayıda Müslüman hayatını kaybetti. Böylece yüzlerce yıldır dostça yaşamış Ermeniler ve Müslümanlar arasına düşmanlık ve güvensizlik tohumları atıldı. Ermeni gizli örgütleri vatansever Ermenileri de öldürdüler Hınçaklar ve Taşnaklar yalnızca Türkleri ve Kürtleri değil, cinayetlerine karşı çıkan çok sayıda vatansever Türk Ermenisini de öldürdüler. Bu şekilde öldürme ve sindirme ile bu partiler Türk Ermenileri arasında sözü geçen siyasi güç haline geldiler. Öldürülen Ermenilere bir örnek 1909 yılında dürüst bir insan olarak tanınan ve ticaretle uğraşan Ermeni asıllı Bedros Kapamacıyan, şehirdeki nüfusun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen Van Belediye Başkanı seçilmişti. Kapamacıyan Van’da sevilip sayılan başarılı bir belediye başkanı idi. 17 Taşnaklar tarafından öldürüldü Bedros Kapamacıyan Taşnakların plan ve eylemlerine karşı çıktığı için Taşnak komitesinin başkanı Aram Manukyan (asıl ismi Sergei Hovhanessian, Van‘lı değil, Rusya‘dan yollanmış) öldürülmesini emretti. Kapamacıyan 10.12.1912 günü evinin önünde kafasından vurularak öldürüldü. Bak: Alman diplomat raporları, 1914-08-11-DE-001-V 18 1914 Osmanlı Devleti 19 Osmanlı topraklarının paylaşılması Birinci Dünya Harbi Ağustos 1914‘te patlak verdi. Bir yanda İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya, öbür yanda Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan savaşıyorlardı. Her iki tarafın da en önemli hedefi, Osmanlı topraklarını, özellikle de Boğazları ele geçirmekti. Gizli anlaşmalar yapıldı İngiltere ve Fransa Rusya‘nın desteğini alabilmek için Rus Çarına İstanbul ve Çanakkale boğazlarının Rusya‘ya verileceğini yazılı olarak bildirdiler. Aylarca süren pazarlıklar sonucunda Osmanlı topraklarını paylaşmak için gizli anlaşmalar yapıldı. Gizli Sykes-Picot Antlaşması Kaynak: Hovannisian, Armenia on the road...., p. 61 22 Almanya’nın hedefi Almanya ise paylaşmaya razı değildi. Çünkü Türk topraklarının hepsini istiyordu. Kaynak: Richard Tannenberg, Gross-Deutschland. Die Arbeit des 20. Jahrhunderts. Leipzig, 1911, S. 262 23 1913: İngiliz casusu Lawrence: “Şimdi insanın elinde bir gemi dolusu ucuz tüfek olsa zengin olmak işten bile değil. Ermeniler çılgınca silahlanıyorlar.” Bu tesbiti yapan T. E. Lawrence’dir, yani meşhur İngiliz casusu Lawrence. Lawrence bu satırları “arkeolog” maskesi ile casusluk yaptığı o zamanki Şam vilayetimizden ailesine yolladığı Şubat 1913 tarihli özel mektubunda yazmıştır. Görüldüğü gibi gizli Ermeni örgütleri daha Dünya Harbinin başlamasından 1,5 yıl önce silahlanmaya hız vermişlerdi. Kaynak: Jeremy Wilson, Lawrence von Arabien. Die Biographie. 24 München 1999, S. 124 Türkiyeyi paylaşma pazarlığına katıldılar İngiltere, Rusya ve Fransa, Ermenilerin desteğini alabilmek için onlara Osmanlı topraklarından pay verme sözü verdiler. 1915 yılında İngilizler ve Fransızlar arasında gizlice yürütülen Türkiyeyi paylaşma görüşmelerine Ermenilerin resmi temsilcisi Boghos Nubar da katıldı ve bu anlaşmayı imzaladı. Vahan Papazian, The Armenian National Congress in Paris, in: The Armenian Review, February 1960, S. 62 25 1915‘te ayaklanmalar başladı 1915‘baharında Osmanlı ordularının dört cephede zor duruma düştükleri anda (özellikle İngiltere ve Fransa‘nın Çanakkale‘ye hücumu ile) Ermeni ayaklanmaları başladı. İlk büyük ayaklanma Van‘da oldu. 1915 dört cephede savaş Mavi oklar 1915 baharında hücum eden düşman ordularını gösteriyor. Cephe gerisinde silahlı ayaklanmalar! 27 27 Van‘da kaçamayan Türkler öldürüldü! “Hiddet dolu olan Ermeniler Cenevre Konvansiyonuna uygun davranmadılar... İntikam arzularını gemlemediler... Orada burada buldukları Türklere aman vermediler. Hasta ve çaresiz durumda olan Türkler bile öldürüldüler.” Ernst Sommer, DieWahrheit über die Leiden des armenischen Volkes in der Türkei während des Weltkrieges. Frankfurt / Main, (ohne Jahresangabe), S. 9 28 Alman hemşire şahit: Van ayaklanmasının görgü şahidi Alman misyoneri bayan Käthe Ehrhold şöyle yazıyor: „»Hürriyet«in ilk üç gününde kaçamayan Türk kadın, ihtiyar ve çocuklara yapılanların üzerine bir örtü örtmek istiyorum.” Kaynak: K. Ehrhold, Flucht in die Heimat.... 1937, S. 13 29 “Beş Tümeni Bağladık” Ermenistanın ABD’ye yolladığı ilk elçi olan Pastırmacıyan savaştan sonra yazdığı bir makalede, Ermeni güçlerinin isyanlarla 1915 yazında beş Türk tümenini bağlayarak Rus Ordularını muhakkak bir felaketten kurtardıklarını yazıyor. Garo Pasdermadjian, D. SC.: Armenia. A Leading Factor In The Winning of World War I, in: The Armenian Review, Boston, 1964, Vol. XVII, S. 33 30 30 Ermenistanın ABD’deki Elçisi Harpten sonra şöyle yazmış: „Eğer 1914 yılında biz Ermeniler Antant devletlerini desteklemeseydik, ABD, İngiltere ve Fransa Cihan Harbini kazanamazlardı!“ Kaynak: Garo Pasdermadjian, D. SC.: Armenia. A Leading Factor In The Winning of World War I, The Armenian Review, Boston, 1964, Vol. XVII, S. 43 Günümüzde ise bu belgeleri unutup „Ermeniler düşmanı desteklemedi“ diyorlar. 31 31 Bir İngiliz İstihbarat Subayının Değerlendirmesi (1923) “Türkiyenin gelişmesinde ve modernize edilmesinde Ermenilerin bir istikbali vardı. Ancak Avrupa onları kandırarak intihara sürükledi.” İngiliz istihbarat subayı da „Ermeniler ayaklanmadı“ diyenleri yalanlıyor. Kaynak: Aubrey Herbert, Ben Kendim. ..., Londra, 1924, S. 274 ve devamı 32 32 Mayıs 1915’te Osmanlı Hükümeti sürgün kararını verdi Ayaklanmalar başlayınca Osmanlı Hükümeti Anadolu’daki Ermenilerin Şam ve Musul vilayetlerine sürülmesi kararlaştırdı. Savaş şartlarında yaşlı, kadın, çocuk yüzbinlerce Ermeninin yüzlerce kilometre yürümek zorunda kalması, onbinlerce suçsuz Ermeninin ölümüne sebep oldu. Buna bir de yollarda yapılan saldırılar, salgın hastalıklar ve açlık da eklenince, yüzbinlerce Ermeni hayatını kaybetti. Ancak Doğu Anadoluda Rus ordularının ve Taşnak çetelerinin katliamlarından kaçan yüzbinlerce Müslüman 33 da aynı kaderi paylaştı. 1915 Olayları ile ilgili Federal Almanya Parlamentosunun kararında Türklere yöneltilen suçlamalara bakalım (15 Haziran 2005 tarihli karar) 34 Parlamento kararında ne deniyor? 1. Osmanlı Hükümeti Anadolu’daki Ermenilerin sürülmesini ve yok edilmesini örgütledi. 2. Sonuçta Anadolu’daki Ermenilerin nerdeyse tamamı yok edildi. 35 Öne sürülen iki noktanın da doğru olmadığını gösterebiliriz 1. Devlet yönetiminin Ermenileri yok etme niyeti yoktu. 2. Anadolu’daki Ermenilerin çoğunluğu yok olmadı, aksine Ermenilerin çoğunluğu 1919 yılında hayatta idi. Çok kısa bir kaç örnek vereceğim. 36 Ölümlerin en önemli sebebi açlık ve salgın hastalıklardı „Almanya‘da 1914 - 1918 yıllarında 750.000 insan açlıktan öldü.“ Kaynak: Karl Dietrich Erdmann, Der Erste Weltkrieg, S. 188. In: Gebhardt: Handbuch der der deutschen Geschichte, Band 18, dtv, München, 1985 (5. Auflage) Almanya gibi her bakımdan gelişmiş ve topraklarında savaşılmayan bir ülkede böyle bir açlık felaketi ortaya çıkarsa, tarımı, ulaşımı, sağlık hizmetleri çok geri Osmanlı Devletinde ortaya çıkan açlık felaketinin boyutlarını tahmin etmek zor olmasa gerek. Müslüman olsun, Ermeni olsun, ölenlerin çoğu açlıktan ve salgın hastalıklardan öldü. 37 Dünya Savaşında Anadoluda Sivil Halkın Kayıpları: Alman araştırmacı Prof. Udo Steinbach yazıyor: “2,5 Milyon Müslüman hayatını kaybetti. Buna bir de 600.000 ile 800.000 kadar Ermeniyi ve 300.000 Rumu eklemek gerekir. Anadolunun nüfusu toplam olarak % 20 azaldı.” Kaynak: Udo Steinbach, Die Türkei im 20. Jahrhundert, 1996, S. 121 Yani soykırım yaptı denenler soykırıma uğradı denenlerden üç misli fazla kayıp vermiş! Olup bitenler tek taraflı katliam değil, karşılıklı katliam ve sürgündür. 38 Yetimhaneler 1919 sonunda İngilizler Maraş‘ı işgal ettiklerinde yalnız Maraş şehrinde Ermeni çocuklar için kurulmuş toplam beş yetimhane buldular. Yalnızca Maraş‘ta toplam 1.400 Ermeni çocuk koruma altındaydı. Bak: S. E. Kerr, The Lions of Marash, Albany 1973, p. 74-75 Anadoludaki yetimhanelerde 22.000‘den fazla Ermeni çocuk kurtarıldı. Osmanlı Devleti Ermenileri yok etmek isteseydi, Ermeni 39 çocuklarını koruma altına alır mıydı? 39 Amerikan yardım kuruluşları Osmanlı topraklarında Nisan 1917’ye kadar Amerikan konsoloslukları ve 500 kadar ABD vatandaşı ögretmen, doktor, misyoner sıfatıyla Ermenilere yönelik çalışma yapıyordu. ABD ile diplomatik ilişkiler Nisan 1917’de kesilince diplomatlar ayrıldı, fakat yardım kuruluşu mensuplarının Osmanlı topraklarında kalmalarına izin verildi. Osmanlı Devleti bunların Amerika’da toplanan bağışlar ile Ermeniler için yetimhane, aşevi, atelye gibi hayırsever faaliyetler yürütmelerine izin verdi. Ermenilerin yok edilmesi istenmiş olsa Amerikalıların bu yardım faaliyetlerine izin verilir miydi? Barton, Story of Near East Relief, 1930, s. 73-75 40 Sis Manastırının Kutsal eşyaları • Osmanlı hükümeti Sis (bugünkü Kozan) Ermeni manastırındaki kutsal eşyaların zarar görmemesi için özel bir kervan hazırlattı. • Bugün bu kutsal eşyalar Lübnan’da bir müzede sergileniyor. • Eğer Osmanlı Hükümeti Ermenileri yok etmek isteseydi, Ermenilerin kutsal eşyalarını koruma altına alıp Şam‘a yollatır mıydı? Bakınız: Herman Goltz, Klaus E. Goltz, Rescued Armenian Treasures from Cilicia, Wiesbaden, 2000, S. 10 ff. 41 1919’da Ermeni Milli Delegasyonunun toprak talepleri Paris‘teki barış konferasında taleb edilen topraklar 350.000 km2. Yani şimdiki Federal Almanya kadar. Türk Ermenileri yok edilmiş ise, burada kim yaşayacak, 42 sınırları kim koruyacak, asayişi kim sağlayacaktı? Şubat 1918: “Artık Doğu vilayetlerinde Ermeniler çoğunlukta!” Alman Ermeni Cemiyeti (Deutsch-Armenische Gesellschaft) Yönetim Kurulu, 6 Ocak 1918’de o zamanki Alman başbakanı von Hertling’e yazdığı mektupta şöyle diyor: “Anadolunun doğusu şimdi Müslümanlardan boşaltılmış vaziyette, eskiden burada azınlıkta olan Ermeniler şimdi bu vilayetlerde çoğunluğu oluşturuyor!” Die Armenische Frage und der Genozid an den Armeniern in der Türkei (1913 – 1919) Vardges Mikaelyan (Hrsg.) Yerevan 2004, S. 468 ff. Günümüzde ise aynı cemiyet Ermenilerin yok edildiğini iddia ediyor! 43 43 ABD Cumhurbaşkanı W.Wilson’nun raporu 26 Nisan 1920 tarihinde galip devletleri temsil eden “Yüksek Konsey” (Supreme Council) W. Wilson’dan Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır çizgisini tesbit etmesini rica etti. Wilson bu konudaki kararını 22.11.1920 günü “Yüksek Konsey”e 86 sayfalık bir raporla birlikte yolladı. 44 Wilson Raporunun Başlığı Wilson:“Ermeniler çoğunluğu oluşturacak!” Wilson, “Yüksek Konsey”e sunduğu raporunda savaştan önce bu bölgede % 40’lık bir azınlık olan Ermenilerin bir yıl içinde nüfusun % 50’sini oluşturacaklarını yazıyor. Daha önce çoğunluğu oluşturan Müslümanların ise azınlıkta olacaklarını yazıyor. Ermeniler 1915‘te yok edildiler ise nasıl 1920‘de çoğunluk haline geliyorlar? Müslümanlar nasıl azınlık haline düşüyorlar? Kaynak: Full Report, S. 67 ve devamı (bizde yayınlanmamış olan bu raporun mikro filmi mevcut)46 Wilson: „Türkler Ermenilerle aynı oranda can kaybına uğradılar” “Türk ve Tatar nüfusun savaş sırasında hastalıklar, Rus orduları ilerlerken ortaya çıkan göçler ve katliamlar yüzünden uğradıkları görülmemiş boyutlardaki kayıplar yüzünden Türk ve Tatar unsurlar aşağı yukarı Hristiyan unsurlar ile aynı oranda kayba uğramışlardır.” (Full Report, S. 69 ve devamı) Hakikat o ki, Türkler ve Ermeniler aynı oranda kayba uğradılar, çünkü tek taraflı değil, karşılıklı katliam oldu. 47 İddiaları Tarafsız Devletlerin İncelemesine Yanaşmadılar! Şubat 1919 da Osmanlı Hükümeti Ermeni katliamı iddialarının tarafsız devletlerin de (İspanya, İsviçre, Norveç, İsveç, Hollanda gibi) katılacağı bir komisyon tarafından incelenmesini teklif etti. İngilizler bu teklifi kabul etmediler, çünkü sonuçta iddialarının doğru olmadığının ortaya çıkacağını biliyorlardı. Kaynak: Annette Höss, „The Trial of Perpetrators by the Turkish Military Tribunals: The Case of Yozgat”, in: “The Armenian Genocide. History,48 48 Politics, Ethics. Edit. R. Hovannisian, London, 1992, S: 210 Vatanseverlikleri Hepimize Örnektir Berç (Keresteciyan) Türker: 1919’da, işgal altındaki İstanbul’da gizli Türk Örgütü MM ile işbirliği yaparak Türk toplarının İngilizlerce sökülüp İstanbul’a getirilen ateşleme mekanizmalarının Anadoluya kaçırılmasına yardım etti. Keresteciyan Türk Kurtuluş Savaşını destekleyen Ermenilerden biridir. 49 Türklerin yanında yer alan vatansever Ermeniler Türklerle birlikte 1919-1922 yıllarında İstanbul‘da gizlice işgal kuvvetlerine karşı mücadele eden Ermenilerden bazıları: Pandikyan Efendi, Bedros Garabetyan Efendi, Murat Davutyan Efendi, Hogasyan Efendi, Terziyan Efendi Türk-Ermeni silah arkadaşlığı soykırım iddiasını yalanlıyor 1919-1922 yıllarında işgal altındaki İstanbul‘da Türk gizli direniş hareketi içinde Türkler ve Ermeniler omuz omuza mücadele ettiler. Türkler Ermenilere soykırım yapmış olsaydı, bu mümkün olur muydu? Soykırım iddiaları neden gündeme geldi? • Ermeni soykırımı iddiaları 90 yıl sonra önümüze sürülüyor, çünkü bu olaylara yol açan „büyük devlet politikaları“ bugün de gündemdedir! • Bunu bir örnekle açıklayalım. 52 Ermenistan Karabağ’a hücum etti 1992 yılında Ermeni kuvvetleri Rus birliklerinin de yardımıyla Karabağ ve diğer Azeri topraklarına hücum ederek buradaki Azeri nüfusu katletti ve/veya kaçmaya zorladı. 53 Hocalı katliamı Bir Alman yazar 25/26 Şubat 1992’de Ermeni ve Rus askerlerinin Hocalı’da 106’sı kadın ve 87’si çocuk olmak üzere 700 sivili öldürdüğünü, insanların kafa derilerini yüzüp gözlerini oyduğunu yazıyor. Johannes Rau, Der Berg-Karabach-Konflikt zwischen Armenien und Aserbaidschan. Ein kurzer Blick in die Geschichte. Verlag Dr. Köster, ISBN 978-3-89574-629-1, Berlin, S. 41-42 54 1992 baharında Ermenistan Azerbeycan‘a ait olan Nahçıvan’a saldırdı Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri Türkiyenin Nahçıvan’a yapılan bu saldırı karşısında seyirci kalmayacağını ifade ettiler. Sınıra askeri birlikler yollandığını gören Ermenistan saldırıları durdurdu. 55 Rusya Türkiye’yi Atom Saldırısı ile tehdit etti! 7 Mayıs 1992 günü o zamanki Birleşik Devletler Topluluğu genelkurmay başkanı Mareşal Şapaşnikov, “Türkiye Kafkaslara müdahale ederse III. Dünya Savaşı çıkar” dedi. Kaynak: Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasuspolitik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien usw. 2009. S. 192 56 Ermenistan Azeri topraklarını işgal etti Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlarıyla Karabağ’ın Azerbeycan toprağı olduğunu tesbit etmiştir. Ermenistan buna rağmen işgalini 20 yıldır sürdürüyor. Aschot Manutscharjan, Der Bergkarabach-Konflikt aus armenischer Sicht. In: Erich Reiter (Hg.) Der Krieg um Bergkarabach, Wien 2009, S. 47 57 Türkiye Ermenistan sınırını kapattı Ermenistan işgal ettiği Azeri topraklarından çekilmeyi kabul etmeyince Türkiye 1993 Mart ayında Türk-Ermeni sınırını kapattı. Kaynak: Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasuspolitik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien usw. 2009. S. 204 58 Rusya Türk Cumhuriyetlerinin zenginliklerini kendi elinde tutmak istiyor: 59 “Ne pahasına olursa olsun izin verilmemeli!” Rus siyasetçileri hedeflerini açık açık belirtiyorlar: “Rusya 2003’ten beri Türkmenistan ve Özbekistan doğal gazı olmadan varlığını sürdüremez.” “Ne pahasına olursa olsun Orta Asyadan herhangi bir boru hattının Rus enerji piyasasını olumsuz etkilemesine izin vermemeliyiz.” Açıklamayı yapan: Michail Deljagin, Moskova, Küreselleşme Meseleleri Enstitüsü Başkanı, 28.03.2007, kaynak: Wirtschaftswoche. 60 Rusya‘nın Kafkaslar politikası: Rusya Ermenistan ve Azerbeycan arasındaki çatışmaları kışkırtarak „arabulucu“ kisvesi altına bu bölgedeki askeri ve siyasi etkisini sürdürmek istiyor. Böylece Ermenistan‘ı kendine bağlayıp Kafkaslarda varlığını sürdürmek ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin dünya pazarına ulaşmalarını engellemek istiyor. Rusya’nın amacı nedir? Moskova, BakuCeyhan boru hattı gibi doğal gaz ve petrol boru hatlarıyla Orta Asya ve Hazar havzasındaki devletlerin dünya pazarına ulaşmalarını Hedef Türk Cumhuriyetlerinin engellemek Rusyaya bağımlı kalmaları. istiyor. 62 Rusya iki tarafa da silah veriyor Karabağ savaşı sırasında Moskova bir yandan Azerbeycan‘a Karabağ‘ı bombalamak için savaş uçağı verirken aynı anda Ermenilere de bu uçakları düşürmeleri için uçaksavar roketleri verdi. Kaynak: Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasuspolitik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien usw. 2009. S. 183 Darbelerin arkasında da Moskova var Moskova Karabağ savaşının yarattığı bunalımdan faydalanarak Azerbeycan‘da seçimle işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı Elçibey‘in Haziran 1993‘te bir darbe ile devrilmesini sağladı. Kaynak: Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasuspolitik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien usw. 2009. S. 184 Moskova Karabağ Meselesinin Çözülmesini İstemiyor Karabağ meselesinin çözümsüz kalması herşeyden önce Moskova’nın çıkarınadır. Çünkü her iki tarafın da kabul edeceği bir çözüm Rusya’nın Güney Kafkaslardaki etkisinin tamamen ortadan kalkmasına yol açabilir. Kaynak: Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasus-politik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien 65 usw. 2009. S. 203 Sarkisyan Türk topraklarını hedef gösterdi Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan Temmuz 2011’de Ermeni gençlerle yaptığı bir toplantıda gençler kendisine „Batı Ermenistan ve Ağrı dağı bizim olacak mı?“ diye sorulunca şu cevabı verdi: „Her şey genç kuşaklara bağlıdır. Her kuşağın başaracağı bir hedef vardır.“ Kaynak: http://www.news.az/articles/armenia/41254 Sarkisyan böylece Türk topraklarını ele geçirmeyi Ermeni gençlerine milli bir hedef olarak gösterdi. Ermeni gençlerini maceralara sürüklemek kime yarar? 2,5 milyonluk Ermenistan 72 milyonluk Türkiye‘yi yenemez. Anlaşılan Sarkisyan yine eski yanlışları tekrarlamak, »büyük devletlerin« yardımıyla Türkiye‘den toprak koparmak istiyor. Bu kışkırtmalar Ermeni halkının çıkarlarına terstir Cumhurbaşkanı Sarkisyan Ermeni gençlerini Türkiye‘ye karşı kışkırtmakla Ermenistan‘a zarar veriyor, Kafkaslarda barışın kurulmasını istemeyenlere hizmet ediyor. Ermenistan’da Rus hegemonyasına karşı çıkanlar da var 2006 yılında Parlamento Başkanı Artur Bagdasarjan Ermenistan’ın geleceğinin NATO ve AB ye yakınlaşmak olduğunu ima ettiği ve Rusya’yı eleştirdiği için görevden alındı. Aschot Manutscharjan, Russlands Kaukasuspolitik unter den Präsidenten Boris Jelzin und Wladimir Putin. In: Erich Reiter (Hg.) Die Sezessionskonflikte in Georgien. Wien usw. 2009. S 207 69 Hedefimiz Kafkaslarda barış! Hem Türkiye‘nin, hem Ermenistan‘ın ve hem de Azerbeycan‘ın uzun vadeli çıkarları, Türkler, Ermeniler ve Azeriler arasındaki gerginliğinin azalması için çalışmayı gerektiriyor. Aramızda barışı sağlamadıkça bizi birbirimize karşı kışkırtanların oyuncağı olmaktan kurtulamayız. Gerçekleri duyurabilmek için desteğinize ihtiyacımız var. Çalışmalarımızı desteklemek isteyenler bağışlarını şu hesaba havale edebilir: Deutsch Türkischer Bildungsverein e. V. Isbank GmbH (Frankfurt am Main) Hesap No: 00 33 90 900-4, BLZ: 502 306 00 Küçük büyük her bağış önemli bir katkıdır: Damlaya damlaya göl olur! İrtibat için: Faks (Almanya): 032 22 11 87 321 [email protected] 72