Milliyet ı t n f c P erşem be 2 Şubat 1 9 9 5 Hazırlayan: RUŞEN ÇAKIR SAİD HALİM PAŞA’YA GÖRE İSLAM’DA CEMİYET AHLAKI j j J '~n-£toJl8rb 11J U3 n ^ —SLAM ahlakının kaynağı, hak olan tek Allah’a imanI dır. Bu ahlak bize, beşeriyeI tin saadetinin, hakikati sevI mek, aramak ve tatbik etI mekte olduğunu bildirmek^ k te d ir . F akat hakikatin aranması ve tatbiki, insanın ahlaki ve akli bü­ tün kuvvetlerinin serbestçe hare­ keti ve gelişmesi ile mümkün ola­ bileceğinden bu ahlak da tam ge­ niş bir şahsi hürriyet esasma da­ yanır. Bu hürriyeti de insanlara, Allah’a imanın bir neticesi olarak kabul ettirir. O halde İslam ahlakı, sahip ol­ duğu tekamül kabiliyetini gücü yettiği derecede genişletmesi için yı doğurur. Bu suretle İslam ahla­ kı hürriyet, eşitlik ve yardımlaş1 ma gibi esas düsturları ortaya koymuş ve bu düsturları insanlık saadetinin temel şartları olarak ilan etmiştir. İslam ahlakı, gerçeğe varma ve onu tatbik etme yolunda, insanla­ ra tam bir hürriyet verir ve ara­ larında eşitlik tesis ederken, aynı hürriyet sebebi ile ve kabiliyetle­ rin farklılığı yüzünden meydana çıkacak olan “eşitsizliği” de pek tabii kabul eder. Çünkü doğru ve akli manasında olarak eşitsizlik EŞİTLİK VE HÜRRİYET de “hürriyet ve eşitlik”in bir neti­ Ayrıca, “herkesin hür olması” cesidir. Çünkü hakiki “eşitlik”, demek, “herkesin eşit olması” de­ her ferdin kendi arzu ve istidadı­ mektir. Hürriyet ve eşitlik ise bir- na göre çalışmakta serbest kalma- insana, hür olmak vazifesini yük­ ler. Yani Islamiyete göre hürri­ yet, öyle insanın kullanıp kullan­ mamakta serbest olduğu veya ka­ nun koyucunun istediği zaman verip, istediği zaman kısabileceği siyasi bir hak değildir. H ürriyet Müslümana kabul et­ tiği din ve rehber tanıdığı ahlak tarafından verilmiş bir vazifedir. Çünkü bütün Müslümanlar doğru bilmeye ve tatbik etmeye mecbur­ durlar. ünüm üzde yalısıyla bilinen Said Halim Paşa (1S63 - ¡921) Kavalalı Mehmet Ali Puşa'mn toru­ nu re vezir Halim Paşa 'tun oğludur. Önce Jön Tiirklere ilgi duydu, ar­ dından ittihat re Terakki Ce­ miyeti sekreterliği yaptı. Şu­ ra - y ı Derlet Başkanlığı. Hariciye Nazırlığı, ve sad­ razamlık görevlerinde bu­ lundu. Hayatının bir kıs­ mı sürgünde geçen ve II. Abdülhamid’le yaldızı hiç barışma­ yan Said Halim Paşa ilk Türk İs­ lamcı düşünürlerden biri olarak ka­ bul ediliyor. Onun 1919 'da kaleme aldığı ve M. Ertuğrul Düzdağ ta­ rafından sadeleştirilen “ Buh­ ranlarım ız” adlı kitaptan aktardığımız aşağıdaki bö­ lümün günümüzdeki “’İ s­ lam - demokrasi” tartış­ malarına ışık tutacağını düşünüyoruz. ni alır. Bir Müslümanm hür­ riyetini kendi kusuru, kendi liyakatsizliğinden başka hiçbir kuvvet ne da­ raltabilir ne de tahdit edebilir. Bu hürriyet, ferdin gelişme kabi­ liyeti derecesinde - fakat onu asla CEMİYET HAYATI geçmeyerek - durmadan artabilir. Bu sebeplerle İslam ahlakı, fert­ Fertlere daha fazla hürriyet ve ler arasında eşitliği istediği gibi, eşitlik temin etmek maksadı ile bir kısmının diğerlerini geride bı­ meydana gelen siyasi ve sosyal rakıp yükselmesini de tabii bu­ ihtilallerin İslam cemiyetlerinde lur. Bu hal ise İslam ahlakının görülmemesinin sebepleri de yu­ bir başka esası olan “yardımlaş- karıdaki izahattan çıkarılabilir. ma”yı teşvik eder. Neticede zayıf İslam cemiyetinde şahsi üstün­ ve geride kalan yardım gördüğü lük, ancak Islami esasları daha igibi, kısıtlanmayan hürriyeti i- yi anlayarak, daha güzel tatbik et­ çinde yükselmeye mek suretiyle de teşvik edilir. NUFUSUNUN BUYUK elde edilebi­ Netice olarak; İs­ ÇOĞUNLUĞU lir. Bu yükse­ lam ahlakı, insan­ MÜSLÜMAN OLAN liş îslamm is­ lar arasında, hak, tediği şartla­ ÜLKELER 1992NÜTAHMİNİ FU S hikmet ve adalet ara uyarak el­ dma, hürriyet, eşit­ Endonezya.........195.000.000 de edildiğin­ Pakistan............. 121.664.000 I lik ve yardımlaşma den, hürriyet Bangladeş......... 119.000.000 d ü stu rların ı koy­ eşitlik ve yar­ Nijerya................. 88.500.000 muştur. Bunun di­ Iran....................... 61.183.000 dımlaşmanın ğer bir manası da, Türkiye................ 59.640.000 da gelişmesi­ M ısır...... 56.386.980,^? bu ilahi nizama uni tem in eSudan.................. 28.305.000 yanlar mükafat, der. Aksine Tanzanya............ karşı gelenler ceza olduğu tak ­ Pas................ ¿K>.ı görecekler demek o.............. dirde Islami lur. atan......... değildir. .............. 18.. İşte îslamm inan­ Esasen ce­ ............ 18. cından doğan cemi­ miyet de, saa­ .17 yet ahlakı budur. det ve refahı­ abistan. 16.! Bütün cemiyetler nı temin eden gibi, İslam cemiyeti ................. 13.' şeyin şahsi Yemen..,.............. 10.394.000 de yüksek, orta ve kabiliyet ve Tunu s................... 8.445.000 avam tabakaları ol­ ü stü n lü k le r mak üzere üç kısım olduğunu bilir. Onu takdir ederek halktan meydana gelmiştir. Her hürmet ve sevgi gösterir. İdaresi­ üç tabakanın da ahlaki vazifesi, ni de ona teslim eder. mümkün olduğu kadar fazla hür­ İşte bu sebeple, İslam cemiyeti­ riyete layık olmak ve ondan isti­ nin yüksek tabakası demokrasiye, fade edebilmektir. aşağıdaki tabakalar ise aristokra­ siye meyilli olurlar. DEMOKRASİ Yüksek tabakalar demokrattır, İnsan kendi hürriyetini başka1 çünkü zayıfların hakkını koruyan larının hürriyetine hürmet ede­ ve içinde yaşadıkları maddi ma; rek koruyabilir. Karşılıklı hür­ nevi hal ve şartları ıslah ederek met ise fertler arasındaki eşitliği ortak saadeti temin eden onlarkurar ve devam ettirir. Bu yüz­ dır. Aşağıdaki tabakalar aristokrat den İslam cemiyeti de fertlerin hürriyet ve eşitliklerini koruyup hisler taşır, çünkü erişmeyi iste­ genişletmek mecburiyetindedir. dikleri, saadetlerini erişmekte Böylece inancın doğurduğu yar­ gördükleri şahsi üstünlük orada­ dımlaşma birtakım safhalardan dır. Onu hürmet ve takdir ile ka­ geçerek “sosyal dayanışma” hali- bul ederler. sı demektir. “Hürriyet” ise herkesin, elinin eme­ ğinden serbestçe faydalan­ masını, çalışkanlığının mü­ kafatını alarak gayretinin teşvik görmesini ister. Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği