Eğitimde iyi örnekler azmin ve kararlılığın olduğu her dönemde vardı

advertisement
Eğitimde iyi örnekler azmin ve
kararlılığın olduğu her dönemde
vardı. Zaten bu örnekler olmasa
bilimde ve eğitimde ilerleme
kaydetmek de mümkün
olmazdı. Ancak şurası var ki
emek takdir edilmekle artar ve
şahlanır. Marifet, iltifata tabidir.
Ülkemizde son yıllarda yapılan
eğitim ve öğretim faaliyetleri
cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki
çalışmaları anımsatır derecede aşk ve
heyecan dolu. Eğitime % 100 Destek
kampanyası, Bu Benim Eserim, Haydi
Kızlar Okula kampanyası gibi faaliyetler
ayrıca Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik
Programları kapsamında yapılan projeler
ya da kimsenin bilmediği, duymadığı en
ücra köylerde yapılan samimi eğitim
çalışmaları….
Bizim projemiz de…
Görselliğin ve çok sesliliğin gündemde
olduğu yapılan faaliyetlerin bilindikçe
arttığı ve zenginleştiği günümüzde
insanımızın televizyon ve internet
başına kilitlendiği anların yoğunluğu da
göz önünde bulundurularak, büyük
olsun küçük olsun, sıra dışı ve örnek
teşkil edecek bu tür faaliyetlerin eğitimci
gözüyle ve kulağıyla görselleştirilmesi.
Niçin?
Bu sayede hem duyulamamış bilinememiş
faaliyetler gün yüzüne çıkacak hem bunları
görüp izleyenler için örnek teşkil edecek
hem de bu çalışma sayesinde tanınmış ve
bilinmiş olan isimsiz kahramanlarımız takdir
edilmiş ve ödüllendirilmiş olacaklar.
Hepsinden önemlisi görselliğin ve medyanın
revaçta olduğu çağımızda daha çok kişi
görecek ve mutluluklar paylaşılmakla
çoğaltılmış olacaktır. Ve bütün bunlar
medyanın değil Milli Eğitim’in (öğretmen)
gözü ile yapılacaktır.
PROJE’NİN AMACI
• Yeni göreve başlamış ve bir şeyler yapmak istemenin verdiği
heyecana sahip ama isteklerinin sınırlarını tam olarak
kestiremeyen öğretmenlerimize sıra dışı ve pratik çözümler
sunarak yol göstermek.
• Mesleğinde uzun yıllar geçirmiş ama yılların verdiği
yorgunluk ile hayatın sıradanlığına yenik düşmüş
öğretmenlerimize motivasyon sağlamak.
• Öğrencilerimize, Milli Eğitim ağacımızın meyvelerine, örnek
teşkil etmek ve yapabileceklerinin neler olduğu hususunda
ufuklarını açmak.
• Velilerimize dolayısıyla tüm halkımıza Türk Milli Eğitim
teşkilatımızda yapılan faaliyetlerin ve harcanan çabaların
müşahhas örneklerini göstermek ve bu sayede zaten var olan
saygı ve güvenin bir kat daha güçlenmesini sağlamak.
• Bütün bunlar yapılırken amaçsız ve magazin içerikli izleyicilik
anlayışımıza karşılık eğitimci bakış açısı ile yaklaşarak farklı
bir pencere açıp Milli Eğitimimize katkıda bulunmak.
Sanal Âlemden Kütüphane Düştü
Zeynep Van’ın Özalp ilçesinin bir köyünde yaşamaktadır. Bu günlerde
başka bir heyecan vardır hayatında. Öğretmenlerinin hep anlattığı dünyaya
açılan kapı onların okuluna da gelecektir. Ama günler geçmiyor, dakikalar
saat hükmünde. Haftaya Salı… 9 gün kaldı… Son 6 gün… 4 gün de ne
kadar uzunmuş… 2 gün sonra bağlanacak… Evet gün gelir ve köylerindeki
tek derslikli okullarına bilgisayar gelir ve internet bağlanır. Artık orası köy
değildir, çünkü o küçücük eller birkaç tıklama ile O.D.T.Ü.’nün
kütüphanelerine veya Topkapı Sarayının resimlerine ulaşabilecektir ve de
göremedikleri binlercesine… Ama Zeynep’in başka bir hayali vardır.
Okullarındaki kütüphaneyi kurmaya vesile olan Davut Öğretmen’e teşekkür
etmek… Öğretmenleri hep anlatmıştı ya internet sayesinde en uzaklara bile
çok kısa sürede ulaşabilir, yazdığınız mektuplar bir tuşa basılınca sahibine
ulaşabilir diye… Zeynep hemen işe koyulur ve öğretmeninin yardımıyla
Davut Öğretmen’e bir e-mail (telaffuz etmekte zorlandığı) yazar.
Davut öğretmenim size çok teşekkür ederim diye başlayan satırlarla…
Davut Öğretmen aynı yolla kurduğu ve katıldığı e-mail zincirleriyle binlerce
kişiye ulaştı. Zincirler zincirlere eklendi ve Van’daki bilinmediklerini
umursanmadıklarını zanneden öğrencilere kitap, defter, kalem, silgi olarak
döndü bu mailler. Van merkez ve ilçelerde her birinde en az 5000 kitap olan
20 kütüphane kuruldu. İnsanlar zaten arayış içindeydi umutsuzlara umut
olabilmek için. Davut Öğretmenin yaktığı meşale ile önlerini daha iyi
gördüler hedeflerini daha iyi buldular. Evet bir Öğretmen ve 230 bin kitap…
Gitarın Sultanları
Van’ın Özalp İlçesine bağlı Yukarı Dönerdere köyüne
yeni bir öğretmen gelmişti. İlk atama olarak köye gelen
Özgür Öğretmenin yüreğine sığmayacak kadar büyük
heyecanı, azmi ve gayreti vardı… Günler geçiyor, günler
geçtikçe hem Özgür Öğretmen köye ve çocuklara alışıyor
hem de çocuklar öğretmenlerine. Özgür Öğretmen Eğitim
faaliyetlerini ders saatlerine sığdıramıyor ve daima daha
fazla ne yapabilirim arayışları içinde. Bir gün hem
yorgunluk atmak hem de daha verimli düşünmek için
gitarını eline alıp gönlünü gitarının tellerine yansıtırken
bir şey fark eder. Öğrencileri sadece müziğe sözle eşlik
etmeyip dikkatle parmaklarını takip etmektedir. Bunu
fark edince bir anda zihninde bir fikir parlar ve düşlerine
başka bir düş daha eklenir… Okuldaki Müzik kulağı
olan ilgili 12 öğrencisiyle bir gitar korosu kurar ve 6 ay
gibi kısa bir sürede artık konser vermeye hazırlardır…
Gözün Doğusu
Serdar Harman Gevaş İlçesi Balaban Köyünde
matematik öğretmeni. Kendisi hobi olarak fotoğrafçılıkla
ilgileniyor. Daha başka ne yapabilirim düşünceleri ile
uğraşırken hiç de sonucunu düşünemeyeceği bir kurgu
başlar. Önce Okulda bir fotoğrafçılık kulübü kurar
(Hayatında fotoğraf makinesi görmemiş öğrencilerle)
Ama öğrenciler bilgiye ve ilgiye açtır anlatılan her şeyi
kıtlıktan çıkmışçasına alırlar ve kazırlar küçücük
zihinlerine. Bu gelişmeler yeni çığırlar açar Serdar
öğretmenin hayallerinde. Ben onları ve dünyayı böyle
görüyorum ama… Acaba onlar dünyayı nasıl görüyor
bunu merak etmeye başlar. Sonrasını kendinin şu
cümleleri çok güzel anlatıyor. “Elimde tek bir dijital
fotoğraf makinesi, dört pil ve benim öğretmen maaşım
vardı” Hemen işe koyulur ve her hafta sonu bir
öğrenciye olmak üzere 8 öğrencisi ile paylaşır hayallerini
ve fotoğraf makinesini…
EŞMEPINAR
Burası Van’ın Başkale İlçesinin Eşmepınar köyünde bulunan
Eşmepınar İlköğretim Okulu. 2005 yılında açılan okul civardaki
köylerden de taşımayla öğrenci alıyor. Neredeyse İran sınırında,
okuldan İran toprakları çıplak gözle görülebiliyor. Doğan
Öğretmen, Zeliha Öğretmen, Ayşe Öğretmen, Murat Öğretmen ve
Salih Öğretmen bu 5 genç öğretmen yıllardır öğretmensiz ve
eğitimsiz kalan çocuklara sanki gökten indiriliyor. Yılların verdiği
ve yıllarla bilenmiş eğitim aşkı ile öğrenciler her gördüğünü
öğreniyor, her duyduğunu ezberliyor. Öğretmenlerimiz bunun
farkında ve sorumluluğunun da bilincinde. Normalde Okumayazma birinci sınıfta öğretilir ama burada her yaş gurubundan
öğrencinin ilk ihtiyacı bu… İlk sene tüm okuma-ayazma bilmeyen
öğrencilere okuma yazma öğretiliyor. Tabii ki kervandan geri
kalan atın daha hızlı koşması gerektiği gibi öğretmenlerimiz daha
fazla gayret ve daha fazla mesai harcayarak kısa sürede
öğrencilerini olması gereken seviyenin bile üstüne çıkarıyorlar.
Yıllarca terör ve imkânsızlıkla savaşan öğrenciler bu sefer de
öğretmenlerinin önderliğinde cahillikle mücadele veriyorlar. İlk
sene Cumhuriyet Bayramında müthiş bir coşku var. Sanki yıl
1923, sanki Atatürk orada. Gösterileri izleyen köylüler öğrencileri
dakikalarca ayakta alkışlıyorlar yılların verdiği özlemle…
Download