ALOE VERA GEL Tanımı Ambalaj birimi Spesifikasyonlar Spesifik gravite Kuru artık Maya ve küfler : Çok açık kahverengi, hafif bulanık sıvı. : 5 kg. : : 1,031 g/ml PH : % 6,74 Aerobik bakteri : max. 10 Patojenik mikroplar : 5,8 : max. 100 : 1 g’da muaf Özellikler: Sarısabır olarak da bilinen Aloe vera kaktüse benzeyen zambakgiller familyasına (Liliacae) ait bir sukulenttir. Tropik iklimlerde yetişen bu bitkinin anavatanı Afrika ve Yemen'dir. Aloe bitkisi 3 ana bölümden oluşmaktadır. Yaprağın kabuğu, yapışkan sarı sıvı ve jel tabakasıdır. Bitki yaklaşık dört yılda olgunlaştıktan sonra yaprakların özü, içindeki jel ve dış kabuğundaki öz suyunun karışımı ile % 100 doğal bir bitki suyu olarak ürün haline dönüştürülür. Teksas, Dallas'da eczacılık yapan Dr.Bill Coats 1968 yılında Aloe Vera'nın oksitlenmenin yarattığı zararlı etkilerinden koruyucu bir "stabilizasyon" formülü geliştirmiştir. Bu stabilizasyon formülü günümüzde patent altına alınmıştır. Aloe Vera özellikle EPİTHEL doku ve BAĞIŞIKLIK sistemi üzerinde fayda sağlamaktadır. Bu fayda asırlar boyu Aloe Vera'nın kendilerine egzama, mide ülseri, akne, sedef, peklik, astım, sindirim rahatsızlıkları, kabızlık, zihinsel yorgunluk, kireçlenme, böcek sokmaları, tahriş, migren, güneş ve cilt yanmaları, mantar gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini bildiren binlerce insanın beyanlarıyla büyük ölçüde kanıtlanmıştır.. Düzenli olarak içilen Aloe Vera sayesinde bağışıklık sisteminin neden olduğu rahatsızlıkların azaldığı görülmüştür. ALOE VERA GEL’in içeriği: Antraginonlar : Ağrı kesici, ödem çözücü, Anti bakteriyel, Aneljezik, Anti-Fungal (mantar), Anti-Viral olan ve Emodin içerir. İltihaplanmayı önler, Laksatiftir. (bağırsak düzenleyici). Amino Asitler : Vücut için gerekli 20 Amino Asit'ten 18 ini içinde bulunduruyor. Vücudun üretemediği 8 Amino Asit'ten 7'sini bulundurur. İskelet ve kas sisteminin gelişmesini sağlar. Enzimler : Sindirimi kolaylaştıran Lipaz ve Proteaz'ların yanı sıra Carboxypeptidase de iltihapları yok eder. Lignin : Bu odunsu madde Aloe Vera'nın cilde derinlemesine hızla nüfus edilmesini sağlar. Mineraller : Magnezyum, Çinko, Bakır, Krom, Calsiyum, Sodyum, Demir, Manganez ve Potasyum içerir. Vücudun hayati fonksiyonları doğru bir şekilde çalışması bu minerallere bağlıdır. Steroller : İltihaplanmayı önleyen etken maddelerdir. Chlosterol, Cambesterol, Lucop, Sitesterol olarak bilinmektedir. Özellikle Lupcol anti-septik ve ağrı kesici olarak vücutta çalışır. Saponin : Bakteri, mikrop ve mantara karşı kuvvetli bir anti-septiktir. Temizleyici anti-septik sabunsu maddelerdir. Salisilik Asit : Aspirin ile benzerlik taşıyan bu bileşen iltihaplara karşı etkili olup ağrı kesici (analgesic) ve ateş düşürücü etkisi bulunmaktadır. http://karbonkimya.com/ Şekerler : Bağışıklık sistemini güçlendirici Uzun-Polisakarin zinciri ve Anti-viral özellikli Acemanan sayesinde bağışıklık sistemini düzenler. Vitaminler : Vitamin C, E, Beta-Karoten, A, B1, B2, B3, B6, B12 ve Folik asit vitaminleri bulunur. Serbest radikaller, beden strese maruz kaldığında ortaya çıkan dengesiz kimyasal maddelerdir. Ayrıca sigara, egzoz dumanı, radyasyon, aşırı egzersiz, fiziksel yaranmalar, yanmış yemekler, gündelik hayatta kullanılan temizlik malzemeleri ve kozmetikler içerdikleri kimyasal maddelerle vücudumuzda serbest radikalleri ortaya çıkarır. Serbest radikaller vücutlarımızdaki hücrelere, proteine, DNA ve kollajen dokuya zarar veren dengesiz elektronlardır. Bunlar dokuları okside etmeye çalışır. Kanserden damar hastalığına ve erken yaşlanmaya kadar pek çok rahatsızlıkları ortaya çıkarır. Antioksidanlar serbest radikalleri temizleyerek bir karşı saldırı düzenlerler. Bağışıklık sistemimiz pek çok stres faktörüne maruz kalmaktadır. Koruyucu işlevini dört dörtlük bir şekilde yerine getirebilmesi için desteğe ihtiyaç duyar. Vücudumuzun savunma sistemini güçlendirmek, her türlü hastalığa karşı alınabilecek en iyi önlemdir. Hastalığa yakalanmadığımız takdirde ondan yalnızca vücudumuzun belirli bölgeleri değil, zihnimiz ve ruhumuz da etkilenir. İşte bu nedenledir ki vücuda tüm biyolojik bilgilerin aktarılması ve böylelikle kendine yeter bir hale gelmesini sağlamak büyük önem taşır. Aloe Vera, enfeksiyonlarla doğrudan mücadele etmez, ancak metabolizmayı baştan aşağı yenileyerek güçlendirir. İnsanlar ne denli farklı ise, ürünlerin de etki süresi o denli farklılık gösterir. <!--[if !supportLineBreakNewLine]--> ALOE VERA hastalanmama oranını % 80 artırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, Toksin ve zehir atımını sağlar. Enerji artırımını sağlar, hücre yenilenmesini ve onarılmasını sağlar. http://karbonkimya.com/