ASKON ANADOLU ASLANLARI İŞADAMLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ BÜLTEN | MART / NİSAN / MAYIS 2014 | SAYI: 12 ERBAKAN’IN ARDINDAN... İstanbul’un Fethi Soma faciası tüm Türkiye’yi yasa boğdu 12 13 ASKON üyeleri Makedonya’da 24 Ticaret Borsası’ndan 4 üyemize ödül 28 2 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER Mart Nisan Mayıs 2014 İmtiyaz Sahibi Recep ÇALIŞKAN Genel Yayın Yönetmeni İmam Gazali HİRADAĞI Hukuk Danışmanı Av. Oğuz YİĞİTSÖZLÜ Yazı İşleri Müdürü / Editör Abdulvahab DELİBAŞ Tasarım Hayat Medya Yapım A.Ş. Grafik Tasarım Ergün BOZGÜNEY 6 10 12 13 14 16 19 20 24 26 Kapak Konusu: Necmettin Erbakan ASKON Ziyaretleri İstanbul’un Fethi Soma’nın Ardından... 11 Ayın Sultanı Ramazan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uygulaması Dünya Hafızlar Haftası ASKON Geleneksel Futbol Turnuvası Makedonya Gezisi Müslüman Din Kardeşliği Yayın Türü 3 Aylık Süreli Basım Yeri Hakan Ofset Adres: Şakirpaşa Mah. Turhan Cemal Beriker Blv. No: 213 Hak Plastik İş Merkezi K: 3 Seyhan/ADANA Telefon : +90 322 433 34 81 Fax : +90 322 433 34 80 www.askonadana.org.tr [email protected] Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 3 4 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 BAŞKANIN MEKTUBU Recep ÇALIŞKAN ASKON Adana Şubesi Başkanı M anisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında çıkan yangında 301 madencinin vefat etmesi, Türkiye’yi derin bir yasa boğdu. Dileğimiz, ülkemizin artık bu tarz iş kazaları ile evlatlarını kaybetmemesinden yanadır. Soma’da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, arkalarında bıraktıkları acılı ailelerine de sabırlar diliyorum. Merhaba Kıymetli ASKON Dostları, 3 aylık uzunca bir aranın ardından yeni bültenimizle tekrar sizlerle birlikteyiz. Bundan böyle üç ayda bir yayınlanacak olan bültenimizde, ASKON Adana Şubesi olarak gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle ilgili bilgileri sizlerin bilgisine sunuyor olacağız. Türkiye’de zorlu bir dönemeçten geçen siyasi gündemin yanı sıra, Mayıs ayında Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında çıkan yangında 301 madencinin vefat etmesi, Türkiye’yi derin bir yasa boğdu. Dileğimiz, ülkemizin artık bu tarz iş kazaları ile evlatlarını kaybetmemesinden yanadır. Soma’da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, arkalarında bıraktıkları acılı ailelerine de sabırlar diliyorum. Mart ayında, ASKON Adana şubesi olarak vefamız gereği, görüşleri ve icraatlarıyla, Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan, Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı, ölümünün 3. yılında, bizlere miras bıraktığı görüşleri ışığında, saygı ve özlemle andık. Nisan ayı geldiğinde, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) doğumu vesilesiyle “Kutlu Doğum Haftası”nı çeşitli programlarla kutladık. Düzenlediğimiz programda, değerli konuğumuz Mehmet Talu Hocaefendi, Peygamber Efendimiz’in hayatını ve O’nu neden örnek almamız gerektiğini, birkez daha bizlere anlattı. Yine Nisan ayı içerisinde Genel Merkezimizden gelen heyeti ağırlama mutluluğunu yaşadık. Bir dizi temasta bulunmak üzere şubemizi ziyaret eden Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Adnan Danışman, Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldiğimiz ve “ASKON’u daha ileriye nasıl taşırız?”ı konuştuğumuz toplantımız oldukça faydalı geçti. Mayıs ayı da ASKON Adana için çok yoğun ve hareketli geçti. Geleneksel olarak düzenlediğimiz futbol turnuvamızın dördüncüsünü, Mayıs ayı içerisinde gerçekleştirdik. Üye kuruluşlarımızın yoğun ilgisiyle gerçekleşen turnuva, birbirinden çekişmeli mücadelelere sahne olurken, finalde Akyem A.Ş. ve Kıvanç Tekstil takımları karşılaştı. Heyecanın dorukta olduğu karşılaşmanın normal süresi berabere biterken, penaltı atışları sonucunda rakibini mağlup etmeyi başaran Akyem A.Ş., şampiyonluk kupasını kaldıran taraf oldu. Üyelerimizin faydalanması amacıyla düzenlediğimiz bir diğer program ise Avukat Mehmet Aygün’ün katılımı ile gerçekleşti. “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uygulaması” konulu toplantıda Av. Aygün, çok değerli bilgileriyle bizleri aydınlattı. Öte yandan, Evrensel Hafızlar Derneği Adana Şubesi, Dünya Hafızlar Haftası’nı muhteşem bir organizasyonla kutladı. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Eğitimci Abdulmetin Balkanoğlu hafızlığın önemini vurgularken; çok değerli hafızlarımız da okudukları Kur’an-ı Kerim ile bizlere duygulu anlar yaşattılar. Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ziyaret ettiğimiz isimlerden bazıları. Belediyelerin sorunları ve çözümleri hakkında görüş alışverişinde bulunduğumuz ziyaretlerimizde, her daim işbirliği içerisinde olacağımızın sözünü vererek, Belediye Başkanlarımıza görevlerinde başarılar diledik. 15 - 18 Mayıs tarihlerinde, üyelerimizin yoğun ilgisi ve katılımıyla Makedonya ve Arnavutluk gezimizi gerçekleştirdik. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun yıllar hüküm sürdüğü topraklarda, tarihin derinliklerinden günümüze kadar korunmuş ve önemini yitirmemiş binaları ve tarihi yerleri görüp; ecdadımızı yad ettik. Girizgah olarak anlatmaya çalıştığımız 3 aylık dönemimizin tüm detaylarını bültenimizin iç sayfalarında bulabilirisiniz. Selam ve dua ile... Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 5 KAPAK KONUSU: NECMETTİN ERBAKAN “Milletimiz bin yıl boyunca, Milli Görüş ile Dünya’ya hakim oldu.” ASKON Derneği’nin kurucularından, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı vefatının 3. yılında saygı ve özlemle andık. A nadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, ASKON Derneği’nin kurucularından, 54. Hükümet Başbakanı ve Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın vefatının üçüncü yılı sebebiyle basın açıklaması yaptı. Açıklamasında “Milli Görüş demek, bizim milletimizin kendi özgörüşü demektir. Sultan Fatih’in İstanbul’u fethederken kalbindeki inanç ne ise, Milli Görüş odur. Bizim milletimiz bin yıl Milli Görüş ile Dünya’ya hakim oldu. Bugün de bütün dertlerimizin ilacı Milli Görüş’tedir. İstanbul’u fetheden de, İstiklal Savaşı’nı kazanan da solcular, liberaller veya farklı görüştekiler değil, “Milli Görüşçüler”dir. Saltanat ve hilafet bizi yüzyıllarca üç kıtaya hakim kıldı. Milli Görüş Gençliği her zaman Anadolu’nun kalbindeydi. Erbakan Hoca’mızın Türkiye’de ilk kez yerli motoru imal eden ve ilk yerli otomobilini üreten, Türkiye’nin uçak sanayini ayağa kaldırmak için olağanüstü bir çaba gösteren lider olduğunu unutmamamız gerekir” diyen Başkan Çalışkan sözlerine şöy- 6 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 le devam etti: “Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızın kurduğu Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin Adana’daki temsilcisi olmak, bizim için ayrıca önem arz etmektedir. Ne yaptıysa Allah rızası için yapan Hocamız, geldi, tebliğ etti, mücadele etti, inşa etti ve aramızdan ayrıldı. Erbakan Hoca’mız İslam’a hizmet etti. Yılmadan, yorulmadan bu zor yolda yürüdü. İslam’ın sesini çok uzaklara duyurdu. Müslümanlara davet ve cihat şuurunu anlattı. Derin bir ilime sahipti. Türkiye’nin çehresini değiştiren, tarihin akışına yön veren bir liderdi. Kudüs Davası’na sahip çıkan; büyük katliamlar altındaki Kıbrıs’a Barış Harekatı kararı vererek, Kıbrıs’ı kurtaran devlet adamı da yine O’ydu. Bu duygu ve düşüncelerle merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızın mekanı Cennet olsun. Rabbim bizlere Erbakan Hocamız’ın gittiği, yaşadığı ve yaşattığı yoldan ayrılmamayı, davası yolunda samimi bir Müslüman olmayı nasip etsin.” ÇANAKKALE ZAFERİ 18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ “Çanakkale Zaferi, tarihe altın harflerle yazılmış bir kahramanlık destanıdır.” A SKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Çanakkale Zaferi’nin 99. yıldönümü sebebiyle yayımladığı mesajında “Bundan 99 yıl önce, sahip oldukları askeri ve teknolojik güce güvenerek Çanakkale’ye gelenler, milletimizin iman gücü karşısında asla unutamayacakları bir ders almışlardır. Çanakkale, milletimizin hangi şart olursa olsun esaret ve dayatmaya asla boyun eğmeyeceğinin ispatıdır.” dedi. Çanakkale Zaferi’nden alınması gereken ibret dolu derslerin bulunduğunu vurgulayan Çalışkan, bu derslerin başında milletimizin sahip olduğu kardeşlik bağının geldiğini; Çanakkale Savaşı’nda, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle yurdun dört bir yanından koşup gelen vatan evlatlarının omuz omuza savaşarak can verdiğini söyledi. Milli Görüş Lideri merhum Necmettin Erbakan’ın,“Bir ülkenin en büyük gücü tankı, tüfeği değil; inançlı ve imanlı gençliğidir” sözünü hatırlatan Çalışkan, bunun en güzel örneğinin Çanakkale Zaferi olduğunu söyleyerek mesajını şu cümlelerle tamamladı: “Çanakkale Destanı, birlik ve beraberliğimizin ne kadar güçlü temellere sahip olduğunun en büyük göstergesidir. Milletimizin sahip olduğu bu üstün kardeşlik ve iman gücünü bilen emperyalist güçler, şimdi karanlık emellerini gerçekleştirebilmek için kardeşliğimizi bozmaya, ahlaki ve manevi değerlerimizi tahrip etmeye çalışmaktadır. Ancak bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, milletimiz sahip oldu- ğu tecrübe, şuur ve inançla bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu karanlık oyunlara dur demesini bilecektir. Bu inançla, tüm milletimizin Çanakkale Zaferi’ni kutluyor, bu vatanı canları pahasına bizlere emanet eden tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.” Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 7 ASKON ZİYARETLERİ İMANIN VE İNANCIN ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL DURAMAZ Saadet Partisi Gençlik Kolları ve Adana İl Gençlik Kolları, ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan’ı ziyaret etti. S aadet Partisi Gençlik Kolları ve Adana İl Gençlik Kolları, ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan’ı ziyaret etti. Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih Aydın, “Bizlere kapılarını açan siz değerli dostlarımıza şükranlarımı iletiyorum. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan kuruluşlardan biri olan ASKON’da olmamız bizleri mutlu etti.” dedi. Sözlerine ülke gündemini değerlendirerek devam eden ve ülkemizin çok kritik süreçlerden geçtiğini ifade eden Aydın, “Milli ve manevi değerlerimiz yok oluyor, inançlarımız yozlaştırılıyor, neslimiz çürüyor, şehirlerimiz betonlaşıyor, medeniyetimiz tahrip ediliyor, İslam 8 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 dünyası kana ve zulme boğuluyor, insanlık sömürülüyor. Gençliğimizin durumuna baktığımızda ise maalesef durumlar her yönü ile içler acısıdır.” dedi. “Milli ve manevi değerlerimiz yok oluyor. Neslimiz çürüyor. Gençliğin durumu ise maalesef içler acısıdır.” ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, “Emin olun imanın ve inancın önünde duracak hiçbir engel yoktur çünkü amacımız ve yolumuz bellidir. Yardımcımız Allah’tır. 40 yıldır Milli Görüş’ün ekmeye çalıştığı tohumların temelinde, ancak Müslümanların kardeşliği vardır. Hocamız Erbakan da bunun için çalışmıştır. Saadet Partisi Gençlik Teşkilatı’nın ülkemizi hak ettiği değere kavuşturacağına inanıyor ve Saadet Partisi Gençlik Teşkilatımız’la gurur duyuyoruz” dedi. ASKON PROGRAMLARI ALLAH’A İBADET VE İTAAT Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi, “Allah’a İbadet ve İtaat” konulu bir program düzenledi H afız Yakup Şahin’in güzel sesi ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını yapan ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, “Üyelerimizin maddi ve manevi gelişimine katkı sağlamak amacıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyoruz. Bugün de yeni bir etkinlikle sizlerle birlikteyiz. Bu programda Rabbimiz’e ibadet ve itaatin önemini daha iyi anlayarak hayatımıza yön vereceğiz.” dedi. Etkinliğin konuğu olan Yusuf Ziya Gümüşel Hocaefendi konuşmasında “Müminler, Allah’ın kendilerine yardım edeceğine ve bu başarıyı nasip edeceğine inanırlar çünkü onlar Allah’tan başkasına ibadet etmezler. Müşriklerin göstermelik ibadetleri gibi değil, sadece Allah’a yönelik ve huşu içinde namaz kılarlar. Müminler, emanete riayet ederler. Allah’a ibadet eder, namazlarını kılarlar. İşte onlar Firdevs cennetlerine girmeye hak kazanacak ve orada sonsuza kadar kalacaklardır. Kainatta ibadet ve zikir etmeyen bir tek varlığa dahi rastlayamazsınız. Yaşam ancak ibadetle ve zikirle devam eder. Dünya’yı gezip dolaştığınız vakit, duasız tek bir şehir göremezsiniz. Sürü halinde uçan kuşlar dahi Allah’a ibadet ederler. Allah’u Teâlâ bizi neden yarattığının beyanını Kur’an-ı Kerim’de zikrediyor. Yaratılış gayemiz Hak’ka kulluktur. “Ben cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.” buyruluyor. Yaratılış hikmetimiz ibadet etmektir. “İbadet nedir?” diye aklımıza bir soru gelebilir. İbadet, heva ve heveslerine muhalefet edip, Allah’u Teâlâ’ya teslim olan mükellefin fiillerine ibadet denir. Tevhit inancına göre Allah’ın rızasına uygun hareket etmek ibadettir. Allah’ın emirlerini tutmak ibadet olduğu gibi nehiylerinden kaçınmak da ibadettir. İbadet deyince namaz, oruç ve hac aklımıza geliyor ama öyle değil. Maddi refahın, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzuların haya perdelerini yırttığı devirlerde, manevi değerler üzerinde düşünme fırsatı bulunamaz. Böyle cemiyetin insanları ibadet de etmez. İbadeti olmayan insanlar anarşi içindedirler. Dünya’nın ve ülkemizin çıkmazlar içinde bocalamasının sebeplerinin başında da ibadetsizlik geliyor. Müminler, her türlü sevinç, zorluk ve kıtlık durumlarında Allah’a dua ederler. Her ne isterlerse Rabbimiz’den isterler. Müminler, yeri ve göğü yaratan, her şeyin egemenliğini elinde bulunduran, her şeyi koruyup gözeten fakat hiçbir yardıma ve korumaya ihtiyaç duymayan mutlak kudretin Allah olduğuna inanırlar. Müminler, Allah’ın görünen ve görünmeyen her şeyden haberdar ve kulluk edilmeye layık yegâne kudret olduğunu da bilirler. Bütün hal ve hareketlerini bu inanca göre tanzim ederler. Müminler, müşrik ve münafıkların kışkırtmalarından korkmazlar. Her zaman Allah’a güvenirler ve sadece Allah’tan yardım isterler. Müminler, davalarında kararlı ve sabırlı olurlar. “Rabbim, mağfiretinle muamele ederek bizi kötü durumlara düşmekten koru. Rahmetinle muamele ederek her türlü iyiliğe ulaştır çünkü sen merhametliler merhametlisisin.” diye dua ederler. Müminler sadece Allah’a kulluk ederler. Sadece onun huzurunda rükû ve secde ederler. O’nun emirlerini yerine getirirler ve sonunda da kurtuluşa ereceklerine inanırlar. Allah’ın Kur’an’da Müminleri Müslümanlar olarak isimlendirdiğini bildikleri için tam bir teslimiyet içindedirler. O’nun elçisinin Muhammed Aleyhisselam olduğuna inanırlar ve onu kendilerine “model insan” olarak alırlar.” dedi. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 9 ASKON ZİYARETLERİ ASKON ADANA ŞUBESİ GENEL MERKEZ HEYETİNİ AĞIRLADI Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Adana’ya gelen Genel Merkez Heyeti, ASKON Adana Şubesi Yönetim Kurulu ile biraraya geldi B ir dizi temaslarda bulunmak üzere Adana’ya gelen Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Adnan Danışman, Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, ASKON Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldi. Görüşmeler esnasında “Adana için daha iyi neler yapabiliriz? İşadamları olarak üzerimize düşen sorumluluklar nedir? Adana hak ettiği değeri alıyor mu?” gibi sorulara cevap aradılar. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Genel Başkan Yardımcıları’na ve Yönetim Kurulu Üyeleri’ne teşekkürlerini iletti. Çalışkan ayrıca, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği olarak, “Adana’mızı gelişen ve büyüyen kent haline getirebilmek için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz. Bugüne kadar yapmış olduğumuz 10 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 faaliyetlerle Adana’mızı her zaman ileriye taşımanın mutluluğu içerisindeyiz.” dedi. “Yapmış oldukları gayretli çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken ASKON Adana Şubesi’ni ziyaret etmenin mutluluğu içerisindeyiz.” diyen ASKON Genel Başkan Yardımcısı Adnan Danışman, “ASKON olarak tüm çalışmalarımızı, toplumsal sorumluluk ve bilinç anlayışı çerçevesinde yapmaya özen gösteririz. Faaliyetlerimizi yürütürken hizmet verdiğimiz kesim ve tüm insanlığa karşı üstlendiğimiz sosyal sorumlulukların bilinciyle hareket eder ve sorumluluklarımızı duyarlılıkla yerine getiririz. ASKON üye ve çalışanları olarak hepimizin esas sorumluluklarından biri, öncelikle kendimizi bu prensipler doğrultusunda öz denetime tabi tutarak düzeltmek ve geliştirmek olduğu kadar; yine dostluk, sevgi ve saygı ortamını muhafaza etmek kaydıyla, bu prensiplerin yaşamasını sağlamak ve uygulamasını engelleyecek hareketlerin düzeltilmesi için gerekli desteği vermektir” dedi. KUTLU DOĞUM HAFTASI PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV) VE KUTLU DOĞUM HAFTASI ASKON Adana Şubesi, “Kutlu Doğum ve Peygamber Efendimiz Konulu Program Düzenledi H afız Bayram Genç’in güzel sesi ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını yapan ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, “Bizler Efendimizi daha iyi tanımak istiyoruz çünkü O (SAV), tevhidin son peygamberidir. Konuşan Kur’an’dır. Bizler Efendimizi daha iyi anlamak istiyoruz çünkü O (SAV), her rengin, her ırkın, her dilin peygamberidir. Bizler Efendimizin yaşantısını, kendimize model olarak almak istiyoruz çünkü O (SAV), “Sıradan olmayan ama sıradan insanlar gibi yaşayan” mükemmel bir eştir, mükemmel bir babadır. Efendimiz, adaletin, merhametin, güzel ahlakın timsalidir. O (SAV), yoksulların, yoksunların, yolda kalmışların yardımcısıdır.” dedi. Etkinliğin konuğu olan Mehmet Talu Hocaefendi “Kutlu Doğum Haftası, Peygamber Efendimiz’in (SAV) gönülleri sevgiyle birleştiren çağrısına kulak vererek, sahih dini bilginin ışığında manevi hayatımızı zenginleştirmenin, barış ve esenlik içinde güvenle yaşamanın, uzaklıklarımızı yakın etmenin ve kardeşlik köprüsünde birlikte yürümenin vaktidir.” dedi. Hocaefendi sözlerini şöyle sürdürdü: “Kutlu Doğum Haftası programlarının Resûlullah Efendimizi (SAV) anmanın şanına ve sünnetine uygun bir şekilde olması lazım. Kutlu Doğum Haftasının dejenere edilmemesi gerekir. Hz. Peygamber Efendimizi (SAV) övmek ibadet olduğuna göre, Kutlu Doğum programlarının ibadet sınırları içinde olması gerekir. Bu sebeple önceki yıllarda vaki, bazı Kutlu Doğum programlarında Türk Tasavvuf Musikisi Korosu tarafından konserler verilmesi, Mevlevi semazenlerle birlikte sahneye hanımlardan müteşekkil bir Semah ekibi çıkarılması, her iki grubun birlikte döndürülmesi, kız öğrencilerin, hanımların başları açık, etekleri kısa, tuvalete benzeyen beyaz elbiseler içinde, İslâm dininin kesinlikle kabul etmediği bir kıyafetle sahneye çıkartılması, tiyatro gösterilerinin sergilenmesi, Nasreddin Hoca’dan fıkralar anlatılması, davullu-zurnalı yağlı güreşler, mehter ve folklor gösterileri gibi “ibadet” kapsamında değerlendirebilmesi müşkül olan etkinliklerin bulunması kesinlikle doğru değildir. Yine önceki yıllarda bir ilimizde vaize ve kadın Kur’an öğretmenlerinden oluşan Türk Tasavvuf Musikisi Kadınlar Korosu, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle özel bir konser vermiş. Bir düşünelim: Hiç Hz. Peygamber Efendimiz (SAV) buna razı olur muydu? Bu yapılan Kur’an-ı Kerim’e, Sünnete, İcma-i ümmete, şeriata, fıkha, Ahlâk-ı İslâmiye’ye aykırıdır. Başları örtülü de olsa vaizelerin ve kadın Kur’an öğretmenlerinin çalgılar eşliğinde namahrem erkeklere konser vermesi dinimiz tarafından yasaklanmış ve haram kılınmıştır. 15 asırlık İslâm tarihinde böyle bir bid’at görülmemiştir, büyük bir günah işlenmiştir. Unutmayalım ki, dinimiz kadınların ezan okumasına, imamlık yapmalarına, hac veya umrede yüksek sesle telbiye, tekbir veya Salatü Selam okumalarına müsaade etmemektedir.” Program, Recep Çalışkan’ın Mehmet Talu Hocaefendi’ye Esma-ul Hüsna tablosu hediye etmesiyle sona erdi. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 11 İSTANBUL’UN FETHİ İSTANBUL İMANLI BİR ORDU İLE FETHEDİLDİ ASKON Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan, İstanbul’un Fethinin yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Ç alışkan, İstabul’un Fethi’nin 561. yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajında, “İstanbul’un Fethi’nin 561. yıldönümündeyiz. II. Mehmet’in, Fatih Sultan Mehmet olduğu gün, bugündür. 29 Mayıs 1453’te İstanbul’umuz fethedildi. Bu fetihle birlikte Bizans İmparatorluğu tarihten silindi ve yeni bir çağ başladı. Fatih Sultan Mehmet Han, imanlı bir orduyla İstanbul’u fethetti. O’nun askerleri kuvvetini önce imanlarından, sonra da itaatlerinden almıştır. O ordu, ne muhteşem bir ordudur ki, bir çağı kapatıp yeni bir çağı başlatmıştır. Atalarımız Dünya’yı at sırtında dolaşmış, dağlar tepeler aşmış, denizlerde yol almış ve yeni bir Dünya kurmak için şerefle savaşmıştır. Yeni Dünya kurmak, adaleti ve hakkı hâkim kılmak 12 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 için mücadeleden kaçınmamıştır.” dedi. Çalışkan açıklamasında Ayasofya Camii ilgili olarak “İstanbul’un Fethi’nin sembolü olan Ayasofya Camii, bugün zincirlere vurulmuş durumdadır. Bu zincirlerin kırılması gerekir. Fatih Haliç’in zincirlerini nasıl kırdıysa, bizlerin de Ayasofya’nın zincirlerini kırması gerekmektedir” dedi. SOMA’NIN ARDINDAN... KÖMÜR BU KEZ YÜREKLERİ YAKTI Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür ocağında çıkan yangın, Türkiye’nin en büyük maden faciasına dönüştü. A SKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Manisa’nın Soma ilçesinde bulunan kömür ocağında, yangınla başlayan talihsiz olayda meydana gelen facianın herkesin yüreğine ateş düşürdüğünü bildirdi. Yayımladığı mesajda, yaşanan acıyı tarif etmenin güç olduğunu belirterek, “Bu felakette çok fazla can kaybı oldu. Ülkemizi çok derin bir üzüntüye boğdu. Soma’daki işçilerimiz ve ailelerinin yaşadığı büyük acıyı en derin hislerimle paylaşıyorum. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Soma ilçesinden gelen facia haberi bütün yürekleri oraya götürdü. Bu kadar çok sayıda can kaybı ve yaralı karşısında söylenebilecek söz kalmamıştır. Hiçbir şey insan hayatından daha değerli değildir. Yaşanan bu elim durumla ilgili kelime bulmakta zorlanıyoruz. Bu saatten sonra ne yapsak gidenleri geri getiremeyiz ancak artık bazı şeyleri değiştirmenin zamanıdır. Bugün işçi sağlığı ve iş güvenliği için büyükşehirlerde ofisleri denetleyen, muhasebe bürolarında bile denetimlerle cezalar kesen ilgili bakanlık yetkilileri, bu tarz madenlere çalışma ruhsatı verirken aynı hassasiyeti gösteriyor mu? Kim işini nerede eksik yaptı? ASKON Adana Şubesi olarak artık her sene neredeyse zorunlu hale gelen maden kazalarına rağmen yeterli önlemlerin alınmamasının faturasını daha fazla canla ödememek adına gerekenlerin yapılmasını istiyoruz. Sorumluluğun gereği yapılmalı ve bu maden faciasına neden olan ihmaller zincirindeki herkes bunun bedelini ödemelidir. Dünyanın her yerinde, maden kazaları olabilir. Bu tip durumlar öngörülerek mümkün mertebe bu kazalarda can ve mal kaybının en az gerçekleşmesi için önlemler alınır. Burada ne gibi önlemler alınmıştır? Hangi önlemler gözarı edilmiştir? Bu soruşturma, bizzat bu kazadan sorumlu tutulması söz konusu kişiler ve kurumlar tarafından yürütülmemelidir. En sert önlemlerin alınarak soruşturma sürecinin tamamlanması gerekmektedir. Bu soruşturma sürecinin sonunda bir daha böyle acı olayların yaşanmaması için ihtiyaç duyulan düzenlemelerin yapılmasının sağlanması ve bu önlemlerin uygulanmaması durumunda ağır yaptırımlar getirilerek, denetlenmesi de elzemdir. Meydana gelen patlama ve sonrasında ortaya çıkan tablo yürek dağlayıcı. Yaşanılan bu feci ve üzücü olayın tekrar etmemesini temenni ediyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yaralı olarak kurtulan madencilerimizi de sağlıklı olarak aramızda görmeyi arzu ediyor ve bir daha böyle bir facianın yaşanmamasını diliyoruz.” Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 13 11 AYIN SULTANI 11 AYIN SULTANI HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN Recep ayı ile başlayıp kandillerle devam eden manevi bir zaman diliminden geçerek, üç ayların sonuncusu olan, on bir ayın sultanı Ramazan’a yaklaşıyoruz. Ramazan ayının dini ve sosyal hayatımızdaki yeri oldukça büyük ve önemlidir zira insanları doğru yola ileten İlâhî Kelâm Kur’an’ı Kerim’in indirildiği bir ay olması ve içinde “Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bulunması, bu ayın manevi değerini daha da artırmaktadır. 14 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 11 AYIN SULTANI Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Sevgili Peygamberimiz de (SAV) bu ayla ilgili olarak, “Bir kimse, inanarak ve sevabını sadece Allah’tan bekleyerek, Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuştur. Bu ayda yapacağımız ibadetlerin fert ve toplum için birçok faydası vardır. Ramazanda, tövbe ve dualarımızla günahlarımızdan arınırız. Oruç sayesinde açların halini anlar, yoksulluk içinde kıvranan, bir dilim ekmeğe, bir kaşık çorbaya muhtaç olan insanları düşünürüz. Aç kalarak, hem Allah’ın bize bahşettiği nimetlerin kıymetini anlarız, hem de yoksullara yardım etmenin insanî bir görev olduğunu idrak ederiz. Teravih namazlarında bütün Müslümanlar omuz omuza saf tutar. Böylece insanlar kaynaşır, birlik ve kardeşlik duyguları pekişir. Ramazan, Kur’an ayıdır, rahmet ve mağfiret ayıdır. Yapılan her bir ibadete, kat kat karşılığının verildiği, mükâfat kazanma ayıdır. Hz. Peygamber (SAV) “Ramazan ayında Cennet kapıları ardına kadar açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur ” buyuruyor. Bu ayın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennem’den kurtuluş fırsatıdır. Bu yüzden Ramazan ayından istenildiği gibi faydalanabilmemiz için kötü alışkanlıklarımızı, kusur ve günahlarımızı terk edelim. Bütün varlığımızla Yüce Allah’a yönelelim. Bu ayı ibadet, dua ve hayır hasenatla ihya edip, bol bol Kur’an okuyalım. Camilerde okunan mukabeleleri takip edelim, evlerimizde Kur’an okuma programları düzenleyelim, Yüce Mevlâ’dan Ramazan Ayı’nın, ülkemize ve tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini, insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını dileyelim. Ramazan’dan önce insan kendini terbiye etmeli Üç aylar, mübarek gün ve geceler Ramazan’a hazırlık vesilesidir. Bu zaman dilimleri Ramazan’a hazırlık olarak değerlendirmelidir. İbadetler artırımalı, namaza özen göstermelidir. Ramazan ve kutsal zaman dilimleri üç aylar, Rahman’ın manevî sofrasıdır. Manevî olarak istifade edilmesi gerekir. Bunun için ise ibadetler artırılmalı, dilin ibadeti olan zikri arttırılmalı. Peygamberimizin bazı zikirleri daha çok söylenmelidir. Günümüzede dilimiz, gözümüz, kulağımız boş şeylerle çok kirlenmektedir. Bu kirlenmeye karşı dilimizi, kulağımızı, gözümüzü, kalbimizi temizleme yoluna gitmek yapılacak en doğru harekettir. Gözü, manevî kirlerinden Kur’an okuyarak temizleyin Gözü manevi kirlerden arındırmanın iki yolu vardır: Birincisi Rabbin kelamı Kur’an’ı okumak; ikincisi de, yarattığı şeyleri seyredip gözü arındırmaktır. Güzel düşün, kalbin kötülüklerden arınsın Kalbi arındıran en önemli unsurlardan biri tefekkürdür. Bunun için de efendimiz, oruç ve Cenab-ı Hak üzerine düşünmek gerekir. Kalbi temizlemenin bir başka boyutu kişinin kendisiyle ilgilidir. İç dünyasında haset, kin, nefret olan, bu duygularla uğraşan bir insan, ne üç aylardan, ne de Ramazan’dan istifade edebilir. Bir insanda haset ve kin gibi duygular kuvvetli şekilde duruyorsa, o ibadetini sorgulamalıdır. Bu, terbiye tezgâhında geçmekle olur. İnsan, “Böyle düşünmem, hissetmem doğru mudur? Doğruya nasıl erişebilirim?” diyerek kendisini sorgulamalıdır. Kendinizi sürekli sorgulayanlardan olmanız dileğiyle… Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 15 ASKON PROGRAMLARI HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK VE UYGULAMASI Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uygulaması” konulu toplantı ASKON il binasında düzenlendi. A SKON Adana Şubesi’nin düzenlediği programda söz alan Başkan Recep Çalışkan, “Bu tür toplantılarla üyelerimizi aydınlatmak, bilgilendirmek ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmayı amaçlıyoruz. Ayrıca hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk ve uygulaması gibi konulara gerek kalmadan yaşadığımız ülkemizi refah ve huzur içerisinde daha da ileriye taşımak istiyoruz.” dedi. Avukat Mehmet Aygün, konuşmacı olarak katıldığı programda, “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uygulaması” konusunda bir sunum yaparak katılımcıları bilgilendirdi. Avukat Aygün, arabulucunun sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesi ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya 16 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 çalışan tarafsız üçüncü kişilik olduğunu belirtti. Arabulucunun bu süreçte karar veren kişi olmadığını, meselelere objektif bakabileceğini ve asla yönlendirme yapamayacağını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Arabulucu, gerektiğinde tarafları ayrı ayrı dinleyerek fikir alışverişinde bulunabilir ama yönlendiremez. Hatta taraflara herhangi bir çözüm de öneremez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler, arabulucu tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çö- ASKON PROGRAMLARI züm bulmalarını sağlamaya çalışır. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar. Taraflar arasında yapılan uzlaşma metni mahkeme kararı gibidir.” Arabuluculuk ile ilgili ilginç tespitlerde bulunan Aygün, arabuluculuğun farklılıklarına da ayrı ayrı değindi: “Mahkemelerde tek taraflı bir karar vardır, oysa arabuluculukta karşılıklı taraflar vardır. Mahkemelerde yargıya gidildiği zaman en az 1.5 yıl zaman geçecektir. Uzun bir yargı süreci, psikolojik yıpranmayı da beraberinde getirecektir. Arabuluculukta bu süre daha kısadır. Yargıda, mahkemede tek taraflı bir memnuniyet söz konusudur. Arabuluculukta ise karşılıklı bir memnuniyet vardır. Mahkemede tek taraflı çıkan masraflar ve prosedürler vardır. Arabuluculukta ise öncelik taraflardadır. İstediği gibi oturup kalkabilirler ve masraflar taraflar arasında eşittir. Mahkemeler çok streslidir, bunalımlıdır; zorlukları mevcuttur. Arabuluculukta ise daha az stresli, daha az müşkülatlı, daha rahat ve kolay çözülebilen bir durum söz konusudur.” Av. Mehmet Aygün ayrıca, “Arabuluculuk batı ülkelerinde oldukça gelişmiş durumda. Ülkemizde de ancak Türk toplumunun buna teveccüh göstermesi durumunda gelişebileceğini ve toplumumuza çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bizler bu konuda yetkili kişiler olarak, başta ülkemizin sıkıntılarını gidermek, insanımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve toplumumuza faydalı olabilmek adına bu konuya önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Diğer önemli bir husus da, arabuluculuk uygulamaları özellikle iş mahkemelerinin yükünü ciddi oranda hafifletecektir.” dedi. Program, ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan’ın, Kutlu Doğum Haftası sebebiyle, günün anısına Av. Mehmet Aygün’e “Riyazüs Salihin” kitabı takdim etmesiyle sona erdi. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 17 KÖŞE YAZILARI FİNANSAL SÖMÜRÜNÜN PANZEHİRİ İSLAM’DIR B ankalar ve bankacılık konusu, mevcut küresel sisteme alternatif olarak hakka ve adalete dayalı yeni bir medeniyet sistemi kurma mücadelesi veren Müslümanların, yeni medeniyetin tesisinde insanlığın faydası için ıslah edilmesi bakımından ele almaları gereken en önemli gündem maddelerinden biri olarak durmaktadır. Bu önemli konuya ilişkin rahmetli Erbakan Hoca’mızla yaşadığımız bir hatıramızı anlatmak ve değerlendirmeyi bu hatıramız üzerinden yapmak istiyorum. Araştırma görevlisi olarak ilk göreve başladığım günlerde iki akademisyen dostumla birlikte duasını almak üzere cennet mekân Erbakan Hoca’mızı ziyarete gitmiştik. Hocamız akademik hayatta bize ışık olacak önemli tavsiyeler verirken sözü bankacılık sistemine getirmiş ve şöyle demişti: “Bankalar küresel emperyalist güçlerin en büyük sömürü aracıdır. Bu nedenle bankacılık sisteminin yeniden düzenlenmesi ve bankaların sömürü aracı olmaktan çıkarılması gerekir. Bugün bazı bankalar bankacılık işlemlerini İslami esaslara göre yürütmeye çalışıyorlar. Ancak bu yeterli değildir. Mesela bu işin düzgün bir şekilde yürütülebilmesi için teminat sistemi gereklidir. Ama bu günkü teminat sistemi İslami değildir. Bu yüzden İslami bir teminat sistemi geliştirilerek bankacılığın bir bütün olarak İslami usullere uygun hale getirilmesi gereklidir.” Hoca’mızın bu sözlerini tespit ve teşhis içeren iki kısımda ele almak gerekir. Birinci kısım bankaların küresel emperyalist güçlerin en büyük sömürü aracı olduğu gerçeğini ortaya koyan tespit kısmıdır. Hoca’mızın da ifade ettiği gibi söz konusu güçler oluşturdukları bankacılık ve finans sistemi aracılığı ile insanlığın kanını emmektedir. Bugünkü anlamda modern bankacılık sisteminin, mevcut küresel sömürü sisteminin temellerinin atıldığı dönemlerde yaygınlaşmaya başlamış olması ve dünyada ki küresel bankaların tamamının ırkçı emperyalist güçlerin elinde olması bu tezi doğrulayan iki temel bilgi olarak önümüzde durmaktadır. Bankalar aracılığı ile yapılan sömürünün en yaygın yolu karşılığı olmayan para üretilerek kredi ve mevduat işlemlerinin bu paralarla yürütülmesidir. Maddi açıdan karşılığı olmayan bu paralar üç yolla üretilmektedir. Birinci yol belirli bir maddi kıymet (genellikle altın) karşılığı olarak üretilmesi gereken 18 ASKON ASKONADANA ADANA||Mart/Nisan/Mayıs Mart/Nisan/Mayıs2014 2014 paranın karşılıksız olarak basılmadır. Bu şekilde para fiziki olarak var olmasına rağmen hiçbir maddi karşılığı olmadan kullanılmakta ve maddi hiçbir değeri olmayan para üzerinden insanlar sömürülmektedir. İkinci yol uygulanan faiz sistemi ile elde edilen kazançlarla yapılan sömürüdür. Faiz sistemi ile hiçbir şey üretilmeden karşılıksız olarak elde edilen kazançlarla sömürü sistemi yürümektedir. Üçüncü yol ise “Kısmi Rezerv Sistemi” adı verilen ve bankaların sahip olduğunu iddia ettiği paranın kısmi bir miktarını fiziki olarak bulundurması esasına dayalı olarak üretilen ve hiçbir fiziki karşılığı olmayan sanal paralarla kredi ve mevduat işlemlerinin yürütülmesi yoluyla sömürünün uygulanmasıdır. Yukarıda ifade edilen yollarla bankalar üzerinden uygulanan sömürü neticesinde, küresel emperyalist güçler sadece insanları sömürmekle kalmamyıp, aynı zamanda toplam kredi ve mevduat tutarının zaten önemli bir kısmı altın karşılığı olmayan fiziki para tutarından kat kat fazla olmasına neden olarak tüm dünyayı global bir finans krizi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Zira son uluslararası finans krizi para yokluğundan değil fiziki karşılığı olmayan para miktarının fiziki para miktarından kat kat fazla olmasından kaynaklanmıştır. Bundan dolayıdır ki insanlığı sömürü aracı olan, hem de insanlığı giderek derinleşen bir krize sürükleyen bu sistemin değiştirilmesi ve revize edilmesi zaruridir. Rahmetli Erbakan Hoca’mızın sözlerinin ikinci kısmı, bu zarureti ifade etmekte ve bu küresel sömürü aracının deyim yerindeyse ıslah edilerek insanlığın istifade edeceği bir hizmet aracına dönüştürülmesi gerekliliğine vurgu yapmaktaydı. İnsanlık için, adalet ve hakkaniyete dayalı bir sistemi kurmanın yegâne yolunun İslam’dan geçtiği göz önüne alındığında, böylesine bir ıslahın ancak bankacılık sisteminin İslami esaslara göre yeniden yapılandırılması ile mümkün olacağı aşikârdır. İslami esaslara göre yapılandırmadan kastımız bir kısım esas ve işleyişleri İslami esaslara göre şekillendirilmeye çalışılmış ve mevcut bankacılık sistemi ile entegre bir şekilde yürütülen bir İslami bankacılık anlayışının yürütülmesi değildir. Kredi, mevduat işlemleri, teminat işlemleri vb. tüm süreçleri ve sistemi düzenleyen tüm mevzuatları içine alacak şekilde bütünüyle İslami esaslara göre yapılandırılmış yeni bir sistemin oluşturulmasıdır. Aksi takdirde yarı İslami ve küresel sömürü aracı haline dönüşmüş mevcut sisteme adapte edilmiş bir İslami bankacılık anlayışının, insanların sömürülmesine mani olamayacağı gibi Müslümanlar açısından yeterli olarak kabul edilmesi de mümkün olmayacaktır. Bu anlamda bu günkü küresel sömürü sistemine entegre edilmiş bir İslami bankacılık anlayışına değil, mevcut sisteme alternatif olacak ve bankacılık sistemini insanları sömürme aracı olmaktan çıkaracak bir İslami bankacılık anlayışına ihtiyaç olduğu açıktır. Böylesi bir İslami bankacılık sisteminin oluşturulması ve mevcut sisteme alternatif olarak ortaya konulabilmesi Müslümanlar tarafından üzerinde ciddiyetle durulması gereken, çok önemli ve uğraş gerektiren bir konudur. Bu adımların atılabilmesi için öncelikle İslam ahkâmı ve fıkhı konusunda, hem de günümüz iktisat ve finans sistemi konusunda uzmanlaşmış ilim adamları yetiştirmek ve bu ilim adamlarının tüm esas ve işleyişleri İslami esaslara dayalı yeni bir bankacılık sistemi geliştirmelerini sağlayacak planlı ve teşkilatlı çalışmaların İslami toplumlar tarafından koordine edilmesi gerekir. Tabi ki sadece böyle bir sistemin oluşturulması yeterli değildir. Yeni oluşturulacak sistemin, mevcut sömürü sistemine alternatif olarak ortaya konulmasını sağlayacak potansiyel ve iradeye sahip bir siyasi güce ihtiyaç olacaktır. Zira böyle bir sistem değişiminin mevcut yapının sömürü araçlarını dünya gerçeği olarak gören zihniyetlerle gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu nedenle yeryüzünde, sömürü ve zulme dayalı mevcut sistemi ortadan kaldırarak hak ve adalete dayalı yeni bir medeniyet tesis etme mücadelesi veren Müslümanların güç kazanmaları finansal değişimin yaşanması açısından da olmazsa olmaz şarttır. Bütün insanlık her alanda olduğu gibi finansal alanda da Müslümanların kendilerini saadete ulaştıracak adımları atma sorumluluğunu yerine getirmelerini beklemektedir. Allah bizlere sorumluluklarını kuşanarak, Müslüman olmanın gereği olarak tüm insanlığa karşı görevlerini yerine getirme gayreti nasip etsin. M. Ahmet KABAK Dokuz Eylül Ünv. Öğretim Üyesi ASKON PROGRAMLARI DÜNYA HAFIZLAR HAFTASI MUHTEŞEM BİR PROGRAMLA KUTLANDI Evrensel Hafızlar Derneği Adana Şubesi Dünya Hafızlar Haftası’nı muhteşem bir etkinlikle kutladı. E vrensel Hafızlar Derneği (EHAD) “Dünya Hafızlar Haftası” münasebetiyle Seyhan Kültür Merkezi’nde, muhteşem bir program düzenledi. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da katıldığı etkinlikte, Seyhan Müftüsü Halil Uzun, Saadet Partisi Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Süleyman Çalışkan, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Necmettin Çalışkan, Saadet Partisi Adana İl Başkanı Mustafa Gözütok, ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve çok sayıda sivil toplum kuruluş temsilcileri de hazır bulundu. Hafız Bayram Genç’in güzel sesi ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan EHAD Adana Şubesi Başkanı Emrullah Sarman, programa yoğun ilgi gösteren misafirlere teşekkürlerini iletti. “Dünya Hafızlar Haftası” anısına düzenledikleri programın hayırlara vesile olmasını temenni etti. Evrensel Hafızlar Derneği’nin kuruluş amacıyla ilgili bilgiler veren Başkan Sarman, “Evrensel Hafızlar Derneği 2007 yılında Genel Merkezi Ankara’da olmak üzere, Kur’an-ı Kerim’i öğrenen, öğreten, muhtevasına vakıf olmaya çalışan ve bu uğurda hizmet verenlere her türlü katkıda bulunmak; bu amaçla, faaliyet gösteren kişi, kurum ve kuruluşların sorunlarına çözümler üretmek, stratejiler geliştirmek için milli, manevi, ahlaki ve evrensel değerlere sahip, ruhsal ve bedensel yönden sağlıklı, üstün vasıflı örnek nesiller yetiştirilmesine katkı sağlamak için Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden bir araya gelen Kur’an âşıkları tarafından kurul- muştur.” Emrullah Sarman ayrıca, “Peygamberimiz (SAV) hafızları vahiy getiren meleklere benzetmiş ve Cennet’te onlarla beraber olacağını müjdelemiştir. Sevgili Peygamberimiz İslam’ı tebliğe hafızları memur kılmış, üstün zekâ ve kabiliyetleri sebebiyle elçilik ve valilik görevlerinde hafızlara öncelik vermiştir. Vefatlarında dahi önce onları defnetmiştir. Halifeler ve İslâm devlet reisleri daima bu alışkanlığı teşvik etmişlerdir. Osmanlı Devleti Kur’an’a duyduğu derin saygı ve hürmet neticesinde cihan devleti olmuş ve asırlarca Kur’an’ın bayraktarlığını ve muhafızlığını yapmıştır. Hafız olmak veya hafız yetiştirmek bütün Müslümanlar üzerine farz-ı kifayedir. Ayrıca hayır ve hasenatın en şereflilerinden birisidir. Şunu iyi bilmeliyiz ki, Kur’an’a hizmet şereftir. Tarihte Kur’an’a hizmet eden nice millet ve devletler tarihin şeref levhalarına isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır.” dedi. Veysel Karani Camii İmam Hatibi Hafız Aydın Gökçek’in “Dünya Hafızlar Haftası” anısına okumuş olduğu şiir dinletisi, Sandıklı Camii İmam Hatibi Coşkun Tepeli ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Hafız Haysem Dünyati’nin okumuş olduğu Kur’an-ı Kerim programa katılanlara duygulu anlar yaşattı. Eğitimci Abdulmetin Balkanlıoğlu ise, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Hafızlık Hz. Peygamberin sağlığından itibaren var olmuş ve Müslümanların olduğu her toplumda kendini kabul ettirmiş güzel bir gelenek, ciddi bir müessese ve önemli bir din eğitimi unsurudur. Hafızlığı sadece, Kur’an-ı Kerim’in sonraki nesillere aktarılması ve korunması gibi gerekçelere dayandırmak eksik bir açıklamadır çünkü ezberlenen, Allah’ın kitabıdır. Yani insan, kendisine indirilmiş olanı hıfzetmekte, onu bir ömür kalbinde ve aklında tutmaktadır.” dedi. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş da, Kur’an-ı Kerim’i ezberleyip, okuyan ve okunmasına katkı sağlayan tüm hafızların Dünya Hafızlar Haftası’nı kutladığını belirterek, Abdulmetin Balkanlıoğlu Hocaefendi’ye Esma-ül Hüsna tablosu takdim etti. Program, Seyhan Müftüsü Halil Uzun’un duası ile sona erdi. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 19 ASKON FUTBOL TURNUVASI 4. ASKON FUTBOL TURNUVASI ASKON Adana Şubesi’nin düzenlediği ve üyelerin yoğun ilgi gösterdiği Geleneksel Futbol Turnuvası’nın 4’üncüsü birbirinden çekişmeli mücadeleler eşliğinde gerçekleştirildi. A nadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi tarafından organize edilen “Geleneksel Futbol Turnuvası”nın dördüncüsü, üyelerin yoğun ilgisi ve birbirinden çekişmeli mücadeleler eşliğinde gerçekleştirildi. Turnuvanın başlangıcında söz alan Organize Komite Başkanı İmam Gazali Hiradağı yaptığı açıklamada “Turnuvamıza katılan üyelerimize ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. 20 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 Sevgi ve kardeşliğimizin pekişmesi adına yapmış olduğumuz bu tür etkinliklerin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir kuruluş olan ASKON, üyelerimizin performansını arttırmak için sosyal faaliyetler düzenleyerek, işadamlarımızın lehine katkılar sağlamaktadır.” dedi. Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği turnuvaya Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. 12 takımın katılımıyla başlayan turnuva, 5 hafta sürerken, finalde Kıvanç Tekstil ile karşılaşan ve normal süresi berabere biten karşılaşmada, penaltı atışları sonucunda şampiyonluk kupası Akyem A.Ş.’nin oldu. İkinci Kıvanç Tekstil olurken, Kozanoğlu Mobilya turnuvayı üçüncü olarak tamamladı. ASKON FUTBOL TURNUVASI Turnuvayı şampiyon olarak tamamlayan Akyem A.Ş. takımına kupasını ve madalyalarını Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç; ikinci olan Kıvanç Tekstil’e Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan; üçüncü olan Kozanoğlu Mobilya’ya ise madalyalarını ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan takdim etti. Recep Çalışkan, düzenlemiş oldukları futbol turnuvasında emeği geçenlere teşekkürlerini ilettikten sonra “Üyelerimizin birlik ve beraberliğini pekiştirmek amacıyla organize ettiğimiz Geleneksel Futbol Turnuvası’nın, derneğimize yakışır bir şekilde sona ermesi bizleri memnun etti.” diyerek sözlerini tamamladı. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 21 MİRAÇ KANDİLİ BAŞKAN ÇALIŞKAN’DAN KANDİL MESAJI Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi Başkan’ı Recep Çalışkan, Miraç Kandili dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı. M iraç Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Recep Çalışkan, Miraç’ın, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (SAV) en büyük mucizelerinden biri olduğunu hatırlattığı konuşmasında, “Peygamber Efendimiz (SAV) iyinin, güzelin, adaletin, doğrunun rehberi olmuştur. İnsanlık O’nun Miraç’ta vakıf olduğu ilahi sırlarla aydınlanmış, yine O’nun getirdiği ilahi prensiplerle doğru yolu bulmuştur. Böyle bir peygambere ümmet olmak bizler için şereflerin en yücesidir. Miraç mucizesinin gerçekleştiği Mescid-i Aksa topraklarında yıllardır kan ve gözyaşı hâkimdir. Irak parçalanmış, Afganistan işgal edilmiştir. Dünya kamuoyu sözde barış nutuklarıyla oyalanırken, İslam ülkelerinin payına hep sömürülme, işgal, iç karışıklık düşmüştür. Fazileti değil rekabeti 22 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 esas alan Batı medeniyetinin, insanlığa huzur ve saadet getiremeyeceği ortadadır. Bu mübarek geceler tüm Müslümanların ortak değeri, ortak paydasıdır. Bu manevi iklimi bir fırsat olarak değerlendirmeli ve kardeşlik duygularımızı güçlendirecek adımları atmalıyız. Yeryüzünde yeniden iyiliğin, barış ve adaletin hâkim olması için çalışmalıyız. Cenab-ı Hak bizlere bu şuur ve sorumlulukla çalışmayı nasip etsin. Bu müstesna gecenin hatrına İslam Âlemi’ne birlik ve beraberliğini sağlama gücü versin. Bu dua ve temenni ile İslam Âlemi’nin Miraç Kandili’ni kutluyor, tüm insanlık için huzur dolu bir gelecek diliyorum.” dedi. ASKON ZİYARETLERİ KARALAR’A HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ A SKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Yönetim Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı, Hamza Çalışkan, Bekir Aydemir, İlker Medeni ve Kurtuluş Şengül; Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Recep Çalışkan, 30 Mart Yerel Seçimleri sonucunda Seyhan Belediye Başkanlığı koltuğunu kazanan Zeydan Karalar’a yeni görevinde başarılar dileyerek, “Birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak Adana’mızı daha da ileriye taşıyacağız. Taş üstüne taş koyan ve Adana’mızın “Marka Şehir” olması için gayret gösteren herkesin yanında olacağız.” dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, herkesin birlik olması ve Adana’nın çıkarı için elele çalışması gerektiğini söyledi. Karalar ayrıca “Yerel seçimlerin ardından Adanalı istediği tabloyu yakaladı. Bizler bundan sonra bir ve beraber olarak Adana’nın çıkarlarını korumak için çalışacağız.” dedi. SARIÇAM BELEDİYE BAŞKANI BİLAL ULUDAĞ’I MAKAMINDA ZİYARET ETTİK A SKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı, Bekir Aydemir, İlker Medeni ve Kurtuluş Şengül, Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ’ı makamında ziyaret ederek, yeni görevinde başarılar dilediler. Recep Çalışkan, Başkan Uludağ’a, Sarıçam’ın gelişmesi ve kalkınması için yapılması gereken çalışmalarda, ASKON Adana Şubesi olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerini belirtti. Çalışkan ayrıca, Sarıçam’ın gelecek yıllarda daha da gelişerek önemli bir merkez olacağını kaydetti. Sarıçam’ın gelişimi ve uygulamaya konulan yeni imar kararları hakkında ASKON heyetine bilgi veren Başkan Bilal Uludağ, ilçenin gelişmeye en müsait yerleşim alanı olduğunu söyledi. “Yeni belediye hizmet binası ile birlikte bu bölgede özellikle dış cephede yeni bir mimari yapı özelliğinin ortaya çıktığını belirterek, “Yeni binamız Selçuklu mimari tarzında yapıldı. Biz o bölgeye yapılacak Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlüğü binalarının da aynı tarzda yapılmasını arzu ediyoruz. Bunun için dış mimariye müdahale edebilmemiz için imar değişikliği yapılmasını arzu ediyoruz. Bu konuda bir çalışma yapmayı istiyoruz. Sarıçam ilçemiz konut açısından, konutlaşma bakımından sürekli değer kazanan bir yerdir.” dedi. BAŞKAN ÇELİKCAN: “İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA ADANA’YA OLUMLU KATKI SAĞLAYACAKTIR.” Ziyaretlerini sürdüren ASKON Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı, İlker Medeni, Bekir Aydemir ve Zeki Kızılkaya, Mart ayında yapılan yerel seçimlerden ikinci defa başkan olarak olarak çıkan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan’ı makamında ziyaret ederek, yeni dönem için başarı dileklerinde bulundu. Hizmetlerine devam ettiklerini belirten Başkan Çelikcan, yeni başkanlık döneminde sosyal konutlara ağırlık vereceklerini belirtti. Adana’da yeni dönemden umutlu olduğunu belirten Başkan Çelikcan, “İşbirliği ve dayanışma, Adana’mızın gelişmesine olumlu katkı sağlayacaktır” dedi. Recep Çalışkan “Geçen 5 yılda çok güzel çalışmalar yaptınız. Yeni dönemde de başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum. ASKON Adana Şubesi olarak, Adana’da bütün kurum ve kuruluşlarla her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Adana’da her zaman işbirliği ve dayanışmadan yanayız” diyerek sözlerini tamamladı. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 23 GEZİ OSMANLI TARİHİ’NE YOLCULUK Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıldan fazla hüküm sürdüğü topraklarda tarihimizle buluşmanın heyecanını yaşadık. A 24 nadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi tarafından, üyelerini tarihleriyle buluşturmak amacıyla, 15 - 18 Mayıs tarihleri arasında Makedonya’ya gezi düzenlendi. çıkmak adına organize etmiş olduğumuz Makedonya gezimizin, tüm üyelerimiz adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.” diyerek, gezi esnasında ziyaret edilen yerlerden bahsetti. 52 kişinin katıldığı gezide, üyeler yoğun bir program eşliğinde Makendoya’nın tarihi ve kültürel yerlerini gezdiler. Geziyle ilgili olarak konuşan ASKON Adana Şubesi Organize Komite Başkanı İmam Gazali Hiradağı, “Üyelerimiz arasında birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek, milli ve manevi değerlerimize sahip ASKON üyeleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıldan uzun süre hüküm sürdüğü Makedonya’ya varışından itibaren, öncelikli olarak çıktığı Üsküp şehir turu esnasında, tarih boyunca şehrin ticari faaliyetlerinin merkezi olan ve günümüzde de önemini yitirmemiş taş sokakları ve tarihi binaları, Türk Çarşısı’nı ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 ve çarşıdaki Kuyumcular Sokağı gibi önemli merkezleri ziyaret ettiler. Gezi programına Üsküp Kalesi, Vardar Nehri, 16. yy.’dan kalma Taş Köprü, Türk ve Yahudi Mahallesi, Davut Paşa Külliyesi, Mustafa Paşa Camii, Sultan Murat Camii, İsa Bey Camii, Çifte Hamam, Suluhan, Kapan Han, Kurşunlu Han, Saat Kulesi, Üsküp Meydanı ile meydanda 2011 senesinde açılan ve Yunanistan ile politik sorunlara yol açan devasa Büyük İskender Heykeli gibi tarihi ve kültürel yerlerle devam eden üyeler, gezilerine GEZİ Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulmuş, şirin bir kasaba olan Kalkandelen ile devam ederken, Bektaşi Merkezi, Harabati Baba Tekkesi, Alacami, Makedonya’nın tarih ve kültür cenneti Manastır, Eski Çarşı Osmanlı Bedesteni, Yeni Cami ve İshak Çelebi Camii’nin ardından; Arnavutluk ile Makedonya arasında sınır oluşturan muhteşem Ohrid Gölü’nün doğu kıyısında yer alan ve Osmanlı’nın Balkanlar’daki önemli üslerinden biri olmuş tarihi Ohrid şehrini de ziyaret ettiler. Turlarına nüfusun çoğunluğunu Müslüman Arnavutlar’ın oluşturduğu Struga, Kara Drim nehri üzerine kurulu Şairler Köprüsü ve 1974 yılında ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca tarafından dikilen dilek ağacının da bulunduğu Şairler Parkı ile devam eden ASKON Üyeleri, Hasan Baba Tekkesi ve Elbasan şehrinin ardından gezilerini sonlandırdılar. Tarihleriyle buluşmanın heyecanı ve mutluluğuyla Türkiye’ye dönüş yaptıklarını açıklayan İmam Gazali Hiradağı; gezide kendilerini yalnız bırakmayan tüm üyelerine teşekkürlerini iletti. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 25 ASKON PROGRAMLARI MÜSLÜMAN DİN KARDEŞLİĞİ Âdem Şener Hocaefendi’nin katılımı ile “Müslüman Din Kardeşliği” konulu program düzenlendi A SKON Adana Şubesi’nin üç ayların başlangıcı münasebetiyle düzenlediği “Müslüman Din Kardeşliği” konulu programa ilgi büyük oldu. Hafız İlyas Mermer’in güzel sesi ile okuduğu Kur’an–ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını yapan ASKON Adana Şubesi Üyesi Halid Çalışkan, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında “ASKON Adana Şubesi olarak düzenlediğimiz bu tür programlarımızı, birbirinden haberdar ve birbirine duyarlı insanlar olacak bir toplum modeli oluşturmak için yapmaktayız. Toplumu besleyen ana damarlardan biri de kardeşçe yaşamaktır. Mü’min, kendisi için arzu ettiğini din kardeşi için de arzu etme düsturunu taşımada kılavuzluk yapacak kriterdir.” dedi. Programın konuğu olan Âdem Şener Hocaefendi, “Müslüman, Müslüman’ın aynasıdır. Müslüman her zaman düzgün olacak, niyeti halis olacak, bir Müslüman’a hakaret etmeyecek ve zulüm etmeyecektir. Bir Müslüman’ın başka bir Müslüman’la üç günden fazla küs 26 ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014 durması helal olmaz. Müslüman kin tutmaz, haset etmez ve asla kardeşine düşmanlık yapmaz.” dedi. Hocaefendi sohbetine şu sözlerle devam etti: “Allah’u Teâlâ Hazretleri dolayısıyla Kur’an’ında birçok ayetlerde buyuruyor, müminlere sesleniyor. O halde bizler yaşadığımız ortamlarda evvela benim arabam, benim evim, benim arsam diyerek değil; benim Müslüman kardeşim, benim din kardeşim diyerek yaşamalıyız. Allah’u Teâlâ Hazretleri bir ayetinde, “Bir takım insanlar yarın kıyamet gününe vardıklarında birbirlerine düşman olacak, birbirlerinin yakalarına sarılacak, birbirlerine hakaret edecek ancak bazıları da birbirlerinden medet umacak, birbirlerinden yardım dileyecektir.” diye buyurmuştur. Nitekim, kıyamet gününde adamın bir tanesinin kazandıkları tartılır ve onun Cennet’e girmesi için bir sevaba ihtiyacı olur. Cenab-ı Hak o kulu yakınlarına gönderir. Kul anne, baba, yar ve evlatlarına gider ancak onlardan hiçbir sevap alamaz. Mevla’nın yüce huzuruna döner: “Yarabbi, onlardan hiçbir şey alamadım, bana hiçbir şey vermediler.” diyerek üzüntülü bir vaziyette dururken, Ce- nab-ı Hak, “Benim yolumda benim uğrumda arkadaş olduğun, kardeş olduğun, dost olduğun kimsen yok mu? Git onlardan iste!” der. Kul düşünür. “Yarabbi, bir arkadaşım vardı. Cami yolunda, senin yolunda tanışmıştık, ona gideyim der.” Kul onun huzuruna gider ve “Cennet’e girmek için yalnızca bir sevaba ihtiyacım var.” der. Bunun üzerine arkadaşı, “Benim de durumum senin gibi, benim de bir sevaba ihtiyacım var. İkimizin de bu vaziyette Cehennem’e gitmesindense, ben sevabımı sana vereyim, sen Cennet’e gir.” diye cevap verir. Bu hikayede de anlatıldığı üzere, annenin, babanın, yakının vermediği sevabı, bir arkadaş, bir kardeş veriyor. Yani önemli olan, kardeşliktir. Onun için Cenab-ı Hak, kardeşlik bağlarımızı bir takım çıkarlar uğruna bozdurmasın.” Âdem Şener Hocaefendi sohbetinin sonunda, Soma’daki elim faciada hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar dileyerek ve Somalı kardeşlerimiz için dua ederek sözlerine son verdi. KÖŞE YAZILARI NEDEN HELAL KAZANÇ? H elal; Allah’ın meşru kıldıklarını ve izin verdiklerini, haram ise “yaklaşmayın” dediklerini ve yasakladıklarını ifade eder. Yüce Allah’ın biz kullarının hayatlarına niçin helal ve haram çizgileri çizdiğini anlayabilmemiz için en başta varoluşu ve yaratılış gayemizi anlamamız gerekir. Kim olduğunu, burada neden bulunduğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini anlayamayan; niçin helalin peşinde olacağını ve niçin haramdan uzak durması gerektiğini de anlayamaz. Allah-u Teâlâ bu kâinatı sonsuz güç ve kudretiyle, örneksiz ve modelsiz olarak yaratmış ve hala da yaratmaya devam etmektedir. İnsan, yaratılmışların en üstünüdür. Gönderilen Peygamberler aracılığı ile vahye muhatap olmuş ve kendisine iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı ayırt edebilecek bir “akıl” ihsan edilmiştir. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Zariyat Suresinin 56. Ayet-i Kerime’si yaratılış gayemizi “Yalnızca Allah’a kulluk etme” olarak ifade eder. Bu “kulluğun” yani yaratılış gayemizin neleri kapsayıp içerdiğini anlamamız için ise insanın Kur’an-ı Kerim’de zikredilen özellik ve görevlerine bakmalıyız. Bunlardan iki tanesi konumuz açısından önemlidir. 1. İnsan yeryüzünde “halife”dir. Peki “Hani Rabbin meleklere ben yeryüzüne bir halife tayin edeceğim demişti?” ayeti kerimesinde açıkça vurgulanan bu görevin anlamı nedir? Hilafet yani halife oluşu insanın; “yeryüzünün imar ve ıslahından sorumlu olmasıdır.” 2. İnsan “emaneti” yüklenmiştir. Ahzab Suresinin 72. Ayetinde “Emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik; onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve ondan uzak durdular. Onu insan yüklendi.” diye buyurulur. İnsanın emaneti yani sorumluluğu omuzlarına almış olması hilafet göreviyle alakalı bir husustur. İşte bu iki özelliğimizden dolayı Dünya’dan, çalışmaktan ve mücadeleden el etek çekme üzerine bir dindarlık ortaya koymamız asla mümkün olamaz. “Ey Rabbimiz! Bize Dünya’da da, ahirette de iyilikler ve güzellikler ver!” diyerek her ikisine de talip olanlardan olmalıyız. Sevgili Peygamberimiz (SAV) bir Hadis-i Şeriflerinde “Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanımınıza verecek ve nasıl davrandığınıza bakacaktır.” buyurur. Ancak Dünya’ya dair bu kullanım hakkı, imar ve ıslah sorumluluğu bir sınamanın, bir imtihanın sonucudur. Zaten “Nasıl davrandığınıza bakacaktır” ifadesi, konunun bir imtihan vasıtası olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Hadis’in devamında Hz. Peygamber (SAV) “Dünya’ya aldanmaktan sakının.” buyurarak ümmetine nasihatte bulunmuştur. Evet, dünya hayatı bir sınamadır. Pek çok Ayet-i Kerime ile Rabbimiz bu gerçeği bize hatırlatmıştır: “Sizi boş yere yarattığımızı ve hesaba çekilmek üzere bize döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?” “Yoksa insanlar imtihandan geçirilmeden sadece “iman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?” Kur’an’ımızın bir başka Ayet-i Kerime’sinde “Allah’ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu iste ama dünyadan da nasibini unutma!” buyurulur. Dünyamız imtihanımızdır, imtihanımız hayat iledir. Hayattan kopuk bir dindarlık, dini darlıktır. İşte bu yüzden “çalışmak” da bir ibadettir. Helal ve haram çizgilerine, namaz, oruç, cihat gibi ibadetlere dikkat edilerek yaşanılan ömrün tamamı bir ibadettir. Bir gün Hz. Peygamber (SAV), kişinin eşiyle ilişkisini “sevap kaynağı” olarak nitelendirmişti. Sahabelerden birisi şaşkınlıkla “Ya Rasulallah, o da mı sevap?” diye soruncav, Allah’ın Rasul’ü (SAV) “Evet, o da sevap. Bu ihtiyacını haram yollarla giderseydi günah olmayacak mıydı? “Evet, olacaktı” “Helal dairede, meşru sınırlar içerisinde bunu yapması da sevaptır.” Kişinin eşinin, çoluk çocuğunun ağzına koyduğu helal bir lokmayı bile sadaka olarak gören bir dinin mensuplarıyız. Bir gün sahabeler yoldan geçen güçlü kuvvetli bir delikanlı gördüler ve Peygamber Efendimiz’e (SAV) “Ya Rasulallah ne olurdu şu genç bizimle beraber olup şu sohbetten istifade etseydi. Böylece Allah yolunda mesai sarfetmiş olsaydı” dediler. Hz. Peygamber de, (SAV) “Böyle söylemeyin. O’nun Allah yolunda olmadığını nereden biliyorsunuz?” buyurdu ve devam etti. “Bu genç insanlara el açmadan çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak için çalışıyorsa Allah yolundadır. Yaşlı ve zayıf düşmüş anne babasına yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa Allah yolundadır.” Örnekleri çoğaltmak elbette mümkündür. Dünya ile olan imtihanımızın önemli bir kısmı helal kazancın ve helal gıdanın peşinde olma, harama ilişmeme meselesidir. Mesele bizim imanımızla alakalıdır. Kulluğumuz açısından hafife alınmayacak, geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Sahabelerin önde gelenlerinden Abdullah B. Ömer’in de söylediği gibi, “Namaz kılmaktan yay gibi olsanız, oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız, haram ve şüpheli şeylerden kaçınmadığınız sürece Allah o ibadetlerinizi kabul etmez.” Peygamberimiz (SAV); bir mübarek hadislerinde “Haramla beslenen hiçbir vücut cennete giremez. Cehennem ona daha layıktır” buyurmuşlardır. O halde “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabından koruyun” Ayet-i Kerime’sini “Kendinizi ve ailenizi haram lokmadan koruyun” şeklinde anlamalıyız. Haram lokma ateştir. Haram kazanç cehennemdir. Ensardan biri Peygamber Efendimiz’e (SAV) gelerek ondan bir şeyler dilendi. Efendimiz de (SAV) evinde bir şey olup olmadığını sordu. Adam: “Evet bir hasır ve bir de su kabımız var” dedi. Hz. Peygamber (SAV) “git onları bana getir” dedi ve adam onları getirince de iki dirheme sattı. Dirhemleri de adama vererek dedi ki; “Bir dirhemle çocuklarına yiyecek bir şeyler al. Diğer dirhemle ise bir balta satın al ve bana getir.” Adam baltayı getirince Peygamberimiz (SAV) baltaya kendi elleriyle bir sap taktı ve “Al götür bununla odun kes ve pazarda sat. On beş gün seni buralarda görmeyeceğim” dedi. Adamda gidip odunculuk yapmaya başladı. Geri döndüğünde bir hayli para kazanmıştı. Hz. Peygamber (SAV) adama “Bu senin yüzünde dilencilik lekesi olduğu halde yanımıza gelmenden daha hayırlıdır” buyurdu. Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA 27 TİCARET BORSASI’NDAN 4 ÜYEMİZE ÖDÜL İSO 500 listesine giren ASKON Adana Şubesi üyesi 4 kuruluş, ödüllerini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den aldı. A nadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi’nden 4 üyemiz, Ticaret Borsası’nın 100. Yıl kutlamaları etkinliğinde ödül aldılar. Adana Ticaret Borsası’nın, kuruluşunun 100. Yılı kutlamaları etkinlikleri kapsamında düzenlemiş olduğu ödül töreninde, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi üyelerimizden Beyza Piliç (Akyem), Bakırlar Tekstil, Elita Gıda ve Kıvanç Tekstil ödüllerini aldılar. Adana Ticaret Borsası’nın davetlisi olarak şehrimize gelen Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Adana’nın bütün ülkemizi besleyen, bereketli topraklara sahip olan, tarih boyunca çok cazip ve verimli bir yer olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Adana civarında dolaştığınızda, bu toprakların bereketini hemen görürsünüz. Onun içindir ki, Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına katkı sağlamış Türkiye’nin büyük sanayicilerinin ve işadamlarının çıktığı yer Adana olmuştur.” 2013 yılında en yüksek tescil yaptıran ve İSO 2012 ilk 500 ve ikinci 500’e giren üyelerimiz ödüllerini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den aldılar. Elita Gıda adına Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, Beyza Piliç adına ise Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çalışkan aldı. 2012 yılı İSO ikinci 500’e giren üyemiz Kıvanç Tekstil adına Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Kıvanç, ödülünü Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’ten, Bakırlar Tekstil adına ise Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Bakır TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’ndan aldı.