13 24 28 12 erbakan`ın ardından

advertisement
ASKON
ANADOLU ASLANLARI İŞADAMLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ
BÜLTEN | MART / NİSAN / MAYIS 2014 | SAYI: 12
ERBAKAN’IN
ARDINDAN...
İstanbul’un
Fethi
Soma faciası
tüm Türkiye’yi
yasa boğdu
12
13
ASKON üyeleri
Makedonya’da
24
Ticaret
Borsası’ndan
4 üyemize
ödül
28
2
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
Mart
Nisan
Mayıs
2014
İmtiyaz Sahibi
Recep ÇALIŞKAN
Genel Yayın Yönetmeni
İmam Gazali HİRADAĞI
Hukuk Danışmanı
Av. Oğuz YİĞİTSÖZLÜ
Yazı İşleri Müdürü / Editör
Abdulvahab DELİBAŞ
Tasarım
Hayat Medya Yapım A.Ş.
Grafik Tasarım
Ergün BOZGÜNEY
6
10
12
13
14
16
19
20
24
26
Kapak Konusu: Necmettin Erbakan
ASKON Ziyaretleri
İstanbul’un Fethi
Soma’nın Ardından...
11 Ayın Sultanı Ramazan
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
ve Uygulaması
Dünya Hafızlar Haftası
ASKON Geleneksel Futbol Turnuvası
Makedonya Gezisi
Müslüman Din Kardeşliği
Yayın Türü
3 Aylık Süreli
Basım Yeri
Hakan Ofset
Adres:
Şakirpaşa Mah.
Turhan Cemal Beriker Blv.
No: 213 Hak Plastik İş Merkezi
K: 3 Seyhan/ADANA
Telefon : +90 322 433 34 81
Fax
: +90 322 433 34 80
www.askonadana.org.tr
[email protected]
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
3
4
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
BAŞKANIN MEKTUBU
Recep ÇALIŞKAN
ASKON Adana Şubesi Başkanı
M
anisa’nın Soma
ilçesindeki maden
ocağında çıkan yangında
301 madencinin vefat
etmesi, Türkiye’yi derin
bir yasa boğdu. Dileğimiz,
ülkemizin artık bu tarz
iş kazaları ile evlatlarını
kaybetmemesinden
yanadır. Soma’da
hayatını kaybeden işçi
kardeşlerimize Allah’tan
rahmet, arkalarında
bıraktıkları acılı ailelerine
de sabırlar diliyorum.
Merhaba Kıymetli ASKON Dostları,
3 aylık uzunca bir aranın ardından yeni bültenimizle tekrar sizlerle birlikteyiz.
Bundan böyle üç ayda bir yayınlanacak olan bültenimizde, ASKON Adana Şubesi olarak
gerçekleştirdiğimiz etkinliklerle ilgili bilgileri sizlerin bilgisine sunuyor olacağız. Türkiye’de zorlu bir dönemeçten geçen siyasi gündemin yanı sıra, Mayıs ayında
Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocağında çıkan yangında 301 madencinin vefat etmesi,
Türkiye’yi derin bir yasa boğdu. Dileğimiz, ülkemizin artık bu tarz iş kazaları ile evlatlarını
kaybetmemesinden yanadır. Soma’da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan
rahmet, arkalarında bıraktıkları acılı ailelerine de sabırlar diliyorum.
Mart ayında, ASKON Adana şubesi olarak vefamız gereği, görüşleri ve icraatlarıyla, Türk
siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan, Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin
Erbakan’ı, ölümünün 3. yılında, bizlere miras bıraktığı görüşleri ışığında, saygı ve özlemle
andık.
Nisan ayı geldiğinde, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed’in (SAV) doğumu vesilesiyle “Kutlu Doğum Haftası”nı çeşitli programlarla
kutladık. Düzenlediğimiz programda, değerli konuğumuz Mehmet Talu Hocaefendi,
Peygamber Efendimiz’in hayatını ve O’nu neden örnek almamız gerektiğini, birkez daha
bizlere anlattı.
Yine Nisan ayı içerisinde Genel Merkezimizden gelen heyeti ağırlama mutluluğunu
yaşadık. Bir dizi temasta bulunmak üzere şubemizi ziyaret eden Genel Başkan Yardımcısı
ve Teşkilatlanma Başkanı Adnan Danışman, Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Abdullahoğlu
ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldiğimiz ve “ASKON’u daha ileriye
nasıl taşırız?”ı konuştuğumuz toplantımız oldukça faydalı geçti. Mayıs ayı da ASKON Adana için çok yoğun ve hareketli geçti. Geleneksel olarak
düzenlediğimiz futbol turnuvamızın dördüncüsünü, Mayıs ayı içerisinde gerçekleştirdik. Üye
kuruluşlarımızın yoğun ilgisiyle gerçekleşen turnuva, birbirinden çekişmeli mücadelelere
sahne olurken, finalde Akyem A.Ş. ve Kıvanç Tekstil takımları karşılaştı. Heyecanın dorukta
olduğu karşılaşmanın normal süresi berabere biterken, penaltı atışları sonucunda rakibini
mağlup etmeyi başaran Akyem A.Ş., şampiyonluk kupasını kaldıran taraf oldu. Üyelerimizin faydalanması amacıyla düzenlediğimiz bir diğer program ise Avukat
Mehmet Aygün’ün katılımı ile gerçekleşti. “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve
Uygulaması” konulu toplantıda Av. Aygün, çok değerli bilgileriyle bizleri aydınlattı. Öte yandan, Evrensel Hafızlar Derneği Adana Şubesi, Dünya Hafızlar Haftası’nı
muhteşem bir organizasyonla kutladı. Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da katılımıyla
gerçekleşen etkinlikte, Eğitimci Abdulmetin Balkanoğlu hafızlığın önemini vurgularken;
çok değerli hafızlarımız da okudukları Kur’an-ı Kerim ile bizlere duygulu anlar yaşattılar. Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve ikinci
kez başkanlık koltuğuna oturan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan ziyaret ettiğimiz
isimlerden bazıları. Belediyelerin sorunları ve çözümleri hakkında görüş alışverişinde
bulunduğumuz ziyaretlerimizde, her daim işbirliği içerisinde olacağımızın sözünü vererek,
Belediye Başkanlarımıza görevlerinde başarılar diledik. 15 - 18 Mayıs tarihlerinde, üyelerimizin yoğun ilgisi ve katılımıyla Makedonya ve
Arnavutluk gezimizi gerçekleştirdik. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun yıllar hüküm
sürdüğü topraklarda, tarihin derinliklerinden günümüze kadar korunmuş ve önemini
yitirmemiş binaları ve tarihi yerleri görüp; ecdadımızı yad ettik. Girizgah olarak anlatmaya çalıştığımız 3 aylık dönemimizin tüm detaylarını bültenimizin
iç sayfalarında bulabilirisiniz.
Selam ve dua ile...
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
5
KAPAK KONUSU: NECMETTİN ERBAKAN
“Milletimiz
bin yıl boyunca,
Milli Görüş ile
Dünya’ya hakim oldu.”
ASKON Derneği’nin kurucularından,
merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı
vefatının 3. yılında saygı ve özlemle andık.
A
nadolu Aslanları İşadamları
Derneği Adana Şubesi Başkanı
Recep Çalışkan, ASKON Derneği’nin
kurucularından, 54. Hükümet Başbakanı ve Milli Görüş Lideri Prof.
Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın
vefatının üçüncü yılı sebebiyle basın
açıklaması yaptı.
Açıklamasında “Milli Görüş demek,
bizim milletimizin kendi özgörüşü
demektir. Sultan Fatih’in İstanbul’u
fethederken kalbindeki inanç ne ise,
Milli Görüş odur. Bizim milletimiz bin
yıl Milli Görüş ile Dünya’ya hakim
oldu. Bugün de bütün dertlerimizin
ilacı Milli Görüş’tedir. İstanbul’u fetheden de, İstiklal Savaşı’nı kazanan
da solcular, liberaller veya farklı görüştekiler değil, “Milli Görüşçüler”dir.
Saltanat ve hilafet bizi yüzyıllarca
üç kıtaya hakim kıldı. Milli Görüş
Gençliği her zaman Anadolu’nun
kalbindeydi.
Erbakan Hoca’mızın Türkiye’de ilk
kez yerli motoru imal eden ve ilk
yerli otomobilini üreten, Türkiye’nin
uçak sanayini ayağa kaldırmak için
olağanüstü bir çaba gösteren lider
olduğunu unutmamamız gerekir”
diyen Başkan Çalışkan sözlerine şöy-
6
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
le devam etti: “Prof. Dr. Necmettin
Erbakan Hoca’mızın kurduğu Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin
Adana’daki temsilcisi olmak, bizim
için ayrıca önem arz etmektedir.
Ne yaptıysa Allah rızası için yapan
Hocamız, geldi, tebliğ etti, mücadele
etti, inşa etti ve aramızdan ayrıldı. Erbakan Hoca’mız İslam’a hizmet etti.
Yılmadan, yorulmadan bu zor yolda
yürüdü. İslam’ın sesini çok uzaklara
duyurdu. Müslümanlara davet ve cihat şuurunu anlattı. Derin bir ilime
sahipti. Türkiye’nin çehresini değiştiren, tarihin akışına yön veren bir
liderdi. Kudüs Davası’na sahip çıkan;
büyük katliamlar altındaki Kıbrıs’a
Barış Harekatı kararı vererek, Kıbrıs’ı kurtaran devlet adamı da yine
O’ydu. Bu duygu ve düşüncelerle
merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Hoca’mızın mekanı Cennet olsun.
Rabbim bizlere Erbakan Hocamız’ın
gittiği, yaşadığı ve yaşattığı yoldan
ayrılmamayı, davası yolunda samimi
bir Müslüman olmayı nasip etsin.”
ÇANAKKALE ZAFERİ
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ
“Çanakkale Zaferi,
tarihe altın harflerle yazılmış bir kahramanlık destanıdır.”
A
SKON Adana Şubesi Başkanı
Recep Çalışkan, Çanakkale Zaferi’nin 99. yıldönümü sebebiyle
yayımladığı mesajında “Bundan 99
yıl önce, sahip oldukları askeri ve
teknolojik güce güvenerek Çanakkale’ye gelenler, milletimizin iman
gücü karşısında asla unutamayacakları bir ders almışlardır. Çanakkale, milletimizin hangi şart olursa
olsun esaret ve dayatmaya asla
boyun eğmeyeceğinin ispatıdır.”
dedi. Çanakkale Zaferi’nden alınması gereken ibret dolu derslerin
bulunduğunu vurgulayan Çalışkan,
bu derslerin başında milletimizin
sahip olduğu kardeşlik bağının geldiğini; Çanakkale Savaşı’nda, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle
yurdun dört bir yanından koşup
gelen vatan evlatlarının omuz omuza
savaşarak can verdiğini söyledi. Milli
Görüş Lideri merhum Necmettin
Erbakan’ın,“Bir ülkenin en büyük
gücü tankı, tüfeği değil; inançlı ve
imanlı gençliğidir” sözünü hatırlatan
Çalışkan, bunun en güzel örneğinin Çanakkale Zaferi olduğunu
söyleyerek mesajını şu cümlelerle
tamamladı: “Çanakkale Destanı,
birlik ve beraberliğimizin ne kadar
güçlü temellere sahip olduğunun
en büyük göstergesidir. Milletimizin
sahip olduğu bu üstün kardeşlik ve
iman gücünü bilen emperyalist güçler, şimdi karanlık emellerini gerçekleştirebilmek için kardeşliğimizi
bozmaya, ahlaki ve manevi değerlerimizi tahrip etmeye çalışmaktadır.
Ancak bir kez daha ifade etmek
istiyorum ki, milletimiz sahip oldu-
ğu tecrübe, şuur ve inançla bundan
önce olduğu gibi bundan sonra da
bu karanlık oyunlara dur demesini
bilecektir.
Bu inançla, tüm milletimizin Çanakkale Zaferi’ni kutluyor, bu vatanı
canları pahasına bizlere emanet
eden tüm şehitlerimizi rahmet ve
minnetle anıyorum.”
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
7
ASKON ZİYARETLERİ
İMANIN VE İNANCIN ÖNÜNDE
HİÇBİR ENGEL DURAMAZ
Saadet Partisi Gençlik Kolları ve Adana İl Gençlik Kolları,
ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan’ı ziyaret etti.
S
aadet Partisi Gençlik Kolları ve
Adana İl Gençlik Kolları, ASKON
Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan’ı ziyaret etti. Saadet Partisi
Gençlik Kolları Genel Başkanı Fatih
Aydın, “Bizlere kapılarını açan siz
değerli dostlarımıza şükranlarımı
iletiyorum. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan kuruluşlardan
biri olan ASKON’da olmamız bizleri
mutlu etti.” dedi.
Sözlerine ülke gündemini değerlendirerek devam eden ve ülkemizin çok kritik süreçlerden geçtiğini
ifade eden Aydın, “Milli ve manevi
değerlerimiz yok oluyor, inançlarımız yozlaştırılıyor, neslimiz çürüyor, şehirlerimiz betonlaşıyor, medeniyetimiz tahrip ediliyor, İslam
8
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
dünyası kana ve zulme boğuluyor,
insanlık sömürülüyor.
Gençliğimizin durumuna baktığımızda ise maalesef durumlar her
yönü ile içler acısıdır.” dedi.
“Milli ve manevi değerlerimiz
yok oluyor. Neslimiz çürüyor.
Gençliğin durumu ise
maalesef içler acısıdır.”
ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, “Emin olun imanın ve
inancın önünde duracak hiçbir engel yoktur çünkü amacımız ve yolumuz bellidir. Yardımcımız Allah’tır.
40 yıldır Milli Görüş’ün ekmeye
çalıştığı tohumların temelinde, ancak Müslümanların kardeşliği vardır.
Hocamız Erbakan da bunun için
çalışmıştır. Saadet Partisi Gençlik
Teşkilatı’nın ülkemizi hak ettiği
değere kavuşturacağına inanıyor
ve Saadet Partisi Gençlik Teşkilatımız’la gurur duyuyoruz” dedi.
ASKON PROGRAMLARI
ALLAH’A İBADET VE İTAAT
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi,
“Allah’a İbadet ve İtaat” konulu bir program düzenledi
H
afız Yakup Şahin’in güzel sesi
ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını
yapan ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, “Üyelerimizin
maddi ve manevi gelişimine katkı
sağlamak amacıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyoruz. Bugün de
yeni bir etkinlikle sizlerle birlikteyiz.
Bu programda Rabbimiz’e ibadet ve
itaatin önemini daha iyi anlayarak
hayatımıza yön vereceğiz.” dedi.
Etkinliğin konuğu olan Yusuf Ziya
Gümüşel Hocaefendi konuşmasında
“Müminler, Allah’ın kendilerine yardım edeceğine ve bu başarıyı nasip
edeceğine inanırlar çünkü onlar Allah’tan başkasına ibadet etmezler.
Müşriklerin göstermelik ibadetleri
gibi değil, sadece Allah’a yönelik ve
huşu içinde namaz kılarlar. Müminler, emanete riayet ederler. Allah’a
ibadet eder, namazlarını kılarlar.
İşte onlar Firdevs cennetlerine
girmeye hak kazanacak ve orada
sonsuza kadar kalacaklardır. Kainatta ibadet ve zikir etmeyen bir
tek varlığa dahi rastlayamazsınız.
Yaşam ancak ibadetle ve zikirle
devam eder. Dünya’yı gezip dolaştığınız vakit, duasız tek bir şehir
göremezsiniz. Sürü halinde uçan
kuşlar dahi Allah’a ibadet ederler.
Allah’u Teâlâ bizi neden yarattığının beyanını Kur’an-ı Kerim’de
zikrediyor. Yaratılış gayemiz Hak’ka
kulluktur. “Ben cinleri ve insanları
sadece bana ibadet etsinler diye
yarattım.” buyruluyor. Yaratılış
hikmetimiz ibadet etmektir. “İbadet
nedir?” diye aklımıza bir soru gelebilir. İbadet, heva ve heveslerine
muhalefet edip, Allah’u Teâlâ’ya
teslim olan mükellefin fiillerine ibadet denir. Tevhit inancına göre Allah’ın rızasına uygun hareket etmek
ibadettir. Allah’ın emirlerini tutmak
ibadet olduğu gibi nehiylerinden kaçınmak da ibadettir. İbadet deyince
namaz, oruç ve hac aklımıza geliyor
ama öyle değil. Maddi refahın, lüks
ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani
arzuların haya perdelerini yırttığı
devirlerde, manevi değerler üzerinde düşünme fırsatı bulunamaz.
Böyle cemiyetin insanları ibadet
de etmez. İbadeti olmayan insanlar
anarşi içindedirler. Dünya’nın ve
ülkemizin çıkmazlar içinde bocalamasının sebeplerinin başında da
ibadetsizlik geliyor. Müminler, her
türlü sevinç, zorluk ve kıtlık durumlarında Allah’a dua ederler. Her ne
isterlerse Rabbimiz’den isterler.
Müminler, yeri ve göğü yaratan,
her şeyin egemenliğini elinde bulunduran, her şeyi koruyup gözeten
fakat hiçbir yardıma ve korumaya
ihtiyaç duymayan mutlak kudretin
Allah olduğuna inanırlar. Müminler,
Allah’ın görünen ve görünmeyen
her şeyden haberdar ve kulluk edilmeye layık yegâne kudret olduğunu
da bilirler. Bütün hal ve hareketlerini bu inanca göre tanzim ederler.
Müminler, müşrik ve münafıkların
kışkırtmalarından korkmazlar. Her
zaman Allah’a güvenirler ve sadece
Allah’tan yardım isterler. Müminler, davalarında kararlı ve sabırlı
olurlar.
“Rabbim,
mağfiretinle
muamele ederek bizi kötü durumlara düşmekten koru. Rahmetinle
muamele ederek her türlü iyiliğe
ulaştır çünkü sen merhametliler
merhametlisisin.” diye dua ederler.
Müminler sadece Allah’a kulluk
ederler. Sadece onun huzurunda
rükû ve secde ederler. O’nun emirlerini yerine getirirler ve sonunda
da kurtuluşa ereceklerine inanırlar.
Allah’ın Kur’an’da Müminleri Müslümanlar olarak isimlendirdiğini
bildikleri için tam bir teslimiyet içindedirler. O’nun elçisinin Muhammed
Aleyhisselam olduğuna inanırlar ve
onu kendilerine “model insan” olarak alırlar.” dedi.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
9
ASKON ZİYARETLERİ
ASKON ADANA ŞUBESİ
GENEL MERKEZ HEYETİNİ AĞIRLADI
Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Adana’ya gelen Genel Merkez Heyeti,
ASKON Adana Şubesi Yönetim Kurulu ile biraraya geldi
B
ir dizi temaslarda bulunmak
üzere Adana’ya gelen Genel
Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Adnan Danışman,
Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı
Abdullahoğlu ve Genel Merkez
Yönetim Kurulu Üyeleri, ASKON
Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldi. Görüşmeler
esnasında “Adana için daha iyi
neler yapabiliriz? İşadamları olarak
üzerimize düşen sorumluluklar nedir? Adana hak ettiği değeri alıyor
mu?” gibi sorulara cevap aradılar.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti
dile getiren ASKON Adana Şubesi
Başkanı Recep Çalışkan, Genel
Başkan Yardımcıları’na ve Yönetim
Kurulu Üyeleri’ne teşekkürlerini
iletti. Çalışkan ayrıca, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği olarak,
“Adana’mızı gelişen ve büyüyen
kent haline getirebilmek için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz.
Bugüne kadar yapmış olduğumuz
10
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
faaliyetlerle Adana’mızı her zaman
ileriye taşımanın mutluluğu içerisindeyiz.” dedi. “Yapmış oldukları
gayretli çalışmalarla dikkatleri üzerine çeken ASKON Adana Şubesi’ni
ziyaret etmenin mutluluğu içerisindeyiz.” diyen ASKON Genel Başkan
Yardımcısı Adnan Danışman, “ASKON
olarak tüm çalışmalarımızı, toplumsal sorumluluk ve bilinç anlayışı
çerçevesinde yapmaya özen gösteririz. Faaliyetlerimizi yürütürken
hizmet verdiğimiz kesim ve tüm
insanlığa karşı üstlendiğimiz sosyal
sorumlulukların bilinciyle hareket
eder ve sorumluluklarımızı duyarlılıkla yerine getiririz. ASKON üye
ve çalışanları olarak hepimizin esas
sorumluluklarından biri, öncelikle
kendimizi bu prensipler doğrultusunda öz denetime tabi tutarak
düzeltmek ve geliştirmek olduğu
kadar; yine dostluk, sevgi ve saygı
ortamını muhafaza etmek kaydıyla,
bu prensiplerin yaşamasını sağlamak ve uygulamasını engelleyecek
hareketlerin düzeltilmesi için gerekli
desteği vermektir” dedi.
KUTLU DOĞUM HAFTASI
PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV) VE
KUTLU DOĞUM HAFTASI
ASKON Adana Şubesi,
“Kutlu Doğum ve Peygamber Efendimiz Konulu Program Düzenledi
H
afız Bayram Genç’in güzel sesi
ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını yapan ASKON Adana Şubesi
Başkanı Recep Çalışkan, “Bizler
Efendimizi daha iyi tanımak istiyoruz çünkü O (SAV), tevhidin son
peygamberidir. Konuşan Kur’an’dır.
Bizler Efendimizi daha iyi anlamak
istiyoruz çünkü O (SAV), her rengin, her ırkın, her dilin peygamberidir. Bizler Efendimizin yaşantısını,
kendimize model olarak almak
istiyoruz çünkü O (SAV), “Sıradan
olmayan ama sıradan insanlar gibi yaşayan” mükemmel bir eştir,
mükemmel bir babadır. Efendimiz,
adaletin, merhametin, güzel ahlakın timsalidir. O (SAV), yoksulların,
yoksunların, yolda kalmışların yardımcısıdır.” dedi.
Etkinliğin konuğu olan Mehmet
Talu Hocaefendi “Kutlu Doğum
Haftası, Peygamber Efendimiz’in
(SAV) gönülleri sevgiyle birleştiren
çağrısına kulak vererek, sahih dini
bilginin ışığında manevi hayatımızı
zenginleştirmenin, barış ve esenlik
içinde güvenle yaşamanın, uzaklıklarımızı yakın etmenin ve kardeşlik
köprüsünde birlikte yürümenin
vaktidir.” dedi. Hocaefendi sözlerini şöyle sürdürdü: “Kutlu Doğum
Haftası programlarının Resûlullah
Efendimizi (SAV) anmanın şanına
ve sünnetine uygun bir şekilde
olması lazım. Kutlu Doğum Haftasının dejenere edilmemesi gerekir.
Hz. Peygamber Efendimizi (SAV)
övmek ibadet olduğuna göre, Kutlu Doğum programlarının ibadet
sınırları içinde olması gerekir. Bu
sebeple önceki yıllarda vaki, bazı
Kutlu Doğum programlarında Türk
Tasavvuf Musikisi Korosu tarafından konserler verilmesi, Mevlevi
semazenlerle birlikte sahneye hanımlardan müteşekkil bir Semah
ekibi çıkarılması, her iki grubun
birlikte döndürülmesi, kız öğrencilerin, hanımların başları açık, etekleri kısa, tuvalete benzeyen beyaz
elbiseler içinde, İslâm dininin kesinlikle kabul etmediği bir kıyafetle
sahneye çıkartılması, tiyatro gösterilerinin sergilenmesi, Nasreddin Hoca’dan fıkralar anlatılması,
davullu-zurnalı yağlı güreşler,
mehter ve folklor gösterileri gibi
“ibadet” kapsamında değerlendirebilmesi müşkül olan etkinliklerin
bulunması kesinlikle doğru değildir. Yine önceki yıllarda bir ilimizde
vaize ve kadın Kur’an öğretmenlerinden oluşan Türk Tasavvuf Musikisi Kadınlar Korosu, Kutlu Doğum
Haftası münasebetiyle özel bir
konser vermiş. Bir düşünelim: Hiç
Hz. Peygamber Efendimiz (SAV)
buna razı olur muydu? Bu yapılan
Kur’an-ı Kerim’e, Sünnete, İcma-i
ümmete, şeriata, fıkha, Ahlâk-ı İslâmiye’ye aykırıdır. Başları örtülü
de olsa vaizelerin ve kadın Kur’an
öğretmenlerinin çalgılar eşliğinde
namahrem erkeklere konser vermesi dinimiz tarafından yasaklanmış ve haram kılınmıştır. 15 asırlık
İslâm tarihinde böyle bir bid’at
görülmemiştir, büyük bir günah işlenmiştir. Unutmayalım ki, dinimiz
kadınların ezan okumasına, imamlık yapmalarına, hac veya umrede
yüksek sesle telbiye, tekbir veya
Salatü Selam okumalarına müsaade etmemektedir.”
Program, Recep Çalışkan’ın Mehmet Talu Hocaefendi’ye Esma-ul
Hüsna tablosu hediye etmesiyle
sona erdi.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
11
İSTANBUL’UN FETHİ
İSTANBUL İMANLI BİR ORDU İLE
FETHEDİLDİ
ASKON Adana Şube Başkanı Recep Çalışkan,
İstanbul’un Fethinin yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Ç
alışkan, İstabul’un Fethi’nin 561.
yıldönümü nedeniyle yayınladığı
mesajında, “İstanbul’un Fethi’nin
561. yıldönümündeyiz. II. Mehmet’in,
Fatih Sultan Mehmet olduğu gün,
bugündür. 29 Mayıs 1453’te İstanbul’umuz fethedildi. Bu fetihle birlikte Bizans İmparatorluğu tarihten
silindi ve yeni bir çağ başladı. Fatih
Sultan Mehmet Han, imanlı bir
orduyla İstanbul’u fethetti. O’nun
askerleri kuvvetini önce imanlarından, sonra da itaatlerinden
almıştır. O ordu, ne muhteşem bir
ordudur ki, bir çağı kapatıp yeni bir
çağı başlatmıştır. Atalarımız Dünya’yı at sırtında dolaşmış, dağlar
tepeler aşmış, denizlerde yol almış
ve yeni bir Dünya kurmak için şerefle savaşmıştır. Yeni Dünya kurmak, adaleti ve hakkı hâkim kılmak
12
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
için mücadeleden kaçınmamıştır.” dedi. Çalışkan açıklamasında Ayasofya
Camii ilgili olarak “İstanbul’un Fethi’nin sembolü olan Ayasofya Camii,
bugün zincirlere vurulmuş durumdadır. Bu zincirlerin kırılması gerekir.
Fatih Haliç’in zincirlerini nasıl kırdıysa, bizlerin de Ayasofya’nın zincirlerini kırması gerekmektedir” dedi.
SOMA’NIN ARDINDAN...
KÖMÜR BU KEZ
YÜREKLERİ YAKTI
Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür ocağında
çıkan yangın, Türkiye’nin en büyük
maden faciasına dönüştü.
A
SKON Adana Şubesi Başkanı
Recep Çalışkan, Manisa’nın
Soma ilçesinde bulunan kömür
ocağında, yangınla başlayan
talihsiz olayda meydana gelen
facianın herkesin yüreğine
ateş düşürdüğünü bildirdi.
Yayımladığı mesajda, yaşanan
acıyı tarif etmenin güç olduğunu
belirterek, “Bu felakette çok
fazla can kaybı oldu. Ülkemizi
çok derin bir üzüntüye boğdu.
Soma’daki işçilerimiz ve ailelerinin
yaşadığı büyük acıyı en derin
hislerimle paylaşıyorum. Allah
hepimizin yardımcısı olsun. Soma
ilçesinden gelen facia haberi
bütün yürekleri oraya götürdü.
Bu kadar çok sayıda can kaybı ve
yaralı karşısında söylenebilecek
söz kalmamıştır. Hiçbir şey insan
hayatından daha değerli değildir.
Yaşanan bu elim durumla ilgili
kelime bulmakta zorlanıyoruz. Bu
saatten sonra ne yapsak gidenleri
geri getiremeyiz ancak artık bazı
şeyleri değiştirmenin zamanıdır.
Bugün işçi sağlığı ve iş güvenliği
için büyükşehirlerde ofisleri
denetleyen, muhasebe bürolarında
bile denetimlerle cezalar kesen
ilgili bakanlık yetkilileri, bu tarz
madenlere çalışma ruhsatı verirken
aynı hassasiyeti gösteriyor mu?
Kim işini nerede eksik yaptı?
ASKON Adana Şubesi olarak
artık her sene neredeyse zorunlu
hale gelen maden kazalarına
rağmen yeterli önlemlerin
alınmamasının faturasını daha
fazla canla ödememek adına
gerekenlerin yapılmasını istiyoruz.
Sorumluluğun gereği yapılmalı ve
bu maden faciasına neden olan
ihmaller zincirindeki herkes bunun
bedelini ödemelidir. Dünyanın her
yerinde, maden kazaları olabilir. Bu
tip durumlar öngörülerek mümkün
mertebe bu kazalarda can ve mal
kaybının en az gerçekleşmesi
için önlemler alınır. Burada ne
gibi önlemler alınmıştır? Hangi
önlemler gözarı edilmiştir? Bu
soruşturma, bizzat bu kazadan
sorumlu tutulması söz konusu
kişiler ve kurumlar tarafından
yürütülmemelidir. En sert
önlemlerin alınarak soruşturma
sürecinin
tamamlanması
gerekmektedir. Bu soruşturma
sürecinin sonunda bir daha böyle
acı olayların yaşanmaması için
ihtiyaç duyulan düzenlemelerin
yapılmasının sağlanması ve
bu önlemlerin uygulanmaması
durumunda ağır yaptırımlar
getirilerek, denetlenmesi de
elzemdir. Meydana gelen patlama
ve sonrasında ortaya çıkan
tablo yürek dağlayıcı. Yaşanılan
bu feci ve üzücü olayın tekrar
etmemesini temenni ediyor,
hayatını kaybedenlere Allah’tan
rahmet, yakınlarına başsağlığı
diliyoruz. Yaralı olarak kurtulan
madencilerimizi de sağlıklı olarak
aramızda görmeyi arzu ediyor
ve bir daha böyle bir facianın
yaşanmamasını diliyoruz.”
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
13
11 AYIN SULTANI
11 AYIN SULTANI
HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
Recep ayı ile başlayıp kandillerle devam eden manevi bir zaman diliminden geçerek, üç ayların sonuncusu
olan, on bir ayın sultanı Ramazan’a yaklaşıyoruz. Ramazan ayının dini ve sosyal hayatımızdaki yeri oldukça büyük ve önemlidir zira insanları doğru yola ileten İlâhî Kelâm Kur’an’ı Kerim’in indirildiği bir ay olması ve içinde
“Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bulunması, bu ayın manevi değerini daha da artırmaktadır.
14
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
11 AYIN SULTANI
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak
Kur’an’ın indirildiği aydır. Sevgili Peygamberimiz de (SAV) bu ayla ilgili olarak, “Bir kimse, inanarak
ve sevabını sadece Allah’tan bekleyerek, Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” buyurmuştur. Bu ayda yapacağımız ibadetlerin fert ve toplum için birçok faydası vardır. Ramazanda,
tövbe ve dualarımızla günahlarımızdan arınırız. Oruç sayesinde açların halini anlar, yoksulluk içinde
kıvranan, bir dilim ekmeğe, bir kaşık çorbaya muhtaç olan insanları düşünürüz. Aç kalarak, hem Allah’ın
bize bahşettiği nimetlerin kıymetini anlarız, hem de yoksullara yardım etmenin insanî bir görev
olduğunu idrak ederiz. Teravih namazlarında bütün Müslümanlar omuz omuza saf tutar. Böylece
insanlar kaynaşır, birlik ve kardeşlik duyguları pekişir. Ramazan, Kur’an ayıdır, rahmet ve mağfiret
ayıdır. Yapılan her bir ibadete, kat kat karşılığının verildiği, mükâfat kazanma ayıdır. Hz. Peygamber
(SAV) “Ramazan ayında Cennet kapıları ardına kadar açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur ” buyuruyor. Bu ayın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennem’den kurtuluş
fırsatıdır. Bu yüzden Ramazan ayından istenildiği gibi faydalanabilmemiz için kötü alışkanlıklarımızı,
kusur ve günahlarımızı terk edelim. Bütün varlığımızla Yüce Allah’a yönelelim. Bu ayı ibadet, dua
ve hayır hasenatla ihya edip, bol bol Kur’an okuyalım. Camilerde okunan mukabeleleri takip edelim,
evlerimizde Kur’an okuma programları düzenleyelim, Yüce Mevlâ’dan Ramazan Ayı’nın, ülkemize ve
tüm İslâm âlemine hayırlar getirmesini, insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını dileyelim.
Ramazan’dan önce insan kendini terbiye etmeli
Üç aylar, mübarek gün ve geceler Ramazan’a hazırlık vesilesidir. Bu zaman dilimleri Ramazan’a
hazırlık olarak değerlendirmelidir. İbadetler artırımalı, namaza özen göstermelidir. Ramazan ve kutsal zaman dilimleri üç aylar, Rahman’ın manevî sofrasıdır. Manevî olarak istifade edilmesi gerekir.
Bunun için ise ibadetler artırılmalı, dilin ibadeti olan zikri arttırılmalı. Peygamberimizin bazı zikirleri
daha çok söylenmelidir. Günümüzede dilimiz, gözümüz, kulağımız boş şeylerle çok kirlenmektedir.
Bu kirlenmeye karşı dilimizi, kulağımızı, gözümüzü, kalbimizi temizleme yoluna gitmek yapılacak en
doğru harekettir.
Gözü, manevî kirlerinden Kur’an okuyarak temizleyin
Gözü manevi kirlerden arındırmanın iki yolu vardır: Birincisi Rabbin kelamı Kur’an’ı okumak; ikincisi de, yarattığı şeyleri seyredip gözü arındırmaktır.
Güzel düşün, kalbin kötülüklerden arınsın
Kalbi arındıran en önemli unsurlardan biri tefekkürdür. Bunun için de efendimiz, oruç ve Cenab-ı
Hak üzerine düşünmek gerekir. Kalbi temizlemenin bir başka boyutu kişinin kendisiyle ilgilidir. İç
dünyasında haset, kin, nefret olan, bu duygularla uğraşan bir insan, ne üç aylardan, ne de Ramazan’dan istifade edebilir. Bir insanda haset ve kin gibi duygular kuvvetli şekilde duruyorsa, o ibadetini sorgulamalıdır. Bu, terbiye tezgâhında geçmekle olur. İnsan, “Böyle düşünmem, hissetmem doğru
mudur? Doğruya nasıl erişebilirim?” diyerek kendisini sorgulamalıdır.
Kendinizi sürekli sorgulayanlardan olmanız dileğiyle…
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
15
ASKON PROGRAMLARI
HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA
ARABULUCULUK VE
UYGULAMASI
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi
“Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve Uygulaması”
konulu toplantı ASKON il binasında düzenlendi.
A
SKON Adana Şubesi’nin düzenlediği programda söz alan
Başkan Recep Çalışkan, “Bu tür
toplantılarla üyelerimizi aydınlatmak, bilgilendirmek ve karşılıklı fikir
alışverişinde bulunmayı amaçlıyoruz. Ayrıca hukuk uyuşmazlıklarında
arabuluculuk ve uygulaması gibi konulara gerek kalmadan yaşadığımız
ülkemizi refah ve huzur içerisinde
daha da ileriye taşımak istiyoruz.”
dedi.
Avukat Mehmet Aygün, konuşmacı
olarak katıldığı programda, “Hukuk
Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk ve
Uygulaması” konusunda bir sunum
yaparak katılımcıları bilgilendirdi.
Avukat Aygün, arabulucunun sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak
amacıyla tarafları bir araya getirerek, onların birbirlerini anlamalarını
ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesi ve aralarında iletişim
sürecinin kurulmasını sağlamaya
16
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
çalışan tarafsız üçüncü kişilik olduğunu belirtti. Arabulucunun bu
süreçte karar veren kişi olmadığını,
meselelere objektif bakabileceğini
ve asla yönlendirme yapamayacağını dile getirerek sözlerini şöyle
sürdürdü: “Arabulucu, gerektiğinde tarafları ayrı ayrı dinleyerek
fikir alışverişinde bulunabilir ama
yönlendiremez. Hatta taraflara
herhangi bir çözüm de öneremez.
Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler, arabulucu tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı
ve menfaatlerini tespit ederek bu
konularda tartışmalarını ve çö-
ASKON PROGRAMLARI
züm bulmalarını sağlamaya çalışır.
Burada taraflar kendi çözümlerini
kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar.
Taraflar arasında yapılan uzlaşma
metni mahkeme kararı gibidir.” Arabuluculuk ile ilgili ilginç tespitlerde
bulunan Aygün, arabuluculuğun
farklılıklarına da ayrı ayrı değindi:
“Mahkemelerde tek taraflı bir karar
vardır, oysa arabuluculukta karşılıklı taraflar vardır. Mahkemelerde
yargıya gidildiği zaman en az 1.5 yıl
zaman geçecektir. Uzun bir yargı
süreci, psikolojik yıpranmayı da
beraberinde getirecektir. Arabuluculukta bu süre daha kısadır. Yargıda,
mahkemede tek taraflı bir memnuniyet söz konusudur. Arabuluculukta ise karşılıklı bir memnuniyet
vardır. Mahkemede tek taraflı çıkan
masraflar ve prosedürler vardır.
Arabuluculukta ise öncelik taraflardadır. İstediği gibi oturup kalkabilirler ve masraflar taraflar arasında
eşittir. Mahkemeler çok streslidir,
bunalımlıdır; zorlukları mevcuttur.
Arabuluculukta ise daha az stresli, daha az müşkülatlı, daha rahat ve
kolay çözülebilen bir durum söz konusudur.” Av. Mehmet Aygün ayrıca,
“Arabuluculuk batı ülkelerinde oldukça gelişmiş durumda. Ülkemizde de
ancak Türk toplumunun buna teveccüh göstermesi durumunda gelişebileceğini ve toplumumuza çok faydalı olacağını düşünüyorum. Bizler bu
konuda yetkili kişiler olarak, başta ülkemizin sıkıntılarını gidermek, insanımızın ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve toplumumuza faydalı olabilmek
adına bu konuya önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Diğer önemli
bir husus da, arabuluculuk uygulamaları özellikle iş mahkemelerinin yükünü ciddi oranda hafifletecektir.” dedi. Program, ASKON Adana Şubesi
Başkanı Recep Çalışkan’ın, Kutlu Doğum Haftası sebebiyle, günün anısına
Av. Mehmet Aygün’e “Riyazüs Salihin” kitabı takdim etmesiyle sona erdi.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
17
KÖŞE YAZILARI
FİNANSAL SÖMÜRÜNÜN PANZEHİRİ İSLAM’DIR
B
ankalar ve bankacılık konusu, mevcut
küresel sisteme alternatif olarak hakka
ve adalete dayalı yeni bir medeniyet sistemi
kurma mücadelesi veren Müslümanların,
yeni medeniyetin tesisinde insanlığın
faydası için ıslah edilmesi bakımından ele
almaları gereken en önemli gündem maddelerinden biri olarak durmaktadır. Bu
önemli konuya ilişkin rahmetli Erbakan
Hoca’mızla yaşadığımız bir hatıramızı
anlatmak ve değerlendirmeyi bu hatıramız
üzerinden yapmak istiyorum. Araştırma
görevlisi olarak ilk göreve başladığım günlerde iki akademisyen dostumla birlikte duasını almak üzere cennet mekân Erbakan
Hoca’mızı ziyarete gitmiştik. Hocamız akademik hayatta bize ışık olacak önemli tavsiyeler verirken sözü bankacılık sistemine
getirmiş ve şöyle demişti: “Bankalar küresel
emperyalist güçlerin en büyük sömürü aracıdır. Bu nedenle bankacılık sisteminin yeniden düzenlenmesi ve bankaların sömürü
aracı olmaktan çıkarılması gerekir. Bugün
bazı bankalar bankacılık işlemlerini İslami
esaslara göre yürütmeye çalışıyorlar. Ancak
bu yeterli değildir. Mesela bu işin düzgün
bir şekilde yürütülebilmesi için teminat
sistemi gereklidir. Ama bu günkü teminat
sistemi İslami değildir. Bu yüzden İslami
bir teminat sistemi geliştirilerek bankacılığın bir bütün olarak İslami usullere uygun
hale getirilmesi gereklidir.” Hoca’mızın bu
sözlerini tespit ve teşhis içeren iki kısımda
ele almak gerekir. Birinci kısım bankaların
küresel emperyalist güçlerin en büyük sömürü aracı olduğu gerçeğini ortaya koyan
tespit kısmıdır. Hoca’mızın da ifade ettiği
gibi söz konusu güçler oluşturdukları bankacılık ve finans sistemi aracılığı ile insanlığın kanını emmektedir. Bugünkü anlamda
modern bankacılık sisteminin, mevcut
küresel sömürü sisteminin temellerinin atıldığı dönemlerde yaygınlaşmaya başlamış
olması ve dünyada ki küresel bankaların
tamamının ırkçı emperyalist güçlerin elinde olması bu tezi doğrulayan iki temel bilgi
olarak önümüzde durmaktadır. Bankalar
aracılığı ile yapılan sömürünün en yaygın
yolu karşılığı olmayan para üretilerek kredi
ve mevduat işlemlerinin bu paralarla yürütülmesidir. Maddi açıdan karşılığı olmayan
bu paralar üç yolla üretilmektedir. Birinci
yol belirli bir maddi kıymet (genellikle
altın) karşılığı olarak üretilmesi gereken
18
ASKON
ASKONADANA
ADANA||Mart/Nisan/Mayıs
Mart/Nisan/Mayıs2014
2014
paranın karşılıksız olarak basılmadır. Bu
şekilde para fiziki olarak var olmasına
rağmen hiçbir maddi karşılığı olmadan kullanılmakta ve maddi hiçbir değeri olmayan
para üzerinden insanlar sömürülmektedir.
İkinci yol uygulanan faiz sistemi ile elde
edilen kazançlarla yapılan sömürüdür. Faiz
sistemi ile hiçbir şey üretilmeden karşılıksız
olarak elde edilen kazançlarla sömürü sistemi yürümektedir. Üçüncü yol ise “Kısmi
Rezerv Sistemi” adı verilen ve bankaların
sahip olduğunu iddia ettiği paranın kısmi
bir miktarını fiziki olarak bulundurması
esasına dayalı olarak üretilen ve hiçbir fiziki
karşılığı olmayan sanal paralarla kredi ve
mevduat işlemlerinin yürütülmesi yoluyla
sömürünün uygulanmasıdır. Yukarıda ifade
edilen yollarla bankalar üzerinden uygulanan sömürü neticesinde, küresel emperyalist güçler sadece insanları sömürmekle
kalmamyıp, aynı zamanda toplam kredi ve
mevduat tutarının zaten önemli bir kısmı
altın karşılığı olmayan fiziki para tutarından kat kat fazla olmasına neden olarak
tüm dünyayı global bir finans krizi ile karşı
karşıya bırakmaktadır. Zira son uluslararası
finans krizi para yokluğundan değil fiziki
karşılığı olmayan para miktarının fiziki
para miktarından kat kat fazla olmasından
kaynaklanmıştır. Bundan dolayıdır ki insanlığı sömürü aracı olan, hem de insanlığı
giderek derinleşen bir krize sürükleyen bu
sistemin değiştirilmesi ve revize edilmesi
zaruridir. Rahmetli Erbakan Hoca’mızın
sözlerinin ikinci kısmı, bu zarureti ifade etmekte ve bu küresel sömürü aracının deyim
yerindeyse ıslah edilerek insanlığın istifade
edeceği bir hizmet aracına dönüştürülmesi
gerekliliğine vurgu yapmaktaydı. İnsanlık
için, adalet ve hakkaniyete dayalı bir sistemi
kurmanın yegâne yolunun İslam’dan geçtiği
göz önüne alındığında, böylesine bir ıslahın
ancak bankacılık sisteminin İslami esaslara
göre yeniden yapılandırılması ile mümkün
olacağı aşikârdır. İslami esaslara göre yapılandırmadan kastımız bir kısım esas ve işleyişleri İslami esaslara göre şekillendirilmeye
çalışılmış ve mevcut bankacılık sistemi
ile entegre bir şekilde yürütülen bir İslami
bankacılık anlayışının yürütülmesi değildir.
Kredi, mevduat işlemleri, teminat işlemleri
vb. tüm süreçleri ve sistemi düzenleyen tüm
mevzuatları içine alacak şekilde bütünüyle
İslami esaslara göre yapılandırılmış yeni bir
sistemin oluşturulmasıdır. Aksi takdirde
yarı İslami ve küresel sömürü aracı haline
dönüşmüş mevcut sisteme adapte edilmiş
bir İslami bankacılık anlayışının, insanların sömürülmesine mani olamayacağı
gibi Müslümanlar açısından yeterli olarak
kabul edilmesi de mümkün olmayacaktır.
Bu anlamda bu günkü küresel sömürü sistemine entegre edilmiş bir İslami bankacılık
anlayışına değil, mevcut sisteme alternatif
olacak ve bankacılık sistemini insanları sömürme aracı olmaktan çıkaracak bir İslami
bankacılık anlayışına ihtiyaç olduğu açıktır.
Böylesi bir İslami bankacılık sisteminin
oluşturulması ve mevcut sisteme alternatif
olarak ortaya konulabilmesi Müslümanlar
tarafından üzerinde ciddiyetle durulması
gereken, çok önemli ve uğraş gerektiren
bir konudur. Bu adımların atılabilmesi için
öncelikle İslam ahkâmı ve fıkhı konusunda,
hem de günümüz iktisat ve finans sistemi
konusunda uzmanlaşmış ilim adamları
yetiştirmek ve bu ilim adamlarının tüm
esas ve işleyişleri İslami esaslara dayalı
yeni bir bankacılık sistemi geliştirmelerini
sağlayacak planlı ve teşkilatlı çalışmaların
İslami toplumlar tarafından koordine
edilmesi gerekir. Tabi ki sadece böyle bir
sistemin oluşturulması yeterli değildir. Yeni
oluşturulacak sistemin, mevcut sömürü sistemine alternatif olarak ortaya konulmasını
sağlayacak potansiyel ve iradeye sahip bir
siyasi güce ihtiyaç olacaktır. Zira böyle bir
sistem değişiminin mevcut yapının sömürü
araçlarını dünya gerçeği olarak gören zihniyetlerle gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu
nedenle yeryüzünde, sömürü ve zulme dayalı mevcut sistemi ortadan kaldırarak hak
ve adalete dayalı yeni bir medeniyet tesis
etme mücadelesi veren Müslümanların güç
kazanmaları finansal değişimin yaşanması
açısından da olmazsa olmaz şarttır. Bütün
insanlık her alanda olduğu gibi finansal
alanda da Müslümanların kendilerini saadete ulaştıracak adımları atma sorumluluğunu yerine getirmelerini beklemektedir.
Allah bizlere sorumluluklarını kuşanarak,
Müslüman olmanın gereği olarak tüm
insanlığa karşı görevlerini yerine getirme
gayreti nasip etsin.
M. Ahmet KABAK
Dokuz Eylül Ünv. Öğretim Üyesi
ASKON PROGRAMLARI
DÜNYA HAFIZLAR HAFTASI
MUHTEŞEM BİR PROGRAMLA KUTLANDI
Evrensel Hafızlar Derneği Adana Şubesi
Dünya Hafızlar Haftası’nı muhteşem bir etkinlikle kutladı.
E
vrensel Hafızlar Derneği (EHAD)
“Dünya Hafızlar Haftası” münasebetiyle Seyhan Kültür Merkezi’nde,
muhteşem bir program düzenledi.
Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un
da katıldığı etkinlikte, Seyhan
Müftüsü Halil Uzun, Saadet Partisi
Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Süleyman Çalışkan, Saadet Partisi Genel
İdare Kurulu Üyesi Dr. Necmettin
Çalışkan, Saadet Partisi Adana İl
Başkanı Mustafa Gözütok, ASKON
Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan ve çok sayıda sivil toplum kuruluş temsilcileri de hazır bulundu.
Hafız Bayram Genç’in güzel sesi
ile okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti
ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan EHAD Adana Şubesi
Başkanı Emrullah Sarman, programa yoğun ilgi gösteren misafirlere
teşekkürlerini iletti. “Dünya Hafızlar Haftası” anısına düzenledikleri
programın hayırlara vesile olmasını
temenni etti. Evrensel Hafızlar
Derneği’nin kuruluş amacıyla ilgili
bilgiler veren Başkan Sarman, “Evrensel Hafızlar Derneği 2007 yılında Genel Merkezi Ankara’da olmak
üzere, Kur’an-ı Kerim’i öğrenen,
öğreten, muhtevasına vakıf olmaya
çalışan ve bu uğurda hizmet verenlere her türlü katkıda bulunmak;
bu amaçla, faaliyet gösteren kişi,
kurum ve kuruluşların sorunlarına
çözümler üretmek, stratejiler geliştirmek için milli, manevi, ahlaki
ve evrensel değerlere sahip, ruhsal
ve bedensel yönden sağlıklı, üstün
vasıflı örnek nesiller yetiştirilmesine katkı sağlamak için Türkiye’nin
çeşitli şehirlerinden bir araya gelen
Kur’an âşıkları tarafından kurul-
muştur.” Emrullah Sarman ayrıca,
“Peygamberimiz (SAV) hafızları vahiy getiren meleklere benzetmiş ve
Cennet’te onlarla beraber olacağını
müjdelemiştir. Sevgili Peygamberimiz İslam’ı tebliğe hafızları memur
kılmış, üstün zekâ ve kabiliyetleri
sebebiyle elçilik ve valilik görevlerinde hafızlara öncelik vermiştir.
Vefatlarında dahi önce onları
defnetmiştir. Halifeler ve İslâm
devlet reisleri daima bu alışkanlığı
teşvik etmişlerdir. Osmanlı Devleti
Kur’an’a duyduğu derin saygı ve
hürmet neticesinde cihan devleti olmuş ve asırlarca Kur’an’ın bayraktarlığını ve muhafızlığını yapmıştır.
Hafız olmak veya hafız yetiştirmek
bütün Müslümanlar üzerine farz-ı
kifayedir. Ayrıca hayır ve hasenatın
en şereflilerinden birisidir. Şunu
iyi bilmeliyiz ki, Kur’an’a hizmet
şereftir. Tarihte Kur’an’a hizmet
eden nice millet ve devletler tarihin
şeref levhalarına isimlerini altın
harflerle yazdırmışlardır.” dedi.
Veysel Karani Camii İmam Hatibi
Hafız Aydın Gökçek’in “Dünya
Hafızlar Haftası” anısına okumuş
olduğu şiir dinletisi, Sandıklı Camii
İmam Hatibi Coşkun Tepeli ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi
Hafız Haysem Dünyati’nin okumuş
olduğu Kur’an-ı Kerim programa
katılanlara duygulu anlar yaşattı.
Eğitimci Abdulmetin Balkanlıoğlu
ise, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, “Hafızlık Hz.
Peygamberin sağlığından itibaren
var olmuş ve Müslümanların olduğu
her toplumda kendini kabul ettirmiş güzel bir gelenek, ciddi bir
müessese ve önemli bir din eğitimi
unsurudur. Hafızlığı sadece, Kur’an-ı
Kerim’in sonraki nesillere aktarılması ve korunması gibi gerekçelere
dayandırmak eksik bir açıklamadır
çünkü ezberlenen, Allah’ın kitabıdır. Yani insan, kendisine indirilmiş
olanı hıfzetmekte, onu bir ömür
kalbinde ve aklında tutmaktadır.”
dedi. Adana Valisi Hüseyin Avni
Coş da, Kur’an-ı Kerim’i ezberleyip,
okuyan ve okunmasına katkı sağlayan tüm hafızların Dünya Hafızlar
Haftası’nı kutladığını belirterek,
Abdulmetin Balkanlıoğlu Hocaefendi’ye Esma-ül Hüsna tablosu takdim etti. Program, Seyhan Müftüsü
Halil Uzun’un duası ile sona erdi.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
19
ASKON FUTBOL TURNUVASI
4. ASKON FUTBOL
TURNUVASI
ASKON Adana Şubesi’nin düzenlediği ve
üyelerin yoğun ilgi gösterdiği
Geleneksel Futbol Turnuvası’nın 4’üncüsü
birbirinden çekişmeli mücadeleler eşliğinde
gerçekleştirildi.
A
nadolu Aslanları İşadamları
Derneği Adana Şubesi tarafından organize edilen “Geleneksel
Futbol Turnuvası”nın dördüncüsü,
üyelerin yoğun ilgisi ve birbirinden
çekişmeli mücadeleler eşliğinde
gerçekleştirildi.
Turnuvanın başlangıcında söz alan
Organize Komite Başkanı İmam
Gazali Hiradağı yaptığı açıklamada
“Turnuvamıza katılan üyelerimize
ve çalışanlarına teşekkür ediyorum.
20
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
Sevgi ve kardeşliğimizin pekişmesi
adına yapmış olduğumuz bu tür
etkinliklerin hayırlara vesile olmasını
temenni ediyorum. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir
kuruluş olan ASKON, üyelerimizin
performansını arttırmak için sosyal
faaliyetler düzenleyerek, işadamlarımızın lehine katkılar sağlamaktadır.”
dedi. Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği
turnuvaya Adana Ticaret Borsası
Başkanı Muammer Çalışkan, Adana
Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç,
ASKON Adana Şubesi Başkanı Recep Çalışkan, Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
12 takımın katılımıyla başlayan
turnuva, 5 hafta sürerken, finalde
Kıvanç Tekstil ile karşılaşan ve
normal süresi berabere biten karşılaşmada, penaltı atışları sonucunda
şampiyonluk kupası Akyem A.Ş.’nin
oldu. İkinci Kıvanç Tekstil olurken,
Kozanoğlu Mobilya turnuvayı üçüncü olarak tamamladı.
ASKON FUTBOL TURNUVASI
Turnuvayı şampiyon olarak tamamlayan Akyem A.Ş. takımına kupasını
ve madalyalarını Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç; ikinci olan
Kıvanç Tekstil’e Adana Ticaret Borsası Başkanı Muammer Çalışkan;
üçüncü olan Kozanoğlu Mobilya’ya ise madalyalarını ASKON Adana
Şubesi Başkanı Recep Çalışkan takdim etti. Recep Çalışkan, düzenlemiş
oldukları futbol turnuvasında emeği geçenlere teşekkürlerini ilettikten
sonra “Üyelerimizin birlik ve beraberliğini pekiştirmek amacıyla organize
ettiğimiz Geleneksel Futbol Turnuvası’nın, derneğimize yakışır bir şekilde
sona ermesi bizleri memnun etti.” diyerek sözlerini tamamladı.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
21
MİRAÇ KANDİLİ
BAŞKAN ÇALIŞKAN’DAN
KANDİL MESAJI
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Adana Şubesi Başkan’ı
Recep Çalışkan, Miraç Kandili dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı.
M
iraç Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımlayan Recep Çalışkan,
Miraç’ın, Peygamber Efendimiz
Hz. Muhammed’in (SAV) en büyük
mucizelerinden biri olduğunu hatırlattığı konuşmasında, “Peygamber
Efendimiz (SAV) iyinin, güzelin, adaletin, doğrunun rehberi olmuştur.
İnsanlık O’nun Miraç’ta vakıf olduğu ilahi sırlarla aydınlanmış, yine
O’nun getirdiği ilahi prensiplerle
doğru yolu bulmuştur. Böyle bir
peygambere ümmet olmak bizler
için şereflerin en yücesidir. Miraç
mucizesinin gerçekleştiği Mescid-i
Aksa topraklarında yıllardır kan ve
gözyaşı hâkimdir. Irak parçalanmış,
Afganistan işgal edilmiştir. Dünya
kamuoyu sözde barış nutuklarıyla
oyalanırken, İslam ülkelerinin payına
hep sömürülme, işgal, iç karışıklık
düşmüştür. Fazileti değil rekabeti
22
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
esas alan Batı medeniyetinin, insanlığa huzur ve saadet getiremeyeceği
ortadadır. Bu mübarek geceler tüm
Müslümanların ortak değeri, ortak
paydasıdır. Bu manevi iklimi bir fırsat
olarak değerlendirmeli ve kardeşlik
duygularımızı güçlendirecek adımları
atmalıyız. Yeryüzünde yeniden iyiliğin,
barış ve adaletin hâkim olması için
çalışmalıyız. Cenab-ı Hak bizlere
bu şuur ve sorumlulukla çalışmayı
nasip etsin. Bu müstesna gecenin
hatrına İslam Âlemi’ne birlik ve
beraberliğini sağlama gücü versin.
Bu dua ve temenni ile İslam Âlemi’nin Miraç Kandili’ni kutluyor, tüm
insanlık için huzur dolu bir gelecek
diliyorum.” dedi.
ASKON ZİYARETLERİ
KARALAR’A
HAYIRLI OLSUN
ZİYARETİ
A
SKON Adana Şubesi Başkanı
Recep Çalışkan, Yönetim
Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı, Hamza Çalışkan, Bekir Aydemir, İlker Medeni ve Kurtuluş
Şengül; Seyhan Belediye Başkanı
Zeydan Karalar’a hayırlı olsun
ziyaretinde bulundu.
Recep Çalışkan, 30 Mart Yerel
Seçimleri sonucunda Seyhan
Belediye Başkanlığı koltuğunu
kazanan Zeydan Karalar’a yeni
görevinde başarılar dileyerek,
“Birlik ve beraberlik içerisinde
çalışarak Adana’mızı daha da ileriye taşıyacağız. Taş üstüne taş
koyan ve Adana’mızın “Marka
Şehir” olması için gayret gösteren herkesin yanında olacağız.”
dedi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Seyhan Belediye
Başkanı Zeydan Karalar, herkesin birlik olması ve Adana’nın
çıkarı için elele çalışması gerektiğini söyledi. Karalar ayrıca “Yerel seçimlerin ardından Adanalı
istediği tabloyu yakaladı. Bizler
bundan sonra bir ve beraber
olarak Adana’nın çıkarlarını korumak için çalışacağız.” dedi.
SARIÇAM BELEDİYE
BAŞKANI BİLAL ULUDAĞ’I
MAKAMINDA ZİYARET ETTİK
A
SKON Adana Şubesi Başkanı Recep
Çalışkan ve beraberindeki Yönetim
Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı,
Bekir Aydemir, İlker Medeni ve Kurtuluş Şengül, Sarıçam Belediye Başkanı
Bilal Uludağ’ı makamında ziyaret ederek, yeni görevinde başarılar dilediler.
Recep Çalışkan, Başkan Uludağ’a,
Sarıçam’ın gelişmesi ve kalkınması
için yapılması gereken çalışmalarda,
ASKON Adana Şubesi olarak ellerinden gelen gayreti göstereceklerini belirtti. Çalışkan ayrıca, Sarıçam’ın
gelecek yıllarda daha da gelişerek önemli bir merkez olacağını kaydetti. Sarıçam’ın gelişimi ve uygulamaya konulan yeni imar kararları
hakkında ASKON heyetine bilgi veren Başkan Bilal Uludağ, ilçenin
gelişmeye en müsait yerleşim alanı olduğunu söyledi. “Yeni belediye
hizmet binası ile birlikte bu bölgede özellikle dış cephede yeni bir
mimari yapı özelliğinin ortaya çıktığını belirterek, “Yeni binamız Selçuklu mimari tarzında yapıldı. Biz o bölgeye yapılacak Kaymakamlık
ve Emniyet Müdürlüğü binalarının da aynı tarzda yapılmasını arzu
ediyoruz. Bunun için dış mimariye müdahale edebilmemiz için imar
değişikliği yapılmasını arzu ediyoruz. Bu konuda bir çalışma yapmayı
istiyoruz. Sarıçam ilçemiz konut açısından, konutlaşma bakımından
sürekli değer kazanan bir yerdir.” dedi.
BAŞKAN ÇELİKCAN: “İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA
ADANA’YA OLUMLU KATKI SAĞLAYACAKTIR.”
Ziyaretlerini sürdüren ASKON Şubesi
Başkanı Recep Çalışkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri İmam Gazali Hiradağı, İlker
Medeni, Bekir Aydemir ve Zeki Kızılkaya, Mart ayında yapılan yerel seçimlerden ikinci defa başkan olarak olarak
çıkan Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut
Çelikcan’ı makamında ziyaret ederek,
yeni dönem için başarı dileklerinde bulundu. Hizmetlerine devam ettiklerini
belirten Başkan Çelikcan, yeni başkanlık döneminde sosyal konutlara ağırlık
vereceklerini belirtti. Adana’da yeni dönemden umutlu olduğunu
belirten Başkan Çelikcan, “İşbirliği ve dayanışma, Adana’mızın gelişmesine olumlu katkı sağlayacaktır” dedi. Recep Çalışkan “Geçen
5 yılda çok güzel çalışmalar yaptınız. Yeni dönemde de başarılı
çalışmalarınızın devamını diliyorum. ASKON Adana Şubesi olarak,
Adana’da bütün kurum ve kuruluşlarla her türlü işbirliğine hazır
olduğumuzu belirtmek istiyorum. Adana’da her zaman işbirliği ve
dayanışmadan yanayız” diyerek sözlerini tamamladı.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
23
GEZİ
OSMANLI TARİHİ’NE
YOLCULUK
Osmanlı İmparatorluğu’nun
500 yıldan fazla hüküm sürdüğü
topraklarda tarihimizle buluşmanın
heyecanını yaşadık.
A
24
nadolu Aslanları İşadamları
Derneği Adana Şubesi tarafından, üyelerini tarihleriyle buluşturmak amacıyla, 15 - 18 Mayıs tarihleri
arasında Makedonya’ya gezi düzenlendi.
çıkmak adına organize etmiş olduğumuz Makedonya gezimizin, tüm
üyelerimiz adına hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum.” diyerek, gezi esnasında ziyaret edilen
yerlerden bahsetti.
52 kişinin katıldığı gezide, üyeler yoğun bir program eşliğinde
Makendoya’nın tarihi ve kültürel
yerlerini gezdiler. Geziyle ilgili olarak konuşan ASKON Adana Şubesi
Organize Komite Başkanı İmam
Gazali Hiradağı, “Üyelerimiz arasında
birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek,
milli ve manevi değerlerimize sahip
ASKON üyeleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıldan uzun süre
hüküm sürdüğü Makedonya’ya
varışından itibaren, öncelikli olarak
çıktığı Üsküp şehir turu esnasında,
tarih boyunca şehrin ticari faaliyetlerinin merkezi olan ve günümüzde
de önemini yitirmemiş taş sokakları ve tarihi binaları, Türk Çarşısı’nı
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
ve çarşıdaki Kuyumcular Sokağı gibi
önemli merkezleri ziyaret ettiler.
Gezi programına Üsküp Kalesi, Vardar Nehri, 16. yy.’dan kalma Taş
Köprü, Türk ve Yahudi Mahallesi,
Davut Paşa Külliyesi, Mustafa Paşa Camii, Sultan Murat Camii, İsa
Bey Camii, Çifte Hamam, Suluhan,
Kapan Han, Kurşunlu Han, Saat
Kulesi, Üsküp Meydanı ile meydanda 2011 senesinde açılan ve
Yunanistan ile politik sorunlara
yol açan devasa Büyük İskender
Heykeli gibi tarihi ve kültürel yerlerle devam eden üyeler, gezilerine
GEZİ
Kanuni Sultan Süleyman döneminde kurulmuş, şirin bir kasaba olan
Kalkandelen ile devam ederken,
Bektaşi Merkezi, Harabati Baba
Tekkesi, Alacami, Makedonya’nın
tarih ve kültür cenneti Manastır,
Eski Çarşı Osmanlı Bedesteni, Yeni
Cami ve İshak Çelebi Camii’nin ardından; Arnavutluk ile Makedonya
arasında sınır oluşturan muhteşem
Ohrid Gölü’nün doğu kıyısında yer
alan ve Osmanlı’nın Balkanlar’daki
önemli üslerinden biri olmuş tarihi
Ohrid şehrini de ziyaret ettiler.
Turlarına nüfusun çoğunluğunu
Müslüman Arnavutlar’ın oluşturduğu Struga, Kara Drim nehri üzerine
kurulu Şairler Köprüsü ve 1974
yılında ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca tarafından dikilen dilek ağacının da bulunduğu Şairler Parkı ile
devam eden ASKON Üyeleri, Hasan
Baba Tekkesi ve Elbasan şehrinin
ardından gezilerini sonlandırdılar.
Tarihleriyle buluşmanın heyecanı ve mutluluğuyla Türkiye’ye dönüş
yaptıklarını açıklayan İmam Gazali Hiradağı; gezide kendilerini yalnız
bırakmayan tüm üyelerine teşekkürlerini iletti.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
25
ASKON PROGRAMLARI
MÜSLÜMAN DİN KARDEŞLİĞİ
Âdem Şener Hocaefendi’nin katılımı ile
“Müslüman Din Kardeşliği” konulu program düzenlendi
A
SKON Adana Şubesi’nin üç ayların başlangıcı münasebetiyle
düzenlediği “Müslüman Din Kardeşliği” konulu programa ilgi büyük
oldu.
Hafız İlyas Mermer’in güzel sesi ile
okuduğu Kur’an–ı Kerim tilavetinin
ardından açılış konuşmasını yapan
ASKON Adana Şubesi Üyesi Halid
Çalışkan, günün anlam ve önemini
belirten konuşmasında “ASKON
Adana Şubesi olarak düzenlediğimiz
bu tür programlarımızı, birbirinden haberdar ve birbirine duyarlı
insanlar olacak bir toplum modeli
oluşturmak için yapmaktayız. Toplumu besleyen ana damarlardan biri
de kardeşçe yaşamaktır. Mü’min,
kendisi için arzu ettiğini din kardeşi
için de arzu etme düsturunu taşımada kılavuzluk yapacak kriterdir.”
dedi.
Programın konuğu olan Âdem
Şener Hocaefendi, “Müslüman,
Müslüman’ın aynasıdır. Müslüman
her zaman düzgün olacak, niyeti
halis olacak, bir Müslüman’a hakaret etmeyecek ve zulüm etmeyecektir. Bir Müslüman’ın başka bir
Müslüman’la üç günden fazla küs
26
ASKON ADANA | Mart/Nisan/Mayıs 2014
durması helal olmaz. Müslüman kin
tutmaz, haset etmez ve asla kardeşine düşmanlık yapmaz.” dedi.
Hocaefendi sohbetine şu sözlerle
devam etti: “Allah’u Teâlâ Hazretleri
dolayısıyla Kur’an’ında birçok ayetlerde buyuruyor, müminlere sesleniyor. O halde bizler yaşadığımız
ortamlarda evvela benim arabam,
benim evim, benim arsam diyerek
değil; benim Müslüman kardeşim,
benim din kardeşim diyerek yaşamalıyız. Allah’u Teâlâ Hazretleri bir
ayetinde, “Bir takım insanlar yarın
kıyamet gününe vardıklarında birbirlerine düşman olacak, birbirlerinin yakalarına sarılacak, birbirlerine hakaret edecek ancak bazıları
da birbirlerinden medet umacak,
birbirlerinden yardım dileyecektir.”
diye buyurmuştur. Nitekim, kıyamet gününde adamın bir tanesinin
kazandıkları tartılır ve onun Cennet’e girmesi için bir sevaba ihtiyacı olur. Cenab-ı Hak o kulu yakınlarına gönderir. Kul anne, baba, yar
ve evlatlarına gider ancak onlardan
hiçbir sevap alamaz. Mevla’nın
yüce huzuruna döner: “Yarabbi,
onlardan hiçbir şey alamadım, bana hiçbir şey vermediler.” diyerek üzüntülü bir vaziyette dururken, Ce-
nab-ı Hak, “Benim yolumda benim
uğrumda arkadaş olduğun, kardeş
olduğun, dost olduğun kimsen yok
mu? Git onlardan iste!” der. Kul
düşünür. “Yarabbi, bir arkadaşım
vardı. Cami yolunda, senin yolunda
tanışmıştık, ona gideyim der.” Kul
onun huzuruna gider ve “Cennet’e
girmek için yalnızca bir sevaba ihtiyacım var.” der. Bunun üzerine arkadaşı, “Benim de durumum senin
gibi, benim de bir sevaba ihtiyacım
var. İkimizin de bu vaziyette Cehennem’e gitmesindense, ben sevabımı sana vereyim, sen Cennet’e
gir.” diye cevap verir. Bu hikayede
de anlatıldığı üzere, annenin, babanın, yakının vermediği sevabı, bir
arkadaş, bir kardeş veriyor. Yani
önemli olan, kardeşliktir. Onun için
Cenab-ı Hak, kardeşlik bağlarımızı
bir takım çıkarlar uğruna bozdurmasın.”
Âdem Şener Hocaefendi sohbetinin
sonunda, Soma’daki elim faciada
hayatını kaybeden kardeşlerimize
Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralı
kardeşlerimize acil şifalar dileyerek
ve Somalı kardeşlerimiz için dua
ederek sözlerine son verdi.
KÖŞE YAZILARI
NEDEN HELAL KAZANÇ?
H
elal; Allah’ın meşru kıldıklarını ve
izin verdiklerini, haram ise “yaklaşmayın” dediklerini ve yasakladıklarını
ifade eder. Yüce Allah’ın biz kullarının
hayatlarına niçin helal ve haram çizgileri
çizdiğini anlayabilmemiz için en başta
varoluşu ve yaratılış gayemizi anlamamız
gerekir. Kim olduğunu, burada neden
bulunduğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini anlayamayan; niçin helalin
peşinde olacağını ve niçin haramdan
uzak durması gerektiğini de anlayamaz.
Allah-u Teâlâ bu kâinatı sonsuz güç ve
kudretiyle, örneksiz ve modelsiz olarak
yaratmış ve hala da yaratmaya devam etmektedir. İnsan, yaratılmışların en üstünüdür. Gönderilen Peygamberler aracılığı
ile vahye muhatap olmuş ve kendisine
iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, faydalı
ile zararlıyı ayırt edebilecek bir “akıl”
ihsan edilmiştir. Yüce kitabımız Kur’an-ı
Kerim’in Zariyat Suresinin 56. Ayet-i
Kerime’si yaratılış gayemizi “Yalnızca
Allah’a kulluk etme” olarak ifade eder.
Bu “kulluğun” yani yaratılış gayemizin
neleri kapsayıp içerdiğini anlamamız
için ise insanın Kur’an-ı Kerim’de zikredilen özellik ve görevlerine bakmalıyız.
Bunlardan iki tanesi konumuz açısından
önemlidir.
1.
İnsan yeryüzünde “halife”dir. Peki
“Hani Rabbin meleklere ben yeryüzüne bir halife tayin edeceğim demişti?” ayeti kerimesinde açıkça vurgulanan bu görevin anlamı nedir? Hilafet
yani halife oluşu insanın; “yeryüzünün
imar ve ıslahından sorumlu olmasıdır.”
2.
İnsan “emaneti” yüklenmiştir. Ahzab Suresinin 72. Ayetinde “Emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik;
onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve
ondan uzak durdular. Onu insan yüklendi.” diye buyurulur. İnsanın emaneti
yani sorumluluğu omuzlarına almış
olması hilafet göreviyle alakalı bir husustur.
İşte bu iki özelliğimizden dolayı Dünya’dan, çalışmaktan ve mücadeleden el
etek çekme üzerine bir dindarlık ortaya
koymamız asla mümkün olamaz. “Ey
Rabbimiz! Bize Dünya’da da, ahirette de
iyilikler ve güzellikler ver!” diyerek her
ikisine de talip olanlardan olmalıyız.
Sevgili Peygamberimiz (SAV) bir Hadis-i
Şeriflerinde “Dünya tatlı, göz kamaştırıcı
ve çekicidir. Allah onu sizin kullanımınıza verecek ve nasıl davrandığınıza
bakacaktır.” buyurur. Ancak Dünya’ya
dair bu kullanım hakkı, imar ve ıslah sorumluluğu bir sınamanın, bir imtihanın
sonucudur. Zaten “Nasıl davrandığınıza
bakacaktır” ifadesi, konunun bir imtihan
vasıtası olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim Hadis’in devamında Hz.
Peygamber (SAV) “Dünya’ya aldanmaktan sakının.” buyurarak ümmetine nasihatte bulunmuştur.
Evet, dünya hayatı bir sınamadır. Pek çok
Ayet-i Kerime ile Rabbimiz bu gerçeği
bize hatırlatmıştır: “Sizi boş yere yarattığımızı ve hesaba çekilmek üzere bize
döndürülmeyeceğinizi mi zannettiniz?”
“Yoksa insanlar imtihandan geçirilmeden sadece “iman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?” Kur’an’ımızın bir başka Ayet-i Kerime’sinde “Allah’ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu
iste ama dünyadan da nasibini unutma!”
buyurulur. Dünyamız imtihanımızdır,
imtihanımız hayat iledir. Hayattan kopuk bir dindarlık, dini darlıktır. İşte bu
yüzden “çalışmak” da bir ibadettir. Helal
ve haram çizgilerine, namaz, oruç, cihat
gibi ibadetlere dikkat edilerek yaşanılan
ömrün tamamı bir ibadettir. Bir gün Hz.
Peygamber (SAV), kişinin eşiyle ilişkisini
“sevap kaynağı” olarak nitelendirmişti.
Sahabelerden birisi şaşkınlıkla “Ya Rasulallah, o da mı sevap?” diye soruncav,
Allah’ın Rasul’ü (SAV) “Evet, o da sevap.
Bu ihtiyacını haram yollarla giderseydi
günah olmayacak mıydı? “Evet, olacaktı”
“Helal dairede, meşru sınırlar içerisinde
bunu yapması da sevaptır.”
Kişinin eşinin, çoluk çocuğunun ağzına
koyduğu helal bir lokmayı bile sadaka
olarak gören bir dinin mensuplarıyız. Bir
gün sahabeler yoldan geçen güçlü kuvvetli bir delikanlı gördüler ve Peygamber
Efendimiz’e (SAV) “Ya Rasulallah ne
olurdu şu genç bizimle beraber olup şu
sohbetten istifade etseydi. Böylece Allah
yolunda mesai sarfetmiş olsaydı” dediler.
Hz. Peygamber de, (SAV) “Böyle söylemeyin. O’nun Allah yolunda olmadığını
nereden biliyorsunuz?” buyurdu ve devam etti. “Bu genç insanlara el açmadan
çoluk çocuğunun nafakasını kazanmak
için çalışıyorsa Allah yolundadır. Yaşlı
ve zayıf düşmüş anne babasına yardımcı
olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek
için çalışıyorsa Allah yolundadır.” Örnekleri çoğaltmak elbette mümkündür.
Dünya ile olan imtihanımızın önemli
bir kısmı helal kazancın ve helal gıdanın peşinde olma, harama ilişmeme
meselesidir. Mesele bizim imanımızla
alakalıdır. Kulluğumuz açısından hafife
alınmayacak, geçiştirilemeyecek kadar
önemlidir. Sahabelerin önde gelenlerinden Abdullah B. Ömer’in de söylediği
gibi, “Namaz kılmaktan yay gibi olsanız,
oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız, haram
ve şüpheli şeylerden kaçınmadığınız sürece Allah o ibadetlerinizi kabul etmez.”
Peygamberimiz (SAV); bir mübarek
hadislerinde “Haramla beslenen hiçbir
vücut cennete giremez. Cehennem ona
daha layıktır” buyurmuşlardır. O halde
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi
yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem
azabından koruyun” Ayet-i Kerime’sini
“Kendinizi ve ailenizi haram lokmadan
koruyun” şeklinde anlamalıyız. Haram
lokma ateştir. Haram kazanç cehennemdir. Ensardan biri Peygamber Efendimiz’e
(SAV) gelerek ondan bir şeyler dilendi.
Efendimiz de (SAV) evinde bir şey olup
olmadığını sordu. Adam: “Evet bir hasır
ve bir de su kabımız var” dedi. Hz. Peygamber (SAV) “git onları bana getir” dedi
ve adam onları getirince de iki dirheme
sattı. Dirhemleri de adama vererek dedi
ki; “Bir dirhemle çocuklarına yiyecek
bir şeyler al. Diğer dirhemle ise bir balta
satın al ve bana getir.” Adam baltayı
getirince Peygamberimiz (SAV) baltaya
kendi elleriyle bir sap taktı ve “Al götür
bununla odun kes ve pazarda sat. On
beş gün seni buralarda görmeyeceğim”
dedi. Adamda gidip odunculuk yapmaya
başladı. Geri döndüğünde bir hayli para
kazanmıştı. Hz. Peygamber (SAV) adama “Bu senin yüzünde dilencilik lekesi
olduğu halde yanımıza gelmenden daha
hayırlıdır” buyurdu.
Mart/Nisan/Mayıs 2014 | ASKON ADANA
27
TİCARET
BORSASI’NDAN
4 ÜYEMİZE
ÖDÜL
İSO 500 listesine giren
ASKON Adana Şubesi
üyesi 4 kuruluş,
ödüllerini Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’den aldı.
A
nadolu Aslanları İşadamları
Derneği Adana Şubesi’nden 4
üyemiz, Ticaret Borsası’nın 100. Yıl
kutlamaları etkinliğinde ödül aldılar.
Adana Ticaret Borsası’nın, kuruluşunun 100. Yılı kutlamaları etkinlikleri kapsamında düzenlemiş olduğu
ödül töreninde, Anadolu Aslanları
İşadamları Derneği Adana Şubesi
üyelerimizden Beyza Piliç (Akyem),
Bakırlar Tekstil, Elita Gıda ve Kıvanç
Tekstil ödüllerini aldılar. Adana Ticaret Borsası’nın davetlisi olarak
şehrimize gelen Cumhurbaşkanımız
Sayın Abdullah Gül, Adana’nın bütün
ülkemizi besleyen, bereketli topraklara sahip olan, tarih boyunca çok
cazip ve verimli bir yer olduğunu
kaydederek şunları söyledi: “Adana
civarında dolaştığınızda, bu toprakların bereketini hemen görürsünüz.
Onun içindir ki, Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına katkı sağlamış
Türkiye’nin büyük sanayicilerinin
ve işadamlarının çıktığı yer Adana
olmuştur.”
2013 yılında en yüksek tescil yaptıran ve İSO 2012 ilk 500 ve ikinci
500’e giren üyelerimiz ödüllerini
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den
aldılar. Elita Gıda adına Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Nuri Çomu,
Beyza Piliç adına ise Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çalışkan aldı.
2012 yılı İSO ikinci 500’e giren üyemiz Kıvanç Tekstil adına Yönetim
Kurulu Üyesi Zeki Kıvanç, ödülünü
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer
Çelik’ten, Bakırlar Tekstil adına ise
Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Bakır
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’ndan
aldı.
Download