1915 olayları öncesinde Van`ın nüfusu 420 bin civarındaydı

advertisement
1915 olayları öncesinde Van’ın nüfusu 420 bin civarındaydı. Nüfusun yarısını Ermeniler
oluştururken, diğer yarısını müslüman Kürt ve Türkler teşkil ediyordu. Ermenilerin Van’da
bağımsız bir devlet oluşturması çalışmaları, Armanakan örgütü ve, Rusya’dan Van’a gelerek
yerleşen, devrimci fikirlerini bölgeye aşılayan Aram Manukyan’ın kurduğu Ermeni Devrimci
Federasyonu etrafında işlenmeye başlandı.
RUSYA’NIN OYUNLARI
Osmanlı İmparatorluğu üzerinde hesapları olan Rusya, batıda Bulgar, Romen ve Slavları
örgütlemeye çalışırken, doğuda Ermeni ve Nasturileri ayaklandırmak için çaba harcıyordu.
Rusya’da eğitim gören Aram Manukyan, Van’da Ermenileri ayaklandırmak üzere gönderildi.
Kısa sürede komitacı kişiliğiyle öne çıkan Aramyan, kilise üzerindeki etkinliğini de arttırarak,
Van’daki hemen hemen her köyde örgütlenmeyi başardı. Sınırdan silah geçişlerini rahatça
yapan Ermeniler, Van’da önemli miktarda silah depoladı. Daha sonra kurulacak Ermenistan
Devleti’nin ilk İçişleri Bakanı da olacak olan Aram Manukyan, köylerde silah kullanma
seminerleri veriyor, Ermenilerin müslümanlarla olan ilişkilerini bozacak her türlü girişimin
içinde yer alıyordu. Rusya’dan elde ettiği güçle Ermeniler üzerinde büyük bir nüfuza sahip
olan Manukyan, komitacıların tüm kararlarında etkili oluyordu.
Ancak Aram Manukyan’ın şehirdeki örgütlenmesini, yine örgütün içinde yer alan bir Ermeni,
Van Valisi Ali Paşa’ya şikayet etti. Sevdiği kızın Aram Manukyan tarafından metres olarak
kapatılmasını hazmedemeyen Ermeni Komitacı David, şehirdeki tüm örgütlenmeyi ihbar etti
ve silah depolarının yerini gösterdi.
BELEDİYE BAŞKANI RAPOR VERİYOR
Van’da yaşayan Müslüman, Hristiyan tüm kesimlerce sevilen Belediye Başkanı Bedros
Kapamacıyan, şehirde karışıklık çıkarmak isteyen Ermenilere destek vermiyordu. 1912
yılında şehirde Taşnak Örgütü tarafından bazı evler ateşe verildi. Belediye Başkanı Bedros
Kapamacıyan, yangınların Taşnak Örgütü tarafından çıkarıldığını ispat eden bir rapor
hazırladı ve bu raporu Van Valiliği ve İstanbul’daki dersaadete gönderdi.
BELEDİYE BAŞKANI ÖLDÜRÜLÜYOR
Belediye Başkanı Bedros Kamapacıyan’ın bu hareketi, Taşnak Örgütü’nün hedefi haline
gelmesi için yeterliydi. 10 Aralık 1912 tarihinde, sık sık tehditler alan Van belediye reisi
Kapamacıyan Efendi isminin üzerine kara haç basıldığından habersiz bir şekilde kalabalık aile
efradıyla akşam vakti akrabalarından Marcidciyan Efendinin isim koyma günü kutlamalarına
misafir olarak gitmek için evinden dışarı çıkıp kapısında bekleyen kızağa bindi. Bu esnada
evin etrafında tertip alan Van İhtilal Örgütüne mensup bir grup, kalabalığın üzerine yaylım
ateş açmağa başladı. Hazırlıksız ve korumasız bir şekilde yakalanan Belediye Başkanı,
kafasına isabet eden iki adet kurşunla cansız bir şekilde yere yığıldı.
KATİLLER YARGILANMADI
Olaydan kısa bir süre sonra, Belediye Başkanı’nın oğlunun verdiği ifadelerle katiller
yakalandı. Olayı gerçekleştiren ekibin içerisinde arabasıyla bulunan ve daha önce Van’a silah
sokmak suçlarından aranan arabacı Potur, Saraç Osep, kuyumcu Karakin, olaydan sonra
Karagündüz köyüne kaçan komitesinin önde gelen üyesi ve Kapamacıyan efendinin
öldürülmesini planlayan Sahaf lakaplı şahıslar da sıkı bir takipten sonra yakalandılar.
Cinayetin arkasındaki Van İhtilal Cemiyeti ortaya çıkarılmasına rağmen, komitenin
yöneticileri Aram Manukyan ve Taşnak Komitesi’nden Viramyan Efendi herhangi bir
tahkikata tabi tutulmadı. Bölgedeki hassas yapı dikkate alınarak bu kişiler serbest bırakıldı
ve yargılanmadı.
Kapamacıyan’ın cenazesine Ermeniler, Müslümanlar ve yabancı konsoloslukların temsilcileri
katıldı. Ancak Taşnak temsilcilerinin cenazeye katılmadıkları gözlendi.
VAN İSYANI
Van’da Ermeni komitacıların taşkınlıkları, Ermeni vatandaşlar arasında da rahatsızlıklara
neden oluyordu. Van’da yaşayan Ermeniler, idarenin zayıflığına karşılık Ermeni komitacıların
hakimiyeti karşısında sessiz kalmayı tercih ediyordu. 1’inci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla
birlikte 19 Kasım 1914’te Ruslar Van’a doğru saldırıya geçti.
Rusya’nın Van’a girmesini gözleyen Ermeni komitacılar, şehirdeki Ermeni ve müslüman
mahalleleri arasında büyük duvarlar inşa ederek isyan hazırlıklarını son aşamaya getirdi.
Aram Manukyan liderliğinde seferberlik büroları oluşturuldu ve Ermeni gençleri silah altına
alındı. 20 Nisan 1915 akşamı bütün hazırlıklar gözden geçirildikten sonra aynı anda bütün
Ermeni isyancıları silahlarını ateşleyerek Aram Manukyan komutasında Van isyanını
başlatmış oldular.
18 Mayıs 1915 tarihine kadar süren çatışmalar neticesinde, Ruslar’ın Van’a girmesiyle şehir
Ermenilerin eline geçti. Müslümanlar Van Gölü üzerinde bekletilen kayıklara bindirildi ve
şehri terketmek zorunda kaldılar.
CANLI ŞAHİTLER ANLATIYOR
Muhammed Reşit Güleşer
Baba Adı: Abdullah
Anne Adı: Habibe
Doğum Yeri: Van
Doğum Tarihi: 1900
Ermeni mezalimi sırasında 15-16 yaşlarında Darü’1-Muallimin öğrencisi olan bir gençtim.
Aram Paşa adında birisi yeraltı teşkilatı kurmuşlardı. Şimdi Büyük Camii’nin yanı başında bir
mahzenden başlayarak, ta kale dibindeki eski şehire kadar uzanan tüneller yapmışlardır.
Öyle ki, bu tünellerden atlı olarak geçmek bile mümkündü. Bir gün bir tünelin, üstünün
çökmesi üzerine bir nöbetçi tarafından tesadüfen bulundu. Ruslar bu sırada Muradiye,
Özalp ve Başkale’den olmak üzere üç koldan harekete geçmişlerdi. Şehirde ise Ermeniler
isyan etmiş, 29 gündür Müslüman ahaliye karşı harp ediyorlardı. Nihayet Müslüman ahalinin
daha fazla kırılmaması için hicret emri verildi. Vasıtaları olanlar vasıtalarıyla, olmayanlar
büyük bir perişanlık içerisinde yollara düştük. İnsanlar yollarda çocuklarını bıraktı, açlıktan,
salgın hastalıktan kırıldı.
Burada şunu hatırlatmak gerekir ki, Ermeniler yalnızca Van’da değil köylerde de büyük
zulüm yapmışlardı. Tımar’ın, Başkale’nin, Özalp’ın köylerinden Müslüman halkın evlerini ot
tıkayıp ateşe veriyor, dışarı kaçmak isteyenleri de kurşunla, süngüyle öldürüyorlardı.
Zeve’de birkaç köyün halkı Ermenilere karşı birleşerek savaşmış; ancak mağlup olan yedi
köyün halkı birkaç kişi dışında, burada toptan yok edilmiştir. Sonra buradan hicret eden
insanlar için oniki gemi tahsis edilmişti. Dört tanesinde Van’da görevli memur ve aileleri
vardı. Tabii gemiciler de hep Ermeni’ydiler. Dört gemi dolusu insanı bu gemicilerin
yardımıyla adaya (Adır) çıkaran Ermeni fedailer bu insanların hepsini katlettiler. Evlere
baskınlar yaparak talan etmişler; kadınları kızları toplayarak Ziya Bey’in evine doldurmuşlar,
hepsinin namuslarını defalarca kirletmişler. Öldürdükleri insanları kuyulara atmışlar; hatta
bizim camiin kuyusunu bile cesetlerle doldurmuşlar
Cevdet Paşa birinci defa Van’a girdiğinde, kocası harpte olup hayvanı olmadığı için
gidememiş ve esir düşmüş bu kadınlardan 130.unu jandarmalara teslim ederek Diyarbakır’a
gönderdi. Hatta bunlardan otuz kadarı da bizim evde kalırlardı. Kirman eğirmek suretiyle
geçimlerini sağlarlardı. Onlara tayın de verilirdi. Onların anlattıklarına göre Ermeni
çetelerinden gördükleri zulüm ve işkencenin haddi hesabı yoktu. Erkeklerin derilerini
yüzmek, uzuvlarını kesmek; kadınların da namuslarını kirletmek, kazığa oturtmak gibi
zulümlere maruz bırakıyorlardı. Biz Van’a dört sene sonra döndük. Evvela iki sene kaldık:
Van’a geri geldik: Ancak Rusların şehre girmesi üzerine yeniden göç etmek zorunda kaldık.
Bu defa Siirt’e kadar gittik. Döndüğümüzde 200-250 kadar Ermeni hanesi Çarpanak
Adasında tahassun etmişlerdi. Türkler nasıl olsa gider, biz yine Van’a yerleşiriz diye
umuyorlardı. Bunların çoğu da sanatkardı ancak bir süre sonra çıkarılan kanunla koruma
altında, hükümet tarafından Revan’a gönderildiler. Ancak yedi defa düşmanın girip çıktığı
Van , Ermeni mahalleleri dışında tamamen harap olmuştu. Van’ı yeniden imar ettik.
uzxalqharakati.com
[status publish]
[geotag on]
[publicize off|twitter|facebook]
[category istihbarat]
[tags ERMENİ SORUNU DOSYASI, Ermeni Olayları]
Download