Türk Gime`nin Bağrına Atatürk`ün Büstü Dikildi

advertisement
Bozkurt
Salı
10 Eylül, 1974
Y ll: 23 ~ Say ı: 8184
» a t ı : 25 M il.
»«hlbl ve Genel Yayı„ Müdürü
CEMAL TOGAN
Sorumlu Yem İşle ri Müdürü
SADİ C. TOGAN
IW.. 62951 — Pah: 210
w
J
T '
':■%
j
f iU
lü
k
i
GİRNE:
Lefkoşa'nın fethinin 404.'üncü ve İzmir'in düşman işgalin­
den kurtuluşunun 52. yıl dö­
nemleri dün törenlerle kutlanır
ken Girne’de büyük kurtarıcı
Atatürk’ün büstü törenle açıl­
mıştır.
Saat 16 da Atatürk Meydanın
da yabalan törende bir konuş­
ma yapan Glrne Kaza idare
âmiri Kemal Pars, bugün İki
m ı,m u ,ı,ı,ı,in im i,ıll,ıl l ıllllll(lllllllIfl|II1||11I|1|l|I
ıııııııııııı,mu<ıı,mmmmini,nııııı
Prof. M. Aksoy raporunu
Başbakan Ecevit’e sundu
ANKARA
BAYÜLKEN'İN
UYARISI
Kıbrıs konusundaki Türk tezi
ni Federal Almanya’da anlatmak
la görevlendirilen Siyasal Bilgi
ler Fakültesi profesörlerinden
Muammer Aksoy da 15 günlük
çalışmalarının ve izlenimlerinin
sonuçlarını bir rapor halinde
Başbakan Bülent Ecevlt'e sun­
muştur. Aksoy, Alman radyola
rında yaptığı
konuşmalarda
Kıbrıs davasında kimin haklı
olduğunun ancak Kıbrıs'lı Rum
tarla v'unan H-VVır—
TTtt~rm--T“Jy tlardır hukuku devamlı olarak
nasıl çiğnediklerinin gözönün
de bulundurulmasıyle anlaşıla
bileceğini belirtmiştir.
Profesör Muammer Aksoy,
her araca başvuran Yunan pro
pagandasını
cevaplandıracak
Almanca bir broşürü de radyo
— televizyon yorumcularına,
Partmenterlere, partilere, sen
dikalara ve kamu oyunu oluştu
ran bazı kuruluşlara dağıtmış
tır.
GÖRÜŞMELER BAŞLAMAZSA
TÜRKLER CUMHURİYETİ
İLÂN EDECEKLER
-.
KAHİRE:
Dışişleri Bakanlığı Yüksek Müşaviri Büyükelçi ı-taluk tsayülken, Kıbrıs konusunda ilg ili taraflar arasındaki görüşmele in
kısa sürede başlamaması ve makûl bir sürede uzlaşmaya varı­
lamaması halinde adadaki Türklerin kendi Cumhuriyetlerini
ilân edebileceklerini ve üyelik için Birleşmiş M ille tle r’e baş­
vurabileceklerini belirtm iştr.
Türk Hükûmeti’nin Kıbrıs konusundaki gülüşünü çeşitli
/-.rap ülkelerinde anlatmak amacıyle çıktığı geziyi sürdüren Baviilken, önceki gün Kahire’de Mısır Devlet Başkanı Enver Se­
dat’la görüşmüştü!. Görüşmeden sonra bir basın toplantısı
düzenleyen Halûk Bayülken, Kıbrıs konusundaki gülüşmelerin
gecikmesinin Rum toplumunun Yunanistan’ın ve Türkiye'nin
tıkarlarına olmadığını da b ildirm iştir.
M AĞUSA
ÇARPIŞMALAR1ND AN NOTLAR :
TÜRK EVLERİ ŞİLTE LERİNE VARINCAYA
KADAR SOYULUYORDU
Y azı: EŞREF NİDAİ -
R esim ler:
ÖZAY
14 Ağustos 1974... ikinci Mağusa çarpışma­
larına girmeden önce a radan geçen 22 günlük
süreyi enine boyuna an •
latmakta
muhakkak ki
yarar yok. Birinci Cenev­
re görüşm elerinin he men ardından surlar için
de umutla
bekleyişi­
miz, 22 günlük bir süre
de olsa bize muhakkak
ki 22 yıllık uzun gelen
bir zaman
dilim i olduKıbrıs'tan gelen haber •
ler, özellikle diğer şe hir ve
köylerimizdeki
kardeşlerimize ait duy *
duklartmız
moralim izi
“ Hayatının en değerli anısı” olarak Büstii açtı
büyük bayramı birlikte yaşadı­
ğımızı belirtmiş ve Mehmetçi­
ğin adamıza gelişiyle sulh ve
sükûnun da birlikte geldiğini
söylemiştir. Glrne İdare âmi'd
Kemal Pars’ın konuşması şöyledir:
"Pek muhterem komutanla­
rımız, Otonom Türk Yönetimi
Başkan ve Üyeleri, Anavatan
temsilcimiz, kahraman Meh­
metçikler, saygıdeğer misafir­
lerimiz ve Girneliler. Girne ka,
sabasına hoş geldiniz.
Lefkoşa’nın atalarımız tara
fından fethinin ve Izmirin kur­
tuluşunun yıldönümüne rastla,
yan 9 Eylül günü Türk Girnemizde, Büyük Atatürk’ün büs­
tünü açmanın sevinç ve mut­
luluğu içindeyiz.
Kahraman Mehmetçiklerimiz
adamızdan ayrılışlarından 96
sene sonra 22 Temmuz günü
adamıza sulh ve sükûnu getir­
mek maksadıyle Glme’ye ve
tekrar ayak basmışlardır.
80 BİN ŞEHİŞT
9 Eylül 1571 de atalarımız 8C
bin şehit vererek bu toprakları
bize vatan yapmışlardır. Yine
böyle bir günde, güzel İzmirl­
iniz kahbe Yunan işgalinden
kurtarılmış ve Türkün esaret
altında yaşayamayacağı dünyaVaB ^ ‘ iff)^
bayram mü
nasebetiyle her
köşesinde
Türk bayrağımızın dalgalandı­
ğını Kıbrıs topraklarından Türk
Girnede, büyük kurtarıcı Atatürk’ün büstünü açmak için
toplanmış bulunuyoruz. Bu ve
sile ile canlarını vermekten çe­
kinmeyen aziz şehitlerimizi
şükranla anmayı borç bil.rim.
Kıbrıs Türklerine olduğu ka­
dar Kıbrıs Rumlarına da barış
ve güvenlik getirmek inaksadiyle adaya ayak basan ve bir­
lere bugünleri gösteren ordu­
muzun komutan, subay, assubay ve erlerine ve Anavatan
hükümetimize ve tümüyle Türk
m illetine şükranlarımızı bildi,
ririm. Sağolsunlar. varolsunlar"
KORGENERAL DEMİRELTN
KONUŞMASI
Kemal Pars’dan sonra Kıb ıs
Türk Barış Kuvvetleri Komuta­
nı Korgeneral Bedrettin Demirel’I büstü açmaya davet etmiş­
tir. Korgeneral Demirel. büstü
açmadan önce şu konuşmayı
yapmışır:
“ Sayın Cumhurbaşkan Mua­
vinimiz, az z Girneliler, değer­
li asker arkadaşlarım, bugün
Atatürk'ün izinde sîzlerin hu­
zurunda bu heykeli açmak şe­
refini bana bahşettiniz. Bu
şeref hayatımda benim için
en değerli bir anı olacaktır. He Türk Banş Kuvvetlerinin Komuta Heyeti, başta Korgeneral Bedrettin Demirel olduğu halde, Ata
piniz adına bu heykeli açmakta türk Büstünün açılış töreninde görülüyor.
büyük bir kıvanç duyuyorum.
Hepinizin müsadesiyle bu şe­
refli anıyı açacağım. Hepinizi
DENKTAŞTN YAZDIKLARI
KARACA'NIN YAZDIKLAR),
izinde ve Yüce M illetimizin
hürmetle ve muhabbetle se­
Cumhurbaşkan Muavini ve
hizmetindeyiz. Müsterih ol.”
Türkiye Büyükelçiliği
lâmlarım.”
Otonom Türk Yönetimi Başkanı
Karaca
Rauf Denktaş da şe ıpf defterl-..... .. * » 4 ■' n —r i*1»
■' -'T*
* 1 l" ” *1 "*'Pl**"**
mıarf j
T ^ rc J u H
...û-i
ATA YA SAYGI DURUŞU
nin imzalanması takip etmiş­
“ Ne mutlu bugünü yaşamış
lomasi i
Korgeneral yaptığı konuşma­
tir. Kıbrıs Türk Barış Kuvvet,
olanlara. Şükranlar, minnetler,
dan sonra büstü açmış, bunu
leri Komutanı Korgeneral Bed­
Türk diplomatlarına bu defteri
bize bu günü yaşatmak için
büyük Kurtarıcı Atatürk’ün büs
rettin Demirel şeref defterine
imzalamak bana nasip oldu."
her şeyini ortaya koyanlara.
tüne çelenklerin konuşu izle­
şunları yazmıştır:
Şeref defterinin imzalanma­
Atam; sana ve onlara lâyık ol­
miştir. Saygı duruşunu ise İs­
“ Büyük Atatürk; Bugün yine
mak için yaşamak yegâne va­ sından sonra ise Mücahitler
tiklâl
Marşımızın eşliğinde
huzurunuzda tazim ile iğiliyoBandosu konser vermiştir.
zifemizdir artık.”
ruz. Yavruvatanda ilkelerinin
Bayrağımızın göndere çekilrne-
fN D R tm n ifftıııııa iiB iıifT v n ıııttia ııtn ııııııa ııtııtH iN a M ittu ııııu ı
« N IIIIH Ilia n iM IttfllfH lI
I t l f l l I l l i a i l l l l l U I J ' ., l l l l l l l l l l l l l l l l l l | l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ! l « l ! l l l l l l l l l l
••lai’l H l l i a i i a i i a i l l l i l
çevirdiği Mağusa hastahanesi
___
ȟllll-ll
l
l
lU lllllllu llı.
Ecevit: “ Kıbrıs sorm uıın çözümünde alınan mesafedan hiçbir güç bizi çeviremez”
Şimdi başlıca amaç Güney’dekl
Türkleri güvenlik altına almaktı
ANKARA
zünSdenrd kahrediyordu.
Rumlar bu süre içinç
de sadece mevzi yaptı .
lar. Karakol denizinde ele
geçirdikleri
plajda >
balık avlıyor, geceleri i- | g n |
çip iç ip sarhoş olduktan
sonra nâralar atıyorlar ,
dı
Hisarlardan dürbünle f
görebildiğimiz kadarıvle
yağmacılık almış Yuru
müstü. Türk evleri şilte ­
lere varıncaya
kadar
soyuluyordu. _
Mağusalı mücahit ise,
bu süre içinde var
ile mevzi yaptı- Elinde
torba voktu.
İmkanlar,
kullandı yarattı.
A rt k
düşmanı d a h a rahatlıkla
bekliyor, onlardan
pe*
Keban Barajı ve hidroelek­
trik santrali düzenlenen tören­
le hizmet açılmıştır. Keban Ba
rajının açılışında bulunmak üzere dün sabah Ankara'dan ay
rılan Başbakan Ecevit, Keban'a
giderken uğradığı Elazığ'da bir
konuşma yapmıştır. Bildirildiği
ne göre, Türkiye'nin Birkaç haf
tadan beri güç dönemlerde ve
büyük sorunlar karşısında beli
ren Ulusal birliğin doruğunda
bulunduğunu
anlatan Ecevit.
şöyle demiştir:
"Kalkınmamın yöntemleri ü
zerinde, ekonomik ve sgsval
sorunlar üzerinde ayrı ayrı dü­
şünebiliriz. Fakat ayrı ayrı dü
şünürken de hepimizin amacı
birdir. Türkiye'yi bir bütün ola
rak kalkındırmak. Türk ulusunu,
bütün olarak ve özgürlük için­
de müreffeh ve mutlu bir yaşa
ma kavuşturmak, bu amaca
doğru ilerlerken değişik yön
temleri ve düşünceleri açıkça
söyleyip tartışabilmemiz, top
lum olarak bizim zaafımız de
ğilı gücümüzdür. Her İşte en
doğru yoly bulabilmemizin ve
en az yanılabilmemizin güven
cesidir. Zaman zaman, özellikle
Doğu Anadolu halkını çok üzen kuşkular belirir bazı zihin
lerde. Ya da halkımız arasında
ayrılıklar gözeten düşünceler
ileri sürülür. Bu türlü düşünce
terin ve kuşkuların ne kadar
gerçek dışı olduğunu Türkiye'
nin gerçeklerine ne kadar aykı
rı olduğu da son haftalarda var
lığını ve köklülüğünü apaçık
gösteren ulusal birliğimizle ke
sin olarak anlaşılmıştır."
KIBRIS SORUNU
Başbakan bu sözlerinden son
ra Kıbrıs sorunu karşısında
tüm ulusal güçlerin tek vücut
halinde birleştiğini, Kuzey'den
güneye, doğudan batıya bütün
Türk Ulusunun tek bir yürek
halinde çarptığını ve tek bir ka
fa gibi düşündüğünü söylemiş
tir. Kıbrıs sorununun çözümün
de alınan mesafeden hiçbir gü
cün kendilerini geri döndüremi
yeceğini anlatan Başbakan Ece
vlt bu konuda şöyle konuşmuş
tur:
"Kıbrıs sorununun çözümün
de Türkiye ve Kıbrıs Türkleri
açısında artık geri dönülmlyecek bir noktaya, kimsenin hiç­
bir gücün bizi geri döndüreme
yeceği engelleyemeyeceği bir
aşamaya varmış bulunuyoruz.
Türk ulusunun yüceliği ve Türk
Ordusu'nun üstün yetenekleri
ve Kahramanlığıyle varılmış
tır bu aşamaya Kıbrıs Barış ha
rekâtının her devresinde Bü
yük M illet ile Hükümeti ile ordusuyle ve halkıyle bütün dev
letin demokratik bir uyum için
de davranması, demokrasimizin
gerçekliğine, ve ulusumuzun
büyüklüğüne olduğu kadar Türk
devletinin dünyadaki önemine
de bütün insanlığı daha çok
İnandırmıştır. Barış harekâtı
mız sırasında ayni barışçı anla
yışla karşılık
görmediğimiz
için girişmek zorunda kaldığı­
mız savaş sürerken bile bize
karşı Koyanlara, soydaşlarımıza
zulmedenlere, dostluk elini u
zatışımız, Türklerin barışçılığı
nin ve insancıllığının yeni bir
örneği olmuştur. Şimdi Kıbrıs'
da başlıca amacımız Türk böl­
gesi dışında kalan Türklerin
can güvenliğini ve öğgürlüğünU
kesin güvence altına almaktır.
Geçirdiğimiz acı deneyler bu
güvencenin Rum bölgesinden
sağlanamayacağını, artık Dün
yada herkese göstermiş bulunu
yoruz. Onun için bu amaca eri
şebilmenin tek yolu, gerçekçi
yolu, Kıbrıs Türk bölgesine
yerleşmek isteyen Bütün Kıbrıslı Türklere bir an önce bu
olanağı sağlamaktır. İkinci as
keri harekatımız İçin bizi eleş
tirm e hakkını kendinde gören
anladı
bazı dostlar bu İnsanca amaca
barışçı yoldan ulaşılabilmesi
İçin yardımcı olmak zorunda
EKONOMİK GELİŞME
Başbakan Bülent Ecevit ko­
nuşmasında bir ulusun güçlülü
ğünde manevi değerlerin ve
birleştirici etkenlerin büyük
yeri olduğunu, ancak bu güçle­
rin yanında ulusal gücün maddi
dayanakların da küçümsenenle
yeceğini anlatarak Türkiye'yi
ekenomik bakımdan hızla geliş
tlrmek istediklerini bildirmiş
tir. Başbakan Ecevit Yurdun ekenomlk gelişmesi konusunda
şunları söylemiştir:
“ Ekonomik gelişmede InH
lar arasında olduğu keyiSrb3.
geler arasında da sosyal adale
(Devamı 4'üncü sayfada)
I l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l U l l l i l H l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ' l l l l l l t l I l l l l l l l l l l l l l i l l l l l l l l l l l l l l l l l l >IMllllUtllllllllllll«llıIıılıılııl ıll|,1
,|lll|ll|||||||||a|
ıu»uman*ıaMinn«
,
TÜRK SİLÂHLARI KUVVETLERİ
KOMUTANLIĞININ UYARISI
- *'
^
___________________ -
s a s r ^ S r - . *— — - —
s
İÇİNİZ
Rum bölgelerinde güvenin sağlanamayacağını tüm
— 4 —
(Devamı 4’üncü sayfada)
p a je te
Türk Gime’nin Bağrına
Atatürk’ün Büstü Dikildi
Türk Girne’n1" bağrına dikilen Atatürk Büstü, şükranlarımızın,
bağlılığımızın ve saygımızın ifadesi olan çiçekler ve buketler
arasında.
(Resimleri ERGÜN AYDOGAN)
HALÛK
a iç e u i
B e lC o la
Felhinin 404'üıcü ve İzmir'in Kurtuluşunun 52'nci Yıldönümünde
Kor-Gıırl. Demirel:
«•ıiiiı.ıı«ıı.ıl.ım n ıl|ilm*W ı „ „ i„ „ l ;1„ ıM „,|il, llluill, lll|;1
t e v u L fa f
SERİNLETEN TAT...
200 RMM ARACI HAVA ALANI
YÖNÜNDE HAREKET
HALİNDE
LEFKOŞA:
Kıbrıs'aki Türk Silâhlı Kuvvetleri Komuanlığı. Rum Ulusal
Muhafız Gücüne bağlı 200 aracın Lefkoşa Uluslararası Hava
Alanına doğru hareket halinde bulunduğunu adadaki Bi keşmiş
M illetler Barış Gücüne bildirmiştir. Hava Alanı halen B M.
Barış Gücünün denetimi altındadır. Barış Gucu Sözcüsü, Türk
Silâhlı Kuvvetlerinin uyarısı üzerine durumu Barış Gucünce
İncelenmeye başlandığını açıklamıştır. Barış Gucu Sözcus ,
Lefkoşa Hava Alanında herhangi bir çatışmanın henüz meydana
gelmemiş olduğunu bildirm iştir.
J i j P - â ff
Dün öğleden sonra saat 17.00'de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Bedrettin
Demirel, Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Otonom Türk Yönetimi Başkanı ve Beyan Rauf r
taş, Lefkoşa'da konuklanan Türk mültecileri ziyaret etnvşler ve onların sorunlarıyla
İlgilenmişlerdir. Resim bu ziyareti yansıtmaktadır.
(Fotoğraf: ENFORMk
bAYFA: *
_____
................................................................. ..... ............. .
1
.SALI, 10 EYLÜL, 1974
( I O Z K O R T )
............ .............İl.,,,,
KÖŞEMDEN :
BABAMA HASRET
Babam. Babam oy 1
Şu benim başımı bir bağnn a koy.
O güzel parmaklarını® göz erimdeki yaşı sil
San a hasretim babacığım bunu bil
[ WECKMAN’m TEMSİL ETTİĞİ ZiHNiYFT
Simdi VVeckmann'a
Şimdi
VVeckmann’a bir süre ön .
dolayı pekçok ce
vaplar verildi, hala verilebilir. Kelimenin tam anlamı ile adam müthiş bir
gaf yapmış- Aç'k„*®Ç|k Rum tarafına
yaslandığım ortaya koymuş.
önemli olan bu deyişin gerisin de VVeckmann ın temsil ettiği zihni yet. Biz onbır yıldır, daha önceleri
hatta, hep bu zihniyetle mücadele ettik. Haklılığımız karşısında
binlerce
VVeckmanlar işte böyle konuştu, köy
|e davrandı. Bu zihniyet bazan Bir leşmiş Milletler salonlarında, bazan
bir ulusun konferans masasında, ba zan NATO da bir başka gün çıkar hesaplarının yapıldığı şu veya bu ortam
larda pis pis kılıcını sürüdü, peşinden
adadaki yüzyirmı bin Kıbrıs Türkü nün haklılığım çiğnedi...
Biz bu zihniyete artık kızmıyoruz
ama. Bir zamanlar -Johnson'un mektubu ile adada haklı müdahalesini gerçekleştiremiyen Türkiye bugün aynı
ülkenin dostluğu içinde hem sapına
kadar Kıbrıs tadır. Çıkar hesaplarını
iyi kullenan kazanabiliyor şu halde.
VVeckmann bugün zannedersek
kendince fakat yanlış başlattığı bir
hesabın kuşkusu içindedir. Rumların
dünya yuvarlağında pür telâş sürdürdükleri çıkarları uğruna çabalar, ça balarda yoğunlaşan dostluklarla düşmanlıklar, “ tavşana kaç, tazıya tut”
davranışları bu VVeckmann'ın kişili ğinde pek şaşkınca ve de basit kaldı.
"
« « « ! I 1
i
1 çeki demecinden
I
I
|
|
I
I
I
İ
|
İ
I
l
1
1
I
I
1
|
I
|
İ
H
1
i
l
1
1
İ
\
I
I
1
5
î
İ
İ
|
{
I
Kişinin Rum göçmenlerine bakarak içinin sızlaması görev anlayışı ile
adadaki bunca yıllık gerçekleri ve bu
tarihi gelişim içindeki nedenlerle sonuçları hasır altı etmemeliydi. Halen
Birleşmiş Milletler örgütüne bağlı bir
kişinin görev çerçevesinde...
Rumların
rr.Sarın elindeki Türklerin kuri|iwri0*ıiııııı I
KIBRIS BUNALIMI İÇİN LÜBNAN FORMÜLÜ
ÖNERİLİYOR
den h « L erSekte kürklerin Türkler hiloni 8 j ka .dostu olmadığını çok iyi
5e* I S ." " , ^'5'.. ha' h devirlerin a ftm rK i f T urk düşauınlığınm bilinç
ö îdi? klnteZahurlerİ hâlâ silinmi? de
Î İ n K 8" 8 , surlarının
üzerinde
sembolik de olsa hâlâ “Türkler qeli yor mu? ’ diye gözetlemekte olan ve
bu yüzden maaş alan kişi daha bun an beş altı yıl önce oradan ayrıldı.
K ir i'" ®
Tur,k varlığının ruhlarına,
kişiliklerine işlemiş ülkelerine kolay
kolay hak hukuk anlatmak mümkün de
gHdır. Dolayısıyle tüm çıkar hesapla­
rı hep Türk oluşun üzerinde ağırlaş­
maktadır. Bu zihniyet Türk'ler karşı­
sında kasılmakta, tutukluk göster •
mektedir.
Türkiye adaya gelene dek Ece vıt in çok yoğun ve çok akıllıca siya­
seti karşısında tüm dünya
ülkeleri
haklısın "dan başka bir karşılık ve rememişlerdi. Ve Türkiye'nin adaya
çıkmasını onun en tabii hakkı say •
mışlardı. Ama bunu yaparken sadece
hukuk düzeni kendilerini sıkıştırıyor du. Ona karşı çıkamadıkları için içle­
rinde sakladıkları öfkeyi şimdi şu ve­
ya bu nedenlere dayanarak fora edi yorlar. VVeckmann tipli zihniyet de bu
konuda bayrağı taşıyor.
İşimiz zor da olsa elbet Türk olarak bu zihniyeti “ insan oluşumuzla"
barışçı yanımızla sadece VVeckmannlarda değil; tüm dünyada kıracağız...
EŞREF
EŞREF NİDAİ
NİDAİ
|
f 'Ü l l l l l l l ! ' l ’ l |>l ,|l >;t i l l |llrtlllllllllllllllllllinilllllll|ll||||lltlllllirilllllllllll|lllll|tTTllllllll|lllll|ll||IBil|Il|||||||||||||tl|ll||||ll||||ir|lt|||||||ll
DOĞUM
NASİB0ĞULLAR1
ELEKTRİK İŞLERİ MÜTEAHHİTLİĞİ
Tüm elek trik a m a la r ın ız için hizm eti
NAZIME ÇETİN
ite
ÇETİN AHMET
Kızları SELDA'nın doğumunu ak­
raba ve dostlarına müjdelerler.
5 Eylül, 1974
Hamit Mandrez
Miiıırauıııitıaııııııııanvııaııııııııaıııııııııııııııııııııııı
DUYURU
52 B. lin ç i S e lim Cad.
Feza Apt. L efkoşa.
T el: 609
UĞUR Lâstik atölyesi
sahibi MEHMET RESİM
Türk Hava Kuvvetlerine
£100.000 bağışta bulun­
muştur
Oh. AEG !
“ ince duvarlı.
Ve yekpare emaye...
Dünyaca ünlü
AEG kompresörü ile
donatılmıştır.
5 yıllık garantisi
bütün dünyada geçerlidir.
İÇİ ferah, geniş, pırıl Plr'iDışı derli toplu.
Yüksek randımanlı
# Oh, çok rahatım...
'roll-bond' tipi evaporatÖr ü
Bilerek aldım!"
-yeripare alüminyumdan.
Buzlukları da alüminyum.
ö ze l etliği var.
Rafları a ya rla n a b ilir ^
Soğuk kontrol damlalığı,
yiyeceklerin niteliğine uygun
bir soğutma sağlar.
|p o d -0 B C T B n ın
A E G
“ birinci marka”
Kıbnsta silâhlar susmuş
ve krazi çözümleme çaba lan gene başlam ış olduğu­
na göre
ilgili tarafların
Rumlar ile Türkler arasın da barışçı bir çözüm formü
lü için komşu Lübnan'a
bakmaları yetecektir.
Gerçekten de
Klerides,
ve Denktaş Lübnan for mülünün farkında olduklan gibi iki sene önce top
luluklann anayasal ilişki
lerini saptamak üzere Bey
rutta yaptıklan görüşme de bunu incelemişlerdir.
Ayni formül Ulster prob­
lemine çözüm olarak da
düşünülmüştür, İngiliz hü
kûmeti Lübnan sistemin den ilham alarak Kuzey
Mandadaki Katolikler ile
protestanlccr arasında yet
ki paylaşmasına daya nan bir sistem kurmanın
olanaklarını Kıbrıs veya
Ulster’deki
topluluklar
poblemi
Lübnandakine
kıyasla daha basittir- Adada
sadece
Rum ve
Türk, Kuzey İrlanda' da
ise sadece Katolik
ve
Protestanlar yaşam akta dır. Lübncuıda on kadar
Hıristiyan ve Müslüman
cem aat tanınmış bulun .makta, bunların herbiri ya
şam a ve yürütme organla
nnda
adilâne şekilde
temsil edilmektedir.
Sistem mükemmel değil
dıir tabiî nitekim Fransız lordan bağımsızlığını al
dığından beri geçen 3 yıl
içinde
Lübnanm birçok
problemi
olmuştur- Ne
var ki sistem gene işle ->
mekte, bazen çözülmez gi
bi
gözüken problemler,
yöneticiler bu eski formü
le başvurdukça çözülebil
meictedır.
Kıbnslılar için bu for mülün çekici tarafı çeşit
li dinî cem aatler arasında
ki ilişkileri düzenlemekle
kalmayıp, Lübnan'ın dış
güçlerle de olan ilişkileri
ni belirtmektedir.
Lübnan’ın bağımsızlı ğa kavuştuğu 1943 sırala
nnda çoğu Müslümanlara komşu Suriyeyi şimdi
ki Kıbnslj Türklerin Tür
kiyeye olduğu kadar bağ
h hissediyorlardı kendile­
rini. Birçok Lübnanlı Hris
tiyan da
şimdi Kıbnslı
Rumlar nasıl Yunanistan
la birleşmek istiyorlarsa,
o kadar Fransa ile ittifakı
özlüyorlardı
Buna rağmen Müslü man ve Hristiycm liderler
ayni
şekilde bağımsız
bir Lübnan üzerinde ka
rar kılmışlardır. Kurucu lordan merhum Behara elHui Hui
(Lübnan'ın ilk
Cumhurbaşkanı)
şöyle
yazmıştır;
'Batıdan bağımsız olma
ya çalıştığımız gibi
kar
deş Arap ülkelerinden de
bağımsızlığımızı aramışız
dır, açık ve samimi ola rak ilân ederiz ki tam ba
ğımsızlrk istiyoruz.”
Lübnan Arap Birliğinin
bir üyesi olmasına rağ men herhangi bir Arap
devleti ile birleşmekten ka
çınmıştır- 1958 deki memle
ket çapında karışıldıklar •
da Lübnan sisteminde hu
şule
gelen çatlaklıklar,
Müslümanların Mısır ve
Suriye ile birleşme tasan
lanndan vazgeçmeleri ve
Hristiyan Başbakan
Ca
mille Chamoun 'un talebi
üzerine çıkanlan Ameri kan deniz piyadelerinin
çekilmesine riza göster meleri ile kapatılmıştır.
Meşhur Lübnan sloga •
nı 'Ne galip, ne mağlûp’
altında b an şa dönülmüş,
topluluklar arası güç den
gesi yeniden kurulmuş tur.
g n r e s i?
Ş lip illllllllllilll
İslemem ne mal ne para
Yetef ki sen gel bu yeter bana
Babam babam yavrularına kıyma
H ayatta onları yalnız bırakma
Lübnan formülü Anaya
şada
olmaktan ziyade
yazısız Anayasa diye ta
runan 'Ulusal İçtihat" ta
saklıdır. Bu bağımsızlığın
arifesinde ülkenin Müs lüman ve Hristiycm lider
lerince verilmiş olan bir
"namus sözü’ dür. Anlaş
manın odak noktasını Hris
terli bir paylaşım sağlaya
tiyanlann Lübnan nüfuzu
cağım vadeden Başbakan
Taceddin Sulh'un kabine lann, %44ünü ve bir Mu
nun % 54'ünü Müslüman
si yüksek dereceli me sevi toplumunu de içeren
murlar arasında yaptığı
azınlıkların geri kalan %
değişikliklerle an a formü­
2 'sini oluşturdukları ger - lün savlarım muhafaza et
çeği kabul ediyordu..
mekle beraber şimdiye ka
dar Hristiyanlarca tutulan
Bu hakikat kabul edildik
önemli mevkilere
ten sonra yaşam a ve yü­ bazı
Müslüanlan getirmiştir.
rütme organlarındaki mev
Sistem memlekette birli
kilerin altı Hristiyana beş
ği sağlamış, am a reform
Müslüman düşecek şekil
de dağıtılması kararlaştı­ çağrılan da artmaktadır.
Hem
Hristiyan
hem
rılmış, Cumhurbaşkanı Müslümanlardan bazı li­
m daima Maronit Katolik
lerden Başbakanın Sün - derler topluluklar arası
siyasî ilişkilerin üzerinde
nî Müslümanlardan, Par
daha az durularak sosyo­
lâmento sözcüsünün
ise
Şiî müslümanlanndan se­ ekonomik gelişmeye önem
verilmesini istemektedir •
çilmesinde anlaşmaya va
ler, Sistemin, Lübnanlıla­
rılmışh. Başbakan ve söz
cü yardımcılığı ise ülke - rın sosyo ve ekonomik ya
şama düzeyini yükseltme
nin dördüncü Büyük top
ye yönelmesi gerektiğine
luğunu oluşturan Orto işaretle bu nevî reformlar
doks Rumlara veriliyordu.
Altıya-beş formülü dola engellendiği takdirde Lüb
nan'ın sorunlarının dinî
yısıyle, Parlâmento san
ayrım çizgilerini aşarak
dalye sayısı daima l l ’e
"varhkhlar’ 'ile ‘yoksul •
bölünebilir bir rakam ol
lctr' arasında bir mücade
makta, Seçim Kanunu ise
leye dönüşmesi tehlikesin
dinî ayırımlara göre sap
den bahsedilmektedir
tomaktadır. Halihazırdaki
Krizli anlarda veya dü
tek meclisli Parlâmento zenin istikrarının tehlike nun sadalye dağılımı şöy
zamanlarda,
ledir: 80 Maroni, 20 Sün­ ye girdiği
her iki tarafın da yönetici
nî, 19 Şiî, 11 Rum Orto leri meseleleri sistemi çö
dokst, 6 Katollik, 6 Dürzü,
kertecek kadar ileri gö­
4 Ermeni Katolik, 1 Erme
türmeye dikkat edegelmiş
ni Ortodoks, 1 Protestan
lerdir- 1969 yılında vuku
ve 1 Azınlık Temsilcisi
bulan Lübnan ordusu ile
Lübnan Cumhurbaşkanı
gerillalar
a arşındaki ilk
Meclisçe altı yılda bir se
çatışma sırasında Lübnan
çilir ve milletvekilleriyle
danıştıktan sonra Başba - yedi ay hükümetsiz kalır •
kanı tayin eder. Başba - ken Cumhurbaşkanı Char
kan, Bakanlan Parlâmen - les Helon gerillaların Lüb
to içinden seçebileceği gi
nan topraklarında kalma sini kabul etmekle ciddi
bi, dışından da atayabil'r.
Kabineyi oluşturan ta
iç karışıklıklara yol a ç arasında kalmış,
yin emirleri Cumhurbas - mak
sanlığında ^ıhuımt; huku
çatışma ve kriz durumuna
met ise dört senede bir
gerillaların kalmasına iseçilen Parlamentonun gü
zin veren bir anlaşm a ile
ven oyunu almadan işe
son verilmişti
başlayamaz A nayasaya
Lübnanlıların esnekliği
göre .Cumhurbaşkanı ka Filistinlilerin şimdilik kalbine vasıtasıye hükmetti m galanna imân vermekle
ği için, Parlâmentoya kar
beraber onları Lübnan for
şı sorumlu değildir, kabi­ mülünün kapsamına alın­
ne sorumludur. Cumhur - ması demek değildir. Çün
başkam kab’ne toplantı - kü Filistinli ve Arapların
lanna başkanlık eder
göçmenlerin anayurtları Gene "Ulusal teşkilât"a
na dönmesinde İsrar etme
göre Silâhlı Kuvvetler Ko leri herhangi bir ilhakı,
mutanı Maronî Hristiyan
reddetmektedir.
lanndan olup hükümete
Filistin meseleleri ile il
bağlıdır.
gili üst seviyede bir komite
Geçen sene Mayıs ayın
halen çalışmakta ve Lüb
da Filistin Komandolanynan hükümeti ile irtibat te
le ilgili kriz şurasında Sün
min emektedir. Daha zor
nî liderler 'güç paylaşma’ politika sorunları çıktığın­
meselesini ortaya çıkara
da Filistinlilerin
Lideri
rak birçok yetkilerin Cum Yassir Arafat ile Lübnan
hurbaşkammn elinde top Başbakanı arasında
te­
1andığından
yakınmış maslar yapılmaktadır
lardır.
Bunun üzerine daha ye
Financial Times
Yatsam dizlerijnde uyusam
Kapıdan koşup kollarına atılsam
Babam yalnızım yalnızım babam
Kıyma bizlere kurbanın olam
Saçımı okşayıp şefkatle san lsan bana
Öyle muhtacım İd babam sana
"Baba” diye bir kelime var ki ne tatlı
H ayatta ilk tanıdığım anamdı, ve babamdı
Tanrı ayırttı seni bizden baba
Küçüktük daha doy anladıktı sana
Çok gördü tanrım babam ı bile bana
Sar beni ısıt şefkatle kollarında
Duyuyormusun babam beni1 ha
CösteT yüzünü bana bir daha
İnan ki hiç darıltmam sepi baba
Çok görme b an a şu zavallı kızma
Gözümün yaşını dindiremiyorum
Titriyorum babacığım üşüyorum
Isıtmaz mısın beni baba
Silmez misin gözlerimdeki yaşlan da
Baba b ab a diye inlerken öleceğim
Ölürken bile yalnız seni seveceğim
Babam babam diye defterler dolduream
Bu kelimenin güzelliğini sana
Yazan: İşın İsmail
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM
K ıbrıs M üftülüğünden
DUYURU
Lapta, Ç atalköy, Arapköy, Vasilıı
A yerm ola köy leri için im am
dır. İm am et yap abileceklerin
yazılı o la ra k K ıbrıs Müftülüğü
a tleri rica olunur.
M a a ş tatm in kârd ır.
Ek bilgi K ıbrıs
ed ileb ilir.
U Y S A L KİTABEVİNDEN
MÜJDELER
1974 -
Müftülüğünden temin
ÜNİVERSİTE ADA
YÜKSEK TAHSİLE GİTMEDEN
ÖNCE
TÜRKİYE'DE
ÖĞRENİM
İSİM Lİ KİTABI MUTLAKA
GÖRÜNÜZ
K ıb rıs'ta ve A nkara'da yapmanız
g ereken işle ri, bütün üniversite akade­
m i ve yü ksek oku lların tanıtılm asını,
yü zlerce yurt ad res ve telefon numa •
ra sm ı, burs yönetm eliğini ve aradığı •
nız h e r şey i bu kitap ta bulacak, kimse­
ye a k ıl d an ışm a lüzumunu hissetme •
yeceksin iz..
"T Ü R K ! YEDE ÖĞRENİM KILAVU­
ZU ” Bozkurt G azetesi Ankara Muhabi
ri ERGÜN AYDOĞAN tarafından titiz
b ir ç a lışm a ile ta m üç yılda sizin için
hazırland ı.
75 DERS YILINDA OKUTULACAK
ŞEHİT HÜSEYİN RUSO ORTA OKULU
BAYRAKTAR ORTA OKULU
TÜRK KIZ LİSESİ ORTA OKULU
GÎRNE ANAFARTALAR ORTA OKULU
TÜRK YAPI ENSTİTÜSÜ
LEFKOŞA TÜRK KIZ LİSESİ
LEFKOŞA TÜRK LİSESİ
TÜRK MAARİF KOLLEJİNİN
BUTUN KİTAPÇILARDA
T am se t ders KİTABLARININ
sa tışa çıktığım duyurur.
1974 MODASI
MAĞAZAMIZDA
M . KEMAL UYSAL ve ŞTİ.
1974 YILININ MODASI TE°
V E L E V İS SE R T KOTLARIMIZ M
ZAMIZA GELM İŞTİR.
BEYAZ, AÇIK M AVİ, SARI, PE
KIRM IZI VE AYRICA 15 RENKTE
SÜETLERİMİZ 10 RENKTE, Çtî
KADİFELERİMİZ İSE 8 RENKT
PLASTİK ELDİVENLER MEVCUT
g e z i n iz g ö r ü n ü z , ç a r ş id a g i
MEYEN KRAL KOTLARIMIZA Kİ
KILACAKSINIZ
PARALIK TERMOSİFON
FABRİKASINDAN
H er m arka term osifonu GARANTİLİ
olarak tam ir etm eye başladığım ızı sayın
halkım ıza duyururuz.
Adres
K arababa A. No. 9 11
T el: 375
M"î
MEHMET LEFKONUKL
T el: 72642
40, A rasta Sok. Lefk
SALI. 10 EYLÜL, 1974
( B OZ K U R T )
SAYFA: 3
OBURLUK KARACİĞERİMİZİN BA Ş
DÜŞMANIDIR
Yazan :
Dr. Adnan Cevat Birgetn
Ü Ü Ü Ü Î I 'Î İ L k0rhusu " 'S '1’ , gerçekçilik
KtPROS gazetesi birinci sahifesinin b a s
u_ı.ı ö, lü n d i ytaralında
vesı irinde
ıçmde ve
ve v*ırlrrrrıdoir:
yakandaki başlık
^T o T ^
mn görüşmelere oturmakta n k a ç a u S S L T S Î r T
dokuz
sütu,n üstüne çerçe
? CKUX 8Ütu*
başyazısuıdı Rum tarafı •
ba?yazi8“ d° Hı
Laiğini yazm
na gelen yeni durum içinde Z
Ü Ü Ü L Î ! ? ^ °*
obnaıgmı
yazmakta ve meyda
U r r lm a d ıa lıu
b i ’ lirtm p Vektedir.
+«wU».
rG' azeteT
___ .
^ r u Ş m e le C e
kalmadığını
belirtm
n n .•ZİTu^meıer®
oturmaktan başka çaresi
şun.an yazmaktadır:
"Biz cesaret ve azimle
olabilmesi için - k i bunla ve aynı zam anda Kıbrıs so
şunları bildirmektedir:
olması gerek
rununun daha önceki kri .
‘Subay oldukları anlaşı­
mektedir. Çünkü yann çok
lan iki Tüıl< askeri, önceki
tik dönüm noktalarında be
geç olabilir— Atina ve Lef
gün Peristerona’da M illî
lirttiğimiz görüşlerin doğru
koşadaki sorumlu
liderlik Muhafız Ordusu tarafından
çıkmasının verdiği hakla
sorumluluk
korkusundan tutuklanmışlardır. Tutuk konuşuyoruz. Plâza raporu sıyrılmak
azami ve realizm lananlar sivil
giyinmişti,
nun tamamıyle kabul edil­
göstermelidir. Eleştirileri ve özel bir araba ile seyahat
mesi gerektiğini, tüm Elen
suçlamaları kabule hazır ediyorlardı. Bu herhalde
dünyasında
ilk defa öne
olmalıdır. Neticede haklı bölgeyi gözetlemek için
süren bizdik- Atinada Pa
çıkacağından ve Elenizmin yapılan bir keşif seyahati
pandreu ve Lefkoşada Ma
minnettarlığına mazhar ola idi.
karios, oyalayıcı bir taktik cağından emin olabilir.
İki Türk tutuklandıkları
izleyerek raporun olumlu
zaman veteriner oldukları­
ve olumsuz noktalarından İHTAR
nı ve Omorfo bölgesinde
söz ederken bizim sesimizi
ALÎTHIA gazetesi yuka­ hastalanan hayvanlan mu duyan olmamış ve kuş k a­ rıdaki başlık altındaki bir ayeneye çağrıldıklarını id ­
festen uçmuştu. B aşk a bir yorumunda şunlan yazmak dia e tm işle rd ir/’
dönem noktasında biz Zü - tadır:
rih andlaşm asına dönülme­
Bazı haberlere göre, İn KEŞİF UÇUŞLARI
si hakkındaki Türk görüşü giliz üs makamlan Limasol YAPILACAK
nü desteklemiştik.
Çünkü kasabası
THARROS gazetesinin
ile köylerinin
Gönyeli kantonunun
ve Türklerini Ağrotur üssünde AP Ajansına atfen verdiği
diğer kantonların varlığın - toplamaktadırlar.
Ankara kaynaklı bir habe­
dan ve sürekli bir şekil aİngiliz dostlarımız, mer - re göre, Türk hükümet çev
lacağından korkuyorduk. Fa hamet duygulan ile tema . releri, MİLLİYET gazetesi kat bizim
Türk görüşünü yüz etmiş insanlar değiller ne verdikleri bir demeçte,
desteklememiz, kendi res - dir. Komşuna yardım et Türk uçaklarının Kıbrıs ü mi çevremiz tarafından a • darbımeseline hiç önem ver zerinde keşif uçuşları y a ­
açıklamışlar layla karşılanmıştı. Daha mezler. Dolayısıyle onların pacaklarını
sonra biz Toplum lararası bu hareketinin politik bir dır. Yunanistan'ın Kıbrıs’a
görüşmelerde bir an önce ard niyete dayandığı şüp silâh göndermekte olduğu
yolunda haberler alındığı bir anlaşm aya vanlm asj ge hesizdir.
nı belirten Türk Hükümet
rektiğine işaret ettik. Bizi Amerikalılarla birlikte bu
çevreleri, keşif uçuşları •
hain olarak dam galadılar,. günkü trajedimizin teşvik­
nın, söz konusu haberlerin
Bize bağımsızlık düşkünü çileri durumunda olan İn­
doğruluk derecesini sapta­
dediler Fakat o zaman bize giliz dostlanmız,
yalnız mak için yapılacağını be bu şekilde hakaret eden­ Rum değil, Türk göçmenle lirtm işler, bu arada, Ada ler, neticede Kıbnsın b aşı­ rinin de bulunduğu hakkın­ nın Güneyindeki Türklerin
na felâket getirdiler. Biz, da Türkler tarafından öne akibetinin de tesbit edilme
yeni bir Küçük A sy a felâ­ sürülen iddialan doğru çı sine çalışılacağını söyle •
ketinden söz ettiğimiz za - karmak çabası içinde midir mişlerdir. Yalnız keşif u man dem agoglar bize kor ler? Yoksa Türk işgal böl - çuşlarmın ne zaman başlıkak demişlerdi.
yacağı açıklanmamıştır.
gelerinde Rum göçmenler
Görülüyor ki en sonunda den boşalan yerlere Türkle
bizim söylediklerimiz doğ - rin yerleştirilmesi am acı mı AN A YASA SORUNU
DA GÖRÜŞÜLDÜ MÜ?
ru çıktı. Şimdi bunun verdi güdülmektedir.
KİPROS gazetesi, aşağı­
ği hakla, Rum liderliğinden
Eğer îngilizlerin rolü bu
vermektedir:
istediğimiz birşey vardır- ise bu demektir ki tgilizler daki haberi
“ Birleşmiş M illetler çev
Lefkoşa ve Atinadan istedi bir kez daha pis bir rol oy
ğimiz şey sorumluluk korku namaktadırlar- Sabrımızın releri tarafından açıklandı­
geçen Cuma
sunu bir yana bırakıp ger tükendiğini bilmelerinde fay ğına göre,
günü
Klerides
ile Denktaş
da vardır.
çekçilik göstermeleridir.
Dürüst insanlar olarak arasında yapılan uzun gö­
rüşmede, yalnız insancıl so
Bugün Kıbnsta m eydana Ingilizlere ihtar etmek iste­
runların görüşülmesi
ile
gelen durum içinde görüş riz ki eğer oynadıkları rol
yetinilmemiş, fakat Ada’nın
bu
ise
bunu
pahalıya
öde
me fikrini reddedemeyiz.
Anayasal geleceği üzerin Bizim için son derece olum yeceklerdıir. Çünkü bu tak de de görüş teatisinde bu­
suz şartlar içinde görüşme­ dirde her Kıbnslı bir Kana lunulmuştur.
lere oturacağımız doğru - ris, bir fedai olacaktır. O za
B.M. Genel Sekreterinin
dur. Fakat başka çaremiz m an da K ıbnsta ne üsleri Kıbrıs
özel Temsilcisi
ne de kendileri ayakta ka VVeckmann, bu hususta Ge­
yoktur.
Görüşme m asasına ka­ labileceklerdir- Dünyanın nel Sekreter
VValdheim’a
yıtsız şartsız oturalım demi neresinde olursa olsunlar bir mesaj göndermiştir.
yoruz A ncak bu m asadan kendilerine rahat yüzü gös Bilindiği gibi VVeckmann,
İntikamımız söz konusu görüşmede ha­
uzak kalam ayacağım ızı da termeyeceğiz.
kendilerini her yerde kova zır bulunmaktaydı.”
kabul etmeliyiz.
Şimdiye kadar her türlü layacakhr. Bundan emin
federatif çözüm şeklini red olabilirler. Zaten Kıbnslının TÜRKİYE’NİN TUTUM U
THARROS gazetesi, AP
dediyorduk. Türkler karşı­ ne demek olduğu hususun­
sında işlediğimiz hatalar da kendilerinin de acı tec Ajansına atfen verdiği An­
kara kaynaklı bir haberde
ve gösterdiğimiz acizlikler rübeleri vardırşunları
bildirmektedir:
bu
tutumumuzu yeniden
“ Büyük sayıda Türk a s ­
gözden geçirm eye bizi mec HAVA ALANINDA
kerinin Kıbrıs'tan çekilme­
bur etmektedir. Cumhurbaş YAĞMA
sini öngören bir İngiliz - AAL1TH1A
gazetesi
baş
•
kanı Klerides bazı şartlarla
merikan plânının Türkiye
istisnasız
bütün mümkün ka bir yorumunda Lefkoşa tarafından kabul edildiği
Hava
alanında
kafeteryası
çözüm şekillerini görüşme
yolundaki haberler,
Türk
ye hazır olduğumuzu söyle bulunan bir Rum un, ka - hükümeti tarafından res­
mistir. Kleridesin bu nokta fetaryasını ziyarete gittiğin men yalanlanmıştır. Bunun­
da gösterdiği cesaret kredi de bütün mobilyesinin yağ la beraber, Ankara'da iyi
m a edildiğini gördüğünü
sine kaydedilecek bir şey­
haber alan kaynaklar, Kib­
belirtmekte ve şöyle demek
dirrisin geleceği üzerinde Yu
Göçmenlerin
güvenlik tedir:
nanistanla yeni görüşmele­
"Bildiğimiz kadan hava
içinde evlerine dönmelerim
rin açılmasını mümkün kıl­
alanı. Barış Gücü askerleri
sağlamak için görüşmeye
mak için, Türkiye'nin, Kıb nin kontrolü altındadır. Bu
rıs’taki askerlerinden bir
oturmamız gerekmektedir.
askerler, kimsenin
alana kısmını geri çkemeyi dü Bunım başka bir alternati­
müsaade etme şünmekte olduğunu b ild ir­
fi var mıdır? Göçmenler Ah girmesine
inektedirler. Dolayısıye e mişlerdir.
Bu kaynaklara
na ormanında kalsınlar da
ğer gerçekten yağmacılık göre, Başbakan Ecevit, bu
Lâmaka,
Limasol ve Baf
olmuşsa bu demektir ki bu konuyu Dışişleri Bakanı Gü
Türkieri ve belki de Türki
gibi islere girişenler yalmz neş’le görüşecektir. Gü yeden getirilecek diğer bin
Türk işgalcileri değildir. Ne
ferce Türk, Rum k asab ala - demek istediğimizi arif olan neş, Kuzey Afrika ülkeleri­
ne yapmakta olduğu ziya na ve köylerine mi taşın reti yarıda keserek, Anka­
anlar-.”
sınlar? Eğer Kıbrıs Türkieri
ra’ya dönmüş bulunmakta­
ile s a m im î bir işbirliği P ° TUTUKLANAN İKİ TÜRK
dır.
ütikası izleyecek olursak,
Bu arada Türkiye Başba­
THARROS gazetesi, aşa­
biz Türklerle beraberce Y a
kanı Ecevit, Türk askerle­
şama mı ?! n mümkün ve ge ğıdaki haberi vermekte - rinin çekilmesi konusunu
rekli olduğuna ötedenberi
Rum bölgelerindeki Türkle
inanmaktayız, gün gelecek d' “ Bir Türk Yüzbaşısı ile rin, Türk kontrolündeki böl
bugün inşasını kabule mec şoförü, dün Peristerona - gelere nakledilmesi konu M illî Muhafız Ordusu su ile birlikte mütalâa e t ­
hur olduğumuz ayrılık du - da
varlan yıkılacaktır. Burnu - tarafından kuru'an bir yol mektedir.
tu^ktenmışmuzun az ötesini de göre - barikatında
ö te yandan, Reuter A lardır. öğrendiğimize göre,
Hm artıkk.. G eleceğin geti
jansının bildirdiğine göre,
receği şartlan düşünelim- -,u jki Türk askeri. G ram - Kıbrıs Türk lideri Denktaş,
mer School
bölgesinden
İngiltere’den, Piskobu Ingi­
Fransanm, uğrunda yoğun
Omorfo’ya gitmek için b r liz üssünde bulunan 10,000
hir şekilde çalıştığı birleşik
rip le yola çıkmışlardı. Mil- Türk’ün Türkiye’ye nakle Avrupayı düşünün. G elece
ı* Muhafız Ordusunun Aka
ğin Avrupası, bizim bugün ' a Mve Koççino Drimitya’da- dilmesini istemiş ve Ingil küçük yurdumuzda inşa et k f yol barikatlarında durdu­ tere'nin bunu kabul etme­
si halinde, Türkiye’nin, bu
meye mecbur kaldığımız
rulmadan geçen as
Türkieri,
uçak veya gemi duvarları süpürecektir.. Ye
b^ ' ktutuk . lerle Türkiye'ye nakletme ter ki biz bugünkü acı tec Peristerona
durdurulmuşlar ve tut
ye veya nakliyat masrafla­
hibelerimize bakarak ken­
rını ödemeye hazır oldu dimize doğru bir yol çize - '3 öte^ yandan PATRlS ga lim .
Ancak
z e te s l. aynı olay hakkında
bütün
bunların
Şuna inanmalıyız kL in
sanlar mezarlarım kendi
dişleri İle kazıyorlar.
Ormanlarda sürünen Af
rikah vahşi
ile modem
dünyanın rahat insanı ara
sında bir sağlık yarışma­
sı tertib edilse emin olun
ki en düşük neticeyi gene
bizler alınz. Medeniyetin
tıbba sağladığı yardımlar
yanında bünyemize sok
tuğu kötülükleri de hesab
edince gidip ilkel kabile ler arasında yaşay aca ğım geliyor
Yemeği bir ilim konusu
haline sokarak usta ahçıla
n istismar eden bizler ina
nın ki bünyemizin ilk düş
inanlarıyız. Yemek konu
sunda "Azı karar, çoğu
zarar’ prensibine kulak
asm ayarak kaşık
nü kâfil bulmadan adeta
tabağın içine çömelenleri
m iz az mıdır ?
Ne yaparsanız tek bir
elmayı yeme uğruna cen
netten kovulmayı göze alan zayıf iradeli insanla
n n soyundan geliyoruz.
Asırlar boyunca zavallı
mide ve bünyemizin gıda
uğruna bizden çekmediği
kalmamıştır. Zafer sar hoşluğunu, tıka basa ye­
diği mükellef ziyafet sofra
1arında kutlayan Ortaçağ
şövalyesinin gıda siste mi hakkındaki ampirik dü
şüncesi ile XX.. Yirminci
yüzyılın midesin© düşkün
insanı arasında ilerleyiş
bakımından bir arpa bo
yu fark görmüyorum.
TİPİK BİR İFADE ZA’FI
Zaman zaman kendime
sorarım, oburluk hastalık
mıdır? Evet!. Ruhiyatçıla nn dediği gibi gıdaya kar
şı aşın düşkünlük tipik
bir irade za’fmdan başka
fliaiiailll|lltİI||||||||||||||||||||||||||||||||||||B||||||||||||1l||||i||u|uv||fl||||||,|,
göre, bir İngiliz sözcüsü,
İngiliz Yüksek Komiserliği
Denktaş’ın bu konuda önce
ki gün bir mektup alındığı­
nı doğrulamış ve mektubun
İncelenmekte olduğunu be­
lirtm iştir. Reuter’in ayrıca
iyi haber alan kaynaklara
atfen bildirdiğine
göre,
Denktaş’ın
mektubunun,
yarın Londra’da Ingiliz Dış­
işleri Bakanı Callaghan’ın
başkanlığında yapılacak o lan bir toplpantıda da in ­
celenmesi beklenmekte dir. Bilindiği gibi bu top lantıya, İngiltere’nin, Lef koşa, Atina ve Ankara'da ki diplomatik misyon şef leri katılacaklardır.”
RUSYA, KANADA VE
BULGARİSTAN
Rum gazetelerinin Sof ya kaynaklı ajans haberle­
rine atfen bildirdiklerine
göre, Sovyetler Birliği Cum
hurbaşkanı Nikolai Podgorny, Sofya'da yaptığı bir ko­
nuşmada, Kıbrıs ile iigjli
Sovyet teklifini tekrarla­
mış ve Sovyetler Birliğinin
Kıbrıs’ın içişlerine dışarı dan yapılan müdahalelere
son verilmesini istediğini
söylemiştir.
Öte yandan Bulgaristan
Başbakanı Todorov, Bulga ristan’ın Kıbrıs sorununun
Birleşmşi M illetler pren­
siplerine uygun bir çözüm
şekline bağlanmasını d e s­
teklediğini yeniden teyidetmiştir. Todorov, Kıbrıs s o ­
rununa bulunacak
çözüm
şeklinin, Kıbrıs Cumhuri yetinin bağımsızlık,
ege­
menlik ve toprak bütünlü­
ğünü teminat altına almaşı
gerektiğini söylemiştir.
Gazetelerin verdiği Ottawa kaynaklı başka bir ha­
bere göre, Kanada Hükû meti, Kıbrıs’ın bağımsızlık
egemenlik ve. toprak bütün
lüğünü desteklediğini y e ­
niden belirtm iştir, f .anada
Başbakanı Trudeau, Yunan
Kanada Dostluk Komitesi’ ne yazdığı bir mektupta,
Kıbrıs sorununun, Ada’nın
bağımsızlık, egemenlik ve
toprak bütünlüğünü garan tileyen bir çözüm şekline
bağlanması görüşünü des teklemiştir.
TORNARIDES'İN DEMECİ
ALİTHİA gazetesi aşağı­
daki haberi vermektedir:
“ Türklerin işgal ettikleri
bölgelerde narenciye ürü nünü toplayıp satmaya kal
kışmalarını yorumlaması is
tenen Başsavcı Tornarides
şöyle demiştir:
‘Türklerin bu hareketi,
herkesin saygı gösterdiği
Devletler Hukuku prensiple
rine aykırıdır. Bu, aynı za­
manda 1949 Cenevre Söz­
leşmesine de ters düşmek
tedir. 1949 Cenevre Söz leşmesi, yabancı kuvvetle­
rin işgali altında bulunan
ülkelerin
sakinlerine ve
gayrı menkul mallarına elkonulmasını kesinlikle y a ­
saklamaktadır. Bu konuya
meşhur Nüenberg Mahke
meşinde de değinilmişti.
Mahkeme, böyle bir hare­
ketin en sert bir şekilde
cezalandırabilecek
bir
suç teşkil ettiği sonucuma
varmıştı.’ “
rafından bildirildiğine göre
sayısı 6,000’i bulan tutsak­
ların mübadelesi işlemi,
Türklerin çıkardıkları zor
luklar yüzünden gecikmek­
tedir.
Tutsakların derhal
serbest bırakılmasını ön gören bir plân hazırlanma­
sı hususundaki anlaşmaya
rağmen, kimlerin serbest
bırakılacağı hususunda hâ­
lâ bir görüş birliğine varı­
lamamıştır.
Söylendiğine
göre, Denktaş, Klerides’e
Türk ordusunun bu konu da ne düşündüğünün he­
nüz kendisine bildirilmediğini söylemiştir. Bu, Türk­
ler arasında kararların kim
ler
tarafından alındığını
göstermektedir. Bütün ka­
rarlar,
Türk Komutanları
tarafından
alınmaktadır.
Denktaş, sadece kararların
ileticisi durumundadır.
Bu arada, parçalanmış ailelerin birleştirilmesi ko­
nusu, şimdilik rafa kaldırıl
mıştır. Çünkü bunun yapı labilmesi için önce Kıb­
rıs sorununun siyasî bir çö
züm şekline bağlanması
gerekmektedir.
Tutsakların mübadelesi
konusu, dün Cumhurbaşka
nı Klerides ile Kızılhaç tem
silcisi Marti arasında gö rüşülmüştür.”
KAÇAN RUMLAR
PATRİS gazetesi
birin
ci sayfasında
önemli ve
geniş yer verdiği ve “ Skan
dal’’ başlığı altında yayın­
ladığı bir haberde, birçok
Rum gençlerinin, sahte bel
geler düzenleyerek, ilgili
Rum makamlarını aldattık­
larını ve Adadan kaçtıkla rını bildirmekte, şunları
yazmaktadır:
“ Son günlerde
birçok
gençler, M illî Mhuafız Or­
dusundan terhis edilerek,
dışarı gitmek için
gayrı
meşrû metodlara başvur maktadırlar ki, bunlar ara­
sında dış ülkelerdeki üni versite ve kollejlere kayıt
yaptırıldığını gösteren sah
te belgeler düzenlenmesi
de bulunmaktadır. Yetkili
kaynalardan öğrendiğimi ze göre, tehlikede bulunan
vatana karşı görevlerini
yapmak istemeyen birçok
açıkgöz' gençler, bu şekil­
de Ada’dan kaçmayı başar
mışlardır.
Bu kabul edilemlyecek
duruma son vermek için,
içişleri ve Savunma Bakan­
lığının derhal sert tedbir ler alması gerekmektedir.
Sahte kayıt belgeleri dü zenleme oyununa son ver mek için, belgelerin foto kopilerini değil, fakat ori
jinallerinin yetkili maka ma gösterilmesi şart koşulmalıdır.
Bu arada Arap ülkelerin­
de tahsil yapan fakat tah sillerini tamamlamış du rumda olan bazı kimseler
de eski öğrencilik belgele­
rini göstermek suretiyle
terhis edilmeyi sağlamış
lardır.
Diğer birçok genç de,
tahsile gidecek olanların
terhisini öngören Kabine
kararından yararlanmak I çin, bu kararın alındığı ta­
rihten sonra, çeşitli üni versitelere kayıt yaptırma­
ya koşmuşjardır. Bereket
versin, bu duruma derhal
TUTSAKLARIN
son verilmiş ve söz konu MÜBADELESİ
ALİTHİA gazetesi, baş - su Kabine kararından son
ka bir haberinde
şunları ra yaptırılan kayıtların ter­
his için geçerli olmayacağı
bildirmektedir:
“ Yabancı gazeteciler ta - açıklanmıştır.
ğunu söylemiştir. Reuter'e
YUNAN HÜKÜMETİ
FRANSAYA GÜVENİYOR
Yunanistanda sol kanat,
dağılacak NATO'dan şim
bir şey olamaz.
tüm NATO tesislerini ve
diden kendini çekmiştir.
Tabiatın, bize her şeyi
. , m . ^ yunan hükûme
Amerikan askeri mevcudi
ile ayarlı olarak teslim
yetinin ülke sınırlarından
şefliğinde doğa
ettiği insan bünyesi belir
dışan atılmasını İsrarla ta
bir Avrupayı dü
li bir gıda sistemine ve
lep etmektedir. Basın ve
ve plânlarım bu
miktarına göre ayarlan • kamu oyunda, Yunanis yapmaktadır an
mistir. Lüzumundan fazla
tanda Amerikan varlığı için ne NATO’
yüldendi mi vaktinden ön
nın 'işe yaramaz” olduğu
Ameikayı karşı
ce amiri icab eden hur­
fikri hakim, ancak hükû Bacak gücü kendile
da makinelere döneriz.
met kesin tavır takınmak­
bulamamaktadır,
Ne kadar yapılsa,
gene
tan özellikle çekiniyor. Hü
'çok düşün, az
bir
tarafından mutlaka
kûmet çevrelerinde şu an
söyle'f politikasını uygula
meşhur oburlan aksaklık
da yenik insanların gurur
bir yandan Ameri çıkanı.
Tarihin meşhur
ve ezikliği ile olayları bir
yandan Sovyet •
oburlan arasında yapılan
[iğini, bir yandan
başka türlü görme ve yo
istatistiklerde 45— 50 ya
upayı dikkatle izli
rumlama durumu hakim
şım geçenlere az rastla - bu yüzden Karamanlls hü
nır.
Sebep nedir biliyor
rm
Bülent Ece kûmeti şu sıralarda "çok
musunuz
İç organların
düşün, az söyle' siyaseti - vitin |"NATO’nun Güney
yağlanmasına bağlj has doğu kanadım biz doldu­
ni güderek mümkün oldu
tahklar.
ruruz'* sözünü ise Kara ğu kadar objektif tavır ta
Aşın gıda ile beslenme
manii# hükümeti şöyle de­
kınmaya ve Amerika ile
nin verdiği zararladan en
ğerlendirmektedir:
hoşnutsuzluklarım son nok
çok müteessir olan uzvu "Rusya boğazlar
ve
taya getirmemeye dikkat
muz karaciğerimizdir. Bir
açık denizler nedeniyle
ediyorbaşka yazımda da belirt
hiçbir zaman Türkiyeyi
Yunanistanda "yoldaki
tiğim gibi bu organın vü
karşısına almak istemeye*
kişi’ ise, tikesinin NATO '
cudumuzun armonisini te
çektir. Amerikaya gelin •
nun askeri kanadından çe
min bakımından en ufak
ce Türkiyeye bugün ver kümesini çok türlü yorum
bir aksaklığa dahi taham
diği değerden daha fazla
luyor
mülü yoktur. Eunu anla Halk tabakasının ço - sim vermek istem eyecek­
mak için kısaca karaciğe
tir.’
ğunluğu son Kıbns krizin
rin vazifelerine göz ata - den dolayı ister istemez
Y unan hükümeti Türki ■
lım. Dünyadaki bütün gı­ Amerikayı karşısına al­ yenin terazilerin kafesin •
dalar üç esas anna mad
de iniş çıkışlar yapacağı mış ve NATOnun etkinli
deden yapılmıştır. Şeker,
nı beklemiyor am a taraf­
ğinden şüpheli NATOyu
yağ ve protein. Hayatımı­ vazife göremez ve faydası
sız olarak düşündüğünde
zın drvamı
bu üç esas
kendilerine nazaran Tür
olamaz bir organizasyon
maddenin bünyemize ge
kiyenin her yönden güçlü
görüyor bu yüzden NA çirdiği değişikliklerden el TO'dan tamamen kopma1 olduğunu kabul ediyor.
de edilen enerjiye bağlı - yı kendi ülke yağlanyle
dır. İşte karaoiğer bu mad kavrulan bir ülke duru LE MONDE
delerin kileri ve ilercisi - muna gelmeyi arzu edi - .i t t l l l l l t l l i l i lU lIlllllliltU U lItlIH IIIIIlIlllU IllA U llIl
dir. Lüzumu olanım, iste yorlar... Köylü tabaka ise
MEVLİT
nilen miktarda vücudumu­ NATO’dan kopmayı ayni
zun her köşesine kan va
zamanda Avrupadan ay
sıtası ile sevkeder.
nhp Sovyetler Birliğinin
Bu organımız ayni za nüfuz ve idaresine gir manda mahir bir kimya - mek olarak ifade ediyor gerdir de Bünyesindeki lar.
minicik lâboratuvannda
Yunanistanda bir grup
yaşamamızı mümkün kı - da ülkelerini "ilkbaharda
lan o kadar karışık kimya kasırga yüzünden yaprak
sal olaylr cereyan eder ki
larını döken .ancak he bunların bazılarım bugün
men tekrardan çiçeklerini
dahi çözmüş durumda de
açmaya hazır ağaca ben
ğiliz.
zetiyorlar" onlara
göre
1967 den beri askeri dikta
KETON CİSİMLERİ
kasırga ese Yunanistan aAşın yemek ve bilhas - ğaç gibidir şimdi hava
21 Temmuz 1974
açtı ve iklim değişti bu
sa yağlı gıdaların fazla
.Bilellede
kahraman,
yüzden
Yunanistan
bir
alınması karaciğer hücre­
lerinde bir yağ tabakası - 'rejenorasyon’ devrinde - f i i l i l i |ı l m ı ı d d l L
man
Muştalanın temiz
dir ve onların gerçek yeri
mn toplanmasına sebeb
ruhunun
istirahatı için 12
Avrupa
camiası
içindir.
olur ve bu durum
onu
Eylül
1974
Perşembe gün
Ayni
kimselere
göre
hakkıyle vazife yapmak­
Yunanistan Dokuzlar Av ö.s. saat 3.00 de Marmara
ta meneder Kendisine ge
len şahsi glikojen halinde ru pasının içine mutlak gi bölgesi IV. Sokak No. 38'
deki kendi evimizde ckutu
recektir. Böylece Avrupa
depo edemez Zamanında
giderek güçlenecek
ve lacak mevlidi şerife dost
harcaması
lâzım gelen
ve akrabaların iştiraki öz
kendİBİne yeni bir ortak
tok malzemelerinde azal
savunma sistemi kunüa - lenir
malar olur. Bizi yaşatan
Ailesi
çaktır- Yunanistan ilerde
enerjiyi temin
edecek
maddeleri
bulamayınca
çaresizlik içinde kıvranıp
doğru olmayan yollara sa
par. Her ne pahasına olur
sa olsun, vücudumuzu ha
yatta tutubilmesi
için
bir takım tehlikeli kimya
sal olaylara başvurur Bu
işlemlerin sonunda mey­
dana gelen maddeler—tıp
ta bunlara 'keton’ âsim
leri denir— bizi ölümün
kucağına götüren yegâne
âmillerdir- Yağlanma se bebi ile armonisi kaybo lan karaciğerin sofra ima
li de sekteye urcrr. Bağır saklarımızdaki yağlı gıda
lann hazmına
yardım
eden bu önemli madde nin
eksikliği, tedavisi
müşkül diyereler doğurur.
Gene ayni organda yapı
lan K Vitamininin teşek
külündeki duraklama, öl
dürücü olabilen sebebsiz
iç ve dış kanamalara yol
açar. Hulâsa birbirini ta
kib eden zincirleme bir
hastalık tablosu ile har ab
olur, gideriz
BALLI AİLE GAZİNOSU
s a y in m ü ş t e r il e r in in
HİZMETİNE AÇILMIŞTIR
lann günlük kalori ihtiya­
cı yaptıkları işin şekline
göre 2000 ile 3000 arasın da değişir .En ağır işte ça
kşan bir amele 3000 kalo
riden fazla harcıyamaz,
Şu halde ihtiyaçtan çok
gıda alınırsa
bu enerji­
ye
çevrilmeyip
vü
cudumuzda yağ olarak
depo edilecektir Bu depo­
nun çoğalması ile de bildi
ğimiz
şişmanlık
daha
doğrusu fuzuli bir hamal •
lık meydana gelir.
KALORİ M1KTAHLTARI
Biraz da gıdalardaki ka
lori miktarından bahset mek istiyorum- 100 gr. yağ
sız et 158 kalori, yağlısı
Diyeceksiniz ki; şu hal
245 kalori vtrir. Ayni ade aç kalalım da yukarı - ğırlığa eşit sucuktaki kalo
daki feci akıbetlerden kur ri iktan 564’tür. 100 gr- ka
tul alım Hayır sayın oku şar peyniri 248 kaloriye
yuculanm. Gıdasızlık da
muadildir. 100 gr- tereya
ayni neticeleri doğurur..
ğı 900 kalori verirken ay
O zaman da karaciğeri ni miktar meyva 95 kalo
miz depolarını doldur ama
ri eder. Kalori bakımın maktan şikâyetçidir. Gene
dan en zayıf olan gıda şadedeceği malzemeyi bu
lar taze sebze ve
taze
lamayınca bizi hastalığa
meyvalardır.
duçar edecek çarelere ko
Bu kıymetleri gözönün şar.
de tutarak gıdaları ayar •
layıp şişmanlamamak ken
Şu halde tek sıhhatli
yol normal
kapasitede
di elinizdedir, Hatta şiş lüzumlu gıddalann alın mansanız zayıflamak için
zarar verici ilâçlar yerine
masıdır.
Vücudumuz kendisine
1500—2000 kalorilik bir
verilen yiyecek maddele - diyet tertib
edip, sabah
almam hafif jimnastik ha
rini fermentlerin hormon
ve vitaminlerin tesiri al­ roketleri yapmanız kâfi tında hazmederek ismine
dir. Göreceksiniz kısa za­
'metabolizma' denilen bir
manda nomal kilonuza dö
olay sonunda yakarak eneceksink
nerjisi için lüzumlu olan
Fazla şişmanlar hiçini
kaloriyi temin eder, İnsan
zaman
tam
sıhhatli
olamazlar Etrafında topla
nan y ığ tabakası ile ha
reketi güçleşen kalb, za •
m ala rorulur- Göbekteki
insani rda diyaframu yu­
karı il diğinden, akciğer •
ler taiyik altında kalarak
solunum güçleşir, kabızlı
ğa ve fıtığa meyil artar.
Organizmadan meydana
gelen fazla kollesterin se
bebiyle damarlar erken den sertleşir. Tansiyon
yükseklere çıkar Safra ke
larda teşekkül eder. Faz
la terlemeden dolayı deri
de kaşıntılı dermatozlar
başlar. Her türlü hastalığa
karşı mukavemetleri
lir. Şişmanlar arasın
ker hastalığına daha sik
rastlanır. Nihayet, şiş •
manlann
karaciğeı
kifayetsi ""den muşta riptirler.
Şu halde bu kadar teh
Tikeli ağlarla sağlığımızı
kıskıvrak satan oburluk"
illetinden vkgeçelim . Sof
radan aç d ef" tok kalka
lım ama bu Çduk
bize
geceleri kâbı •*u rüyalar
gördürecek kc
ileri git
meşin.
Şunu bilin ki muhtaç o]
duğumuz enerji dışındaki
gıdalar, sizi eninde so
nunda doktorunun zun ka
pısına götürür.
Tek hapla gıda sistemi
ni halletme yolunu araşiti,
ran bugünkü m ed eniye^
baş döndürücü süratine ayak uydurma istyorsak,
lâpacı değil, çevik ve atle
tik olmamız lâzımdır.. Hos
ça kalın
k
. m
»
, »
»
.
.
.
.
.
.
.
Peter H. De Jonge Basın toplantısı
;
Usıianiana
M donatılm
1 R7!111"11"
m
odern
asına bağlı
Güney’deki Türklerin güvenli­
ğinden B. Milletler sorumludur
Kampaıya jelir kaynaklın ile desteklenecek
Kayıtlı Rum işsizleri 70 binin üstünde
ANKARA
Türkiye Odalar Birliği Türk
Silahlı Kuvvetleri ne yapılacak
Bağışlar konusunda Ankara'da
Oda ve Borsalarin başkanları
mn da katıldığı bie•topfentı yap
mıştıî. Türkiye O d a * r B irliği
Yönetim Kurulu Başl«nı Sezai
Dıblan. toplantıyı açtfrken yap
tığı konuşmada, hur »e bağım
sız yaşayabilmenin ançak Türk
Silahlı Kuvvetlerinin f modern
silahladla donatılması ve dışa
ERBAKAN KIBRIS
HAREKATI MİLLE­
TİN İSTEĞİDİR"
DEDİ
ANKARA
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Necmettin Erbakan
"İçinde bulunduğumuz. günler,
Milletçe birlik ve beraberlik
İçinde yurdumuza hizmet günle
ridir. Bu günler Partizanlık gün
leri değildir, demiştir önceki
gece Izrrir Atatürk Spor Salo­
nunda yaptığı konuşmada Erla
kan, Kıbrıs'a müdahale kararı
alınırken, Türk milletinin? emri
ne uyduklarını
belirtmiş ve
şunları söylemiştir:
"Hükümet olarak Kıbrıs'a
müdahale kararı alırken, kalbi­
mizde bütün milletimizin ne
istediğini duyuyorduk. Bugün
de Milletimizin ne istidlğini
kalbimizde duyuyoruz." 1
tir.
Ti, . ,HEN° Z YETERSİZ
I. Kuvvetleree veniÜSÜnÜn S,lah
d?m?llyle toplanmış olan yar
dunların henüz milli harp san-,
yinın kurulması için y e te r in i
madiğini bildirm iştir. Dıblan
bugune kadar yapılan bağışla
le?i Rm'nda î üuk Sllâhh Kuvvet
ekli «mne dahü büyük ve sü
ekli emrine daha büyük ve
sürekli kaynakların öncelikle
mıştmnrraSI gerektlÖ>ni anlat
fa yapılan bağışların yeterli ol
madığına değinerek Milli Harp
Sanayiinin kurulması ve geliş­
tirilm esi için b e lirli gelir kayHaklarına İhtiyaç olduğu görü
Şüne birleşmişlerdir. Türkiye
Odalar Birliği Yönetim Kurulu’
nun Hür teşebbüsün Türk SI
lahlı Kuvvetlerine yapacağı yar
dımları belirleyen teklifi top
(Birinci sayfadan devam)
YENİ VAKIF
Toplantıda konuşan Türk Ka
VakS
Güçlendlrme
Vattı Gene| Müdürü
Tümgene
ra Turhan Olcay tuğ, yeni kuCett" ,Vakf,n' Türk Silahlı Kuv
vetlerı mn güçlendirmesi anla­
mına da geldiğini söylemiştir.
Tümgeneral Olcaytuğ. Türkiye'
ce Harp Sanayiinin kurulma
* ' r ç*?.B?rekl1 yan sanayiinin
var olduğunu belirterek, kısa
®u5®.de. h.a rP sanayiine dönüşmenin kolay olacağını anlatmış
ÖNEMLİ KARAR
★
Öteki konuşmacılar, Kara,
22 gündür hisar taşla­
Deniz ve Hava
Kuvvetleri'nl
rında, yollarda, toprak
Güçlendirmek amacıyle kurulan
içlerinde yatıyor Müca vakıfların birleştirilmesi görü
hit. Göçmenler okullara
şünü savunmuşlardır. Konuşma
cıar bugüne kadar her üç vak
dağılmışlar. Yiyecek sı
inilin I i l i l i irin i ■„ım-,ııı«wı.ı|.ıiınınıınııınıl|lıi ıın,naM,M1Wı>ıı,nwmlıl ,l,,ı>M>„ „ „ nwlllll,llllll,tllMll,ll,l[,.MtM„1MIMMMI1,ımıl.>ltlt|)f
Kıbrıs'la Yamalıya en geçerli cevap verildi
İzmir’in Kurtuluşunun 52’nci
Yıldönümü Törenlerle Kutlandı
İZMİR:
İzmir'in Düşman işgaltiden
kurtuluşunun 52. yıldönümü tö
tenlerle kutlanmıştır. Kurtuluş
yıldönümü törenlerinden
ilki
saat 08.00 de Atatürk'ün Kurtu
luş günü İzmir'e ilk girişinde
b ir 5*ire.dmlenjligi Bel kafiyede
yapılmıştır. Saat 08 30’da da
Halkapınar'daki şehitlikte b ir
tören düzenlenmiştir. Törenler
de İstiklâl Marşı ile göndere
bayrak çekilmiş ve saygı duru
şunda bulunulmuştur
KIBRIS VE İZMİR
Verilen habere göre, tören
lerde yapılan konuşmalarda İz
m ir’in düşman işgalinden kurta
nlışının önemi üzerinde durulGazeteci Haşan Tahsin’in Anıtı
muştur. Konak alanında Şehit
önünde saat 10.00’da başlayan
tören sırasında İzmir'in 9 Eylül
1922‘de kurtarılışında olduğu
gibi süvari birliklerinin şehre
girişi canlandırılmıştır. Halkapınar ve Basmane yönlerinden
gelen süvari birlikler. Konak
alanında birleşm işlerdir. Süva­
ri birliği komutanı Konak alanı­
na girişinde göğsünde taşıdığı
Türk bayrağını göglere çekmiş
tir. Bu sırada alanda bulunan
binlerce kişi coşkun sevgi gös-
Mazur
terinde bulunmuştur.
KIBRIS VAHŞETİ
İzmir Belediye Başkanı tören
de yaptığı konuşmada 9 Eylül
ün öneminin bugün Kıbrıs’da
görülen vahşeti bir kez daha
belirginleştiğini
söylemiştir.
Alyanak 9 Eylül'ün Türk toplu
muna şimdi Kıbrıs'da olduğu
gibi yavaş yavaş imha etmek
çabası gösterenlere verilen en
geçerli cevap olduğunu kaydet­
miştir. İzm ir’in düşman işgalin
den kurtuluşunun 52. yıldönü
münü kutlama törenlerine öğle
den sonra ve gece de devam
edilmiştir.
lı>•ıı•u■ııııı■ıı■ıt■ıı•ııııı•ıı•ıı•,ı■ııııı•ınu■H■u•ıı•ııı
iıiBiıaMiıtaııiriiııaııtMBiıiMit|«niıı*H|ı'i"i"i"ai!iii I
görülemeyecek
pot
Louis-Weckman Uluslararası
Hukukla çelişkiye düştü
ANKARA
(iye Barolar birliği
Jk Eren, Birleşrjiş
nel Sekreteri ıln
3zel
Temsilcili
başka
M illet
Kıbrıs
Weck-
mann’ın, K ıbns’da
Rumların
giriştiği katliamlardan sözeder
ken “ çarpışmalar sırasında böy
le şeylerin olabileceği" yolun
daki sözlerinin Uluslararası hu
TEŞEKKÜR
k sevgili «tan ve sevgili babamızın olumu
betiyle, baş »ağlığı dileyen, cenazesine iştirak
m dost ve akrabalara teşekkür ederiz.
AİLESİ:
E şi: EMİNE M . RECEP
K u lan : NEDİME KEMAL
VEDİA BARUT
NEVİN G. ERDÎL
D am atları: KEMAL ALİ
GALİP EHD1L
duyuru
ıaçlarında kullanılmak üze
S r üyeliğimize
s k s r başvurma
s ş .
? z a t
rica ederiz.
, LOKANTASI
■ SAHİLLERİNDE
e r te s in d e n t g g j y j
le v e a k şa m serv islerin
lantıya katılanlarca kabul edil­
miştir. KaL-ul edilen teklife gö
re, Odalar Birliği kaynaklarıy
le, Oda ve Borsalar kaynakların
dan 4 yıl süreyle Türk Silahlı
Kuvvetlerine yardım yapılacak
tır. Bu kaynaklardan dört yıl
sonunda 1 m ilyar TL yakın ye
lir elde edilmesi beklenmekte­
dir.
LEFKOŞA — ÖZEL:
Incelerrelerde bulunmak üze
re Kıbrıs'a gelmiş olan Uluslar
arası Hür İşçi Sendikaları Kon­
federasyonu Temsilcisi Peter
H. De Jonge, dün Saray Otel’
de tertiplediği basın toplantı
sında, Güney'de bulunan Türklerln can ve mal güvenliğinin
sağlanması görevini Birleşmiş
M illetler Barış Gücüne ait oldu
ğunu söylemiş, ancak bu kuv
vetin etkili rol oynayamaması
nın nedenlerini bilmediğini açık
lamıştır. Kıbnsa, durumu taraf
sız bir gözle incelemek üzere
TÜRK EVLERİ ŞİLTELERİNE VARINCAYA
KADAR SOYULUYORDU
Mehmetçik köyü mucize
ter yaratmış civar Rum
köylerini
susturmuştu.
Kaleburnu sağlamdı. Sa­
dece Kilitkaya, Topçu köy, Ergazi bu arada Çatoz sıkıştırılmıştı..
Bu
köylerden
esirlerimiz
vardı. Radyoların gün lük tüm ajans haberle rini tam tamına dinliyor­
duk.. 14 Ağustos'a doğru
artık ikinci bir çatışma­
nın kaçınılmazlığı kafa ••
miza yerleşmişti.
kuka aykırı
mlştir.
düştüğünü
bildir
MAZUR GÖRÜLEMEZ
Faruk Eren, devletlerin 1949
yılında Cenevre’de imzalanan
antlaşmalarda sivillerin, yaşlı­
ların, çocukların, kadınların ko
runması yolunda taahhütler üs
lendiklerini hatırlatarak, Weck
mann’ın vahşet olaylarını kına­
mak yerine olağanlığını belir­
ten sözlerinin Birleşmiş Millet­
le rin dayandığı esaslara aykırı
düştüğünü söylemiştir. Türkiye
Barolar Birliği Başkanı, Birleş
miş M ille tle r Genel Sekreteri’
nln Kıbrıs’daki Özel Temsilcisi
nin İlluslararasmda kesin so­
nuca varmış bu çabalardan ha­
bersiz kalmasının mazur görü­
lemeyeceğini belirtmiştir.
ESEN’İN TELGRAFI
Uluslararası hukukçular Bir
liği Türkiye şübesi başkanı Pro
fesör Bülent Nuri Esen de Kıb
rıs'da Rum kesiminde Türklere
karşı işlenen soy söndürme ey
lemlerlnin, akıl almaz cinayet
lerln, işkencelerin ve insanlık
dışı davranışların sona erdiril
meşini istemiştir. Profesör Esen, Birliğin Cenevre’deki mer
kezine gönderdiği telgrafta, bu
nun sağlanamaması halinde in
sanlığının geleceğinin ve insan
haklarının korunmasının tehll
keye gireceğini söylemiştir. Bü­
lent Nuri Esen, Uluslararası
Hukukçular birliğinden Kıbrıs
Rumları'mn Türklere karşı uy
guladıklarj insanlık dışı eylem
İere dünya kamu oyunun dlkka
tini çekmek konusunda Türki­
ye’ye yardımcı olmasını iste­
miştir.
DOĞUM
SEVAL
ile
KAZIM KAMİL
Oğulları YAŞAR KAMIL'ln doğu­
munu akraba ve dostlarına müj­
delerler.
Himmet Doğum Kliniği
9.9.1974
LEFKOŞA
kıntısı güngünden artı yor. Mücahit yeniden kı­
zağa çekiliyor. Uzun saç­
lıların saçı kesiliyor. Ya­
naşık düzen talimleri...
H.H. Üt JONUb
geldiğini belirten De Jonge.
adanın gerek kuzey, gerekse
güney kesimlerinde ekonominin
tamamen durduğunu kaydetmiş,
"Rumların göçmen kamplarını
ziyaret ettim. Durumları iyi de
ğildir. Ama Türk tarafındaki
göçmenlerin durumu da ayni­
d ir” demiştir.
70 BİN RUM İŞSİZ VAR
De Jonge, Kıbrıs sorununa
geçici değil, nihai bir çözüm
şekli bulunması gereğine İşaret
etmiş, nihai çözüm şekli bulu
nuncaya kadar insancıl sorun­
ların çözümlenmesin,ıı, insani
bir görev olduğunu hatırlat­
Osman Örek dikkati
mıştır, Uluslararası Hür İşçi
Sendikaları
Konfederasyonu
Temsilcisi Lir soru üzerine,
Rum tarafındaki kayıtlı işsiz
sayısının 70 binin üzerinde ol­
duğunu açıklamıştır. De Jonge,
Kıbrıs'taki temaslarım tamam’
lamasından sonra Türk — İş
yetkilileriyle görüşmelerde bu
lunmak üzere Ankara'ya gidece
ğini belirtmiş, Güney'de kalan
Türklerin çoğunun işet sınıfına
dahil olduğu ve bu insanların
güvenliği İçin tedbirler alınıp
alınmayacağına ilişkin bir soru
üzerine, "Bu benim teşkilâtı­
mın görevi değildir” demiştir.
çekiyor
l l i l i n u r u a i l l l l i u i u i i j i u i l i i j ı l ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı n ı ı ı ı m ı , ,,,,!
DİBLOMA KAYBI
3 Ağustos 1974
CUMARTESİ
yaptı:
Lefkoşa Türk lisesinden
1971 — 1972 döneminde
aldığım diplomamı kay bettim yenisini alacağım­
dan eskisinin hükmü kal­
madığım duyururum.
ZEKİ GAZİOĞLU
Rumlar B.M. Göçmen Sorunları
Kuruluşunu ele geçirmek istiyor
Nikos Sampson güldü rüyor bizi. Enosis’in an cak yüz
hatta 300 yıl
sonra gerçekleşebilece ğini söyledi.
Ve Cum­ liltlllllllflıllllü IIIIJIImumi lllll !I|lIIIIJl|l |ll||l |,l |
LEFKOŞA:
tekelleri altına almak gayret­
Bu haberde Kıbrıs'ın Kuzey
Otonom Türk Yönetimi Sa­
hurbaşkanlığını zorla ka­
keşliğine girmiş bulunmakta­
bölgesinde görevlendirilen Bir
DİBLOMA KAYBI
vunma Bakanı Osman Örek,
dır.
leşmiş Milletler Göçmenler Ko
bul ettiğini belirtti.
- 1967 ders yılında Lefko­
CYPRUS MAİL gazetesinde ya­
Hatırlanacağı gibi Rumla!.mlseri Sayın Sadrettin Ağa
Rum halkı işte böyle şa1966
Türk Lisesinden almış oldu­
yınlanan bir yazı üzerine, Rurogeçmiş on bir yılda UNDP diye
Han'ın Temsilcis ne bf< irtibat
ne idüğü belirsiz h e rif­ ğum diplomamı kaybettim. Yeni­ la’ in Birleşmiş M illetler Göç­ bilinen Birleşmiş Mulletler memuru takmakla Türk kontro­
lerin bokuna yandı. T ü r- sini alacağımdan eskisinin hük­ men Sorunları Kuruluşunun fa- kalkınma programı, tamamen lü altındaki bölgelerde bu ku­
aliyet ve yardımlarını tekelle­
kiyenin müdahalesi en mü yoktur.
kendi tekellerine almışlar ve
ruluşun faaliyetlerini sözde
rine almak istediklerini söyle­
bu kuruluşun yalım larını Türk
MUSTAFA REŞAT
Rum Yönetmeni namına yapılı­
kuru kafalara, en inat be lllll|IIII||1HlUü|||||||,nJ
,||,„(| |,||||1||I|JlI||J|((1Jıij
miştir. örek'in bu konuya İliş­
toplumunu ekonomik bakımdan
yor havasını yaratmak İstemiş­
yinlere bile aklı selim
kin beyanatı şöyledir:
lerdir.
çökertmek için bir araç olarak
girmesi ve mevzilenmegetirm iştir. Demek ki
“ Birleşmiş Milletler Göçmen
kullanmak siyasetini izlemiş­
Böyle bir du'ıumun geçmiş
Si
Rumları
iyicene
kız
yıllardır Rum bu adada
lerdir.
ler Yüksek Komiseri Prens Şad
on b r yıl zarfında mücadele­
dırdı.
Nitekim üç kez
rettln Ağa Hani'ın Kıbrıs'taki
Şimdi bu dönemde daha Rum
mizden de anlaşılacağı gibi,
bu gerçeği arıyor,
bu
tarafının ayni kötü siyasetten
özellikle şimdiki dönemde ta­
Birleşmiş M illetler
as­ faaliyetleri malûmdur.
gerçeği istiyordu..
Rum tarafı geçmiş on bir
rafımızdan hoş karşılanmayaca
vazgeçmediği dün, Rum malı
kerlerini limana girmek­
yılda olduğu gibi Birleşmiş Mil
bir gazetede (Cyprus Mali) çı­
ğını ve kabul görmlyeceğlni
ten meneden Polonya
4 Ağustos 1974
letfer’e bağlı bu kuruluşun fa­
kan bir habeUden anlaşılmakta­
herkesin şimdiden bilmes nde
kampıyle maruf
Rum
PAZAR
dır.
aliyet ve yardımlarını da kendi
bir yanar vardır."
kampı askerleri durum lliaillll|liailllllllBIIIIIIIIII»lliailBliailRtlllllliaBaRaM >(ltlim iiaiianaiiaiiaiiaiianiliailBliail|liailBIIR U anBIIBItRliauaillliaiiauaiiaiiaillillliaiia»atiailBII|ttaifaiiailltiaiiail|
Bugün
Lefkoşa'darı
üzerine hemen Barış Gü
sonra Mağusa’da da me
cü zırhlılarını limana Ye­
mur ve işçilere ödeme
ni kapıdan sokuverdiler.
yapıldı. Sadece bir hu İsveç Kontenjanına bağ­
sus var kafamızı burgu
lı zırhlılar mitralyözleri gibi delen. Satış yerleri
ni hisarlara doğru çevir­
satışlarından tek kuruş diler. Türklerin liman­
luk fedakârlık yapmıyor.
dan çekilmesini istiyor Kahvelerde kahve hâlâ
lar.
yedi kuruş. Kazançlar a Bu adamlar utanmıyor
Iış gücünün
kalmadığı
gerçekten.
Bir yandan
bir ortamda nâmütenahi
Rum saldıracak, vuracak
devam ediyor.
Ekmek,
öldürecek, yakıp yıka­
un dağıtımı Yönetimden
ANKARA
gereken b ir sorundur. Müzake­
yor. Kıbrıs'da iki toplumun İlde
cak. Bir yandan Barış
olduğu halde olaylar baş
Rumlar Kıbrıs'ın bazı kesim­ relerin başlamasının gecikme
rl arasında yapılmaya başlayan
Gücü bu düşmanın ya - lerinde Türkleri esir tutmaya si, bu insani sorunlara çözüm görüşmelerin süratle bu sorun­
lamadan önce Rum tara­
nında
mitralyözlerini devam etmektedirler. Anka bulunmasını da ister istemez lara bir çözüm bulunmasını di­
fının saptadığı biçimde
Türklere karşı
çevirip ajansı muhabirleri isviçreli ol­ güçleştirmiş ve geciktirmiş olu liyorum” .
13 ve 18 kuruştan satıh
bildirerek Limasol'da
tehditler savuracak. Ga­ duklarını
yor..
ki esir kampında bulunan Türk
liba Allahtan başka yar­ ler'le görüşmüşlerdir. Muhabir
dımcımız kalmadı.. Yar - ler kamptaki esirlerin konuşma
5 Ağustos 1974
larını teype almışlardır. Esir
dunlarına en çok ihtiyaç
PAZARTESİ
Türklerden Alpay Raşit kampta
duyduğumuz
Isveçlile
Bugün Mağusa ilk kez
ki durumu şöyle anlatmıştır:
rin böylesine Türklere
çarpışmalardan bu yana
"Durumumuz çok parlak de­
silâh çevirmesi bekleni­ ğildir. Artık iyi günlerin bizler
hareketli günlerinden bi
LEFKOŞA:
için geleceğine ümitliyiz. Türki
lir bir davranış değildi.
rini yaşadı. Olaylar şu
Rum Yönetimi Başkanı Glâfkos Kliridis dûn verdiği bir
ye’nin gücüne inanıyoruz. Me
Biz
onlardan
yardım
is­
şekilde gelişti:
demeçte, adadaki Ingiliz üslerine sığınan 10,000 Türk göçme­
şakkata alışmış durumdayız. Bü
teyip canımızı, malımı - yüklerimizin artık kararlarını
ninin Türkiye'ye gönderilmesi ile ilgili Türk plânının Rum tara­
— Eski limanla yeni
zı kurtarmalarını sağlat- bekliyoruz. Bir an evvel bura- fınca kabul edilmesinin tamamen imkânsız olduğunu belirtmiş
liman arasındaki gözet­
ve Türkiye'nin topraklarını göçmenimi için transit bir istasyon
tıracağımıza onlar düş - danayrılmak için can atıyoruz.
leme kulesinde çarpış Ailelerimizden hiçbir haber al
olarak kullanmak istediğini, göçmenler Türikyeye nakledildikten
manla üzerimize geliyor dığımız yok.”
malardan bu yana mah ••
sonra bunları yeniden gemilerle Kıbrıs’a göndereceğini ve böy­
lar. Dünya bu olayı nasıl
sur kalmış üç dört Rum
ECEVİT DUYGULANDI
lelikle adada nüfus aktarmasını gerçekleştireceğini İddia et­
yorumlar belli değil..
Limasol'da esir tutulan Türkmiştir.
askeri vardır. Bunlar Ma
lerln banda alınan konuşmala
Kliridis demecinde. Denktaş’ın adanın güneyinde Rum
ğusa'ya elektrik akımı
rı Başbakan Bülent Ecevit de
kontrolündeki bölgelerde yaşayan Türklerin adanın kuzeyine
İKİNCİ M AĞUSA
verilmesi şartıyle ikmal­
dinlemiştir. Ecevit bu konuda
Türk kontrolü altındaki bölgelere nakledilmelerinin kaçınılmaz
MUHAREBELERİ
lerini alıyorlardı. Daha
şöyle demiştir:
olduğu yolundaki sözlerine de değinmiş ve Rum tarafının buna
"Kıbrıs’da esir durumda tu­
İkinci Cenevre konfe açıkça insanlık ölmedi
hiçbir zaman izin vermeyeceklerini söylemiştir.
ransı başarısızlığa uğru­ tulan bir kısım Türklerin kendi
diyor, denizden ikmalle­
sesleriyle durumlarım Türk ka
yor. Haberi sabahın geç
rini yapmasına göz yu mu oyuna ulaştırma fırsatını
saatlerinde
alıyoruz.
muluyordu.
Ancak bu­
bağlamanızdan çok memnun ol
dum. Bu konuşmaları teypten
Günlerden 14 Ağustos
gün ani bir kararla Lima­
Çarşamba.. Sabah yavaş ben de dinlerken çok duygulan
na sızma yapan müca
Şu sırada Kıbrıs sorunu­
yavaş doğruluyor, kuşku dım.
hitler yeni Liman yönün
nun siyasal yönüne göre insani
ile Rum mevzilerine ba­ yönü, bence öncelik taşımakta­
den arabalar, balalar ve
dır. Esirlerin durumu, güvensiz
kıyoruz. ilk atışlar altı
sair eşyalarla barikat ku
sıralarında başlıyor. Ne lik içinde bulunanların durumu,
rarak irtibatı
kestiler.
yahat edecek Türklerin pasa­
var ki tecrübeliyiz. Bili­ bence öncelikle ele alınması
LEFKOŞA :
Eski limandan Cambulat
Kıbrıs
Otonom
Türk
Yöneti
portlarını Türk yönetiminden
yoruz
ki
Rum
bu
hisarla­
yönünden de irtibat ke­
mi Başkanı Rauf Denktaş, ada
almaya başladıkla'ını da açık
SİMDİ BASKINA AMAÇ
ra kolayca yaklaşamıya
sik olduğu için mahsur
nın Türk bölgesinde bulunan
lamıştır.
GÜNEYDEKİ GÜVENLİK
cak.
Bu
yüzden
atışları­
kalan Rum askerleri ya
yabancılara ait malların ve ■IlIlirilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
ALTINA ALINMAKTA
na cevap vermiyoruz.
ekonomik çıkarların korunaca­
oldukları yeri terkede(Birinci sayfadan devam)
Rumlar feci atışlarına ti gözetmek gerekir. Onurlu ğını açıklamıştır. AP Ajansına GÖÇMENLER
cekier veya başka ted bir demeç venen Denktaş, Türk
bir ulus kalkınma uğruna özgür
biteviye devam ediyor KAYITLARINI
birler alacaklar. Ancak
bölgesindeki yabancı malların
lüğünden
de
sosyal
,
adaletten
lar. Tek kuşkumuz ha bu gelişmeler tümden
YAPTIRMALI
Türk
Yönetimine
bildirilmesini
de feragat edemez, Sosyal ada
van mevzilerini tespit letin ülkedeki sosyal ve ekono istemiştir. Demecinde Kibrisin
yeni alarma neden oldu.
LEFKOŞA:
etmek.. Ama bu kez her mlk düzenle sağlanabilecek yön Türk bölgelerinde bulunan ya­
Çalışma, Rehabilitasyon ve
Barış Gücüne ait iki zırh­
bancılara alt mal varlığı hak­
leri olduğu gibi alt yapı hizmet
Sosyal İşler Üyeliği İskân ve
yandan havan atılıyor.
lı araç (İsveç) Limana gi­
ları ile öteki ekonomik hakla­
leriyle de sağlanabilecek yönle
Rehabilitasyon
Müdürlüğün,
Uçakları yeniden bekli - ri
rip Yeni limanın Dalgakı
rın ihlâl edilmeyeceğini bildi­
vardır. Sosyal adalet ilkesi
den yapılan açıklamaya göre,
yoruz.
Kadınlar,
çocuk
ranlar tarafına yerleşti.
ne istediğimiz kadar bağlı ola­
ren Denktaş^ bölgedeki Rum
güneyden gelen ve evlerde
lar mazgallarda.
lım. Eğer sosyal adaleti sağla
mallarının cfurumuna da de­
misafir kalan göçmenlerlmlMücahidin Limana ha­
ğinmiştir. Denktaş, bu malla­
mizin Atatürk Meydanı Anka­
Telâşsız, heyecansız yabilmenin maddi dayanakları
kim oluşu stratejik yö n ­
nı hazırlayamazsak, bu ilke ha­
rın resmi kuruluşlar ve yeni
ra Sokakta açılan "Göçmen
saatleri yutuyoruz. Türk vada
den de askerî çevrelerde
kalır. Bugün hizmete gi
kurulacak kooperatifle «e İş­
Kayıt Bürosu "na başvurarak
ordusu îkinci harekâta
olumlu karşılandı. Şimdi
ren Keban tesisleri de sosyal
letileceğini bildirm iştir. Denk
kayıtlarını yaptırmaları gerek
başlamış.
Mağusa’ya
adalet
içinde
kalkınmanın
so
Limanda Türk Mücahidi
taş ayrıca, Kıbrıs dışına semektedir.
muhakkak yetişir diyo - mut dayanaklarından temellerin
var..
ruz. Orc/ıdan evvel öğ - den biridir. Bu eserle doğu Ana
dolu kalkınmanın kenarında kal
leden sonra uçaklar ge­ maktan kurtulacaktır. Kalkınma
liyor.
Heyecanla,
şevkle
yolunda geniş olanaklara kavuş
Rumlar Birleşmiş M il­
onları seyrediyoruz. Gök muş olacaktır” .
letlerin limandaki varlı ııaııııııırııııııaııııııııııılııııııııııııııaııııımıınıııııııı
kubbeyi yırtıyorlar. Mağını fırsat bilerek açık
raş üzerine dalıyor Rum
seçik dalgakıranlar ve li­
KİRALIK EV VE
mevzilerini harabeye çe
man içlerine mevzi ya DÜKKANLAR
viriyorlar. Yambaşımız pıyorlar. Ellerinde mevzi
Resmi bir ziyaret için Bonn'
İlgili Cenevre Barış konferansı
Lefkoşada
Girae yolun
da susmak bilmez Kara­
yapımı için
her imkân
da ASPAVA bananının al da bulunan Yunanistan Dışişle nın başarısızlıkla sonuçlanma
kol
Kampı
var.
Oralara
ri Bakanı Yorgo Mavros, Fede
sı nedeniyle bu görüşmelere
mevcut. Sadece gözlüyo­
da bombardıman yapıl­ tındaki dükkânlar makûl rai Alrranya'uın Yunanistan’ın yeniden katılmayacaklarını da
ruz. Çarpışmalar bir kez
fiyatla kiralıktır.
ödemeler dengesini düzeltmesi
tekrarlamıştır. Mavros, Birleşik
sın diye dua ediyoruz.
daha başlarsa,
hangi
Bakam
A yıca yine Lefkoşada ne yardımcı olacağını umduğu­ Amerika Dışişleri
Oralar
da
sussun.
Ateş
mevziye ateş edeceği nu söylemiştir. Mavros, Köln
Henry Kissingerie
Birleşmiş
»urlar
içinde
Polis
soka
•
kusmasın bize. Yeniden
Radyosuna verdiği demeçte, Fe
Milletler Genel Kurul toplantı­
mizi biz de şaşıracağız..
ğında 19 numaralı 4 oda deral Almanya’nın Yunanistan'a sında görüşmek istediğini bil­
olmuyor. Ve çekip giden
dirmiştir.
Ortak Pazar içinde ve dışında
lı bir ev kiralıktır.
uçakların ardından
bir
8 Ağustos 1974
yardımcı olmasını da istemiş
Yunanistan Yöneticileri, Bir
Mraeaaft
:
süre daha atışlar devam
CU M A
tir.
leşik Amerika Dışişleri Bakam
Mehmet Ali Hüseyin
ediyor..
Verilen habere qöre, Yunanls
nın daha önceki görüşme teklif
Mağusa limanına üç
42 A rasta Sok- Lefkoşa tan Dışişleri BaTfbnı Kıbrıs'la
lerinl reddetmişlerdir.
(Devamı yarın)
gün önce mücahitlerin
Esirlerimiz, Ecevit’i duygulandırdı
Türkiyenin gücüne inanıyoruz
ve kararlarını bekliyoruz
Kliridis 10,000 Terk tin Türkiyeye
göRderilmesiai kabul ütmedi
DENKTAŞ TÜRK BÖLGESİN­
DEKİ YABANCI ÇIKARLARIN
KORUNACAĞINI AÇIKLADI
MAVROS KİSSİNGERLE
GÖRÜŞMEK ARZUSUNU
İZHAR E H I
Download